Riyâzu's Sâlihîn Hadis Kitabı

1202-) Enes  radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve  sellem şöyle buyurdu: "Misvak kullanma hakkında size pek çok tavsiyede bulundum."

Kaynak: Buhârî, Cum'a 8. Ayrıca Bk. Nesâî, Tahâret 5
Konu: Genel
1203-) Şüreyh İbni Hânî  şöyle dedi: Hz. Âişe'ye; - Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evine girdiği zaman ilk önce ne yapardı? diye sordum. - "Dişlerini misvaklardı" dedi.

Kaynak: Müslim, Tahâret 43, 44. Ayrıca Bk. Nesâî, Tahâret 7
Konu: Genel
1204-) Ebû Mûsa radıyallahu anh şöyle dedi:  Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girdim. Misvağın ucu ağzındaydı.

Kaynak: Buhârî, Vudû 73; Müslim, Tahâret 45. Ayrıca Bk. Nesâî, Tahâret 2
Konu: Genel
1205-) Âişe  radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre   Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:  "Misvak kullanmak ağzın temiz kalmasına ve  Rabbın razı olmasına sebeptir."

Kaynak: Nesâî, Tahâret 4; İbn Huzeyme, sahih, I, 70. Ayrıca Bk. Buhârî, Savm 27; İbni Mâce, Tahâret 7
Konu: Genel
1206-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Peygamberlerin sünneti (fıtrat) beştir - yahut beş şey fıtrat gereğidir- :Sünnet olmak, kasıkları tıraş etmek,  tırnakları kesmek, koltuk altını temizlemek, bıyıkları kırpmak."

Kaynak: Buhârî, Libâs 51, 62, 64; Müslim, Tahâret 49, 50. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 16; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî,tahâret 8-10; İbni Mâce, Tahâret 8
Konu: Genel
1207-) Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak.." Râvî "onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su vermek) olması muhtemeldir" dedi.

Kaynak: Müslim, Tahâret 56. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 29; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî, Zîynet 1; İbni Mâce, Tahâret 8
Konu: Genel
1208-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bıyıklarınızı kırpınız, sakallarınızı bırakınız!"

Kaynak: Buhârî, Libâs 63, 64; Müslim, Tahâret 52-54. Ayrıca Bk.  Ebû Dâvûd, Tereccül 16; Tirmizî, Edeb 18; Nesâî, Tahâret 14, Zînet 2, 56
Konu: Genel
1209-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak."

Kaynak: Buhârî, Îmân 1, 2; Tefsîru Sûre (2), 30; Müslim, Îmân 19-22. Ayrıca Bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, Îmân 13
Konu: Genel
1210-) Talha İbni Ubeydullah radıyallahu anh şöyle dedi: Uzaktan sesini duyup ne dediğini anlayamadığımız saçı başı dağınık Necidli bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in huzuruna geldi.  Resulullah'a yaklaştı. Bir de baktık ki, İslâm'ın ne olduğunu soruyor. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - "Bir gün bir gecede beş vakit namaz kılmaktır" buyurdu. Adam: - Kılmam gereken başka namaz var mı? dedi. - "Hayır yok! Nâfile olarak kılarsan o başka" buyurdu. Resûlullah sallahu aleyhi ve sellem sözüne devam ederek: - "Bir de ramazan ayı orucunu tutmaktır" buyurdu. Adam yine: - Tutmam gereken başka oruç var mı? dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz: - "Hayır yok. Nâfile olarak tutarsan o başka!" buyurdu. Râvî Talha radıyallahu anh diyor ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adama zekât vermeyi söyledi. Adam: - Vermem gereken başka sadaka var mı? dedi. - "Hayır yok. Nâfile olarak verirsen o başka" buyurdu. Bu defa Adam: - Bu söylediklerinden ne fazla ne eksik yaparım" diyerek Resûlullah'ın huzurundan ayrıldı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - "Eğer sözüne sahip çıkarsa, kurtuldu gitti" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Îmân 34, Savm 1, Şehâdât 26, Hiyel 3; Müslim, Îmân 8, 9. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 1; Tirmizî, Mevâkît 4; Sıyâm 1; Nesâî, Sıyâm 1, Îmân 23
Konu: Genel
1211-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Muaz'ı Yemen'e (vali ve zekât âmili olarak) göndermiş ve ona şu tâlimâtı vermiştir: - "Onları önce Allah'tan başka tanrı olmadığına ve benim, Allah'ın elçisi olduğuma şehâdet getirmeye davet et. Eğer bunu itiraf ile sana itaat ederlerse, Allah'ın, onlara günde beş vakit namazı farz kıldığını açıkla. Buna da itaat ederlerse, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek olan zekâtı Allah'ın  farz kıldığını onlara bildir."

Kaynak: Buhârî, Zekât 1, Tevhîd 1; Müslim, Îmân 29. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Zekât 5; Nesâî, Zekât 46; İbni Mâce, Zekât 1
Konu: Genel
1212-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in, Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet edinceye, namazı kılıp zekâtı verinceye kadar insanlarla savaşmam bana emrolundu. Bunları yaparlarsa, -İslâm'ın hakkı olan hadler hariç-  canlarını, mallarını benden korumuş olurlar. Gerçek durumlarının hesabını görmek ise Allah'a kalmıştır."

Kaynak: Buhârî, Îmân 17, 28, Salât 28, Zekât 1, İ'tisâm, 2, 28; Müslim, Îmân 33-36. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 95; Tirmizî, Tefsîru Sûre (88); Nesâî, Zekât 3; İbni Mâce, Fiten 1-3
Konu: Genel
1213-) Ebû Hureyre radıyallahu anh dedi ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in vefatı üzerine, yerine  Ebû Bekir halife seçilip de Araplar’dan kimileri dinden dönünce, Ebû Bekir bunlara karşı  savaş açtı. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh : - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "Ben insanlarla Allah'tan başka ilâh yoktur deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim kelime-i tevhîdi söylerse, -İslâm'ın hakkı olan hadler hariç-  mal ve canını benden korumuş olur. Gerçek hesabını görmek ise Allah'a kalmıştır" buyurmuşken şimdi sen onlarla nasıl savaş edersin? diye karşı çıktı. Ebû Bekir: - Allah'a yemin ederim ki, namazla zekâtın arasını ayıranlarla mutlaka  savaşırım. Çünkü zekât, malın (ödenmesi gerekli) hakkıdır. Allah'a yemin ederim ki, Resûlullah'a verdikleri bir deve yularını bile bana vermekten kaçınırlarsa, sırf bu sebepten dolayı onlarla savaşırım" cevabını verdi. Bunun üzerine  Ömer radıyallahu anh şöyle dedi: "Yemin ederim ki, zekât vermek istemeyenlerle savaş konusunda  Allah Teâlâ'nın,  Ebû Bekir'in kalbine tam bir kararlılık vermiş olduğunu gördüm ve  doğrunun bu olduğunu  anladım."

Kaynak: Buhârî, İ'tisâm 2, Zekât 1, 40, İstitâbe 3; Müslim, Îmân 32. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Zekât 1; Tirmizî, Îmân 1; Nesâî, Zekât 3, Cihâd 1
Konu: Genel
1214-) Ebû Eyyûb radıyallahu anh demiştir ki bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e: - Beni cennete götürecek bir amel söyle! dedi. Resûl-i Ekrem de: - "Allah'a ibadet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Namazı kılar, zekâtı verir ve akrabanı görüp gözetirsin!" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Zekât 1, Edeb 10; Müslim, Îmân 12, 14. Ayrıca Bk. Nesâî, Salât 10
Konu: Genel
1215-) Ebû Hureyre radıyallahu anh dedi ki, bedevînin biri Nebî  sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi ve: - Ey Allah'ın Resulü! İşlediğim takdirde cennete gireceğim bir amel söyle bana, dedi. Resûl-i Ekrem: - "Allah'a, hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan  namazları kılarsın. Yine  farz olan zekâtı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın" buyurdu. Bedevî: - Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu söylediklerine hiçbir şey ilâve etmem, dedi. Adam dönüp gidince Peygamber aleyhisselâm: - "Cennetlik birini görmek  kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin!" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Zekât 1; Müslim, Îmân 15, Fezâilü's-sahâbe 150. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Rü'yâ 10
Konu: Genel
1216-) Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e, namaz kılmak, zekât vermek ve bütün müslümanların iyiliğini istemek üzere biat ettim."

Kaynak: Buhârî, Îmân 42, Mevâkîtü's-salât 3, Zekât 2, Şurût 1; Müslim, Îmân 97-98. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey'at 6, 17
Konu: Genel
1217-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Zekâtı verilmeyen her altın ve gümüş, kıyamet günü ateşte kızdırılarak plaka haline getirilip sahibinin yanları, alnı ve sırtı bunlarla dağlanır. Bu plakalar soğudukça, süresi elli bin sene olan bir günde kullar arasında hüküm verilinceye kadar sahibine azap için tekrar kızdırılır. Neticede kişi, yolunun ya cennete ya da cehenneme çıktığını görür." - Ey Allah'ın elçisi! Peki zekâtı verilmeyen develerin durumu nedir? dediler. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - "Hakkı ödenmeyen her deve sahibi, -ki su başlarına geldikleri zaman sağılıp sütünün muhtaçlara dağıtılması da bu haklar arasındadır- kıyamet günü düz ve geniş bir sahaya yatırılır. O develer de en semiz hallerinde ve bir tek yavru bile dışarıda kalmamak şartıyla o kişiyi ayaklarıyla çiğner ve dişleri ile ısırırlar. Öndekiler geçtikçe arkadakiler gelir (aynı şeyi yapar). Süresi elli bin sene olan bir günde insanlar hakkında hüküm verilinceye kadar bu böyle devam eder. Neticede kişi, yolunun ya cennete veya cehenneme çıktığını görür." - Ey Allah’ın elçisi! Peki zekâtı verilmeyen sığırlar ile koyunların durumu ne olacak? dediler. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - "Hakkı (zekâtı) verilmemiş her sığır ve koyun sahibi, kıyamet günü düz ve geniş bir yere yatırılır. İçlerinde eğri boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzu kırık bir tane bile hayvan bulunmaksızın o hayvanlar o kişiyi boynuzları ile süser, tırnakları ile çiğnerler. Öndeki geçince arkadaki onu takip eder ve bu durum süresi elli bin yıl olan bir günde kullar arasında hüküm verilinceye kadar devam eder. Neticede kişi, yolunun ya cenneteveya cehenneme çıktığını görür." - Ey Allah'ın elçisi! Ya atların durumu nedir? dediler. Resûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu: - "Atlar üç sınıftır. Kişi için yük olan at vardır; örtü olan at vardır, ecir ve sevap olan at vardır. Yük ve vebal olan at sahibinin sırf çalım satmak ve İslâm'a düşmanlık yapmak için beslediği attır. Bu, o adam için vebaldir, Örtü olan at sahibinin Allah rızâsı için beslediği ve binit ve koşum olarak üzerindeki Allah'ın hakkını ödediği, iyice bakıp gözettiği attır; bu sahibi için bir perde ve örtüdür. Ecir ve sevap olan ata gelince, o da sahibinin müslümanlara yardımcı olmak maksadıyla Allah yolunda besleyip çayır ve bahçelerde otlattığı attır. Atın o çayır veya bahçeden  yediği ve çıkardığı şeyler sayısınca sahibine iyilik yazılır. Hatta at ipini koparıp da bir-iki tur atarsa, onun izleri ve pislikleri adedince sahibine iyilik yazılır. Ya da sahibi sulamak niyeti olmadığı halde onu bir nehir kenarından geçirirken at su içecek olsa, Allah onun içtiği su yudumları adedince sahibine iyilik yazdırır." - Ey Allah'ın elçisi! Peki ya eşeklerin durumu nedir? dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - "Kim zerre kadar bir hayır işlerse onun karşılığını görür. Kim zerre kadar kötülük yaparsa onun karşılığını görür" meâlindeki umûmi mânalı âyetten başka bana eşekler hakkında özel bir bilgi verilmedi."

Kaynak: Müslim, Zekât 24; Buhâri, Cihâd 48 ( Kısmen)
Konu: Genel
1218-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır." Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163 Bu, Buhârî'nin rivayetidir. Buhârî'nin bir başka rivayeti (Savm 3) şöyledir: Allah Teâlâ buyurur ki: "Oruçlu kişi yemesini, içmesini, cinsî arzusunu benim rızâm için terkeder. Oruç, doğrudan doğruya benim rızâm için yapılan bir ibadettir. Her iyiliğin karşılığı on misli sevap olduğu halde, orucun mükâfatını  ben vereceğim." Müslim'in bir rivayetine göre (Sıyâm 164) Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "İnsanın her ameline kat kat sevap verilir. Bir iyilik, on mislinden yedi yüz misline kadar katlanır. Allah Teâlâ, "Ama oruç başka. O benim içindir, mükâfatını da ben veririm. Oruçlu, şehvetini ve yemesini benim için bırakır" buyurmuştur.

Kaynak: Oruçlu İçin İki Sevinç  Vardır: Biri, İftar Ettiği Zamanki Sevinci; Diğeri, Rabbine Kavuştuğu Zamanki Sevincidir. Hiç Kuşkunuz Olmasın Ki, Oruçlunun Ağız Kokusu Allah Katında Misk Kokusundan Daha Güzeldir".
Konu: Genel
1219-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah'ın (sevgili) kulu! Burada hayır ve bereket vardır’, diye çağırılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular reyyân kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından (cennete girmeye) davet edilirler."  Ebû Bekir radıyallahu anh: - Anam babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resulü! Gerçi bu kapıların birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağırılmaya ihtiyacı yoktur ama, bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır? dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - "Evet, vardır. Senin de o bahtiyârlardan olacağını ümit ederim" buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Savm 4, Cihâd 37, Bed'u'l-halk 9, Fezâilü Ashâbi'n-nebî 5; Müslim, Zekât 85, 86. Ayrıca Bk.tirmizî, Menâkıb 16; Nesâî, Zekât 1, Cihâd 20, Sıyâm 43
Konu: Genel
1220-) Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse  girmez."

Kaynak: Buhârî, savm 4; müslim, sıyâm 166. ayrıca Bk. nesâî, sıyâm 43; ibni Mâce, sıyâm 1
Konu: Genel
1221-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ,  bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar."

Kaynak: Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 3; Nesâî, Sıyâm 44,45; İbni Mâce, Sıyâm 34, Fiten 13
Konu: Genel
1222-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."

Kaynak: Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33
Konu: Genel
1223-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."

Kaynak: Buhârî, Savm 5, Bed'ul-halk 11; Müslim, Sıyâm 1, 2, 4, 5
Konu: Genel
1224-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazanın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, şâbanı otuza tamamlayınız." Buhârî, Savm 11; Müslim, Sıyâm 4, 7, 8, 17-20. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 5; Nesâî, Sıyâm 8; İbni Mâce, Sıyâm 7 Bu, Buhârî'nin rivayetidir. Müslim'in rivayetinde şöyle buyurulmaktadır:  "Eğer şevval ayının başlangıcı bulutlu olursa, orucu otuza tamamlayınız."

Kaynak: (bu Rivayet İçin De Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sıyâm 7; Nesâî, Sıyâm 10; İbni Mâce, Sıyâm 7)
Konu: Genel
1225-) İbni Abbâs  radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da ramazanda Cebrâil'in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil aleyhisselâm, ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur'an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Cebrâil ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı."

Kaynak: Buhârî, Bedü'l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed'ul-halk 6, Fezâilü'l-kur'ân 7, Edeb 39; Müslim, Fezâil 48, 50. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cihâd 15; Nesâî, Sıyâm 2; İbni Mâce, Cihâd 9
Konu: Genel
1226-) Âişe  radıyallahu anhâ şöyle dedi: Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri  ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi.

Kaynak: Buhârî, Leyletül-kadr 5;  Müslim, İ'tikaf 7. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1; Nesâî, Kıyâmu'l-leyl 17; İbni Mâce, Sıyâm 57
Konu: Genel
1227-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak ramazanı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun."

Kaynak: Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 7, 11; Tirmizî, Savm 2, 4, 38; Nesâî, Sıyâm 13, 31, 32, 38; İbni Mâce, Sıyâm 5
Konu: Genel
1228-) İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ramazandan ( bir-iki gün) önce oruç tutmayınız. Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız; şevvâl hilâlini gördüğünüzde oruca son veriniz. Hilâli görmenize bulut mani olacak olursa, günü otuza tamamlayınız."

Kaynak: Tirmizî, Savm 5 . Ayrıca Bk. Nesâî, Sıyâm 13
Konu: Genel
1229-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şâbanın ikinci yarısında oruç tutmayınız."

Kaynak: Tirmizî, Savm 37. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 13.
Konu: Genel
1230-) Ebü'l-Yakzân Ammâr İbni Yâsir  radıyallahu anhümâ şöyle dedi:  Ramazandan olup olmadığı belli olmayan günde (yevmü'ş- şek) oruç tutan kişi, Ebü'l-Kâsım sallallahu aleyhi ve sellem'e  isyân etmiş olur.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Savm 10; Tirmizî, Savm 3. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Sıyâm 3
Konu: Genel
1231-) Talha İbni Ubeydullah radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hilâli gördüğü zaman şöyle dua ederdi: "Allahım! Bu hilâli bize emniyet ve iman, selâmet ve İslâm hilâli kıl. (Ey hilâl!) Benim rabbim de senin rabbin de Allah'tır" (Bu, doğruluk ve hayr hilâli olsun).

Kaynak: Tirmizî, Duâ 50
Konu: Genel
1232-) Enes radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır."

Kaynak: Buhârî, Savm 20; Müslim, Sıyâm 45. Ayrıca Bk. Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 18,19; İbni Mâce, Sıyâm 22
Konu: Genel
1233-) Zeyd İbni Sâbit  radıyallahu anh dedi ki: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte sahur yemeği yedik sonra da sabah namazını kıldık. Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne kadar zaman geçti? diye soruldu. " Elli âyet okuyacak kadar" cevabını verdi.

Kaynak: Buhârî, Savm 19; Müslim, Sıyâm 47. Ayrıca Bk. Tirmizî, Savm 14; Nesâî, Sıyâm 21,22; İbni Mâce, Sıyâm 23.
Konu: Genel
1234-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ dedi ki, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in iki müezzini vardı: Bilâl ve İbni Ümmü Mektûm. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bilâl geceleyin erkence ezan okur. Siz İbni Ümmü Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyip içiniz." İbni Ömer, "Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti" demiştir.

Kaynak: Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17; Müslim, Sıyâm 36-39. Ayrıca Bk. Tirmizî, Salât 35; Nesâî, Ezân 9-10; İbni Mâce, Sıyâm 30
Konu: Genel
1235-) Amr İbnu'l-Âs radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir."

Kaynak: Müslim, Sıyâm 46. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 15; Tirmizî, Savm 17; Nesâî, Sıyâm 27
Konu: Genel
1236-) Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar."

Kaynak: Buhârî, Savm 45; Müslim, Sıyâm 48. Ayrıca Bk. Tirmizî, Savm 13; İbni Mâce, Sıyâm 24
Konu: Genel
1237-) Ebû Atıyye dedi ki, ben ve Mesruk  Âişe radıyallahu anhâ'nın yanına gittik. Mesruk ona: - Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, dedi. Bunun üzerine Âişe: - Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu. Mesruk da: - (İbni Mes'ud'u kastederek) Abdullah'tır, cevabını verdi.  Bunun üzerine Âişe: - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı, dedi.

Kaynak: Müslim, Sıyâm 49-50. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 13; Nesâî, Sıyâm 23
Konu: Genel
1238-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: “Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır."

Kaynak: Tirmizî, Savm 13
Konu: Genel
1239-) Ömer İbnü'l-Hattâb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Gece, (doğudan) geldi de gündüz (batıdan) gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu  derhal orucunu açar."

Kaynak: Buhârî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51-52. Ayrıca Bk. Tirmizî, Savm 12
Konu: Genel
1240-) Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ dedi ki: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde beraber bulunduk. O oruçlu idi. Güneş batınca, oradakilerden birine: - "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. O: - Ey Allah'ın Resûlü! Keşke geceyi bekleseydin? dedi. Hz. Peygamber: - "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. Adam yine: - Henüz gün devam ediyor, dedi. Resûl-i Ekrem yine: - "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. Bunun üzerine adam indi ve oradakiler için sevik karıştırıp çorba hazırladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu içti sonra  eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu: - "Gecenin bu taraftan belirdiğini gördünüz mü oruçlunun iftar vakti gelmiş demektir."

Kaynak: Buhârî, Savm 33, 43,44,45; Talâk 24; Müslim, Sıyâm 52-54. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 19
Konu: Genel
1241-) Sahâbeden Selmân İbni Âmir ed-Dabbî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir."

Kaynak: Ebû dâvûd, savm 21; tirmizî, zekât 26, savm 10. ayrıca bk. ibni Mâce, sıyâm 25.
Konu: Genel
1242-) Enes radıyallahu anh dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem akşam namazından önce bir kaç taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi. Kuru hurma da bulamazsa, birkaç yudum su içerek iftar ederdi.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 10
Konu: Genel
1243-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’

Kaynak: Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163. Ayrıca Bk. Nesâî, Sıyâm 42
Konu: Genel
1244-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse,  Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez."

Kaynak: Buhârî, Savm 8, Edeb 51. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 25; Tirmizî, Savm 16; İbni Mâce, Sıyâm 21
Konu: Genel
1245-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir."

Kaynak: Buhârî, Savm 26, Eymân 15; Müslim, Sıyâm 171. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sıyâm 39; Tirmizî, Savm 26; İbni Mâce, Sıyâm 15
Konu: Genel
1246-) Lakît İbni Sabire radıyallahu anh şöyle dedi: Ben: - Ey Allah'ın Resûlü! Bana abdest almayı anlat! dedim. O da: - "Güzelce abdest al, parmak aralarına suyu ulaştır. Oruçlu olmadığın zaman suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Tahâret 56, Savm 27; Tirmizî, Savm 68. Ayrıca Bk. Nesâî, Tahâret 70; İbni Mâce, Tahâret 44.
Konu: Genel
1247-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, ailesiyle ilişkide bulunup cünüp olarak sabahladığı olurdu. Sonra yıkanıp, orucunu tutardı.

Kaynak: Buhârî, Savm 22, 25; Müslim, Sıyâm 76
Konu: Genel
1248-) Âişe ve Ümmü Seleme  radıyallahu anhümâ şöyle dediler:  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ihtilâm olmaksızın cünüp olarak sabahlardı. Sonra ( yıkanır ve ) oruç tutardı.

Kaynak: Buhârî, Savm 25; Müslim, Sıyâm 75-77
Konu: Genel
1249-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah'ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır."

Kaynak: Müslim, Sıyâm 202, 203. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Savm 56; Tirmizî, Mevâkît 207; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 6
Konu: Genel
1250-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hiç bir ayda, şâban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şâban ayının tamamını oruçlu geçirirdi. Başka bir rivayette (Müslim, Sıyâm 176; İbni Mâce, Sıyâm 30), "Pek az bir kısmı hariç, şâban ayını baştan sona oruçlu geçirirdi" denilmektedir.

Kaynak: Buhârî, Savm 52; Müslim, Sıyâm 177. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Sıyâm 30
Konu: Genel
1251-) Mücîbetü'l-Bâhiliyye, babasından (veya amcasından) naklen, babasının Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e elçi olarak gidip memleketine döndüğünü, bir yıl sonra -hali ve görünüşü oldukça değişmiş olarak- tekrar Hz.Peygamber'e gittiğini ve şöyle dediğini haber verdi: - Ey Allah'ın Resûlü! Beni tanıdınız mı?  Hz. Peygamber: - "Sen kimsin? (tanımadım)" buyurdu. Adam: - Bir sene önce size gelmiş olan Bâhilîyim, dedi. Hz. Peygamber: - “Seni böylesine değiştiren nedir? Halbuki sen çok iyi görünüyordun” buyurdu. Adam: - Senden ayrıldığım günden beri, geceleri hariç, asla yemek yemedim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - "Kendine işkence etmişsin!" buyurdu ve ilâve etti: - "Sabır ayı (ramaza)nı bütünüyle, diğer aylardan da birer günü oruçlu geçir." Adam: - Benim için bu sayıyı arttırınız. Zira benim gücüm bundan fazlasına yeter, dedi. Hz. Peygamber: - "O halde her aydan iki gün oruç tut!" buyurdu. Adam: - Daha arttırınız, dedi. Hz. Peygamber - "Peki, her aydan üç gün!" buyurdu. Adam: - Biraz daha arttırınız, dedi.  Hz. Peygamber de:

Kaynak:  - "haram Aylarında (receb, Zilkade, Zilhicce Ve Muharrem) Üç Gün Oruç Tut, Bırak; Üç Gün Oruç Tut, Bırak;  Üç Gün Oruç Tut, Bırak."buyurdu Ve Üç Parmağını Birleştirip Bırakmak Suretiyle De Fiilen Gösterdi.     Ebû Dâvûd, Savm 55. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Sıyâm 43
Konu: Genel