Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

2924-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) fetih günü beyaz sancaklı olarak Mekke'ye girdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Büyük Bayraklar Ve Küçük Bayraklar Bâbı
2925-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bayrağı siyah ve sancağı beyaz idi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Büyük Bayraklar Ve Küçük Bayraklar Bâbı
2926-) - “... Ebû Bekr-i Sıddîk'ın kızı Esma (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: yenlerinde ve yakasında bulunan düğmeleri dîbâc (denilen ipek kumaş) tan mamul bir cübbeyi çıkardı ve: (sallallahü aleyhi ve sellem) düşmanla savaştığı zaman bunu giyerdi, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta İpek Ve Dîbâc Denilen İpekli Kumaş Giymek
2927-) - “... Ömer (bin el-Hattâb) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: dört parmak mikdarı hâriç, ipek ve dibâc (denilen ipek kumaş) tan menederdi ve: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bundan menederdi, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta İpek Ve Dîbâc Denilen İpekli Kumaş Giymek
2928-) - “... Amr bin Hureys (radıyallahü anh)'den: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (mübarek) başında bir siyah sarık olduğu, sarığın iki tarafını (ucunu) omuzları arasında sarkıttığı vaziyette sanki (hâlâ) gözlerimin önündedir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Sarıklar Giymek Bâbı
2929-) - “... Câbir (bin Abdillah) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem), (mübarek) başında siyah sarık olduğu halde (fetih günü) Mekke'ye girdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Sarıklar Giymek Bâbı
2930-) - “... Hârice bin Zeyd (bin Sabit) (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: bir adamı, "Kişi savaşa gider de savaş (seferi esnas)ında alım satım eder ve ticâret yapar (Bunun hükmü nedir)?" sorusunu babama sorarken gördüm. Bu soru üzerine babam adama dedi ki : Tebûk (savaşın) da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in beraberinde idik, (mal) satın alır ve (mal) satardık ve Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi görüyordu da bizi (bu işten) men etmiyordu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Alım Satım Bâbı
2931-) - “... Muâz bin Enes (el-Cühenî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : olsun ki) Allah yolunda cihâda giden birisini uğurlayıp da sabahtan öğleye veya öğleden akşama kadar olan zamandan bir sürece onun eşyasına nezâret etmem bana dünyadan ve dünyadaki bütün şeylerden daha sevimlidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allah Yolunda Cihâda Gidenleri Uğurlamak Ve Onlarla Vedalaşmak
2932-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir kere) beni uğurladı da bana şöyle buyurdu: kendisine emânet edilen şeyler zayi olmayan Allah'a emânet ediyorum. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allah Yolunda Cihâda Gidenleri Uğurlamak Ve Onlarla Vedalaşmak
2933-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) seriyye (küçük askerî müfreze) leri (savaşa) uğurladığı zaman giden (asker) e şöyle buyururdu : dinini, emânetini (yani geride bıraktığın şeyleri) ve amelinin sonuncularını Allah'a emânet ediyorum. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allah Yolunda Cihâda Gidenleri Uğurlamak Ve Onlarla Vedalaşmak
2934-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) Eksem bin el-Cevn el-Huzâî (radıyallahü anh)'a şöyle buyurmuştur: Eksem! Kavminden başka kavimlerle beraber (kâfirlerle) savaş ki huyun güzelleşsin ve arkadaşların yanında kıymetli olasın. Yâ Eksem! (Yolculukta) arkadaşların en hayırlısı dört (kişi)dir, seriyye (askerî müfreze) lerin en hayırlısı dört yüz (kişilik) tir ve ceyş (büyük askeri birlik) lerin en hayırlısı dört bin (kişilik) tir. On iki bin (kişilik askerî kuvvet) azlık nedeniyle mağlûp edilemeyecektir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Seriyye Savaşa Giden Askerî Müfreze Ler
2935-) - “... Berâ bin Âzib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sahâbîler) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Bedir günü (savaşa katılan) arkadaşlarının Tâlût ile beraber nehri geçen arkadaşlarının sayısı gibi üç yüz on küsur olduğunu anlatırdık. Tâlût ile beraber (nehri) yalnız mü'min olan geçti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Seriyye Savaşa Giden Askerî Müfreze Ler
2936-) - “... Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sahâbîsi Ebü’l-Verd (Harb el-Mâzinî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : rastlarsa kaçar ve (savaşsız olarak) ganimet elde ederse elde ettiği ganimette hiyânet eder durumdaki seriyye (askeri müfreze) den uzak durunuz (Yani böyle bir seriyyeye katılmayınız)). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Seriyye Savaşa Giden Askerî Müfreze Ler
2937-) - “... Hülb (et-Tâî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hıristiyanlann yemeğini (yemenin hükmünü) sordum. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: hangi bir yemekten dolayı sakın kalbine şüphe girmesin (Aksi takdirde) yemek hususunda Hıristiyanlara benzersin. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Müşriklerin Tencerelerinde Ve Dîğer Kablarında Yemek Yeme
2938-) - “... Ebû Sa’lebe el-Hüşenî (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gelerek: Yâ Resûlallah! Müşriklerin tencerelerinde yemek pişiriyoruz, diyerek bunun hükmünü sordum. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : tencerelerinde pişirmeyiniz, ) buyurdu. Ben; Eğer onların tencerelerine muhtaç olup da başka kab bulamazsak? diye sordum. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : takdirde onların tencerelerini güzelce yıkayınız. Sonra yemeğinizi pişirip yiyiniz, ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Müşriklerin Tencerelerinde Ve Dîğer Kablarında Yemek Yeme
2939-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : hiç bir müşrikten şüphesiz yardım istemeyiz) buyurdu. (Râvî) Ali kendi rivâyetinde dedi ki : (Râvi) Abdullah'ın babası Yezîd veya Zeyd'dir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Müşriklerden Yardım İstemek
2940-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : hiledir,) buyurmuştur. " '..... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Harb hiledir. ) buyurmuştur.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Hile Etmek
2943-) - “... Seleme bin el-Ekva’ (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (bir kere kâfir) bir adamla savaşıp onu öldürdüm. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun selebini (beraberindeki eşyasını) bana verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Hasmı İle Dövüşmek Üzere Savaşçının Muharebe Meydanına Çıkması Ve Savaşçının Beraberinde Bulunan Eşyanın Hükmüne Dâir Hadîsler Bâbı
2944-) - “... Ebû Katâde (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Huneyn (savaşı) günü öldürdüğü (kâfir) bir maktulün selebini (yani beraberindeki eşyayı) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine vermiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Hasmı İle Dövüşmek Üzere Savaşçının Muharebe Meydanına Çıkması Ve Savaşçının Beraberinde Bulunan Eşyanın Hükmüne Dâir Hadîsler Bâbı
2945-) - “... Semüre bin Cündüb (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (bir kâfiri) öldürürse seleb (yani o kâfirin beraberindeki eşya) o kimseyedir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Hasmı İle Dövüşmek Üzere Savaşçının Muharebe Meydanına Çıkması Ve Savaşçının Beraberinde Bulunan Eşyanın Hükmüne Dâir Hadîsler Bâbı
2946-) - “... Es-Sa'b bin Cessâme (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (Bir kere) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müşrik (muhârib)lerden aile sahibi olanlara (İslâm mücâhidleri tarafından) geceleyin baskın düzenleniyor ve (bu arada ayırd edilemeyerek) onların kadınları ve erginlik çağına varmamış çocukları da isabet alıyor (yaralanıyor, öldürülüyor), diye soru soruldu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : da müşrikler (toplumun) dandır) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Baskın Yapmak Ve Bu Arada Kadınları Ve Çocukları Öldürmek
2947-) - “... Seleme bin el-Ekva' (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), hayatta iken biz Ebû Bekir (radıyallahü anh)'ın kumandasında Hevâzin savaşına gittik ve Benî Fezâre kabilesine ait bir suya varıp gecenin sonunda konakladık. Nihayet fecir zamanı olunca onlara yaygın bir baskın yaptık. Sonra biz başka bir su sahibi olan ailelerin olduğu yere vardık. Bunlara da geceleyin baskın yapıp dokuz veya yedi aşiret olan bunları da öldürdük. " " (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) (Mekke'nin fetih seferinde) yolda öldürülmüş bir kadın cesedini buldu. Bunun üzerine kadınları ve erginlik çağına varmamış çocukları öldürmeyi yasakladı."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Baskın Yapmak Ve Bu Arada Kadınları Ve Çocukları Öldürmek
2949-) - “... Hanzala el-Kâtib (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (bir kere) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde bir savaşa gittik. Sonra başında halkın toplandığı öldürülmüş bir kadın cesedine uğradık. Halk Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) için dağıldı. Sonra Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : kadın savaşanlar içinde savaşmış değildi), buyurdu. Sonra bir adama: bin el-Velîd'e git ve ona de ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sana emrederek diyor ki: hiç bir kadını ve (savaştan başka iş için) kiralanan hiç bir adamı öldürme. ) ..... Rebâh bin er-Rebî (radıyallahü anh) de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bunun mislini rivâyet etmiştir. Bekir bin Şeybe dedi ki: Sevrî kendi rivâyetinde yanılıyor. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Baskın Yapmak Ve Bu Arada Kadınları Ve Çocukları Öldürmek
2951-) - “... Üsâme bin Zeyd (radıyallahü anhümâ)'dan: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni (bir askerî kuvvet başında) Übnâ denilen bir köye göndererek; erken saatlerinde aniden) Übnâ köyüne var. (baskın yap) Sonra (evlerini, ekinlerini ve ağaçlarını) yaktır,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Düşman Ülkesinde Binaları, Ağaçları Ve Ziraatları Yaktırmak
2952-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) (muhasara esnasında) Benî Nadîr'in yaş hurma ağaçlarını (savaş gereği olarak) yaktırdı ve kestirdi. Bu mıntıka, (Benî Nadîr'in hurmalığı olan) Büveyre (denilen mevkî)dir. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle); kitâb ehlinin yurtlarında) herhangi hurma ağacını kestinizse veya kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa (bu hareketiniz) Allah'ın izniyledir ve fâsıkları perişan etmek içindir,) (Haşr: 5) âyetini indirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Düşman Ülkesinde Binaları, Ağaçları Ve Ziraatları Yaktırmak
2953-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) (muhasara esnasında) Beni Nâdir'in yaş hurma ağaçlarını (savaş gereği olarak) yaktırdı ve kestirdi. Onların (durumunu dile getiren Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şâiri Hassan bin Sabit (radıyallahü anh);Beni Nadir yahüdîlerinin hurmalığı olan) el-Buveyre (mevkiin)deki yaygın olan yangın (mü'min olan) Kureyş eşrafına kolayca gerçekleşti" şiirini bu olay hakkında söyledi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşta Düşman Ülkesinde Binaları, Ağaçları Ve Ziraatları Yaktırmak
2954-) - “... Seleme bin el-Ekva (radıyallahü anh)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken biz Ebû Bekir (radıyallahü anh)'in beraberinde (yani emrinde) Hevâzin (kabilesi) savaşına gittik. (Kumandanımız) Ebû Bekir Benî Fezâre (kabilesin) den olup Arabların en güzellerinden bir genç kızı bana ganimet payımdan ayrı olarak verdi. Kızın üstünde eski bir kürk vardı. Ben Medîne-i Münevvere'ye gelinceye kadar kızın elbisesini açmadım (yani ona hiç yaklaşmadım). Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çarşıda bana rastladı ve yemin ederek: kızı bana hibe et, buyurdu. Ben de kızı O'na hibe ettim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o kızı göndererek? Mekke'de esîr tutulan müslümanları serbest bıraktırmak için onu fidye olarak verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Esirleri Fidye Karşılığında Kurtarmak
2955-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre ; bir atı (düşman tarafına) gitmiş ve (savaşçı) düşman atı yakalamıştı. Sonra müslümanlar düşmanı mağlûb etmiş (ve at da ganimet meyânında geri getirilmiş) ti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zamanında atı kendisine iade edilmiştir. Ömer: Ve kendisinin bir kölesi kaçarak Rumlara iltihak etmiş ve sonra müslümanlar Rumları mağlûb edince Hâlid bin el-Velid (radıyallahü anh) köleyi kendisine iade etmiş. Bu (olay) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefatından sonra olmuş, demiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Savaşçı Düşman, Bir Müslümana Âit Malı Elde Eder Sonra Müslümanlar Düşmanı Mağlûb Eder Ve Böylece Ganimet Meyânında Müslümanların Eline Geçen O Malın Hükmüne Dâir Hadîs Bâbı
2956-) - “... Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : (savaşın) da Eşca' (kabilesin) den bir adam öldü. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (mücâhidlere) : cenaze namazını siz kılınız (yani ben kılmayacağım) buyurdu. (Adamın hâlini bilmedikleri için) sahâbîler bu duruma şaştılar ve (üzüntüden) yüzleri değişti. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), sahâbîlerinin vaziyetlerini görünce: arkadaşınız, Allah yolunda ganimet malından çalmıştır) buyurdu. râvisi) Zeyd demiştir ki: Bunun üzerine sahâbîler adamın eşyasında arama yaptılar. Yahudilerin boncuklarından iki dirhem (bile) etmeyen boncuklar buldular. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Gülul Yânî Ganimet Malını Çalmak
2957-) - “... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem)’in (yol) ağırlığı (eşyası) üzerinde bekçilik eden, Kerkere isimli bir adam vardı. Bu adam (bir gün) öldü. Ölümünden sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : adam cehennemdedir,) buyurdu. Sahâbîler (bunun sebebini öğrenmek için) gidip baktılar ve adamın üstünde ganimet malından çaldığı bir elbise veya bir abâ buldular. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Gülul Yânî Ganimet Malını Çalmak
2958-) - “... Ubâde bin es-Sâmit (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn (savaşı) günü ganimet malından bir devenin yanında bize namaz kıldırdı. Namazdan sonra deveden bir tüy alıp mübarek iki parmağı arasına koydu. Sonra (cemaate hitaben) : insanlar! Şüphesiz bu (tüy taneciği bile) sizin ganîmetlerinizdendir. (Artık) ipliği, iğneyi, bundan değerli olanı ve bundan değerce düşük olanı ödeyiniz (yani bana teslim ediniz). Çünkü ganimet malından bir şey çalmak kıyamet günü sahibine şüphesiz bîr utançtır, bîr ayıptır ve bir ateştir), buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Gülul Yânî Ganimet Malını Çalmak
2959-) - “... Habîb bin Mesleme (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) (ganimetten) beşte bir hisse (yi çıkardık) dan sonra (kalanın) üçte birini nefel olarak mücâhidlere verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Nefel Yâni Mücâhide Ganimetteki Payından Fazla Olarak Verilen Mal Bâbı
2960-) - “... Ubâde bin es-Sâmit (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) savaş seferinin başlangıcında (bir müfrezenin kazandığı ganimetin) dörtte birini ve savaş dönüşünde (bir müfrezenin kazandığı ganimetin) üçte birini nefel olarak (o müfrezeye) verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Nefel Yâni Mücâhide Ganimetteki Payından Fazla Olarak Verilen Mal Bâbı
2961-) - “... Amr bin Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüma)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)’(in vefatın) dan sonra nefel (yani mücâhid'e hissesinden fazla bir şey vermek) yoktur. (Mücâhid) müslümanlann kuvvetlileri (kazandıkları ganimetleri) zayıflarına (da hisseleri nisbetinde) verirler. ...

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Nefel Yâni Mücâhide Ganimetteki Payından Fazla Olarak Verilen Mal Bâbı
2963-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber (savaşı) günü (ganimet malından) suvârî'ye üç sehim verdi: At için iki sehim ve adam için bir sehim (tâyin etti. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Ganimet Mallarını Gaziler Arasında Taksim Etmek
2964-) - “... Abi'l-Lahm'ın âzadlı kölesi Umeyr (radıyallahü anhüma)’ dan: Şöyle demiştir : köle iken efendimle beraber Hayber savaşına katıldım. Fakat ganimetten benim için sehim verilmedi de bana eşyanın en adîlerinden bir kılıç verildi. Ben o kılıcı kuşandığım zaman (boyumun kısalığından veya yaşımın küçüklüğünden) kılıcı yerde sürüklüyordum. (Râvî Vekî demiş ki; Umeyr'in efendisi et yemez —olduğu için ona Âbi’l-Lahm künyesi verilmiş— idi. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Köleler Ve Kadınlar, Müslümanların Refakatinde Savaşta Hazır Bulunurlar
2965-) - “... Ümmü Atiyye el-Ensâriyye (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in beraberinde yedi savaşa gittim. Ben onların eşyaları başında bekler, yemeklerini yapar, yaralıları tedavi eder ve hastalara bakardım. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Köleler Ve Kadınlar, Müslümanların Refakatinde Savaşta Hazır Bulunurlar
2966-) - “... Safvân bin Assâl (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bir seriyye (askerî müfreze)de savaşa gönderdi ve (gönderirken) şöyle buyurdu: isminden yardım dileyerek ve Allah yolunda (cihâd etmek üzere) yürüyünüz. Allah'ı inkâr edenlerle savaşınız. Fakat düşmanın vücûdundan parça kesmeyiniz, (varsa) ahdinizi bozmayınız, ganimet malında hiyânet etmeyiniz ve çocukları öldürmeyiniz.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Devlet Başkanının Savaşa Giden Mücâhidlere Tavsiyesi
2967-) - “... Büreyde (bin el-Husayb) (radıyallahü anh)’den) Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seriyye (askerî müfreze) başına bir adamı kumandan olarak tâyin ettiği zaman adama kendi nefsi hakkında Allah'tan sakınmayı ve beraberindeki müslümanlar hakkında hayrı (yani iyi davranmayı) tavsiye buyurduktan sonra şöyle buyururdu: mücâhidler) Allah'ın isminden yardım dileyerek, Allah yolunda cihâd ediniz. Allah'ı inkâr edenlerle muharebe ediniz. Savaşınız. Fakat (varsa) ahdinizi bozmayınız, ganimet malında hiyânet etmeyiniz, düşmanın vücûdundan parça, organ kesmeyiniz ve çocukları öldürmeyiniz. kumandan!) Müşriklerden olan düşmanlarına vardığın zaman onları şu üç hasletten (seçenekten) birisini seçmeye davet et. Bunlardan hangisine icabet ederlerse sen onlardan kabul et ve onlardan vazgeç. (O üç haslet şunlardır: (Birincisi) Sen onları İslâmiyet'e çağır. Eğer müslüman olmaya icabet ederlerse (bunu) onlardan kabul et ve onlara dokunma. Sonra onları kendi yurtlarından Muhacirlerin yurduna (yani Medine-i Münevvere'ye) göç etmeye çağır ve onlara şu durumu bildir : Eğer bunu yaparlarsa (yani Medîne-i Münevvere'ye yerleşirlerse) muhacirler için olan (sevab ve ganimet malı gibi) şeyler onlar için de vardır ve (buna karşılık) muhacirler üzerindeki (savaşa gitmek gibi) yükümlülük onların üstünde de vardır. Şayet (Medine-i Münevvere'ye yerleşmekten) imtina ederlerse onlara şu durumu bildir: (Bu takdirde) onlar müslümanların bedevileri gibi olurlar, mü'minlere uygulanan (namaz, zekât, kısas ve diyet gibi) Allah'ın hükmü onlara da tatbik edilir ve müslümanlarla beraber cihâd etmeleri hâli dışında onlara fey' (kâfirlerden savaşsız alınan mal) ve ganimet (kâfirlerden savaşla alman mal) da hiç bir şey (hak) olmaz. Eğer onlar müslümanlık dînine girmekten imtina ederlerse (ikinci haslet olarak) cizye vermeyi onlardan iste. Şayet (cizye denilen vergi ödeme işini) yaparlarsa, onlardan kabul et ve onlardan vazgeç (yani savaşma). Eğer onlar (bundan da) imtina ederlerse (üçüncü haslet olarak muharebe için) onlar aleyhine Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Sen bir kaleyi muhasara eder ve kale'dekiler senden kendileri için Allah ahdini ve Peygamberinin ahdini isterler ise sakın onlara Allah'ın ahdini ve Peygamberinin ahdini verme. Ve lâkin onlara kendi ahdini, babanın ahdini ve arkadaşlarının ahdini ver. Çünkü şüphesiz sizlerin kendi ahdinizi ve babalarınızın ahdini bozmanız Allah'ın ahdini ve Resulünün ahdini bozmanızdan sizin için ehvendir. Eğer sen bir kale'yi muhasara eder de kale'dekiler Allah'ın hükmüne uymayı (yani ilâhî hükmün kendileri hakkında tatbik edilmesini) senden isterlerse, sakın onlara Allah'ın hükmünü uygulamayı kabullenme ve lâkin onlara kendi hükmünü uygula. (Yani kendi içtihadına göre onlar hakkında hüküm ver). Çünkü sen onlar hakkında (vereceğin hükümde) Allah’ın hükmüne isabet edip etmiyeceğini şüphesiz bilemezsin.) ...

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Devlet Başkanının Savaşa Giden Mücâhidlere Tavsiyesi
2969-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: bana itâat ederse şüphesiz Allah'a itâat etmiş olur ve kim bana isyan ederse şüphesiz Allah'a isyan etmiş olur. Her kim imâma (devlet reisine) itâat ederse şüphesiz bana itâat etmiş olur. Her kim isyan ederse şüphesiz bana isyan etmiştir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: İmâm Devlet Başkanına İtaat
2970-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : mü'minler! Valilerinizin ve kumandanlarınızın emirlerini) dinleyiniz ve (onlara) itâat ediniz; üzerinize tâyin edilen vali (veya âmir) başı kuru üzüm gibi saçlı, siyah bir köle olsa bile.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: İmâm Devlet Başkanına İtaat
2971-) - “... Ümmü'l-Husayn (el-Ahmesiyye) (radıyallahü anh)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şöyle buyururken işittim; üzerinize habeşî ve burunu, kulağı kesik bir köle emir tâyin edilse, o sizi Allah'ın Kitabı ile sevk ve idare ettiği sürece siz onun emirlerini dinleyiniz ve (ona) itâat ediniz.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: İmâm Devlet Başkanına İtaat
2972-) - “... Ebû Zerr(-i Gifârî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: er-Rebeze'ye vardı. O sırada namaz için ikâmet ediliyor ve bir köle (cemaata) namaz kıldırmaya hazırlanıyordu. Bu (gelen zât) Ebû Zer'dir denilince köle (Ebû Zer namaz kıldırsın diye) geri çekilmeye başladı. Bunun üzerine Ebû Zer (radıyallahü anh) şöyle dedi: (burnu ve kulağı gibi) etrafı kesik habeşi bir köle bile olsa onun emirlerini dinlememi ve ona itâat etmemi, dostum (Peygamber) (sallallahü aleyhi ve sellem) bana tavsiye buyurmuştur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: İmâm Devlet Başkanına İtaat
2973-) - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Alkama bin Mücezziz (radıyallahü anh)'ı bir müfrezenin başında (savaşa) gönderdi. Ben de o müfrezede idim. Kumandan savaşın başına vardığı veya yolculuk ettiği sıralarda askerlerden bir grub (ayrı gitmek için) kumandandan izin istedi. Kumandan da onlara izin vererek başlarına Abdullah bin Huzâfe bin Kays es-Sehmî (radıyallahü anh)'ı kumandan tâyin etti. Ben de bu kumandanla beraber savaşa gidenler arasında idim. Abdullah bin Huzafe (beraberindeki grub ile) yolun bir yerinde (konaklamış) olduğu sırada mücâhidler ısınmak veya üzerinde bir yemek yapmak için muazzam bir ateş yaktılar. (Kumandanımız) Abdullah — Kendisinde şaka etme huyu vardı —: asker)! Sizin üzerinizde benim emirlerimi dinlemek ve bana itâat etmek hakkı yok mu? diye sordu. Mücâhidler: Evet (var), dediler. Kumandan: Şu halde ben size neyi emredersem behemehal yapacaksınız (değil mi?) dedi. Mücâhidler: Evet, dediler. Kumandan : Şu halde ben size şu (alev alev yanan) ateşe atılmanızı emrediyorum, dedi. Bunun üzerine mücâhidlerin bâzısı ayağa kalkarak ateşe atılmaya hazırlandılar. Kumandan bunların kendilerini cidden ateşe atacakları kanâatına varınca (onlara) : tutunuz (yani ateşe atılmayınız). Çünkü ben sizlerle şaka ettim, dedi. Saîd-i Hudrî demiştir ki: Sonra biz (savaştan dönüp Medine'ye) gelince mücâhidler bu durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattılar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Onlar (yani başınızdakiler) den kim size Allah'a isyan etmeyi emrederse sakın (o hususta) o kimseye itâat etmeyiniz.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allaha İsyan Hususunda Hiçbir Yaratığa İtaat Etmek Yoktur, Bâbı
2974-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : kişinin bir günah işlemekle emrolunması durumu dışında hoşlandığı veya hoşlanmadığı hususlarda (müslüman âmirlerinin emirlerine) itâat etmesi vâcibtir. Bir günah işlemekle emrolunduğu zaman (hiçbir âmiri) dinlemek ve itâat etmek yoktur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allaha İsyan Hususunda Hiçbir Yaratığa İtaat Etmek Yoktur, Bâbı
2975-) - “... Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) : sonra sünneti (yani yolumu) söndüren, bid'at ile amel eden ve namazları vakitlerinden geciktiren bir takım adamlar sizlerin işlerinizi tedvir edecekler (yani başınıza geçecekler) dir,) buyurdu. Bunun üzerine ben: Resûlüllah eğer ben onların zamanına ulaşırsam nasıl yapayım? diye sordum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bana) : İbn-i Abdi Üm! Sen bana nasıl yapacağını soruyorsun? Allah'a isyan eden kimseye itâat etmek yoktur,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Allaha İsyan Hususunda Hiçbir Yaratığa İtaat Etmek Yoktur, Bâbı
2976-) - “... Ubade bin es-Sâmit (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (Ensârîler Akabe gecesi) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle biat ettik: ve kolay hallerimizde, neş'eli ve kederli zamanlarımızda ve başkalarının biz (Ensâriler)e tercih edilmesi durumunda (bile Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından verilecek) emirleri dinlemek ve itâat etmek, ehil emir'e karşı emirlik konusunda nizâlaşmamak ve nerde olursak hakkı söyleyip Allah uğrunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmamak (yani bu korkuyla hakkı bırakmamak) üzere. (Fakat emirin açık küfrünü görüp, küfrü hakkında Allah'ın kitab'ından elinizde kuvvetli deliliniz olursa o takdirde emirliği konusunda niza edersiniz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Biat Bâbı
2977-) - “... Avf bin Mâlik el-Eşcaî (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: yedi veya sekiz ya da dokuz kişi olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) : Resulüne bîat ediniz,) buyurdu. Bunun üzerine biz ellerimizi (Ona) uzattık. Bu arada bir konuşmacı: Resûlallah! Biz şüphesiz size bîat etmiştik. Şimdi sana ne üzerine biat ediyoruz, diye sordu? Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : kulluk etmeniz, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanız, beş vakit namazı (usûl ve âdabına uygun olarak) dosdoğru edâ etmeniz, (başınızdaki müslüman âmirlerinizin meşru) emirlerini dinlemeniz, (onlara) itâat etmeniz —Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bu arada bir kelimeyi gizli söyledi — ve insanlardan hiçbir şey istememeniz üzerine,) diye cevab verdi. Avf (radıyallahü anh) demiş kî: olsun sonra ben o cemaatın bâzısını kamçısı (elinden yere) düşüyor da yerden kaldırıp kendisine verilmesini hiç kimseden istemiyor gördüm. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Biat Bâbı
2978-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e emirlerini dinlemek ve itâat etmek üzere biat ettik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize acıyarak) : yettiği kadar, ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Biat Bâbı
2979-) - “... Câbir (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: köle gelip hicret etmek üzere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e biat etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun köle olduğunu bilmiyordu. Sonra kölenin efendisi gelip onu istedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), efendisine : köleyi bana sat,) buyurdu ve onu iki siyah köle karşılığında satın aldı. Bu olaydan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (biat için gelen) herhangi bir kimseye köle olup olmadığını sormadıkça onun biatini kabul etmedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Cihâd Kitabı
Konu: Biat Bâbı