Genel ile İlgili Hadisler
229-)
Enes'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin yitik malı olan ilmi elde ettiğinizde, onu kaybolmaktan koruyunuz.
Kaynak: Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
229-)
Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İnsanlara merhamet göstermeyen kimseye Allah da merhamet etmez.”
Kaynak: Buhârî, Edeb 18, Tevhîd 2; Müslim, Fezâil 66. Ayrıca Bk. Tirmizî, Birr 16, Zühd 48
Konu: Genel
230-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun. Çünkü onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.”
Kaynak: Buhârî, İlim 28, Ezân 62; Müslim, Salât 183-186. Ayrıca Bk. Tirmizî, Salât 61; Nesâî, İmâmet 35; İbni Mâce, İkâme 48, 49
Konu: Genel
231-)
Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir işi yapmayı çok istediği halde, onu ahali de yapmaya kalkar da üzerlerine farz kılınır diye korktuğu için, yapmaktan vazgeçerdi.
Kaynak: Buhârî, Teheccüd 5; Müslim, Müsâfirîn 77. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu‘ 12
Konu: Genel
232-)
Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, kendilerine acıdığı için, sahâbenin iftar etmeksizin peşpeşe oruç tutmalarını yasakladı. Onlar:
- Fakat sen bunu yapıyorsun, dediklerinde:
– “Ben sizin durumunuzda değilim. Ben, Rabbim beni yedirmiş ve içirmiş vaziyette geceliyorum” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, Savm 20, 48; Müslim, Sıyâm 55, 61
Konu: Genel
233-)
Ebû Katâde Hâris İbni Rib’î radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ben, uzatmayı arzu ederek, namaza dururum da, bir çocuğun ağlamasını işitir, onun annesine güçlük çıkarıp üzmekten hoşlanmadığım için, namazı kısa keserim.”
Kaynak: Buhârî, Ezân 61, 163. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 123; İbni Mâce, İkâme 49
Konu: Genel
234-)
îbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor: Sizi çok çok övenlerin yüzüne toprak saçın.
Kaynak: Müslim, Zühd: 68,69; Em Oâvud, Edeb: 9; Tırmizi, Zühd:55; İbnimâce, Edeb: 36.
Konu: Genel
234-)
Cündüb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himâyesindedir. Allah, bizzat himâyesinde olan bir konuda sizi sorguya çekmesin. Allah, himâyesindeki bir konudan sorguya çektiği kimseyi cezalandırır, sonra da onu yüzüstü cehenneme atar.”
Kaynak: Müslim, Mesâcid 262. Ayrıca Bk, Tirmizî, Salât 51, Fiten 6; İbn Mâce, Fiten 6
Konu: Genel
235-)
Abdulah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”
Kaynak: Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 38, 60;tirmizî, Hudûd 3, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime 17
Konu: Genel
236-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona hiyânet etmez, yalan söylemez ve yardımı terketmez. Her müslümanın, diğer müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takvâ buradadır. Bir kimseye şer olarak müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.”
Kaynak: Tirmizî, Birr 18
Konu: Genel
237-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın. Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez. –Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki– Takvâ buradadır. Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka müslümana haramdır.”
Kaynak: Müslim, Birr 32. Ayrıca Bk. Buhârî, Edeb 57; Ebû Dâvûd, Edeb 47; Tirmizî, Birr 24; İbni Mâce, Duâ 5 (müslim Rivayeti Dışındakiler, Enes İbni Mâlik’ten Gelmiştir)
Konu: Genel
238-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”
Kaynak: Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Ayrıca Bk. Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9
Konu: Genel
239-)
Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.”
Bir adam:
- Ya Resûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zâlimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz? dedi. Peygamberimiz:
Kaynak: – “onu Zulümden Alıkoyar, Zulmüne Engel Olursun. Şüphesiz Ki Bu Ona Yardım Etmektir” buyurdu. Buhârî, Mezâlim 4; İkrâh 6. Ayrıca Bk. Tirmizî, Fiten 68
Konu: Genel
240-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye iştirak etmek, dâvete icabet etmek, aksırana “yerhamukellah” demek.”
Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 4. Ayrıca bk. İbn Mâce, Cenâiz 1
Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir:
“Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Karşılaştığın zaman selâm ver, seni dâvet ederse git, senden nasihat isterse nasihat et, aksırınca Allah’a hamdederse yerhamukellah de, hastalandığında onu ziyaret et, öldüğü zaman cenazesinin ardından git.”
Kaynak: Müslim, Selâm 5
Konu: Genel
241-)
Ebû Ümâre Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize şunları emretti: Hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak, aksırana “yerhamükellah” demek, yeminini bozmayıp yemin üzere devam etmek, zulme uğrayana yardım etmek, dâvet edenin dâvetine katılmak, selâmı yaygınlaştırmak. Resûlullah bize şunları da yasakladı: Altın yüzükler veya yüzük takmak, gümüş kaptan su içmek, ipek minder kullanmak, ipekten yapılmış elbise giymek, ince ipek giymek, kalın ipek giymek, hâlis ipek kumaştan elbise giymek.
Buhârî, Cenâiz 2, Mezâlim 5, Nikâh 71, Eşribe 28; Müslim, Libâs 3. Ayrıca bk. Tirmizî, Edeb 45; Nesâî, Cenâiz 53
Kaynak: Müslim’in Bir Rivâyetinde: Yitiği İlân Etmek, İlk Yedi Şey Arasında Sayılmıştır.
Konu: Genel
242-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter.”
Kaynak: Müslim, Birr 72. Ayrıca Bk. Buhârî, Mezâlim, 3; Ebû Dâvûd, Edeb 38; Tirmizî, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime 17
Konu: Genel
243-)
Sevbân (r.a.) rivayet ediyor: Mü'minin ferasetinden sakınınız. Çünkü o Allah'ın nuru ile bakar ve Onun muvaffak kılmasıyla konuşur.
Kaynak: İbni Cerir’den.
Konu: Genel
243-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İşlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın, gece kötü bir iş yapıp, Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp:
Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım”, demesi, açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah’ın örttüğünü açarak sabahlıyor.”
Kaynak: Buhârî, Edeb 60; Müslim, Zühd 52
Konu: Genel
244-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir câriye zina eder ve zina yaptığı da kesinleşirse, sahibi ona had cezası uygulasın. Fakat suçunu başına kakmasın. Sonra ikinci defa zina yaparsa, aynı şekilde had uygulasın, ama yine de suçunu yüzüne vurup kötü sözlerle kınamasın. Sonra bu câriye üçüncü defa zina ederse, artık efendisi onu kıldan bir ip bedeline bile olsa satsın.”
Kaynak: Buhârî, Itk 17, Hudûd 35, 36 Büyû’ 66,110; Müslim, Hudûd 30. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 32; Tirmizî, Hudûd 8; İbn Mâce, Hudûd 14
Konu: Genel
245-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzuruna şarap içmiş bir adam getirdiler. Peygamber Efendimiz:
“Ona had vurunuz” buyurdu. Ebû Hureyre der ki:
Bizden eliyle vuran, ayakkabısıyla vuran ve elbisesiyle vuranlar oldu. Had icra edildikten sonra adam ayrılıp gidince, ashâbdan biri:
– Allah seni kahretsin, rezil etsin, dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Böyle demeyiniz, onun aleyhine şeytana yardım etmeyiniz” buyurdular.
Kaynak: Buhârî, Hudûd 4, 5. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 35
Konu: Genel
246-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir cemaat, Allah Teâlâ’nın evlerinden bir evde toplanıp Allah’ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder, anlayıp kavramaya çalışırlarsa, üzerlerine sekinet iner ve kendilerini rahmet kaplar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.”
Kaynak: Müslim, Zikr 38. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Mukaddime 17
Konu: Genel
247-)
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Nefsin gizli desisesinden sakının. Âlim etrafında insanların oturmasını ister.
Kaynak: Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
247-)
Ebû Mûsâ el-Eş`arî radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber aleyhisselâm’a sıkıntı içinde bulunan biri geldiği zaman, yanındakilere döner:
“Bu adama yardım ediniz, sevap kazanırsınız. Allah Teâlâ istediği şeyi Peygamberi’ne söyletir” buyururdu.
Kaynak: Buhârî, Zekât 21, Edeb 36, 37, Tevhîd 31; Müslim, Birr 145. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 117; Tirmizî, İlim 14; Nesâî, Zekât 65
Konu: Genel
248-)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ Berîre ile kocası arasında geçen olaya dair şunları söyledi:
Peygamber aleyhisselâm Berîre’ye:
- “Keşke tekrar kocana dönsen!” buyurdu.
Berîre:
- Yâ Resûlallah! Böyle yapmamı bana emrediyor musun? diye sordu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz:
- “Hayır, sadece aracılık yapıyorum” buyurdu.
Bunun üzerine Berîre:
- Benim ona ihtiyacım yok, dedi.
Kaynak: Buhârî, Talâk 16. Ayrıca Bk. Buhârî, Talâk 15; Ebû Dâvûd, Talâk 21; Nesâî, Âdâbü’l-kudât 28; İbni Mâce, Talâk 29
Konu: Genel
249-)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ Berîre ile kocası arasında geçen olaya dair şunları söyledi:
Peygamber aleyhisselâm Berîre’ye:
- “Keşke tekrar kocana dönsen!” buyurdu.
Berîre:
- Yâ Resûlallah! Böyle yapmamı bana emrediyor musun? diye sordu.
Resûl-i Ekrem Efendimiz:
- “Hayır, sadece aracılık yapıyorum” buyurdu.
Bunun üzerine Berîre:
- Benim ona ihtiyacım yok, dedi.
Kaynak: Buhârî, Talâk 16. Ayrıca Bk. Buhârî, Talâk 15; Ebû Dâvûd, Talâk 21; Nesâî, Âdâbü’l-kudât 28; İbni Mâce, Talâk 29
Konu: Genel
250-)
Ali'den (r.a.) rivayetle: Zulümden sakınınız. Çünkü zulmün cezasından daha süratli gelen hiçbir ceza yoktur.
Kaynak: İbni adiyy’in El-kamil’inden.
Konu: Genel
250-)
Ümmü Külsûm Binti Ukbe İbni Ebû Muayt radıyallahu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz.”
Buhârî, Sulh 2; Müslim, Birr 101. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 50; Tirmizî, Birr 26
Müslim’in rivayetinde şöyle bir fazlalık vardır:
Ümmü Külsûm dedi ki, Peygamber aleyhisselâm’ın halkın söyleyip durduğu yalanlardan sadece üçüne izin verdiğini işittim. Bunlar da:
Savaşta (düşmanı aldatmak için),
İki kişinin arasını bulmak maksadıyla,
Kaynak: Kocanın Karısına, Karının Da Kocasına (aile Düzenini Korumak Düşüncesiyle) Söylediği Yalandır.
Konu: Genel
251-)
Hz. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birbiriyle kavgalı iki kişinin kapıda bağırıp çağırdıklarını duydu.
Borçlu adam, alacaklı olandan, alacağının bir kısmını bağışlamasını ve kendisine anlayışlı davranmasını istiyordu. Alacaklı olan ise:
- Vallahi yapmayacağım, diyordu.
Onların yanına çıkan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Nerede o iyilik yapmayacağım diye yemin eden adam?” diye sordu.
Alacaklı olan:
Kaynak: - Buradayım Ey Allah’ın Resûlü! Nasıl İstiyorsa Öyle Olsun, Dedi. buhârî, Sulh 10; Müslim, Müsâkât 19
Konu: Genel
251-)
Ali bin Hüseyin bin Ali rivayet ediyor: Ziraat yapınız. Çünkü o mübarektir.
Kaynak: Ebu davud’un Merasif’inden.
Konu: Genel
252-)
Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Amr İbni Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahâbî ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı.
Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilâl, Ebû Bekir radıyallahu anh’â
- Ebû Bekir! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? diye sordu.
Hz. Ebû Bekir de:
- Peki, istersen kılalım, dedi.
Bilâl ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular.
Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi; safların arasından öne geçti.
Bunun üzerine cemaat (Hz. Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı.
Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Resûlullah’ı görüverdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi:
- “İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse sübhânallah desin. Onun sübhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.”
Sonra Ebû Bekir’e dönerek:
- “Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu.
Hz. Ebû Bekir:
- Ebû Kuhâfe’nin oğluna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.
Kaynak: Buhârî, Ezân 48, Amel Fi’s-salât 3, 16, Sehv 9, Sulh 1, Ahkâm 36; Müslim, Salât 102. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 169; Nesâî, İmâmet 7
Konu: Genel
252-)
îbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor: En güzel Kur'ân okuyan insan, okurken Allah'tan korktuğunu anladığın kimsedir.
Kaynak: Hatib’in tarih’i Ve Deylemi’nin müsnedü’l-firdevs’inden.
Konu: Genel
253-)
Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Amr İbni Avf oğulları arasında bir kavga çıktığını duydu. Aralarını bulmak için bir grup sahâbî ile birlikte oraya gitti. Onları barıştırmak için bir müddet orada kaldı.
Bu arada namaz vakti gelmişti. Bilâl, Ebû Bekir radıyallahu anh’â
- Ebû Bekir! Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gelemedi. Namaz vakti de girdi. İmam olup namaz kıldırır mısın? diye sordu.
Hz. Ebû Bekir de:
- Peki, istersen kılalım, dedi.
Bilâl ezan okudu. Ebû Bekir de öne geçip tekbir aldı. Müslümanlar da ona uydular.
Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi; safların arasından öne geçti.
Bunun üzerine cemaat (Hz. Peygamber’in geldiğini imama haber vermek için) el çırpmaya başladı.
Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir yana bakmazdı. Cemaat durmadan el çırpınca dönüp bakmak zorunda kaldı. Yanında Resûlullah’ı görüverdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ona yerinde kalması için işaret etti. Fakat Ebû Bekir ellerini kaldırarak Allah’a hamd etti ve arkadaki safa girinceye kadar geri gitti. O zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince, halka dönerek şunları söyledi:
- “İnsanlar! Namazda bir durum meydana gelince niçin el çırpmaya başladınız? El çırpmak kadınlara mahsustur. Namazda bir durumla karşılaşan kimse sübhânallah desin. Onun sübhânallah dediğini duyan kimse, kendisine dönüp bakar.”
Sonra Ebû Bekir’e dönerek:
- “Ebû Bekir! Yerinde kal diye işaret ettiğim halde niçin namazı kıldırmadın?” diye sordu.
Hz. Ebû Bekir:
- Ebû Kuhâfe’nin oğluna Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önüne geçip namaz kıldırmak yakışmazdı, diye cevap verdi.
Kaynak: Buhârî, Ezân 48, Amel Fi’s-salât 3, 16, Sehv 9, Sulh 1, Ahkâm 36; Müslim, Salât 102. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Salât 169; Nesâî, İmâmet 7
Konu: Genel
254-)
Hârise İbni Vehb radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim dedi:
“Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayıf oldukları hem de halk tarafından zayıf görüldükleri için kimsenin önemsemediği ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir.
Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi? Katı kalbli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”
Kaynak: Buhârî, Eymân 9, Tefsîru Sûre (68), 1, Edeb 61; Müslim, Cennet 47. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cehennem 13; İbni Mâce, Zühd 4
Konu: Genel
254-)
Ebû Saîd (r.a.) rivayet ediyor: İdareci olduğunuzda iyilikle muamele edin. İdareniz altındakilerin kusurlarını affedin.
Kaynak: Haraiti’nin mekarimü’l-ahlak’ından.
Konu: Genel
255-)
Ebü’l-Abbas Sehl İbni Sa`d es-Sâidî radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir gün Hz. Peygamber’in yanından bir adam geçti. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanında oturan kimseye:
- “Şu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. O da:
- Bu zât ileri gelen hatırlı kişilerden biridir. Vallahi böyle bir adam bir kıza tâlip olsa evlendirilmeye, birine aracılık yapsa sözü dinlenmeye lâyıktır, diye cevap verdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir şey söylemedi.
Sonra oradan biri daha geçti. Peygamber aleyhisselâm yine yanında oturana:
- “Ya bu adam hakkında ne dersin?” diye sordu. Bu defa o zât:
- Yâ Resûlallah! Bu adam fakir müslümanlardan biridir. Bir kıza tâlip olsa, istediği kız verilmez. Birine aracılık etse, ricası kabul edilmez. Konuşmaya kalksa, sözü dinlenmez, dedi.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- “Bu sonuncu adam, öteki gibi dünya dolusu adamdan daha hayırlıdır.”
Kaynak: Buhârî, Nikâh 15, Rikak 16. Hadis Müslim’de Yoktur. Ayrıca Bk. İbni Mâce, Zühd 5
Konu: Genel
255-)
Âişe'den (r.a.) rivayetle: Allah'ın nimetlerine gereken saygıyı gösterin ve günah işleyerek onu elinizden kaçırmayın. Çünkü bir topluluğun elinden kaçan nimet nadiren geri gelir.
Kaynak: İbni adiyy’in El-kamil’i Ve ebu Ya’la’nın Müsned’inden.
Konu: Genel
256-)
Ebû Hüreyre (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Namazda saflarınızı düzgün tutunuz. Cemaatle namaz kılarken safları düzgün ve sık tutmak cemaatle namazda aranan mühim hususlardan birisidir. Safların tertibi, birinci ve onu takip eden saflarda namaz kılmanın fazileti ve sevabı hakkında pekçok hadîs vardır. Peygamberimiz bir çok hadîslerinde mü'minleri bu hususta ikaz etmiştir. Yukarıdaki hadîsten başka daha pekçok hadislerinde Peygamberimiz düzgün saf tutmanın ehemmiyetine dikkat çekmiştir. Meselâ şu hadîslerinde birinci safın faziletini nazara veriyor ve şöyle buyuruyor: "Allah birinci safı dolduranlara rahmet eder; melekler de onlar için duâ ederler. Safları doldurmak için atılan bir adımdan Allah rızâsına daha yakın başka bir adım yoktur."
Kaynak: Ebû Dâvud, Salât: 45.
Konu: Genel
256-)
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.
Cehennem:
- Bende zorbalar ve kibirliler var, dedi.
Cennet:
- Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var, dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ onların çekişmesini şöyle halletti:
- Ey cennet! Sen benim rahmetimsin, dilediğime seninle merhamet ederim. Ey cehennem! Sen de benim azâbımsın. Dilediğime seninle azâb ederim. Ben her ikinizi de dolduracağım.”
Kaynak: Müslim, Cennet 34; Buhârî, Tefsîru Sûre (50), 1, Tevhîd 25. Ayrıca Bk. Tirmizî, Cennet 22
Konu: Genel
257-)
Seki bin Hamaliye rivayet ediyor: Güzelce giyinip kuşanınız; kılık kıyafetinizi düzeltiniz. Tâ ki insanlar arasında siyah üzerindeki beyaz gibi görünesiniz.
Kaynak: Hakim’in müstedrek’inden.
Konu: Genel
257-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü, dünyada büyük diye tanınan iriyarı bir adam çıkagelir. Halbuki onun Allah yanında sinek kanadı kadar bile değeri yoktur.”
Kaynak: buhârî, Tefsîru Sûre (18), 6; Müslim, Münâfikûn 18
Konu: Genel
258-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, siyah bir kadın - veya siyah bir genç- Mescid-i Nebevî’yi süpürürdü. Bir ara Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem o kadını -veya genci- göremeyince onun nerede olduğunu sordu.
- Öldü, dediler. Hz. Peygamber:
- “Bana haber verseydiniz ya!” buyurdu. Sahâbîler o kadını -veya genci- önemsememişlerdi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem sözüne devamla “Bana mezarını gösterin” buyurdu. Mezarını gösterdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onun cenaze namazını kıldıktan sonra şöyle buyurdu:
“Bu kabirler orada yatanlar için zifirî karanlıktır. Üzerlerine kılacağım namaz sebebiyle Allah Teâlâ onların kabirlerini aydınlatır.”
Kaynak: Buhârî, Salât 72, Cenâiz 67; Müslim, Cenâiz 71. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 57; İbni Mâce, Cenâiz 32
Konu: Genel
258-)
îbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle; Seslerinizi Kur'ânla süsleyiniz.
Kaynak: Taberani’nin kebir’inden.
Konu: Genel
259-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi:
“Saçı başı dağınık, eli yüzü tozlu, kapılardan koğulmuş öyleleri vardır ki, bu şöyle olacak diye yemin etseler, Allah onların dediğini yapar.”
Kaynak: Müslim, Birr 138, Cennet 48
Konu: Genel
260-)
Üsâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
“Cennetin kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, içeri girenlerin çoğu yoksullardı. Zenginler ise hesap görmek için alıkonulmuştu. Cehennemlik olduğu kesinleşenlerin de ateşe girmesi emrolunmuştu.
Cehennemin de kapısında durup baktım. Bir de gördüm ki, cehenneme girenlerin çoğu kadınlardı”.
Kaynak: Buhârî, Rikak 51, Nikâh 87; Müslim, Zikir 93
Konu: Genel
261-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Beşikte sadece üç kişi konuştu. Bunlardan biri Meryem’in oğlu Hz. Îsâ, diğeri Cüreyc ile macerası olan çocuktur.
Cüreyc ibadete düşkün bir kimseydi. Bir mâbede yerleşip orada ibadet etmeye başladı. Birgün annesi geldi:
- Cüreyc! diye seslendi.
Cüreyc kendi kendine: “Yâ Rabbî anneme cevap mı versem, yoksa namazıma devam mı etsem” diye söylendi. Sonra namazına devam etti. Annesi de dönüp gitti.
Ertesi gün annesi yine Cüreyc namaz kılarken geldi ve:
- Cüreyc! diye seslendi.
Cüreyc yine kendi kendine: “Rabbim! Anneme mi cevap vermeliyim, yoksa namazıma mı devam etmeliyim” diye söylendi. Sonra namazına devam etti. Birgün sonra annesi yine Cüreyc namaz kılarken geldi ve:
- Cüreyc! diye seslendi.
Cüreyc içinden: “Rabbim! Anneme cevap mı versem, yoksa namazıma devam mı etsem” diye söylendi. Sonra da namazına devam etti.
Bunun üzerine annesi:
- Allahım! Fâhişelerin yüzüne bakmadan onun canını alma! diye beddua etti.
Birgün İsrailoğulları Cüreyc ve ibadete düşkünlüğü hakkında konuşuyorlardı. Güzelliği ile meşhur bir fâhişe de oradaydı:
- Eğer isterseniz ben onu baştan çıkarabilirim, dedi. Vakit kaybetmeden Cüreyc’in yanına gitti. Fakat Cüreyc onun yüzüne bile bakmadı.
Cüreyc’in ibadethânesinde yatıp kalkan bir çoban vardı. Kadın onunla ilişki kurarak çobandan hâmile kaldı. Çocuğunu dünyaya getirince, onun Cüreyc’den olduğunu ileri sürdü. Bunu duyan halk Cüreyc’in yanına gelerek onu alaşağı ettiler ve ibadethânesini yıkarak kendisini dövmeye başladılar. Cüreyc:
- Niçin böyle davranıyorsunuz? diye sorunca:
- Sen bu fâhişe ile zina etmişsin ve senin çocuğunu doğurmuş, dediler. Cüreyc:
- Çocuk nerede? diye sordu. Çocuğu alıp ona getirdiler. Cüreyc: “Yakamı bırakın da namaz kılayım” dedi. Namazını kılıp bitirince çocuğun yanına geldi ve karnına dokundu: “Söyle çocuk! Baban kim?” diye sordu.
Çocuk:
- Babam falan çobandır, diye cevap verdi.
Bunu gören halk Cüreyc’in ellerine kapanarak öpmeye ve ellerini onun vücuduna sürerek af dilemeye başladılar:
- Sana altın bir mâbed yapacağız, dediler. Cüreyc:
- Hayır, eskiden olduğu gibi yine kerpiçten yapın, dedi. Ona kerpiçten bir mâbed yaptılar.
(Beşikte konuşan üçüncü şahsın macerası şöyledir:)
Çocuğun biri annesini emerken cins bir ata binmiş ve iyi giyinmiş yakışıklı bir adam oradan geçti. Onu gören anne:
- Allahım! Benim oğlumu da böyle yap! diye dua etti.
Emmeyi bırakan çocuk o adama bakarak:
- Allahım! Beni onun gibi yapma! dedi ve yine emmeye koyuldu.
Ebû Hureyre der ki:
- Çocuğun emmesini anlatırken, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şehâdet parmağını ağzına alıp emişi hâlâ gözümün önündedir. Resûl-i Ekrem sözüne şöyle devam etti:
“Câriyenin birini:
- Zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek oradan geçirdiler. Câriye ise:
- Bana Allah’ım yeter; O ne güzel vekildir (hasbiyellâhü ve ni`mel vekîl) diyordu.
Bunu gören anne:
- Allahım! Çocuğumu onun gibi yapma! diye dua etti.
Memeyi bırakan çocuk câriyeye baktı ve:
- Allahım! Beni onun gibi yap! dedi.
Bunun üzerine anne ile çocuğu konuşmaya başladılar. Anne:
- Yakışıklı bir adam geçti. Ben de “Allahım! Benim oğlumu da böyle yap!” diye dua ettim. Sen ise “Allahım! Beni onun gibi yapma!” dedin. O câriyeyi zina ettin, hırsızlık yaptın diye döverek götürdüler. Ben “Allahım! Çocuğumu onun gibi yapma!” diye dua ettim. Sen ise “Allahım! Beni onun gibi yap!” dedin. Niçin? diye sordu.
Çocuk dedi ki:
- O adam zâlimin tekiydi. Onun için ben “Allahım! Beni onun gibi zorba yapma!” diye dua ettim. O câriye zina etmediği hâlde zina ettin diye dövüyorlardı. Hırsızlık yapmadığı hâlde, hırsızlık yaptın diyorlardı. Bunun için de “Allahım! Beni onun gibi yap!” diye dua ettim.
Kaynak: Buhârî, Amel Fi’s-salât 7, Mezâlim 35, Enbiyâ 48, 54; Müslim, Birr 7, 8
Konu: Genel
262-)
Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz altı kişi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte oturuyorduk. Bu hâli gören müşrikler Peygamber aleyhisselâm’a:
- Şunları yanından def’et! Bize karşı saygısızlık etmeye kalkmasınlar, dediler.
Orada benden başka Abdullah İbni Mes`ûd, Hüzeyl kabilesinden biri, Bilâl ve adlarını vermek istemediğim iki kişi daha vardı.
Müşriklerin bu teklifi üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kalbinden (kendisine kırılmayacağımızdan emin olduğu için) bizleri oradan uzaklaştırma düşüncesi geçti. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi:
“Sabah akşam Rablerinin rızâsını dileyerek ona yalvaranları huzurundan kovma!”
Kaynak: [en`âm Sûresi (6), 52]. Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 46
Konu: Genel
263-)
Sa 'sa' el-Müeâşiî rivayet ediyor: îki çenenin ve iki bacağının arasmdakini koru.
Kaynak: Ebu Ya’la’dan.
Konu: Genel
263-)
Bey`atü’r-rıdvân’a katılan sahâbilerden Ebû Hübeyre Âiz İbni Amr el-Müzenî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre birgün Ebû Süfyân, aralarında Selmân-ı Fârisî, Suheyb-i Rûmî ve Bilâl-i Habeşî’nin de bulunduğu bir gurup müslümanın yanından geçti. Onu gören bu müslümanlar:
- Allah’ın kılıcı Allah düşmanını haklamadı, dediler.
Bunu duyan Ebû Bekir radıyallahu anh:
- Bu sözü Kureyş’in büyüğüne ve efendisine mi söylüyorsunuz? dedi. Sonra da Peygamber aleyhisselâm’ın yanına gelerek bu olayı anlattı.
O zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Ebû Bekir! Bu sözünle belki de onları gücendirdin. Eğer onları gücendirdiysen, Rabbini de gücendirdin demektir”, buyurdu.
Hz. Ebû Bekir hemen o yoksul müslümanların yanına gelerek:
- Kardeşlerim! Yoksa sizleri gücendirdim mi? diye sordu.
Onlar:
- Hayır sana gücenmedik. Allah seni bağışlasın, kardeş! dediler.
Kaynak: Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 170
Konu: Genel
264-)
Sehl İbni Sa`d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ben ve yetimi himâye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız” buyurdu ve işaret parmağıyla orta parmağını, aralarını biraz aralayarak, gösterdi.
Kaynak: Buhârî, Talâk 25, Edeb 24. Ayrıca Bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Birr 14
Konu: Genel
265-)
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himâye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.”
Hadisin râvisi Mâlik İbni Enes, -Peygamber aleyhisselâm’ın yaptığı gibi- işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi.
Kaynak: Müslim, Zühd 42
Konu: Genel