Genel ile İlgili Hadisler
428-)
Ebû Mûsâ (r.a.) rivayet ediyor: Bir kadın güzel koku sürünüp bunu hissetsinler diye bir topluluğa uğrarsa, zina etmiş olur.
Kaynak: Ebû Davud, Tereccûd: 7; Timizi, Edeb: 35; Nesaî,zfnet: 35; Darlmî, Isti'zan; 18; mûsned, 4:400,414,418,
Konu: Genel
428-)
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslüman kabirde sorguya çekildiği zaman, Allah’dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet eder. İşte bu şehâdet, Kur’ân–ı Kerîmdeki “Allah, kendisine iman edenleri hem dünyada hem de âhirette sağlamlaştırır “ [İbrâhim sûresi (14), 27] âyetinin delâlet ettiği mânâdır.”
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 87, Tefsîru Sûre (14), 2; Müslim, Cennet 73
Konu: Genel
429-)
îbni Ömer'den (r.a.) rivayetle: Karşından iki kadın birlikte geldiğinde aralarından geçme. Ya sağdan veya soldan geç.
Kaynak: Beyhaki’nin şi’bü’l-iman’ından
Konu: Genel
429-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Gerçek şudur ki kâfir bir iyilik yaptığı zaman, onun karşılığında kendisine dünyalık bir nimet verilir. Mümine gelince, Allah onun iyiliklerini âhirete saklar, dünyada da yaptığı kulluğa göre ona rızık verir.”
Müslim, Münâfıkîn 57
Bir rivâyete göre de (Müslim, Münâfıkîn 56) Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
Kaynak: “şüphesiz Ki Allah, Hiçbir Mü’minin İşlediği İyiliği Karşılıksız Bırakmaz. Mümin, Yaptığı İyilik Sebebiyle Hem Dünyada Hem De Âhirette Mükâfatlandırılır. Kâfire Gelince, Dünyada Allah İçin Yaptığı İyilikler Karşılığında Kendisine Rızık Verilir. Âhirete Vardığında İse, Kendisiyle Mükâfatlandırılacağı Herhangi Bir Hayrı Kalmaz.”
Konu: Genel
430-)
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Beş vakit namaz, herhangi birinizin kapısı önünden gürül gürül akan ve içinde günde beş defa yıkandığı ırmağa benzer.”
Kaynak: Müslim, Mesâcid 284
Konu: Genel
431-)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ, “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:
“Hangi müslümanın cenâzesinde Allah’a şirk koşmamış kırk kişi hazır bulunup namazını kılarsa, Allah, onların ölü hakkındaki şefaatini mutlaka kabul eder.”
Kaynak: Müslim, Cenâiz 59
Konu: Genel
432-)
İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Deriden yapılmış bir çadır içinde kırk kadar kişi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bulunuyorduk. Hz. Peygamber bize:
- “Siz cennetliklerin dörtte biri olmaya razı mısınız? diye sordu. Biz:
- Evet, dedik. Hz. Peygamber:
- “Cennetliklerin üçte biri olmaya razı mısınız?” buyurdu. Biz:
- Evet, dedik.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Muhammed’in canı, kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki ben, sizin cennetliklerin yarısı olacağınızı umarım; çünkü cennete müslüman olmayan kimse giremez. Siz, müşriklere nisbetle kara öküzün derisindeki beyaz benek ya da kırmızı (beyaz) öküzün derisindeki siyah benek gibisiniz” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Rikak 45, 46, Enbiyâ 7, Eymân 3, Tefsîru Sûre (22), 1; Müslim, Îmân 377. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cennet 13; İbni Mâce, Zühd 34
Konu: Genel
433-)
Ebû Mûsâ el-Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü Allah, her müslümana bir yahudi veya hıristiyan verir ve Bu senin cehennemden kurtuluş fidyendir buyurur.”
Müslim, Tevbe 49
Müslim’in yine Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den bir başka rivayetinde (Tevbe 51), Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Kaynak: “kıyamet Günü Bazı Müslümanlar Dağlar Kadar Günahlarla Gelir, Allah Da Onları Affeder.”
Konu: Genel
434-)
İbni Ömer radıyallahu anhümâ “Ben, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:
Mü’min kıyamet günü Rabbinin lutuf ve keremine o kadar yakın olur ki, Allah onu halktan gizler ve günahlarını itiraf ettirir:
- Şu günahını biliyor musun, şu günahını biliyor musun? der. Mü’min:
- Biliyorum yâ Rab, der. Cenâb-ı Hak da:
- “Ben bu günah(ların)ı dünyada örtmüş gizlemiştim, bugün de bağışlıyorum” buyurur.
Bunun üzerine o kimseye iyiliklerinin kaydedildiği defter verilir.
Kaynak: Buhârî, Mezâlim 3, Tefsîru Sûre (11), 4, Edeb 60, Tevhîd 36; Müslim Tevbe 52. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Mukaddime 13
Konu: Genel
434-)
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle; Bir kimse geceleyin uyanır, eşini de uyandırır, iki rekât namaz kılarlarsa Allah'ı çok zikreden kadın ve erkeklerden yazılırlar.
Kaynak: Ebu Davud,vitr:13;ibni Mace,ikame:175.
Konu: Genel
435-)
İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir kadını öpmüş olan bir kişi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek olayı anlattı. Bunun üzerine Allah Teâlâ, “Gündüzün iki yanında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl. Gerçekten iyilikler, kötülükleri silip süpürür” [Hûd sûresi (11), 114] âyetini indirdi. O kişi:
- Ey Allahın Resûlü! Bu hüküm bana mı aittir? dedi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Bütün ümmetime aittir” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Mevâkît 4; Tefsîru Sûre (11), 6; Müslim, Tevbe 39-43. Ayrıca Bk. Tirmizî, Tefsîru Sûre (11), 6
Konu: Genel
436-)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve:
- Ey Allah’ın Resûlü! Ben cezayı gerektiren bir iş işledim, cezâmı ver! dedi.
Tam o sırada namaz vaktiydi. Adam, Resûlullah ile birlikte namazı kıldı. Namazdan sonra:
- Ey Allah’ın Resûlü! Ben cezayı gerektiren bir iş yaptım, cezamı ver! dedi.
Hz. Peygamber:
- “Sen bizimle birlikte namaz kıldın mı?” buyurdu. Adam:
- Evet, dedi. Hz. Peygamber de:
- “Öyleyse sen affolundun” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Hudûd 27; Müslim, Tevbe 44, 45. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 10
Konu: Genel
436-)
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Biriniz uykudan uyandığında afadest alsın ve burnuna üç defa su versin. Çünkü şeytan onun genzinde sabahlar.
Kaynak: Buharî, Bed’ul Halk. 11; Nsseî, Taharet: 72
Konu: Genel
437-)
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Biriniz uykudan uyandığında şu duayı yapsın: "Ruhumu bana geri döndüren, vücuduma afiyet ve Kendisini zikretme fırsatı veren Allah'a hamd olsun."
Kaynak: İbnü’s-sünni’den.
Konu: Genel
437-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.”
Kaynak: Müslim, Zikir 89. Ayrıca Bk. Tirmizî, Et’ime 18
Konu: Genel
438-)
Ebû Said'den (r.a.) rivayetle: Kul Müslüman olup Islâmm gereklerini yerine getirdiğinde, Allah daha önce işlediği bütün kötülükleri affeder. Bundan sonra her amelin karşılığı şu şekilde verilir: İyilik on katından yedi yüz katma kadar karşılık görür. Kötülük, Allah affetmediği takdirde misliyle cezalandırılır.
Kaynak: Buhari, İman: 31
Konu: Genel
438-)
Ebû Musâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Azîz ve celîl olan Allah, gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için gece rahmet kapısını açık tutar; gece günah işleyenin tövbesini kabul etmek için gündüz rahmet kapısını açık tutar. Bu uygulama güneş batıdan doğuncaya kadar böylece devam eder.”
Kaynak: Müslim, Tevbe 31
Konu: Genel
439-)
Ebû Bekre (r.a.) rivayet ediyor: Bir adam din kardeşine silahını doğrulttuğunda ikisi de Cehen-nem'in kıyısındadır. Onu öldürdüğünde îse ikisi de oraya düşerler.
Kaynak: İbni Mâce, Filen: 11; Müslim, Fiten: 16.
Konu: Genel
439-)
Ebû Necîh Amr İbni Abese es-Sülemî radıyallahu anh şöyle dedi:
Ben Câhiliye devrindeyken, halkın sapıklık üzere bulunduğunu ve doğru bir yolda olmadığını biliyordum. Çünkü onlar putlara tapıyorlardı. Derken Mekke’de bir kişinin önemli haberler verdiğini duydum. Bineğime atlayıp derhal o zâta geldim. Bir de baktım, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gizlenmiş, Mekkeliler onun aleyhinde cür’etkar bir vaziyette.. Onunla görüşmenin yolunu aradım, Mekke’de kendisine ulaştım ve:
- Sen kimsin, necisin? dedim.
- “Ben peygamberim” cevabını verdi.
- Peygamber ne demek? dedim.
- “Beni Allah gönderdi” dedi.
- Ne ile gönderdi seni? dedim.
- “Hısım ve akrabanın gözetilmesi, putların kırılması, Allah’ın bir bilinmesi, O’na hiçbir şeyin ortak koşulmaması vazifesiyle gönderdi” buyurdu.
- Sana bu konuda yardımcı olacak yanında kim var? dedim.
- “Hür bir erkek ve bir köle” cevabını verdi. O gün yanında müminlerden sadece Ebû Bekir ile Bilâl vardı. Ben:
- Sana ben de tâbî olup yardım etmek için yanında kalmak istiyorum, dedim.
- “Sen bugün, bu dediğini yapamazsın. Benim halimi ve ortalığın durumunu görmüyor musun? Şimdi sen ailene dön. Ne zaman benim meydana çıktığımı duyarsan, yanıma gel” buyurdu.
Ben ailemin yanına döndüm. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye hicret etti. Ben hâlâ ailemin yanındaydım. Onun Medine’ye gelişini bekliyor ve haberlerini almaya gayret ediyordum. Derken Medinelilerden bir kaç kişi yanıma geldi.
- Medineye gelen o zât ne yaptı? diye sordum.
- Halk ona koşuyor; kavmi onu öldürmek istemiş, başaramamış, cevabını verdiler.
Bunun üzerine Medine’ye gelip Peygamber’in huzuruna çıktım ve:
- Ey Allahın Resûlü, beni tanıdınız mı? dedim.
- “Evet, Mekke’de sen benimle görüşmüştün” buyurdu.
- Evet, cevabını verdim. Sonra da:
- Ya Resûlallah! Allah’ın sana öğrettiği ve benim bilmediğim şeyleri bana öğret; bana namazı öğret! dedim.
- “Sabah namazını kıl. Sonra güneş doğup bir mızrak boyu yükselinceye kadar namaz kılma. Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) doğar. Kâfirler de ona o zaman secde ederler. Sonra dikilmiş mızrağın gölgesi azalıp bitinceye kadar (nâfile olmak üzere) namaz kıl. Çünkü namaz isbatlı şahitlidir. Sonra namaza ara ver. Çünkü o vakit cehennem kızdırılır. Sonra gölge döndüğü zaman öğle namazını kıl. Çünkü namaz isbatlı şahitlidir. Onu İkindiye kadar kılmaya devam et. İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar namaza ara ver; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından (tepesinden) batar, kâfirler de o zaman güneşe secde ederler” buyurdu. Ben:
- Yâ Nebiyyallah! Bana abdestten de bahset, dedim.
- “İçinizden her kim, abdest suyunu hazırlayıp ağzına burnuna su verir ve burnunu temizlerse, mutlaka yüzünün, ağzının ve burnunun günahları dökülür! Sonra Allah’ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, yüzünün günahları su ile birlikte sakalının etrafından dökülür. Sonra dirsekleriyle birlikte ellerini yıkarsa, elinin günahları su ile beraber parmak uçlarından akar gider. Sonra başını meshederse, başının günahları su ile birlikte saçlarının ucundan dökülür. Sonra topuklarıyla beraber ayaklarını yıkarsa, ayaklarının günahları su ile beraber ayak parmaklarının ucundan akar. Eğer (böylece abdest alan) bu adam, kalkıp namaz kılar, Allah’a hamd ve senâ eder, O’nu layık olduğu vasıflarla yüceltir ve gönlünü tam anlamıyla Allah’a bağlarsa, mutlaka anasından doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur” buyurdu.
Amr İbni Abese bu hadisi, sahâbî Ebû Ümâme’ye haber vermiş. Ebû Ümâme:
- Ey Amr, bir işten dolayı şu kişiye verilen büyük mükâfat konusundaki sözlerini iyi düşün, ikâzında bulunmuştur. Bunun üzerine Amr:
- Ey Ebû Ümâme! Yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, ecelim yaklaştı. Ne Allah’a ne de Resûlullah’a yalan söyleme ihtiyacındayım. Ben bu hadisi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir, iki, üç hatta yedi kere işitmemiş olsaydım aslâ rivâyet etmezdim. Bu hadisi ben, Resûlullah’dan bundan da fazla duymuş bulunmaktayım” demiştir.
Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 294
Konu: Genel
440-)
Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ, bir ümmete rahmetle muamele etmek isterse, o ümmetin peygamberini onlardan önce öldürür. Onu, kendileri için âhirette öncü ve kılavuz yapar. Allah Teâlâ, bir ümmeti de helâk etmek isteyince, daha peygamberleri sağ iken o millete azâbeder, onun gözü önünde onları mahveder. Peygamberi yalanlayıp emrine karşı gelmeleri yüzünden onları helâk etmek suretiyle peygamberini de memnun ve teselli eder.”
Kaynak: Müslim, Fezâil 24
Konu: Genel
441-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Azîz ve celîl olan Allah, “Ben, kulumun beni düşündüğü gibiyim; beni andığı (her) yerde, onunlayım (rahmet ve yardımım onunla beraberdir)” buyurmuştur.
Allah’a yemin ederim ki Allah’ın, kulunun tövbe etmesinden dolayı duyduğu hoşnutluk, herhangi birinizin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden daha büyüktür.” (Nitekim Allah şöyle buyurmuştur):
“Bana bir karış yaklaşana ben bir arşın yaklaşırım, bir arşın yaklaşana bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelene ben koşarak giderim.”
Buhârî, Tevhîd 15, 35, 55; Müslim, Tevbe 1, Zikir 2, 19. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 51, Daavât 131; İbni Mâce, Edeb 58
Kaynak: Bu, Müslim’in Rivâyetlerinden Birinin Metnidir (tevbe 1) Ve Önceki Konuda Açıklaması Geçmiştir (414 Numaralı Hadis). sahihayn’da (buhârî, Tevhîd 15; Müslim, Zikir 2), “kulum Beni Andığı Zaman” şeklinde Rivâyet Edilmişken Burada “beni Andığı Yerde” diye Geçmektedir. Her İkisi De Doğrudur, Sahihtir.
Konu: Genel
442-)
Câbir İbni Abdullah radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Vefâtından üç gün önce Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:
“Her biriniz (başka şekilde değil) ancak Allah’a hüsnüzan ederek ölsün.”
Kaynak: Müslim, Cennet 81,82. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 13
Konu: Genel
443-)
Enes radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Allah Teâlâ:
Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim.
Kaynak: Ey Âdemoğlu! Sen Yeryüzünü Dolduracak Kadar Günahla Huzuruma Gelsen, Fakat Bana Hiçbir Şeyi Ortak Tutmamış, Şirke Bulaşmamış Olsan, Ben De Seni Yeryüzü Dolusu Mağfiretle Karşılarım” Buyurmuştur. tirmizî, Daavât 98
Konu: Genel
444-)
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Allah'tan başka hiçbir yardımcısı olmayan kimseleri gözetme hususunda Allah'tan korkun. Allah'tan korkun.
Kaynak: Ibni Adiyy'in Ef-kmınden.
Konu: Genel
444-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer mü’min, Allah’ın azabının nitelik ve niceliğini bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin nitelik ve niceliğini tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi”.
Kaynak: Müslim, Tevbe 23
Konu: Genel
445-)
Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ölü tabuta konulup da insanlar (veya erkekler) onu omuzladığı zaman, eğer iyi bir kişi ise “Beni çabuk götürünüz, beni çabuk götürünüz!” diye seslenir. Eğer iyi olmayan biri ise, “Eyvah!. Bu tabutu nereye götürüyorsunuz?” der. O cenâzenin sesini insandan başka her şey duyar. Eğer insan bu sesi duysaydı, bayılırdı.”
Kaynak: Buhârî, Cenâiz 50, 53, 90. Ayrıca Bk. Nesâî, Cenâiz 44
Konu: Genel
446-)
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennet size ayakkabılarınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir.”
Kaynak: Buhârî, Rikak 29
Konu: Genel
446-)
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle Sen bir ayakkabı aldığında iyisini al. Elbise aldığında da iyisini al.
Kaynak: Taberani’nin evsaf’ından.
Konu: Genel
447-)
Âişe'den (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır: Mü'min hastalandığında körüğün pasını, pisini temizlediği gibi, hastalık da onu günahlardan öyle temizler.
Kaynak: İbni hıbban,buhari’nin Edeb’i, .taberani’nin Evsaf’ından.
Konu: Genel
447-)
Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Bana Kur’an oku!” buyurdu. Ben:
- Ey Allah’ın Resûlü, Kur’an sana indirilmişken ben mi sana Kur’an okuyayım? dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Kur’an’ı başkasından dinlemekten pek hoşlanırım” buyurdu.
Bunun üzerine ben kendilerine Nisâ sûresini okumaya başladım.” “Her ümmetten bir şâhit getirip seni de bütün bunlara şâhit tuttuğumuz zaman onların durumu nice olur?” anlamındaki âyete [Nisâ sûresi (4), 41] geldiğimde:
- “Şimdilik yeter!” buyurdu. Bir de baktım Resûlullah, iki gözü iki çeşme ağlıyordu.
Kaynak: Buhârî, Tefsîru Sûre (4), 9, Fezâilü’l- Kur’ân 33, 34; Müslim, Müsâfirîn 247. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, İlim 13; Tirmizî, Tefsir 5
Konu: Genel
448-)
Enes'den (r.a.) rivayetle: Bir yerin ağrıdığında elini ağrıyan yerin üzerine koy ve şöyle duâ et: "Allah'ın adıyla. Hissettiğim şu ağrıdan Allah'ın izzet ve kudretine sığınırım." Sonra elini kaldır. Bunu sayısı tek olmak şartıyla tekrar tekrar yap.
Kaynak: Tirmizî, Daavat 135.
Konu: Genel
448-)
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir benzerini daha önce asla duymadığım pek etkili bir hitâbede bulundu ve şöyle buyurdu:
“Eğer siz, benim bildiklerimi bilseydiniz, mutlaka az güler, çok ağlardınız.”
Enes, bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı, yüzlerini kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladılar, demiştir.
Kaynak: Buhârî, Küsûf 2, Tefsîru Sûre (5), 12, Nikâh 107, Rikak 27, Eymân 3; Müslim, Salât 112, Küsûf 1, Fezâil 134. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 9; Nesâî, Sehv 103, Küsûf 11. 23; İbni Mâce, Zühd 19
Konu: Genel
449-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikce cehenneme girmez. Cihad tozu ile cehennem dumanı asla bir araya gelmez.”
Kaynak: Tirmizî, Fezâilu’l-cihâd 8; Zühd 9. Ayrıca Bk. Nesâî, Cihâd 8; İbni Mâce, Cihâd 9
Konu: Genel
450-)
Ebû Seleme (r.a.) rivayet ediyor: Birinizin başına bir musibet geldiğinde şöyle desin: "Şüphesiz biz Allah'ın kullarıyız, sonunda yine Ona döneceğiz. Allah'ım, musibetimin mükâfatını ancak Senden istiyorum. Bundan dolayı beni mükâfatlandır ve onun ardından da bana daha hayırlısını ihsan et.
Kaynak: Tirmizî, Daavat: 83; Müsned, 4;27,28; 6:313,317.
Konu: Genel
450-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi sınıf insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
Âdil devlet başkanı,
Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı müslüman,
Birbirlerini Allah için sevip birliktelikleri ve ayrılıkları Allah için olan iki insan,
Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,
Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
Tenhâda Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi.”
Kaynak: Buhârî, Ezân 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesâî, Kudât 2
Konu: Genel
451-)
Âişe (r.a.) rivayet ediyor: Birinize bir sıkıntı eriştiğinde şöyle desin: "Allah, Rabbim Allah. Ben Ona hiçbir şeyi ortak koşmuyorum."
Kaynak: Taberani’nin evsaf’ından.
Konu: Genel
451-)
Abdullah İbni Şıhhîr radıyallahu anh şöyle demiştir:
Bir keresinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gitmiştim. Namaz kılıyor ve ağlamaktan dolayı göğsünden kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu.
Kaynak: Ebû Dâvûd, Salât 158. Ayrıca Bk. Nesâî, Sehv 18
Konu: Genel
452-)
.îbni Abbas'tan (r.a,) rivayetle: Birinizin başına bir musibet geldiğinde benim vefatımla başına gelen musibeti hatırlasın. Çünkü bu en büyük musibetlerden birisidir.
Kaynak: İbni adiyy’in el-kamil’i.beyhaki’nin şi’bü’l-iman’ından.
Konu: Genel
452-)
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Übey İbni Kâ’b radıyallahu anh’e hitaben şöyle buyurmuştur:
- “Allah Teâlâ, lem yekünillezine keferû suresini sana okumamı bana emretti.”
Übey İbni Kâ’b:
- Allah benim ismimi andı mı? dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;
- “Evet,” buyurdu.
Übey İbni Kâ’b duygulanarak ağladı.
Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr16, Tefsîru sûre (98), 1,3; Müslim, Müsâfirîn 246
Kaynak: Müslim’in Bir Başka Rivâyetinde (müsâfirîn 245) “übey Ağlamaya Başladı” ifadesi Yer Almaktadır.
Konu: Genel
453-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefâtından sonra Ebû Bekir, Ömer’e:
Kalk, Ümmü Eymen radıyallahu anhâ’ya gidelim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi biz de onu ziyâret edelim, dedi.
Yanına vardıklarında Ümmü Eymen ağladı. Onlar:
- Niçin ağlıyorsun? Allah katındaki nimetin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için çok daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun? dediler. Ümmü Eymen:
- Ben onun için ağlamıyorum. Ben Allah katındaki nimetlerin Peygamber aleyhisselâm için elbette daha hayırlı olduğunu biliyorum. Ben, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum, dedi; Ebû Bekir ve Ömer’i de duygulandırdı. Ümmü Eymen ile birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 103. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Cenâiz 65
Konu: Genel
454-)
Ebû Satd (r.a.) rivayet ediyor: İnsanoğlu sabahladığında bütün organları diline yalvararak şöyle derler: "Hakkımızda Allah'tan kork. Bizim istikâmetimiz ancak seninle mümkündür. Sen istikâmet üzere olursan, biz de istikâmet üzere oluruz. Sen saparsan biz de saparız."
Kaynak: Tirmizf, Zühd: 61; Müsned, 3:96,
Konu: Genel
454-)
Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hastalığı ağırlaşınca kendisine, namaz(ı kimin kıldırmasını istediği) soruldu:
- “Ebû Bekir’e söyleyin, namazı kıldırsın!” buyurdu.
Bunun üzerine Âişe radıyallahu anhâ:
- Ebû Bekir yufka yüreklidir. Kur’an okurken kendisini tutamaz,ağlar. (Başkasına emretseniz). dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Söyleyin Ebû Bekir’e, namazı kıldırsın!” buyurdu.
Kaynak: Buhârî, Ezân 39; Müslim, Salât 94
Konu: Genel
455-)
İbrahim İbni Abdurrahman İbni Avf’dan rivayet edildiğine göre, oruçlu olduğu bir gün Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh’ın önüne (mükellef bir iftar) sofrası getirdiler. O (sofraya şöyle bir baktı ve sonra) şunları söyledi:
Mus’ab İbni Umeyr Uhud Savaşı’nda şehit edildi. O benden daha iyi idi. Ama kefen olarak bir kaftandan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Sonra dünyalık olarak her şey önümüze kondu -ya da dünyalık olarak her şey bize verildi- (Şimdi bunca nimetler önüme getiriliyor). İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terketti.
Kaynak: buhârî, Cenâiz 27, Meğazî 26
Konu: Genel
455-)
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Sabaha çıktığınızda şu duayı okuyun: "Allah'ım, Senin yardımınla sabahladık. Senin yardımınla akşama kavuşuyoruz. Kudretinle diri-Hyor, kudretinle ölüyoruz. Dönüşümüz de ancak Sanadır.
Kaynak: İbni Mâcs, Dua: 14; Müsned, 2:354,522.
Konu: Genel
456-)
Ebû Ümâme Suday İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah katında hiçbir şey, iki damla ve iki izden daha sevimli değildir: Allah korkusuyla akıtılan gözyaşı damlası ve Allah yolunda dökülen kan damlası. İki iz ise, Allah yolunda çarpışırken alınan yara izi ve Allah’ın emrettiği farzlardan birini yerine getirmekten kalan kulluk izidir.”
Kaynak: Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 26
Konu: Genel
457-)
îbni Arar (r.a.) rivayet ediyor: Yatağına uzandığında şöyle duâ et: "Allah'ın adıyla. Onun gazabından, şiddetli azabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveseleri ve yanımda bulunmalarından Allah'ın mükemmel sıfatlarına sığınırım.
Kaynak: Ebu Nasr Es-sicziden.
Konu: Genel
458-)
Amr İbni Avf el-Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Ubeyde İbnü’l-Cerrâh radıyallahu anh’i cizye tahsili için Bahreyn’e gönderdi. Ebû Ubeyde, cizye olarak topladığı mal ile Bahreyn’den geldi. Ensar, Ebû Ubeyde’nin geldiğini duyup, sabah namazını Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile kılmak üzere geldiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı kılıp gitmeye kalkınca, Ensar önüne durdular. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları bu vaziyette görünce gülümsedi ve :
– “Ebû Ubeyde’nin Bahreyn’den malla geldiğini duyduğunuzu zannediyorum?” dedi. Ensar:
– Evet, yâ Resûlallah! diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
– “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6. Ayrıca Bk. Buhârî, Cizye 1, Meğâzî 12; Tirmizî, Kıyamet 28; İbni Mâce, Fiten 18
Konu: Genel
458-)
Câbir rivayet ediyor: Biriniz uzun müddet evinden ayrı olduğunda geceleyin habersiz olarak aniden eve dönmesin.
Kaynak: Buhari, Nikah: 120; Müslim, Imare: 183.
Konu: Genel
459-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere oturmuş biz de onun etrafına oturmuştuk. Resûlullah şöyle buyurdu:
“Benden sonra size dünya nimetlerinin ve zînetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum.”
Kaynak: Buhârî, Zekât 47, Cihâd 37; Müslim, Zekât 121-123. Ayrıca Bk. Nesâî, Zekât 81; İbni Mâce, Fiten L8
Konu: Genel
460-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dünya tatlıdır ve manzarası hoştur. Şüphesiz ki Allah dünyanın idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza, ne gibi işler yapacağınıza bakacaktır. O halde dünyadan sakının ve kadınlardan korunun. ”
Kaynak: Müslim, Zikr 99
Konu: Genel