Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

2747-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (öldürdüğü yakınının malına) vâris olmaz) buyurmuştur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Katil Maktula Vâris Olmaz, Bâbı
2748-) - “... Amr bin Şuayb'den rivâyet edildiğine göre : oğullarından Ebû Katâde denilen bir adam oğlunu öldürdü. Ömer (radıyallahü anh) kendisinden otuz hikka (beş yaşına basmış dişi deve), otuz cezaa (dört yaşına basmış dişi deve) ve kırk hahfa (hâmile deve) olmak üzere yüz deve aldı. Sonra: erkek kardeşi nerdedir? Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim buyurdu ki: (maktulün malına) vâris olma hakkı yoktur, ) dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Katil Maktula Vâris Olmaz, Bâbı
2751-) - “... Enes (bin Mâlik) (radıyallahü anh)’den; . Şöyle demiştir: Enes'in (yani kendisinin) halası er-Rubeyyi' (radıyallahü anhâ) (bir kere) bir cariyenin ön dişini kırdı. Rubeyyi'in yakınları (karşı taraftan) afıv dilediler. Fakat cariyenin adamları (afıv etmekten) imtina ettiler. Bunun üzerine Rubeyyi'in yakınları dişin tazminatını ödemeyi onlara teklif ettiler. Onlar bunu da kabul etmeyerek Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vardılar. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de kısasın uygulanmasını emretti. (Rubeyyi'in kardeşi) Enes bin en-Nadr (radıyallahü anh) : Resûlallah er-Rubeyyi'in ön dişi (misilleme olarak) kırılacak (mı?) Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim (ve Allah'ın yardımını umarak derim) ki er-Rubeyyi'in dişi kırılmıyacaktır, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de : Enes (bin en-Nadr) Allah'ın farz kıldığı hüküm kısastır, ) buyurdu. demiştir ki: (Enes'in umutlu yemininden) sonra cariyenin adamları (diyete) razı oldular ve (er-Rubeyyi'i kısas cezasından) afıv ettiler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : Allah'ın kullarından öyle kişi vardır ki, Allah'a yemin etse Allah onun yeminini yerine getirir) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Diş Hakkında Kısas Mîsîlleme Bâbı
2752-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (diyet mikdarı bakımından) eşittir. Seniyye (denilen ön) diş ve dırs (denilen diğer dişler) eşittir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Dişlerin Diyeti
2753-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) dişin diyetinin beş deve olduğuna hükmetti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Dişlerin Diyeti
2754-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) ((Şu ve şu) yani küçük parmak, yüzük parmağı ve baş parmak (diyet mikdarı bakımından) (eşittir)) buyurmuştur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Parmakların Diyetinin Bâbı
2755-) - “... Amr bin Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As) (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : hepsi (diyet mikdarı bakımından) eşittir. Bunlarda onar deve (diyeti) vardır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Parmakların Diyetinin Bâbı
2756-) - “... Ebû Mûsa el-Eş'arî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (diyet mikdarı bakımından) eşittir) buyurmuştur. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Parmakların Diyetinin Bâbı
2757-) - “... Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : (kemiğe dayanan baş ve yüzdeki yaralar) da beşer deve (diyet) vardır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Mudıha Yâni Kemiğe Varan Baş Ve Yüzdeki Yaranın Diyeti
2758-) - “... Ümeyye oğulları Ya'lâ ve Seleme (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demişlerdir : Tebûk savaşında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıktık. Bizim beraberimizde bir arkadaşımız da vardı. Biz yolda iken arkadaşımız ile diğer bir adam döğüştüler. Ya'lâ demiştir ki: Adam, (döğüştüğü) arkadaşının elini ısırdı. Arkadaşı da elini onun ağzından (hızla) çekti ve adamın ön dişini düşürdü. Adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vararak (düşürülen) ön dişinin diyetini istedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (din) kardeşine yönelerek erkek devenin ısırması gibi onu ısırır, sonra gelip (düşen dişine) diyet ister. Düşürülen dişe diyet yoktur ) buyurdu. Ya'lâ demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (dâvayı red ederek) dişin diyetinin bâtıl olduğuna hükmetti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bir Kimse Bir Adamın Elini Isırır, Âdâm Da Elini Onun Ağzından Hızla Çeker Ve Bu Isırır Ön Dişleri Düşer
2759-) - “... İmrân bin Husayn (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine adam (başka) bir adamın kolunu ısırdı. Isırılan adam da kolunu (hızla) çekti de ısıranın ön dişi düştü. Dâva Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e intikal ettirildi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dişin diyetinin bâtıl olduğuna hükmetti ve: erkek devenin dişleriyle sert yem yediği gibi (din kardeşinin kolunu) çatır çatır yiyer (ısırır), (ısıranın düşen dişinin diyeti yoktur), buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bir Kimse Bir Adamın Elini Isırır, Âdâm Da Elini Onun Ağzından Hızla Çeker Ve Bu Isırır Ön Dişleri Düşer
2760-) - “... Ebû Cühayfe (Veheb bin Abdillah es-Suvâî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh)'a : kitabından başka) halkın yanında bulunmayıp yalnız sizin yakınınızda (yazılı olarak ve vahya âit) bir bilgi var mıdır? diye sordum. Alî: Vallahi halkın yanında bulunandan başka bir şey bizim yanımızda yoktur. Ancak (bizde) Allah'ın kişiye Kur'an hükümlerini anlamak kabiliyeti vermesi ve şu sahifede (yazılı) olan hükümler vardır. Şu sahifede Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından buyurulan diyetlerin hükümleri ve hiç bir müslümanm herhangi bir kâfirfi öldürmesinle karşılık öldürülmemesi hükmü vardır, dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Bir Müslüman Her Hangi Bir Kâfir Öldürmesi Karşılığı Olarak Yâni Kısas Olarak Öldürülmez
2761-) - “... Amr bin Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : bir müslüman herhangi bir kâfir (i öldürmesin) e karşılık öldürülmez. ) " ". . . (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: bir mü'min herhangi bir kâfiri öldürmesinle karşılık öldürülmez ve ahid (güvence) sahibi (kâfir) ahdi (süresi) içinde öldürülmez. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Bir Müslüman Her Hangi Bir Kâfir Öldürmesi Karşılığı Olarak Yâni Kısas Olarak Öldürülmez
2764-) - “... Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işittim : oğlunu öldürmesi sebebiyle kısas edilmez. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Baba, Oğlunu Öldürmesi Sebebiyle Kısas Edilmez
2765-) - “... Semüre bin Cündeb (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kölesini öldürürse biz (de) o kimseyi öldürürüz ve kim kölesinin burnunu keserse biz (de) o kimsenin burnunu keseriz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hür Kimse, Köle Yi Öldürmesi Sebebiyle Kısas Olarak Öldürülür Mü?
2766-) - “... Amr bîn Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüm)’den: Şöyle demiştir: adam kölesini kasden ve teammüden öldürdü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) o adama yüz sopa attırdı, onu bir yıl süreyle sürgün etti ve müslümanlann (hisselerinin) içinden onun hissesini sildi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hür Kimse, Köle Yi Öldürmesi Sebebiyle Kısas Olarak Öldürülür Mü?
2767-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: bir adam (Ensâr'dan) bir kadının başını iki taş arasında ezerek onu öldürmüştü. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yahûdînin başını iki taş arasında ezdirdi (yani bu şekilde kısas edilmesini emretti. ) . . . Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: bir adam (Ensârdan) genç bir kadını üzerindeki gümüş ziynet eşyasına temaen (başını iki taş arasında ezmek suretiyle) öldürdü. (Kadın henüz can vermemiş iken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna getirildi. ) Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), kadına: (Falan kişi mi seni öldürdü?) diye sordu. Kadın : Hayır, diye başıyla işaret etti. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (başka adamın ismini söyleyerek : (Falan adam mı seni öldürdü, ) diye) ikinci kez sordu. Kadın: hayır, diye başıyla işaret etti. Sonra Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir başka adamın ismini söyleyerek : (Falan adam mı seni öldürdü, ) diye) üçüncü defa kadına soru sordu. Kadm : diye başıyla işaret etti. (Kadının işaret ettiği yahûdî adam yakalanarak huzura getirildi. Adam suçunu itiraf etti. ) Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in emriyle katil (in başı) iki taş arasında (ezilerek) öldürüldü. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Katil Maktulü Ne Şekilde Öldürmüş İse Ayni Şekilde Kısas Edilir
2769-) - “... Numân bin Beşîr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : (cezası) ancak kılıçla yerine getirilir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kısas Cezası Yalnız Kılıçla Înfaz Edilir
2770-) - “... Ebû Bekre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : başka bir şeyle kısas (cezasının) infazı yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kısas Cezası Yalnız Kılıçla Înfaz Edilir
2771-) - “... Amr bin el-Ahvas (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Veda haccında şöyle buyururken işittim : olunuz ki her cânî ancak şahsının işlediği günahtan sorumludur. Hiç bir baba oğlunun günahından sorumlu tutulamaz ve hiç bir oğul babasının günahından sorumlu tutulamaz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Kimse Hiç Bir Kimsenin Günahından Dolayı Muahaza Edilmez
2772-) - “... Târik el-Mühâribî (radıyallahü anh)’den Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i koltuk altları beyazlığını gördüğüm derecede ellerini havaya kaldırarak şöyle buyururken gördüm : olunuz ki hiç bir anne oğlunun günahından sorumlu tutulamaz. Bilmiş olunuz ki hiç bir anne oğlunun günahından sorumlu tutulamaz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Kimse Hiç Bir Kimsenin Günahından Dolayı Muahaza Edilmez
2773-) - “... El-Haşhâş el-Anbarî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: oğlum bulunduğu halde ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vardım. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : oğlunun günahından sorumlu tutulamazsın, o da senin günahından sorumlu tutulamaz, ) buyurdu.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Kimse Hiç Bir Kimsenin Günahından Dolayı Muahaza Edilmez
2774-) - “... Üsâme bin Şerik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : bir şahıs, başka bir şahsın günahından sorumlu tutulamaz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Hiç Kimse Hiç Bir Kimsenin Günahından Dolayı Muahaza Edilmez
2775-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (yani yırtıcı olmayan dört ayaklı hayvanın verdiği zarar) hederdir, maden ocağı (nda uğranılan zarar) hederdir. Kuyu (da uğranılan zarar) hederdir. (Yani bu zararlar kimseye ödettirilemez. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Cübâr Yâni Kimseye Ödettirilemeyen Zarar Bâbı
2776-) - “... Amr bin Avf (el-Müzenî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyururken işittim: (yani dilsiz behîme)nin verdiği zarar hederdir. Maden ocağı(nda uğranılan zarar) da hederdir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Cübâr Yâni Kimseye Ödettirilemeyen Zarar Bâbı
2777-) - “... Ubâde bin es-Sâmıt (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), maden ocağı (nda uğranılan zararın) hederliğine, kuyu (da uğranılan zararın) hederliğine ve acmâ (yani dilsiz benime) nin verdiği zararın hederliğine hükmetti. Deve, sığır ve koyun - keçi ve başka behime manasınadır. Cübâr da: (Kimseye) ödettirilemeyen heder manasınadır. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Cübâr Yâni Kimseye Ödettirilemeyen Zarar Bâbı
2778-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : yaptığı zarar) hederdir. Kuyu (zararı) da hederdir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Cübâr Yâni Kimseye Ödettirilemeyen Zarar Bâbı
2779-) - “... Sehl bin Ebî Hasme (radıyallahü anh)’ın kendi kavminin ileri gelen adamlarından rivâyetine göre : bin Sehl (bin Zeyd) ve Muhayyısa (bin Mes'ûd bin Zeyd) (radıyallahü anhüma) başlarına gelen fakirlikten dolayı (bir hurma mevsiminde hurması bol olan) Hayber'e (dostları yanında hurma toplamaya) gittiler. (Ve Hayber'e vardıklarında kendi işlerine bakmak üzere birbirinden ayrıldılar. Bir süre) sonra Muhayyis'a gelinip, Abdullah bin Sehl'in öldürülüp bir kuyuya veya bir pınara atılmış olduğu haberi verildi. Bunun üzerine Muhayyısa Hayber yahûdîlerîne giderek: Allah'a yemin ederim ki onu siz öldürdünüz, deyince yahûdîler: Allah'a and olsun ki onu biz öldürmedik, dediler. Sonra Muhayyısa ordan (Medine'ye) dönüp kavminin yanına varıyor ve durumu onlara anlatıyor. Daha sonra kendisi, ağabeyisi Muhayyısa ve Abdurrahmân bin Sehl kalkıp (Peygamber) (sallallahü aleyhi ve sellem'e) gittiler. (Önce) Muhayyısa söze başladı, (maktul ile beraber) Hayber'de olan kendisi idi. Fakat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Muhayyısa'ya yaşça büyüklüğü kasdederek: sözü büyüğe bırak, ilk sözü büyüğe bırak), uyarısında bulundu. Bunun üzerine (Muhayyısa sustu ve ağabeyisi) Huvayyısa olayı anlattı. Ondan sonra da Muhayyısa konuştu. Neticede Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara: yahûdîleri ya (öldürülen) arkadaşınızın diyetini (kan bahasını) öderler, veya onlara (karşı Allah ve Resulü tarafından) bir savaş ilân edilir, ) buyurdu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu konu hakkında (Hayber yahûdilerine) yazı yazdırdı. (Bu yazıya cevaben) onlar: yemin ederiz ki onu katiyyen biz öldürmedik, diye yazı gönderdiler. Bu cevab üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Huvayyısa. Muhayyısa ve Abdurrahmân'a: cinayetin Hayber yahûdîleri tarafından işlendiğine yemin eder (mi) siniz ve (bu takdirde) arkadaşınızın kan bedeline müstahak olursunuz?) buyurdu. Bunlar: (yanında) bulunmadığımız ve görmediğimiz bir cinayet hakkında nasıl yemin ederiz? dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : halde yahûdîler (bu cinayetten habersiz olduklarına dâir) size yemin ederler, ) buyurdu. Bunlar: müslüman değiller, (nasıl onların yeminlerine itibar ederiz), dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün diyetini kendi yanından verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün yakınlarına yüz adet dişi deve gönderip ta evin içinde onlara teslim ettirdi. Sehl (bin Ebi Hasme) demiştir ki: O sürüden kırmızı bir dişi deve bana tekme attı. " ". . , Amr bin Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As) (radıyallahü anhüm)’den; Şöyle demiştir : oğullan Huvayyısa ve Muhayyısa ile Sehl'in oğullan Abdullah ve Abdurrahmân (radıyallahü anhüm), Hayber'de yiyecek temini maksadıyla, (Medîne-i Münevvere'den) çıkıp gittiler. (Hayber'de) Abdullah'a zulüm edilip öldürüldü. Sonra durum Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatıldı. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (maktulün arkadaşlarına) : (Abdullah'ın Hayber yahûdîleri tarafından öldürüldüğüne) yemin edersiniz ve (kan bedeline) müstahak olursunuz)? buyurdu. Onlar: Yâ Resûlallah yanında bulunmadığımız bir cinayet hakkında nasıl yemin ederiz? dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Şu halde yahûdiler (yemin etmekle) isnad ettiğiniz suçtan beraet ederler. ) buyurdu. Onlar; Yâ Resûlallah! Yahudiler yemin etmekle beraet edebilince bizi öldürürler, dediler. Râvî demiştir ki: Bunun sonucunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) maktulün diyetini kendi yanından verdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kasâmet Denilen Yeminler Bâbı
2781-) - “... Zinbâ (Ebû Ravh) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine bir kölesinin yumurtalarını çekip çıkarmış (veya erkeklik organını kesmiş) olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna vardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu işkenceye karşı köleyi azadladı (azadlığına hükmetti). "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kim Kölesinin Bir Organını Kesmek Suretiyle İşkence Ederse O Köle Hürdür, Bâbı
2782-) - “... Amr bin Şuayb'in dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: bir adam imdâd, diye bağırarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: var?) buyurdu. Köle: beni bir cariyesini öptüğüm esnada gördü, bu nedenle benim erkeklik organımı kesti, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahâbilere) : herifi bana getiriniz, ) buyurdu. Adam arandı. Fakat bulunamadı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (köleye:) Sen hürsün, ) buyurdu. demiştir ki : Köle : Resûlallah! Efendim beni köleleştirmek isterse bana yardımcı olmanın kimin üzerine (vâcib) olduğunu söyler misin? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: mü'min veya her müslüman üzerine (vâcib) dir, ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kim Kölesinin Bir Organını Kesmek Suretiyle İşkence Ederse O Köle Hürdür, Bâbı
2783-) - “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: îman, öldürme tarzı yönünden insanların en iffetli (merhametli) lerindendir. ) ..... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : tarzı yönünden insanların en iffetlisi (merhametlisi) îman ehlidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Öldürme Tarzı Yönünden En İffetli Merhametli İnsanlar İmanlılardır, Bâbı
2785-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: kanlan (kısas ve diyet hususunda) eşittir. Ve onlar, başkalarına (yani düşmanlarına) karşı tek el (gibi olmalı) dır. Onların (kâfirlere verebilecekleri mal, can ve namus) teminatını (mertebece) en düşük olanı akdedebilir (verebilir). Ve (savaşta alınan ganimet düşman saflanna en yakın olanlar tarafından) en uzak olana iade edilir (yani hissesi verilir), ) '..... Ma'kil bin Yesâr (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : başkalarına (düşmanlarına) karşı tek el (gibi olmalı) dır ve kanları (kısas ve diyet hususunda) eşittir. ) Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (radıyallahü anhüm)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (birlik ve beraberlik) eli onlardan olmayanlara (düşmanlarına) karşı (olmalı) dır. Müslümanların kanları (kısas ve diyet hususunda) ve malları eşittir. Müslümanların (mertebece) en düşüğü hepsinin adına (kâfire mal, can ve namus) teminatı verebilir ve (savaşta) müslümanların en uzak olanları (yani düşmana en yakın olanları ele geçirdikleri ganimeti düşmana uzak olan) müslüinanlara iade eder (yani hisselerini verir). )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Müslümanların Kanları Kısâs Ve Diyet Hususunda Eşittir, Bâbı
2789-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : kim, Allah'ın teminatına ve Resulünün teminatına (yani dînen geçerli sayılan teminata) sahip olan bir muâd (yani zimmi'y)i (haksız yere) öldürürse, o kimse Cennet kokusu kokamaz. Halbuki Cennet kokusu yetmiş yıllık mesafede bulunur, ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bir Muâhed Kendisine Teminat Verilen Zîmmîyi Öldüren Kimse Hakkında Gelen Hadisler
2790-) - “... Rifâa bin Şeddâd el-Fityânî'den; Şöyle demiştir: bin el-Hamık el-Huzâi (radıyallahü anh)’den işittiğim bir kelime (hadis) olmasaydı, ben el-Muhtâr’ın başı ile cesedi (ni birbirinden ayırıp) arasında yürüyecektim. Ben Amr bin el-Hamık'tan şöyle söylerken işittim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: bir adama can teminatını verip sonra onu öldürürse şüphesiz o kimse kıyamet günü bir gadir (zulüm) sancağını taşıyacaktır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bir Adama Can Teminatı Verip Sonra Onu Öldüren Kimse Hakkında Gelen Hadîsler
2791-) - “... Rıfâa bin Şeddâd (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Muhtâr'ın yanına kendisinin sarayında girdim. Kendisi: Cebrail (Aleyhisselâm) bu saatta benim yanımdan kalktı, dedi. Süleyman bin Sured (radıyallahü anh)'ın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bana rivâyet ettiği: kanı hususunda sana güvendiği zaman sen onu öldürme) hadîsinden başka hiç bir şey beni Muhtâr'ın boynuna (bu iftirasından dolayı kılıç) vurmakdan alakoymadı. İşte beni onun boynunu (kılıçla) vurmaktan meneden şey bu hadistir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bir Adama Can Teminatı Verip Sonra Onu Öldüren Kimse Hakkında Gelen Hadîsler
2792-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken bir adam (bir müslüman kişiyi) öldürmüştü. Dâva Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e arzedildi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de katili (kısas edilmek üzere) maktulün velîsine teslim etti. Bunun üzerine katil: Resûlallah Allah'a yemin ederim ki ben maktulü kasden öldürmedim, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , maktulün velîsine:(Bilmiş ol ki, katil eğer gerçekten doğru sözlü olup sonra sen onu öldürür isen Cehennem ateşine girersin, ) buyurdu. Hüreyre dedi ki: Bu buyruk üzerine maktulün velîsi katili serbest bıraktı. Ebû Hüreyre dedi ki: Katilin elleri bir enli ve uzun kayışla arkasından bağlı idi. Katil, kayışını çekerek, yederek çıkıp gitti. Bu nedenle kendisine Ze'n-Nis'a ( = kayış sahibi) ismi verildi, " '..... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : adam, velisinin katilini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e getirdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) : bağışla, ) buyurdu. Adam bağışlamaktan imtina etti. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : (kan bahasını) al, ) buyurdu. Adam (bundan da) imtina etti. (Bu kere) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : katili öldür, şüphesiz sen (onu öldürür isen) onun mislisin, ) buyurdu. Enes dedi ki: Sonra adama arkadan yetişildi ve kendisine denildi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : öldür. Şüphesiz sen (onu öldürürsen) onun mislisin, ) buyurdu. Adam bunun üzerine katile yol verdi. (radıyallahü anh) dedi ki: Katil, (bağlı bulunduğu ve son anda çözülen) kayışını yederek, ev halkının yanına doğru gider vaziyette görüldü. Enes (radıyallahü anh) dedi ki; maktulün velîsi galiba katili bağlamıştı. şeyhi) Ebû Umeyr dedi ki: İbn-i Şevzeb, Abdurrahman bin el-Kâsım'in şöyle söylediğini rivâyet etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sonra (yani O'ndan başka) hiç kimse (maktulün velisine) : (Katili Öldür, şüphesiz sen de (onu öldürürsen) onun mislisin) diyemez. Mâceh dedi ki: Bu, Kemlilerin hadîsidir. Yalnız onların yanında bulunur, (onlardan başka hiç kimsenin yanında bulunmaz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Bîr Müslümanı Teammüden, Kasden Öldüren Kişiyi Bağışlamak Kısas Olarak Öldürmekten Vazgeçmek
2794-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem)’e arzedilen kısasla ilgili her dâvada O, bağışlamayı emir (yani teşvik) ederdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kısas Dâvasın Da Bağışlama
2795-) - “... Ebü'd-Derdâ (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, buyurdular ki: bir şey (yani yaralanma veya bir tarafının kesilmesi) ile başına bir musibet gelip de bunu sadaka eden (yani hasmını bağışlayıp misillemeden vazgeçen) hiç bir (müslüman) adam yoktur ki, bu (bağışlaması) ndan dolayı Allah onu bir derece yükseltmesin veya bundan dolayı onun bir günahını bağışlamasın. ) demiştir ki) : Bu hadîsi iki kulağım işitti ve kalbim iyice hıfzetti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kısas Dâvasın Da Bağışlama
2796-) - “... Muâz bin Cebel, Ebû Übeyde bin el-Cerrâh, Ubâde bin es-Sâmit ve Şeddâd bin Evs (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : teammüden (bir kimseyi) öldürdüğü zaman, hâmile olursa, hamlini bırakıp bebeğini bir bakıcıya teslim edinceye kadar öldürülmez ve hâmile kadın zina ederse, doğum yapıp bebeğini bir bakıcıya teslim edinceye kadar recmedilmez. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Diyet-kısas Kitabı
Konu: Kısas Olarak Öldürülmesi Gerekli Hâmile Kadın Hakkında Gelen Hadîs
2798-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiği zaman ne bir dinar (altın), ne bir dirhem (gümüş), ne bir koyun - keçi, ne de bir deve bırakmadı ve (mâlî) bir şey vasiyyet etmedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Vasiyyet Etti Mi? Bâbı
2799-) - “... Talha bin Mûsârrif’tan rivâyet edildiğine göre kendisi şöyle demiştir : Abdullah bin Ebî Evfâ (radıyallahü anhümâ)'ya: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey vasiyyet etti mi? diye sordum. Abdullah: (etmedi) dedi. Ben: ise O, müslümanlara nasıl vasiyyet etmelerini emretti? dedim. Abdullah: Allah'ın Kitâb'ı ile (amel edilmesini) vasiyyet etti, dedi. ... Mâlik dedi ki: Talha bin Mûsârrif, el-Hüzeyl bin Şürahbîl'in şöyle dediğini söyledi: Ebû Bekir (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vasîsî (yani Şîîler'in iddia ettiği gibi) hilâfeti verdiği Ali (radıyallahü anh) başında halîfe olmaya (mı) kalkıştı? Ebû Bekir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den (herhangi bir sahâbî'nin halifeliği yolunda) bir ahdini bulup da kendini, onun hükmü altına almayı çok arzu etti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Vasiyyet Etti Mi? Bâbı
2801-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefat edeceği son anlarında ruhu boğazına geldiğindeki (ahkâmla ilgili) tüm vasiyyeti: (devam ediniz) ve sağ ellerinizin mâlik olduğu şeylere (yani mallarınızın haklarına ve köleler ile cariyelerinizin haklarına riâyet ediniz) emri idi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Vasiyyet Etti Mi? Bâbı
2802-) - “... Alî bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (vefatı sıralarındaki) son sözü: (devam ediniz) ve sağ ellerinizin mâlik olduğu şeylere dikkat ediniz), ) emri idi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Vasiyyet Etti Mi? Bâbı
2803-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: edeceği bir şeyi bulunup da vasiyyeti, yanında yazılı bulunmadıkça iki gece yatmak müslüman bir kişinin hakkı (ona yakışır şey) değildir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyet Etmeye Teşvik Bâbı
2804-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kişi, vasiyyet etmekten mahrum olan kimsedir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyet Etmeye Teşvik Bâbı
2805-) - “... Câbir bin Abdullah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: kim vasiyyet üzerine (yani vasiyyet etmiş olarak) ölürse, o kimse (yakışır) bir yol ve sünnette riâyet) üzerine ölmüş olur, takva ve şehâdet üzerine ölmüş olur ve bağışlanmış olarak ölmüş olur. ) ..... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: edeceği bir şeyi bulunup da vasiyyeti yanında yazılı bulunmadıkça iki gece yatmak müslüman bir kişinin hakkı (ona yakışır şey) değildir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyet Etmeye Teşvik Bâbı
2807-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: vârisinin mîrasçılığı (hakkı) ndan kaçarsa Allah kıyamet günü o kimsenin Cennetten mîrasçılığını keser. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyette Zulüm Etmek Bâbı
2808-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: adam yetmiş yıl hayır ehlinin amelini (ibâdetini) işler. Sonra (ölümüne yakın) vasiyyet ettiği zaman vasiyyetinde zulüm eder, böylece ameli şerle kapanır ve bu yüzden (Cehennemdeki) ateşe girer (girmeye müstehak olur). Şüphesiz (başka bir) adam yetmiş yıl şer ehlinin amelini işler. Sonra (ölümü yaklaşınca) vasiyyetini adaletli eder, böylece ameli, hayırla kapanır ve bu nedenle Cennete girer. ) Hüreyre (radıyallahü anh) (bu hadîsi teyid etmek üzere) şöyle demiştir: isterseniz; Nisa : 13 ve 14 âyetlerini okuyunuz. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyette Zulüm Etmek Bâbı
2809-) - “... Kurre (bin Eyâs) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ki ölümü yaklaşır da vasiyyet eder ve vasiyyeti Allah'ın Kitabı (ndaki esâslar) üzerine olursa o vasiyyet o kimsenin hayatta iken ödemediği zekâtına keffâret olur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyyette Zulüm Etmek Bâbı
2810-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek : Yâ Resûlallah iyi davranmam hususunda üzerimde en çok hakkı bulunan insanın kim olduğunu bana haber ver, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : Babana and olsun ki (bu husus) muhakkak sana haber verilecektir. (En çok hakkı olan insan) annendir, ) buyurdu. Adam: sonra (üzerimde en çok hakkı olan kişi) kimdir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Sonra (yine) annendir, ) buyurdu. Adam: (Annemden) sonra kim? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Sonra (yine) annen, ) buyurdu. Adam: (Annemden) sonra kim? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Sonra baban), buyurdu. Adam (bu kere) : Malımdan bana haber ver Yâ Resûlallah! Ondan nasıl sadaka vereyim, (en faziletli sadaka nasıl olur)? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : Allah'a yemin ederim sen muhakkak (bundan) haberdar edileceksin. (En faziletli tasadduk), sen sıhhatli, (dünyalığa) ihtiraslı, yaşamaya ümidli ve fakirlikten korkarken sadaka vermendir. Sakın (sadaka vermeyi) geciktirme. Nihayet ruhun (gırtlağa işaretle) şuraya gelince malım falana ve malım fulana (olsun) dersin. Halbuki sen hoşlanmasan bile malın (ölümün dolayısıyla) onlaradır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Vasiyetler Kitabı
Konu: Hayatta İyi Yollarda Mal Harcamayıp Ölüm Yaklaşınca Savurganlık Etmenin Yasaklığı Bâbı