Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı
4262-)
- “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : muhacirlerin fakirleri cennete onların zenginlerinden beşyüz yıl kadar önce girerler.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerin Allah Katındaki Makamları Bâbı
4263-)
- “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: fakirleri, Allah'ın zengin muhacirlere kendilerinden fazla mazhar kıldığı fazilet (bir takım mâlî ibâdetler) hususunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e şikâyette bulundular (yani zenginleri gibi mâli ibâdetler yapamamanın üzüntüsünü arz ettiler). Bunun üzerine O: fakirler gurubu, dikkat ediniz! Ben mü'mirilerin fakirlerinin cennete zenginlerinden yarım gün, (yani) beşyüz yıl önce gireceklerini size müjdeliyorum) buyurdu. Mûsâ (bu hadîsi rivâyet ettikten) sonra şu âyeti okudu: . . . . . "ve şüphesiz, senin Rabbin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir. " (Hac, 47)
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerin Allah Katındaki Makamları Bâbı
4264-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh), fakirleri (çok) sever, onların yanında oturur, onlarla konuşur (sohbet eder) ve onlar da onunla konuşur (sohbet eder) di. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona (Ebü'l-Mesâkin (yani fakirlerin babası)) ismini verirdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerle Beraber Oturmak Bâbı
4265-)
- “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : seviniz. Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i duasında şöyle derken işittim: Beni miskin olarak yaşat, miskin olarak öldür ve beni miskinler zümresi içinde haşret.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerle Beraber Oturmak Bâbı
4266-)
- “... Habbâb (bin Eret) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi Allahü teâlâ’nın; akşam, Rab’lerinin nzâsını dileyerek O'na duâ edenleri (yanından) kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zâlimlerden olasın. " (En'âm, 52) buyruğu hakkında şöyle demiştir: bin Habis et-Temîmi ve Uyeyne bin Hısn el-Fezârî (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ziyaretine) geldiler ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i mü'minerin zayıflarından bir gurubun içinde oturup Suheyb, Bilâl, Ammâr ve Habbâb ile beraber iken buldular; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in etrafında onları (yani zayıf, fakir, nüfuzsuz sahâbileri) görünce o zayıf sahâbîleri küçümsediler, hakir gördüler. Nihayet Onun yanına varıp O'nunla yalnız kaldılar (yani biz de bir kenara çekildik) ve onlar: (Yâ Resûlallah, ziyaretine geldiğimizde) bir oturumu bize tahsis etmeni muhakkak isteriz ki Araplar bununla bizim üstünlüğümüzü tanısınlar. Çünkü senin yanına Arap hey'etleri gelir. Bu itibarla Arabların bizi şu kölelerle (yani fakir müslümanlarla) beraber görmelerinden utanırız. Onun için biz senin yanına geldiğimiz zaman köleleri yanından kaldır. Sonra biz huzurundan ayrılınca dilersen onlarla beraber otur, dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) : buyurdu. Bu kere onlar: halde bu teklifimizi kabul buyurduğuna dâir bizim için bir yazı yazdır, dediler. Habbâb dedi ki: Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yaprak kâğıd istedi ve yazı yazması için Ali (radıyallahü anh)'ı çağırttı. Biz de meclisin bir kenarında oturuyorduk. O sırada Cebrail (Aleyhisselâm) indi ve; akşam Rab'lerinin rızâsını dileyerek O'na duâ edenleri (yanından) kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zâlimlerden olasın. " (Enam, 52) âyetini (indirip) söyledi. Sonra el-Akra' bin Habis ve Uyeyne bin Hısn'ı anlatarak: işte böylece, "Allah aramızdan şunlara mı lütûfta bulundu?" deyiversinler diye bâzısını bâzısıyla imtihan ettik. Allah şükredenleri en iyi bilen değil midir?" (En'âm, 53) âyetini (indirip) söyledi. Bundan sonra: imân edenler sana geldikleri zaman (onlara) de ki: Selâm sizlere. Rabb'iniz rahmet etmeyi kendi üzerine aldı — vaadetti —. " (En'âm, 54) âyetini (indirip) söyledi. dedi ki: Bu âyetler indikten sonra biz O'na öyle yaklaştık ki dizlerimizi O'nun dizi üzerine bıraktık ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizimle beraber otururdu. Sonra kalkmak istediği zaman kalkar ve bizi bırakırdı (yani biz ondan sonra kalkıp dağılırdık) . Sonra Allah (Azze ve Celle) : rızâsını dileyerek sabah akşam O'na duâ edenlerle beraber nefsini sabırlı tut (yani onlarla sohbet etmeye tahsis et); dünya hayatının süsünü arzulayarak gözlerini o kimselerden (başkasına) çevirme (eşraf kimselerle—özel— oturum yapma). Bizi anmak hususunda kalbine gaflet verdiğimiz ve hevesine uyup da işi furut (yani helak olmak) olan (yani Uyeyne ve el-Akra')a uyma" (Kehf, 28) âyetini indirdi. Habbâb: ( . . . . . . dan maksad) Uyeyne ve el-Akra'nın işidir, dedi. (Habbâb sözüne devamla) Sonra Allah onlara (yani mü’minlere ve kâfirlere) iki adamın misâlini (Kehf sûresinin 32 ilâ 44. âyetlerinde) ve dünya hayatının misâlini (Kehf sûresinin 45. âyetinde) getirdi (yani anılan âyetleri indirdi). dedi ki: (Kehf sûresinin 28. âyeti indirildikten) sonra biz (yani fakir-zayıf sahabiler) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde otururduk. O'nun kalkacağı saate varınca biz O'nu bırakıp kalkıyorduk ki, O da kalksın. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerle Beraber Oturmak Bâbı
4267-)
- “... Sa'd (bin Ebî Vakkas) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: âyet biz altı kişi hakkında indi: Benim hakkımda ve İbn-i Mes'ûd, Suheyb, Ammâr, Mıkdâd ve Bilâl (radıyallahü anhüm) hakkında. dediki, Kureyş (müşrikleri) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Biz onlara (yani yukarda isimleri geçen sahâbîlere) tâbi olmaya kesinlikle razı olmayız. Bu sebeple onları yanından kov, diye teklifte bulundular. Sa'd, dedi ki: Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kalbine girmesini Allah'ın dilediği bir şey (yani tekliflerine uymak düşüncesi) de O'nun kalbine girdi. Sonra Allah (Azze ve Celle) : rızâsını dileyerek sabah akşam O'na dua edenleri (yanından) kovma..... " âyetini (En'âm, 52) indirdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Fakirlerle Beraber Oturmak Bâbı
4268-)
- “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den. rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : şöyle, şöyle, şöyle ve şöyle yapanlar hâriç, dünyalığı çok olanlara yazıklar olsun,) buyurdu. ("Şöyle" kelimesi) dört (defa buyurulmuş) tur: (Yani) Sağından, solundan, önünden ve arkasından (fakirlere, hayır yollarına harcayanlar).
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4269-)
- “... Ebû Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : şöyle ve şöyle yapan (yani belirli bir parçasını etrafındaki fakirlere, hayır yollarına harcayan) ve onu helâl yoldan kazananlar hâriç, dünyalığı en çok olanlar, kıyamet günü (rütbece) en aşağı olanlardır.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4270-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : şöyle ve şöyle yapanlar (yani malının belirli bir kısmını fakirlere, hayır yollarına harcayanlar) hâriç, dünyalığı en çok olanlar, (âhırette rütbece) en aşağı olanlardır,) buyurdu. "Şöyle" kelimesi üç defa (buyurulmuş)tur. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4271-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Uhud (dağı) kadar altın olup da ondan bir parça yanımda kaldığı halde (iki gün geçip) üçüncü bir gecenin gelmesini sevmem. Bir borcu ödemek üzere (o altından) saklıyacağım parça hâriç.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4272-)
- “... Amr bin Ğaylân es-Sakafî (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Kim bana imân edip beni tasdik eder (doğrular) ve getirdiğim (Din) in senin katından (gelme) yegâne hak (din) olduğunu bilirse, sen o kimseye az mal ve az çocuk ver, sana kavuşmayı ona sevimli kıl ve ölümünü çabuklaştır (yani ömrünü uzun tutma). Kim de bana imân etmez, beni tasdik etmez (doğrulamaz ) ve benim getirdiğim (Din)in senin katından (gelme) yegâne hak (din) olduğunu bilmezse o kimseye çok mal ve çok çocuk ver ve ömrünü uzat.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4273-)
- “... Nukade el-Esedî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir; (sallallahü aleyhi ve sellem) beni bir adama göndererek ondan meniha (yani geçici bir süre için karşılıksız sütünden yararlanılacak) bir dişi deve istedi. Adam bu isteği yerine getirmedi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni başka bir adama gönderdi. Bu adam O'na (sağmal) bir deve gönderdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) deveyi görünce : (Allahım! Bu deveyi ve onu göndereni bereketlendir,) diye duâ buyurdu. demiş ki: Bunun üzerine ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e; (bereket duası) Deveyi getirene de (şümullendirilse), dedim. O: deveyi getireni (de bereketlendir),) diye duâ buyurdu. Sonra devenin sağılmasını emretti. Bunun üzerine deve sağıldı ve bol süt verdi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (sağmal deve vermekten imtina eden ilk adam için): Falanın malını çoğalt,) diye duâ etti ve deve gönderen adam için de: Falanın rızkını gün be gün eyle,) diye duâ etti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4274-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir; kulu, gümüş kulu, saçaklı elbise kulu ve kareli elbise kulu olan kimse mutsuz olsun. O (çıkar düşkünü muhteris) kişiye (dilediği) verilirse memnun olur, verilmezse (ödevini) îfâ etmez.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4275-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kulu, gümüş kulu ve kareli elbise kulu olan kimse, sürünsün ve baş aşağı yuvarlansın. Vücûduna diken batınca da cımbızla çıkaran bir kimseyi bulamasın.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Malı Çok Olan Zenginler Hakkında Bir Bâb
4276-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : mal çokluğundan değildir. Lâkin zenginlik nefis (ve gönül) zenginliğidir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4277-)
- “... Abdullah bin Amr bin el-As (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur (İslâm dinine erdirilen, yetecek derecede rızkı verilen ve buna kanaatkâr olan kimse muhakkak felah bulmuştur.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4278-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir; Muhammed'in ev halkının rızkını geçinecek kadarcık kıl.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4279-)
- “... Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: zengin ve her fakir kıyamet günü dünyada rızkının geçinecek kadarcık verilmiş olmasını muhakkak arzulayacaktır.) " ..... Ubeydullah bin Mıhsan el-Ensârî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Mü'minler!) Sizden kim vücutça sağlıklı, kalben emin olup yanında gününün yetecek kadarcık rızkı bulunursa bütün dünya ona verilmiş gibidir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4281-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (dünya işlerinde) kendinizden aşağı olanlara bakınız ve (dünyalık bakımından) sizden yukarı olanlara bakmayınız. Çünkü bu, Allah'ın nimetini küçümsememenize daha lâyıktır.) Ebû Muâviye (kendi rivâyetinde) "üzerinizde olan — nimetini —" demiştir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4282-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: şüphesiz (mükâfatlandırma veya cezalandırma bakımından) sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz ve lâkin ancak amellerinize ve kalblerinize bakar.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Verilen Rızka Kanâat Etmek Bâbı
4283-)
- “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: biz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in âli (yani ev halkı) kesinlikle bir ay durup (bir yiyecek pişirmek için) o süre içinde ateş yakmazdık. O, (yani yiyecek ve içecek olarak evde kullanılan şey) yalnız kuru hurma ve su idi. (Râvi İbn-i Nümeyr: "Bir ay kalırdık" demiştir. )"
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4284-)
- “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: olsun ki) Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in evlerinin hiç birisinde ateş dumanı görülmeksizin Onun ev halkının (üzerinden bir ay geçerdi ve) üzerlerine yeni ay gelirdi. râvisi Ebû Seleme demiş ki) Ben (Âişe'ye) : onların yemeği ne idi? dedim. Âişe: iki şey: Kuru hurma ve su. Bir de şu var ki, Ensâr'dan olan sadakatli komşularımız vardı. Bunların sağmalları bulunurdu. İşte bunlar sağmallarının sütlerini O'na gönderirlerdi. (O da bize içirirdi), dedi. Muhammed demiş ki: Ve onlar (yani Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Ehli Beyt'i) dokuz evdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4285-)
- “... Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i açlıktan bütün gün kıvranıp karnını doyuracak kötü hurma (bile) bulamıyorken gördüm. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4286-)
- “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den defalarca : (Muhammed'in canı (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki Muhammed'in ev halkı yanında ne bir sâ dâne (yani hububat) ne de bir sâ kuru hurma sabahladı,) buyruğunu işittim. O gün O'nun dokuz zevcesi şüphesiz vardı. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4287-)
- “... Abdullah (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : ev halkında bir müd yemekten başka (azık olarak) bir şey sabahlamadı) veya (Muhammed'in ev halkında bir müd yemek (bile) sabahlamadı) buyurdu, demiştir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4288-)
- “... Süleyman bin Sured (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza geldi ve bir yiyecek maddesine gücümüz yetmediği (veya O'nun gücü yetmediği) halde üç gece (yemeksiz) durduk. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4289-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sıcak bir yemek getirildi. O da yedi ve yemekten sonra: Hamdü lillâh (=Hamd Allah'a mahsustur). Şu ve şu kadar zamandan beri karnıma sıcak bir yemek girmedi (idi),) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4290-)
- “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, üstünde yattığı yatak, içi lif (yani hurma yaprağı) ile dolu tabaklanmış deri idi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Yatağı Bâbı
4291-)
- “... Ali (bin Ebî Tâlib) ve (eşi) Fâtıma (radıyallahü anhümâ) kendilerine âit bir hamil (hamil, yünden mamul, saçaklı beyaz çarşaftır) içinde (yatmakta) iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o çarşafı, içi izhır (yani Mekke samanı denilen ot) ile doldurulmuş bir yastığı ve bir kırbayı (su tulumunu) cehiz olarak onlara vermişti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Yatağı Bâbı
4292-)
... Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna (odasına) girdim. O, bir hasır üstünde (uzanmış) idi. Ömer demiştir ki: Biraz sonra oturdum. Baktım ki O'nun üzerinde bir îzâr (belden aşağı bedeni örten elbise) var ve üzerinde ondan başka bir şey yok. Bir de gördüm ki hasır O'nun mübarek böğründe iyice iz yapmış. Odasının bir kenarında da bir sâ (ölçeği) kadar bir tutam arpa ve biraz karaz (deri tabaklamada kullanılan selem ağacı meyvesi) gözüme ilişti. Henüz tabaklanmamış bir deriyi de asılı gördüm. Bu vaziyet karşısında gözlerim yaşardı (ağladım). Bunun üzerine O: (Seni ağlatan nedir, Ey Hattâbın oğlu?) buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Peygamberi! Nasıl ağlamıyayım? Şu hasır senin (mübarek) böğründe iyice iz yapmış, şu hazânen (yani azık için ayırdığın köşe) de gördüğüm şeyden başka bir şey göremiyorum. Halbuki şu Kisrâ ve Kayser, meyveler ile nehirler (nimetlerin) de bulunurlar. Sen ise Allah'ın peygamberi ve seçkin kulusun, kilerciğin de işte budur, dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : Hattâb'ın oğlu! Âhiretin bize, dünyanın da onlara olmasına râzı olmaz mısın?) buyurdu. Ben: olurum, dedim. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Yatağı Bâbı
4293-)
... Ali (bin Ebi Tâlib) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kızı (Fâtıma gerdek gecesi) bana gönderildi. Zifaf gecesi yatağımız, bir koç derisinden başka bir şey değildi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Muhammed Sallallahü Aleyhi Ve Sellem’in Ev Halkının Yatağı Bâbı
4294-)
- “... Ebû Mes'ûd (el-Ensârî) (radıyallahü anh)'den şöyle rivâyet edilmiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) sadaka vermeyi emrederdi. Bunun üzerine (sadaka vermeye mâlî gücü olmayan) herhangi birimiz iki avuç (hurma) getirebilmek için gidip sırtında (ücretle) yük taşırdı. Bu gün ise bunların birisinin yüz bin derle servet) i vardır. Mes'ûd'un râvisi) Şakîk demiş ki: Bana öyle geliyor ki Ebû Mes'ûd (bu sözle) kendi şahsını(n mâli durumunu) kasdediyor(du). "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İn Sahâbîlerinin Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4295-)
- “... Hâlid bin Umeyr (radıyallahü anh)’dan: Şöyle demiştir: bin Ğazvân (bin Câbir) minber üstünde bize bir hutbe okudu ve (hutbesinde ez cümle) şöyle dedi: Gerçekten ben kendimi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde bulunan (ilk müslüman) yedi kişinin yedincisi olarak gördüm. Ağaç yaprağından başka yiyeceğimiz bir yemek yoktu. Hattâ (ağaç yapraklarını yediğimizden dolayı) ağızlarımızın etrafı yara oldu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İn Sahâbîlerinin Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4296-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: gün arkadaşları ile) yedi kişi olarak (çok) acıkmışlar. Ebü Hüreyre demiş ki: Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) beher kişiye bir aded olmak üzere bana yedi tane kuru hurma verdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İn Sahâbîlerinin Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4297-)
- “... Zübeyr bin el-Avvâm (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : olsun ki) sonra o gün (kıyamette) nimet (in şükrün) den muhakkak sorulacaksınız. " (Tekâsür, âyeti inince Zübeyr (bin el- Avvâmî (radıyallahü anh) : Resûlallah!) Biz hangi nimettin şükrün)den sorulacağız? (Bizdeki) nîmet ancak (şu) siyah iki şeydir: Kuru hurma ve su, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : olunuz ki, muhakkak o (sorulacağınız nîmet) olacaktır (yani bolluğa kavuşacaksınız),) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İn Sahâbîlerinin Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4298-)
- “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi üç yüz kişilik müfreze olarak bir sefere yolladı. Azıklarımızı (azlığından dolayı) boyunlarımızda taşıyorduk. Sonra azığımız tüken (meye başla) di. Öyle ki bizden beher adam (başın) a bir tane kuru kurma (nafaka verilir) oldu. (Câbir bu durumu anlatınca râvisi Vehb bin Keysân tarafından) : Ebâ Abdillah! Bir kuru hurma (aç) adam için ne yerine düşer? denildi. Bunun üzerine Câbir: kuru hurma (yı bile) bulamadığımız zaman yokluğunu (n ne olduğunu) cidden duyduk, dedi (ve sözüne devamla) sonra biz denize vardık. Orada denizin sahile attığı bir büyük balıkla aniden karşılaştık ve on sekiz gün o balıktan yedik. " ,
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Peygamber Sallallahü Aleyhi Ve Sellem İn Sahâbîlerinin Maişeti Yâni Geçim Tarzı Bâbı
4299-)
- “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: kendimize âit bir kulübeyi onarmakla meşgul iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıbaşımızdan geçti ve : (Bu nedir?) diye sordu. Ben de : eğilen bir kulübemizdir, biz onarıyoruz. dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : işin (in) ondan daha acele olduğunu sanırım,) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Bina Yapımı Ve Harap Olması Hakkında Bir Bab
4300-)
- “... Enes (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Ensârdan bir adamın ev kapısının üstünde (yaptırdığı) bir binanın yanından geçti ve: bu?) diye sordu. Orada bulunanlar: falan adamın yaptığı bir binadır, dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) : (gereksiz binaya harcanan) her mal kıyamet günü sahibi aleyhinde bir vebaldir,) buyurdu. Sonra bu buyruk (ev sahibi olan) Ensâriye ulaştı. O da binayı (yıkıp) indirdi. Bir süre sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar) oradan geçti ve o binayı göremedi, Bunun üzerine binaya ne olduğunu sordu. Sahibi senin buyruğunu işittiği için binayı (yıkıp) indirdi, diye O'na cevap verildi. O da : o adama rahmet eylesin, Allah o adama rahmet eylesin,) diye duâ etti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Bina Yapımı Ve Harap Olması Hakkında Bir Bab
4301-)
- “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında kendimi yağmurdan ve güneşten koruyan (yani basit) bir evi elimle) yaptım. O evin yapımında Allahü teâlâ'nın hiç bir yaratığı bana yardım etmedi. O çalışmam sanki gözümün önündedir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Bina Yapımı Ve Harap Olması Hakkında Bir Bab
4302-)
- “... Harise bin Mudarrib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Habbâb (bin el-Erett) (radıyallahü anh)'ı hastalığı dolayısıyla ziyarete gittik. Habbâb dedi ki; cidden uzadı ve eğer ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i : (Ölümü temenni etmeyiniz,) buyururken işitmiş olmasaydım, (hastalığın ıztırabından kurtulmak için) ölümü temenni edecektim. Kul (meşru olan) harcamasının hepsinde muhakkak sevaplanır. Yalnız toprağa yaptığın veya dedi ki; Binaya yaptığı harcama hâriç. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Bina Yapımı Ve Harap Olması Hakkında Bir Bab
4303-)
- “... Ömer (bin el-Hattâb) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işittim: siz hakkıyle Allah'a tevekkül etseydiniz sabahleyin aç gidip akşamleyin tok olarak (yuvalarına) dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizi (de) muhakkak rızıklandırırdı.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Tevekkül Ve Yakîn Yâni Her Şeyin Ancak Allahtan Olduğuna Kesin İnanmak Bâbı
4304-)
- “... Hâlid'in oğulları Habbe ve Sevâ’ (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demişlerdir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şeyi tamir etmekle meşgul iken onun yanına girdik. Biz de o işte O'na yardım ettik. Sonra bize şöyle buyurdu: hareket ettiği (yani yaşadığınız) sürece rızaktan ümitsiz olmayınız. Çünkü şüphesiz insanı kırmızı ve üstünde hiç bir elbise olmıyarak annesi doğurur. Sonra Allah Azze ve Celle onu rızıklandırır.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Tevekkül Ve Yakîn Yâni Her Şeyin Ancak Allahtan Olduğuna Kesin İnanmak Bâbı
4305-)
- “... Amr bin el-Âs (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: her derede Âdem oğlunun kalbinden bir parça (kalbin rağbet edilen her şeyle bir ilişkisi) bulunur. Artık o parçaların hepsine uyarsa (yani tüm arzulara peşkeş olursa) o kimseyi hangi derede (yani arzu peşinde) helak ettiğine iltifat etmez (bakmaz). Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin dağınıklığı (nı önlemek) için o kimseye Allah yeterdir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Tevekkül Ve Yakîn Yâni Her Şeyin Ancak Allahtan Olduğuna Kesin İnanmak Bâbı
4306-)
- “... Câbir (bin Abdillah) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : sizden herhangi bir kimse Allah hakkında güzel zan (yani bağışlama ümidi) beslemekten başka bir halde ölmesin.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Tevekkül Ve Yakîn Yâni Her Şeyin Ancak Allahtan Olduğuna Kesin İnanmak Bâbı
4307-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: mü'min zayıf mü'minden daha hayırlı ve Allah'a daha sevimlidir. Her ikisinde de hayır vardır. Sana menfaati olan (ibâdet ve mükâfatı gibi) şeylere düşkün ol ve (bu hususta) gevşeklik gösterme. Şayet bir iş seni yenerse "Allah'ın takdiridir ve O, dilediğini yapar, de. Lev (= şunu yapsaydım, böyle olsaydı sözün) den iyice sakın. Çünkü Lev (= şunu yapsaydım, böyle olsaydı kelimesi), şeytân işine (ve vesvesesine) yol açar (= Kadere karşı gelmek düşüncesini kalbe sokar). "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Tevekkül Ve Yakîn Yâni Her Şeyin Ancak Allahtan Olduğuna Kesin İnanmak Bâbı
4308-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: söz, müminin yitiği (gibi)dir. Onu nerede bulursa almaya en çok hak sahibidir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Hikmet Bâbı
4309-)
- “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : nimet vardır ki çok insanlar bu nimetler (i kullanma işin) de aldanmıştır : Sıhhat (yani insan sağlığı) ve boş vakit. ) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Hikmet Bâbı
4310-)
- “... Ebû Eyyûb (el-Ensârî) (radıyallahü anh) Şöyle demiştir: adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek: Resûlallah! Bana (faydalı şeyi) öğret ve özlü söyle, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de adama): (Namazına durduğun zaman veda edenin namazı gibi namaz kıl. Özür dilemeni gerektiren bir sözü konuşma ve insanların ellerindeki (dünyalık) şeylerden ümidini kesmeye azim ve karar ver,) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Hikmet Bâbı
4311-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: yerde) oturup hikmetli konuşmayı dinledikten sonra (konuşmacı) arkadaşından işittiği (sözlerin) yalnız şer (yani yanılma, unutma veya dil sürçmesi eseri) olanı anlatan kişinin durumu şu adamın durumuna benzer ki, bir çobanın yanına varır ve : Ey çoban! Bana koyunlarından kesilmeye elverişli (semiz) bir koyun ver, diye talebte bulunur. Çoban (da) : Git de koyunların en iyisinin kulağından tut (götür), der. Bunun üzerine adam gidip sürünün köpeğinin kulağından tutar.) ... Bu hadisin mislini ..... senediyle Ebü'l-Hasan bin Seleme de bize rivâyet etti. Şu farkla ki râvi bu senedle rivâyet ettiği hadis metninde: "Sürünün en iyi koyununun kulağından" söyledi. (Yani "şât = Koyun" kelimesini ilâve etti ki bu kelime rivâyette yoktur. ). "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Hikmet Bâbı
4313-)
- “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: hardal danesi ağırlığı kadar kibir bulunan kimse cennete girmiyecek ve kalbinde hardal danesi ağırlığı kadar imân bulunan kimse (ebedi) ateşe girmiyecektir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zühd Kitabı
Konu: Kibirden Uzak Durmak Ve Tevazu Alçak Gönüllü Olmak Bâbı