İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

344-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Cemaatle kılınan namaz, yalnız kıldığınız namazdan yirmi beş derece üstündür.» , Ezan, 10/31; Müslim, 5/245.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Kılınan Namazın Yalnız Kılınan Namazdan Üstünlüğü
345-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah'a yemin ederim. İçimden öyle geçiyor ki odun toplatıp, namaz için ezan okunmasını ve birinin cemaate imam olmasını emredeyim, sonra, cemaate gelmeyenlerin evlerini başlarına yakayım. Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, yatsı namazına gitmeniz, yağlı bir et yemeye gitmenizden daha önemlidir.» Buharî, Ezan, 10/29; Müslim, Mesâcid, 5/246

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Kılınan Namazın Yalnız Kılınan Namazdan Üstünlüğü
346-) Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh) der ki: «Farz namazlar hariç, en efdal namazınız evinizde kıldığınız namazdır.» Buharî, Ezan, 10/81 (merfu olarak); Müslim, Salâtu'l-Musafirin, 6/213. Bundan, farz namazların camide kılınması, sünnet ve nafile namazların evlerde kılınmasının evlâ olduğu anlaşılır. Resulü Ekrem de böyle yapardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Kılınan Namazın Yalnız Kılınan Namazdan Üstünlüğü
347-) Said b. el-Müseyyeb'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); «Bizimle münafıklar arasındaki fark yatsı ile sabah namazında bulunmamızdır. Onlar bu iki vakte gelemezler,» buyurdu ya da buna benzer bir şey söyledi. et-Tevhîd'de şu ifade vardır: Bu hadis, Muvatta'da mürseldir. Rasûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) mevsul olarak gelmemiştir. Manası, Bağlam yollarla gelmiştir. Başka çareleri olmasa mutlaka kur'a çekerlerdi. Eğer namaza erken gelmenin faziletini bilseler yarışarak gelirler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazları
348-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Bir adam yolda giderken dikenli bir dal görüp attı. Allah onun bu amelinden hoşnut oldu ve onun günahlarını affetti.» «Ölenlerden beş kimse şehittir: Veba hastalığından, karın ağrısından ölenler, suda boğulanlar, yıkık altında kalanlar ve Allah'ın dini (islam) uğrunda şehit olanlar.» «Eğer insanlar ezanın ve birinci safın önem ve sevabını bilseler ezan okumak ve birinci safta bulunmak için cemaatle kılınan yatsı ve sabah namazının önemini bilseler sürünerek de olsa gelirler.» Buhârî, Ezan, 10/32; Müslim, Salât, 4/129, îmaret, 33A64.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazları
349-) Süleyman b. Ebî Hasme'nin oğlu Ebû Bekir anlatıyor: Ömer b. el-Hattab (radıyallahü anh), Süleyman b. Ebî Hasme'yi sabah namazında göremedi. Süleyman'ın evi çarşı ile Mescidi Nebevinin arasındaydı. Hazret-i Ömer çarşıya giderken Süleyman'ın annesi eş-Şifa Hatun'a rastlar. Ona: Süleyman'ı sabah namazında göremedim,» deyince kadın: Gece namaz kıldı, onun için uyuyakaldı, sabah namazına gidemedi,» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: gece namaz kılmamdan, sabah namazına cemaate gitmem daha hayırlıdır,» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazları
350-) Abdurrahman b. Ebî Amre el-Ensari anlatıyor: Osman b. Affan (radıyallahü anh) yatsı namazına geldi. Cemaati az görünce mescidin gerisinde uzandı, cemaatin çoğalmasını bekledi. O sırada İbn Ebî Amre geldi, Hazret-i Osman'ın yanına oturdu. Osman (radıyallahü anh) kim olduğunu sordu. O da kendisini tanıttı. «Kur'an'dan ne kadar biliyorsun?» dedi. Buna da cevap verdikten sonra Hazret-i Osman ona: «Yatsı namazına cemaate gelen kimse, gecenin yarısını namazla geçirmiş olur. Sabah namazına cemaate gelen de, gecenin tamamını namazla geçirmiş olur,» dedi. Merfu olarak sahihtir. Müslim, Mesâcid, 5/260.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Yatsı Ve Sabah Namazları
351-) Mihcen (radıyallahü anh) anlatıyor: Resûlüllah'ın meclisindeydim. Namaza kaamet edildi. Resulü Ekrem kalktı, namazı kıldıktan sonra yanıma geldi. Ben onunla namaza kalkmamıştım. Bana: Cemaatle niçin namaz kılmadın, müslüman değil misin?» deyince: Evet Ya Resûlallah müslümanım. Fakat ben evde namazı kılmıştım» dedim. Bunun üzerine Resûlüllah, «Namazı kılmış da olsan, cemaate gelince tekrar kıl» Kendi kendine vakit namazını kılan kimse, cemaate gelince cemaatle de kılabilir. Kıldığı namazların biri vakit namazı, diğeri nafile sayılır. Fakat kıldığı namaz akşam, sabah veya ikindi namazı ise, cemaatle tekrar kılamaz. Çünkü akşam namazı tek rekatlı olduğu için nafile sayılmaz. Sabahla ikindi namazlarından sonra ise nafile kılınmaz. buyurdu. Nesaî, İmamet, 10/53. Ayrıca bkz. Şeybanî, 217.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
352-) Nâfi’den: Bir adam Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'e: Evimde namazı kıldıktan sonra cemaatle namaza yetişiyorum. Cemaatle tekrar kılayım mı?» dedi. Abdullah b. Ömer: Evet.» deyince adam: Hangisini vakit namazı, hangisini nafile namazı sayayım?» deyince İbni Ömer: O sana mı ait ki? O ancak Allah'a aittir. Hangisini dilerse onu sayar.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
353-) Yahya b. Said anlatıyor: Bir adam Said b. el-Müseyyebıe: Evimde namazı kıldıktan sonra mescide gidiyorum, imamı namazda buluyorum. Onunla tekrar kılayım mı?» diye sordu. Said: deyince adam «Hangisi benim vakit namazım olur?» dedi. Said: sen mi tayin edeceksin? Bu ancak Allah'a aittir.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
354-) İmâm-ı Mâlik, Afîf es-Sehmî'den Rivâyet eder: Esed oğullarından bir adam Ebû Eyyub el-Ensari (radıyallahü anh)'ye: Evimde namazı kıldıktan sonra mescide gidiyorum, imamı namazda buluyorum. Onunla da kılayım mı?» diye sordu. Ebû Eyyub da: Onunla da kıl. Kim böyle yaparsa cemaat namazı sevabına nail olur.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
355-) Nâfî'den: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh): «Akşam namazını yahut sabah namazını kıldıktan sonra imama yetişen kimse onları tekrar kılmasın,» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
356-) İmâm-ı Mâlik der ki: Evinde namaz kılan kimse tekrar imamla da kılabilir. Fakat akşamı kılamaz. Zira akşam namazını tekrar kılınca, farzı iki defa kılmış olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Kılınan Farz Namazı İmamla Tekrar Kılmak
357-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Sizden biri cemaate namaz kıldırdığı vakit namazı uzatmasın. Çünkü cemaatte zayıf, hasta ve yaşlılar olabilir. Kendi kendine kılanınız, dilediği kadar uzatsın.» Buhârî, Ezan, 10/62; Müslim, Salât, 4/183. Ayrıca bkz. Şeybanî, 248.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Namaz
358-) Nâfı anlatıyor: Bir namazda Abdullah b. Ömer'in arkasına durdum. Yanında benden başka kimse yoktu. Eliyle işaret ederek beni yanına çekti. İmama uyan cemaat tek olursa, imamın arkasına değil sağ yanına durması gerekir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Namaz
359-) Yahya b. Said Rivâyet eder: Bir adam Akik'de (Akik), Medinei Münevvere'de bir yer ismidir. cemaate imamlık yakıyordu. Ömer b. Abdulaziz haber salarak onu imamlıktan men etti. Mâlik der ki: Adamın babası belli olmadığı için onu imamlıktan men etti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Cemaatle Namaz
360-) Enes b. Malik (radıyallahü anh) Rivâyet eder: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) atla giderken düştü, sağ yanı incindi. (Namaz vakti gelince) namazı oturarak kıldırdı, biz de arkasında oturarak kıldık. Namazı bitirince «İmam kendisine uyulması için imam kılındı. Onun için imam ayakta kılarsa siz de ayakta kılın. Rükû edince rükû edin. Başını kaldırınca siz de kaldırın. Semiailahu limen hamideh' deyince, siz 'rabbena ve lekel hamd' deyin. Oturarak kıldığı vakit hepiniz oturarak kılın.» buyurdu. Buhârî, Ezan, 10/51; Müslim, Salât, 4/77; Şafiî, Risale, no: 696. Ayrıca bkz. Şeybanî, 157

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: İmamın Oturarak Namaz Kıldırması
361-) Resulü Ekrem'in zevcesi Âişe (radıyallahü anha) Rivâyet ederek der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rahatsızdı, namazı oturarak kıldı. Arkasındaki cemaat ayakta kıldı. Bunun üzerine Resûlüllah onlara oturun diye işaret etti. Namazı bitirince: «İmam kendisine uyulması için imam kılındı. İmam rükûya varınca rükû yapın. Başını kaldırınca siz de kaldırın. Oturarak namaz kıldığı vakit siz de oturarak kılın.» buyurdu. Buhârî, Ezan, 10/51; Müslim, Salât, 4/82; Şafiî, Risale, no: 697.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: İmamın Oturarak Namaz Kıldırması
362-) Urve anlatıyor: Resûlüllah hastalandığında mescide geldi» Ebû Bekir (radıyallahü anh) ayakta cemaate namaz kıldırıyordu. Resulü Ekrem'in geldiğini farkeden Ebû Bekir geri çekilmek istedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), olduğun yerde kal, diye işaret ederek Ebû Bekir'in yanına oturdu. Ebû Bekir oturarak kılan Resûlüllah'a uyarak, cemaat de Ebû Bekir'e uyarak namaz kılıyorlardı. Buhari, Ezan, 10/47; Müslim, 4/97.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: İmamın Oturarak Namaz Kıldırması
363-) Abdullah b. Amr b. el-As (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Oturarak kıldığınız namaz (ecir ve sevapta) ayakta kıldığınız namazın yarısı gibidir.» buyurdu. Müslim, Salâtu'l-Musafîrîn, 6/120; Nesaî, Kıyamu'l-Leyl, 20/20; İbn Mace, tkametu's-Salât, 5/141. Ayrıca bkz. Şeybanî, 155.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Ayakta Kılınan Namazın Oturarak Kılınan Namazdan Üstün Oluşu
364-) Abdullah b. Amr b. el-As (radıyallahü anh)'den: Medine'ye gelince salgın veba hastalığa yakalandık. Resûlüllah cemaatin yanına gitti, oturarak nafile namaz kıldıklarını görünce: «Oturarak kılınan namaz, ayakta kılınan namazın yarısı gibidir.» buyurdu. Abdilber der ki: Bu hadis, munkatı'dir. Çünkü Zührî, İbn Amr ile görüşmemiştir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Ayakta Kılınan Namazın Oturarak Kılınan Namazdan Üstün Oluşu
365-) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Hafsa'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı vefatından bir yıl öncesine kadar nafile namazını oturarak kıldığını görmedim. Son zamanlarında Nafile namazını oturarak kılıyor, sûreyi ağır ağır okuyordu. Ağır okumasından uzun sûreler daha da uzuyordu. Müslim, Salâtu'l-Musafîrin, 6/118. Ayrıca bkz. Şeybanî, 154

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Nafile Namazı Oturarak Kılma
366-) Aişe (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah'ı yaşlanıncaya kadar gece namazını oturarak kılarken hiç görmedim. Yaşlanınca kıraati oturarak okuyor, rükû etmek isteyince kalkıyor, otuz-kırk âyet kadar okuduktan sonra rükû ediyordu. Buhârî, Taksîru's-salât, 18/20: Müslim Salâtu'l-Musafirîn, 16/111

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Nafile Namazı Oturarak Kılma
367-) Âişe (radıyallahü anha)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oturarak namaz kılıyor, oturarak okuyor, kıraatinden otuz-kırk âyet kadar kalınca, kalkıp ayakta okuyor, sonra rükûya varıyor ve secde yapıyordu. Daha sora ikinci rekâtı da öyle kılıyordu. Buhârî, Taksîru's-Salât, 18/20; Müslim, Salâtu'l-Musafirîn, 6/112.0

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Nafile Namazı Oturarak Kılma
368-) İmâm-ı Mâlik'e şu hadis Rivâyet olundu: Urve b. Zübeyr ve Said b. el Müseyyeb nafile namazı oturarak ve dizlerini dikerek kılıyorlardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Nafile Namazı Oturarak Kılma
369-) Mü’minlerin annesi Aişe'nin azatlısı Ebû Yunus Rivâyet eder: Âişe (radıyallahü anha) kendisine mushaf (Kur'ân) yazmamı emrettikten sonra: «Hafizuu alessalevati vessalâtil vustaa ve kûmu lillâhi kaanitin» âyetine gelince bana haber ver, dedi. Bu âyete geldiğimi kendisine bildirince bana şöyle yazdırdı: «Hafîzuu alessalevati vessaletil vustaa — ve salâtil asri (ikindi namazıdır) —ve kûmu lillâhi kaanitiyn» Âişe: Resûlüllah'tan böyle işittim, dedi. Müslim, Mesacid 5/207.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: I Vustâ Orta Namaz:
370-) Anır b. Râfi anlatıyor: Mü'minlerin annesi Hafsa Mushaf-ı şerifi yazarken: «Hafizuu alessalevaati vessalâtil vustaa ve kumu lillâhi kaanitiyn» âyetine gelince bana haber ver dedi. Bu âyete ulaştığımı kendisine bildirince, bana şöyle yazdırdı: «Hafizuu alessalevaati vessalâtil vustaa —ve salâtil asri —ve kûmu lillâhi kaanitiyn.» Bu hadisi Malik, mevkuf olarak Rivâyet etmiştir. yorumlara göre, "es-Salatu’l-vustâ", ikindi namazıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: I Vustâ Orta Namaz:
371-) Zeyd b. Sabit (radıyallahü anh) der ki: «Salâtul vustaa», öğle namazıdır. Ebu Davud (Salât, 2/5), merfu olarak Rivâyet eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: I Vustâ Orta Namaz:
372-) İmâm-ı Mâlik'e şu hadis Rivâyet edildi: Ali b. Ebî Talib ve Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh): «Salâtul vustaa», Sabah namazıdır, derlerdi. Mâlik der ki: Bu hususta duyduklarımın en uygunu, Hazret-i Ali ve Abdullah b. Abbas'ın dedikleridir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: I Vustâ Orta Namaz:
373-) Ömer b. Ebî Seleme (radıyallahü anh) Rivâyet eder: Resûlüllah'ı Ümmü Seleme'nin evinde, tek bir elbiseye bürünmüş, iki ucunu omuzlarına atmış olarak namaz kılarken gördüm. Buhârî, Salât, 8/4; Müslim, Salât, 4/278.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
374-) Ebû Hüreyre'den: Biri Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) tek bir parça dan oluşan elbiseyle namaz kılınıp kılınmayacağım sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Hepinizin iki elbisesi var mı ki!» diye cevap verdi. Buhârî, Salât, 8/4; Müslim, Salât, 4/275.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
375-) Said b. Müseyyeb anlatıyor: Ebû Hüreyre'ye bir kimsenin bir parçadan oluşan elbiseyle namaz kılıp kılamayacağı soruldu. O da cevaben: Kılabilir!» dedi. Bunun üzerine kendisine: « Sen kılıyor musun?» diye soruldu. Evet, elbiselerim askıda dururken tek bir parçadan oluşan elbiseyle namaz kılarım.» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
376-) İmâm-ı Mâlik naklediyor: Duyduğuma göre Cabir b. Abdullah tek bir parçadan oluşan elbise ile namaz kılardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
377-) Kebia b. Ebî Abdurrahman anlatıyor: Hazm'in torunu Muhammed b. Amr tek parçadan oluşan elbiseyle namaz kılardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
378-) Cabir b. Abdullah naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «İki parçadan oluşan elbisesi olmayan, tek bir elbiseye sarılarak namaz kılsın. Eğer elbise kısa ise, bunu belden altına giysin.» Müslim, Zühd, 53/74.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
379-) İmâm-ı Mâlik'den: Bence tek bir gömlekle namaz kılanın yapması gereken en iyi şey, omuzlarını bir kumaş parçasıyla örtmesi veya başına sarık sarmasıdır. ve benzeri hadislerdeki elbise, kumaş parçasından ibaretti. Tıpkı hacıların ihram giyindiği gibi bir parça kumaşı belden aşağı sarar, buna izar (etek) denir, bir parçasıyla da omuzdan yani bedenin üstkısmmı örterlerdi. Buna da «rida» denirdi. Bir elbiseyle namaz kılmak demek, büyük ve geniş vücudun tamamını saracak kumaş parçasıyla vücudun örtünmesi gereken yerlerini kapatarak namaz kılmaktır. de dikişli elbise olurdu. Bu da kamis (entari), bürde veya rida veyahut da aba (hırka ve kaftan) isimlerini alırdı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
380-) İmâm-ı Mâlik'e: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Âişe'nin namaz kılarken entari giydiği, baş örtüsü ile de başını kapadığı Rivâyet edildi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Namazda Kadının Başını Örtmesi Ve Entari Giymesi
381-) Kunfüz'ün torunu Muhammed b. Zeyd, annesinden naklediyor: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Ümmü Seleme'ye, «Namaz kılarken kadınların hangi elbiseleri giyeceklerini» sordum. Başlarına başörtüsü takarlar, bir de ayaklarının üzerine kadar uzanan entari giyerler,» cevabını verdi. İbn Abdilber el-îstizkâr'da der ki: Bu hadis, Muvatta'da mevkuftur. Abdirrahman b. Abdullah b. Dinar, Muhammed b. Zeyd -annesi- Ümmü Seleme senediyle merfu olarak nakleder. Davud (Salât, 2/83), merfu olarak Rivâyet eder. Ayrıca bkz. Şeybanî, 163,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Namazda Kadının Başını Örtmesi Ve Entari Giymesi
382-) Ubeydullah b. Esved el-Havlâni'den: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Meymune'nin odasında idim. Namaz kılarken ayaklarına kadar uzanan bir entari giyer, başını kapatırdı, Ayrıca etek giymezdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Namazda Kadının Başını Örtmesi Ve Entari Giymesi
383-) Hişam b. Urve babasından naklediyor: Kadının biri bana: Etek giymem zor oluyor. Entari ve başörtüsüyle namaz kılabilir miyim?» diye sordu, ben de: Evet, elbise uzunsa kılabilirsin!» dedim.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cemaatle Namaz Kitabı
Konu: Namazda Kadının Başını Örtmesi Ve Entari Giymesi
384-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Tebük seferinde öğle ile ikindiyi cemetti. İbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Bu hadîsin senedinde, Yahya b. Yahya'ya itiraz edildi. Ondan mürsel olarak Rivâyet olundu. Muvatta ravilerinin çoğuna göre de mürseldir." A'rec-Ebu Hureyre senediyle, musned olarak da Rivâyet edilmiştir (Yani iki vaktin namazlarını bir arada kıldı.) Eğer zeval vaktinden aonra yola çıkarsa cem-i takdim (öğle vaktinde öğle ile ikindiyi birleştirme) zevalden önce çıkarsa cem-i tehir (ikindi vaktinde öğle ile ikindiyi birleştirme) yapılır. Yani öğle namazı tehir edilerek ikindiyle beraber kılınır. mezhebi, konuyla ilgili hadisleri değerlendirerek, yalnızca iki durumda, birincisi Arafat'ta vakfe, ikincisi Müzdelîfe'de vakfe yaparken namazların cem edilmesini (birleştirilmesini) benimsemiştir. Diğer mezhepler, yolculuk sırasında da cem yapmayı kabul ederler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
385-) Muaz b. Cebel anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la beraber Tebük seferine çıkmıştık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle ile ikindiyi, akşamla da yatsıyı cemediyordu. Bir gün namazı tehir etti. Bunun üzerine öğle ile ikindiyi beraberce kıldıktan sonra çadırına girdi. Sonra çıkıp akşamla yatsıyı kıldı, daha sonra da şöyle buyurdu: Yarın inşaallah Tebük Pınarı başında olacaksınız. Ancak kuşluk vaktinden önce orada olmayın. Oraya kim önce varırsa, ben gelmeden suya hiç dokunmasın!» Biz pınarın başına vardığımızda iki kişinin bizden daha önce oraya gelmiş olduğunu gördük. Su bulanmıştı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) o iki kişiye: Suya dokundunuz mu?» diye sordu. Onlar da: Evet!» cevabını verdiler. Bu cevap üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara kızdı ve biraz söylendi. Daha sonra da orada bulunanlar pınardan avuçlarıyla azar azar alıp bir kapta biriktirdiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu suyla yüzünü, ellerini yıkayıp onu tekrar pınara döktü. Bunun üzerine pınardaki su çoğaldı. Halk su ihtiyacını tamamen giderdikten sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Muaz! Eğer ömrün olursa buraların yemyeşil, bağlık bahçelik olduğunu göreceksin!» buyurdu. Müslim, Fedâil, 43/10.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
386-) Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), acele etmesi gerektiği bir yolculukta akşamla yatsıyı cem-i tehir yaparak kılardı. Müslim, Salâtu'l-Musafirin, 6/42 (Zührî-Sâlim- babası yoluyla); Salâtu'l-Musafırin, 6/44, Buhari, Taksîru's-Salât, 18/6. Ayrıca bkz. Şeybanî, 201.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
387-) Abdullah b. Abbas anlatıyor: Bir defasında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) korkulacak bir durum olmadığı ve seferi de bulunmadığı halde öğle ile ikindiyi, akşamla da yatsıyı cemetti. Mâlik bu konuda şöyle der: Bana kalırsa Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu şekilde namazları cemetmesinin sebebi, havanın yağmurlu olmasına istinaden olsa gerektir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
388-) Nafî'den: Abdullah b. Ömer, yağmurlu havalarda ileri gelen kişilerin akşamla yatsı namazını cemetmesi üzerine o da onlara uyarak cem ederdi. Şeybanî, 204.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
389-) İbn Şihab anlatıyor: Salim b. Abdullah'a: Seferde öğle namazı ile ikindi cem edilir mi?» diye sordum: Evet, cemetmekte bir mahzur yok, Arafat'ta yapılıyor görmüyor musun?» cevabını verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
390-) Ali b. Hüseyn'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), sefere çıkacağı gün öğle namazı ile ikindiyi, gece sefere çıkacağı zaman da o gecenin akşamıyla yatsıyı cem ederdi. İbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Bu hadis, Malik'in Rivâyetiyle Muaz b. Cebel ve İbn Ömer hadisiyle manaca Muttasıldır. Bir grup sahabeye göre ise müsneddir."

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Hazarda Veya Seferde İki Vakti Cemetmek
391-) Hâlid b. Esîd ailesinden bir adam anlatıyor: Abdullah b. Ömer'e «Ebû Abdurrahman: Kur'an'da korku namazı (düşmandan tehlike gelmesi muhtemel olan zamanlarda) ve hazarda (kendi yerinde ve evinde) kılacağımız namaz hakkında âyetler buluyoruz, fakat seferde iken namazın nasıl kılınacağı hakkında âyet bulamıyoruz, niçin?» diye sordum. Şu cevabı verdi: Aziz ve Celil olan Allah, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bize, bizler hiçbir şey bilmezken gönderdi. Onun için Hazret-i Peygamber'i nasıl yaptığını görüyorsak, biz de aynısını yapıyoruz.» İbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Malik, bu hadisi, İbn Şihab Halil b. Esîd ailesinden bir adam senediyle Rivâyet eder. İbn Şihab'ın diğer ravileri ise, İbn Şihab -Abdullah b. Ebî Bekr b. Abdirrahman- Umeyye b. Abdillah b. Halid b. Esîd- İbn Ömer yoluyla Rivâyet ederler. Nesaî, Taksîru's-Salât, 15/1 (Leys yoluyla); İbn Mace, Îkametu's-Salât, 5/73

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Seferi İken Namazın Kılınışı
392-) Hazret-i Âişe'den: Hazari (evindeki) olsun seferi olsun, başlangıçta bütün namazlar ikişer rekât olarak farz kılındı. Sonraları seferî namazlar olduğu gibi kaldı, fakat hazerî namazların rekâtları artırıldı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Seferi İken Namazın Kılınışı
393-) Yahya b. Saîd anlatıyor: Salim b. Abdullah'a: Baban seferi iken en geç kıldığı akşam namazını ne zaman kıldı?» diye sordum. Salim şu cevabı verdi: Biz Zatü'l-Ceyş'te iken güneş battı, babam da akşam namazını Akik'de kıldı.» Zatül Ceyş, Medine'ye 24 mil uzaklıktadır. Bir mil 1609 metredir. Zatül Ceyş'le Akîk arası ise 12 mildir. Bir milin uzunluğu takriben 4000 ziradır. Kulaç cinsinden de bin kulaçtır. Hanefi Mezhebine göre bir kimsenin çıktığı yolculukta seferi sayılabilmesi ve dolayısıyla dört rekâtîı namazları iki rekât olarak kılabilmesi için gideceği yerin takriben 90 km olması icabeder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Seferde Namazları Kısaltma
Konu: Seferi İken Namazın Kılınışı