Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

4156-) - “... Ebû Mâlik el-Eş'ari (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ümmetimden bazı insanlar muhakkak içki içip ona adından başka isim takacaklar. Baş uçlarında çalgılar çalınacak ve şarkıcı kadınlar şarkı - türkü söyleyecekler. Allah onları yere batırsın ye onlardan maymunlar, domuzlar yapsın (veya Allah onları yere batıracak ve onları maymunlar, domuzlar şekline dönüştürecektir). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Günahların Çeşitli Cezaları Bâbı
4157-) - “... Bera. bin Azib (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); Allah lanet eder ve lanetçiler lanet eder) buyurarak: (Lanetçiler) yerde yürüyen hayvanlardır,) diye

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Günahların Çeşitli Cezaları Bâbı
4158-) - “... Sevban (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (hayır, iyilik etmek, akrabalarla iyi ilişkiyi sürdürmek)den başka hiç bir şey ömrü arttırmaz. Duadan başka hiç bir şey kaderi geri döndürmez. Şüphesiz adam, işlediği günah yüzünden de rızkından mahrum bırakılır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Günahların Çeşitli Cezaları Bâbı
4159-) - “... Sa'd bin Ebi Vakkas (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir : Ya Resûlüllah! Hangi insanlann başına gelen bela daha şiddetli olur dedim. O (sallallahü aleyhi ve sellem) : sonra sırayla (Allah katında) rütbece en üstün olanlar. Kul; dindarlığının (kuvvetliliği ve zayıflığı) durumuna göre belaya uğrar. Eğer dininde kuvvetli ise belası şiddetli olur ve şayet dindarlığında gevşeklik - zayıflık olursa dindarlığı derecesine göre belaya uğrar. Bela kuldan ayrılmaz (peşini bırakmaz). Nihayet kul (uğradığı belalarla günahlarından arınıp) üzerinde hiç günah kalmayarak yer yüzünde dolaşınca bela onun peşini bırakır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4160-) - “... Ebû Said-i Hudri (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) humma hastalığından yatakta iken yanına girdim. Sonra elimi O'nun üzerine koyunca hararetini örtünün üstünde ellerimde hissettim ve: Resûlüllah! Ateşinin şiddetine hayret ederim, dedim. O: (Biz (peygamberler) böyleyiz. Bizim için bela kat kat fazla olur ve sevabı da bizim için (bu oranda) kat kat fazla olur), buyurdu. Ben: Ya Resûlüllah! Hangi insanlar en şiddetli belaya uğrarlar? diye sordum. O: buyurdu. Ben: sonra kimler? dedim. O: salih (yani dini emirleri yerine getirip günahlardan uzak duran takva sahibi) insanlar. Onlardan herhangi biri fakirliğe cidden öyle mübtela olur ki büründüğü abadan başka hiçbir şey bulamaz ve biriniz mutlulukla sevindiği gibi onlardan herhangi birisi belaya uğramakla cidden sevinir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4161-) - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, peygamberlerden birisinin halini (geçmiste bize) anlatırken sanki şu anda bakıyor gibiyim. O peygamberi kendi kavmi dövmüş (de kan içinde bırakmış ). Fakat o (peygamber), yüzünden hem kanı siliyor, hem de: (Ya Rabbi! Kavmimi mağfiret eyle! Çünkü onlar bilmiyorlar) diyordu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4162-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (ölülerin nasıl diriltileceği hususunda) şüphe etmeye İbrahim (Aleyhisselam)'dan daha layıkız: Hani İbrahim, Ey Rabbim! Ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster, dedi. Allah da: Yoksa (buna) inanmadın mı? buyurdu. O da: Hayır inandım ve lakin kalbim tatmin olsun-iyice kanıp yatışsın, diye (istedim) dedi. Lut (Aleyhisselam)'a da rahmet eylesin. Hakikatta o, (misafirlerini kavminin kötü emelinden korumak için) pek muhkem bir sığınıcıya (Allah'a) sığınıyordu. Eğer ben zindanda Yusuf (Aleyhisselam)'ın kaldığı süre kadar uzun bir müddet kalsaydım (zindandan çıkarmaya gelen) davetçiye (hemen) icabet ederdim (yani ben Yusuf gibi: Bana isnad edilen suçun iftira olduğu soruşturulup anlaşılsın da zindandan öyle çıkayım, demezdim.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4163-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: günü (savaş) olunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in rebaiye dişi kırıldı, başı yarıldı, kan (mübarek) yüzünün üzerinden akmaya başladı. Sonra O: Bir peygamber, kavmini Allah (yolun)a çağırırken yüzünü kana boyayan o kavim nasıl iflah olur (azabtan kurtulur)? diyerek yüzünden kanı silmeye başladı. Sonra Allah (Azze ve Celle) : "(Onları cezalandırmak veya afv etmek hususunda) senin elinde bir şey yoktur. — Al-i imran 128 — mealindeki ayetini indirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4164-) - “... Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mekke halkının bazısının saldırısına uğrayarak kana boyanmış, üzgün halde oturmuş vaziyette iken yanına Cebrail (Aleyhisselam) geldi ve: ne oldu? diye sordu. O da: şu müşrikler (şöyle) yaptılar ve (böyle) yaptılar,) buyurdu. Cebrail (O'na) : sıkıntıları hafifletmek üzere yüksek mertebeni ve yüce şerefini gösteren) bir işareti sana göstermemi sever misin? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : Bana göster,) buyurdu. Bunun üzerine Cebrail (Aleyhisselam) derenin ilerisindeki (dikili) bir ağaca bakarak şu ağacı (yanına) çağır, dedi. Resûl-i Ekrem de ağacı çağırdı. Ağaç da gelip önünde durdu. Cebrail: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) 'e: söyle de geri gitsin, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de ağaca söyledi ve ağaç ta eski yerine varıncaya kadar geri gitti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : alamet) bana yeter,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4165-) - “... Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: olduğunu söyleyenlerin hepsini bana sayınız,) buyurdu. Biz: Resûlüllah! Biz altı yüz ila yedi yüz arasında (büyük cemaat) olduğumuz halde bize bir kötülük edilecek diye korkuyor musun? dedik. Bunun uzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : siz bilemezsiniz. Bir takım belalara maruz kalmanız umulur,) buyurdu. Huzeyfe demiştir ki: Sonra başımıza öyle bela geldi ki bizden adam namazını (bile) ancak gizli kılmaya başladı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4166-) - “... Übey bin Ka'b (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyetle şöyle demiştir: Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), geceleyin (mi'raca) götürüldüğünde güzel bir koku duyarak : Cebrail! Bu güzel koku nedir?) diye sormuş. Cebrail (Aleyhisselam) de: maşita (kadınların saçını iyi tarayıcı kadın), iki oğlu ve kocasının kabrinin kokusudur. Bunun başlangıcı (ve sebebi) şöyle oldu : Hızır (Aleyhisselam) İsrail oğullarının eşrafından idi ve yol güzergahında manastırında oturan bir rahib vardı. Hızır (oradan geçtikçe) rahib önüne çıkıp ona İslamiyet'i öğretirdi. Sonra Hızır erginlik çağına varınca babası onu bir kadınla evlendirdi. Hızır da kadına (İslamiyet'i) öğretti ve kimseye duyurmaması için kadından söz aldı. Hızır kadınlara yaklaşmazdı. Hızır bir süre sonra kadını boşadı. Aradan bir zaman geçtikten sonra Hızır'ı babası başka bir kadınla evlendirdi. Hızır bu kadına da (İslamiyet'i) öğreterek (durumu) kimseye haber vermemesi için ondan söz aldı. Sonra bu iki kadından biri sır sakladı. Fakat diğeri Hızır’ın müslümanlığı ve bu konudaki propagandası aleyhinde ifşaatta bulundu (böylece verdiği ahdi de bozmuş oldu). Bunun uzerine Hızır oradan kaçıp nihayet denizdeki bir adaya vardı. (Adada) odun toplayan iki adam karşıdan gelerek Hızır'ı gördüler. Bunlardan birisi onu gördüğünü kimseye söylemedi. Fakat diğer adam bunu ifşa ederek: Ben Hızır’ı gördüm, dedi. Seninle beraber onu kim gördü? diye soru sorulunca adam: Falan kişi (benimle beraber onu gördü), dedi. Bunun üzerine o kişiye de soruldu. Fakat o kişi Hızır’ı gördüğünü gizledi (yani görmedim dedi). Onların dininde yalan söyleyeni öldürme hükmü de vardı. Bilahare sır saklayan adam, sır saklayan kadınla evlendi. Sonra bu kadın Fir'avn'ın bir kızının saçını tararken tarak aniden düşüverdi. Kadın da : Fir'avn, helak olsun, diye beddua etti. Kız da gidip babasına haber verdi. Kadının iki oğlu ve kocası vardı. (Bu ailenin müslüman olduğunu sezen) Fir'avn onlara haber göndererek dinlerinden (Fir'avn'ın dinine) dönmeleri için karı ile kocasına israrını sürdürdü. Fakat onlar (dinlerini bırakmaktan) imtina ettiler. Nihayet Fir'avn karı kocaya: Ben ikinizi mutlaka öldüreceğim, dedi. Kadın ile kocası (Fir'avn'a) : Bizi öldürürsen senin bize bir iyiliğin olmak üzere ikimizi bir kabre defnetmeni istiyoruz, dediler. Fir'avn da (onları öldürüp ikisini aynı kabre gömme işini) yaptı, dedi. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin (mi'raca) götürülünce güzel bir koku duydu ve (ne olduğunu) Cibril'e sordu. Cibril de (bunu) O'na bildirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4167-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: çokluğu belanın büyüklüğüyle beraberdir. Allah bir toplumu sevdiği zaman şüphesiz onları (sıkıntı-musibet ve belalarla) imtihan eder. Artık kim bir (imtihan edildiği bela ve musibetlere) rıza gösterirse Allah'ın rızası (ve bol sevabı) o kimseyedir. Kim de (imtihan edildiği bela ve musibetlere) öfkelenir (ilahi hükme rıza göstermez) ise Allah'ın gazabı (ve azabı) o kimseyedir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4168-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhüm)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: arasına girip de eziyetlerine sabreden mü'minin sevabı, halk arasına girmeyen ve onların eziyetlerine sabretmeyen mü'minin sevabından daha fazladır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4169-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: şey vardır ki, kimde bulunursa o kimse imanın tadını (ravi Bindar demiştir ki: iman halavetini) bulur : bir adamı sırf Allah için seven kimse, Allah ve Resulu kendisine her şeyden çok sevimli olan kimse ve Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra (dünyada canlı iken) ateşe atılması küfre gitmesinden kendisine daha sevimli olan (yani ateşe diri olarak atılmayı küfre gitmeye tercih eden) kimse. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4170-) - “... Ebû'd-Derda (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; şöyle demiştir: Dostum Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şu tavsiyede bulundu: parça edilsen ve (ateşte) yakılsan bile Allah'a hiçbir şeyi ortak etme (yani can tehlikesini atlatmak için bile küfür belirtisini şeklen de olsa gösterme) ve hiç bir farz namazı bile bile bırakma. Çünkü kim bir farz namazı kasıtlı olarak (yani unutmak gibi şer'i mazeret olmaksızın) bırakırsa zimmet (yani ilahi teminat) kendisinden uzaklaşmış olur. İçki de içme, Çünkü içki her şerrin anahtarıdır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Bela Musibet Ve Sıkıntılara Karşı Sabretmek
4171-) - “... Muaviye (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim: ve fitneden başka dünyanın hiç bir şeyi kalmadı.)

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Zamanın Fitne Ve Belalar Dolayısıyla Çetinliği Bâbı
4172-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: üzerine yağmurunun bolluğu, fakat veriminin azlığıyla aldatıcı yıllar gelecektir. O dönemde yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak, hain adama güvenilecek, güvenilir adam hainlikle itham edilecek ve kamu işinde ruveybida adam söz sahibi olacaktır. (Ruveybida nedir? sorusunu: Önemsiz, bilgisi kıt adam, diye cevabladı). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Zamanın Fitne Ve Belalar Dolayısıyla Çetinliği Bâbı
4173-) - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (kudret) elinde bulunan (Allah) a yemin ederim ki adam kabrin yanına uğrayıp da dinden dolayı değil, sırf uğradığı bela bunaltısından dolayı kabir üzerine bürülüp : Ah keşke bu mezar sahibinin yerinde ben olsaydım, diye temennide bulunmadıkça dünyanın sonu gelmeyecektir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Zamanın Fitne Ve Belalar Dolayısıyla Çetinliği Bâbı
4174-) - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kuru hurma işe yaramayan adisinden ayıklandığı gibi muhakkak siz de ayıklanacaksınız. Böylece iyileriniz (ölüp) muhakkak gidecek ve şer olanlarınız kuşkusuz kalacaktır. İşte (o dönemde ölmeye) gücünüz yetecekse ölünüz (yani ölmek yaşamaktan hayırlı olur). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Zamanın Fitne Ve Belalar Dolayısıyla Çetinliği Bâbı
4175-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : ve sünnete sarılmakla ilgili) iş gittikce güçleşecek, dünya gittikce (gerçek müslümanlara) sırt çevirecek, insanların cimriliği, ihtirası gittikçe fazlalaşacaktır. Kıyamet ancak insanların şer olanlarının başına kopacaktır. Mehdi (yani her bakımdan hidayet üzere olan zat) ancak Meryem oğlu Îsa'dır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Zamanın Fitne Ve Belalar Dolayısıyla Çetinliği Bâbı
4176-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki parmağını (ki şehadet parmağı ve orta parmaktır) birleştirerek: ile kıyamet günü şu iki parmak gibi ba'solundum (yani peygamber olarak gönderildim). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4177-) - “... Huzeyfe bin Esid (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: gün) biz (sahabiler) kıyamet günü konusu hakkında (kendi aramızda) müzakere ederken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yukarımızdaki bir odadan inip üzerimize geldi ve : alamet vuku buluncaya kadar kıyamet kopmayacaktır : Deccal, duman ve güneşin batıdan doğması.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4178-) - “... Avf bin Mâlik el-Eşcai (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebük savaşında deriden (mamul) bir çadırda iken yanına gittim ve çadırın kapısının önünde oturdum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : gir Ya Avf,) buyurdu. Ben: tümüyle mi (gireyim)? Ya Resûlüllah, dedim. O: tümüyle (gir),) buyurdu. Sonra: Avf, kıyametin kopması yaklaştığı sıralarda (onun alametleri olmak üzere şu) aralıklı meydana gelecek altı şeyi belle: Birisi benim ölümüm,) buyurdu. Avf demiştir ki: O, böyle söyleyince ben şiddetli üzüntümden perişan oldum. Sonra O: ki: Bu, bir. Sonra (ikincisi) Kudüs'ün fethi. Sonra (üçüncüsü) içinizde meydana gelecek ve Allah'ın onunla sizin çoluk çocuklarınızı ve nefislerinizi şehid edip amellerinizi temizleyeceği bir hastalıktır. Sonra (dördüncüsü) içinizde (çokça) mallar olur. Hatta bir adama (karşılıksız) yüz dinar (altın) verilir de o (bunu az görüp) öfkelenmeye başlıyacaktır. (Beşincisi) aranızda meydana gelecek öyle bir fitne ki içine girmediği bir müslüman evi kalmayacaktır. (Altıncısı) sonra sizinle Beni Asfer (denilen Rum) arasında bir sulh olacak. Bilahare onlar barış andlaşmasını bozarak size hiyanet edecek ve her bayrağın altında on iki bin kişilik kuvvet olmak üzere seksen kumandan bayrakları altında üzerinize yürüyeceklerdir,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4179-) - “... Huzeyfe bin el-Yeman (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: imamınızı (devlet başkanınızı) öldürmedikce, kılıçlarınızla birbirinizle çatışmadıkça (yani aranızda iç savaş olmadıkça) ve dünyanıza (hükümdarlığınıza, mallarınıza) şer olanlarınız (zorla el koymakla) mirasçı olmadıkca kıyamet günü kopmayacaktır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4180-) - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün halk(ın yararlanması) için açık bir yere çıktıydı. O esnada bir adam O'nun yanına gelerek : Resûlüllah! Kıyamet ne zaman kopacaktır, diye sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : hususta kendisine soru sorulan zat, soru sorandan daha bilgili değildir. Velakin ben sana kıyametin alametlerinden haber vereceğim: Cariye kendi sahibesini doğurunca işte bu (hal) kıyametin alametlerindendir. Yalın ayak, çıplak takımı insanlara baş olunca, işte bu (durum) da kıyametin alametlerindendir. Koyun çobanları yüksek bina yapmakta birbirleriyle yarışınca bu da kıyametin alametlerindendir. Kıyametin kopma zamanı Allah'tan başka kimsenin bilmediği beş şeye dahildir,) buyurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan sonra: suresinin 34. ayetini okudu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4181-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: ediniz ben size Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğim şöyle bir hadis rivâyet edeceğim ki benden sonra hiç bir kimse onu (Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den işitmiş olarak) size rivâyet etmeyecektir. Ben o hadisi (bizzat) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (kulağımla) işittim: ölmesi suretiyle) ilmin kaldırılması, cehaletin ortaya çıkıp çoğalması, zinanın yaygınlasması, içkinin (aleni olarak) içilmesi ve elli kadının bir tek erkek bakanı olacak derecede erkeklerin (sayısının azalıp) gitmesi ve kadınların (çoğunlukta) kalması süphesiz kıyametin alametlerindendir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4182-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: nehri altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar o altın üzerine (çatışıp) öldürülecek ve on insandan dokuzu öldürülecektir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4183-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: dolup taşmadıkça, fitneler meydana gelmedikçe ve here çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır.) Orada bulunanlar : de nedir? Ya Resûlüllah diye sordular. O üç defa: (Öldürmedir. Öldürmedir. Öldürmedir,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyamet Alametleri
4184-) - “... Ziyad bin Lebid (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey anlatarak: Bu, ilmin gitmesi (yok olması) zamanında olur, buyurdu. Ben: Ya Resûlüllah! Kur'an'ı okuduğumuz, evladımıza onu okuttuğumuz ve evladımız da kıyamete kadar kendi evladına onu okutacağı halde ilim nasıl gider (yok olur)? dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : seni kaybedesiye (yani hayret sana) Ziyad! Ben muhakkak seni Medine'de fıkhı en iyi bilen adamlardan görürdüm. Şu yahudiler ve hıristiyanlar Tevrat ve incil'i okuyup da bu iki kitabta bulunan hükümlerden hiç bir şeyle amel etmez değiller mi? buyurdu.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kuran Ve Dini İlmin Gidip Yok Olması Bâbı
4185-) - “... Huzeyfe bin el-Yeman (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: nakışı eskiyip gittiği gibi İslamiyet de eskiyip gider. Hatta oruç nedir, namaz nedir, nüsuk (yani hac ve umre ibadeti) nedir ve sadaka nedir bilinemeyecektir. Allah (Azze ve Celle)'nin Kitab'ı (Kur'an-i Kerim) da bir gecede (kaldırılıp) götürülecek ve yer yüzünde ondan tek bir ayet bile kalmayacaktır (Veya eskiyip silinme işi bir gecede Allah (Azze ve Celle)'nin Kitab'ı olan Kur'an-ı Kerim'e de sirayet ederek yer yüzünde ondan tek bir ayet bile kalmayacaktır. ) Çok yaşlı erkekler ve pek ihtiyar kadınlardan oluşan bir takım insanlar kalacak ve : biz babalarımıza şu "La ilahe illallah" kelimesi (hali) üzerine yetiştik de (dinden bilebildiğimiz) bu kelimeyi söyleriz, diyeceklerdir.) bin el-Yeman bu hadisi rivâyet edince, (orada bulunan) Sila kendisine: yaşlılar namaz nedir, oruç nedir, nüsuk (yani hac ve umre ibadeti) nedir ve sadaka nedir? bilmezken "La ilahe illallah" kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe, Sıla'nın bu sözünü cevabsız bıraktı. Sonra Sila bu sözu Huzeyfe'ye karşı üç defa tekrarladı. Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı, ona bakmadı. Nihayet üçüncü defasından sonra Huzeyfe, Sıla’ya dönerek üç defa : Sila! Tevhid kelimesi onları (ebedi) ateşten kurtarır, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kuran Ve Dini İlmin Gidip Yok Olması Bâbı
4186-) - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kopmasina yakin zamanlarda şöyle günler olur ki: ilim o günlerde kaldirılir, cehalet o gunlerde iner ve here o gunlerde co-. Here de oldurme olayidir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kuran Ve Dini İlmin Gidip Yok Olması Bâbı
4187-) - “... Ebû Mûsâ (el-Eş'ari) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: önünüzde şüphesiz öyle günler vardır ki cehalet o günlerde iner, ilim o günlerde kaldırılır ve here o günlerde çoğalır.) Sahabiler, Ya Resûlüllah! Here nedir? diye sordular. (O: Katildir (insan öldürmektir)), buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kuran Ve Dini İlmin Gidip Yok Olması Bâbı
4188-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : yaklaşır. İlim noksanlaşır, şiddetli cimrilik kalblere konur, fitneler meydana çıkar ve here çoğalır, buyurdu.) Sahabiler: Ya Resûlüllah! Here nedir? diye sordular. (O: Katildir (insan öldurmektir)), buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kuran Ve Dini İlmin Gidip Yok Olması Bâbı
4189-) - “... Huzeyfe (bin el-Yemin) (radıyallahü anhüma)’dan; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (emanet hakkında) bize iki hadis buyurdu: Ben bunlardan birisini (n haber verdiği durumu) gördüm. Diğerinin haber verdiği durumu) da bekliyorum: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize, emanetin erkeklerin kalblerinin cezrine (Tanafisi dedi ki: Yani erkeklerin kalblerinin içine, derinliğine) indiğini anlattı. Ve Kur'an indi. Biz Kur'an'dan bilgi aldık ve sünnet'ten bilgi aldık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emanetin kaldırılmasını (yani kalblerden silinmesini) da bize anlatarak: (gece) uykusunu uyur, (o uykuda iken) kalbinden emanet (alınıp) kaldırılır da ertesi gün emanetin izi siyah bir leke izi gibi (ufacık) olur. Sonra adam (tekrar gece) uykusunu uyur. (Bu kere uykuda iken) kalbinden emanet sökülüp alınır ve ertesi gün emanetin izi balta sallayan işçinin avucundaki kabarcık izi gibi olur. (Bu kabarcık) senin kendi ayağının üzerinde yuvarladığın korun meydana getirdiği kabarcık gibidir. Sen onu şişmiş görürsün (yani yararlı bir gelişme hayal edersin). Halbuki o kabarcığın içinde (yararlı) hiç bir şey yoktur,) buyurdu. Huzeyfe (durumu izah için) bir avuç çakıl taşlarını alarak diz kapağı ile ayağı arasındaki kısım üzerinde yuvarladı. (Sonra Huzeyfe hadis rivâyetine devamla dedi ki:) Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : kalblerden söküldükten) sonra insanlar sabahleyin alış veriş edecekler. Fakat hiç bir kimse emaneti eda etmeye yanaşmayacak (ve emin kimselerin sayısı yok denecek derecede azalacak) şöyle ki: Falan oğulları içinde emin bir adam var, denilecek ve bir adam lehinde : O, ne akıllıdır, o ne kahramandır, o ne nazikdir, denilecek. Halbuki (böyle övülen) adamın kalbinde hardal tanesi kadar iman yoktur,) buyurdu. dedi ki vallahi:) öyle bir zaman yaşadım ki (o dönemde) hanginizle alış veriş ettiğime bakmazdım (yani endişe duymazdım). Çünkü alış veriş ettiğim kişi müslümansa müslümanlığı kendisini bana hiyanet etmekten muhakkak menedecekti ve şayet yahudi veya hırıstiyansa onu bana hiyanet etmekten hakimi menederdi. Ama bugün ben falan ve filandan başka hiç bir kimse ile alış veriş edemez oldum. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Emanetin Kalblerden Silinip Gitmesi
4190-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Azze ve Celle) bir kulu helak etmeyi dilediği zaman ondan hayayı söküp alır. Sonra ondan hayayı söküp alınca sen o kula (herkesçe) ancak çok menfur olarak rastlarsın. Sonra sen ona ancak, çok menfur olduğu halde rastlayınca on(un kalbin)den emanet sökülüp alınmış olur. O herif (in kalbin)den emanet çekilip çıkarılınca da sen ona ancak hiyanetçi olarak ve herkesin nazarında hiyanetle meşhur olduğu halde rastlarsın. Sen ona ancak hiyanetkar ve hainlikle meşhur olarak rastlayınca onun kalbinden rahmet cekilip çıkarılır. Onun kalbinden rahmet sökülüp alınınca da sen ona ancak kovulmuş, lanetlenmiş olarak rastlarsın. Sonra sen ona ancak kovulmuş, lanet- olarak rastlayınca ondan İslamiyet bağı çözülüp çıkarılır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Emanetin Kalblerden Silinip Gitmesi
4191-) - “... Huzeyfe bin Esid Ebi Seriha (radıyallahü anh)'den; şöyle demiştir: gün) biz (sahabiler) kıyamet günü (halleri) hakkında (kendi aramızda) müzakere ederken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yukarımızdaki) bir odadan inip üzerimize geliverdi ve : on büyük alamet vuku bulmadıkça kıyamet kopmayacaktır : Güneşin batı tarafından doğması, Deccal, Duhan, Dabbe (tu'l-Ard), Ye'cuc ile Me'cuc , Îsa bin Meryem'in (gökten inip meydana) çıkması, biri doğuda, biri batıda ve biri Arap yarımadasında olmak üzere üç Husuf (yani arz'ın çökmesi) ve Ebyene'nin Aden memleketinin en uzak yerinden çıkıp insanları Mahşer (yerin) e sevkeden öyle bir ateş ki insanlar geceleyince o da onlarla beraber geceler ve insanlar öğle vakti uyuyunca o da onlarla beraber uyur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyametin Büyük Alametleri
4192-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: altı şey gelmeden önce (ibadet sayılan iyi) amelleri işlemeye acele ediniz; Güneşin batı tarafından doğması, Duhan, Dabbetul-Arz, Deccal, her birinize mahsus olan (ölüm) ve (size verilecek) kamu hizmeti.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyametin Büyük Alametleri
4193-) - “... Ebû Katade (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: alametleri iki yüzden sonradır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyametin Büyük Alametleri
4194-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ümmetim beş tabakadır. (ilk) kırk yıl (da bulunanlar), hayır ve takva sahibidir. Sonra yüz yirmi yılına kadar onların ardından gelenler birbirlerine merhamet eden ve birbirleriyle iyi ilişki kuranlardır. Sonra yüz altmış yılına kadar bunların ardından gelenler birbirlerine sırt çeviren ve birbirleriyle iyi ilişkiyi kesenlerdir. Bundan sonra (birbirlerini) öldürme, öldürme (devri)dir. (O dönemde) kurtuluş, kurtuluş (isteyiniz).) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyametin Büyük Alametleri
4195-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : ümmetim beş tabakaya ayrılır: Her tabaka kırk yıl (sürer). Benim tabakam ve sahabilerimin tabakası ilim ve iman sahibi olanlardır. Kırkıncı yıl ile sekseninci yıl arasına ait ikinci tabakaya gelince onlar hayır ve takva sahibleridir,) buyurdu demiş. Sonra bu (yukardaki) hadisin mislini anlattı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Kıyametin Büyük Alametleri
4196-) - “... Abdullah (bin Mes’ud) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: yakın zamanda (bazı günahkar insanlarda) mesih (hayvan suretine çevirilme), yere batma ve taşlanma (azabı) olur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Husuf Yere Batmak Bâbı
4197-) - “... Sehl bin Sa'd (es-Saidi) (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyurduğunu işitmiştir: ümmetimin sonunda yere batırarak, mesih (hayvan suretine) çevrilmek ve taşlanmak (azabı) olur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Husuf Yere Batmak Bâbı
4198-) - “... Nafi (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir adam (bir gün) İbn-i Ömer (radıyallahü anhüma)’nın yanına gelerek : adam size selam eder, diyerek birisinin selamını teblig etti. (Fakat) İbn-i Ömer (buna cevaben) : adamın dinden olmayan bir şeyi dine soktuğu haberi bana ulaştı. Eğer o adam hakikaten (bir bid'at) icad etti ise sen benden ona selam götürme. Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim ümmetimde (veya bu ümmette) mesih (hayvan suretine çevirilme), yere batma ve taşlanma (azabı) olur. Bu (ceza) kaderi inkar edenler hakkındadır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Husuf Yere Batmak Bâbı
4199-) - “... Abdullah bin Amr (bin el-As) (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Benim ümmetimde yere batmak, mesih (hayvan suretine çevirilme) ve taşlanma (azabi) olur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Husuf Yere Batmak Bâbı
4200-) - “... Abdullah bin Safvan (bin Ümeyye bin Halef) (radıyallahü anhüma)'dan; şöyle demiştir: anası) Hafsa (radıyallahü anha), bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu hadisi işittiğini haber verdi: zamanlarda) Muhakkak bir ordu şu Ka'be'yi yıkmayı kasdedecektir. Nihayet o güruh Beyda denilen yere geldikleri zaman onların orta tabakası yere batırılır ve önde gidenleri arkadakilerine haykırışta bulunur. Sonra onlar da yere batırılır. Artık kaçıp da kendilerinden haber verecek olandan başka onlardan hiç kimse kalmaz. ) bin Safvan) demiştir ki: Sonra Haccac (bin Yusuf un) ordusu gelince biz o güruhun bu ordu olduğunu sandık. Sonra (bu ordunun yere batırılmaması sebebiyle o güruh olmadığı anlaşılınca) bir adam (bana) : Ben senin Hafsa (radıyallahü anha) adına yalan söylemediğine ve Hafsa (radıyallahü anha)'nın da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) adına yalan söylemediğine şahidlik ederim, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Beyda Ordusu Bâbı
4201-) - “... (Mü'minlerin anası) Safiyye (radıyallahü anha)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : şu Ka'be'yi yıkmak için savaş etmekten vaz geçmeyecekler. Nihayet bir ordu (bu maksadla) savaşmaya gidip Beyda denilen mevkie (veya hiç bir bitki olmayan dümdüz bir araziye) varınca onların önde gidenleri ve arkada olanları yere batırılır ve ortada olanlar da kurtulamaz (yani hepsi yere batırılır), buyurdu. demiştir ki:) Ben: Eğer onlann içinde zorla götürülen olursa (onun durumu ne olacak) ? diye sordum. O buyurdu ki : (kıyamet günü) onları niyetlerine göre diriltir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Beyda Ordusu Bâbı
4202-) - “... (Mü'minlerin anası) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) yere batırılacak ordudan bahsetti. Bunun üzerine Ümmü Seleme (radıyallahü anha) : Ya Resûlüllah! O ordunun içinde (kendilerine katılmaya) zorlanmış kimse olabilir (onun hali ne olacak)? diye sordu. O: (Onlar (kıyamet günü) niyetlerine göre diriltilirler) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Beyda Ordusu Bâbı
4203-) - “... Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Süleyman bin Dâvûd'un mührü ve Mûsâ bin İmran'ın asası (Aleyhimesselam) beraberinde olarak çıkar, asa ile mü'minin yüzünü parlatır ve mühürü kafirin burnuna vurup damgalar. (Mü'min ile kafiri bu şekilde ayırdedecek) öyle ki oba halkı toplanacak da bu: Ya mü'min! diyecek, şu da: Ya kafir! diyecektir. ... Ebû’l-Hasan el-Kattan ..... senediyle Hammad bin Seleme'den bu hadisin mislini rivâyet etti ve bir defasinda (son cumleyi) şöyle nakletti: halkı toplanacak da) bu: Ya Mü'min! ve şu: Ya Kafir! diyecek.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Dabbetül-ard Bâbı
4205-) - “... Abdullah bin Büreyde'nin babası (Büreyde bin el-Husayb) (radıyallahü anhüma)'dan; şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) beni ye yakm Badiye'de bir yere götürdü. Baktım ki etrafında ki nan kupkuru bir yerdir. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : bu yerden çıkacaktır), buyurdu. tv&ret buyumJ eni ve boyu birer karıştı. ibn-i Büreyde demiştir ki: Bundan birkaç yıl sonra hacı Babam (o sahanın eni ve boyu uzunluğunda) bir asasmi Mi di. Baktım ki o asa benim bu asam ile şu ve bu kadardır. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Dabbetül-ard Bâbı
4206-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle buyururken işittim: battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O (battığı yerden) doğup da insanlar onu görünce yer yüzünde olan (tüm) insanlar iman edecektir. iste o zaman, daha önce iman etmiş olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanının fayda vermeyeceği imandır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Fitneler Kitabı
Konu: Güneşin Battığı Yerden Doğması Bâbı