Genel ile İlgili Hadisler

661-) Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar.”

Kaynak: Müslim, İmâre 18. Ayrıca Bk. Nesâî, Âdâbü’l-kudât
Konu: Genel
662-) Avf İbni Mâlik radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Devlet başkanlarınızın en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan sevilen, size dua eden ve sizin duanızı alan kimselerdir. Devlet başkanlarınızın en kötüsü de, size buğzeden ve sizin buğzunuza hedef olan, size lânet eden ve lânetinizi alan kimselerdir.” Bunun üzerine: - Yâ Resûlallah! Onlara karşı tavır takınalım mı? diye sorduk. Bize şu cevabı verdi: - “Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır. Aranızda namaz kıldıkları sürece, hayır.”

Kaynak: Müslim, İmâre 65, 66
Konu: Genel
662-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Biriniz Rabbinden bir şey istediğinde duasının kabul edildiğini hissederse, "îhsaniyla güze! nimetlerin tamamlandığı Allah'a ham-dolsun" desin. Duasının kabulü geciken de "Her hâl için Allah'a hamdolsun" desin.

Kaynak: Beyhaki’nin daavat’ından.
Konu: Genel
663-) İyâz İbni Himâr radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Cennetlikler üç gruptur. Bunlar: Âdil ve başarılı devlet başkanı, Yakınlarına ve müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi, Ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır.”

Kaynak: Müslim, Cennet 63
Konu: Genel
664-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir müslümanın, günah işlemesi emredilmediği sürece, sevdiği veya sevmediği bütün konularda devleti yöneten kimseye itaat etmesi şarttır. Bir günah işlemesi emredildiği zaman ise kimseyi dinleyip itaat etmez.”

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 4, Cihâd 108; Müslim, İmâre 38. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 87; Tirmizî, Cihâd 29; Nesâî, Bey’at 34; İbni Mâce, Cihâd 40
Konu: Genel
665-) Abdullah bin Zeyd'den (r.a.) rivayetle: Birinize "Mü'min inisin?" diye sorulduğunda, îmanında şüphe varlığını hissettiren bir ifâde kullanmasın.

Kaynak: Taberani’nin evsaf’ından.
Konu: Genel
665-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e sözünü dinleyip itaat etmek üzere bîat ettiğimiz zaman bize: “Gücünüz yettiği kadar” buyururdu.

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 43; Müslim, İmâre, 90. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 24; İbni Mâce, Cihâd 41
Konu: Genel
666-) İbni Ömer radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Kim bağlılık sözü verdiği devlet başkanına karşı sebepsiz yere itaatsizlik ederse, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın huzuruna, tutunacağı hiçbir delili bulunmaksızın çıkar. Devlet başkanına bağlılık sözü vermeden ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.” Müslim, İmâre 58 Yine Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir: “Cemaatten ayrılarak ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”

Kaynak: Müslim, İmâre 53, 54
Konu: Genel
667-) Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Üzerinize tâyin edilen yönetici, başı kuru üzüm gibi siyah bir köle de olsa sözünü dinleyip kendisine itaat ediniz.”

Kaynak: Buhârî, Ezân 54, 56, Ahkâm 4. Ayrıca Bk. Buhârî, Cihâd 39
Konu: Genel
668-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Zenginken, fakirken; neşeliyken, kederliyken ve başkası sana tercih edilirken bile söz dinleyip itaat etmen şarttır.”

Kaynak: Müslim, İmâre 35, 41, 42. Ayrıca Bk. Buhârî, Fiten 2; Nesâî, Bey’at 1-5; İbni Mâce, Cihâd 41
Konu: Genel
668-) Âişe (r.a.) rivayet ediyor: Allah birinizin gelir kaynağını bir yöne bağlaraışsa, o yolla geçimini temin etmekte zorlanmadıkça o rızık kapısını terketmesin.

Kaynak: İbnimâce, Ticâret: 4.
Konu: Genel
669-) Abdullah İbni Amr radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Bir seferde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor, kimimiz ok atış tâlimleri yapıyor, kimimiz de otlayan hayvanların başında bulunuyorduk. Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in müezzini “Haydin namaza!” diye seslendi. Biz de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında toplandık. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “Benden önceki bütün peygamberlerin görevi, ümmetlerini iyi olduğunu bildikleri şeye  dâvet etmek, kötü olduğunu bildikleri şeyden de sakındırmaktı. Sizin içinde bulunduğunuz ümmetin huzur ve sükûnu, önce gelenler zamanında olacaktır. Daha sonrakilerin başına çeşitli belâlar ve bilmediğiniz kötülükler gelecektir. Öyle fitneler çıkacak ki, bu fitnelerin bir kısmı diğerinden daha hafif olacaktır. Yine öyle fitne ve kargaşa çıkacak ki, onu gören mü’min, işte beni bu mahveder diyecektir. Sonra ortalık sakinleşecek; arkasından öyle müthiş bir fitne çıkacak ki, mü’min, işte bundan kurtuluş yok, diyecektir.” “Bir kimse cehennemden kurtulup cennete girmeyi istiyorsa, Allah’a ve âhiret gününe imân etmiş olarak ölmelidir. Kendine yapılmasını istediği şeyleri o da başkalarına yapmalıdır. Bir kimse devlet başkanına bîat eder, elini tutup ona samimiyetle bağlanırsa, elinden geldiği kadar ona itaat etmelidir. Bu arada bir başkası ortaya çıkarak yönetimi ele geçirmeye çalışırsa, derhal onun boynunu vurunuz.”

Kaynak: Müslim, İmâre 46. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 25; İbni Mâce, Fiten 9
Konu: Genel
669-) Abdurrahman bin Cennab es-Selmt'den (r.a.) rivayetle: Allah kul için önceden manevî bir makam takdir etmiş, fakat kul ameliyle oraya ulaşamıyorsa Allah onun bedeni, çoluk çocuğu ve malıyla ilgili bir musibet verir, sonra da daha önce takdir ettiği makama ulaşması içip onu buna karşı sabırlı kılar.

Kaynak: Musned, 5:262; Em Dâvud, Cenâlz: 1.
Konu: Genel
670-) Ani Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Bir kişi senin hakkında bildiği bir kusurla sana dil uzatırsa, sen de onun hakkında bildiğin bir kusurla ona dil uzatma. Böyle yaparsan, bu senin için bir mükâfat; onun için de bir vebaldir.

Kaynak: Deylemî'nin Mu'ce/rfinden
Konu: Genel
670-) Ebû Hüneyde Vâil İbni Hucr radıyallahu anh şöyle dedi: Seleme İbni Yezîd el-Cu’fî Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: - Yâ Nebiyyallah! Başımıza kendi haklarını bizden isteyen, fakat bizim hakkımızı bize vermeyen yöneticiler tâyin edilirse, bize ne yapmamızı emredersin? diye sordu. Resûl-i Ekrem onun bu sorusuna cevap vermedi. Bir daha sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Onların sözünü dinleyip kendilerine itaat edin. Onlar yapmaları gerekenden, siz de yapmanız gerekenden sorumlusunuz.”

Kaynak: Müslim, İmâre 49-50. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fiten 30
Konu: Genel
671-) Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Benden sonra adam kayırma olayları ve görmeye alışmadığınız işler meydana gelecektir” buyurdu. Bunun üzerine ashâb-ı kirâm: - Yâ Resûlallah! Bizden o günleri görenlere ne emredersiniz? diye sordular. Şöyle cevap verdi: - “Yapmanız gereken görevleri yaparsınız, hakkınız olan şeyin size verilmesini Allah’tan niyâz edersiniz.”

Kaynak: Buhârî, Fiten 2, Müslim, İmâre 45. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fiten 25
Konu: Genel
672-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah’a karşı gelmiş olur. Devlet başkanına itaat eden bana itaat etmiş, devlet başkanına karşı gelen bana karşı gelmiş olur.”

Kaynak: Buhârî, Cihâd 109, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 32, 33. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 27; İbni Mâce, Mukaddime 1, Cihâd 39
Konu: Genel
673-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Devlet yöneticisinden hoşa gitmeyen bir şey gören kimse sabretsin. Zira kim devlet başkanına itaatten bir karış dışarı çıkarsa, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”

Kaynak: Buhârî, Fiten 2; Müslim, İmâre 56
Konu: Genel
674-) Ebû Bekre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi: “Kim devlet başkanına ihânet ederse, Allah da ona ihânetinin cezasını verir.”

Kaynak: Tirmizî, Fiten 47. Ayrıca Bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 42, 49
Konu: Genel
675-) Ebû Saîd Abdurrahman İbni Semüre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Abdurrahman İbni Semüre! Kimseden yöneticilik görevi isteme! Zira bu görev sen istemeden verilirse, Allah yardımcın olur. Eğer sen istediğin için verilirse, Allah’dan yardım göremezsin. “Bir de bir şeye yemin ettikten sonra başka bir davranışı daha hayırlı görürsen, hayırlı olanı işleyip yeminin için keffâret öde!”

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 5, 6, Eymân 1, Keffârât 10; Müslim, Eymân 19, İmâre 13. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, İmâre 2; Tirmizî, Nüzûr 5; Nesâî, Âdâbü’l-kudât 5
Konu: Genel
676-) Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ebû Zer! Senin gerçekten zayıf olduğunu görüyorum. Kendim için ne istiyorsam senin için de onu isterim. İki kişiye bile olsa sakın başkan olma! Yetim malına da yöneticilik yapma!”

Kaynak: Müslim, İmâre 17. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vesâyâ 4; Nesâî, Vesâyâ 10
Konu: Genel
677-) İyiliklerin seni sevindirir, kötülüklerin de seni üzerse, sen olgun mü'minsin.

Kaynak: Müsned 1:18,26; 3:446.
Konu: Genel
677-) Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi: - Yâ Resûlallah! Beni vali tayin etmez misin? demiştim. Eliyle omuzuma vurarak şöyle buyurdu: - “Ebû Zer! Sen zayıf bir adamsın. İstediğin görev ise bir emanettir. Bu emaneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesna, aslında bu görev kıyamet gününde bir rezillik ve pişmanlıktır.”

Kaynak: Müslim, İmâret 16
Konu: Genel
678-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Siz memuriyet alma konusunda pek istekli davranacaksınız. Halbuki o yanıp tutuştuğunuz görev, kıyamet gününde bir pişmanlık sebebi olacaktır.”

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 7. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 39, Kudât 5
Konu: Genel
679-) Ebû Saîd el-Hudrî ve Ebû Hureyre radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamberin ve başa geçirdiği her halifenin mutlaka iki yardımcısı olmuştur. Bunlardan biri ona doğru yolu gösterir ve buna teşvik eder. Diğeri kötü yolu gösterir ve ona teşvik eder. Günahtan uzak duran, Allah’ın koruduğu kimsedir.”

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 42, Kader 8. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 32
Konu: Genel
680-) Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ bir devlet başkanı hakkında hayır dilediği zaman, ona unuttuğunu hatırlatan, hatırladığını yapmaya yardım eden doğru sözlü bir yardımcı verir. Şayet Allah Teâlâ o devlet başkanı için hayır dilemezse, ona unuttuğunu hatırlatmayan, hatırladığını yapmaya yardım etmeyen kötü bir yardımcı verir.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, İmâre 4. Ayrıca Bk. Nesâî, Bey’at 33
Konu: Genel
681-) Câbir'den (r.a.) rivayetle: Birinizin lokması yere düştüğünde, üzerindeki rahatsız edici şeyleri temizledikten sonra yesin. Onu şeytana bırakmasın. Çünkü, bereketin yemeğin hangi parçasında olduğunu bilemez.

Kaynak: Müslim, Eşribe: 134,137; Ebû Davud, Efıme; 49; Timizietime: 11; Mûsned, 3:100.
Konu: Genel
681-) Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh şöyle dedi: Amcamın oğullarından ikisiyle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna girmiştim. Onlardan biri: - Yâ Resûlallah! İdaresini Cenâb-ı Hakk’ın sana verdiği görevlerden birine bizi âmir tayin et! dedi. Öteki amca oğlu da benzeri bir şey söyledi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Vallahi biz isteyeni veya görev hırsı bulunanı yönetici yapmıyoruz.”

Kaynak: Buhârî, Ahkâm 7, İcâre 1, İstitâbetü’l-mürteddîn 2; Müslim, İmâre 15
Konu: Genel
682-) İbni Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, utangaç kardeşine bu huyunu terketmesini söyleyen Medine’li bir müslümanın yanından geçerken ona: “Onu kendi haline bırak; zira hayâ imandandır” buyurdu.

Kaynak: Buhârî, Îmân 16, Edeb 77; Müslim, Îmân 57-59. Ayrıca Bk. Tirmizî, Îmân 7; Nesâî, Îmân 27; İbni Mâce, Mukaddime 9, Zühd 17.
Konu: Genel
683-) İmrân İbni Husayn radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hayâ ancak hayır kazandırır.” Buhârî, Edeb 77; Müslim, Îmân 60 Müslim’in bir rivayetine göre ise: “Hayânın hepsi hayırdır”, buyurdu.

Kaynak: Müslim, Îmân 61
Konu: Genel
684-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İman yetmiş (veya altmış) kadar daldan ibarettir. Bunların en yükseği lâ ilâhe illallah demek, en aşağısı da insana zarar veren şeyleri yoldan kaldırmaktır. Utanmak da imanın dallarından biridir.”

Kaynak: Buhârî, Îmân 3; Müslim, Îmân 58. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 14; Tirmizî, Birr 80; Nesâî, Îmân 16; İbni Mâce, Mukaddime 9
Konu: Genel
685-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha utangaçtı. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bunu yüzüne bakınca anlardık.

Kaynak: Buhârî, Menâkıb 23, Edeb 72, 77; Müslim, Fezâil 67. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 17
Konu: Genel
686-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamet gününde Allah Teâlâ’ya göre en fena insan, karısıyla mahremiyetini paylaştıktan sonra onun sırrını ifşâ eden kimsedir.”

Kaynak: Müslim, Nikâh 123, 124. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 32.
Konu: Genel
687-) Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Hz. Ömer, kızı Hafsa’nın dul kaldığı zamandan bahisle dedi ki: - Osman İbni Affân ile karşılaştım ve ona Hafsa’dan söz ederek “İstersen sana Hafsa’yı nikâhlayayım” dedim. Osman: - Hele bir düşüneyim, cevabını verdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra karşılaştığımızda, “Şimdilik evlenemeyeceğim” dedi. Sonra Ebû Bekir’e rastladım. Ona da: - İstersen sana kızım Hafsa’yı nikahlayayım, dedim. O ise sustu; ağzını açıp da bir söz söylemedi. Bu sebeple ona Osman’a gücendiğimden daha fazla kızdım. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hafsa’ya Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem talip oldu. Ben de kızımı ona nikâhladım. O sıralarda Ebû Bekir’le karşılaştığımızda bana: - Hafsa’yla evlenmemi istediğin, benim de sana cevap vermediğim zaman herhalde bana gücenmişsindir, dedi. Ben: - Evet, diye cevap verdim. Ebû Bekir şunları söyledi: - Bana bu konuyu açtığında sana bir cevap vermeyişimin sebebi, Hz. Peygamber’in Hafsa ile evlenmekten söz etmesidir. Elbette Resûlullah’ın sırrını ifşâ edemezdim. Şayet Nebiyy-i Muhterem Hafsa ile evlenmekten vazgeçseydi, elbette onunla evlenirdim.

Kaynak: Buhârî, Nikâh 33, 36, 46, Megâzî 12. Ayrıca Bk. Nesâî, Nikâh 30
Konu: Genel
688-) îbni Mes'ud (r.a.) rivayet ediyor: Komşuların sana "İyi bir iş yaptın" dediklerini duyduğunda iyi bir iş yapmışsın, "Kötü bir iş yaptın" dediklerinde kötü bir iş yapmışsın demektir.

Kaynak: İbni Mâce, Zühd: 25; Müsned, 1:402.
Konu: Genel
688-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımları onun yanında otururlarken Fâtıma tıpkı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi yürüyerek çıkageldi. Resûl-i Ekrem onu görünce sevindi ve “merhaba kızım” diyerek sağ veya sol yanına oturttu. Sonra Fâtıma’nın kulağına bir şeyler fısıldadı. Fâtıma yüksek sesle ağlamaya başladı. Onun aşırı üzüntüsünü görünce kulağına bir şey daha fısıldadı. Bu defa Fâtıma güldü. Fâtıma’ya: - Hanımları yanındayken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sadece sana bir sır verdi; sen de ağladın, dedim ve Resûlullah kalkıp gidince, ona: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sana ne söyledi?” diye sordum. Fâtıma: - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sırrını kimseye söyleyemem, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat edince de: - Senin üzerindeki analık hakkıma dayanarak Resûlullah’ın sana verdiği sırrı bana söylemeni istiyorum, dedim. Fâtıma: - Şimdi olabilir, dedi ve şunları söyledi: Resûl-i Ekrem kulağıma ilk defa bir şey söylediğinde, Cebrâil’in nâzil olan Kur’an âyetlerini baştan sona okumak üzere her yıl bir -veya iki- defa geldiğini, fakat bu yıl aynı maksatla iki defa geldiğini söyledi ve “Ecelimin yaklaştığını anlıyorum; Allah’a karşı saygıda kusur etme ve sabırlı ol! Benim senden önce gitmem ne iyi!” buyurdu. Bunun üzerine gördüğün gibi çok ağladım. Benim çok üzüldüğümü görünce, kulağıma tekrar bir şeyler fısıldayarak: “Fâtıma! Mü’min hanımların - veya bu ümmetin kadınlarının- hanımefendisi olmak istemez misin?” buyurdu. O zaman da gördüğün gibi güldüm.

Kaynak: Buhârî, Menâkıb 25, Fezâilü Ashâbi’n-nebî 12, Megâzî, 83, İsti’zân 43; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 97-99. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Cenâiz 64.
Konu: Genel
689-) Sâbit el-Bünânî’nin rivayet ettiğine göre Enes İbni Mâlik ona şunları söyledi: Ben çocuklarla oynarken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanıma geldi; bize selâm verdi ve beni bir işe gönderdi. Bu sebeple annemin yanına geç döndüm. Eve varınca annem: - Niye geç kaldın? diye sordu. - Resûlullah beni bir işe göndermişti; onun için geciktim, dedim. Annem: - Neymiş o iş? diye sorunca: - Bu bir sırdır, dedim. Bunun üzerine Annem: - Resûlullah’ın sırrını kimseye söyleme, dedi. Enes bu olayı anlattıktan sonra Sâbit el-Bünânî’ye şunları söyledi: - Şayet bu sırrı birine açacak olsaydım, vallahi sana söylerdim, Sâbit!

Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 145, 146
Konu: Genel
689-) Ka'b bin Ucre (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Ezan sesini işittiğinde Allah'ın dâvetçisi olan müezzinin çağrısına

Kaynak: Taberani’nin kebir’i  Nden. 
Konu: Genel
690-) Enes'den (r.a.) rivayetle: Ezan sesini duyduğunda namaza git. Giderken ağırbaşlılıktan ayrılma. Safta bir boşluk bulursan orayı doldur. Yoksa din kardeşinin yerini daraltma. Kendin duyacağın kadar bir sesle oku, yanındakileri rahatsız etme. Dünyadan biraz sonra ayrılacak bir kimsenin namazı gibi namaz kıl.

Kaynak: İbni asakir’den.
Konu: Genel
690-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Münâfığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edilince hiyanet eder.” Buhârî, Îmân 24, Şehâdât 28, Vesâyâ 8, Edeb 69; Müslim, Îmân 107-108. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20 Müslim’in bir rivayetinde şu ilâve vardır:

Kaynak: “oruç Tutsa, Namaz Kılsa, Müslüman Olduğunu Söylese De”  (müslim, Îmân 109-110)
Konu: Genel
691-) Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dört huy kimde bulunursa, o adam tam münafık olur. Bir kimsede bu huylardan biri bulunursa, o huydan vazgeçinceye kadar onda münafığın özelliklerinden biri var demektir. O dört huya sahip olan kimse: Kendisine bir şey emanet edilince hiyânet eder. Konuşunca yalan söyler. Bir antlaşma yapınca sözünde durmaz. Düşmanlık yapınca da aşırı gider.”

Kaynak: Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Müslim, Îmân 106. Ayrıca Bk. Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20
Konu: Genel
692-) Câbir radıyallahu anh’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana: “Eğer Bahreyn’den zekât malı gelirse sana şöyle şöyle şöyle doldurup veririm” buyurdu. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem vefat edene kadar Bahreyn’den mal gelmedi. Bahreyn’den mal geldiği zaman Ebû Bekir radıyallahu anh: - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in birine va’di veya borcu varsa bize baş vursun, diye ilân etti. Bunun üzerine onun huzuruna vararak: - Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana böyle böyle demişti, dedim. Ebû Bekir elini ganimet malına daldırıp bir avuç aldı. Bunları sayınca 500 tane olduğunu gördüm. O zaman Ebû Bekir bana: - Bunun iki mislini daha al, dedi.

Kaynak: Buhârî, Kefâle 3, Hibe 18, Şehâdât 28, Farzu’l-humüs 15, Cizye 4, Megâzî 73; Müslim, Fezâil 60-61
Konu: Genel
693-) Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Abdullah! Falan adam gibi olma! Çünkü o, gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.”

Kaynak: Buhârî, Teheccüd 19; Müslim, Sıyâm 185. Ayrıca Bk. Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 59; İbni Mâce, İkâme 174.
Konu: Genel
694-) Adî İbni Hâtim radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yarım hurma vermek suretiyle de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz. O kadarını da bulamayanlar, güzel bir sözle olsun kendilerini korusunlar.”

Kaynak: Buhârî, Edeb 34, Zekât 10,  Rikak 49, 51, Tevhîd 36; Müslim, Zekât 66-70. Ayrıca Bk. Tirmizî, Zühd 37, Kıyâmet 1; Nesâî, Zekât 63-64; İbni Mâce, Mukaddime 13, Zekât 28
Konu: Genel
695-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Güzel söz sadakadır.”

Kaynak: Buhârî, Edeb 34, Cihâd 128, Müslim, Zekât 56
Konu: Genel
695-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Horozların seslerini duyduğunuzda Allah'tan faz! ve ihsanını isteyiniz. Çünkü onlar melek görmüşlerdir. Eşek sesini duyduğunuzda da şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o bir şeytan görmüştür.

Kaynak: Buharî, Bed'ü'l-halk: 15; Müslim, 2kr: 82; Timizi,daavat: 86; Müsned 2:306,321.
Konu: Genel
696-) Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa, hiçbir iyiliği küçümseme.”

Kaynak: Müslim, Birr 144. Ayrıca Bk. Tirmizî, Et`ime 30, Birr 45
Konu: Genel
697-) Enes radıyallahu anh’in belirttiğine göre: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sözünün iyi anlaşılması için konuşmasını üç defa tekrarlardı. Bir topluluğun yanına varıp onları selâmlayacağı zaman üç defa selâm verirdi.

Kaynak: Buhârî, İlim 30, İsti’zân 13. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 28
Konu: Genel
698-) Câbir (r.a.) rivayet ediyor: Geceleyin köpek havlamalarını, eşek anırışını işittiğinizde şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü onlar sizin görmediğiniz şeyleri görüyorlar.

Kaynak: Ebû Davud, Edeb: 106; Müsrıed. 3:306,355
Konu: Genel
698-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in konuşması, herkesin anlayacağı şekilde açık seçikti.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 18
Konu: Genel