Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı

1849-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : cenazeyi takip eder ve hastayı ziyaret eder.)

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Oruç Kitabı
Konu: Mutekif İtikâf Eden Hastayı Ziyaret Eder Ve Cenazelere Katılır Hakkındaki
1852-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: defa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcelerinden birisi Onunla beraber itikâf etti ve (hayız günlerinden başka günlerdeki bu itikâfı esnasında akan kanında) kırmızılık ve sarılık görürdü. Bazen (kanının akmasından dolayı) altına leğen koyardı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Oruç Kitabı
Konu: Müstehaza Kadın İtikâf Eder Bâbı
1853-) - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mutekif hakkında şöyle buyurdu, demiştir : (veya mutekif) günahları hapseder (= engeller) ve tüm iyilikleri işleyen gibi Ona iyilikler yazılır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Oruç Kitabı
Konu: İtikâfın Sevabı
1854-) - “... Ebû Ümâme (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : sevabını Allah'tan umarak (ve sırf O'nun rızası için) Ramazan ve Kurban bayramının iki gecesini ibâdetle ihya ederse kalblerin öldüğü gün Onun kalbi ölmiyecektir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramının İki Gecesini İhya Eden
1855-) - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) Muâz (radıyallahü anh)'ı Yemen'e (vali olarak) gönderdi. (Gönderirken) ona şöyle buyurdu : sen ehl-i kitap olan bir kavme gidiyorsun. Onları Allah'tan başka ilâh olmadığı ve benim Allah'ın resulü olduğum şehâdetine davet et. Eğer onlar bu davet için (sana) İtaat ederlerse Allah'ın her gün ve gecede beş (vakit) namazı onlar üzerine farz kıldığını onlara bildir. Eğer onlar bunun İçin (sana) itâat ederlerse Allah'ın onların malında sadaka (zekât) ı onlara farz kıldığını bildir. Bu sadaka onların zenginlerinden alınır ve fakirlerine verilir. Eğer onlar bunun için (sana) itâat ederlerse sen onların mallarının seçkinlerinden sakın (zekât için en üstün kalitesini seçme). Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü o beddüâ ile Allah arasında hiç bir perde yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekâtın Farziyeti Bâbı
1856-) - “... Abdullah bin Mes'ud (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : ödemeyen herkesin (zekâta tâbi) malı kıyamet günü kendisi (ni tâzib etmek) için erkek bir kel yılan şekline konularak boynunun gerdanlığı olur. ) buyurdu. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize Allahü teâlâ'nın kitabından bunu tasdik edici: Allah'ın, kereminden verdiği servette cimrilik edenler, sakın bu cimriliğin kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilâkis bu, onlar için serdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü onların boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ) Al-i İmrân : 180 âyetini okudu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Vermekten İmtina Etmek Hakkında Gelen Hadisler Bâbı
1857-) - “... Ebü Zerr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: koyunları ile keçileri ve sığırları bulunup zekâtını vermeyen herkesin bu malları kıyamet günü en İri ve en semiz durumu ile gelerek sahibine boynuzları ile vurur ve ayakları ile çiğnerler. (Sahibini vura vura ve çiğneye çiğneye geçen) hayvanların sonu geldikçe başı sahibine dönüp ona böylece Mûsâllat olur. Bu tâzib (mahşerde) Allah tarafından insanlar arasında hüküm verilinceye kadar devam eder.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Vermekten İmtina Etmek Hakkında Gelen Hadisler Bâbı
1858-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: tarafından) zekât hakkı verilmeyen develer (kıyamet günü besili ve en kuvvetli hâli ile) gelerek sahibini tabanları İle çiğner, (zekâtı verilmeyen) sığırlar ve koyunlar ile keçiler de gelip sahibini tırnaklan ile çiğner ve boynuzları ile süser. (Zekâtı verilmeyen) kenz (ticâret eşyası, para, altın ve gümüş) de kel bir erkek yılan şekline sokulmuş olarak gelir ve kıyamet günü sahibine rastlar. Sahibi iki defa ondan kaçar. Sonra (tekrar) sahibinin önüne çıkar. Sahibi yine kaçarak: Senin ile aramızda (geçmiş) ne (olay) var (ki sen peşimi bırakmıyorsun) ? diye sorar. Yılan: Ben senin (zekatı ödenmeyen) kenzinim (= malınım). Ben senin kenzinim, der. Sahibi, elile kendini yılandan korumaya çalışır. Yılan onun elini kıtır kıtır yer. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Vermekten İmtina Etmek Hakkında Gelen Hadisler Bâbı
1859-) - “... Ömer bin el-Hattab'ın mevlâsı Hâlid bin Eşlem (radıyallahü anhüm)’den; Şöyle demiştir : (bir gün) Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ) ile beraber (Medîne dışına) çıkmıştık. Bir A'rabî arkadan gelip Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'ya : Allah'ın; altın ve gümüşü kenz edip (= biriktirip) Allah yolunda harcamayanlar..... ) buyruğu(ndaki kenz ve mal biriktirmenin) mâhiyeti nedir? diye sordu. İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ) Ona: Altın ve gümüşü biriktirip de zekâtını vermeyenler için helak ve azab vardır. Zekât farz kılınmazdan önce ihtiyaç fazlası olup biriktirilen mal, kenz (azabı mucip bir biriktirme) sayılırdı. Zekât farziyeti emri indirilince Allahü teâlâ zekâtı malların temizleyicisi kıldı, diye cevap verdikten sonra dönüp şöyle dedi: Sayısını bilip zekâtını verdiğim ve Allah (Azze ve Celle)'nin taâtile işlettiğim Uhud dağı kadar altınım olsa (bu yüzden) endişe duymam. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekatı Ödenen Mal Kenz = Biriktirilmiş Mal Değildir
1860-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : malının zekâtını verince, üzerindeki (malın hakkı)nı ödemiş olursun, )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekatı Ödenen Mal Kenz = Biriktirilmiş Mal Değildir
1861-) - “... Fatime bint-i Kays (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: zekâttan başka hiç bir hak yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekatı Ödenen Mal Kenz = Biriktirilmiş Mal Değildir
1862-) - “... Ali (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : sizi at ve köle zekâtından kesinlikle afv ettim. Lâkin gümüşten öşürün dörtte birisini (zekât olarak) veriniz. Her kırk dirhemden bîr dirhem (veriniz). )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Gümüş Ve Altının Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1863-) - “... (Abdullah) bin Ömer ve Âişe (radıyallahü anhüm)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) her yirmi dinardan ve bundan fazla meblâğdan yarım dinar ve kırk dinardan bir dinar (zekât) alırdı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Gümüş Ve Altının Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1864-) - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Söyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim. Buyurdu ki : malın üzerinden bir yıl geçinceye kadar onda hiç zekat yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Bir Malı İstifâde Edenin Bâbı
1865-) - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şunu buyururken işitmiştir : vesk miktarından az olan hurmada, beş okiyyeden az (gümüş)de ve beş deveden aşağısında zekât yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekâtın Farz Olduğu Malların Miktarlarının Beyânı Bâbı
1866-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu, demiştir : deveden aşağısında zekât yoktur. Beş okiyye'den az (gümüş) de zekât yoktur. Ve beş vesk miktarından az olan (hurma, üzüm ve hububat) da zekât yoktur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekâtın Farz Olduğu Malların Miktarlarının Beyânı Bâbı
1867-) - “... , Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: (bin Abdilmuttalib) (radıyallahü anh), zekâtını vaktinden önce vermekte acele etmesi hükmünü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sormuş. Efendimiz de ona bu hususta ruhsat vermiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekâtı Vaktinden Önce Vermeye Acele Etmek Bâbı
1868-) - “... Abdullah bin Ebî Evfâ (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir : hangi bir adam malının zekâtını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına getirdiği zaman Efendimiz ona rahmet ve mağfiret için duâ ederdi. Ben de malımın zekâtını Onun huzuruna getirdim. Efendimiz: Ebû Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle. ) diye duâ buyurdu. " ..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: verdiğiniz zaman; “Allah'ım! Bu zekâtı büyük bir sevaba vesile eyle ve bunu (sevaba sebep olmadan hak sahibine ödenen) bir borç eyleme” demekle zekâtın sevabını istemeyi unutmayınız. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Çıkarılırken Söylenecek Söz Dua Bâbı
1871-) - “... Ebû Said-i Hudri (radıyallahü Anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: az develerde zekât yoktur. Dört devede de hiç bir şey yoktur. Develerin sayısı beşe ulaşınca onun zekâtı bir şât olur. Dokuz deveye kadar (böyledir. ) Deve sayısı 10’a ulaşınca (bundan) on-dörde kadar onun zekâtı iki şât olur, develer on beş olunca (bundan) 19'a kadar onun zekâtı üç şâttır. Develer 20'ye ulaşınca zekâtı dört şâttır. Deve sayısı 24'e ulaşıncaya kadar (hüküm budur. ) Deve sayısı 25'e ulaşınca (bundan) 35'e kadar, onun zekâtı bir bint-i Mahaddır. Bint-i mahad olmadığı zaman erkek olan bir ibn-i lebun verilir. Bir deve fazlalaşırsa, zekâtı bir bint-i lebun olur. Deve sayısı 45’e ulaşıncaya kadar (hüküm budur. ) Bir deve fazlalaşırsa, zekâtı bir hıkka olur. Deve sayısı 60'a ulaşıncaya kadar (hüküm budur. ) Bir deve daha olursa zekâtı bir cezea olur. Deve sayısı 75'e ulaşıncaya kadar (hüküm budur. ) Deve sayısı bir artarsa zekâtı iki bint-i lebun olur. Deve sayısı 90'a ulaşıncaya kadar (hüküm budur. ) Buna bir deve daha ziyâdeleşirse. zekâtı iki hıkka olur. Develer 120 adede ulaşınca ya kadar (hüküm budur. ) Bundan sonra her elli deve için bir hık..... . ve kırk deve için bir bint-i lebun (zekât) olur. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Deve Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1874-) - “... Cerîr bin Abdillah (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: memuru (mal sahiplerinden) ancak razı olarak döner (dönmelidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Memurunun Alacağı Deve Durumunun Beyânı Bâbı
1875-) - “... Muâz bin Cebel (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Beni, Yemen'e (zekât ve sâir işlerin yöneticisi olarak) gönderdi ve bana, beher kırk sığır ve mandadan bir müsinne'yi ve beher otuzundan bir tebî' veya bir tebîa'yı (zekât olarak) almamı emretti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Sığır Ve Mandanın Zekâtı Bâbı
1876-) - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: bakar (sığır ve manda)da bir tebl' veya bir tebîa ve kırk (bakar'da) bir müsinne (zekât. ) vardır.)

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Sığır Ve Mandanın Zekâtı Bâbı
1878-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : zekâtları (hayvan sürülerini suladıkları) suları üzerinde alınır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Ğanem Koyun Ve Keçinin Zekâtı Bâbı
1879-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ve keçi zekâtı kırk tanede, yüz yirmiye kadar bir şattır. Bir tane fazlalaşınca, ikiyüze kadar iki şâttır. Eğer bir tane fazlalaşırsa artık üçyüze kadar zekâtı üç şâttır. Eğer daha da fazlalaşırsa artık beher yüz tanede bir şât zekât olur. Zekât (artar veya eksilir) korkusuyla toplu mal dağıtılmaz ve dağınık mal toplatılmaz. Her iki halît (= ortak veya mallarını başkasının malına karıştıran) verdiği zekâttan arkadaşına düşen hisse karşılığını ondan alır. Zekât memuru (ne) malın yaşlısını (ne) ayıplısını (ne de koç ve teke gibi) döl hayvanını zekât olarak alamaz. Ancak mal sahibi dilediği zaman zekât memuru döl hayvanı alabilir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Ğanem Koyun Ve Keçinin Zekâtı Bâbı
1880-) - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : haksız davranan kimse zekâtı vermekten imtina eden gibidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Memurları
1881-) - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyururken işittim: çalışan zekât memuru evine dönünceye kadar Allah yolunda çalışan gazi gibidir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Memurları
1882-) - “... Abdullah bin Üneys (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: bir gün Ömer bin el-Hattab (radıyallahü anh) ile beraber zekât hakkında müzâkere etmişler. Bu arada Ömer kendisine: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i zekâtta hiyânet etmeyi anlattığı zaman = kim zekâttan bir deve veya bir şât (koyun veya keçi) hiyânetinde bulunursa kıyamet günü hiyânet edilen hayvan getirilerek hiyânet edene yüklenir. ) buyururken işitmedin mi? demiş. Râvi demiştir ki Abdullah bin Üneys de: Evet işittim diye cevap vermiştir.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Memurları
1883-) - “... İmrân bin Husayn Mevlâsı Atâ (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre : bin el Husayn Ziyâd bin Ebi Süfyân veya başka bîr emir tarafından zekât memuru olarak gönderilmiş sonra görevden dönünce gönderen emir tarafından kendisine : Topladığın mal nerededir? diye sorulmuş. Kendisi de : Beni mal getirmek için mi gönderdin? Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken nereden alıyor idiysek oradan aldık ve aldığımızı nereye bırakıyor idiysek oraya bıraktık, diye cevap vermiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekât Memurları
1884-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : üzerinde (ne) kölesi için (ne de) atı için zekât yoktur.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: At Ve Köle Zekâtı Bâbı
1885-) - “... Alî (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : için at ve köle zekâtından vazgeçtim) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: At Ve Köle Zekâtı Bâbı
1887-) - “... Amr bin Şuayb'ın babasının dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As (radıyallahü anhüm)’den; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) (toprak mahsullerinden) yalnız şu beş şey için zekatı meşru kılmıştır ) Buğdayı, arpa, hurma, üzüm ve darı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Zekâtın Vacip Olduğu Mallar In Beyânı Bâbı
1888-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: ve pınarlar (gibi akar sular) ın suladığı şeylerde öşür (vâcib)dir. Nadıh ( = âletle) sulananlarda da öşürün yarısı (vacip) dır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Ekinlerin Ve Meyvelerin Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1889-) - “... Sâlim'in babası (Abdullah bin Ömer) (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim : nehirlerin ve pınarların suladığı veya ba'l olan (yani köküne bağlı damarlarla topraktan su emenler) de öşür (vacip) dir. Sevânî (su taşıyan develer veya büyük kovalar) ile sulananlarda öşürün yarısı (vacip)dir. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Ekinlerin Ve Meyvelerin Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1890-) - “... Muâz bin Cebel (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) beni (Zekât toplamak ve diğer işleri yönetmek için) Yemen'e gönderdi ve bana, yağmurun suladığı ve ba'l (köküne bağlı damarlarla topraktan su emici) olarak sulananlardan öşür, devalî (âletter) ile sulananlardan öşürün yarısını almamı emir buyurdu. ' Yahya bin Âdem demiştir ki: Ba'l, aserî, azî ve izi: Yağmur suyu ile sulanandır. Aserî: Sırf bulut ve yağmurla yetişen ve yağmur suyundan başka hiç su görmeyen mahsuldür. Ba'l de: Köklerine bağlı damarları yer altına gidip suya ulaşan ve beş altı yıl sulamaya ihtiyaç duymayıp sulanmamaya dayanan üzüm asmalarıdır. İşte ba'l budur. Dere suyu akınca ona da Seyl denir. Peşpeşe gelen Seyl'e de 'GayT denir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Ekinlerin Ve Meyvelerin Zekâtının Kaçta Kaç Olduğunun Beyânı Bâbı
1891-) - “... Attâb bin Esîd (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) üzüm asmaları üzerinde bulunan yaş üzümden tahminen ne kadar kuru üzüm çıkacağını tesbit edecek kimseleri bağ sahiplerine gönderirdi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Hurma Ağaçları Ve Üzüm Harsı = Dallarındaki Yaş Hurma Ve Yaş Üzümden Ne Kadar Kuru Hurma Ve Kuru Üzümün Çıkacağının Tahminen Tesbîtî Bâbı
1892-) - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber'i fethettiği zaman, Hayber toprağı ile ne kadar altın ve gümüş varsa hepisinin Zâtı Nebevilerinin emrine verilmesini şart koştu. (Yani bu şartla yerli yahudîlerin orada kalmalarına müsâade buyurdu. ) Hayber yahudîleri O'na : toprak (tan iyi mahsul almak) işini daha iyi biliriz. Bu itibarla toprağı bize ver. Meyvesinin yarısı bize ve yarısı size âit olmak üzere biz işletelim, dediler. Râvi demiştir ki. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Hayber arazisini) bu şekilde onlara verdi. Hurmaların devşirilmesi zamanı yaklaşınca Efendimiz Abdullah bin Ravâha (radıyallahü anh)'ı Hayber yahudîlerine gönderdi. İbn-i Ravâha hurma bahçelerindeki meyve miktarını tahminen tesbit etti. Medine halkı bu tahmini tesbit işine Hars derler. İbn-i Ravâha: Bu hurmalıkta, şu kadar, bu kadar hurma var dedi. Yahudiler : Ey İbn-i Revâha, tahmin ettiğin miktar bize fazla geldi, dediler. Bunun üzerine İbn-i Revâha Şu halde, bu miktarı ben kabullenirim ve dediğim bu miktarın yarısını ben size veririm, dedi. Râvi demiştir ki: Hayber yahudîleri: Hak olan ancak senin yaptığın tahmindir ve gök ile yer ancak hak ile durur, dediler. Sonra: Biz senin dediğin miktarı vermeye râzı olduk, dediler. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Hurma Ağaçları Ve Üzüm Harsı = Dallarındaki Yaş Hurma Ve Yaş Üzümden Ne Kadar Kuru Hurma Ve Kuru Üzümün Çıkacağının Tahminen Tesbîtî Bâbı
1895-) - “... Ebû Seyyare el-Mütef (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Yâ Resûlallah! Benim bal arılarım vardır, dedim. O :(Öşür (yani onun balının onda birini zekât olarak) öde,) buyurdu. Ben : Resûlallah! Benim için arılarımı muhafaza buyur, dedim. O da benim için arılarımı muhafaza buyurdu. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Balın Zekâtı Bâbı
1896-) - “... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in baldan öşür aldığını rivâyet etmiştir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Balın Zekâtı Bâbı
1897-) - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) fıtır zekâtını bir sâ kuru hurma veya bir sâ arpa olarak emir buyurdu. (bin Ömer) demiştir ki : Sonra halk iki müd buğdayı buna muâdil (denk) eyledi. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Fıtır Sadakası Bâbı
1898-) - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hür veya köle erkek veya kadın her müslümana fıtır sadakasını bir sâ arpa veya bir sâ kuru hurma olarak farz kıldı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Fıtır Sadakası Bâbı
1899-) - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçluyu (işlediği) faydasız söz ve fiillerden ve çirkin, ölçüsüz lâflar (in pisliğin) den temizleyici ve fakirlere yiyecek olmak üzere fıtır zekâtını farz kıldı. Artık kim bunu bayram namazından önce öderse, o, makbul bir zekâttır. Kim bunu bayram namazından sonra öderse o, sadakalardan birisidir. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Fıtır Sadakası Bâbı
1900-) - “... Kays bin Sa'd (bin Ubâde) (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir : (sallallahü aleyhi ve sellem) zekât (emri) İndirilmeden önce bize fıtır sadakasını vermemizi emretti. Sonra zekât (emri) inince bize (fıtır sadakası ile) ne emretti, ne de bizi (bu sadakayı vermekten) menetti. Biz bu sadakayı veriyoruz. (Veya biz ise yine bu sadakayı verirdik. ) '..... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda olduğu zaman (yani hayatta iken) biz fıtır zekâtını yiyecek maddesinden bir sâ olarak çıkarırdık. (Çıkarılan yiyecek maddesi şunlardı:) Kuru hurmadan bir sâ, arpadan bir sâ, keşkten bir sâ, kuru üzümden bir sâ. (Halîfe) Muâviye (radıyallahü anh) yanımıza Medîne-i Münevvere’ye gelinceye kadar biz devamlı böyle yapardık. Muâviye'nin (Medine'de) halka söylediği şeyler arasında şu sözü de vardı: Ben Şam'ın buğdayından iki müddü (yani yarım sâı) ancak bu yiyeceğin bir saına eşit olarak sanırım. halk onun bu sözünü tuttu. Said demiştir ki: Ben yaşayacağım sürece fıtır sadakamı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hayatta iken çıkardığım gibi (bir sâ olarak) çıkarmaya devam edeceğim. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Fıtır Sadakası Bâbı
1902-) - “... Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Müezzini Sa'd (el-Karaz) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), fıtır sadakasını kuru hurmadan bir sâ veya arpadan bir sâ yahut süit (buğdaya benzeyen bir nevî arpa) den bir sâ olarak vermeyi emretti. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Fıtır Sadakası Bâbı
1903-) - “... El-Alâ bin el-Hadrami (radıyallahü anh)'den: Şöyle demişlir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Bahreyn'e veya Hecer'e (vali ve âmil olarak) gönderdi. Ben (orada) kardeşler arasında (müşterek) olan bahçeye (haraç almak için) giderdim. (Kardeşlerden) birisi müslümanlığı kabul ederdi. Artık müslüman olan (kardeş)den öşür, müşrik olan (kardeş)den de haraç alırdım"

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Öşür Ve Haraç Bâbı
1904-) - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den merfu olarrak şunu rivâyet etmiştir : altmış sa'dır. )

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Vesk Altmış Sadır Bâbı
1905-) - “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (Vesk altmış sâ'dır.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Vesk Altmış Sadır Bâbı
1908-) - “... (Peygamber'in muhterem zevcesi) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)'dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) sadaka vermeyi bize emretti. Bunun üzerine Abdullah (bin Mes'ûdun) karısı Zeyneb (radıyallahü anhümâ)': olduğu halde kocama ve bir erkek kardeşimin yetim olan oğlan çocuklarına sadaka vermem benim için sadaka yerine geçer mi? Ben onlara her durumda şöyle şöyle nafaka vermekteyim? diye sordu. (Ravı) demiştir ki. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) : buyurdu. demiştir ki: (Anılan) Zeyneb (radıyallahü anhâ)'nın ellerinden (kazanç getirici) iş gelirdi. " Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bu, sahih bir seneddir. Ebû Dâvûd hâriç Kütüb-i Sitte sahiplerinin rivâyet ettikleri Abdullah bin Mes'ud (radıyallahü anh)’ın hadisi bu hadis için sahih bir şâhiddir.

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Yakınlığı Olana Sadaka Vermek Bâbı
1909-) - “... Hişâm bin Urve'nin dedesi (Zübeyir bin el-Avvâm) (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : olsun ki, ) Sizden birinizin urganlarını alıp, dağa gitmesi, (oradan topladığı) bir odun demetini sırtında getirip satması ve odun bedeli ile ihtiyacını gidermeye çalışması şüphesiz onun için (halktan istiyeceği şeyi) versinler veya vermesinler onlardan istemekten iyidir.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Halktan Dünyalık İstemenin Mekruhlugu Bâbı
1910-) - “... (Peygamber'in mevlâsı) Sevbân (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ve kim bir haslet (sahibi olmak) için bana garanti verir? Ben ona cennet garantisini veririm) diye sordu. Dedim ki: 'Ben. (O haslet sahibi olma garantisi veririm. )' Efendimiz: (Sen, halk(ın malların)dan hiç bir şey isteme ) buyurdu. demiştir ki: Bundan sonra Sevbân (radıyallahü anh), binek üstünde iken kamçısı elinden (yere) düşerdi de hiç bir kimseye: Onu bana sunuver, demezdi ve nihayet kendisi inip onu alırdı. "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Halktan Dünyalık İstemenin Mekruhlugu Bâbı
1911-) - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : çoğaltmak için halktan mallarını isteyen bir kimse şüphesiz Cehennemin tutuşmuş ateş parçalarını istemiş olur. Artık bunu azaltsın veya çoğaltsın.) "

Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Zekat Kitabı
Konu: Yeterince Varlıklı İken Halktan Mal İsteyenin Kötü Durumunun Beyânı Bâbı