İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
997-)
İmâm-ı Mâlik'ten: umreye girmiş olarak gelen kimse cünüp veya abdestsiz olarak Kabe'yi tavaf etse, Safa ile Merve arasında da sa'yini yapsa, daha sonra da ailesi ile cinsi münasebette bulunsa ve bilahare bunları hatırlasa, gusleder veya abdest alır, sonra tavaf ve sa'yini yapar, daha sonra da yeniden umre yaparak kurban keser, kadın da ihranılı iken eşiyle cinsi münasebette bulunsa aynı şeyleri yapar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Umre İle İlgili Muhtelif Rivâyetler
998-)
İmâm-ı Mâlik'ten: umreye başlamak isteyen kimse, eğer Harem'den çıkmak isterse çıkar, oradan ihrama girer. Çünkü Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) tayin ettiği mikatlardan veya Ten'im'den daha uzakta bir yerden ihrama girmek daha efdaldir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Umre İle İlgili Muhtelif Rivâyetler
999-)
Süleyman b. Yesar'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Rafi' ile ensardan bir zatı gönderdi, Haris'in kızı Meymune'yi onları vekil kılarak kendisine nikahlattı. Kendisi ise henüz daha Medine'den çıkmamıştı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1000-)
Abdüddar oğullarının kardeşi Nübeyh b. Vehb'den: Eban b. Osman'ın hac emiri olduğu zaman, Ömer b. Ubeydullah ona bir haber göndererek «Şeybe b. Cübeyr'in kızını Talha b. Ömer'e nikahlamak istiyorum, onun için senin de orada bulunmanı istiyorum» dedi. O sırada Ömer de Eban da ihramlı idiler. Bunun üzerine Eban şöyle dedi: Ben, Osman b. Affan'dan Hazret-i Peygamber'in «İhramlı bulunan bir kimse başkası ile nikâhlanamaz, başkası için nikâh kıyamaz ve kız isteyemez» dediğini duydum. Müslim, Nikâh, 16/41. Ayrıca bkz. Şeybanî, 436.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1001-)
Ebû Gatafan b. Tarîf el-Mürrî'den: Babam Tarif, ihramlı iken bir kadınla nikahlandı. Ömer b. Hattab bu nikâhı kabul etmedi. Şeybanî, 438.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1002-)
Abdullah b. Ömer'den: İhramda bulunan kimse, ne kendisi içirene de başkası için nikâh kıyamaz, kız isteyemez. Şeybanî, 437
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1003-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Sa'd b. Müseyyeb; Salim b. Abdillah ve Süleyman b. Yesar'â «İhramda bulunan kimsenin nikahlanma veya nikâh kıyma durumuyla ilgili» bir soru soruldu. Onlar şu cevabı verdiler: İhramda bulunan ne kendisi için nikâh kıydırabilir, ne de başkası için nikâh kıyabilir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1004-)
«Karısını boşamış olan bir kimse ihramda iken henüz iddeti dolmamış olan karısına dönmek istese dönebilir mi?» sorusuna İmâm-ı Mâlik şu cevabı verdi: Eğer iddet müddeti dolmamış ise, adam da henüz ihramda iken karısına dönmek istiyorsa dönebilir.» Hanefi Mezhebine göre, ihramlı nikâhlanabilir, ama öpme ve birleşme yasaktır
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Nikâhı
1005-)
Süleyman b. Yesar'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramlı iken, Lahyey Cemel'de, tepesinden kan aldırdı. Cemel: Mekke yolunda Medine'ye daha yakın olan bir yerin adıdır. Buharî, Cezau's-Sayd, 28//11; Müslim, Hacc, 14/88.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı Kimsenin Kan Aldırabilmesi
1006-)
Abdullah b. Ömer'den: ihramda bulunan kimse mecbur kalmadıkça kan aldıramaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı Kimsenin Kan Aldırabilmesi
1007-)
İmâm-ı Mâlik de bu konuda şöyle der: İhramlı olan ancak zaruret halinde kan aldırabilir. Şeybanî,416,521
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı Kimsenin Kan Aldırabilmesi
1008-)
Ebû Katade anlatıyor: Mekke'ye giderken Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraberdim. Ben ihramsızdım, ihramlı bazı arkadaşlarla onlardan ayrıldık. Bu arada bir yaban eşeği gördüm. Atımın üzerinde doğrularak arkadaşlardan kamçımı istedim, vermediler. Okumu istedim, onu da vermediler. Sonunda kendim alarak yaban eşeğini vurdum. Etinden bazı ashap yedi, bazısı yemedi. Hazret-i Peygamber'e yetişince durumu sordular, peygamberimiz şu cevabı verdi: «O, bir nevi rızıktır, onu size Allah yedirdi.» Buhârî, Cihad, 56/88; Müslim, Hacc, 15/57. Ayrıca bkz. Şeybanî, 443
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1009-)
Hişam babası Urve'den naklediyor: Zübeyr b. Avvam ihrama girerken azığına kurutulmuş ceylan eti alırdı. Şeybanî,443.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1010-)
Zeyd b. Eslem'den: Ebu Katade'nin yaban eşeğiyle ilgili anlattıkları aynen burada da anlatılır. Ancak Hazret-i Peygamberin sözünde «... Yanınızda onun etinden var mı?» ilavesi vardır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1011-)
Behzî anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye doğru yola çıktı, ihramlı idi. Revha'ya gelince birden yaralı bir yaban eşeği gördüler. Durumu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verdiler. Peygamberimiz: nerede ise sahibi gelir!» buyurdu. Bu sırada Behzî geldi. Yaban eşeğinin sahibi o idi. Hazret-i Peygamber'e: Ya Resûlallah! İstersen bu hayvanı size vereyim.» dedi. Peygamberimiz, Ebû Bekr'e emir verdi, oradakiler arasında hayvanın etini taksim etti. Yaban eşeğinin yenilmesi, daha sonra yasaklanmıştır. yollarına devam ettiler. Ruveyse ile Arc arasındaki Üsabe'ye gelince bir de baktılar ki gölgede kafasını bacakları arasına koymuş, atılan ok vücudunda henüz saplı duran bir ceylan inliyor. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber bir adama kafilenin arkası kesilinceye kadar yaralı hayvanı kimse rahatsız etmemesi için başında beklemesini emretti. Nesaî, Menasik'ul Hacc, 24/78. Ayrıca bkz. Şeybanî, 442. Revha: Mekke ile Medine arasında bir yer. Bir yer veya bir kuyu ismi. Bir yer ismi. Haremeyn arasında bir mevki
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1012-)
Ebû Hüreyre anlatıyor: Bahreyn'e gitmiştim. Rebeze'ye varınca Irâk'lı bir kafileye rastladım. İhramlıydılar. Rebeze'li birinden aldıkları av etinden yiyip yiyemiyeceklerini sordular. Yiyebileceklerini söyledim. Sonradan da yenip yenmeyeceğinde şüpheye düştüm. Medine'ye gelince durumu Ömer b. Hattab'a anlattım: Hazret-i Ömer: Sen ne cevap verdin?» diye sordu. Ben: Yiyebileceklerini söyledim.» dedim. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: Eğer başka türlü bir cevap verseydin sana neler yapardım? (yani cezalandırırdım!)» dedi. Şeybanî, 442. Medine yakınlarında bir yer. Bahreyn: Basra ile Umman arasında bir yer.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1013-)
Ebû Hüreyre, Abdullah b. Ömer'e anlatıyor: Rebeze'de ihramlı bir topluluğa rastladım. Bana av eti konusunda bir fetva sordular. Onlar bir grup ihramsız insanın av eti yediğini görerek onlardan biraz et almışlar. de yiyebileceklerini söyledim. Sonra Medine'ye gelerek Ömer b. Hattab'ın huzuruna çıktım. Durumu bir de ona sordum. Sen ne fetva verdin?» dedi. Ben de: « Yiyebilirsiniz,» dedim, diye cevap verince: « Eğer başka türlü fetva verseydin sana mutlaka ceza verirdim.» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1014-)
Atâ b. Yesar'dan: Kâ’bül Ahbar, Şam taraflarında bir grup insanla karşılaştı. Onlar yolda bir müddet gittikten sonra av eti bulmuşlardı. Kâ'b onlara bu eti yiyebileceklerini söylemiş. Onlar Medine'ye gelince durumu Ömer b. Hattab'a anlattılar. Hazret-i Ömer onlara: Size yenebileceğine dair fetvayı kim verdi?» diye sordu. Onlar: Kâ'b» dediler. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: Dönünceye kadar onu size başkan tayin etmiştim.» dedi. sonra bu kafile Mekke yolunda bir yerde çekirge sürüsüne rastladı. Kâ'b onlara çekirgeleri yakalayıp yiyebileceklerini söyledi. Ömer b. Hattab'a gelince bu durumu da arzettiler. Hazret-i Ömer: Neye dayanarak bu fetvayı verdin?» diye sordu. Kâ'b da: «Deniz avına!» diye cevap verdi. Hazret-i Ömer: « Ne biliyorsun?» dedi. Kâ'b: Ey mü'minlerin emîri! Kuvvet ve iradesiyle yaşadığım Allah'a yemin ederim ki senede birkaç defa kıyıya vuran balıklardan onların farkı yoktur.» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1015-)
İmâm-ı Mâlik'e: Yolda rastlanan av etini ihramlı kimse satın alabilir mi?» diye soruldu. Şu cevabı verdi: Şayet hacı adayı için avlanmış da ona ikram ediliyorsa bence satın alamaz. Şayet ihramsız kimse kendisi için avlamış da ihramlı da tesadüfen buna rastlamışsa satın alabilir, bir mahzur yoktur.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1016-)
İmâm-ı Mâlik'ten: kimse daha önceden avladığı veya satın aldığı av eti ile ihrama girerse, bu eti ailesine göndermesi gerekmez, ama göndermesinde de bir mahzur yoktur.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1017-)
İmâm-ı Mâlik'ten: nehir, göl ve benzeri yerlerde avlanan balıklar ihramlıya helâldir, onları avlayabilir.» Şeybanî, 444
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Av Etinden Yemesinin Caiz Olduğu Haller
1018-)
Sa’b b. Cessame el-Leysî anlatıyor: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir yaban eşeği hediye etmiştim. O sırada Ebva'da (veya Veddan'da) bulunuyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hediyeyi kabul etmedi. Bunun üzerine üzüldüğümü görünce: Asla kabul etmezlik yapmazdım, fakat biz ihramdayız.» buyurdu.» Buharî, Cezau's-Sayd, 28/6;Müslim, Hacc, 15/50. Ayrıca bkz. Şeybanî, 441. Ebva: Medine'ye yirmi üç mil uzakta bir yer Veddan: Cuhfe ile Ebva arasında Cuhfe'ye daha yakın büyükçe bir köy.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1019-)
Abdurrahman b. Amir b. Rebia'dan: Osman b. Affan'ı bir yaz günü Arc'da ihramlı bir vaziyette gördüm. Yüzünü kırmızı renkli yünden yapılmış, saçaklı bir örtüyle örtmüştü. Sonra kendisine av eti getirildi. Arkadaşlarına: Yiyiniz!» dedi. Onlar: Sen yemiyor musun?» diye sordular. Osman (radıyallahü anh): Ben sizin durumunuzda değilim. Bu av benim için avlanmıştır» cevabını verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1020-)
Urve'den: Mü'minlerin annesi Aişe (radıyallahü anh), Urve'ye şöyle dedi: Yeğenim zaten on gece. Şüpheleniyorsan av etini yeme. Hazret-i Aişe'nin zaten on gece dediği Zilhicce ayının ilk on günüdür. On gün av eti yemesen ne olur? demek istiyor. Bir de şer'i hususlarda şüphe edilen şeyin terk edilmesine işaret etmektedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1021-)
İmâm-ı Mâlik'e: «İhramda bulunan bir kimse için av yapılsa, ihramlı da bu avın kendisi için vurulduğunu bildiği halde ondan yese ne olur?» dendi. İmâm-ı Mâlik: «Avı kendisi vurmuş gibi cezalandırılır» diye cevap verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1022-)
«İhramda bulunan birine ya av yapar yersin, ya da ölmüş hayvan eti yersin! diye zor kullanılırsa ne yapar?» sorusuna İmâm-ı Mâlik şu cevabı verir: «Ölü hayvanın etini yer. Çünkü Cenab-ı Allah hangi durumda olursa olsun ihramlının av eti yemesine ve av yakalamasına müsaade etmemiştir. Halbuki zaruret halinde ölü hayvan eti yemesine izin vermiştir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1023-)
«İhramlının öldürdüğü veya kestiği av hayvanını ihramlı olsun, ihramsız olsun kimse yiyemez. Çünkü o, meşru bir şekilde kesilmiş değildir. Bilerek veya bilmiyerek bu etten yemek haramdır.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1024-)
Av hayvanını vuran sonra da ondan yiyen kimseye avı vurup da yemeyen kimse gibi sadece bir kefaret gerekir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Av Etinden Yiyemediği Haller
1025-)
İmâm-ı Mâlik'den: Harem dahilinde avlanan her şeyi, Harem'de üzerine köpek salıp Hill'de (ihramlı bulunmak zorunlu olmayan yer) öldürülen avı yemek helâl değildir. Bunları yapan kimselere av yapmış cezası verilir. av üzerine gönderilen köpek avını Harem dahilinde yakalasa bu av yenmez. Ancak bu şekilde yapana da bir ceza yoktur. Yalnız köpeği Harem dahiline yakın bir yerden saldırtmamış olmak şarttır. Şayet Harem'e yakın bir yerden köpeğini avın üzerine salmışsa av cezası gerekir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Haremde Avlanabilecek Hayvanlar
1026-)
İmâm-ı Mâlik'den: Allahü teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur: «Ey inananlar! İhramlı iken avı öldürmeyin. Bile bile onu öldürene, ehli hayvanlardan öldürdüğü kadar olduğuna içinizden iki adil kimsenin hükmedeceği, Kabe'ye ulaşacak bir kurbanı ödeme, yahut düşkünlere yemek yedirme şeklinde kefaret ya da yaptığının ağırlığını tatmak üzere bunlara denk oruç tutma vardır..» Maide sûresi,95. Mâlik'ten: İhrama girmeden avladığı hayvanı ihrama girince öldüren kimse, ihramlı iken onu satın alıp sonradan onu kesen kimse gibidir. Allah bunu yasak etmiştir. Böyle yapana cezası vardır. Biz Medine'liler arasında ihramlı iken ava atıp vuranın aleyhine cezaya hükmedilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Harem Dahilinde Avlanmanın Cezası
1027-)
İmâm-ı Mâlik Harem-i şerifte avlanmanın cezasıyla ilgili olarak da şöyle der: avlananlarla ilgili duyduğum en güzel hüküm şöyledir: Vurulan av hayvanlarının yemek cinsinden değeri takdir edilir, her düşkün durumda olan kimsenin günlük yiyeceği de bir müd olarak hesaplanır, veya her müd yerine bir gün oruç hesabı yapılır. Böylece doyurulması gerekli düşkünlerin sayısına göre oruç tutmak icap eder. Mesela, on tane düşküne her gün birer müdlük yemek vermek gerekiyor da bu mümkün olmuyorsa ongun oruç tutulur. Doyurulması gereken fakir sayısı yirmi ise yirmi gün oruç tutulur, altmışsa altmış gün tutulur.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Harem Dahilinde Avlanmanın Cezası
1028-)
Harem dahilinde ihramsız olduğu halde avlanan kimsenin cezasıyla ilgili olarak da İmâm-ı Mâlik şöyle der: «Harem dahilinde ihramsız olarak av hayvanı vurana verilecek ceza da ihramlı iken Harem'de avlanana verilecek cezanın aynıdır.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Harem Dahilinde Avlanmanın Cezası
1029-)
Abdullah b. Ömer den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Beş cins hayvan vardır ki ihramlının onları öldürmesinde hiç bir günah yoktur: Karga, çaylak, akrep, fare, saldırgan köpek.» , Cezau's-Sayd, 28/1; Müslim, Hacc, 15/76. Ayrıca bkz. Şeybanî, 427.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1030-)
Abdullah b. Ömer, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu naklediyor: «Beş çeşit hayvan vardır ki kim ihramlı iken onları öldürürse kendisine hiç günahı yoktur: Akrep, fare karga, çaylak, saldırgan köpek.» , Bedul-Halk, 59/16; Müslim, Hacc, 15/79. Ayrıca bkz. Şeybanî, 428
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1031-)
Hişam, babası Urve'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Beş asi vardır ki Harem dahilinde öldürülebilirler: Fare, akrep, karga, çaylak, saldırgan köpek.» Müslim (Hacc, 15/68), mevsûl olarak Rivâyet eder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1032-)
İbn Şihabdan: Ömer b. Hattab, Harem dahilindeki yılanların öldürülmesini emretti.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1033-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Harem dahilinde öldürülmesi emredilen saldırgan köpek; herkese saldıran aslan, kaplan, pars ve kurt gibi herkesi korkutan hayvanlardır. yırtıcılar da vardır ki saldırmazlar. Mesela sırtlan, tilki kedi ve bunlara benzeyen başkaları gibi. İhramlı bir kimse öldüremez. Şayet öldürürse fidye verir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1034-)
Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) belirttiği karga ve çaylak'tan başka zararı dokunmayan kuşları ihramlı bir kimse öldüremez. Eğer öldürürse fidye vermesi lâzımdır. Şeybanî, 429.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlı İken Öldürülebilen Hayvanlar
1035-)
Rebia b. Ebî Abdullah b. Hüdeyr'den: Ömer b. Hattab'ı Sükya'da devesinin kenelerini toprakla temizlerken gördüm. O sırada ihramlı idi. Sükya: Mekke ile Medine arasında büyükçe bir köy. Mâlik: «Ben böyle bir şeyi uygun görmem.» Şeybanî, 433.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1036-)
Alkame b. Ebî Alkame annesinden naklediyor: Hazret-i Aişe'ye ihramlının vücudunu kaşıyıp kaşıyamayacağı konusunun sorulduğunu işittim. Hazret-i Aişe: Evet, kaşısın. Eğer ellerim bağlansa ayaklarımla kaşırdım» cevabını verdi. Şeybanî, 435.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1037-)
Eyyüb b. Musa'dan: Abdullah b. Ömer ihramlı iken gözündeki bir ağrıdan dolayı aynaya baktı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1038-)
Nafi'den: Abdullah b. Ömer, ihramlı bir kimsenin devesinin kenelerini temizlemesini iyi görmezdi. Şeybanî, 432
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1039-)
Ebû Meryem'in torunu Muhammed b. Abdullah'tan: Said b. Museyyeb'e: iken kırılan tırnağım hakkında» bir soru sordum. Saîd: «Kes onu» cevabını verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1040-)
İmâm-ı Mâlik'e «Kulağındaki ağrıdan şikâyet eden bir kimsenin ihramlı iken kulağına kokusuz ban (sorgun ağacı damlası) damlatmasında bir mahzur var mıdır?» diye soruldu. O da: Bir mahzur görmem. Ancak bu bitkiyi ağızdan damlatmak daha doğrudur» cevabını verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1041-)
İmâm-ı Mâlik'den: İhramlı birinin sivilcesini yarmasında, çıbanını patlatmasında, kökünü kesmesinde zaruret varsa bunları yapabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yapabileceği İşler
1042-)
Abdullah b. Abbas'tan: Fadl b. Abbas, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) terkisinde idi. Bu sırada peygamberimize Has'am kabilesinden bir kadın gelerek birşey sormak istedi. Fadl'la kadın bakışmaya başladılar. Bunu gören peygamberimiz Fadl'ın başını öbür tarafa çevirdi. Kadın: Ya Resûlallah! Yaşlı babama hacca gitmek farz oldu, fakat o binek üzerinde duramaz. Yerine hacca ben gidebilir miyim?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Evet.» buyurdu. olay, veda haccı sırasında cereyan etmişti. , Hacc, 25/1; Müslim, Hacc, 1/407. Ayrıca bkz. Şeybanî, 481.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Başkasının Yerine Hacca Gidilmesi
1043-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Düşman tarafından muhasara edilerek Beytullah'ı tavaflarına engel olunan kimse, ihramdan çıkar, kurbanını keser, muhasara edildiği yerde tıraşını olur. Bu kimse ayrıca kaza yapmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Düşman Muhasarasına Uğrayanın Durumu [76]
1044-)
Bana gelen Rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabı Hudeybiye'de böyle yapmışlardır. Kurbanlarını kesmişler, saçlarını tıraş ettirmişler ve Beytullah'ı tavaftan, kurbanlar oraya ulaşmadan önce ihramlıya yasak olan her şeyi yapmaya başlamışlardır. Daha sonra Hazret-i Peygamber'in ne ashaptan birine ne de yanındakilerden kimseye yapamadıkları bu tavafın kazası ve iadesiyle ilgili bir şey söylediği bilinmemektedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Düşman Muhasarasına Uğrayanın Durumu [76]
1045-)
Nafî' anlatıyor: Abdullah b. Ömer siyasi karışıklıkların (fitne) zuhur ettiği zaman Mekke'ye doğru yola çıkınca şöyle dedi: «Şayet Beytullah'ı tavaf etmemize engel olunursa, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) sağlığında beraber yaptığımız gibi yaparız.» Daha sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Hudeybiye'de Umre için ihrama girdiği gibi o da Umre için ihrama girdi. Bilahare Abdullah duruma bakarak: «Hac da umre de aynı şeydir.» diyerek arkadaşlarına döndü ve: «ikisi de aynıdır, şahidim olun ki hacla umreye beraber niyet ediyorum» diyerek sözlerini tamamladı. Daha sonra Beytullah'a kadar gelerek tek bir tavaf yaptı, bunu kâfi görerek kurbanını gönderdi. Buharî, Megâzî, 64/35; Müslim, Hacc, 15/180.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Düşman Muhasarasına Uğrayanın Durumu [76]
1046-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Biz Medineliler arasında da düşman tarafından muhasara edilen kimsenin durumu, muhasaraya uğrayan peygamberimiz ve ashabının durumu gibidir. Ancak, düşman tarafından değil de başka bir mani dolayısıyla tavafını yapamazsa Beytullah'ı tavaf etmeden ihramdan çıkamaz. Şeybanî, 394
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Düşman Muhasarasına Uğrayanın Durumu [76]