Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

3951-) - “... Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: istiğfar etmeye devam ederse, Allah o kimse için her kederden bir kurtuluş ve her sıkıntıdan bir çıkış yolu ihsan eder ve onu ummadığı yerden (helâl, güzel rızık ile) rızıklandırır. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: İstiğfar Günahların Bağışlanmasını Allahtan Dilemek
3952-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dua ederdi: beni o kimselerden eyle ki ihlâsla güzel amel işledikleri zaman (bunun mükâfatıyla) müjdelenir ve hatâ işledikleri zaman istiğfar ederler. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: İstiğfar Günahların Bağışlanmasını Allahtan Dilemek
3953-) - “... Ebû Zerr(-i Gıfârî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Tebâreke ve Teâlâ buyurur ki: Kim güzel (ibâdet, hayır) işlerse o kimseye işlediğinin on misli (sevab) vardır ve (dilediğimin sevabını daha da) arttırırım. Kim kötülük işlerse bir kötülüğün cezası o kötülüğün mislidir veya bağışlarım. Kim bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım ve kim bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak varırım. Kim bana bir şeyi ortak etmeksizin hemen hemen yer dolusu hatâ ile huzuruma gelirse ben onu o kadar mağfiretle karşılarım. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Amel Yânî Farz, Vâcib Ve Sünnet Olan Her Türlü İbâdet Ve Hayır İşlemen İn Fazîleti
3954-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Sübhânehû buyurur ki: Ben (mü'min) kulumun benim hakkımdaki zannı (kanaati) yanındayım ve kulum beni andığı zaman muhakkak onunla beraberim. Artık kulum beni gizli anarsa ben de onu gizli anarım. Eğer o beni bir cemâat içinde anarsa ben de onu o cemaattan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım. O yürüyerek bana gelirse ben ona koşarak varırım. ) " ..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: oğlunun işlediği her (hayırlı) amel onun için (sevab bakımından) kat kat arttırılır: Her hasene (ibâdet, hayır) on mislinden yedi yüz misline kadar (sevab yönünden) arttırılır. Allah Sübhânehu buyurdu ki: Fakat oruç (sevabı) böyle değildir (yani sevabı çok daha fazladır). Çünkü oruç şüphesiz benim içindir ve onun mükâfatını ben veririm. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Amel Yânî Farz, Vâcib Ve Sünnet Olan Her Türlü İbâdet Ve Hayır İşlemen İn Fazîleti
3956-) - “... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: "Lahavle ve lâ kuvvete illâ billah" derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benim sesimi işitti ve (bana) : Abdullah bin Kays! Sana cennet hazinelerinden bir kelime (cümle) yi göstermiyeyim (bildirmiyeyim) mi?) buyurdu. Ben (de) : Bildir, Yâ Resûlallah dedim. O buyurdu ki: (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi) de. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ Havle Ve Lâ Kuvvete İllâ Billahi Zikri
3957-) - “... Ebû Zerr(-i Gıfârî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: (Ben sana cennet hazînelerinden bir hazîne göstermiyeyim (bil-miyeyim) mi?) buyurdu. Ben (de) . Yâ Resûlallah dedim. O: hazine) "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" 'dir) buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ Havle Ve Lâ Kuvvete İllâ Billahi Zikri
3958-) - “... Hâzim bin Harmele (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: bir gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e uğradım. Bunun üzerine bana buyurdu ki: Hâzim "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi" zikrini çok söyle. Çünkü bu cümle şüphesiz cennetin hazinelerindendir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Edeb Kitabı
Konu: Lâ Havle Ve Lâ Kuvvete İllâ Billahi Zikri
3959-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Allah Sübhânehu'ya duâ etmez (O'ndan dilekte bulunmaz) ise Allah o kimseye gazab eder.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Duâ Etmenin Fazîleti Bâbı
3960-) - “. Nu'mân bin Beşîr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : ancak duâ ibâdettir,) buyurdu. Sonra; Rabbiniz buyurdu ki: Siz bana duâ ediniz (benden isteyiniz) ki ben de size icabet edeyim (duanızı kabul edeyim). Bana duâ etmeye tenezzül etmeyen (kibirli)ler, şüphesiz alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir) (Mü'min, 60) âyetini okudu."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Duâ Etmenin Fazîleti Bâbı
3961-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ve sözlü ibâdetlerden) hiç bir şey Allah Sübhânehu katında duadan daha faziletli değildir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Duâ Etmenin Fazîleti Bâbı
3962-) - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre ; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) duasında meâlen şöyle derdi: Bana yardım et ve aleyhimde (düşmanıma) yardım etme. Yardımını benden esirgeme ve aleyhimde (düşmanımı) destekleme. Düşmanımı cezalandır, beni cezalandırma. Beni hayırlı işlere yönelt ve hayır yolunda ilerlemeyi bana kolaylaştır. Bana zulüm ve haksızlık edene karşı bana yardım et. Ey Rabbim! Beni sana çok şükreden, çok zikreden (anan), senden çok korkan, sana çok itâat eden, sana çok boyun eğip tevazu eden, sana çok yakarıp ağlayarak tevbekâr eyle. Ey Rabbim! Benim tevbemi kabul eyle, günahımı gider, duamı kabul et, kalbimi hidâyet üzerine dâim kıl, dilimi doğrulukla hakkı söylemekten ayırma, hüccetimi (yani senin düşmanlarına karşı susturucu ve mağlûb edici delilimi) sabit kıl ve kalbimi fenalıktan arındır.) et-Tanafisî dedi ki: Ben, Vekî'e: Bu duayı vitir namazı kunutunda okuyabilir (miy)im? dedim O: Evet, dedi."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3963-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kızı) Fâtime (radıyallahü anha), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelerek O'ndan bir hizmetçi istedi Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sana verebileceğim (hizmetçi) yoktur,) buyurdu. Fâtime de dönüp gitti. Bundan bir süre sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Fâtime'nin yanına giderek: istediğin (bir hizmetçi mi) sana daha sevimlidir yoksa ondan daha hayırlı olan şey mi (daha sevimli) dir?) buyurdu. Ali (radıyallahü anh), Fâtime’ye dedi ki : : Hayır. Bilâkis ondan daha hayırlı olan şey (bana daha sevimlidir) .Bunun üzerine Fâtime (Ali'nin dediğini) söyledi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de Fâtime'ye şöyle buyurdu: ki: Allahım! Ey yedi göğün Rabbi, Azametli Arş'ın Rabbi, bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbi, Ey Tevrat, İncil ve Kur’ân-ı Azim'i indiren (Allah)! (varlığının başlangıcı olmayan, ezelî varlık) sensin, senden önce olan hiç bir şey yoktur. Âhir (varlığının sonu olmayan ebedi varlık) da sensin, senden sonra hiç bir şey yoktur. Zahir (varlığı delillerle apaçık olan) sensin, varlığı seninkinden daha aşikâr hiç bir şey yoktur. Bâtın (mâhiyeti idrâk edilemeyen, Zâtı insanlar için gizli olan) sensin, sen (in mâhiyetin) den daha gizli hiçbir şey yoktur. Borcumuzu öde (bizi borçlu bırakma) ve bizi fakirlikten (başkasına muhtaç olmaktan veya ihtirastan) kurtarıp (gönülce) zenginleştir. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3964-) - “. Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: innî es'eluke’l-Hüdâ vet'tuka vel-İfâfe ve’l-ğinâ = Allahım! Ben senden hidâyet, takva, iffet ve (gönülce) zenginlik dilerim. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3965-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi, demiştir: infa'nî bîmâ allemtenî ve allimnî mâ yenfaunî ve zidni ilmen ve’l hamd û lillahi ala külli hâlin ve eüzû billahi min azâ-bi'n-Nâr = Allahım! Bana öğrettiğin ilimden beni yararlandır, menfaatleneceğim bilgileri bana ihsan eyle ve ilmimi artır. Hamd her hâl üzerine Allah'adır. Ben ateş azabından Allah'a sığınırım.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3966-) - “. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) (Allahümme sebbit kalbi alâ dinike = Allahım! Benim kalbimi dinin (olan islâmiyet) üzerinde sabit kıl) duasını çok söylerdi. Bunun üzerine bir (gün bir) adam: Resûlallah! Sana imân ettiğimiz ve getirdiğin (Kur'ân ve islâmiyet) hakkında seni tasdik ettiğimiz halde bizim (âkibetimiz) için korkuyor (mu) sun? dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : şüphesiz Rahman (olan Allah) (Azze ve Celle) 'nin parmaklarından iki parmak arasındadır, (dilediği şekilde) döndürür), buyurdu."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3967-) - “. Ebû Bekr-i Siddîk (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e: Resûlallah )! Bana namazım (ın sonun) da okuyacağım bir duayı öğret, diye ricada bulunmuş. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (de) : innî zalemtü nefsi zulmen kesîren ve la yağfirü'z-zünûbe illâ ente feğfir li mağfireten min indike verhamnî. İnneke en-te’l-Ğafuru'r-Rahim = Allahım! Şüphesiz ben kendi nefsime çok zulüm ettim. Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlayamaz. Bu itibarla katından (ikram olarak) bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle. Şüphesiz gafur (mağfiret edici) sensin, rahîm (merhamet edici) sensin,) duasını oku, buyurdu."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3968-) - “. Ebû Ümâme el-Bâhilî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir bastona dayanmış olarak çıkıp yanımıza geldi. Biz de O'nu görünce ayağa kalktık. Bunun üzerine: halkının (İranlıların) ulularına karşı yaptıkları gibi yapmayın,) buyurdu. Biz: Resûlallah! Bizim için Allah'a dua etmenizi diliyoruz, dedik. Oda: Bize mağfiret eyle, bize merhamet et, bizden razı ol, (ibâdet ve duaları) bizden kabul eyle, bizi cennete dâhil et, bizi ateşten kurtar ve bizim için her durumumuzu islâh eyle), diye duâ etti. Ümâme demiştir ki: Bana öyle geliyor ki, bize daha fazla duâ buyurmasını iştiyakla arzuladık. Bunun için şöyle buyurdu: işini sizin için toplamadım mı) (yani mutluluğunuz için gerekli tüm dilekleri içeren şümullü bir duâ ettim)?"

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3969-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: (şu) dört şeyden sana sığınırım: (Sahibine meşru) menfaat sağlamayan ilimden, (Allah'tan) korkmayan - itâat etmeyen kalbten, doymayan (ihtiraslı) nefisten ve işitilmeyen (yani kabul olmayan) duadan.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhi Ve Sellemin Duası
3970-) - “. Âişe (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şu cümlelerle dua ederdi: Cehennem ateşinin fitnesinden, cehennem ateşinin azabından, kabir fitnesinden, kabir azabından, zenginlik fitnesinin şerrinden, fakirlik fitnesinin şerrinden ve Deccâl-i Mesih'in fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Günahlarımı kar ve dolu suyu ile yıka (yani mağfiret çeşitleri ile beni pakla) ve beyaz elbiseyi kirden temizler gibi kalbimi hatâlardan arındır. Benimle hatâlarımın arasını da doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzak kıl. Allahım! Tenbellikten, bunaklık derecesinde yaşlılıktan, günahtan ve borçluluktan sana sığınırım.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3971-) - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ ederdi: İşlediğim (ve mağfirete muhtaç fiiller) in şerrinden ve işlemediğim (işlerden ilerde rızâna aykırı bir fiil işlemek) den sana sığınırım.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3972-) - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Kur'ân'dan olan sûreyi öğrettiği gibi bize bu duayı da öğretirdi: Cehennem azabından, şüphesiz sana sığınırım. Kabir azabından da cidden sana sığınırım ve Deccâl-i Mesih'in fitnesinden de gerçekten sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım,) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3973-) - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bir gece yatağında bulamadım. Bunun üzerine Onu aradım ve elim Onun ayağının alt kısmına değdi. O secde hâlinde idi, her iki ayağı dikilmiş vaziyette idi ve şöyle duâ ediyordu: Ben senin hoşnutsuzluğundan rızâna ve azabından afvine sığınırım. Sen (in tâzibır)den sana sığınırım. Sana (lâyıkı veçhiyle) hamd - sena etmeye takatim yetmez. Sen zâtını övdüğün yüce vasıflara, üstün kemâlâta sâhibsin.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3974-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: fakirlikten, (iyi amelce) azlıktan, zilletten, zulüm etmekten ve zulme uğramaktan Allah'a sığınınız,) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3975-) - “. Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: yararlı ilim dileyiniz ve (sahibine) yarar sağlamayacak ilimden Allah'a sığınınız.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3976-) - “. Ömer (bin el-Hattâb) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) korkaklıktan, cimrilikten, ömrün en rezil dönemi (olan yaşlılığın bunaklık derecesi) nden ve kalb fitnesinden Allah'a sığınınız.)

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Resûlullah Sallallahü Aleyhî Ve Sellemin Allaha Sığındığı Şeyler
3977-) - “. Tarık (bin Eşyem) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Resûlallah! Ben Rabbim'den dilekte bulunmak istediğim zaman nasıl söyliyeyim, dediğinde Tarık, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (adama) şöyle buyurduğuna şâhid olmuştur: ki : Allahım! Beni bağışla, bana rahmet et, beni (dünya ve ahiret fitne ve belalarından) âfiyette-selamette kıl ve beni (helâlından) rızıklandır.) Resûl-i Ekrem baş parmak hâriç (mübarek elinin) dört parmağını birleştirerek (adama): şunlar (yani şu dört cümle) senin için dînini ve dünyanı toplar (yani iki hayatın mutluluğunu içerir), buyurdu. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Geniş Kapsamlı Dualar
3978-) - “. Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine şu duayı öğretmiştir: Şüphesiz ben senden hayrın her çeşidinden isterim, âcil olanı, âcil olmayanı, bilebildiğim hayrı ve bilemediğim hayrı. Âcil olan ve âcil olmayan, bilebildiğim ve bilemediğim şerrin hepsinden sana sığınırım. Allahım! Senin (sevgili) kulun ve Peygamber'inin senden istediği hayır (nevilerin) den şüphesiz senden ben de isterim ve senin (sevgili) kulun ve peygamber'inin sana sığındığı şerlerden sana ben de sığınırım. Allahım! Şüphesiz ben senden cenneti ve (beni) cennet'e yaklaştırıcı söz ve amel (de muvaffak olmayı) isterim. Cehennem ateşinden ve (beni) ona yaklaştıran söz veya amelden de sana sığınırım. Benim için hükmettiğin her kaza (ve kader) hükmünü hayırlı kılmanı senden dilerim. ) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Geniş Kapsamlı Dualar
3979-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adama: (yani oturduğunda) ne diyorsun?) diye sordu. Adam : Ben teşehhüdü (yani et-Tahiyyâtü, Allahümme salli...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama, Vallahi ben ne senin ne okuduğunu, ne de Mûaz'ın ne okuduğunu bilmiyorum, dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) : onun çevresinde (yani senin okuduğun şeylere yakın) sözler söyleriz.) buyurdu."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Geniş Kapsamlı Dualar
3980-) - “. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek : Resûlallah! Hangi duâ efdaldır (yani en hayırlı duadır?) diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (adama) : dünyada ve âhirette afiv ve afiyet dile, ) buyurdu. Sonra adam (Ona) ikinci gün gelerek : Resûlallah! Hangi duâ efdaldır? diye sordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : dünyada ve âhirette afiv ve afiyet iste. ) buyurdu. Sonra adam O'na üçüncü gün (tekrar) geldi ve : Nebiyyallah! Hangi duâ efdaldır? dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : dünyada ve âhirette afiv ve afiyet dile. Sana dünyada ve âhirette afiv ve afiyet verilince şüphesiz muradına ermiş olursun, ) buyurdu."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Afiv Ve Afiyet İçin Duâ Etmek Bâbı
3981-) - “. Evsat bin İsmâîl el-Becelî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edince Ebû Bekir (radıyallahü anh)'ın şu hadisi rivâyetine kendisi şâhid olmuştur : (sallallahü aleyhi ve sellem) iki gün benim şu yerimde ayağa kalktı (Ebû Bekir böyle söyledikten sonra ağladı). Daha sonra (hadîs rivâyetine devamla) dedi ki: ve işte) doğruluktan ayrılmayınız. Çünkü doğruluk şüphesiz hayır ile beraberdir (yani sahibini iyi amellere yöneltir.. Doğruluk ve hayır (sahibi) de cennettedir. Yalancılıktan da sakınınız. Çünkü yalancılık şüphesiz şer ile beraberdir (yani sahibini kötülüklere sürükler) ve yalancılıkla şer (sahibi) cehennemdedir. Allah’tan muâfât (yani hoşlanılmayan şeylerden selâmet ve afiyette olmayı) dileyiniz. Çünkü hiç kimseye imandan sonra afiyetten daha hayırlı bir şey şüphesiz verilmemiştir. Biribirinize hased (çekememezlik) etmeyiniz. Biribirinize buğuz (düşmanlık) etmeyiniz. Biribirinizle iyi ilişkileri kesmeyiniz. Biribirinizden yüz çevirip küsüşmeyiniz ve ey Allah'ın kulları, kardeşler olunuz.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Afiv Ve Afiyet İçin Duâ Etmek Bâbı
3982-) - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre kendisi Resûlallah! Kadir gecesine rastlarsam ne duâ edeceğimi bana bildir, diye talebte bulunmuş. Resûl-i Ekrem (de ona) şöyle buyurmuştur : Şüphesiz, sen afiv edicisin, afiv etmeyi seversin, beni afiv et, dersin.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Afiv Ve Afiyet İçin Duâ Etmek Bâbı
3983-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: "Allahım! Ben senden dünya ve âhirette afiyet dilerim" duâsından daha faziletli, edecek hiç bir duâ yoktur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Afiv Ve Afiyet İçin Duâ Etmek Bâbı
3984-) - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle duâ etti, demiştir: bize ve Âd'ın kardeşine rahmet eylesin.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Biriniz Bîr Kimseye Duâ Etmek İstediği Zaman Duaya Kendi Nefsinden Başlasın
3985-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : biriniz acele etmedikçe duası kabul olunur.) buyurdu. eden kişi nasıl acele eder? Yâ Resûlallah, diye sorulunca O : (Adam : Ben Allah'a duâ ettim de Allah benim duamı kabul etmedi, der.) diye cevab verdi."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Biriniz Acele Etmedikçe Duası Kabul Olunur
3986-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : herhangi biriniz "Allahım! Dilersen bana mağfiret eyle" biçiminde duâ etmesin ve dileğinde kesin ifâde kullansın (yani "Allahım bana mağfiret eyle" desin). Çünkü şüphesiz Allah'ı zorlayan (hiç bir kuvvet) yoktur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Adam Allahım Dilersen Bana Mağfiret Eyle Diyemez
3987-) - “. Esma bint-i Yezîd (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: İsmi A'zam'ı, şu iki âyettedir : "Sizin ilâhınız (zât ve sıfatlarında ortağı olmayan) tek ilâhtır. O'ndan başka İlâh yoktur. Rahman O'dur. Rahim O'dur." (Bakara, 163) (2) Âl-i İmrân sûresinin başındaki âyet; "Elif, Lam. Mim. Allah, O'ndan başka ilâh yoktur, ezelî ve ebedî diri olan O'dur, bütün varlıkları yönetip gözeten O'dur."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3988-) - “. El-Kâsım (bin Abdirrahman) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: o İsm-i A'zam'ı, ki onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur, (şu) üç sûrededir: Bakara, Âl-i İmrân ve Tâhâ."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3989-) - “. El-Kâsım aracılığıyla Ebû Ümâme (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun mislini buyurmuştur."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3990-) - “. Büreyde (bin el-Husayb) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adam (ki Ebû Mûsâ el-Eş'arî'dir)ın "Allahım! Ben senin zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde tek olup benzeri ve ortağı olmayan, her şeyden müstağni olup tüm varlıkların muhtaç olduğu, doğurmayan, doğurulmayan ve hiç bir şey O'na denk olmayan Allah olduğunu itiraf ederek senden (hayır) isterim" diye duâ ederken sesini işitti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: elinde olan Allah'a yemin ederim ki) Şüphesiz bu adam Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile istedi, o İsm-i A'zam ki onunla Allah'tan (bir hayır) istenince verir ve onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3991-) - “. Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : (sallallahü aleyhi ve sellem) bir adamın: "Allahım! Ben, hamdin sana mahsus olup senden başka ilâh olmadığını, senin tek olup hiç bir ortağının bulunmadığını, senin bol nimet verdiğini, göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı olduğunu; azamet, hâkimiyet ve sonsuz ikram sahibi olduğunu kesinlikle itiraf ederek şüphesiz senden (hayır) dilerim" diye duâ ederken sesini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu: olsun ki) Şüphesiz bu adam, Allah'tan İsm-i A'zam'ı ile (hayır) istedi, o İsmi A'zam ki onunla Allah'tan (bir hayır) istenince verir ve onunla çağırıldığı zaman duayı kabul buyurur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3992-) - “. Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: (Allahım! Ben senin pak, güzel, mübarek ve zatına en sevimli İsmin ile şüphesiz senden (hayır) dilerim, o ismin ki onunla ğın zaman icabet edersin, onunla senden (hayır) istendiği zaman verirsin, onunla senden rahmet taleb edildiği zaman rahmet eylersin ve sıkıntıdan kurtulmak için onunla senden yardım dilendiği zaman sıkıntıdan kurtarırsın) diye dua ederken sesini işittim. demiştir ki : Ve Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün : Âişe, Allah'ın hangi İsimle çağırıldığı zaman duayı kabul buyuracağını bana gösterip bildirdiğini bilir misin?) buyurdu. Âişe demiştir ki: : Yâ Resûlallah! Babam anam sana feda olsun O İsmi bana öğret dedim. O: Âişe O İsmin öğrenilmesi sana uygun değildir,) buyurdu. Âişe demiştir ki: Bunun üzerine ben uzaklaşıp bir saat oturdum. Sonra kalktım ve O'nun (mübarek) başını öptüm. Daha sonra : Resûlallah! O ismi bana öğret, diye ricada bulundum. O : Âişe! O ismi sana öğretmem uygun değildir. Çünkü şüphesiz senin o isimle dünyalık bir şey istemen senin için uygun olmaz,) buyurdu. Âişe demiştir ki: Bunun üzerine ben de kalkıp abdest aldım ve iki rek'at namaz kıldıktan sonra: Şüphesiz ben seni Allah, diye çağırırım, er-Rahmân diye çağırırım, el-Berr, er-Rahîm, diye çağırırım ve seni bildiğim ve bilemediğim Esmâ-ı Husnâ'nın hepsiyle çağırırım ki beni mağfiret edesin ve bana rahmet edesin, diyerek duâ ve dilekte bulundum. Âişe demiştir ki : Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) güldü. Sonra buyurdu ki : o isim senin duada andığın isimler içindedir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allahın İsmi Azamı
3993-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Allah'ın doksan dokuz, (yani) yüz eksi bir ismi vardır. Kim bu isimleri (tamamen) sayarsa cennete girer.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allah Azze Ve Celle’nin İsimleri. Bâbı
3994-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : Allah'ın doksan dokuz, (yani) yüzden bir eksik ismi vardır. Allah, şüphesiz (zât ve sıfatlarında) tekdir (yani ortağı, eşi ve benzeri yoktur), tek olan (yani çift olmayan zikirleri, ibâdetler) i sever. Kim o doksan dokuz ismi hıfzedip ezberlerse, cennete girer. O isimler (şunlardır) : el-Vâhid, es-Samed, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Hâlık, el-Bârî’, el-Mûsâvvir, el-Melik, el-Hakk, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mûtekebbir, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Latîf, el-Habîr, es-Semî, el-Basir, el-Alîm, el-Azîm, el-Bârr, el-Müteâl, el-Celil, el-Cemîl, el-Hayy, el-Kayyûm, el Kadir, el-Kahir, el-Alî, el-Hakîm, el-Karîb, el-Mücîb, el-Ganî, el-Vahhâb, el-Vedûd, eş-Şekûr, el-Mâcid, el-Vâcid, el-Vali, er-Râşid, el-Afuvv, el-Ğafûr, el-Halîm, el-Kerim, et-Tevvâb, er-Babb, el-Mecîd, el-Veliyy, eş-Şehid, el-Mübîn, el-Bürhân, er-Reûf, er-Rahîm, el-Mübdi', el-Muîd, el-Bâis, el-Vâris, el-Kaviyy, eş-Şedîd, ed-Dârr, en-Nâfi’, el-Bâkî, el-Vâki, el-Hâfıd, er-Râfi’, el-Kabıd, el-Bâsit, el-Müizz, el Müzill, el-Muksıt, er-Rezzâk, Zü’l-Kuvve, el-Metin, el Kaim, ed-Dâim, el-Hâfız, el-Vekil, el-Fâtar, es-Sami', el-Mu'tî, el-Muhyi, el-Mümît, el-Mâni, el-Câmi’, el-Hâdî, el-Kâfî, el-Ebed, el Âlim, es-Sâdik, en-Nûr, el-Münir, et-Tâmm, el-Kadim, el-Vitr, el-Ahed, es-Samed. Öyle Allah ki doğurmadı, doğurulmadı ve hiçbir kimse O'nun dengi olmadı. demiştir ki: Bana birçok ilim adamları tarafından ulaştığına göre Esma-i Husnâ’nın evveline şu zikirle başlanır (yani önce şu zikir okunur, ondan sonra Esmâ-ı Husna'nın okunmasına başlanır) : İlahe illallahü vahdehû lâ şerike lehu. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdu, biyedihi'l-hayru ve hüve alâ külli şey'in kadir. Lâ ilahe illallah. Lehü'l-Esmâü'l-Husnâ = Allah'tan başka ilâh yoktur. O, (zât ve sıfatlarında) tektir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet - saltanat) O'nundur, hamd de O'nundur. Hayır ancak O'nun (kudret) elindedir ve O, her şeye kadirdir. Allah'tan başka İlâh yoktur. Esmâ-i Husnâ (= En güzel isimler) O'nadır."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Allah Azze Ve Celle’nin İsimleri. Bâbı
3995-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: duâ (çeşiti) kabul olunur, onlar (ın kabul olunmasın) da şüphe yoktur : Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın çocuğuna duası.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Babanın Ve Mazlumun Leh Ve Aleyhteki Duaları
3996-) - “. Ümmü Hakîm bint-i Veddâ el-Huzâiyye (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu İşittim : duası kabul makamına ulaşır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Babanın Ve Mazlumun Leh Ve Aleyhteki Duaları
3997-) - “. Ebû Naâme (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: bin Muğaffel (radıyallahü anh), oğlunun : Allahım! Ben cennete girince senden cennetin sağ tarafından beyaz köşk isterim, diye duâ ettiğini işitti. Bunun üzerine : oğulcuğum Allah'tan cennet iste ve cehennem ateşinden O’na sığın (da aşırı gitme). Çünkü ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şu buyruğu işittim, dedi : haddi tecâvüz eden bir kavim olacaktır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Dua Etmekte Aşırı Gitmenin Yasaklığı
3998-) - “. Selmân(-i Fârisî) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur sizin Rabb'ınız haya eder (yani dilekte bulunan kuluna verir), ikramı boldur, kulunun O'na ellerini havaya kaldırıp da bunları boş çevirmekten (veya dedi ki) haybete uğratmaktan haya eder (yani elleri boş çevirmez).) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Duada Elleri Havaya Kaldırmak
3999-) - “. İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: duâ ettiğin zaman ellerinin içlerini (O'na) açarak, duâ et ve ellerinin ters yüzünü havaya kaldırarak duâ etme. Sonra duanı bitirince ellerini yüzüne sür.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Duada Elleri Havaya Kaldırmak
4000-) - “. Ebû Ayyaş ez-Zurakî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğne göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : sabahleyin "La ilahe illallahu vahdehû la şerike leh. Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdu ve hüve ala külli şeyin Kadir = Allah'tan başka ilâh yoktur. O, (zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde) yalnızdır, tekdir, ortağı yoktur. Mülk (hâkimiyet) O'nundur. hamd O'na mahsustur ve O, herşeye kadirdir." derse bu (zikir) o kimse için İsmail (Aleyhisselâm)'in evlâdından bir rakabe (köle veya câriye) yi azadlamak kadar (sevab) olur. O kimsenin on hatâsı (küçük günahı) silinir, onun için 10 derece terfi yapılır (yani cennetteki makamı 10 derece yükseltilir.) ve o gün akşama kadar o kimse şeytândan korunmuş olur. Akşamleyin de bu zikri okuyunca ertesi günün sabahına kadar anılan şeylerin mislini kazanır.) demiştir ki : Sonra bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i rüyasında görüp : Yâ Resûlallah! Ebû Ayyaş senden şöyle şöyle bir hadîs rivâyet eder (buna ne buyurursun), demiş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem de : Ebû Ayyaş doğru söyledi buyurmuştur."

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Adamın Sabah Ve Akşam Okuyacağı Dua
4001-) - “. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) söyle buyurdu, demiştir: ulaştığınız zaman: "Allahümme bike asbahnâ ve bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu = Allahımız, biz ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha ulaştık. Ve ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile (dünkü) akşama ulaştık (veya bugün akşama ulaşabiliriz). Ancak senin (iznin) ile yaşarız ve senin (iznin) ile ölürüz.", deyiniz. Akşama ulaştığınız zaman da: "Allahümme bike emseynâ ve bike asbahnâ ve bike nahyâ ve bike nemûtu ve ileyke’l masîr = Allahımız! Biz ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile akşama ulaştık ve ancak senin (himayen veya nimetlerin) ile sabaha ulaştık (veya yarınki sabaha ulaşabiliriz). Ancak senin (iznin) ile yaşarız ve ancak senin (iznin) ile ölürüz. Dönüş ancak sanadır, deyiniz.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Dua Kitabı
Konu: Adamın Sabah Ve Akşam Okuyacağı Dua