Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

3899-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir güvercinin arkasında giden (onunla oynayan) bir adam gördü ve: adam) bir şeytanı izleyen bir şeytandır. ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Güvercin İle Oynamak
3900-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : herkes yalnız başına yolculuk etmekteki sakıncaları bilseydi hiç kimse yalnız başına gece yolculuğu etmezdi. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Bir Kimsenin Yalnız Başına Kalmasının Mekruhluğu
3901-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : zaman evlerinizde ateş (i yanar halde) bırakmayınız. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Yatma Zamanında Ateşi Söndürmek
3902-) - “... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (-i Münevvere)'de bir ev, içinde oturanların başında gece yandı. Sonra durumları Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine: ateş şüphesiz sizin düşmanınızdır. Bu itibarla uyumak istediğiniz zaman söndürünüz,) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Yatma Zamanında Ateşi Söndürmek
3903-) - “... Câbir (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (bâzı şeyleri) emretti ve (bazı şeyleri) yasakladı. Bu meyanda (uyumak istediğimiz zaman) lambamızı söndürmemizi emretti,

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Yatma Zamanında Ateşi Söndürmek
3904-) - “... Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: yol üzerinde konaklamayınız ve üzerinde ihtiyaçlarınızı gidermeyiniz (yani abdest bozmayınız). ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Yol Üzerinde Konaklamanın Yasaklığı
3905-) - “... Abdullah bin Cafer (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yolculuktan geldiği zaman biz Onu karşılamaya götürülüyorduk. (Bir defa) ben ve Hasan veya Hüseyin (O'nu) karşılamaya götürüldük. Abdullah bin Cafer demiştir ki: O, birimizi önüne, diğerini de terkisine aldı ve nihayet böylece Medine'ye vardık. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Bir Binek Hayvanına Üç Kişinin Binmesi
3906-) - “... Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: yazdığınız) sahifelerinizin üzerine toprak serpiniz. Sahifeler(in mürekkebinin dağılmaması) için en verimli yöntem budur. Çünkü toprak mübarektir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kitabın Tetribi Mürekkeple Yazılan Sahîfelerîn Mürekkebini Kurutmak İçîn Üzerîne Toprak Serpmek
3907-) - “... Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : üç kişi (bir arada) olduğunuz zaman (bunlardan ikisi (üçüncü) arkadaşlarından ayrı gizli konuşmayacaklar (yani konuşmasınlar) . Çünkü ikisinin gizli konuşması üçüncü arkadaşı şüphesiz üzer. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Üç Kişi Bir Arada İken Bunlardan İkisi Üçüncü Arkadaş Tan Ayrı Gizli Konuşmasınlar, Bâbı
3908-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir arada bulunan) iki kişinin (yanlarındaki) üçüncü (arkadaşların) dan ayrı gizli konuşmalarını yasaklamıştır. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Üç Kişi Bir Arada İken Bunlardan İkisi Üçüncü Arkadaş Tan Ayrı Gizli Konuşmasınlar, Bâbı
3909-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dân rivâyet edildiğine göre: adam, yanında (temrenleri açıkta olan) oklarla Mescid(-i Nebevi) den geçti. (Adam okları sadaka olarak dağıtıyordu). Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama): tut (ki kimseye dokunmasın), ) buyurdu. Adam da : dedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kimin Beraberinde Oklar Var İse Bir Müslümanı Yaralamaması İçin Okların Temrenlerinden Tutsun
3910-) - “... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: yanında ok varken mescidimizden veya çarşımızdan geçtiği zaman herhangi bir müslümana değmemesi için eliyle temrenlerinden tutsun (da öyle geçsin) veya elini temrenlerin üstüne koysun.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kimin Beraberinde Oklar Var İse Bir Müslümanı Yaralamaması İçin Okların Temrenlerinden Tutsun
3911-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Kerim'de maharetli olan (mü'min), Allah'a itaatkâr ve saygın meleklerle beraberdir. Okuyuşunda güçlük çekerek ve âyet ile kelimeleri tekrarlamak suretiyle (yani okuyuşunda pişkin olmayarak) okuyan (müslüman) a iki sevab vardır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3912-) - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; ehli (yani O'nu devamlı okuyup O'nunla amel ede) ne, cennete gireceği zaman : Oku ve (cennetin mertebelerine) yüksel, denilecektir. Bunun üzerine okumaya başlayacak ve Kur'ân'dan bildiğini bitirinceye kadar beher âyete karşılık bir derece yükselecektir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3913-) - “... İbn-i Büreyde'nin babası (Büreyde) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : kıyamet günü (hastalık veya yolculuk gibi bir sebebten dolayı) rengi değişmiş adam şeklinde gelir ve (okuyucusuna) : Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim diyecektir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3914-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : aile ferdlerinin yanına döndüğü zaman yanlarında iri yapılı ve semiz üç aded hâmile deve bulmayı sever mi? ) buyurdu. Biz : Evet dedik. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (O halde birinizin namazında okuduğu üç âyet onun için iri yapılı ve semiz üç aded hâmile deveden hayırlıdır) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3915-) - “... İbn-î Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Kur'ân'ın durumu, bağlı devenin durumuna benzer. Eğer deve sahibi devesini bağlamak suretiyle muhafaza ederse onu tutar ve şayet bağlarını salıverirse deve gider. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3916-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şu buyruğu işittim, demiştir: (Azze ve Celle) buyurdu ki: Ben salâtı (yani Fatiha sûresini) kendim ile kulum arasında ikiye taksim ettim ve kuluma istediğini veririm. ) Ebû Hüreyre demiştir ki: Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: okuyunuz: Kul; . . . . . . . "Hamd, âlemlerin Rabb'ı olan Allah'a mahsustur" der. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) : bana hamdetti ve kuluma istediğini veririm, buyurur. Sonra kul: = "Rahman ve Rahim olan (Allah)" der. Bunun üzerine Allah: bana sena etti, kuluma dilediğini veririm, buyurur. Kul (bundan sonra) . . . . . . Din-hesâb, ceza gününün mâliki olan (Allah), der. Bunun üzerine Allah: beni ta'zim etti. İşte bu (yani Fatihanın buraya kadar olan kısmı) baha (hamd, sena ve ta'zim etmeye) aittir. Şu âyetin de yarısı bana, yarısı kulumadır: Kulum Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz, der. Yani işte bu, benim ve kulum arasındadır. Kuluma dilediğini veririm. Fatiha sûresinin sonu (yani bundan sonraki kısmı) da kuluma (âit dilekleri) dır. Kul: dosdoğru yola, gazabına uğramış olan (yahûdîler)den ve dalalete düşen (Hıristiyanlar) dan başka olup, nimetlendirdiğin (peygamberler, sıddikler, şehîdler ve sâlih) kulların yoluna hidâyet eyle (yani İslâm dini üzerinde sabit kıl), der. İşte bu âyetler (deki dilek) kuluma (ait)dir ve kuluma dilediğini veririm. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3917-) - “... Ebû Saîd bin el-Muallâ (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana hitaben: (Bilmiş ol ki ben Mescid(-i Nebevi) den çıkmadan önce sana Kur'ân'daki (sevab yönünden) en büyük sûreyi muhakkak öğreteceğim (yani en büyük sûrenin hangi sûre olduğunu bildireceğim), buyurdu. Ebû Saîd bin el-Muallâ demiştir ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Mescid'den) çıkmak için gitti. Bunun üzerine ben O'na (sözünü) hatırlattım. O da buyurdu ki: sûre); dir (yani Fatiha süresidir). O sûre es-Sebü’l-Mesânî (adlı) dır ve bana verilen Kur'ân-ı Azîm'dir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3918-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: bir sûre otuz âyet olup sahibi (yani okuyucusu) bağışlanıncaya kadar onun için şefaat eder: (O sûre); . . . . . . . . (yani Mülk sûresi) dir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3919-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : İhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birisine muâdildir (eşittir). -"

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3920-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : îhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'ân'ın üçte birisine muâdildir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3921-) - “... Ebû Mes'ûd el-Ensârî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: îhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'an'ın üçte birisine muâdildir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Kurân-ı Kerîmi Okumanın Sevabı
3922-) - “... Ebü'd-Derdâ (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahâbîlere) : size amellerinizin en hayırlısını, mâlikiniz (Allah) katında en çok beğenilen, (cennetteki) derecelerinizi en çok yükselten, altın ve gümüşü (Allah yoluna) vermekten size daha sevablı olan ve düşmanınıza rastlayıp da boyunlarını vurmanız (gazi olmanız) ile düşmanınızın sizin boyunlarınızı vurmasından (şehid edilmenizden) daha üstün faziletli işi haber vermiyeyim mi? (veya bilmiş olunuz ki size haber veririm), buyurdu. Sahabler: amel nedir? Yâ Resûlallah dediler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (yani Allah'ı anmak) tır, ) buyurdu. Ve (Ziyâd bin Ebî Ziyâd'dan anılan senedle rivâyet edildiğine göre) Muâz bin Cebel (radıyallahü anh), söyle demiştir : bir adam. kendisini Allah (Azze ve Celle)nin azabından, Allah’ı anmak (ibâdetin) den daha çok kurtarıcı hiç bir amel (ibâdet) işlemedi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Zikîr Yâni Allahı Anma Fazileti Bâbı
3923-) - “... Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre bu iki zât Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğuna şehâdet etmişlerdir : mecliste oturup da orada Allah'ı anan her (müslüman) cemaatı melekler kuşatır, onları rahmet kaplar, üzerlerine sekînet (Allah'ın rızâsı, vakar ve sükûnet) peyderpey iner ve Allah, katındaki (melek) ler arasında onlardan (övgü ile) sözeder. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Zikîr Yâni Allahı Anma Fazileti Bâbı
3924-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Azze ve Celle) buyuruyor ki : beni andığı ve dudakları benim zikrimle teprendiği zaman ben onunla beraberim. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Zikîr Yâni Allahı Anma Fazileti Bâbı
3925-) - “... Abdullah bin Büsr (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir: gün) bir bedevi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e : İslâm şeriatleri (yani nafile ibâdetler) cidden bana çok geldi (yani zayıflığım nedeniyle hepsini yapamam). Onun için bana onlardan sarılıp yapışacağım bir şeyi bildir (tavsiye buyur), dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de ona) : dilin devamlı surette Allah (Azze ve Celle)'nin zikri ile meşgul olsun, ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Zikîr Yâni Allahı Anma Fazileti Bâbı
3926-) - “... Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre : iki zât Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu hadisi buyurduğuna şâhid olmuşlardır (yani bizzat O'ndan işitmislerdir) : "Lâ ilahe illâllahu vellahu ekber = Allah'tan başka (ibâdete lâyık) hiç bir ilâh yoktur ve Allah herşeyden büyüktür) dediği zaman, Allah (Azze ve Celle) : doğru söyledi. Benden başka (ibâdete lâyık) hiç bir ilâh yoktur ve ben en uluyum, buyurur. Kul ;"Lâ ilahe illâllahu vahdehu = Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O yalnızdır, birdir dediği zaman Allah: doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur, ben yalnızım, birim, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu lâ şerike lehu = Allah'tan başka ilâh yoktur, ortağı yoktur" dediği zaman Allah: doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur ve ortağım yoktur, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu Lehü'l-mülkü ve lehu’l-hamdu = Allah'tan başka ilâh yoktur. Mülk (hâkimiyet) O'nundur, hamd O'nundur" dediği zaman, Allah: Kulum doğru söyledi. Benden başka ilâh yoktur. Mülk (hâkimiyet) benimdir, hamd benimdir, buyurur. Kul; "Lâ ilahe illâllahu ve lâ havle ve lâ kuvvetei illâ billahi = Allah'tan başka ilâh yoktur ve günahlardan dönüş, ibâdete kuvvet ancak Allah'ın yardımıyladır" dediği zaman, Allah = doğru söyledi. Benden başka ilâh yok, günahlardan dönüş ve ibâdete kuvvet ancak benim yardımımladır, buyurur. ) Ebû îshâk demiştir ki: Sonra (şeyhim) el-Ağarr, anlamadığım bir şey söyledi. Bunun üzerine ben Ebû Ca'fer'e : O (yani el-Ağarr) ne dedi? diye sordum. Ebû Cafer dedi ki: (senin anlamadığın şey, hadîsin şu cümlesidir) : zikirler kime ölüm döşeğinde nasip edilirse o kimseye ateş dokunmayacak (yani cehennem ateşi onu yakmayacak) tır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3927-) - “... Su'dâ el-Mürriyye (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefatından sonra bir gün (kocam) Talha (bin Ubeydillah) (radıyallahü anh) 'a uğradı da (onu üzgün görünce) : üzgünsün? Amcan oğlunun (Ebû Bekir es-Sıddik)'ın halîfe oluşu mu seni üzdü? dedi. Talha: Hayır. Lâkin Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den: ben bir kelimeyi çok iyi bilirim ki herhangi bir kimse ölüm döşeğinde o kelimeyi söylediği takdirde, mutlaka o kelime o kimsenin sahifesine (yani amel defterine) bir nur olur ve muhakkak o kimsenin cesedi ve ruhu ölüm döşeğinde o kelime sayesinde behemehal bir ravh (yani rahmet, rızâ-ı Bari ve rahatlık) bulacaklardır, ) buyruğunu kulağımla işittim de o kelimenin ne olduğunu O'na vefat edinceye kadar sormadım (üzüntüm bundandır), dedi. (Bunun üzerine) Ömer (radıyallahü anh) : o kelimeyi bilirim. O, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in amcasına (yani Ebû Tâlib'e ölüm döşeğinde) teklif ettiği (söylemesini istediği tevhîd) kelimesidir. Eğer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), amcası (Ebû Tâlib) için tevhîd kelimesinden daha fazla kurtarıcı bir şey bilseydi o şeyi emredecekti, dedi.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3928-) - “... Muâz bin Cebel (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : bir kimse yoktur ki Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah'ın Resulü (sallallahü aleyhi ve sellem) olduğuma şehâdet edip bunu kalben de tasdik ederek ölsün de, Allah ona mağfiret etmesin (bağışlamasın).) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3929-) - “... Ümmu Hâni' (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : ilahe illallah" kelimesini hiç bir amel (faziletçe) geçmez ve bu kelime hiç bir günahı bırakmaz. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3930-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : bir günde yüz defa "Lâ ilahe illâllahu, vahdehu lâ şerike lehu, lehü'l-mülkü ve lehü’l-hamdu ve hüve alâ külli şey'in kadir = Allah'tan başka ilâh yoktur, O yalnızdır (yani tektir) ortağı yoktur, mülk (hâkimiyet) O'nundur ve hamd O'nundur, O, herşeye kadirdir" derse bu zikir o kimse için on köleyi azâdlamak sevabına denktir ve ona yüz hasene yazılır, yüz günah da ondan silinir. Bu zikir o kimse için akşama kadar şeytanın şerrinden güvence olur. Hiç kimse de onun ettiği bu zikirden daha faziletli bir zikir getiremez. Ancak bu zikri ondan fazla söyleyen kimse daha fazla fazilet kazanır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3931-) - “... Ebû Saîd(-i Hudrî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : sabah namazından hemen sonra "Lâ ilahe illâllahu, vahdehu lâ şerike lehu, lehü'l-mülkü ve lehü’l-hamdu, bi yedihi’l-hayr, ve hüve alâ külli şey'in kadir = Allah'tan başka ilah yoktur, O, yalnız (tek)dir ortağı yoktur, mülk O'nundur ve hamd O'nundur, hayır O'nun (kudret) eliyledir ve O, her şeye kadirdir" derse bu zikir (sevab bakımından) İsmail (Aleyhisselâm)'in evlâdından olan bir köleyi azâdlamak gibidir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ İlâha İllallah = Allahtan Başka İbâdete Lâyık Hiç Bir İlâh Yoktur Zikrinin Fazileti Bâbı
3932-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu buyruğu işittim, demiştir : (yani Allah'ı anmanın) en faziletlisi "Lâ ilahe illallah = Allah'tan başka ilâh yoktur" kelimesidir ve duanın en faziletlisi "El-hamdu lillâh = Hamd Allah'adır" sözüdür (veya "El-hamdu lillah" sûresi, yani Fatiha süresidir). ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3933-) - “... Kudâme bin îbrâhîm el-Cümahî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : bir genç iken üstünde aspurla boyalı iki parçadan ibaret bir elbise bulunduğu halde Abdullah bin Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anhüma) ‘nın yanına gidip gelirdi. Kudâme demiştir ki: Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ) bir gün bize hadis rivâyet ederek Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in onlara şu buyruğu buyurduğunu söyledi: kullarından biri: "Yâ Rabbi leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celâli vechike ve li azîmi sültânike = Ey benim Rabbim, Senin zâtının celâlına ve senin hâkimiyetinin azametine layık biçimde sana hamd olsun" dedi. Bu hamd, kulun amelini yazmakla görevli iki meleği âciz bırakarak, nasıl yazacaklarını bilemediler. Bunun üzerine melekler göğe çıktılar ve: Ey Rabbımız, Senin kulun öyle bir söz (hamd) söyledi ki nasıl yazacağımızı bilemiyeceğiz, dediler. Allah (Azze ve Celle) kulunun söylediği sözü en iyi bilen olduğu halde : kulum ne söyledi? diye sordu. Melekler : Ey Rabbimiz o kul: "Yâ Rabbi Leke'l-hamdu kemâ yenbaği li celali vechike ve azîmi sültânike" söyledi, dediler. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) o iki meleğe buyurdu ki: bana kavuşup da ben onu söylediği söz (hamd) e karşılık mükâfatlandırıncaya kadar siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız, buyurdu. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3934-) - “... Abdülcebbâr bin Vâli'in babası (Vâil bin Hucr) (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber (yani O'nun arkasında) namaz kıldım. Bir adam (namaz içinde) "El-hamdü lillahi hamden kesiren tayyıben mübarek en fihi = Çok, güzel ve mübarek hamd Allah’adır" dedi. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirince: söyleyen kimdir?) diye sordu. Adam: Hayırdan başka bir şey kasdetmedim, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu : hamd için muhakkak göğün kapıları açıldı ve Arşa yükselmesine hiçbir şey engel olmadı. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3935-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) sevdiği bir şey gördüğü zaman (El-hamdu lillahi’l-lezî bini'metihi tetimmü's-sâlihât = Hamd O Allah'adır ki yararlı şeyler ancak O'nun nîmetiyle tamamlanır" derdi- ve hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman (Elhamdü lillahi ala külli hâlin = Her durum üzerine hamd Allah'adır) derdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3936-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derdi: lillahi ala külli halin. Rabbi Eûzu bike min hâli ehli'n-nâri = Her hal üzerine hamd Allah'adır. Rabbim! Ben cehennem halkının hâlinden sana sığınırım. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3937-) - “... Enes (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : herhangi bir kuluna bir nimet ikram edip de kul da "el-hamdü lillah = Hamd Allah'adır" derse kulun verdiği (yani ödediği hamd), aldığı (ni'meti)nden mutlaka efdal (üstün) olur. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Allaha Hamdedenlerin Fazileti Bâbı
3938-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ve bi hamdih, Sübhânallahi'l Azim = Ben, Allah'a hamdederek O'nun her türlü noksanlıklardan pak-nezih olduğuna inanıp itiraf ederim, Azametli olan Allah'ı tesbih ederim; zikri, dile hafif (kolay), âhiretteki amel terazisinde ağır ve Rahman (olan Allah) a sevimli iki kelime (söz) dür. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3939-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: defa kendisi bir fidan dikmekle meşgul iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oradan geçmiş ve ona: Ebâ Hüreyre! Dikdiğin nedir?) diye sormuş. (Ebû Hüreyre demiş ki) Ben (de) : için bir fidan dikiyorum, dedim. Resül-î Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : için daha hayırlı bir dikilecek fidanı göstermiyeyim mi?,) buyurmuş. Ebû Hüreyre (de) : Yâ Resûlallah, demiş. (Bunun üzerine) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : ve’l-hamdu lillahi ve la ilahe illallahü vellahu ekber = Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzih ederim, hamd Allah'adır, Allah'tan başka ilâh yoktur ve Allah en büyük olandır) de. Böyle söylersen beher kelimeye karşılık cennette senin için bir ağaç dikilir, ) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3940-) - “... (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcelerinden) Cüveyriye (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre Allah'ın zikri ile meşgul iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını kılmak istediği zaman veya sabah namazını kıldıktan sonra ona uğramış. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), güneş yükseldiği (veya râvi demiş ki gün yarılandığı) zaman onun yanına dönmüş. Cüveyriye hâlâ o vaziyette (yân zikir ile meşgul) idi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (ona) : olsun ki:) Ben senin yanından kalktığım zamandan beri dört kelime (cümle) yi üç defa söyledim. Halbuki o kelimeler (sevab bakımından) senin (bu sürece) söylediğinden daha çok, daha ağır (veya daha fazla tartıya gelen) zikirdir: "Sübhânallahi adede halkım. Sübhânallahi rıdâ nefsihi. Sübhânallahi zinete arşını. Süb hânallahi midâde kelimâtihi = Ben yaratıkları sayısınca Allah'ı tenzih ederim. Ben rızâsı olacak kadar Allah'ı tenzih ederim. Ben, Arşının ağırlığınca Allah'ı tesbih ederim. Ben kelimelerinin sayısı kadar Allah'ı tenzih ederim. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3941-) - “... Numân bin Beşîr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : "Sübhânallah, lâ ilahe illallah ve el-hamdulillah" sözleri, şüphesiz Allah'ın yüceliğini ifâde eden zikirlerinizdendir. Bunlar (yani bu üç zikir çeşidi), Arş’ın çevresinde dönüp dolaşırlar, bal arısı sürüsünün uğultusu gibi bir uğultusu olur, sahibini (yani bu zikri edeni) andırırlar. Sizden birisi kendisini (Arş'ın çevresinde) andıracak bir kimsenin olmasını (veya devamlı olmasını) sevmez mi?) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3942-) - “... Ümmü Hâni (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına giderek:Yâ Resûlallah, bana (yapabileceğim nafile) bir amel göster (tavsiye buyur). Çünkü ben gerçekten yaşlandım, güç bakımından zayıfladım ve şişmanladım, dedim. Bunun üzerine O, şöyle buyurdu : yüz defa "Allahü ekber" de, yüz defa "Elhamdü lillah" de ve yüz defa "Sübhânallah" de. (Bu zikir sevab bakımından) Allah yolunda (savaş için) gemlenmiş, eğer vurulmuş yüz attan, (kurban edilen) yüz deveden ve (azâdlanan) yüz köleden hayırlıdır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3943-) - “... Semûre bin Cündüb (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: cümle vardır ki (zikir olarak) sözlerin en faziletlisidir. Bu dört cümleden hangisinden başlasan zarar etmez : "Sûbhanallahi ve'l-hamdü lillahi ve lâ ilahe illallahü vellahü ekber = Allah'ı tesbih ederim, hamd Allah'adır, Allah'tan başka ilâh yoktur ve Allah en büyük olandır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3944-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (günde) yüz defa "Sübhânallahi ve bi hamdihi = Allah'ı tesbih ve Ona hamdederim" derse o kimsenin (kul hakkı dışında kalan) günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile mağfiret olunur. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3945-) - “... Ebü'd-Derdâ (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki: (Sen "Sübhânallah'i vel-hamdü lillah'i ve lâ ilahe illallah'u vellah'u ekber = Ben Allah'ı tesbih ederim, hamd Allah'adır, Allah'tan başka ilâh yoktur ve Allah en büyük olandır" zikrine devam et Çünkü ağaç yapraklarını düşürdüğü gibi bunlar (da küçük) günahları düşürür (giderir). ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Tesbîh Yâni Sübhânallah Zikrinin Fazîleti
3946-) - “... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Biz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (Rabb'i-ğfir lî ve tüb aleyye, inneke ente't-Tevvâbü'r-Râhîm = Ey Rabbim! Bana mağfiret eyle ve tevbemi kabul buyur, çünkü Tevvâb (yani tevbeleri çokça kabul eden), sensin; Rahim (yani mü'minlere merhamet eden), sensin) istiğfarını bir oturumda yüz defa tekrarladığını sayı ile tesbit ederdik. " Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : ..... Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : günde muhakkak yetmiş defa Allah'tan mağfiret taleb ederek O'ndan tevbemin kabulünü dilerim. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: İstiğfar Günahların Bağışlanmasını Allahtan Dilemek
3949-) - “... Huzeyfe (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: dilimde aile ferdlerime karşı bir acılık, ölçüsüzlük vardı. Fakat başkalarına karşı yoktu. Sonra bir gün bu durumu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattım. Bunun üzerine buyurdular ki : etmek bakımından senin durumun ne merkezde? (Bu hatânın bağışlanması için) günde yetmiş defa istiğfar edersin. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: İstiğfar Günahların Bağışlanmasını Allahtan Dilemek
3950-) - “... Abdullah bin Büsr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: her nevî mutluluk o kimseye lâyıktır ki amel defterinde çok istiğfar bulur. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: İstiğfar Günahların Bağışlanmasını Allahtan Dilemek