İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

796-) Hazret-i Âişe anlatıyor: Bir adam kapıda durarak Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): Ya Resûlallah! Cünüp olmuşum, halbuki oruç tutmak istiyordum!» dedi. Ben konuşmalarını duyuyordum. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ben de cünüp olmuşum, ben de oruç tutmak istiyordum. Yıkanıp orucumu tutacağım.» dedi. Adam Peygamberimize: Ya Resûlallah! Sen bizim gibi değilsin. Allah senin yaptığın ve yapacağın bütün günahları affetti» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızdı ve şöyle buyurdu: yemin ederim ki sizin Allah'tan en çok korkanınız ve hangi hususlardan sakınacağımı en iyi bileniniz olmayı isterim.»  Müslim, Sıyâm, 13/13. Ayrıca bkz. Şeybanî, 350

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucuna Cünüp Başlamak
797-) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları Aişe ve Ummü Seleme'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazanda ihtilâm olmadan, cinsî münasebetten dolayı cünüp olarak sabahlar ve sonra (yıkanıp) orucunu tutardı. Buhârî, Savm, 30/25; Müslim, Sıyâm, 13/78

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucuna Cünüp Başlamak
798-) Haris b. Hişam'ın torunu Ebû Bekr b. Abdurrahman anlatıyor: Ben babamla Mervan b. Hakem'in yanında idim. O zaman Medine valisi idi. Kendisine Ebû Hüreyre'nin «cünüp olarak olarak sabahlayan o gün oruç tutamaz.» dediği nakledildi. Bunun üzerine Mervan ısrarla: «Abdurrahman! Mü'minlerin annesi Aişe ile Ümmü Seleme'ye git, böyle bir Rivâyetin olup olmadığını sor.» dedi. Abdurrahman'la ben yola çıktık, Hazret-i Aişe'nin huzuruna varıp selam verdikten sonra: Mü'minlerin annesi! Biz Mervan'ın yanında idik, kendisine Ebû Hüreyre'nin cünüp olarak olarak sabahlayan o gün oruç tutamaz, dediği nakledildi. Sen ne dersin? diye sorduk. Hazret-i Aişe: Ebû Hüreyre'nin dediği gibi değil. Ey Abdurrahman Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yaptığından dışarı çıkmak ister misin?» dedi. Abdurrahman: Hayır, asla!» deyince Hazret-i Aişe: Ben kesinlikle şehadet ederim ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihtilâm olmadan, cinsi münasebet dolayısıyle cünüp olarak sabahlar, sonra da (yıkanıp) o gün orucunu tutardı.» dedi. çıkıp Ümmü Seleme'ye uğradık. Ona da sorduk. Hazret-i Aişe ne söylediyse aynını söyledi. Oradan da çıkıp Mervan'a geldik. Abdurrahman, Hazret-i Peygamberin hanımlarının söylediklerini kendisine nakletti. Bunun üzerine Mervan: Ebû Muhammed! Bineğin kapıda, Ebû Hüreyre'ye de git, o şimdi Akik'deki tarlasındadır. Durumu ona anlat» dedi. Abdurrahman'la binerek gittik. Ebû Hüreyre'nin yanına vardık. Abdurrahman konuştu ve bunu ona anlattı. Ebû Hüreyre: Ben bunu bilmiyorum. Bana biri Müslim'deki Rivâyette bu şahsın 'Fadl b. Abbas' olduğu tasrih edilmiştir (Zürkanî Şerhi, 11/216). söylemişti» dedi. Buhârî, Savm, 30/22; Müslim, Sıyâm, 13/75. Ayrıca bkz. Şeybanî, 351

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucuna Cünüp Başlamak
799-) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları Hazret-i Aişe ve Ümmü Seleme'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihtilâm olmadan cinsi münasebet dolayısiyle cünüp olarak sabahlar, sonra (gusleder), o gün yine orucunu tutardı'. Buharî, Savm, 30/22; Müslim, Sıyâm, 13/78.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucuna Cünüp Başlamak
800-) Ata b. Yesar anlatıyor: Adamın biri Ramazan'da oruçlu iken hanımım öptü. Bunun üzerine son derece üzüldü. Hemen durumu sorması için hanımını gönderdi. Kadın Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Ümmü Seleme’nin yanına geldi. Olanları anlattı. Ümmü Seleme: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da oruçlu iken öpüyor!» dedi. döndü, Ümmü Seleme'nin sözünü kocasına anlattı. Adamın kızgınlığı daha da arttı: Biz Resûlüllah gibi değiliz! Allah onun her istediğini helâl kıldı» diye çıkıştı. Kadın tekrar Ümmü Seleme'ye geldi. Yanında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da vardı. Hazret-i Peygamber: kadının ne işi var?» diye sordu. Ümmü Seleme durumu arzedince Peygamberimiz: Benim de öptüğümü söylemedin mi?» Ümmü Seleme: Söyledim.» deyince, kadın tekrar kocasına döndü, durumu anlattı. Adamın öfkesi yine arttı ve: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gibi değiliz. Allah ona her istediğini helâl kıldı!» dedi. Bunu duyan Hazret-i Peygamber kızdı ve şöyle buyurdu: «Allah'a yemin ederim ki sizin Allah'tan en çok korkanınız ve hangi hususlarda sınırı aşmıyacağını en iyi bileninizim.» Bu badis, bütün ravilerde mürseldir. Ayrıca bkz. Şafiî, Risale, no: 1109; Şeybanî, 352.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpebilmesi
801-) Hazret-i Aişe anlatıyor: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), oruçlu iken hanımlarından bazılarım öperdi.» Hazret-i Aişe bunu nakletti ve güldü. Buhârî, Savm, 30/24; Müslim, Sıyâm, 13/62.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpebilmesi
802-) Yahya b. Saîd'den: Ömer b. Hattab’ın hanımı Atike, Hazret-i Ömer oruçlu iken onun başını öper, Ömer de ona mani olmazdı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpebilmesi
803-) Talha'nın kızı Aişe anlatıyor: Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Aişe'nin yanında idim. Kocam Abdullah b. Abdurrahman b. Ebî Bekr de geldi. Oruçlu idi. Hazret-i Aişe ona: Niçin hanımına yaklaşıp onu öpmüyor, onunla oynaşmıyorsun?» dedi. Kocam: Oruçlu oruçlu öpebilir miyim?» deyince Hazret-i Aişe: dedi. Şeybanî, 353

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpebilmesi
804-) Zeyd b. Eslem'den: Ebû Hüreyre ve Saîd b. Ebî Vakkas oruçlu iken öpmeye izin verirlerdi. Kendine hakim olanların öpmesinde sakınca yoktur. Ancak nefsine güvenemeyenlerin, öpmemesi efdaldir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpebilmesi
805-) İmâm-ı Mâlik'ten Rivâyete göre Hazret-i Aişe: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oruçlu iken öperdi.» dedikten sonra: «Hanginiz Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) daha çok nefsine hâkimdir?» dermiş. Malik’in Rivâyeti budur. Mevsul olarak da Rivâyet edilir. Buhari ,Savm, 30/23 Müslim, Sıyam, 13/65

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpmesine Müsaade Edilmeyen Haller
806-) Urve b. Zübeyr der ki: Oruçlu iken öpmenin insanı hayıra götüreceğini sanmıyorum.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpmesine Müsaade Edilmeyen Haller
807-) Ata b. Yesar’dan: Abdullah b. Abbas’a oruçlunun hanımını öpüp öpemiyeceği soruldu. Yaşlıya izin verdi, gence vermedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpmesine Müsaade Edilmeyen Haller
808-) Nafi’den: Abdullah b. Ömer, oruçlu iken öpüşmeyi ve oynaşmayı yasakladı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun Hanımını Öpmesine Müsaade Edilmeyen Haller
809-) Abdullah b. Abbas'tan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethedildiği sene Ramazanda Mekke'ye gitmek üzere yola çıktı. Medine'ye yedi, Mekke'ye üç konak mesafedeki Kedîd'e gelince orucunu bozdu. Bunun üzerine seferdeki bütün müslümanlar oruçlarını bozdular. Çünkü ashap Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) her emrini yerine getiriyorlardı. Buhari, savm, 30/14; Mûslim, Sıyâm, 13/88, Ayrıca» bkz, Şeybani, 360.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
810-) Ebû Bekr b. Abdurrahman'dan: Ashap'tan bazıları şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) fetih senesi seferde müslümanlara, oruçlarını bozmalarını söyleyerek: «Düşmanlarınıza karşı kuvvetlenin» buyurdu. Kendisi oruca devam etti. Bekir'den: Bana anlatan şöyle dedi: Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Arc'da susuzluktan veya sıcaktan dolayı başına su döktüğünü gürdüm. Kendisine; Ya  Rasûlullah bazı kişilerle birlikte biz oruç tutmaya devam ediyoruz» dendi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da Kedid’e gelince bir kap istedi ve su içti. Bunun üzerine herkes orucunu bozdu. Müslim, Sıyâm, 13/90.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
811-) Enes b. Malikten: Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber Ramazan’da da bir yolculuğa çıkmıştık. Oruç tutanlar tutmayanları, tutmayanlar da tutanları hiç ayıplamadılar. Müslim, Sıyâm, 13/99.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
812-) Hişam'ın babası Urve'den: Hamza b. Amr el-Eslemi, Hazret-i Peygambere: Ya Resûlallah! Ben oruç tutan biriyim, seferde de tutabilir miyim?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): İstersen tut, istemezsen tutma.» buyurdular. Buhârî, Savm, 30/33 (Ai|@'d@n); Müslim, Sıyâm, 13/104

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
813-) Nafi'den: Abdullah b. Ömer, seferde hiç oruç tutmazdı. Şeybanî, 359.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
814-) Hişam, Babası Urve'den Rivâyet ederek der ki: Urve, Ramazan'da sefere çıkardı. Biz de beraberinde giderdik; Urve oruç tutar biz tutmazdık. Bize oruç tutun diye emretmezdi. Bu hadis, Ramazanda sefere çıkan bir kimsenin oruç tutmayabileceğini canlı bir şahittir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Seferde Oruç Tutulması
815-) İmâm-ı Mâlik’ten: Duyduğuma göre Ömer b. Hattab Ramazan'da bir yolculuğa çıktığı zaman, şayet Ramazanın birinci günü Medine'de olabilecekse oruca niyetlenirmiş.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazanda Sefere Çıkan Veya Seferden Dönenin Hareket Tarzı
816-) İmâm-ı Mâlik'den: Ramazanda yolculuğa çıkmış olan bir kimse içinde bulunduğu günün sabahı tan yeri ağardıktan sonra eve döneceğini bilse oruca niyetlenir. Mâlik der ki: Bir kimse Ramazanda yolculuğa çıkmak istese, henüz daha memleketinden ayrılmadan şafak sökse, o gün akşama kadar orucunu tutar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazanda Sefere Çıkan Veya Seferden Dönenin Hareket Tarzı
817-) İmâm-ı Mâlik: Bir adam bir yolculuktan dönüşte o gün oruç tutmasa, karısı da hayızdan henüz yeni kesildiği için Ramazan orucuna başlamamış olsa, adam dilerse karısıyla cinsi münasebette bulunabilir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazanda Sefere Çıkan Veya Seferden Dönenin Hareket Tarzı
818-) Ebû Hüreyre'den: Adamın biri Ramazanda orucunu bozmuştu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona ya bir köle azat ederek, ya iki ay devamlı oruç tutarak, ya da altmış fakiri doyurarak kefaret vermesini emretti. Adam: Bulamam.» deyince Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sele hurma getirilmişti: bunu tasadduk et.» buyurdu. Adam: Resûlallah! Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yan dişleri görülecek şekilde güldü ve: Onu ye!» buyurdu. Buhârî, Savm, 30/30; Müslim, Sıyâm, 13/81. Ayrıca bkz. Şeybanî, 349. Hanefi Mezhebine göre, kasten yemek, içmek ve cinsî birleşme sonucunda oruç bozmanın cezası bir gün kaza, iki kameri ay oruç tutmak, gücü yetmezse altmış fakiri doyurmaktır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucunu Bozmanın Kefareti
819-) Saîd b. Müseyyeb'den: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir bedevi geldi. Adam «Mahvoldum!» diyerek başına vuruyor, saçını başını yoluyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: bu hal?» diye sordu. Adam: Ramazanda oruçlu iken hanımımla cinsi münasebet yaptım.» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bir köle azat edebilir misin?» diye sordu. Adam: « Hayır!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bir dişi deve fidye verebilir misin?» buyurdu. Adam: « Hayır!» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber adama: Öyleyse otur!» dedi. Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir sele hurma getirildi. bunu tasadduk et.» dedi. Adam: Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Onu ye, eşinle münasebette bulunduğun günün orucunun yerine bir gün kaza et!» buyurdu. Said b. Müseyyeb'e «bir selede kaç hurma vardır?» diye sordum. «On beş, yirmi sa' arasıdır!» diye cevap verdi. İbn Abdilber der ki: "Bu hadis, bütün Muvatta ravilerinde böylece mürseldir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucunu Bozmanın Kefareti
820-) İmâm-ı Mâlik'den: Alimlerin şöyle dediklerini işittim; Ramazanın kazasını yaparken, gündüz veya başka bir vakitte hanımıyla cinsi münasebette bulunan kimseye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından Ramazanda gündüz cinsi münasebette bulunan kimseye verileceği bildirilen kefaret gerekmez. Sadece orucun kazası gerekir. Mâlik şöyle demiştir: Bu konuda duyduğum en güzel hüküm budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Orucunu Bozmanın Kefareti
821-) Nafi'den: Abdullah b. Ömer oruçlu iken kan aldırırdı. Sonradan bunu terkederek oruçlu iken iftar edinceye kadar kan aldırmadı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlu Kan Aldırabilmesi
822-) İbn Şihab'dan: Sa'd b. Ebî Vakkas ve Abdullah b. Ömer, aruçlu iken kan aldırırlardı. Şeybani ,356.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlu Kan Aldırabilmesi
823-) Hişam b. Urve, babasından naklediyor: O oruçlu iken kan aldırır, sonra oruca devam ederdi. Onu hep oruçlu olarak kan aldırırken gördüm.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlu Kan Aldırabilmesi
824-) İmâm-ı Mâlik şöyle demiştir: Oruçlunun kan aldırması kötü görülmez, ancak zayıf düşme korkusu vardır. Bu da olmazsa, hoş karşılanır. Şayet adamın biri Ramazanda kan aldırır, sonra da orucuna devam ederse bir şey diyemem, o günün kazası da gerekmez. Kan aldırmanın fena karşılanmasının sebebi, orucu şüpheye sokmasındandır. Kim kan aldırır, akşama kadar da orucunu tutarsa, ona bir şey diyemem, o günün ayrıca kazası da gerekmez, Şeybani,357.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlu Kan Aldırabilmesi
825-) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Aişe'den: Kureyşliler, cahiliyye devrinde Aşure günü oruç tutarlardı. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’da oruç tutardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret edince yine oruç tuttu ve tutulmasını da emretti. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra aşure günü orucu terkedildi. Sadece isteyen tuttu, istemeyen tutmadı. Buhârî, Savm, 30/69; Müslim, Sıyâm, 13/113.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutulması
826-) Humeyd b. Abdurrahman b. Avf dan: Muaviye b. Ebî Süfyan haccettiği sene Aşure günü minbere çıkarak: Ey Medine'liler! Alimleriniz nerede? Bugün için ben Resûlüllahın (sallallahü aleyhi ve sellem) 'Bugün aşuredir, size oruç farz değil ama ben oruçluyum. İsteyen tutsun, istemeyen tutmasın,' buyurduğunu duydum.» diyordu. Buhârî, Savm, 30/69; Müslim, Sıyâm, 13/126. Ayrıca bkz. Şeybanî, 374. Mezhebi, bu  hadisi delil alarak aşure orucunu nafile oruçlardan sayar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutulması
827-) İmâm-ı Mâlik'den: Duyduğuma göre Ömer b. Hattab Haris b. Hişam'a haber göndererek: aşure günüdür. Onun için ailene oruç tutmalarını emret.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutulması
828-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan ve Kurban bayramlarında oruç tutmayı yasakladı. Hanefi Mezhebine göre, teşrik günleri (arefesiyle birlikte kurban bayramının dört günü) oruç tutmak doğru değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramlarında Oruç Tutulması
829-) İmâm-ı Mâlik'den: Alimlerin; «Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) oruç tutmayı yasak ettiği Ramazan ve Kurban bayramlarında oruç tutmadıktan sonra devamlı oruç (yıl orucu) tutmakta bir mahzur yoktur.» dediklerini duydum. konuda duyduğum en güzel hüküm budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ve Kurban Bayramlarında Oruç Tutulması
830-) Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birkaç gün hiç iftar etmeden oruç tutmayı (savm-ı visal) yasakladı. Bunun üzerine Ashap: Resûlallah! Siz öyle yapıyorsunuz ya?» deyince: Ben sizin gibi değilim, bana yediriliyor da, içiriliyor da.» buyurdu. Buhârî, Savm, 30/20; Müslim, Sıyâm, 13/56, Ayrıca bkz. Şeybanî, 367

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: I Visal
831-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Savm-ı visal tutmayın! Savm-ı visal tutmayın!» Bunun üzerine Ashap: Sen öyle tutuyorsun Ya Resûlallah!» diye itirazda bulununca Hazret-i Peygamber: Ben sizin gibi değilim. Ben, rabbim bana yedirdiği ve içirdiği halde geceyi geçiririm.» buyurdu. Buhârî, Savın, 30/49; Müslim, Sıyâm, 13/58. Ayrıca bkz. Şeybanî, 368. Visal (iki gün ve bir gece yemeden) orucu Hanefi Mezhebine göre mekruhtur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: I Visal
832-) İmâm-ı Mâlik'den: Zıhar  Zıhar: Kocanın karısına cahiliye devrinden kalma bir âdet olarak "Sen bana anamın sırtı gibisin." demesidir. Bunun sonucunda, keffaret ödenir. yapıp veya hataen adam öldürüp kendisine iki ay aralıksız oruç kefareti farz olan kimse kefaret orucuna başlayınca hastalanıp bayılsa oruca ara verir, iyileşince tekrar küldığı yerden devam eder. Hastalıktan dolayı orucu erteletmez. Bu konuda duyduğum en güzel hüküm budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Hataen Adam Öldüren Ve Zihar Yapanın Kefareti
833-) Hataen adam öldürüp farz olan kefareti tutmaya başlayan kadın oruç esnasında hayız görse, o da temizlenince kaldığı yerden orucu devam eder, hayız oldum diye kefaretini ertelemez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Hataen Adam Öldüren Ve Zihar Yapanın Kefareti
834-) Kendisine iki ay aralıksız kefaret farz olan kimse sadece hastalık ve hayız görme sebepleriyle orucunu bozabilir. Sefer hali kefaret orucuna ara vermek için bir sebep sayılmaz. konuda duyduklarımın en güzelleri bunlardır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Hataen Adam Öldüren Ve Zihar Yapanın Kefareti
835-) İmâm-ı Mâlik'ten: Alimlerden şöyle duydum: Bir kimse hastalansa, hastalığından dolayı oruç tutmak onu yorsa ve bir hayli güç duruma soksa orucunu bozabilir. Namazda ayakta durması zor olan ve bu yüzden güç durumda kalan kimse de oturarak namazını kılabilir. Allah, kulunun özrünü daha iyi bilir. Allah'ın dini kolaydır. teâlâ seferde oruç tutmamaya müsaade etmiştir, halbuki Seferde olan oruca hastadan daha iyi dayanır. Kur'an-ı Kerim'de «Sizden hasta olanlar veya seferî olanlar tutmadıkları günler kadar başka günlerde tutarlar...» buyurulmaktadır. en güzel Rivâyet budur. Bu konuda ittifak vardır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlu İken Hastalanmak
836-) İmâm-ı Mâlik'den: Said b. Müseyyeb'e: Bir ay oruç tutmayı adayan kimse nafile oruç tutabilir mi?» diye soruldu. Saîd: Nafileden önce adağını tutsun» cevabını verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruç Nezri Olanın Nafile Tutabilmesi, Ölünün Yerine Oruç Tutulması
837-) İmâm-ı Mâlikten: b. Yesar'ın da böyle bir fetvasını duymuştum.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruç Nezri Olanın Nafile Tutabilmesi, Ölünün Yerine Oruç Tutulması
838-) Bir kimse köle azat etmeyi, oruç tutmayı, sadaka vermeyi veya eve fidye vermeyi adamış olarak ölse, adağının malından yerine etirilmesini vasiyet etse, sadaka ve deve fidyesi malının üçte irinden verilir. Bunun gibi onlara diğerlerinden öncelik tanınır, lünkü farz olan adaklar nafileler gibi değildir, bu yüzden özellik-i terekenin tamamından değil üçte birinden ödenir. Çünkü bu işinin malının tamamından ödenmesi mümkün olsa o zaman üzerine bir ömür boyu farz olan ibadetleri ölünceye, mal varislerin oluncaya ve bu ibadetleri artık eda etme imkanı kalmayıncaya kadar geciktirirdi. Belki de bu ödemeler bütün malını kapsardı. Kişinin böyle bir yetkisi yoktu.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruç Nezri Olanın Nafile Tutabilmesi, Ölünün Yerine Oruç Tutulması
839-) İmâm-ı Mâlik'ten: Abdullah b. Ömer'e, Bir kimse başka birinin yerine oruç tutabilir veya namaz kılabilir mi?» diye sorulurdu. O da: Bir kimse, başka bir kimsenin yerine ne oruç tutabilir, ne de namaz kılabilir!» cevabını verir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Oruç Nezri Olanın Nafile Tutabilmesi, Ölünün Yerine Oruç Tutulması
840-) Halit b. Eslem'den; Ömer b. Hattab, bulutlu bir Ramazan gününde güneş battı, akşam oldu zannederek orucunu açtı. Biraz sonra bir adam gelerek: Mü'minlerin emiri! Güneş çıktı!» dedi. Bunun üzerine Ömer: Telafisi kolay!» Biz içtihat ettik diye karşılık verdi. Şeybanî, 366. Mezhebine göre de, güneş battı zannıyla oruç bozan günün kalan kısmında aynen oruçlu gibi hareket ederek orucunu kaza eder. Mâlik der ki: Hazret-i Ömer, "telafisi kolay" sözüyle bize göre —Allah bilir ya— kaza etmeyi, kaza etmenin kolaylığını kasdetmiş ve "yerine bir gün oruç tutarız" demek istemiştir. 44. Hadiste geçtiği gibi, güneş battı sanarak orucunu bozmasından sonra bu sözü söylemiştir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
841-) Nafi'den: Abdullah b. Ömer şöyle derdi: «Hastalık veya yolculuk sebebiyle Ramazan orucunu kazaya bırakan kimse, bıraktığı oruçları tutmaya başlayınca aralıksız tutar.»  Şeybanî, 361.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
842-) İbn Şihab'dan: Abdullah b. Abbas'la Ebû Hüreyre kazaya kalan Ramazan oruçlarının sürekli olarak mı, yoksa aralıklarla da tutabileceği konusunda ihtilafa düştüler. Biri «aralıklarla tutulabilir», diğeri «aralıksız tutulması lâzımdır» dedi. Fakat hangisinin «aralıklı», hangisinin «aralıksız» dediğini hatırlamıyorum. Şeybanî, 362 Mezhebine göre, kaza orucunu aralıksız tutmak efdaldir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
843-) Abdullah b. Ömer'den; Oruçlu iken isteyerek istifra edenin o günkü orucunu kaza etmesi lâzımdır. Elinde olmadan istifra edene kaza lâzım gelmez. Şeybanî, 358. Mezhebi bu hadisi kusma konusunda delil olarak alır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
844-) Yahya b. Said'den: Saîd b. Müseyyeb'e Ramazan orucunun kazasıyla ilgili bir şey soruldu, O şöyle dedi: «Bana kalırsa en iyisi, kazaya kalan Ramazan oruçlarını başlayınca aralıksız tutmaktır.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
845-) İmâm-ı Mâlik'ten: Kazaya kalan Ramazan oruçlarını aralıklı olarak tutana tekrar kaza etmek gerekmez. Çeşitli günlerde tutmuş olması, borcunu ödemeye yeterlidir. Ama bana kalırsa, en iyisi hepsini peş peşe ara vermeden tutmaktır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller