Genel ile İlgili Hadisler

1430-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Rükûda âlemlerin Rabbine tâzim ediniz. Secdede ise dua etmeye çalışınız; çünkü oradaki duanızın kabul olma şansı daha fazladır.”

Kaynak: Müslim, Salât 207
Konu: Genel
1431-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!”

Kaynak: Müslim, Salât 215.
Konu: Genel
1431-) îbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle: Doğruyu söyleyen şahitlere hürmet edin. Çünkü Allah onlar sayesinde gerçekleri ortaya çıkarır ve onlarla zulmü kaldırır.

Kaynak: Buharfnin Taritfmüen,
Konu: Genel
1432-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem secdede şöyle dua ederdi: “Allâhümmağfirlî zenbî küllehû, dikkahû ve cillehû, ve evvelehû ve âhirehû, ve alâniyetehû ve sirrehû: Allahım! Günahımın hepsini, küçüğünü, büyüğünü, öncesini, sonrasını, açığını, gizlisini bana bağışla!”

Kaynak: Müslim, Salât 219.
Konu: Genel
1433-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Bir gece Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in yanımda olmadığını farkettim, karanlıkta el yordamıyla bakınmaya çalıştım. Bir de baktım ki, rükûda -veya secde halinde-: “Sübhâneke ve bi-hamdik, lâ ilâhe illâ ente: Ben seni ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim. Senden başka ibadete lâyık ilâh yoktur” diye zikrediyor.

Kaynak: Müslim, Salât 221.
Konu: Genel
1433-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Şu altı şeyi koruyacağınıza dair garanti verin; ben de Cennete gireceğinize kefil olayım: namaz, zekât, emânet, namus, mide ve lisan.

Kaynak: Taberânî'nin Evsafından.
Konu: Genel
1434-) Sa‘d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında bulunuyorduk. Bize: - “Sizden biri her gün bin sevap kazanmaktan âciz midir?” diye sordu. Yanında oturanlardan biri: - Bir kimse her gün bin sevabı nasıl kazanır? diye sordu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: - “Yüz defa sübhânallah der, ona bin iyilik yazılır veya bin günahı bağışlanır.”

Kaynak: Müslim, Zikir  37.
Konu: Genel
1435-) Ebû Zer radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rek`at namaz bunların yerini tutar."

Kaynak: Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56.
Konu: Genel
1436-) Mü’minlerin annesi Cüveyriye Binti’l-Hâris radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir gün sabah namazını kıldıktan sonra, Hazret-i Cüveyriye namaz kıldığı yerde oturmakta iken erkenden evden çıktı. Kuşluk vakti tekrar eve döndü. Cüveyriye radıyallahu anhâ’nın hâlâ yerinde oturmakta olduğunu görünce: - “Yanından ayrıldığımdan beri hep burada oturup zikirle mi meşgul oldun?” diye sordu. O da: - Evet, diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: - “Senin yanından ayrıldıktan sonra üç defa söylediğim şu dört cümle, senin sabahtan beri söylediğin zikirlerle tartılacak olsa, sevap bakımından onlara eşit olur: Subhânallâhi ve bi-hamdihî adede halkihî ve rızâ nefsihî ve zinete arşihî ve midâde kelimâtihî: Yarattıkları sayısınca, kendisinin hoşnut olduğunca, arşının ağırlığınca ve bitip tükenmeyen kelimeleri adedince ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim.” Müslim, Zikir 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24 Müslim’in diğer bir rivayeti şöyledir: “Subhânallâhi adede halkıhî, subhânallâhi rızâ nefsihî, subhânallâhi  zinete arşihî, subhânallâhi  midâde kelimâtihî Müslim, Zikir 79. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 56 Tirmizî’nin rivayeti ise şöyledir: “Sana okuyacağın bir zikir öğreteyim mi? Subhânallâhi adede halkıhî, subhânallâhi adede halkıhî, subhânallâhi adede halkıhî; subhânallahi  rızâ nefsihî, subhânallahi  rızâ nefsihî, subhânallahi  rızâ nefsihî; subhânallahi  zinete arşihî, subhânallahi  zinete arşihî, subhânallahi  zinete arşihî; subhânallahi  midâde kelimâtihî, subhânallahi  midâde kelimâtihî, subhânallahi  midâde kelimâtihî, dersin.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 104.
Konu: Genel
1437-) Ebû Mûsâ el-Eş‘arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Rabbini zikredenle etmeyenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir.” Buhârî, Daavât 66 Müslim ise bu hadisi şöyle rivayet etmiştir: “İçinde Allah’ın anıldığı ev ile Allah’ın anılmadığı evin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir.”

Kaynak: Müslim, müsâfirîn 211
Konu: Genel
1438-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ben kulumun beni düşündüğü gibiyim. Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eğer beni yalnız başına anarsa, ben de onu yalnız anarım. Şayet beni bir toplulukla beraber anarsa, ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.”

Kaynak: Buhârî, Tevhîd 15; Müslim, Zikir 2, 19, 50; Tevbe 1.
Konu: Genel
1439-) Âişe (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Gücünüzün yeteceği kadar ameli üstlenin. Çünkü siz usanmadik-ça, Allah da usanmaz. Ve Allah'a en sevimli amel az da olsa devamlı olandır.

Kaynak: Buhari, Savm: 49; Rikak: 18; Müsün), Îman: 199.
Konu: Genel
1439-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: - “Müferridler öne geçti” buyurdu. Bunun üzerine sahâbîler: - Müferridler ne demektir, yâ Resûlallah? diye sordular. Resûl-i Ekrem de: - “Allah’ı çok anan erkeklerle kadınlardır” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zikir 4.
Konu: Genel
1440-) Câbir radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi: “Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah’tır.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât  9.
Konu: Genel
1441-) Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e hitâben: - Yâ Resûlallah! İslâmiyet’in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle, dedi. O da: - “Dilin hep Allah’ı zikretsin!” buyurdu.

Kaynak: Tirmizî, Daavât 4.
Konu: Genel
1441-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Mü'minlerin îman bakımından en oigun olanları, ahlâkı en güzel olanlarıdır. En hayırlılarınız kadınlarına en hayırlı olanınızdır.

Kaynak: Ebû Davud, Sünnet 14; Tırmizt, Rada: 11; Îman: 6;müsned, 2;25o.
Konu: Genel
1442-) Abdullah bin Mugaffel, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Ashabım hakkında Allah'tan kcrkun. Ashabım hakkında Allah'tan korkun. Sakın benden sonra onlara düşman olup sövmeyin. Onları seven bana olan sevgisinden dolayı sevmiş olur. Onlara kızıp kin duyan da bana olan kin ve düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara sıkıntı veren bana sıkıntı vermiş; bana sıkıntı veren de Allah'a eza etmiş gibi olur. Allah'a ezâ eden de büyük bir felâketle yüz yüze gelmiş olur.

Kaynak: Timizi, Menâkıb: 59; Müsned, 4:87; 5:54.
Konu: Genel
1442-) Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse sübhânallahi ve bi-hamdihî: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 60.
Konu: Genel
1443-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İsrâ gecesinde İbrâhim aleyhisselâm’a rastladım. Bana şunu söyledi: Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun tatlı, arazisinin son derece geniş ve dümdüz, ağaçlarının da sübhânallahi ve’l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber’den ibaret olduğunu haber ver.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 59 
Konu: Genel
1443-) Ka'b bin Mâlik'den (r.a.) rivayetle: Elinizin altındakiler hakkında Allah'tan korkun. Elinizin altındakiler hakkında Allah'tan korkun. Onları giydirin. Karınlarını doyurun ve onları yumuşak söz söyleyin.

Kaynak: Taberânî'nin Keö/finden.
Konu: Genel
1444-) Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbına: - “Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı,  düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi? diye sordu. Onlar da: - Evet, söyle dediler. Resûl-i Ekrem de: - “Allah Teâlâ’yı zikretmektir” buyurdu.

Kaynak: Tirmizî, Daavât 6.
Konu: Genel
1445-) Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’in rivayet ettiğine göre, kendisi bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber, önündeki hurma çekirdekleriyle veya çakıl taşlarıyla tesbih çeken bir kadının yanına girdi. Peygamber aleyhisselâm kadına: “Bundan daha kolayını -veya daha faziletlisini- sana haber vereyim mi?” diye sorduktan sonra şöyle buyurdu: “Sübhânallahi adede mâ halaka fi’s-semâi ve sübhânallahi adede mâ halaka fi’l-ard ve sübhânallahi adede mâ beyne zâlike ve sübhânallahi adede mâ hüve hâlik: Ben Allah’ı gökyüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı yeryüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı yerle gök arasında yarattıkları sayısınca ulûhiyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı bundan sonra yaratacakları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim, de. Allahu ekber’i de böyle, elhamdülillâh’ı da böyle, lâ ilâhe illallah’ı da böyle, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ı da böyle söylersin.”

Kaynak: Tirmizî, Daavât 113.
Konu: Genel
1445-) Ebû Rimse'den rivayetle: Şifâ veren Allah'tır.

Kaynak: Ebû Davudâan.
Konu: Genel
1446-) Ebû Mûsâ radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana hitâben: - “Cennet hazinelerinden bir hazineyi sana bildireyim mi?” buyurdu. Ben de: - Evet, Yâ Resûlallah, bildir, dedim. Şöyle buyurdu: - “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh: Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.”

Kaynak: Buhârî, Megâzî 38, Daavât 50, Kader 7, Tevhîd 9; Müslim, Zikir 44-46.
Konu: Genel
1446-) Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.) rivayet ediyor: Hâkim zulmetmedikçe Allah onunla beraberdir. Zulmedince Allah ondan ayrılır, şeytan yapışır.

Kaynak: Vrmizi Ahkâm: 4; İbnimâce, Ahkâm: 2.
Konu: Genel
1447-) Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’yı her halinde zikrederdi.

Kaynak: Müslim, Hayz 117. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 9; Tirmizî, Daavât 9; İbni Mâce, Tahâret 11
Konu: Genel
1447-) Ömer'den (r.a.) rivayetle: Garip ve kimsesizlerin dost ve yardımcısı Allah ve Resulüdür.

Kaynak: Timizi Ferâîz: 12.
Konu: Genel
1448-) Sehl bin Sa'd (r.a.) rivayet ediyor: Allah'ım, âhiret hayatından başka gerçek hayat yoktur.

Kaynak: Buhari, Rikak: 1; Cihad: 33,110; Menakıbü'l-ensar:9;megazî:29; Müslim, Cihad: 126.
Konu: Genel
1448-) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz eşiyle birleşeceği zaman,  ‘bismillâh,  Allâhumme cennibne’ş-şeytâne ve cennibi’ş-şeytâne mâ razaktenâ: Allahım! Şeytanı bizden ve bize vereceğin çocuktan uzaklaştır’ derse ve bu beraberlikten çocukları olursa, şeytan ona zarar veremez.”

Kaynak: Buhârî, Vudû’ 8, Bed’ü’l-halk 11, Nikâh 66, Daavât 54, Tevhîd 13; Müslim, Nikâh 116.
Konu: Genel
1449-) Huzeyfe ve Ebû Zer radıyallahu anhümâ şöyle dediler: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman: “Bismike’llâhümme ahyâ ve emût: Allahım! Senin ismini anarak ölür, dirilirim (uyur, uyanırım)” derdi. Uykudan uyanınca da: “Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba‘de mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr: Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da O’dur” derdi.

Kaynak: Tirmizî, Daavât 28.
Konu: Genel
1449-) Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Allah'ım, Muhammed âlinin dünyadaki rızkını yetecek kadar kıl!

Kaynak: Buhari: Rikak: 17; Müslim, Zühd: 18,19; Zekât: 126;timizi, Zühd: 38;
Konu: Genel
1450-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ’nın yollarda dolaşıp zikredenleri tesbit eden melekleri vardır. Bunlar Cenâb-ı Hakk’ı zikreden bir topluluğa rastladıkları zaman birbirlerine “Gelin! Aradıklarınız burada!” diye seslenirler ve o zikredenleri dünya semâsına varıncaya kadar kanatlarıyla çevirip kuşatırlar. Bunun üzerine Allah Teâlâ, meleklerden daha iyi bildiği halde yine de onlara: - “Kullarım ne diyor?” diye sorar. Melekler: -  Sübhânallah diyerek seni ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan  tenzih ediyorlar, Allâhü ekber diye tekbir getiriyorlar, sana hamdediyorlar ve senin yüceliğini dile getiriyorlar, derler. Konuşma şöyle devam eder: - “Peki onlar beni gördüler mi ki?” - Hayır, vallahi seni görmediler. - “Beni görselerdi ne yaparlardı?” - Şayet seni görselerdi sana daha çok ibadet ederler, şânını daha fazla yüceltirler, ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan seni daha çok tenzih ederlerdi. - “Kullarım benden ne istiyorlar?” - Cennet istiyorlar. - “Cenneti görmüşler mi?” - Hayır, yâ Rabbi! Vallahi onlar cenneti görmediler. - “Ya cenneti görseler ne yaparlardı?” - Şayet cenneti görselerdi onu büyük bir iştiyakla isterlerdi, onu elde etmek için büyük gayret sarfederlerdi. - Bunlar Allah’a neden sığınıyorlar?” - Cehennemden sığınıyorlar. - “Peki cehennemi gördüler mi?” - Hayır, vallahi onlar cehennemi görmediler. - “Ya görseler ne yaparlardı?” - Şayet cehennemi görselerdi ondan daha çok kaçarlar, ondan pek fazla korkarlardı. Bunun üzerine Allah Teâlâ meleklerine: - “Sizi şahit tutarak söylüyorum ki, ben bu zikreden kullarımı bağışladım” buyurur. Meleklerden biri: - Onların arasında bulunan falan kimse esasen onlardan değildir. O buraya bir iş için gelip oturmuştu, deyince Allah Teâlâ şöyle buyurur: - “Orada oturanlar öyle iyi kimselerdir ki, onların arasında bulunan kötü olmaz.” Buhârî, Daavât 66. Ayrıca bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 251-252, 358-359 Müslim’in bir rivayeti şöyledir: Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ’nın diğer meleklerden ayrı, sadece zikir meclislerini tesbit etmek üzere dolaşan melekleri vardır. Allah’ın zikredildiği bir meclis buldular mı, o kimselerin aralarına otururlar ve diğer melekleri oraya çağırarak  cemaatin arasındaki boş yerleri ve oradan dünya semasına kadar olan mesafeyi kanatlarıyla doldururlar. Zikredenler dağılınca onlar da semâya çıkarlar. Allah Teâlâ daha iyi bildiği halde onlara: - “Nereden geldiniz?” diye sorar. Melekler de: - Yeryüzündeki bazı kullarının yanından geldik. Onlar Sübhânallah diyerek ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan seni tenzih ediyorlar, Allâhü ekber diye tekbir getiriyorlar, lâ ilâhe illallah diyerek seni tehlil ediyorlar, elhamdülillâh diyerek sana hamdediyorlar ve senden istiyorlar, derler. (Konuşma şöyle devam eder): - “Benden ne istiyorlar?” - Cennetini istiyorlar. - “Cennetimi gördüler mi?” - Hayır, yâ Rabbi, görmediler. - “Ya cenneti görseler ne yaparlardı?” - Senden güvence isterlerdi. - Benden neden dolayı güvence isterlerdi?” - Cehenneminden yâ Rabbi. - “Peki benim cehennemimi gördüler mi?” - Hayır, görmediler. - “Ya görseler ne yaparlardı?” - Senden kendilerini bağışlamanı dilerlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur: - “Ben onları affettim. İstediklerini onlara bağışladım. Güvence istedikleri konuda onlara güvence verdim. Bunun üzerine melekler: - Yâ Rabbi, çok günahkâr olan falan kul onların arasında bulunuyor. Oradan geçerken aralarına girip oturdu, derler. O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur: - “Onu da bağışladım. Onlar öyle bir topluluktur ki, onların arasında bulunan kötü olmaz.”

Kaynak: Müslim, Zikir 25. Ayrıca Bk. Tirmizî, Daavât 129
Konu: Genel
1451-) Ebû Hureyre ile Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse melekler onların etrafını sarar; Allah’ın rahmeti onları kaplar; üzerlerine sekînet iner ve Allah Teâlâ onları yanında bulunanlara över.”

Kaynak: Müslim, Zikr 39, 38. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Vitir 14; Tirmizî, Daavât 7; İbni Mâce, Mukaddime 17
Konu: Genel
1451-) Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor: Allah'ım, hacca gideni ve hacca gidenin kendisi için duâ ettiği kimseyi bağışla.

Kaynak: Beyhaki'nin Şfwfowrintfan.
Konu: Genel
1452-) Ebû Vâkıd Hâris İbni Avf radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Mescid-i Nebevî’de oturmuş, sahâbîler de onun etrafını almışken karşıdan üç kişi çıkageldi. İkisi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e doğru yöneldi, diğeri gitti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelenlerden biri cemaatin arasında bir boşluk görüp oraya oturdu. Öteki ise cemaatin arkasına gidip oturdu. Üçüncü adam da çekip gitti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü bitirince (bunlar hakkında) şöyle buyurdu: “Size şu üç kişinin durumunu haber vereyim mi? Onlardan biri Allah’a sığındı, Allah da onu barındırdı. Diğeri (insanları rahatsız etmekten) utandı, Allah da ondan hayâ etti. Ötekine gelince, o (bu meclisten) yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi.”

Kaynak:  buhârî, İlim 8, Salât 84; Müslim, Selâm 10. Ayrıca Bk. Tirmizî, İsti’zân 29
Konu: Genel
1453-) Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi: Muâviye radıyallahu anh mescidde halka halinde oturan bir cemaatin yanına geldi ve: - Burada niçin  böyle toplandınız? diye sordu. - Allah’ı zikretmek için toplandık, diye cevap verdiler. O tekrar: - Allah aşkına doğru söyleyin. Siz buraya sadece Allah’ı zikretmek için mi oturdunuz? diye sordu.  - Evet, sadece bu maksatla oturduk, dediler. Bunun üzerine Muâviye: - Ben sizin sözünüze inanmadığım için yemin vermiş değilim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e benim kadar yakın olup da benden daha az hadis rivayet eden yoktur. Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir ilim halkasında oturan sahâbîlerinin yanına geldi de onlara: - “Burada niçin oturuyorsunuz?” diye sordu. - Bize İslâmiyet’i nasip ederek büyük bir lutufta bulunması sebebiyle Allah’ı zikretmek ve ona hamdetmek için oturuyoruz, diye cevap verdiler. Resûl-i Ekrem:  - “Gerçekten siz buraya sadece Allah’ı zikretmek için mi oturdunuz?” diye sordu.  - Evet, vallahi sadece bu maksatla oturduk, dediler. Bunun üzerine Allah'ın Resûlü: - “Ben size inanmadığım için yemin vermiş değilim. Fakat bana Cebrâil gelerek Allah Teâlâ’nın meleklere sizinle iftihar ettiğini haber verdi de onun için böyle söyledim” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zikir 40.
Konu: Genel
1453-) Enes'den (r.a.) rivayetle: Allah'ım, fayda vermeyen ilimden, katında kabul edilmeyen amelden, dinlenilmeyen duadan Sana sığınırım.

Kaynak: Müslim, Zikr: 73; Ebû Davud, Vitr: 32; Tirmizi,daavat: 68; Neseî, Istiâze; 13,18,21,64; İbni Mâce, Mukaddime; 23; Müsned,2:167.
Konu: Genel
1454-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim sabah akşam yüz defa subhânallâhi ve bi-hamdihî: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim” derse, onun söylediklerinin bir mislini veya daha fazlasını söyleyen kimse dışında hiçbir şahıs, kıyâmet gününde onun söylediğinden daha faziletli bir zikirle gelemez.”

Kaynak: Müslim, Zikir 26.
Konu: Genel
1455-) Câbir bin Semûre rivayet ediyor: Allah'ım, Senden bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları dilerim. Bildiğim ve bilmediğim bütün serlerden de Sana sığınırım.

Kaynak: Taberânî'nin Kabrinden
Konu: Genel
1455-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: - Dün gece beni sokan akrep yüzünden ne büyük acılar çektim, dedi. Resûl-i Ekrem de: - “Eğer akşamleyin eûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmâti min şerri mâ halak: Yarattıklarının şerrinden Allah’ın mükemmel kelimelerine sığınırım, deseydin o sana zarar vermezdi” buyurdu.

Kaynak: Müslim, Zikir 55.
Konu: Genel
1456-) bin Ebi Erdate'den rivayetle: Allah'ım, ner türlü işte âkibetimizi hayreyle. Bizi dünya zilletinden ve âhiret azabından muhafaza eyle.

Kaynak: Müslim, 4:181.
Konu: Genel
1456-) Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sabahleyin şöyle dua ederdi: “Allâhumme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’n-nüşûr: Allahım! Senin lutfunla sabaha ulaştık, senin lutfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da sensin.” Akşamleyin şöyle dua ederdi: “Allâhumme bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemût ve ileyke’l-masîr: Allahım! Senin lutfunla akşama erdik. Sen isteyince dirilir, sen isteyince ölürüz. Huzuruna varılacak olan da sensin.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî, Daavât 13.
Konu: Genel
1457-) Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallahu anh Peygamber aleyhisselâm’a: - Yâ Resûlallah! Bana sabahleyin ve akşamleyin okuyacağım mübarek kelimeleri belletseniz de okusam,  dedi. O da: - “Allâhumme fâtıre’s-semâvâti ve’l-ardı âlime’l-gaybi ve’ş-şehâdeti, rabbe külli şey’in ve melîkehû. Eşhedü enlâ ilâhe illâ ente. Eûzü bike min şerri nefsî ve şerri’ş-şeytâni ve şirkihî: Gökleri ve yeri, görünen ve görünmeyen âlemleri yaratan Allahım! Ey her şeyin Rabbi ve sâhibi! Senden başka ilâh bulunmadığını kesinlikle söylerim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden, onun Allah’a şirk koşmaya davet etmesinden sana sığınırım” diye dua et ve bunu sabahleyin, akşamleyin ve yatağa yattığın zaman söyle!” buyurdu.

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî, Daavât 14, 95.
Konu: Genel
1457-) îbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Allah'ım, sabahın erken saatlerini ümmetime bereketli kıl.

Kaynak: Timizi, Büyü':6; İbni Mâce, Ticârât: 41; Müsned,1:154-156; 3:416,417.
Konu: Genel
1458-) İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem akşamleyin şöyle dua ederdi: “Emseynâ ve emse’l-mülkü lillâh, vel-hamdu lillâh, lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, rabbi es’elüke hayra mâ fî hâzihi’l-leyleti ve hayra mâ ba‘dehâ ve eûzü bike min şerri mâ fi hâzihi’l-leyleti ve şerri mâ ba‘dehâ, rabbi eûzü bike mine’l-keseli ve sûi’l-kiber, eûzü bike min azâbi’n-nâr ve azâbi’l-kabr: Akşama girdik. Bütün mülk Allah’ındır. Hamdü senâ da O’na mahsustur. Allah’tan başka ilâh yoktur; yalnız Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter. Allahım! Bu gecenin ve bundan sonrakilerin hayrını senden dilerim. Bu gecenin ve bundan sonrakilerin şerrinden sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten, insanı perişan eden yaşlılıktan sana sığınırım. Cehennem azâbından ve kabir azâbından sana sığınırım.” Sabahleyin de “asbahnâ ve asbaha’l-mülkü lillâh: Sabaha girdik. Bütün mülk Allah’ındır” diye başlayarak aynı duayı okurdu.  

Kaynak: Müslim, Zikir 74-76. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî, Daavât 13
Konu: Genel
1459-) Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Allah'ım, Sen bizden ancak Senin yardımınla altından kalkabileceğimiz şeyleri istiyorsun. Allah'ım, bunlardan rızânı kazandıracak şeyleri nasib et.

Kaynak: İbni Asakifden.
Konu: Genel
1459-) Abdullah İbni Hubeyb radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: “Akşam ve sabah vakitlerinde Kulhüvallâhü ahad ile Muavvizeteyn sûrelerini üçer defa oku. Her türlü kötülükten korunman için bunlar sana yeter.”

Kaynak: Ebû Dâvûd, Edeb 101; Tirmizî, Daavât 116.
Konu: Genel
1460-) Osman İbni Affân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim her sabah ve her akşam üç defa bismillâhillezî lâ yedurru mea’smihî şey’ün fi’l-ardı velâ fi’s-semâ’ ve hüve’s-semîu’l-alîm: İsmi sayesinde yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O herşeyi duyar ve bilir” derse, ona hiçbir şey zarar vermez.”

Kaynak: Ebû Dâvûd Edeb 101; Tirmizî, Daavât 13
Konu: Genel
1461-) Huzeyfe ve Ebû Zer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman şöyle dua ederdi: “Bismike’llâhümme ahyâ ve emût: Allahım! Senin ismini anarak ölür, dirilirim (uyur, uyanırım)”

Kaynak: Buhârî, Daavât 7, 8, 16, Tevhîd 13.
Konu: Genel
1462-) Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona ve Fâtıma radıyallahu anhâ’ya: “Yatağınıza girdiğiniz zaman -veya istirahate çekildiğiniz zaman- otuz üç defa Allahu ekber, otuz üç defa subhânallah, otuz üç defa da elhamdulillâh deyiniz” buyurdu. Buhârî, Farzu’l-humüs 6, Fezâilü ashâbi’n-nebî 9, Nefekât 6, 7, Daavât 11; Müslim, Zikr 80. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 100 Diğer bir rivayete göre “Otuz dört defa subhânallah deyiniz” buyurmuştur (Buhârî, Daavât 11).

Kaynak: Başka Bir Rivayete Göre İse “otuz dört Defa allahu Ekber deyiniz” buyurmuştur (buhârî, Farzu’l-humüs 6, Fezâilü Ashâbi’n-nebî 9; Müslim, Zikir 80).
Konu: Genel