Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

2513-) - “... Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : önceki ümmetlerden) bir adam ölmüş (ve cennete girmiş) sonra kendisine: Sen ne (hayır) işledin (ki cennetlik oldun)? diye sorulmuştur. Adam — işlediği hayrı — (ya hatırlamış veya kendisine hatırlatılmış) da: Ben (istihkakım olarak) dirhemleri, dinarları ve nakid para (yı aldığım) da müsamaha ve kolaylık gösterirdim. Fakir borçluya da mehil verirdim, diye cevab vermiş. Bunun için Allah kendisini bağışlamıştır.) ... (Huzeyfe (radıyallahü anh) bu hadisi rivâyet ederken orada bulunan Ukbe bin Amr el-Ensârî) Ebû Mes'ûd (radıyallahü anh) : Ben (de) bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, demiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Fakirin Borcunu Erteleme Bâbı
2515-) - “... (Abdullah) bin Ömer ve Âişe (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : hakkını taleb ederse bunu imkân nisbetinde günahlara girmekten sakınarak istesin. ) ..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hak sahibine : hakkını, imkân dâhilinde günahlara girmekten sakınarak al. ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Hakkı Güzelce İstemek Ve Günahlara Girmekten Sakınarak Almak Bâbı
2517-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : sizin en hayırlınız borcunu en güzel şekilde verenlerinizdir. (Veya borcunu en güzel şekilde verenleriniz sizin en hayırlı olanlannızdandır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Borcu Güzelce Ödeme Faziletinin Beyânı Bâbı
2518-) - “... Abdullah bin Ebî Rebîa el-Mahzûmî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn savaşına giderken kendisinden otuz veya kırk bin (dinar veya dirhem) ödünç almış ve savaştan dönünce bu borcu kendisine ödemiş sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: senin için ailene ve malına bereket ihsan eylesin. Şüphesiz borcun karşılığı (borçlunun) bunu tam olarak (alacaklıya) ödemesi ve teşekkür etmesidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Borcu Güzelce Ödeme Faziletinin Beyânı Bâbı
2520-) - “... Ebû Saîd-i Hudri (radıyallahü anh)'den : bedevi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in uhdesinde bulunan alacağını istedi de O'na karşı sert davrandı. Hattâ O'na : ödemezsen (veya: Borcumu ödediğin zaman dışında) seni sıkıştıracağım, dedi. Bunun üzerine sahâbiler (o kaba) bedeviyi azarladılar ve (kendisine) : olsun sana kimle konuştuğunu biliyor (mu)sun? dediler. Bedevi: şüphesiz hakkımı istiyorum, dedi. Bundan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahâbîlerine) : hak sahibi ile beraber (ondan yana) olmadım? Olmalıydın.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Hak Sahibi Hakkını İstemekte Bir Nüfuza Sâhibtir, Bâbı
2521-) - “... Eş-Şerîd (bin Süveyd es-Sakafî) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ödemeye gücü yeten kişinin borcunu ödemeyi geciktirmesi (alacaklısı tarafından) şikâyet edilmesini ve cezalandırılmasını helâl kılar. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Borçtan Dolayı Borçluyu Hapsetmek Ve Mülâzeme Alacaklının Onun Yakasına Yapışması Bâbı
2522-) - “... El-Hirmâs bin Habîb'in dedesi (radıyallahü anhüm)'den; Şöyle demiştir: bir borçlumu (yakalayıp) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e götürdüm. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bana : peşini bırakma,) buyurdu. Sonra gündüzün sonunda bana uğrayarak : Ahâ benî Temim! Senin esirin ne yaptı (Yani borcunu ödedi mi?) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Borçtan Dolayı Borçluyu Hapsetmek Ve Mülâzeme Alacaklının Onun Yakasına Yapışması Bâbı
2523-) - “... Kâ'b bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (Bir gün) Mescid-i Nebevi'de (Abdullah) bin Ebî Hadred (el-Eslemi)'den alacağını ödemesini istemiş (ve aralarında ileri geri konuşma geçmiş), hattâ sesleri yükselmiş ve nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evinde olduğu halde seslerini işitmiş ve bunun üzerine onların yanına teşrif ederek : Kâ'b,) buyurmuştur. de: Emrindeyim, Yâ Resûlallah! diye cevab vermiştir. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (ona) : (meblâğ) dan şu kadarını bırak, ) buyurmuş ve istihkakın yarısını mübarek eliyle işaretlemiştir. Kâ'b de: (yani alacağımın yarısını bıraktım) demiş, (bunun üzerine) Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (borçluya) : (Kalk da bunu (yani kalanı) öde,) buyurmuştur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Borçtan Dolayı Borçluyu Hapsetmek Ve Mülâzeme Alacaklının Onun Yakasına Yapışması Bâbı
2524-) - “... Kays bin Rûmî'den; Şöyle demiştir: bin Üzünân, Alkame (bin Kays bin Abdülah)'a ödeneği çıkıncaya kadar bin dirhem borç vermiş idi. Sonra Alkame'nin ödeneği çıkınca Süleyman alacağını kendisinden istedi ve onu sıkıştırdı. Bunun üzerine Alkame borcunu ödedi. (Ama) Alkame kızmış gibiydi; bir kaç ay durdu. Sonra Süleyman'ın yanına giderek: Benim ödeneğim çıkıncaya kadar bana bin dirhem ödünç ver, dedi. Süleyman da: Peki, memnuniyetle (dedikten sonra ailesine. ) Yâ Ümme Utbe! Senin yanında bulunan mühürlü keseyi getir, dedi. Bunun üzerine Ümmü Utbe keseyi getirdi. Süleyman (bana hitaben:) Bilmiş ol ki: Allah'a yemin ederim bu (para), şüphesiz senin bana ödediğin dirhemlerdir. Ben bundan tek bir dirhemin (bile) yerini değiştirmedim (kullanmadım), dedi. (Bunun üzerine) Alkame : Allah babandan razı olsun. O halde (alacağının tahsili için) beni sıkıştırmanın sebebi ne idi? dedi. Süleyman : (Sebebi senden işittiğim (hadis) dir deyince, Alkame : Sen benden ne işittin? diye sordu. Süleyman : Ben senden işittim, sen İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anh)’den rivâyetle Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu naklettin: müslumana bir şeyi iki kez borç olarak veren hiç bir müslüman yoktur ki onun bu davranışı, o şeyi bir defa sadaka etmesi gibi (sevab) olmasın. ) İbn-i Mes'ûd bana böyle rivâyet etti, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Karz Borç Para Ve Mal Verme Faziletinin Beyânı Bâbı
2525-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: çıkarıldığım gece Cennet'in kapısı üzerinde "Sadaka karşılığı (nda) on misli (sevab var) dır. Borç karşılığı (nda) da on sekiz misli (sevab var) dır. " ifâdesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine Cebrail'e: vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir? diye sordum. Cebrail dedi ki : sadaka dileyen kişi (bazen) yanında (bir şey) bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Karz Borç Para Ve Mal Verme Faziletinin Beyânı Bâbı
2526-) - “... Yahya bin Ebî îshâk el-Hünâi'den; Şöyle demiştir: Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'a şunu sordum : Bizden bir adam, (din) kardeşine mal ikraz eder (yani mislini geri almak üzere bir mal verir). Sonra malı alan kişi, ikraz edene bir hediye verir? Enes dedi ki : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : bir mal ikraz edip sonra malı alan şahıs ikraz edene bir hediye verdiği veya onu bineğine bindirmek istediği zaman sakın o bineğe binmesin ve o hediyeyi kabul etmesin. Meğer ki, ikraz işinden önce bunlar arasında bu nevi iş cereyan etmiş ola. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Karz Borç Para Ve Mal Verme Faziletinin Beyânı Bâbı
2527-) - “... Sa'd bin el-Atval (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre ' vefat etmiş, üçyüz dirhem (mal) bırakmış ve bakıma muhtaç çoluk çocuğu bırakmıştır. (Sa'd demiş ki:) Bunun üzerine ben bu parayı kardeşimin çoluk çocuğunun nafakasına harcamak istedim. Fakat Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bana) : (ölen) kardeşin borcundan dolayı hapsedilmiştir. Artık sen onun yerine borcunu öde), buyurdu. Sa'd da : Resûlallah! Ben onun yerine borcunu ödedim. Yalnız bir kadının iddia edip şâhidlendiremediği iki dinarı ödemedim. dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (Sa'd'a) : kadına (iddia ettiğini) ver. Çünkü kadın şüphesiz gerçeği söyleyendir (veya bunu hak edendir) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Ölü Yerine Borç Ödeme
2528-) - “... Câbir bin Abdillah (bin Amr bin el-Harâm) (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre : (Abdullah) bir yahûdi adamın (alacaklı) olduğu otuz vesk (kuru hurma) borcunu kendisinin boynunda bırakıp vefat etti (şehid edildi). Câbir bin Abdillah, borcun ertelenmesini yahûdîden taleb etti ise de yahûdî ona mehil vermekten imtina etti. Bunun üzerine Câbîr Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e müracaat ederek kendisi için yahüdî ile görüşüp aracılık etmesini diledi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Câbir'in yanına giderek boynundaki borca karşılık hurmalığının meyvasını almayı yahudiye teklif etti. Fakat (hurmalıktaki hurma az olduğundan) yahûdi bundan imtina etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yahûdî ile (tekrar) konuştu. (Câbir'e mehil vermesini istedi) Yahudi borcu ertelemeyi de kabul etmedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Câbir'in hurmalığına girdi ve içinde dolaştıktan sonra Câbir'e: hurmaları yahûdi için topla ve onun borcunun tamamını ver, buyurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (hurmalıktan çıkıp) döndükten sonra Câbir de yahûdi için otuz vesk hurma topladı ve on iki vesk de kendisi için arttı. Sonra Câbir olup biten bu durumu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber vermek üzere O'nun yanına gitti. Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i (yerinde) bulamadı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (gittiği yerden) dönünce Câbir O'nun yanına vardı, yahudînin borcunun tamamını ödediğini haber verdi ve on iki veskin arttığını arz etti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Câbir'e) : durumu Ömer bin el-Hattâb'a haber ver,) buyurdu; Câbir de Ömer (radıyallahü anh)'a gidip haber verdi. Ömer, Câbir'e : And olsun Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hurmalıkta dolaştığı zaman kesin olarak bildim ki Allah muhakkak hurmalığı bereketlendirecektir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Ölü Yerine Borç Ödeme
2529-) - “... Abdullah bin Amr (bin el-As) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: borç sahibi ölünce kıyamet günü borcu kendisinden tahsil edilir. Fakat (şu) üç haslet için borçlanan (müslüman) bir kimse bu hükmün dışındadır: Adamın gücü Allah yolunda (savaşta) zayıflar ve bu nedenle borçlanıp bununla Allah düşmanına ve kendi düşmanına karşı kuvvetlenir ve adamın yanında bir müslüman ölür ve onun tekfin ve defni için borçtan başka bir şey bulamaz. Bir de adam bekârlık yüzünden nefsinin günaha girmesinden korkar da dînini korumak gayesiyle evlenir. Şüphesiz Allahü teâlâ kıyamet günü bunların yerine borçlarını öder. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Sadakalar Kitabı
Konu: Üç Şey Vardır Ki Kim Bunlar İçin Borçlanırsa Allah Kıyamette Onun Yerine Borçlarını Hazînesinden Öder
2530-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ebü'ş-Şahin isimli) bir yahûdî'den bir mikdar zahire (arpa) vadeli olarak satın aldı ) bir zırhını ona rehin verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ebû Bekir Bin Ebi Şeybe Bize Hadis Anlattı, Bâbı
2531-) - “... Enes (bin Mâlik) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: olsun) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (demir) zırhını Medine-i Münevvere'de (Ebü'ş-Şahin isimli) bir yahûdinin yanına rehin bırakarak ondan aile ferdleri (nin nafakası) için arpa aldı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ebû Bekir Bin Ebi Şeybe Bize Hadis Anlattı, Bâbı
2532-) - “... Esma bint-i Yezid (bin Seken) (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), zırhı bir mikdar zahire karşılığı bir yahûdinin yanında rehinde iken vefat etti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ebû Bekir Bin Ebi Şeybe Bize Hadis Anlattı, Bâbı
2533-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah . (sallallahü aleyhi ve sellem), zırhı otuz sa arpa karşılığı bir yahûdinin yanında rehinde iken vefat etti.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ebû Bekir Bin Ebi Şeybe Bize Hadis Anlattı, Bâbı
2534-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: hayvanı rehin olunca (yemi verilmesi karşılığında) binilir. Sağım hayvanı da rehin edildiği zaman (yemi verilmesi karşılığında) sütü içilir. Rehin edilen hayvanın nafakası (ona) binen ve (sütünü) içen kimse üzerine vâcibtir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Rehin Edilen Hayvan Binilir Ve Sağılır, Bâbı
2535-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Rehin (borcun ödenmesi suretiyle) geri alınabilir. ) buyurmuştur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Rehin Borcun Ödenmesi Suretiyle Geri Alınabilir, Bâbı
2536-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (sınıf insan) vardır ki, kıyamet günü ben bunların hasmıyım. Ve ben kimin hasmı oldu isem kıyamet günü onu mağlûb ederim : (Birincisi) o kimse ki, bana (benim adımı anarak) söz verir de sonra ahdini bozar. (İkincisi) o kimsedir ki hür bir kimseyi (köle diye) satar da pahasını yer. (Üçüncüsü) o adamdır ki, bir işçi tutup çalıştırır da ücretini tam vermez.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: İşçilerin Ücretinin Zamanında Ve Eksiksiz Ödenmesi Bâbı
2537-) - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ücretini teri kurumadan önce veriniz. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: İşçilerin Ücretinin Zamanında Ve Eksiksiz Ödenmesi Bâbı
2538-) - “... Utbe bin en-Nüdder (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanında idik. Tâsinmim (Kasas) sûresini okudu. Nihayet Mûsâ'nın kıssa'sına (âid ayetlere) gelince buyurdu ki: (Aleyhisselâm) (Şuayb'ın kızıyla) nikâhlanmaya ve karnının doyurulmasına karşılık (Şuayb'ın yanında) işçi olarak sekiz veya on yıl çalışmayı kabullendi. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: İsçiyi Karnını Doyurmak Ücretiyle Tutmak
2539-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: yetim büyüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurmak ve (yolculukta) ayağımın (dinlenmesi için binit hayvanına bazen binmeme imkân verme) nöbeti karşılığında Ğazvan kızı (Büsre)'nin işçisiydim. (Yolculukta bir yerde) konakladıkları zaman onlara odun toplardım. Binit hayvanlarına binip yolculuk ettikleri zaman da onlar için develerini şarkı söylemek suretiyle hızlı yürütmeye teşvik ederdim. İslâm dînini bir nizam kılan, Ebû Hüreyre'yi de imâm (emîr-Vâli) kılan Allah'a hamd olsun. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: İsçiyi Karnını Doyurmak Ücretiyle Tutmak
2540-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : Nebisi (sallallahü aleyhi ve sellem)’e (bir ara) yiyecek ihtiyacı ve maddî yokluk geldi. Sonra bu durumdan Ali (radıyallahü anh)’ın haberi oldu. Bunun üzerine Ali çıktı ve çalışıp Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir yiyecek vermek üzere bir iş aradı. Yahudilerden bir adamın bahçesine vardı ve beher kova bir adet kuru hurma karşılığı olmak üzere ona on yedi kova su çekti. Yahudi de kuru hurmalarından on yedi adet acve (denilen iyi nevi) kuru hurmayı ona seçti. O da bunu Allah'ın Nebisi (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Adam Beher Kovayı Bir Adet Kuru İyi Hurma Ücret İle Su Çıkarır Ve Kuru Hurmayı Almayı Şart Koşar
2541-) - “... Alî (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Ben bir adet kuru hurma karşılığında bir kova su çıkarırdım ve hurmanın kuru, iyi olmasını şart koşardım. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Adam Beher Kovayı Bir Adet Kuru İyi Hurma Ücret İle Su Çıkarır Ve Kuru Hurmayı Almayı Şart Koşar
2542-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: Ensâr'dan bir adam gelerek : Resûlallah! Ben senin rengini değişmiş görüyorum, ne oldu? dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : buyurdu. Bunun üzerine Ensâri zat hemen eşyasının olduğu yere gitti. Eşyası arasında (yiyecek) bir şey bulamadı. Sonra (yiyecek) aramaya çıktı. Bir hurmalığı sulayan bir yahüdî ile karşılaştı. Ensâri zât, yahûdîye : hurmalığını sulayayım (mı)? dedi. Yahudi: (sula) dedi. Ensâri: kova (su) bir adet kuru hurma (ücret) ile, dedi. Ve Ensâri: ne içi kararmış, ne sertleşmiş kuru ve ne de kötü olan hurmayı almamayı ve kuru iyi hurmadan başka hurmayı almamayı şart koştu. Sonra iki sâ kadar (kuru hurma) karşılığı su çıkardı ve aldığı hurmayı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Adam Beher Kovayı Bir Adet Kuru İyi Hurma Ücret İle Su Çıkarır Ve Kuru Hurmayı Almayı Şart Koşar
2543-) - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) münakale ve müzâbene'den nehiy etti ve : üç kişi araziyi ekebilir: Arazisi olan adam, kendi arazisini eker. Kendisine minha (yani karşılıksız yararlanma) yolu ile bir arazi verilen adam da, kendisine verilen bu araziyi eker. Bir araziyi altın veya gümüş ile kiralayan adam da (bunu ekebilir. ))

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Tarla Mahsûlünün Üçte Bir Ve Dörtte Bir Gibi Belirli Hissesi İle Müzâraa Muamelesinin Hükmünün Beyânı Bâbı
2544-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: muhabere işlemini (yani mahsûlünün üçte biri, dörtte biri gibi belirli bir mikdara karşılık arazimizi kiraya verme işini) yapardık ve bunda bir beis görmezdik. Nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu yasakladığını Râfi' bin Hadic'ten işittik. Artık biz bu muameleyi Râfi'in bu sözünden dolayı terkettik. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Tarla Mahsûlünün Üçte Bir Ve Dörtte Bir Gibi Belirli Hissesi İle Müzâraa Muamelesinin Hükmünün Beyânı Bâbı
2545-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Bizden bâzı adamların (ihtiyaçlarından) fazla arazileri var idi. Onlar bu arazilerini (mahsullerinin) üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya verirlerdi. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (ihtiyacından) fazla arazisi varsa bunu eksin veya (din) kardeşine (karşılıksız) ektirsin. Şayet (kardeşine karşılıksız vermekten) imtina ederse arazisini (elinde) tutsun (kiraya vermesin.)) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Tarla Mahsûlünün Üçte Bir Ve Dörtte Bir Gibi Belirli Hissesi İle Müzâraa Muamelesinin Hükmünün Beyânı Bâbı
2546-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: arazisi varsa bunu eksin veya (din) kardeşine (karşılıksız) ektirsin. Eğer (kardeşine karşılıksız ektirmekten) imtina ederse arazisini (elinde) tutsun (kiraya vermesin. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Tarla Mahsûlünün Üçte Bir Ve Dörtte Bir Gibi Belirli Hissesi İle Müzâraa Muamelesinin Hükmünün Beyânı Bâbı
2547-) - “... İbn-i Ömer'in (mevlâsı) Nâfi (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre Nâfi şöyle demiştir : bin Ömer kendisine âit bir araziyi ekilmek üzere kiraya veriyordu. Sonra (bir gün) bir adam onun yanına gelerek ; Râfi bin Hadîc, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in tarlalan ekilmek üzere kiraya vermeyi yasakladığını söyledi) diye ona haber verdi. Bunun üzerine İbn-i Ömer (Râfi'in yanına) gitti. Ben de onunla beraber gittim. Nihayet (Mescid-i Nebevi ile çarşı arasında bulunan) el-Belât (denilen yer) de Râfi’in yanına vardı ve bunu ona sordu. Râfi de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in tarlaları (ekilmek üzere) kiraya vermeyi yasakladığını ona haber verdi. Bunun üzerine Abdullah (bin Ömer) tarlalarını kiraya vermeyi terketti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Araziyi Kiraya Vermek
2548-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irad ederken buyurdu ki : arazisi varsa onu (kendine) eksin veya (din kardeşine bedelsiz) ektirsin. Onu kiraya vermesin. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Araziyi Kiraya Vermek
2549-) ... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Muhâkale'den nehy etti. arazinin (ekilmek üzere) kiralanmasıdır.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Araziyi Kiraya Vermek
2550-) - “... Tâvûs'darı rivâyet edildiğine göre : Abbâs (radıyallahü anhümâ) halkın, araziyi kiralama hakkında (ileri geri) çok konuştuklarını işitince: Sübhânallah. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak: biriniz arazisini menfaat:uz ve geçici olarak (din) kardeşine vermeli idi), buyurdu ve araziyi kiraya vermeyi yasaklamadı, dedi. " '..... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: herhangi birinizin kendi arazisini (din) kardeşine (işletmesi için) menfaatsız ve geçici olarak vermesi, arazi (yi işletme) karşılığı) şunu ve bunu (yani malûm bir ücreti) almasından kendisi için daha iyidir. ) Abbâs dedi ki: Bu (yani araziyi malum bir ücret karşılığında kiraya vermek) Hakl'dır . Ensâr diliyle de Muhâkale'dir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ağaçsız Arazi Tarlayı Altın Ve Gümüş Karşılığı Kiraya Vermeye Dâir Ruhsat
2552-) - “... Hanzala bin Kays'den (el-Ensârî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (araziyi altın ve gümüş karşılığında kiraya vermenin hükmünü) Râfi bin Hadice sordum. Râfi dedi ki : Biz (müstecire) : Bu kıt'anın çıkaracağı (mahsûl) sana ve bu parçanın çıkaracağı (hâsılat) bana ait olmak üzere (diyerek) arazimizi kiraya veriyorduk. Sonra arazimizi, çıkaracağı mahsûl karşılığında kiraya vermekten menedildik. (Fakat) arazimizi gümüş (ve altın) karşılığında kiraya vermekten menedilmedik. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Ağaçsız Arazi Tarlayı Altın Ve Gümüş Karşılığı Kiraya Vermeye Dâir Ruhsat
2553-) - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre amcası Zuheyr (radıyallahü anh) : (sallallahü aleyhi ve sellem) bize kolay olan bir işten bizi menetti, dedi. (Râfi demiştir ki) Ben de : (sallallahü aleyhi ve sellem)'in söylediği şey muhakkak bir gerçektir, dedim. Bunun üzerine (amcam) Zuheyr dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) : ne yapıyorsunuz?) diye sordu. Biz : Arazimizi (mahsûlünün) üçte birisi, dörtte birisi ve buğdaydan, arpadan vesk (denilen ölçek) ler karşılığında kiraya veriyoruz, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : yapmayınız. Bunları ya kendiniz ekiniz veya (başkasına ücretsiz verip) ektiriniz), buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Yasak Olan Müzâraa Bâbı
2554-) - “... Râfi bin Hadîc'in yeğeni Üseyd bin Zuhayr (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: arazisi ihtiyacından fazla olunca onu mahsûlünün üçte bir, dörtte bir ve yarısı karşılığı (kiraya) verir ve su arklarının kenarlarında yetişen mahsûlden üç hisse, kusara (kapçıklar) ve tarlanın sulak kısmının mahsûlünü (n kendisine verilmesini) şart ederdi. Geçim o zaman zor idi. Ziraatçı kimse de arazide demirle ve Allah'ın dilediği tarım âletleri ile çalışmak suretiyle ondan yararlanabilirdi. (Bir gün) Râfi bin Hadic yanımıza gelerek : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) size yararlı olan bir işten şüphesiz nehiy etti. Allah'a itâat ve Onun Resulüne itâat sizin için daha yararlıdır. Şüphesiz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sizi Haki muamelesinden menetti ve buyuruyor ki . ki arazisi ihtiyacından fazla ise bunu (zirâat için etin) kardeşine (karşılıksız) versin. (Yani kardeşi geçici olarak onu ekip yararlansın) ya da (tarlasını ekinsiz) bıraksın) dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Yasak Olan Müzâraa Bâbı
2555-) - “... Urve bin Zübeyr (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: bin Sabit (radıyallahü anh) dedi ki: Allah Râfi bin Hadic'i mağfiret eylesin. Vallahi ben (Müzâraa'ya ait) hadîsi ondan daha iyi bilirim. (Müzâraa'dan dolayı) döğüşmüş olan iki adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldiler. Peygamber de: (Hâliniz böyle olursa tarlaları kiraya vermeyiniz, ) buyurdu. Râfi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (yalnız) : (Tarlaları kiraya vermeyiniz) emrini işitmiş (olayın evveliyatını işitmemiş) tir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Yasak Olan Müzâraa Bâbı
2556-) - “... Amr bin Dinar'dan; Şöyle demiştir: Tavûs'a; Yâ Ebâ Abdirrahmân! Keşke şu muhabere işini bırakaydın. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu yasakladığını söylüyorlar, dedim. Tavus (radıyallahü anh) : Amr! Ben (arazimi kiraya verdiğim) kimselere yardım (kolaylık) ederek (arazimi) veriyorum. Şüphesiz Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) de bizim yanımızda (yani Yemen'de vali iken) halkı Muhabere işlemi üzerinde tuttu (yani ruhsat verip destekledi). Ve (Muhabere hükmünden) herkesten ziyâde haberdar olan zât (Yani İbn-i Abbâs) (radıyallahü anhümâ) bana haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Muhabere işlemini yasaklamadı ve lâkin buyurdu ki birinizin, arazisini ziraat için (din) kardeşine karşılıksız vermesi, o arazi karşılığında belirli bir ücret almasından kendisi için hayırlıdır.) " '..... Tâvûs'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Şüphesiz Muâz bin Cebel (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, Ebû Bekir'in, Ömer'in ve Osman (radıyallahü anhüm)'ün devirlerinde araziyi (mahsûlünün) Üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya vermiştir. (O dönemlerden) bu güne kadar anılan kira işlemi uygulanmaktadır. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Mahsûlün Üçte Biri Ve Dörtte Biri Karşılığında Müzâraa Arâziyî Kîraya Verme Ruhsatı
2559-) - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken Münakale ederdik (Yani tarlalarımızı malum bir ücret karşılığında kiraya verirdik. ) Râfi'in anlattığına göre amcalarından birisi onların yanına varmış ve şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: arazisi varsa onu belirli bir mikdar zahire karşılığı kiraya vermesin. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Araziyî Belirli Bir Mîkdar Zahire Karşılığı Kiralamak Bâbı
2561-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Hayber arazisinden) çıkan meyvadan ve ekinden yarısı Hayber (in yahûdi) halkına âît olmak üzere onlarla (müsâkat ve müzâraa) muamelesini yaptı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Hurma Ağaçları Ve Üzüm Bağları Müsâkat Muamelesi Bâbı
2562-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber hurmalıklarını ve arazisini bundan alınacak meyva ve ekinin yarısı karşılığında Hayber (in yahûdî) halkına (müsâkat ve müzâraa muamele usûlü ile) verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Hurma Ağaçları Ve Üzüm Bağları Müsâkat Muamelesi Bâbı
2563-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber’i fethedince burayı (yani buranın hurmalıklarını ve tarlalarını yerli halkına) meyva ve ekinin yarısı karşılığında (Müsâkat ve müzâraa usûlü ile) verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Hurma Ağaçları Ve Üzüm Bağları Müsâkat Muamelesi Bâbı
2564-) - “... Talha bin Ubeydillah (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde bir hurma bahçesinin yanından geçtik. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), hurma ağaçlarını döllendirmekte olan bir topluluk gördü ve: adamlar ne yapıyorlar?) diye sordu. (Yanındakiler) : erkek hurma ağacın (ın çiçeğin) den (bir parça) alıp dişi hurma ağacı (çiçeği) ne koyuyorlar (döllendiriyorlar), dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : bir yarar sağlıyacağını sanmıyorum) buyurdu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bu sözü onlara ulaştı. Onlar da bu işi bıraktılar ve hurma ağaçlarından indiler. Durum Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ulaşınca şöyle buyurdu: (söylediğim) söz ancak bir zandır. Eğer telkih (döllendirme) bir yarar sağlıyorsa bunu yapınız. Çünkü ben ancak sizin gibi bir beşerim. Zan da şüphesiz (gâh) isabet etmez ve (gâh) isabet eder. Ve lâkin ben. - Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size bir şey söyleyince Allah adına yanılmam (veyahut) velâkın ben: Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size söylediğim sözde Allah adına yanılmam. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Hurma Ağaçlarını Telkih Döllendirme
2565-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan: Şöyle demiştir: peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) bâzı sesler işitti ve : ses nedir?) buyurdu. (O'nun yanında) olanlar: Hurma ağaçları (sesi)dir. Bunları döllendiriyorlar, diye cevab verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : yapmasaydılar (kanımca meyvası) iyi olurdu. ) buyurdu. Bunun üzerine (ilgililer) o yıl döllendirme işini yapmadılar. (Fakat ağaçların verdiği) mahsûl şıys (yani çekirdeği pekişmemiş, âdi hurma) oldu. Sahâbiler (bu durumu) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattılar. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de: istediğiniz) bir şey dünyanız işinden olursa onunla ilgili bilginiz (esas) dır. O şey dininizin işlerinden olursa (onun hükmü) bana âiddir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Hurma Ağaçlarını Telkih Döllendirme
2566-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: üç şeyde ortaktırlar: Suda, otta ve ateşte. Bunun (satılmak suretiyle alınan) bedeli de haramdır. ) Saîd demiş ki: Sudan maksad akar sudur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Müslümanlar Üç Şeyde Ortaktırlar
2567-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : şey vardır ki vermemezlik edilmezler: Su, ot ve ateş. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Müslümanlar Üç Şeyde Ortaktırlar
2568-) - “... Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre kendisi (bir gün Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'e) : Resûlallah! Vermemezlik edilmesi helâl olmayan şey nedir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : tuz ve ateş), diye cevab verdi, Âişe dedi ki: Ben: Resûlallah! (sallallahü aleyhi ve sellem) Şu suyu (esirgememeyi) anladık. Peki, tuz ve ateşin durumu nedir? diye sordum. Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (bana hitaben) : Humeyrâ! Kim bir (parça) ateş verirse, o ateşin pişirdiği yemeğin tamamını sadaka etmiş gibi (sevab kazanmış) olur. Ve kim bir (parça) tuz verirse, o tuzun güzelleştirdiği yemeğin tamâmını sadaka etmiş gibi (sevab kazanmış) olur. Kim su bulunan yerde bir müslümana bir içim su içirirse bir rakaba (köle - câriye) yi âzadlamış gibi (sevab kazanmış) olur ve kim su bulunmayan yerde bir müslümana bir içim su içirirse onu ihya etmiş gibi (sevab sahibi) olur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Müslümanlar Üç Şeyde Ortaktırlar
2569-) - “... Ebyad bin Hammâl (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre : Me'rib Şeddi Tuzlası denilen tuzlayı (bağış veya satış yoluyla Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'den) istedi. (Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) de) bu tuzlayı kendisine verdi. Sonra el-Akra' bin Habis et-Temîmî (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vararak: Resûlallah! Ben câhiliyet devrinde (yani müslüman olmadan önce) o tuzlaya vardım (gördüm). O tuzla susuz bîr arazidedir. Kim oraya varırsa tuz alır. Ve o tuz kesintisiz su gibidir (devamlı bulunur), dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebyad bin Hammâl'den bu tuzla tahsis akdini kaldırmasını istedi. Ebyad bin Hammâl da (Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'e) : tuzlayı ben(im tarafım)dan bir sadaka kılman üzere tahsis akdini kaldırmak hususunda senin isteğini kabul ettim, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de: (tuzla) senden bir sadakadır ve kesintisiz devam eden su mislidir. Kim ona varırsa onu(n tuzunu) alabilir (Yani müslümanların müşterek malıdır) buyurdu. şeyhinin şeyhi) Ferec (bin Saîd) : O tuzla bugün de o durum üzerinedir. Kim ona vardıysa onu(n tuzunu) alır, demiştir. demiştir ki: bin Hammâl tuzlanın tahsis akdini kaldırmakla Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’in isteğini kabul edince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu (tuzla)nın yerine kendisine Cürf-i Mürâd'da bir arazi ve hurma ağaçlarını verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Rehinler Kitabı
Konu: Nehirlerin Ve Pınarların Iktâı Devlet Büyüğünce Bir Kimseye Verilmesi Bâbı