Genel ile İlgili Hadisler

1395-) Şüreyh rivayet ediyor: Ölümü çok hatırlayın. Çünkü böyle yapman ölümün dışında her musibete karşı sana teselli verir.

Kaynak: İbni Ebi'd-dünya'dan.
Konu: Genel
1396-) Enes'den (r.a.) rivayetle: Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok hatırlayın.

Kaynak: Tımvzî, Kıyame: 26; Zühd: 4; Neseî, Cenâiz: 3.
Konu: Genel
1396-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e İsrâ gecesinde, birinde şarap, diğerinde süt bulunan iki bardak getirildi. Bardaklara şöyle bir baktıktan sonra süt bardağını aldı. Bunun üzerine Cebrâil: “Seni, insanın yaratılış gayesine uygun olana yönlendiren Allah’a hamdolsun. Şayet içki dolu bardağı alsaydın, ümmetin sapıklığa düşerdi” dedi.

Kaynak: Müslim, Îmân 272 , Eşribe 92. Ayrıca Bk. Buhârî, Tefsîru Sûre (17), 3, Eşribe 1, 12; Nesâî, Eşribe 41
Konu: Genel
1397-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah’a hamdederek başlanmayan her önemli iş bereketsiz olur.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 18. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Nikâh 19
Konu: Genel
1397-) Ebû Said (r.a.) rivayet ediyor: Allah'ı o kadar çok zikrediniz ki, münafıklar size mecnun desinler.

Kaynak: Mûsned, 3:68,71.
Konu: Genel
1398-) Ebû Mûsâ el-Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kulun çocuğu vefat ettiği zaman Allah Teâlâ meleklerine: - “Kulumun çocuğunu elinden aldınız öyle mi?” diye sorar. Onlar da: - Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ: - “Kulumun gönül meyvesini mi kopardınız?” diye sorar. Melekler: - Evet, diye cevap verirler. Allah Teâlâ tekrar: - “O zaman kulum ne dedi?” diye sorar. Melekler: - Sana hamdetti ve “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” dedi, diye cevap verirler. O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur: - “Kulum için cennette bir köşk yapın ve ona hamd köşkü adını verin.”

Kaynak: Tirmizî, Cenâiz 36
Konu: Genel
1399-) Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.”

Kaynak: Müslim, Zikir 89. Ayrıca Bk. Tirmizî, Et’ime 18
Konu: Genel
1400-) Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir: “Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.”

Kaynak:  müslim, Salât 70. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Vitir 21; Nesâî, Ezân 37, Sehv, 55
Konu: Genel
1401-) Enes'den (r.a.) rivayetle: Ölümü çok zikredin. Çünkü bu, günahları yok eder; dünyadan soğutur. Zenginlik ânında ölümü hatırlarsanız bu onu yıkar. Fakirlik ânında onu hatırlarsanız, elinizdekine kanaat etmenize sebep olur.

Kaynak: İbni Ebi'd-dünyddan.
Konu: Genel
1401-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”

Kaynak: Tirmizî, Vitir 21
Konu: Genel
1402-) Evs İbni Evs radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - "Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur” buyurunca, ashâb-ı kirâm: - Yâ Resûlallah! Vefat ettiğin ve senden hiçbir eser kalmadığı zaman salâtü selâmlarımız sana nasıl sunulur? diye sordular. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: - "Allah Teâlâ peygamberlerin bedenlerini çürütmeyi toprağa haram kıldı" buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26. Ayrıca Bk. Nesâî, Cum`a 5; İbni Mâce, İkamet 79, Cenâiz 65
Konu: Genel
1403-) Ebû Derdâ (r.a.) rivayet ediyor: Cuma günü bana çok salavat getirin. Çünkü Cuma günü "Yev-mü'l-meşhuttur" yâni o günde melekler hazır bulunur. Sizden biriniz bana salavat getirdiğinde bitirilinceye kadar bana arz edilir.

Kaynak: İbni Mâce, Cenâiz: 65.
Konu: Genel
1403-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimse perişan olsun.” 

Kaynak: Tirmizî, Daavât 101
Konu: Genel
1404-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kabrimi bayram yeri haline çevirmeyiniz. Bana salâtü selâm getiriniz. Zira nerede olursanız olun sizin salâtü selâmınız bana ulaşır.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Menâsik 97
Konu: Genel
1404-) Ebû Ümâme'den (r.a.) rivayetle; Cuma günleri bana çok salavat getirin. Çünkü ümmetimin saİa-vatları her Cuma günü bana sunulur. Ümmetimin bana en yakın olanları ençok salavat getirenleridir.

Kaynak: Beyhaki'nin Şi'bü'l'imartından.
Konu: Genel
1405-) Enes (r.a.) rivayet ediyor; Cuma günü ve gecesi bana salavat getirin. Çünkü bunu yapana Kıyamet Günü lehinde şahitlikte bulunur ve şefaat ederim.

Kaynak: Beyhaki'nin Şi'bü'l-îınariınd&n.
Konu: Genel
1405-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ ruhumu iade eder.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Menâsik 96. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, Iı, 527 
Konu: Genel
1406-) Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât, 101. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, müsned, I, 201
Konu: Genel
1407-) Fedâle İbni Ubeyd radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazdan sonra Allah’a hamd etmeden, Peygamber  aleyhisselâm’a salâtü selâm getirmeden dua eden bir adamı işitti. Bunun üzerine: “Bu adam acele etti” buyurdu. Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına şöyle buyurdu: “Biriniz dua edeceği zaman önce Allah Teâlâ’ya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e salâtü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Vitir 23. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 65; Nesâî, Sehv 48
Konu: Genel
1408-) Ebû Muhammed Kâ‘b İbni Ucre radıyallahu anh şöyle dedi:  Bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza gelmişti. Kendisine: - Yâ Resûlallah! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavât getireceğiz? diye sorduk. O da şöyle buyurdu: - “Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allahım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz.”

Kaynak: Buhârî, Daavât 32, Tefsîru Sûre (33), 10; Müslim, Salât 66. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Tirmizî, Vitir 20; Nesâî, Sehv 51; İbni Mâce, İkâme 25
Konu: Genel
1409-) Ebû Mes‘ûd el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi: Biz Sa‘d İbni Ubâde radıyallahu anh ile birlikte otururken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi. Beşîr İbni Sa‘d ona: - Yâ Resûlallah! Allah Teâlâ sana salavât getirmemizi emretti. Sana nasıl salâtü selâm getireceğiz? diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sükût buyurdu. Sükûtun uzaması sebebiyle biz içimizden, keşke sormasaydı, diye geçirdik. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de rahmet et. Allahım! İbrâhim’in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz. Selâm ise bildiğiniz gibidir.”

Kaynak: Müslim, Salât 65. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre (33), 23
Konu: Genel
1410-) Ebû Humeyd es-Sâ‘idî radıyallahu anh şöyle dedi: Ashâb-ı kirâm: - Yâ Resûlallah! Sana nasıl salavât getireceğiz? diye sordular. Şöyle buyurdu: - “Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîm, ve bârik alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bârekte alâ İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd: Allahım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de rahmet et. İbrâhim’e hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin,deyiniz.”

Kaynak: Buhârî, Enbiyâ 10, Daavât 33; Müslim, Salât 69. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 179; Nesâî, Sehv 54; İbni Mâce, İkâme 25
Konu: Genel
1410-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Sizi onu söylemekten alıkoyacak bir engel çıkmadan önce kelime-i şehadeti çok söyleyiniz. Ve onu ölmek üzere olan hastalarınıza da telkin ediniz.

Kaynak: İbni Adiyy'in El-kâmit'ı Ve Ebû Ya'lâ'nınmüsnetfinden.
Konu: Genel
1411-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dile hafif, mîzana konduğunda ağır gelen ve Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle vardır: Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Ben Yüce Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tekrar tenzih ederim”

Kaynak: Buhârî, Daavât 65, Eymân 19, Tevhîd 58; Müslim, Zikir 31. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 60; İbni Mâce, Edeb 56
Konu: Genel
1412-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber  demek, benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetlidir.” 

Kaynak: Müslim, Zikir 32. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 128
Konu: Genel
1412-) Câbir'den (r.a.) rivayetle: Evlerinizde Kur'ân'ı çok okuyunuz.  Çünkü Kur'ân okunmayan evin hayrı az, şerri çok olur ve o ailenin geçimi daraltılır.

Kaynak: Dârekutnî'nin Efrarfından.
Konu: Genel
1413-) İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Cennete çok ağaç dikin. Çünkü onun suyu tatlı, toprağı güzeldir. Cennetin ağaçlarından olan "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ faillâh" cümlesini çok söyleyin.

Kaynak: Taberânî'nin Kebemden.
Konu: Genel
1413-) Ebû Hureyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: “Bir kimse her gün yüz defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, derse, on köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır; ona yüz iyilik sevabı yazılır; yüz günahı bağışlanır; bu zikir o gün akşama kadar o kimsenin şeytandan korunmasını sağlar. Bu zikri ondan daha fazla tekrarlayan kimse dışında hiç kimse daha faziletli bir iş yapmamış olur”. Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti: “Bir kimse günde yüz defa sübhânallâhi ve bi-hamdihî derse, onun günahları deniz köpüğü kadar bile olsa hepsi bağışlanır.  

Kaynak: Buhârî, Bed’ü’l-halk 11; Daavât 64, 65; Müslim, Zikir 28. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 59, 62; İbni Mâce, Duâ 14
Konu: Genel
1414-) Ebû Eyyûb el-Ensârî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse on defa, lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, derse, İsmâil aleyhisselâm’ın soyundan dört kimseyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır.”

Kaynak:  buhârî, Daavât 64; Müslim, Zikir 30. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 103
Konu: Genel
1415-) Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana: “Allah’ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allah’ın en çok hoşlandığı söz, sübhânallahi ve bi-hamdihî demektir”, buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zikir 85
Konu: Genel
1416-) Ebû Hüreyre (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.tn.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: İnsanların en değerlisi, ençok takva sahibi olanlardır.

Kaynak: Buharf, Enbiyâ: 14; Tefsîr-i Sûre: 12.
Konu: Genel
1416-) Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Temizlik imanın yarısıdır. el-Hamdü lillâh duası mizanı, sübhânallahi ve’l-hamdü lillâhi zikri ise yer ile göklerin arasını sevap ile doldurur.”

Kaynak: Müslim, Tahâret 1. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 86
Konu: Genel
1417-) Sa‘d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi: Bir bedevî Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: - Bana söyleyeceğim bir zikir öğret, dedi. Resûl-i Ekrem ona şu zikri okumasını tavsiye etti: - “Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, Allâhü ekber kebîran ve’l-hamdü lillâhi kesîrâ ve sübhânallâhi Rabbi’l-âlemîn, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Azîzi’l-Hakîm: Tek olan Allah’tan başka ilâh ve O’nun bir eşi ve benzeri de yoktur. Kudreti ve saltanatıyla Allah en büyüktür. Bitip tükenmeyen hamd O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.” Bedevî: - Bunlar Rabbim için söyleyeceğim dua ve zikirlerdir. Kendim için ne söylemeliyim? dedi. Resûl-i Ekrem: - “Allâhümmağfir lî verhamnî vehdinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver, de” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zikir 33-36
Konu: Genel
1418-) Sevbân radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâm verip namazdan çıkınca üç defa istiğfâr eder ve “Allâhumme ente’s-selâm ve minke’s-selâm tebârekte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm: Allahım selâm sensin. Selâmet ve esenlik sendendir. Ey azamet ve kerem sahibi Allahım, sen hayır ve bereketi çok olansın” derdi. Hadisin râvilerinden biri olan Evzâî’ye: - İstiğfâr nasıl yapılır? diye sorulunca: - Estağfirullah, estağfirullah demektir, dedi.

Kaynak: Müslim, Mesâcid 135, 136. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitir 25; Tirmizî, Salât 108; Nesâî, Sehv 81, 82; İbni Mâce, İkame 32
Konu: Genel
1419-) Muğîre İbni Şu‘be radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâm verip namazdan çıkınca şu duayı okurdu: “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr. Allâhumme lâ mâni‘a li-mâ a‘tayte ve lâ mu‘tıye li-mâ mena‘te velâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddü: Allah’tan başka ilâh yoktur, yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter. Allahım! Senin verdiğine engel olacak, vermediğini de verecek bir kimse yoktur. Senin lutfun olmadan hiçbir zengine serveti fayda vermez.”

Kaynak: Buhârî, Ezân 155, İ‘tisâm 3, Kader 12, Daavât 18; Müslim, Mesâcid 137, 138.
Konu: Genel
1419-) Enes (r.a.) rivayet ediyor: Çocuklarınıza değer verin ve onları güzelce terbiye edin.

Kaynak: İbnimâce, Edeb:3.
Konu: Genel
1420-) Abdullah İbni’z-Zübeyr radıyallahu anh namazdan sonra selâm verince her defasında şöyle derdi: “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr; lâ havle velâ kuvvete illâ billâh; lâ ilâhe illallahu velâ na‘büdü illâ iyyâh; lehü’n-ni‘metü ve lehü’l-fazlu ve lehü’s-senâü’l-hasen; lâ ilâhe illallahu muhlisîne lehü’d-dîne velev kerihe’l-kâfirûn: Allah’tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir. Allah’tan başka ibadete lâyık bir ilâh yoktur. Biz yalnız O’na ibadet ederiz. Sahip olduğumuz nimet ve lutuf O’nundur. En güzel medh ü senâ O’na yakışır. Kâfirler hoşlanmasa bile, bütün samimiyetimizle, Allah’tan başka ilâh yoktur, deriz”. Abdullah İbni’z-Zübeyr, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in her namazdan sonra bu sözlerle zikrettiğini söyledi.

Kaynak: Müslim, Mesâcid 139, 140. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitir 25; Nesâî, Sehv 34 
Konu: Genel
1420-) İbni Amr'dan (r.a.) rivayetle: Kur'ân1! okuyan ve onu ezberleyenlere hürmet edin. Onlara hürmet eden bana hürmet etmiş olur.

Kaynak: Deylemî'nin Müsnedü'i-firdevs'mden.
Konu: Genel
1421-) Ebû Hureyre radıyallahu anh'den  rivayet edildiğine göre Mekke'den Medine'ye hicret eden müslümanların fakirleri Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek şöyle dediler:       - Varlıklı müslümanlar cennetin en yüksek derecelerini ve ebedî nimetleri alıp götürdüler. Bizim kıldığımız namazları onlar da kılıyorlar. Tuttuğumuz oruçları onlar da tutuyorlar. Fazla malları olduğu için hac ve umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve sadaka veriyorlar, biz veremiyoruz.       Bunun üzerine Resûl-i Ekrem onlara:       - "Sizden önde gidenlere yetişebileceğiniz, sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanlar dışında herkesten üstün olacağınız bir şeyi haber vereyim mi?" diye sordu.       - Evet, söyle yâ Resûlallah! dediler.       Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:       - "Her namazın ardından otuz üçer defa Allah’ı tesbih eder, O’na hamdeder ve tekbir getirirsiniz.”       Hadisi Ebû Hureyre’den rivayet eden Ebû Sâlih’in söylediğine göre, sahâbîler bu zikirleri nasıl okuyacaklarını sorunca Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “Her birinden otuz üçer defa olmak üzere sübhânallah, elhamdülillah, Allâhü ekber, dersiniz."

Kaynak: Buhârî, ezân 155; daavât 18; müslim, mesâcid 142. 
Konu: Genel
1422-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her namazdan sonra kim otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz üç defa Allâhü ekber der, yüze tamamlamak için de lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr: Allah’tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter” derse, günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile affedilir.”   

Kaynak: Müslim, Mesâcid 146.
Konu: Genel
1423-) Kâ‘b İbni Ucre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Farz namazların ardından okunan zikirleri okuyan -veya bunları yapan- kimse hiçbir zaman zarara uğramaz. Bunlar otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillâh, otuz dört defa Allâhü ekber demektir.”

Kaynak: Müslim, Mesâcid 144, 145. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 25; Nesâî, Sehv 92
Konu: Genel
1424-) Sa‘d İbni Ebû Vakkas radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazlardan sonra şu duayı okuyarak Allah’a sığınırdı: “Allâhumme innî eûzü bike mine’l-cübni ve’l-buhl, ve eûzü bike min en uredde ilâ erzeli’l-ömr, ve eûzü bike min fitneti’d-dünyâ, ve eûzü bike min fitneti’l-kabr: Allahım! Korkaklıktan, cimrilikten sana sığınırım. Erzel-i ömürden sana sığınırım. Dünya fitnesinden sana sığınırım. Kabir fitnesinden sana sığınırım.”

Kaynak: Buhârî, Cihâd 25, Daavât 37, 41, 44. Ayrıca Bk. Müslim, Zikir 50, 52; Nesâî, İstiâze 5, 6, 27, 39; İbni Mâce, Duâ 3
Konu: Genel
1424-) Ebû Sekine rivayet ediyor: Ekmeğe saygı gösterin. Çünkü Allah onu değerli kılmıştır. Kim ekmeğe değer verirse Allah da ona değer verir.

Kaynak: Taberânî'nin Kebîrinden.
Konu: Genel
1425-) Muâz radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun elinden tuttu ve: “Muâz! Vallahi seni gerçekten seviyorum” buyurdu. Sonra sözüne şöyle devam etti: “Muâz! Her namazdan sonra şu duayı mutlaka okumanı tavsiye ediyorum: Allâhumme einnî alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetik: Allahım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana lâyık ibadet etmek için bana yardım eyle!.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Vitir 26. Ayrıca Bk. Nesâî, Sehv 60
Konu: Genel
1426-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz namazda tahiyyâtı bitirdiği zaman, dört şeyden Allah’a sığınarak şöyle desin: Allâhumme innî eûzü bike min azâbi cehennem ve min azâbi’l-kabr ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl: Allahım, cehennem azâbından ve kabir azâbından, hayat ve ölüm fitnesinden, kör deccâlin fitnesine uğramaktan sana sığınırım.”

Kaynak: Müslim, Mesâcid 128. Ayrıca Bk. Müslim, Mesâcid 130-134; Ebû Dâvûd, Salât 149, 179; Nesâî, Sehv 64
Konu: Genel
1426-) Abdullah bin Ümmü Haram'dan (r.a.) rivayetle: Ekmeğe saygı duyun. Çünkü o göğün ve yerin bereketler indendir. Kim sofradaki ekmek kırıntılarını yerse günahları bağışlanır.

Kaynak: Taberânî'nin Keö/rinden.
Konu: Genel
1427-) Ali radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazda, teşehhüd ile selâm arasında yaptığı duayı şöyle diyerek bitirirdi:   “Allâhümmağfirlî mâ kaddemtü vemâ ahhartü, vemâ esrartü vemâ a‘lentü, vemâ esraftü, vemâ ente a‘lemü bihî minnî, ente’l-mukaddimü ve ente’l-muahhir, lâ ilâhe illâ ente: Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Senden başka ilâh yoktur.”

Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 201, Zikir 70.
Konu: Genel
1428-) Câbir (r.a.) rivayet ediyor: Alimlere hürmet gösterin. Çünkü onlar peygamberlerin vârisleridir. Onlara hürmet gösteren Allah ve Resulüne hürmet etmiş olur.

Kaynak: Buharfnin Edeb'möen.
Konu: Genel
1428-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede şu duayı çok okurdu: “Sübhâneke’llâhümme rabbenâ ve bi-hamdik. Allâhümm’ağfir lî: Allahım! Yüce Rabbimiz! Seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Allahım! Beni bağışla.”

Kaynak: Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru Sûre (110), 1; Müslim, Salât 217.
Konu: Genel
1429-) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rükû ve secdede iken: “Sübbûhün kuddûsün Rabbü’l-melâiketi ve’r-rûh: Allahım! Sen ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tamamıyla münezzehsin. Sen bütün kusurlardan ve noksanlardan tamamıyla arınmışsın, mukaddessin. Sen meleklerin ve Rûh’un Rabbisin” derdi.

Kaynak: Müslim, Salât 223.
Konu: Genel