Genel ile İlgili Hadisler

396-) Âipe (r.a.) rivayet ediyor: Allah bir idareci için hayır dilerse ona dürüst bir yardımcı verir. Birşey unuttuğunda kendisine hatırlatır. Hatırladığında kendisine yardım eder. Bunun dışında birşey dilerse, ona kötü bir yardımcı verir. Bir şey unuttuğunda hatırlatmaz. Hatırladığında yardımcı olmaz.

Kaynak: Ebû Davud, Imare; 4; Neseî, Bey'a: 33; Müsned, 6:70.
Konu: Genel
396-) Abdullah İbni Utbe İbni Mes’ûd der ki: Ömer İbni Hattâb radıyallahu anh’ı şöyle derken işittim : Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında Allah katından gelen vahiy sayesinde insanlar gizli hallerinden de sorumlu tutuluyorlardı. Hiç kuşkusuz vahyin arkası kesilmiştir. Biz ise şu anda sizleri, bize apaçık belli olan davranışlarınız sebebiyle hesaba çekeriz. Dolayısıyla bize iyi davranışlar gösteren kimseyi, güvenilir kimse bilir ve ona yaklaşırız. Onun gizli hallerinden hiçbir şeyi araştırmak bize düşmez. O kişinin gizli halleriyle ilgili hesabını Allah görür. Bize karşı kötü davranışlar sergileyen bir kimseyi de güvenilir bulmayız. O kişi, gayesinin iyi olduğunu söylese bile ondan emin olmaz ve kendisini doğrulamayız.

Kaynak: Buhârî, Şehâdât 5
Konu: Genel
397-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh dedi ki: Bize, doğru söyleyen, doğruluğu tasdîk ve kabul edilmiş olan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem haber verdi ve şöyle buyurdu : “Sizden birinizin yaratılışının başlangıcı, annesinin karnında kırk günde derlenir toplanır. Sonra ikinci kırk günlük süre içinde pıhtı hâline döner. Sonra da bir o kadar zaman içinde bir parça et olur. Daha sonra Allah bir melek gönderir ve melek, ona ruh üfler. Bu melek dört şeyle; anne rahmindeki canlının rızkını, ecelini, amelini, iyi biri mi, yoksa kötü biri mi olacağını yazmakla emrolunur.” Abdullah İbni Mes’ûd der ki: Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemîn ederim ki, sizden biri, cennetliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cennet arasında sadece bir arşın mesâfe kalır da, sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer, cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve cehenneme girer. Yine sizden biri cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve kendisi ile cehennem arasında bir arşın mesâfe kalır; sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer ve o kişi cennetliklerin yaptığı işleri yapmaya devâm eder de, neticede cennete girer.

Kaynak: Buhârî, Bed’ü’l-halk 6, Enbiyâ 1, Kader 1; Müslim, Kader 1. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Tirmizî, Kader 4; İbni Mâce, Mukaddime 10 
Konu: Genel
398-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hesap gününde cehennem getirilir. Cehennemin yetmiş bin dizgini ve her bir dizgini çeken yetmiş bin de melek vardır.”

Kaynak: Müslim, Cennet 29. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cehennem 1
Konu: Genel
399-) Ali'den (r.a.) rivayetle: Allah bir millet hakkında kötülük dilerse, idarelerini israfcı ve zevkine düşkün kimselere havale eder.

Kaynak: Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
399-) Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir: “Şüphesiz kıyamet gününde cehennemliklerin azâbı en hafif olanı, ayaklarının altına iki kor konulup da bu sebeple beyni kaynayan kişidir. Oysa o, hiç kimsenin kendisinden daha şiddetli azâb gördüğünü zannetmez. Halbuki kendisi, cehennemliklerin azâbı en hafif olanıdır.”

Kaynak: Buhârî, Enbiyâ 1, Rikak 51; Müslim, Îmân 362-364. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cehennem 12
Konu: Genel
400-) îbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Allah bir topluluğa azap vermek istediğinde o azap bütün fertlerine isabet eder. Sonra da o amellerine göre diriltilirler.

Kaynak: Buhari Fiten: 19; Müslim, Cennet: 84; Müsned,2:40,110,136.
Konu: Genel
400-) Semüre İbni Cündeb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cehennem ateşi, cehennem ehlinin bazısının topuklarına, bazısının dizlerine, bazısının kuşak yerlerine, bazısının da köprücük kemiklerine kadar çıkar.”

Kaynak: Müslim, Cennet 33
Konu: Genel
401-) Enes (r.aj rivayet ediyor: Allah bir topluluğa dînî ve dünyevî musibet vermek istediğinde, cami ve mescidlerine bakar ve azabı geri çevirir.

Kaynak: İbni adiyy’in  El-kamil’i  Ve deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
401-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda hesap vermek üzere kabirlerinden kalkarlar. Onlardan bazıları kulaklarının yarısına kadar ter içindedirler.”

Kaynak: Buhârî, Rikak 47, Tefsîru Sûre 83; Müslim, Cennet 60. Ayrıca Bk. Tirmizî, Kıyamet 2, Tefsîru Sûre (83); İbni Mâce, Zühd 33
Konu: Genel
402-) Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bizlere benzerini hiç duymadığım bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: “Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.”  Bunun üzerine Resûlullah’ın ashâbı yüzlerini kapatarak hıçkıra hıçkıra ağladılar. Buhârî, Tefsîru sûre (5), 12; Müslim, Fezâil 134 Müslim’in rivayeti şöyledir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbının durumuyla ilgili bir haber alınca şöyle bir konuşma yaptı:

Kaynak: “cennet Ve Cehennem Gözlerimin Önüne Serilip Bana Gösterildi. Hayır Ve Şer Açısından Bugün Gibisini Görmedim. Eğer Sizler Benim Bildiklerimi Bilseydiniz, Az Güler Çok Ağlardınız” buyurdu. Resûlullah’ın Ashâbına Bundan Daha Ağır Gelen Bir Gün Olmamıştı. Başlarını Örterek Hıçkıra Hıçkıra Ağladılar. müslim, Fezâil 134
Konu: Genel
402-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Allah bir beldeyi helak etmek istediğinde, orada zinanın açıkça işlenmesine fırsat verir.

Kaynak: Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
403-) Mikdâd radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Güneş, kıyamet gününde insanlara bir mil mesâfe kalıncaya kadar yaklaştırılır.” Hadisi Mikdâd’tan rivayet eden Süleym İbni Âmir : Allah’a yemin ederim ki, Resûlullah mil ile yeryüzündeki mesafe ölçüsünü mü yoksa göze sürme çekmek için kullanılan mili mi kastetti bilmiyorum, demiştir. Resûl-i Ekrem: “İnsanlar, işledikleri kötü amelleri kadar tere batarlar. Onlardan bir kısmı topuklarına, bir kısmı dizlerine, bazıları kuşak yerlerine kadar ter içinde kalır; bazılarının da ter âdeta ağızlarına gem vurur” buyurarak eliyle ağzına işaret etti.

Kaynak: Müslim, Cennet 62. Ayrıca Bk. Tirmizî, Kıyamet 6
Konu: Genel
404-) Ebû İzze rivayet ediyor: Allah bir kulunun ruhunu bir yerde almak istediğinde onun için orada bir ihtiyaç meydana getirir.

Kaynak: Taberani’nin kebir’i  Ve  Ebû Nuaym'in hilye’sinden.
Konu: Genel
404-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde insanlar o kadar terlerler ki, onların teri yerin yetmiş arşın derinliğine ulaşır. Ter onların ağızlarına âdetâ gem vurur da tâ kulaklarına kadar çıkar.”

Kaynak: Buhârî, Rikak 47; Müslim, Cennet 61
Konu: Genel
405-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikteydik. O sırada düşen bir şeyin gümbürtüsünü duyduk. Bunun üzerine: – “Bu gümbürtünün ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Biz: – Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dedik. Resul-i Ekrem Efendimiz: – “Bu, yetmiş sene önce cehenneme atılmış olan bir taştır. O, şimdiye kadar cehennemde yuvarlanıp yol alıyordu, nihayet onun dibine ulaştı; siz onun gümbürtüsünü işittiniz” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Cennet 31
Konu: Genel
406-) Enes'den (r.a.) rivayetle: Allah kader ve kazasını gerçekleştirmek istediğinde onlar hakkında kader ve kazası yerini buluncaya kadar akıl sahiplerinin akıllarını alır. Hükmü gerçekleşince geri iade eder. Onlar da pişmanlık duyarlar.

Kaynak: Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
406-) Adî İbni Hâtim radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle  konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.”

Kaynak: Buhârî, Zekât 9; Müslim, Zekât 67. Ayrıca Bk. Buhârî, Menâkıb 25, Tevhîd, 24, 36; Tirmizî, Kıyamet 1; İbni Mâce, Mukaddime 13, Zekât 28 
Konu: Genel
407-) Ebû Said (r.a.) rivayet ediyor: Allah birşeyi yaratmak istediğinde hiçbir şey ona mani olmaz.

Kaynak: Müslim, Nikâh: 132; Timiz!, Nikâh; 39; Mûsned,3:49,59,93
Konu: Genel
407-) Ebu Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şüphesiz ben sizin görmediklerinizi görüyor ve biliyorum. Gök yüzü gıcırdayıp inledi ve gıcırdayıp inlemekte de haklı idi. Gökyüzünde, alnını Allah’a secde için koymuş bir meleğin bulunmadığı dört parmaklık bile boş yer yoktur. Allah’a yemin ederim ki, eğer benim bildiklerimi sizler bilmiş olsaydınız az güler çok ağlardınız. Yataklarda kadınlardan da zevk almazdınız. Yüksek sesle Allah’a yalvararak yollara ve kırlara çıkardınız.”

Kaynak: Tirmizî, Zühd 9. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 19
Konu: Genel
408-) Enes (r.a.) rivayet ediyor: Allah bir millet için kıtlık vermeyi istediğinde semâdan bir nida edici şöyle bağırır: "Ey mideler genişleyin. Ey gözler doymayın. Ey bereket kalk."

Kaynak: İbni Neccar’ın Tarih’i Ve Deylemi’nin Müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
408-) Ebû Berze Nadle İbni Ubeyd el-Eslemî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.”

Kaynak: Tirmizî, Kıyamet 1
Konu: Genel
409-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İşte o gün yer haberlerini söyler” [Zelzele sûresi (99), 4] âyetini okudu, sonra: – “Yerin haberlerinin ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Sahâbe: – Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz.Peygamber: – “Onun haberleri, her erkek ve kadının yeryüzünde neler yaptığına şâhitlik ederek, sen şu günde şöyle yapmıştın, demesidir. İşte yerin haberleri budur” buyurdu. 

Kaynak: Tirmizî, Kıyamet 7
Konu: Genel
410-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sûr sahibi boruyu ağzına koymuş, ne zaman üflemekle emrolunursa hemen üfleyeceği ânın iznini bekleyip durmakta iken ben nasıl sevinebilirim?”  Bu haber, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabına ağır geldi. Bunun üzerine Resûlullah: “Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl: Allah bize yeter, o ne güzel vekildir, deyiniz” buyurdu.

Kaynak: Tirmizî, Kıyamet 8; Tefsîru Sûre (39)
Konu: Genel
411-) İbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: Biriniz mülkünü satmak istediğinde önce komşusuna teklif etsin.

Kaynak: Ebu Ya’la Ve İbni Adiyy’in El-kamil’inden.
Konu: Genel
411-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Korkan kimse, geceleyin yol alır. Gece yol alan kimse de varacağı yere ulaşır. İyi biliniz ki, Allah’ın metâı çok pahalıdır. İyi biliniz ki, Allah’ın metâı cennettir.”

Kaynak: Tirmizî, Kıyamat 18
Konu: Genel
412-) Ebû Hüreyre (r.a.) Resûl-ü Ekrem 'in (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Biriniz yolculuğa çıkmak istediğinde Müslüman kardeşlerine uğrayıp selâm versin. Çünkü onlar dualarıyla onun yaptığı hayır duaya kuvvet verirler.

Kaynak: Taberani’nin evsat’ından.
Konu: Genel
412-) Hz. Âişe radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir: “İnsanlar, kıyamet gününde, yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzurunda toplanırlar.” Bunun üzerine ben: – Yâ Resûlallah! Kadınlar ve erkekler birlikte olunca, birbirlerine bakmazlar mı, dedim? Peygamber Efendimiz: – “Âişe! Durum, onların bunu akıllarına getiremeyecekleri kadar ciddidir” buyurdu. Bir başka rivayette: “İş, birbirlerine bakamayacakları derecede şiddetlidir”, buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Rikak 45; Müslim, Cennet 56,59. Ayrıca Bk. Buhârî, Enbiyâ 8, 48, Tefsîru Sûre (5), 14; Tirmizî, Kıyamet 3, Tefsîru Sûre (80), 2; Nesâî, Cenâiz 118-119; İbni Mâce, Zühd 33
Konu: Genel
413-) Ubâde İbni’s-Sâmit radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim, Allah’dan başka ilâh yoktur, yalnız Allah vardır, şeriki yoktur; Muhammed, Allah’ın kulu ve resûlüdür. İsâ da Allah’ın kulu ve elçisi, Meryem’e bıraktığı kelimesi ve Allah tarafından (hayat verilen) bir ruhtur. Cennet, haktır ve gerçektir, cehennem de haktır ve gerçektir” diye şehâdet ederse, Allah o kimseyi, ameli ne olursa olsun, cennete koyar”. Buhârî, Enbiyâ 47; Müslim, Îmân 46 Müslim’in bir başka rivâyetinde (Îmân 47);

Kaynak: “allah’tan Başka İlâh Yoktur Ve Muhammed Allah’ın Resûlüdür” Diye Şehâdet Eden Kimseye Allah Cehennemi Haram Kılar” buyurulmaktadır.
Konu: Genel
414-) Abdullah bin Mesver Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Sen bir iş yapmak istediğinde o işin neticesini iyi düşün. Hayır ise. yap, şer ise vaz geç.

Kaynak: İbni Mübârekln Zühdünden.
Konu: Genel
414-) Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Kim bir hayır işlerse, ona onun on misli vardır veya daha da artırırım. Kim bir kötülük işlerse, ona da onun misli vardır. Ya da tamamen affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım; kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım. Kim bana hiçbir şeyi ortak koşmamak şartıyla dünya dolusu günahla gelirse, ben kendisini o kadar mağfiretle karşılarım.”

Kaynak: Müslim, Zikir 22
Konu: Genel
415-) Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir bedevî geldi ve: - Ey Allah’ın Resûlü! Kişinin cennete veya cehenneme girmesini gerektiren iki  etken nedir? diye sordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: - “Allah’a ortak koşmadan ölen cennete girer; Allah’a şirk koşarak ölen de cehennemi boylar” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Îmân 151
Konu: Genel
416-) Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, (bir sefer esnâsında) terkisine aldığı Muâz’a hitâben üç defa: - “Ey Muâz!” diye seslenmiş, o da her defasında: - Buyur, ey Allah’ın Resûlü! emrine âmâdeyim, diye cevap vermiştir. Bunun üzerine Hz. Peygamber: - “Kim Allah’dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in, Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna içinden gelerek şehâdet ederse, Allah onu cehenneme haram kılar” buyurmuştur. Muâz: - Bu müjdeyi müslümanlara haber vereyim de sevinsinler mi, ey Allah’ın Resûlü? diye izin istemiş;  Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de: - “O zaman onlar buna güvenir (hayırlı işler yapmakta) tembel davranırlar” buyurmuştur. Muâz (İbni Cebel) böylesi bir bilgiyi gizleme günahından sıyrılmak için onu  vefatına yakın bir zamanda haber vermiştir.

Kaynak: Buhârî, İlim 49; Müslim, Îmân 53
Konu: Genel
417-) Ebû Hureyre  veya  Ebû Said el-Hudrî radıyallahu anhümâ - burada râvi, hadisin bu iki sahâbîden hangisinden rivâyet edildiğinde tereddüt etmiştir. Sahâbîlerin hepsi de âdil olduğu için sahâbînin kimliği hakkındaki tereddüt hadisin sıhhatine zarar vermez-  şöyle dedi: Tebük Gazvesi’nde şiddetli açlık çektikleri için sahâbîler: - Ey Allah’ın Resûlü! İzin verseniz de develerimizi kesip yesek ve iç yağı elde etsek? dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Peki öyle yapın!” buyurdu. Derken Ömer radıyallahu anh geldi ve şöyle dedi: - Ey Allah’ın Resûlü! Eğer sen develeri kesmelerine izin verirsen, orduda binek azalır. Fakat (isterseniz), onlara ellerinde bulunan azıklarını getirmelerini emrediniz ve sonra da ona bereket vermesi için Allah’a dua ediniz. Umulur ki Allah, bereket ihsan eder. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Peki öyle yapalım!” buyurdu ve deriden bir yaygı getirtip serdirdi. Sonra da elde mevcut erzakın getirilmesini emretti. Askerlerden kimi bir avuç darı, kimi bir avuç hurma ve kimi de ekmek parçacıkları getirdi. Yaygı üzerinde gerçekten pek az bir şey birikmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bereket vermesi için Allah’a dua etti ve sonra: – “Kaplarınızı getirip bundan alınız! buyurdu. Askerler kaplarını doldurdular. Öylesine ki doldurulmadık bir tek  kap bırakmadılar. Sonra da doyuncaya kadar yediler yine de  bir hayli yiyecek  arttı.  Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Allah’dan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın resûlü olduğuma şehâdet ederim. Allah’ın birliğine ve Muhammed’in peygamberliğine  şeksiz süphesiz inanmış olarak Allah’a kavuşmayan  kimse, cennet(e girmek)ten mutlaka alıkonur.”

Kaynak: Müslim, Îmân 45
Konu: Genel
417-) Bir işi yapmak istediğinde teennî ile hareket et ki, Allah o işte sana bir çıkış yolu göstersin.

Kaynak: Beyhaki’nin şi’bü’l-iman’ından.
Konu: Genel
418-) Bedir Gazvesi’ne katılmış sahâbîlerden İtbân İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: Kendi kabilem olan Sâlim oğullarına imamlık yapıyordum. Benim (evim)le onlar arasında bir vâdi bulunuyordu. Yağmur yağdığı zaman o vâdiyi geçip mescidlerine gitmek benim için çok güçleşiyordu. Bu sebeple Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve şöyle dedim: - Ey Allah’ın Resûlü! Gözlerim iyi seçmiyor. Onlarla benim aramdaki vâdinin deresi yağmur yağdığı zaman  taşıyor, benim için onu geçmek çok güçleşiyor. Binaenaleyh evimi teşrif edip bir yerinde namaz kılsanız,  Ben sizin namaz kıldığınız yeri namazgâh edinmek istiyorum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “(İnşallah) bu isteğini yerine getiririm” buyurdu. Ertesi sabah, güneş yükseldiği bir vakitte,  Ebû Bekr ile birlikte  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana geldi. İçeri girmek için izin istedi, verdim. İçeri girdi, daha  oturmadan: - “Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?” buyurdu. Namaz kılmasını istediğim yeri gösterdim, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem orada tekbir alıp namaza durdu. Biz de arkasında saf bağladık. İki rek’at namaz kıldırdı sonra selâm verdi, biz de selâm verdik. Namazı bitirince Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem’i, kendisi için hazırlanmış olan hazireyi yemesi için alıkoyduk. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bizde olduğunu duyan mahalle halkının erkeklerinden bir grup geldi. Evde epeyce insan toplandı. İçlerinden biri: - Mâlik (İbni Duhşum) ne yaptı? Onu göremiyorum, dedi. Bir başkası: - O, Allah ve Resûlünü sevmeyen bir münâfıktır, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, derhal müdâhale ederek: - “Öyle deme! Görmüyor musun o, Allahın rızâsını dileyerek lâ ilâhe illallah diyor” buyurdu. Bunun üzerine adam: - Allah ve Resûlü daha iyi bilir. Ancak biz, Allah’a yemin olsun ki, kendisini münâfıkları sever ve onlarla düşer-kalkar olarak görüyoruz, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Allah Teâlâ, rızâsını umarak lâ ilâhe illallah diyen kimseyi cehenneme haram kılmıştır.”

Kaynak: Buhârî, Salât 45, 46, Ezân 4, 5, 153, 154, Teheccüd  25, 33, 36, Meğâzî, 12, 13, Et’ime 15, Rikak 6, İstitâbetü’l-mürteddîn 9; Müslim, Îmân 54, 55, Mesâcid 263,  264, 265, Fezâilü’s-sahâbe 178. Ayrıca Bk. Nesâî, İmâme 10, 46, Sehv 73; İbni Mâce, Mesâcid 8
Konu: Genel
419-) îbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle: Başkasının kusurlarım anlatmak istediğinde hemen kendi kusurlarını hatırla.

Kaynak: Rafii’nin tarih-i  Kazvin’den.
Konu: Genel
419-) Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi: “(Bir keresinde) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çevresindekilere (o kadını işaretle): - “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?”diye sordu. - Aslâ, atmaz! dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber: - “İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Edeb 18; Müslim,tevbe 22. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 35
Konu: Genel
420-) Bir kötülük yaptığında arkasından hemen bir iyilik yap[136].   Yanılma, şaşma, hata ve günah insan oimanm tabiî bir sonucudur. "Beşer şaşar, Beşir şaşmaz" atasözünde de ifade edildiği gibi şaşmayan, yanılmayan bir Allah'tır. Ancak bundan "Madem ki şaşmak özelliğimiz; öyfeyso istediğimiz günahı işleyebiliriz" şeklinde bir mantık çarpikiıği da çikarHrnamalıdır. Bu bile bile günaha davetiye olur. Günaha girmeme konusunda alabildiğine titiz davranmak, imtihanın en önemli  İnsanlık hali bir hata ve günah işlediğimizde de o noktada ümitsizliğe düşmeye gerek yoktur. Hemen pişmanlık duymalı, telafiye çalışma   İşte hadts-i şerifte bu îşmanlîk ve telafinin en güzel yolu gösteriliyor "Kötülüğün hemen poşinden iyilik yapmak." Başka bir rivayette 'Tâ ki o kötüğü silsin" ilavesi de yer almaktadır. Bu gerçek bir âyet-i kerimede de şöyie bildirilmektedir: "Muhakkak iyilikler kötülükleri giderir. Bu, güzelce düşünenler için bir öğüttür"

Kaynak: Hûd Sûresi, 114.
Konu: Genel
420-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah varlıkları yarattığı zaman, kendi katında arşın üstünde bulunan kitabına, “Rahmetim gerçekten gadabıma gâlibtir” diye yazmıştır.” Bir rivâyette (Buhârî, Bed’ü’l-halk 1) “Rahmetim gadabıma üstün geldi”; bir başka rivayette de (Buhârî, Tevhid 22, 28, 55; Müslim, Tevbe 15) “Rahmetim gadabımı aştı“ ifadeleri yer almıştır.

Kaynak: Buhârî, Tevhîd 15, 22, 28, 55, Bed’ü’l-halk 1; Müslim, Tevbe L4-l6. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 35
Konu: Genel
421-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre “Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinle-dim” demiştir: “Allah, rahmetini yüz parçaya ayırmıştır. Doksan dokuz parçasını kendi katında alıkoymuş, birini yeryüzüne indirmiştir. İşte varlıklar bu  bir parça rahmet sebebiyle biribirlerine acırlar. Hatta hayvanlar, yavrusunun üzerine basacağı endişesiyle ayağını çekip kaldırır.” Bir başka rivâyette (Müslim, Tevbe 19) şöyle buyurulmuştur: “Allah Teâlâ’nın yüz rahmeti vardır. Bunlardan birini insanlar, cinler, hayvanlar ve böcekler arasına indirmiştir. Onlar bu sebeple birbirlerini sever ve birbirlerine acırlar. Yabani hayvan yavrusuna bu sebeple şefkat gösterir. Allah, o doksan dokuz rahmeti kıyamet günü kullarına merhamet etmek için yanında alıkoymuştur.” Buhârî, Edeb 19; Müslim, Tevbe 17, 19. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 99; İbni Mâce, Zühd 35 Müslim’in Selmân-ı Fârisî’den naklettiği bir başka hadiste (Tevbe, 20), Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Hiç şüphesiz Allah Teâlâ’nın yüz rahmeti vardır. Bu rahmetten bir tanesi sebebiyle varlıklar birbirlerine merhamet ederler. Doksan dokuzu ise, kıyamet gününe alıkonmuştur.” Yine Müslim’deki bir başka rivâyette (Tevbe, 21) Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

Kaynak: “allah, Gökleri Ve Yeri Yarattığı Gün, Yüz Rahmet Halketmiştir. Her Bir Rahmet Göklerle Yer Arasını Dolduracak Enginliğe Sahiptir. Bunlardan Sadece Bir Rahmeti Yeryüzüne İndirmiştir. İşte Anne Yavrusuna Bu Sâyede Şefkat Gösterir. Yabani Hayvanlar Ve Kuşlar Bunun Sonucu Olarak Birbirlerine Merhamet Ederler. Allah Teâlâ Kıyamette Bu Biri  Doksan Dokuza Katarak Rahmetini Yüze  Tamamlayacaktır.”
Konu: Genel
421-) Îbni Mes'ûd (r.a.) rivayet ediyor: Biriniz bir işçi tuttuğunda vereceği ücreti kendisine bildirsin.

Kaynak: Darekutni’nin efrad’ından.
Konu: Genel
422-) Ebû Musa'dan (r.a.) rivayetle: Bir yere girmek için birinize üç defa izin istediği halde izin verilmezse geri dönsün.

Kaynak: Buharî, İstizan; 13; Müslim, Adab: 32,34,35,37,37; Emdavud, Edeb: 127,130
Konu: Genel
422-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Tebâreke ve Teâlâ’dan naklederek şöyle buyurmuştur: Bir kul bir günah işledi de “Allahım, günâhımı bağışla” dedi mi, Allah Tebâreke ve Teâlâ: - “Kulum bir günah işledi ve (fakat) günahı bağışlayacak veya bu yüzden kendisini sorgulayacak bir Rabbi olduğunu bildi” der. Sonra kul tekrar günâh işledi de “ Rabbim, günâhımı bağışla” dedi mi, Allah Tebâreke ve Teâlâ: - “Kulum bir günah işledi ve (fakat) günahı bağışlayacak veya bu yüzden kendisini sorgulayacak bir Rabbi olduğunu bildi” der. Sonra kul tekrar günah işledi de “Rabbim, günahımı bağışla” dedi mi Allah Tebâreke ve Teâlâ: - “Kulum bir günah işledi ve fakat günahı bağışlayacak veya bu yüzden kendisini sorgulayacak bir Rabbi olduğunu bildi. Ben kulumu affettim, artık dilediğini yapsın” buyurur.

Kaynak: Buhârî, Tevhîd  35; Müslim, Tevbe 29
Konu: Genel
423-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Kaynak: “canım, Kudret Elinde Olan Allah’a Yemin Olsun Ki, Siz Hiç Günah İşlememiş Olsaydınız, Allah Sizi Yok Eder, Yerinize Günah İşleyip Allah’dan Bağışlanma Dileyecek Bir Millet Getirir De Onları Bağışlardı.”    Müslim, Tevbe 11
Konu: Genel
424-) Ebû Eyyûb Hâlid İbni Zeyd radıyallahu anh, “Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim” demiştir: “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah,  günah işleyen ve günahlarından tövbe ve istiğfar eden bir topluluk yaratır da onları bağışlardı.”

Kaynak: Müslim, Tevbe 10
Konu: Genel
425-) Ebû Hureyre radıyallahu anh  şöyle dedi: Aramızda Ebû Bekir, Ömer ve bir kaç kişi daha bulunduğu halde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte  oturuyorduk. Bir ara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kalkıp aramızdan ayrıldı. Dönmesi gecikince bir şey mi oldu diye endişelendik. Bu endişeyi ilk duyan bendim. Kalktım ve onu aramaya başladım. Neticede, Medineliler’e ait bir bahçeye geldim. - Ebû Hureyre olayı baştan sona anlattı-. En sonunda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in  kendisine şöyle buyurduğunu haber verdi: “Git, bu bostanın dışında, Allah’dan başka ilâh olmadığına gönülden inanıp şehâdet getiren kime rastlarsan, ona cennetlik olduğu müjdesini ver!”

Kaynak: Müslim, Îmân 52
Konu: Genel
426-) Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ’nın, İbrahim alehisselâm hakkındaki: “Rabbim, putlar insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir” [İbrâhim sûresi (14),36] âyetini ve Îsâ aleyhisselâm’ın: “Eğer kendilerine azâb edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin” meâlindeki sözünü [Mâide sûresi (5), 118] okudu, ellerini kaldırdı ve: “Allahım, ümmetimi koru, ümmetime acı!” diye dua etti ve ağladı. Bunun üzerine Allah Teâlâ: “Ey Cebrâil! - Rabbin herşeyi daha iyi bilir ya - git, Muhammed’e niçin ağladığını sor, buyurdu. Cebrâil geldi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ümmeti için duyduğu endişeden dolayı ağladığını söyledi. Zaten Allah her şeyi en iyi bilendir. ( Cebrâil’in dönüp durumu haber vermesi üzerine) Allah Teâlâ: “Ey Cebrâil! Muhammed’e git ve ona şu sözümüzü ilet” buyurdu: “Ümmetin konusunda seni razı edeceğiz ve seni asla üzmeyeceğiz.”

Kaynak: Müslim, Îmân 346
Konu: Genel
426-) Atiyye es-Sa'di rivayet ediyor: İdareci çok öfkelendiğinde şeytan ona galip gelir.

Kaynak: Mûsned 4:226.
Konu: Genel
427-) Muâz İbni Cebel radıyallahu anh  şöyle dedi: Ben, merkeb üzerinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in terkisinde idim. Hz. Peygamber: - “Ey Muâz! Allah’ın kullar üzerinde, kulların da Allah üzerinde ne hakkı vardır, bilir misin?” buyurdu. Ben: - Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Allah’ın, kulları üzerindeki hakkı, onların sadece Allah’a kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi O’na ortak tutmamalarıdır. Kulların da Allah üzerindeki hakkı, kendisine hiçbir şeyi ortak tutmayan(lar)a azâb etmemesidir” buyurdu. Ben hemen: - Ey Allah’ın Resûlü! Bunu insanlara müjdeleyeyim mi? dedim. - “Müjdeleme, onlar buna güvenip tembellik ederler” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Cihâd 46; Müslim Îmân 48, 49. Ayrıca Bk. Buhârî, Libâs 101, İsti’zân 30, Tevhîd 1; Tirmizî, Îmân 18; İbni Mâce, Zühd 35
Konu: Genel