Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

1733-) - “... Ka'b bin Âsim (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Yolculukta oruç tutmak. (Matlub) ibâdetten değildir. ) ..... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (Yolculukta oruç tutmak (matlub) ibâdetten değildir. )

1735-) - “... Abdurrahmân bin Avf (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Ramazan orucunu tutan kimse, hazerde oruç tutmayan gibidir. ) İshak: Bu hadîs bir şey değildir, demiştir. "

1736-) - “... Abdül-Eşhel oğullarından olan (Ali bin Muhammed'in dediğine göre Abdullah bin Ka'b oğullarından olan) Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in süvarileri bize baskın yaparak mallarımızı alıp götürdüler. Sonra ben (Medine'ye) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vardım. O, öğle yemeğini yiyordu. Bana : (Sofraya) Yanaş, yemek ye. ) buyurdu. Ben : Oruçluyum, dedim. O: (Otur, sana oruçtan bahsedeyim. Şüphesiz Allah (Azze ve Celle), yolcu (nun boynun) dan dört rek'atli farz namazın yansını indirmiş ve yolcu, hâmile ve süt emzirenin boyunlarından orucu indirmiştir.) buyurdu. Allah'a yemin ederim ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hâmile ve süt emzirenin her ikisini de veya birisini buyurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yemeğinden niçin yemedim diye üzgün ve pişmanım. "

1737-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) nefsine zarar gelmesinden korkan hâmile kadın ve çocuğuna zarar gelmesinden korkan emzikli kadın için Ramazan orucunu tutmama ruhsatını vermiştir. "

1739-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan. Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanındayken (Ramazan ayında) aybaşı âdetini görürdük. (Temizlendikten) sonra bize (tutmadığımız günler sayısınca) orucu kaza etmemizi emrederdi. "

1740-) ... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Bir adam. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek; Helak oldum, dedi. Efendimiz: (Seni helak eden nedir?) diye sordu. Adam : Ramazanda (gündüz) eşimle cinsi münâsebette bulundum, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Bir köle azâd et) buyurdu. Adam: Bulamam, dedi. Efendimiz; (Üstüste iki ay oruç tut) buyurdu. Adam : Gücüm yetmez, dedi. Efendimiz: (Altmış yoksula yemek yedir. ) buyurdu. Adam : Bulamam, dedi. Efendimiz: (Otur) buyurdu. Adam da oturdu. Adam oturup beklerken arak denilen bir sepet hurma getirildi. Efendimiz ona: (Git bu hurmayı sadaka olarak dağıt) buyurdu. Adam: Yâ Resûlallah! Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki Medine'nin kara taşlı iki dağı arasında ailemizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur, dedi. Efendimiz (Ona) : (Peki git bunu aile fertlerine yedir) buyurdu. ... Müellif bu hadisi Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den merfu olarak ikinci bir senedle de rivâyet etmiştir. Bunda şu ilâve vardır: Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) adama: (Ve o gün yerine bir gün oruç tut. ) buyurdu. "

1742-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ruhsat olmaksızın Ramazandan bir gün bile bile orucunu bozarsa yıl boyunca oruç tutmak Ona kâfi gelmez. )

1743-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : oruçluyken unutarak (bir şey) yerse, orucunu tamamlasın (devam etsin). Çünkü Ona Allah yedirmiş, içirmiştir. )

1744-) - “... Esma' bint-i Ebî Bekir (radıyallahü anhümâ)’dan: Şöyle demiştir ; (sallallahü aleyhi ve sellem) hayattayken bir bulutlu günde biz iftarımızı açtık. Sonra da güneş doğdu. Ebû Üsâme demiştir ki:) Ben, Hişâm'a: İftarını açanlar, o günkü orucunu kaza etmekle emredildiler (mi?), dedim. Hişâm: Kaza etmekten kaçış yoktur, dedi. "

1746-) - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir; dışında kusan oruçluya kaza gerekmez. Kendini kusturana kaza gerekir. )

1747-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : hayırlı hasletlerinden birisi, misvak (kullanması) dır. )

1748-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçluyken gözüne sürme sürmüştür. "

1749-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : edenin ve hacâmet olanın orucu bozulur. )

1750-) - “... Sevbân (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: edenin ve hacâmet olanın orucu bozulur.)

1751-) - “... Şeddâd bin Evs (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : ayından onsekiz gece geçtikten sonra bir gün kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Bakî'da yürürken Efendimiz hacâmet olan bir adama rastlamış ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): edenin ve hacâmet olanın orucu bozulur. ) buyurmuştur. "

1752-) - “... Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçlu ve ihramdayken hacâmet oldu.

1753-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) oruç ayında (eşini gündüz) öperdi. "

1754-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçluyken (eşini) öperdi. Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nefsine hâkim olduğu gibi hanginiz nefsinize hâkim olabilir?"

1755-) - “... Hafsa (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçluyken (eşini) öperdi. " ". . . Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mevlâsı Meymûne (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Oruçluyken oruçlu eşini öpen adamın durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e soruldu. Buyurdu ki : (İkisinin orucu bozulmuş olur. )

1757-) - “... İbrahim (en-Nehaî)den rivâyet edildiğine göre el-Esved (bin Yezîd) ve Mesrûk, Âişe (radıyallahü anhüma)'ün yanına vararak: (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçluyken mübaşeret eder miydi? diye sormuşlar; Âişe (radıyallahü anhâ) : Yapardı ve nefsine en hâkim olanınızdı, demiştir. " ..... Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : hakkında yaşlı oruçluya ruhsat verilmiş, genç oruçluya da mekruh sayılmıştır. "

1760-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: oruçlu vardır ki; orucundan kendisine aç kalmaktan başka bir şey yoktur. Ve gece namazına nice kalkan vardır ki kalkışından kendisine uykusuzluktan başka hiç bir şey hâsıl olmaz. )

1761-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : oruç günü olduğu zaman sakın çirkin söz söylemesin. Ve cehaletin gereklerinden bir şey işlemesin. Eğer bir kimse ona karşı câhilce davransa = Ben oruçlu bir adamım, desin. ) "

1762-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : vaktinde yiyiniz ve içinim. Çünkü onda bereket vardır. ) buyurdu. "

1763-) - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : orucu için seher yemeğinden ve gece ibâdetine kalkmak için öğle istirahatından yardım dileyiniz, )

1764-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber sehûr yemeğini yedik, sonra sabah namazına kalktık, dedi. (Enes (radıyallahü anh) demiştir ki:) Ben : yemeği ile sabah namazına kalkışınız arasında ne kadar zaman vardı? diye sordum. Zeyd (radıyallahü anh) dedi ki: Elli âyet okuyacak kadar. "

1765-) - “... Huzeyfe (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber sehûr yemeğini yedim. Sehûr vakti (şafak vaktine o kadar yakındır ki hemen hemen) şafaktır (denilebilir. ) Şu farkla ki; henüz güneş (yani şafak) sökmemiştir. "

1766-) - “... Abdullah bin Mes'ud (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ezanı, herhangi birinizi sahur yemeğini yemekten alıkoymasın. Çünkü O, uyuyanınız uyansın ve gece ibâdetine kalkmış olanınız (istirahatına veya ihtiyaçlarına) dönsün diye ezan okur. Fecir, aydınlığın şöyle çıkması değil, semânın ufkunda yaygın olarak şöyle çıkmasıdır. )

1767-) - “... Sehl bin Sa'd (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: iftar etmekte acele ettikleri müddetçe dâima hayır ile yaşarlar, )

1768-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : iftar etmekte acele ettikleri müddetçe hayır ile yaşarlar. İftar etmekte acele ediniz. Çünkü yahûdîler, (iftarlarını) geciktirirler. )

1769-) - “... Selmân bin Amir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : iftarını açacağı zaman hurmayla açsın. Eğer (hurma) bulamazsa suyla iftar etsin. Çünkü su, temizleyicidir.) "

1770-) - “... Hafsa (radıyallahü anha)’dân rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : oruca niyet etmiyene (sahih) oruç yoktur. )

1771-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girerek: (Yanınızda (yiyecek) bir şey var mı?) diye sorar; Biz de; Hayır, deriz. O da: halde ben oruçluyum) buyurarak orucu üzerinde durur. Sonra bize yiyecek bir şey hediye edilir, O da orucunu bozar (dı) Âişe (radıyallahü anhâ) : O (böylece) bazen nafile oruç tutmuş ve bozmuştur, dedi. (Râvi Mücâhid demiştir ki Ben, Âişe (radıyallahü anhâ) ya bu nasıl olur? diye sordum. Dedi ki: Bunun durumu, bir sadaka ile çıktıktan sonra bir kısmını verip bir kısmını tutan kimsenin durumu gibidir. "

1772-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Kabe Rabbine yemin ederim ki! (Cünüb olarak sabahlayan kimse, orucunu bozsun (bozmuş olur)) sözünü ben söylemiş değilim. Bu sözü Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemiştir. "

1773-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), (eşine yaklaşmaktan dolayı) cünüb olarak gecelerdi. Sonra Bilâl (radıyallahü anh) gelerek sabah namazı vaktinin geldiğini Ona haber verirdi. O da kalkıp guslederdi. Ben de Onun başından gusül suyunun inmesine bakardım. Sonra O, Mescide çıkardı da. Onun sabah namazındaki sesini işitir-dim. Mutarrif demiştir ki . Ben, râvi Âmir (eş-Şa'bî)ye : (Bu durum) Ramazan'da mı? diye sordum. Dedi ki: Ramazan ve başkası müsavidir. "

1774-) - “... Râfi' (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: tutmak isteyip cünüb olarak sabahlayan adamın durumunu (Efendimizin eşi) Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'ya sordum. Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihtilâmdan değil, eşine yaklaşmaktan dolayı cünüb olarak sabahlardı, sonra boy abdestini alır ve orucunu tamamlardı. "

1775-) - “... Abdullah biti eş-Şıhhîr (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : dâima oruç tutarsa, ne oruç tutmuş, ne de tutmamış (sayılır. )

1776-) - “... Abdullah bin Amr (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : oruç tutan kimse oruç tutmamış (sayılır. ) buyurdu. "

1777-) - “... El-Minhal (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) her ayın onüç, ondört ve onbeşinci günlerinin orucunu emreder ve: (oruç) dâima oruç tutmak gibi veya dâima oruç tutmak vaziyeti gibidir. ) buyururdu. ..... Katâde bin Melhân el-Kaysî'den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun mislim buyurmuştur. Mâcete demiştir ki: Şu'be yanılmıştır. Hemmâm isabetli rivâyet etmiştir. "

1779-) - “... Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : kimse her aydan üç gün oruç tutarsa, işte o, devamlı oruçtur. ) buyurdu. (Azze ve Celle) Kitabındaki: (Kim bir iyilik işlerse Ona o iyiliğin on katı verilir. En'âm : 160 âyeti ile bunun tasdikini indirmiştir. Şu halde her gün (orucu) on gün (orucun)a denktir. "

1780-) - “... Muâza el-Adeviyye (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Âişe (radıyallahü anhâ) : (sallallahü aleyhi ve sellem) her aydan üç gün. oruç tutardı, dedi. Ben: Ayın hangi kısmından (tutardı?) dîye sordum. Âişe (radıyallahü anhâ) ; ayın hangi kısmından olduğuna önem vermezdi, diye cevap verdi. "

1781-) - “... Ebû Seleme (bin Abdirrahman) (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir : Âişe (radıyallahü anhâ)'ya Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in (nafile) orucunu sordum. Dedi ki: (bâzı aylarda) o kadar (çok oruç tutardı ki, biz: Hep oruç tuttu, derdik. Ve bâzı aylarda) o kadar oruçsuz olurdu ki, biz: tutmayı bıraktı, derdik. Ve Onu hiç bir ayda Şâban'dakinden daha çok (nafile) oruç tutmuş olarak katiyyen görmedim. Şaban ayının tümüne yakın çoğunu oruçla geçirirdi. "

1782-) - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma) dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bâzı aylarda o kadar oruç tutardı ki biz: tutmayı bırakmıyacak, derdik. Ve bâzı aylarda oruç tutmayı o kadar bırakırdı ki, biz: tutmayacak derdik. Medine'ye teşrif ettiği zamandan beri Ramazan hâriç hiç bir ayı devamlı oruçla geçirmemiştir. "

1783-) - “... Abdullah bin Amr bin el-As (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : en sevimli oruç, Dâvûd (Aleyhisselâm)'in orucudur. Çünkü o bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi. Ve Allah'a en sevimli (nafile) namaz Dâvûd (Aleyhisselâm)'in namazıdır. O, gecenin yarısı uyurdu. Üçte birisini namazla geçirirdi ve (son) altıda birisini uyurdu. ) '

1784-) - “... Ebû Katâde (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: bin el-Hattâb (radıyallahü anh) : Yâ Resûlallah! (Sürekli) iki gün oruç tutan ve bir gün orucu bırakan kimsenin durumu nasıldır? diye sordu. Efendimiz: (Buna kimsenin gücü yeter (mi?) buyurdu. Ömer; Yâ Resûlallah! (Sürekli) bir gün oruç tutup bir gün bırakanın durumu nasıldır? diye sordu. Efendimiz : (Bu Dâvûd (Aleyhisselâm) in orucudur. ) buyurdu. Ömer: (Sürekli) bir gün oruç tutup iki gün tutmıyanın durumu nasıldır? diye sordu. Efendimiz: (Bunun gücümün dâhilinde kılınmış olmasını temenni ederim. ) buyurdu. "

1785-) - “... Abdullah bin Amr bin el-Âs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim. Buyurdu ki: (Aleyhisselâm) Ramazan bayramının ilk günüyle Kurban bayramının ilk günü müstesna bütün yıl oruç tutmuştur. )

1786-) - “... Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mevlâsı Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Ramazan (orucunu tutar ve) bayramdan sonra altı gün oruç tutarsa, onun tutmuş olduğu oruç, yılın tamamının orucu olmuş olur. Kim iyilik işlerse, ona o iyiliğin on misli verilir. )

1787-) - “... Ebû Eyyûb(-i Ensâri) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Ramazan orucunu tutar, sonra bunun arkasında Şevval'dan altı gün oruç tutarsa, onun tutmuş olduğu oruç, yıl boyunca tutulan oruç gibidir. )

1788-) - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Allah yolunda bir gün oruç tutarsa Allah o günün orucu ile Cehennem ateşini onun vücûdundan yetmiş yıl uzaklaştırır. )

1789-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah Onun vücûdunu cehennem ateşinden yetmiş yıl uzaklaştırır.) "

1790-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : günleri (teşrik günleri), yiyip içmek günleridir. ) ..... Bişr bin Suhaym (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) teşrik günlerinde hitabede bulunarak: müslüman kişiden başkası giremiyecektir? Ve şüphesiz bu günler, yeme ve içme günleridir. ) buyurdu. "