İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

2307-) İmâm-ı Mâlik der ki: Alimlerden duyduğum budur ve Medine'liler de böyle yapıyorlardı. Medine'lilerin ameli —Resûlüllah'ın sünnetine uygun olduğu için— İmâm-ı Mâlik'e göre ölçü yani delillerden biri oluyordu.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2308-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bana şöyle Rivâyet edildi: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) kölesi ile otuzbeş bin dirheme muktebe anlaşması yaptı. Sonra onun borcunun son beşbin dirhemini tenzil etti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2309-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bizce efendisi ile mükatebe anlaşması yapan kölenin malı kendisine aittir. Anlaşmada şart koşulmamışsa çocuğu, mukateb olmaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2310-) Yahya, İmâm-ı Mâlikin mukateb hakkında şöyle dediğini duydu: kendisinden hamile olan bir köle ile efendisi mükatebe anlaşması yapsalar, her ikisi de anlaşmayı yaparken cariyenin hamile olduğunu bilmeseler, bu çocuk babasına tabi olarak bu anlaşmanın içerisine girmez. Çünkü çocuk, bu anlaşmanın dışında kalır ve efendinin olur. Fakat cariye mükatebindir. Çünkü onun malıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2311-) İmâm-ı Mâlik, bir kadının oğluyla kocasına bir mukateb miras bırakması hakkında der ki: Bu durumda mükatep borcunu ödemeden ölürse, Allah'ın kitabına göre kocasıyla oğlu bu kölenin mirasını taksim ederler. Eğer mükatep borcunu öder de ölürse bu mükatebin mirası, kadının oğlunun olur. Kocasının bu mirasta hakkı yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2312-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükatep, (kitabet akdi yapan köle) kölesi ile mükatebe anlaşması yapsa, bakılır: Eğer mükatep kölesine yardım etmek istemişse, bu da kölesine indirim yapmasından anlaşılıyorsa, bu anlaşma caiz değildir. Şayet ilgilenip mal elde etmesi, borcunu ödemeye yardım etmesi, katkıda bulunması için yapmışsa, bu takdirde yaptığı anlaşma caiz ölür.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2313-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir efendi mükatebe cariyesiyle birleşir de cariye hamile kalırsa, cariye isterse, ümmü veled olur. Dilerse mükatebe anlaşmasına bağlı kalır. Eğer cariye hamile olmamışsa mükatebe anlaşması uyarınca hareket eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2314-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kölede ortak olan iki kişiden biri, ortağının izni ile ya da izinsiz köledeki hissesine karşılık mükatebe anlaşması yapamaz. Böyle bir anlaşmayı ikisi birlikte yapmaları gerekir. Çünkü kölenin yarı azat olmasını gerektirecek olan kitabet borcunu öderse bu anlaşma azat etme akdi olur. Köle ile hissesinde mükatebe anlaşması yapan ortak, kölenin tamamının azat edilmesini istiyemez. Bu Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şu buyruğuna aykırıdır: «Bir kimse bir köledeki hissesini azat ederse köle onun namına adil bir şekilde kıymetlendirilir» Kölenin geri kalan kısmının azat edilebilmesi için bu kısmın değerlendirilmesi gerekmektedir. Halbuki yarısında mükatebe anlaşması yapılmış ve o kısım kendisi tarafından kıymetlendirilmiştir. Bu kıymetlendirme geri kalanın da kıymetlendirilmesine engel teşkil ettiğinden hadis'e muhaüf olmaktadır. Bir değeri kalan kısmın parasını kendi vererek azat etmesi gerekmektedir. Halbuki kendi hissesinden para almaktadır. İkinci olarak ortaklardan birisi mukateb anlaşması yapınca, kölenin serbestçe çalışıp borcunu ödemesi lâzımdır. Bir kısmı başkasının kölesi olduğu müddetçe bu mümkün olmaz. Bizce ittifakla hüküm böyledir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2315-) İmâm-ı Mâlik der ki: Hissesinde mükatebe anlaşması yapan efendi, hükmün böyle olduğunu bilmez ve mükatep borcunu ödeyince veya henüz ödemeden öğrenirse, mükatebden teslim aldığı parayı geri verir ve bu parayı diğer ortağıyla köledeki hisseleri oranında paylaşırlar. Kitabet anlaşması hükümsüz olur. Köle de daha önceki gibi ikisi arasında köle olarak kalır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2316-) İmâm-ı Mâlik der ki: İki kişi arasında ortak mükatebden, ortaklardan biri alacağını ertelese, diğeri de ertelemeyip alacağının bir kısmını tahsil ettikten sonra mükateb ölse ve borcuna kâfi gelmiyecek kadar mal bıraksa ortaklar o malı alacakları miktarınca paylaşırlar. Her ortak kendi hissesi kadar alır. Eğer mükatep borcundan daha fazla mal bırakmışsa, ortaklar geri kalan alacaklarını aldıktan sonra arta kalanı aralarında eşit olarak paylaşırlar. Borcunu ödemekten aciz kalırsa, peşin alan da diğer ortağından daha fazla almış ise, bu kişi ortağından daha fazla aldığı farkı ortağına geri vermez. Çünkü aldığını ortağının müsaadesiyle almıştır. aralarında (yine eskisi gibi) yan yarıya ortak olarak kalır. Ortaklardan biri mükatebten alacağından indirim yapsa, sonra diğer ortağı alacağının bir kısmını tahsil etse de, ileride mükateb borcunu ödeyemez hale gelse, köle aralarında ortak olarak kalır. Alacağının bir kısmını tahsil eden ortak, diğer ortağa gerisin geri hiç birşey vermez. Çünkü alacağını almıştır. mesele şuna benzer: İki kişinin ortak olarak bir adamdan alacağı vardır. Birisi alacağını tecil etmiş, diğeri tecil etmeyerek alacağının bir kısmını tahsil etmiştir. Sonra da borçlu iflas etmiştir. Alacağını tahsil eden ortak, tahsil etmeyen ortağa almış olduğu paradan hiçbirşey vermez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Hükmü
2317-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bizce ittifakla hüküm şöyledir: Birden fazla köle bir anlaşmada hepsi birden mükatebe anlaşmasına tabi tutulursa, birbirlerine kefil olurlar ve birinin ölümüyle diğerlerinden hiçbir indirim yapılmaz. Mukateblerden biri «ben aciz kaldım» dese ve çalışmaktan vazgeçse, diğer ortakları onu gücü yettiği işlerde çalıştırabilirler. Bu şekilde borçlarını ödemekte yardımlaşırlar. Öyle ki bütün kölelerin, borçlarını ödeyip azat olmalarıyla o köle de azat olur. Ödemeyip köle olarak kalırlarsa, o da ötekilerle köle olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kitabet Borcunu Ödeme Sorumluluğu
2318-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir köleyle efendisi mükatebe anlaşması yapsa, kölenin ölmesi ya da borcunu ödemekten aciz olması halinde müslümanlar arasındaki teamül, başka birinin kölenin borcunu üzerine alması şeklinde değildir. Çünkü bir kölenin, efendisine olan borcunu, efendi kabullenenden alırsa, haksız yere almış olur. Mükatebi o şahsa satmış da olmaz. Mükatebin borcuna karşılık alınmış olan mal, o malı veren adamındır. Mükateb azat olmaz. Dolayısiyle o mal, efendinin azat edemediği bir kölenin karşılığında almış olduğu mal sayılır. Mükateb borcunu ödemekten âciz kalırsa efendisinin mülkiyetine köle olarak döner. Çünkü kitabet borcu, efendiye başkası tarafından ödenebilecek sabit bir borç değildir. Kitabet borcu öyle bir şeydir ki mükateb onu ödediği takdirde azat olur. Mükateb, borçlu olarak ölürse, efendisi alacaklılara kitabet alacağına karşılık ortak olmaz. Bu konuda alacaklılar efendiden önce gelirler. Kitabet borcunu ödeyemeyen kölenin, başka borçları da varsa efendisinin mülkiyetine köle olarak döner. Borçları bu kölenin zimmetinde sabit olur. Alacaklılar, alacaklarını kölenin bedeline mahsub ederek efendi ile kölede ortak olamazlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kitabet Borcunu Ödeme Sorumluluğu
2319-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir grup köle, birlikte tek bir kitabet anlaşması yapsalar, aralarında da birbirlerine varis olacak akrabalık bağları yoksa, bu köleler, ödemede birbirlerinden sorumludurlar. Kitabet borcunun tamamını ödeyinceye kadar hepsi köle olarak kalırlar. Bir kısmı azat olmaksızın, diğer bir kısmı azat olmaz, içlerinden biri ölür ve geride diğer kölelerin kitabet borçlarından daha fazla mal bırakırsa, o kölelerin borcunun tamamı bu maldan ödenir. Geriye fazla birşey kalmamışsa, o da efendisinin olur. Bu fazlalığı, birlikte kitabet anlaşması yaptıkları diğer arkadaşları alamazlar. Diğer mükateblerin kitabet borçları ölenin malından hisselerine göre ödendikten sonra sıra efendiye gelir. Çünkü ölen onların borcunun ödeme sorumluluğunu üzerine almıştır. Onlara, ölenin malından azat olabilecekleri kadar ödemeleri lâzım gelir. Ölen mükateb'in kitabet akdi yapılırken doğmamış ve kitabet anlaşmasına girmemiş hür bir çocuğu varsa, babasına varis olamaz. Çünkü mükateb ölünceye kadar azat edilmemiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kitabet Borcunu Ödeme Sorumluluğu
2320-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet olundu: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Ümmü Seleme, altın ve gümüş karşılığında mükateblerinden ilişkisini kesti. (Yani mükatebler hür oldular).

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2321-) İmâm-ı Mâlik der ki: İki kişi arasında müşterek olan mükateb hakkında bizce ittifakla hüküm şöyledir: Bu ortaklardan birisinin, kendi hissesi karşılığında diğer ortağın izni olmadan mükateble ilişkisini kesmesi caiz değildir. Çünkü köle ve malı her ikisi arasında ortak olduğundan birinin, diğerinin izni olmaksızın kölenin malından alması caiz görülmemektedir. Ortaklardan birisi mükatebten ilişkisini kesse, diğer ortak kesmese, sonra ilişkiyi kesen ortak ilişkiyi kesme işlemini tamamlarsa, sonradan mükateb mal bırakarak ölse ya da kitabet borcunu ödemekten aciz kalsa, ilişkiyi kesen ortak, kölenin malından alamadığı gibi, diğer ortağına ilişkisini keserken aldığını geri vererek köledeki hissesine tekrar sahip olamaz. Fakat mükatebden ilişkisini ortağının izniyle kesmiş ise, daha sonra mükateb kitabet borcunu ödeyemez hale gelmiş ise, ilişkiyi kesen ortak, ilişkiyi kesme karşılığında almış olduğu parayı verip köledeki hissesine tekrar sahip olmak isterse olabilir. Köle mal bırakarak ölmüş ise, mükatebe anlaşmasını devam ettiren, kölenin malından geri kalan kitabet alacağını alır, sonra da geri kalan malını ilişkiyi kesenle, ortaklık hisseleri oranında paylaşırlar. İki ortaktan biri mükatebden ilişkisini keser, diğer ortak, mükatebe anlaşmasını devam ettirir, sonra da köle kitabet borcunu ödeyemez hale gelirse, ilişkisini kesene: «Eğer sen ilişkini keserken aldığın paranın yarısını verirsen köleye yarı yarıya ortak olacaksın» denir, o da kabul etmez ise, köle tamamen mükatebe anlaşmasına devam eden ortağın olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2322-) İmâm-ı Mâlik der ki: Ortaklardan biri, ortağının izniyle mükatebten ilişkisini keser, diğer ortak da sonradan ilişkisini kesen ortak kadar ya da daha fazlasını mükatebe alacağına karşılık alır, sonra da mükateb, mükatebe borcunu ödeyemez hale gelirse, mükateb aralarında ortak olur. Çünkü mükatebe anlaşmasına devam eden ortak mükatebten alacağını almıştır. Şayet mükatebe anlaşmasına devam eden ortak ilişkiyi kesen ortaklardan daha az almış, sonra da mükateb, mükatebe borcunu ödeyemez hale gelmişse, ilişkiyi kesen ortak aldığı paranın fazlasının yarısını ortağına verip kölenin yarısına ortak olmak isterse, olabilir, istemezse, kölenin tamamı ilişkiyi kesmeyen ortağın olur. Mükateb, miras bırakarak ölmüş ise ilişkiyi kesen ortak diğer ortakdan fazla olarak ortağının yarı hissesini ona verip mirasa ortak olmak isterse olabilir. İlişkiyi kesmeyen ortak, ilişkiyi kesen ortak kadar, ya da daha fazla almışsa, miras aralarında köledeki hisseleri oranında paylaştırılır. Çünkü ilişkiyi kesmeyen ortak hakkını almıştır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2323-) İmâm-ı Mâlik der ki: İki kişi, bir mükatebte ortaktırlar, birisi hissesinin yarısında ortağının izniyle ilişkisini kesmiş, sonra ilişkisini kesmeyen ortak ilişkisini kesen ortaktan daha az para almıştır. Sonra da mükateb kitabet borcunun ödeyemez hale gelmiştir. İlişkiyi kesen ortak, öteki ortağından fazla olarak aldığının yarısını ortağına geri verirse, köleye yarı yarıya ortak olurlar. Eğer bu parayı geri vermek istemez ise, ilişkisini kesmeyen ortak, ortağının mükatebteki ilişkisini kestiği hisseyi de alır. Mâlik der ki: Bu şöyle açıklanabilir: İki kişi, bir köleye yarı yarıya ortaktır. Her iki ortak da birlikte bu köleyle mükatebe anlaşması yapmışlardır. Sonra ortaklardan biri kendi hissesinin yarısında, yani mükatebin dörtte birinde ortağının izniyle ilişkiyi kesmiştir. Sonra mükateb de borcunu ödeyemez duruma düşmüştür. İlişkiyi kesene şöyle denir: «İstersen ortağının aldığından fazla olarak aldığının yarısını or'tağına geri ver, köle aranızda ortak olsun.» Eğer verirse köle ikisi arasında yarı yarıya ortak olur. Şayet vermez ise ilişkiyi kesen ortağın ilişkiyi kestiği hissesi, ilişkiyi kesmeyen ortağın olur. Zaten bu ortak kölenin yan hissesine sahipti. Bununla birlikte, kölenin dörtte üçüne sahip olmuş olur. Kölenin dörtte biri de ilişkiyi kesenin olur. Çünkü ilişkiyi kesen ortak, ilişkiyi kestiği kölenin dörtte birinin bedelini geri vermeyi kabul etmemiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2324-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükatebten efendisi ilişkisini keser ve onu azat eder, ilişkiyi kesmesi karşılığında alacağı paradan geri kalanı da üzerine borç olarak kaydeder, sonra mükateb plür ve bu mükatebin başka kişilere de borcu vardır. Bu durumda efendi, diğer alacaklılarla birlikte bu alacağını alamaz. Diğer alacaklıların öncelik hakları vardır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2325-) İmâm-ı Mâlik der ki: Başka kişilere borcu olan bir mükatebin efendiyle ilişkiyi kesme anlaşması yapma hakkı yoktur. Böyle olunca köle hürriyetine kavuşur ve hiçbir malı kalmayabilir. Zira alacaklılar, alacaklarını efendiden daha önce alma hakkına sahiptirler. Bu sebeple, mükatebin böyle bir anlaşma yapması caiz değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2326-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir efendi, kölesi ile mükatebe anlaşması yapar sonra altın karşılığında ilişkisini keser. Bunu yaparken ilişkisini kesmesi karşılığında alacağı altını peşin ödemesi şartıyle mükatebe borcundan indirimde bulunur. Bizce bunda bir mahzur yoktur. Ancak bunu hoş görmeyenler de vardır. Çünkü efendi, mükateb borcunu normal borç mesabesine indirmiştir. Şöyle ki: Bir kişi, başka bir kişiye belli bir zamana kadar borçlanmıştır. Alacaklı ona indirim yapmış, o da borcunu peşin olarak ödemiştir. Mükatebin borcu bu borca benzemez. Bu, mükatebin bir an önce hürriyetine kavuşabilmesi maksadıyla efendisine mal vermek üzere aralarında yaptıkları ilişkiyi kesme anlaşması neticesinde verilmesi gereken maldır. Bu sebeple, hürriyetine kavuşan bu kölenin miras, şahitlik ve hudud (hükümleri) hakları sabit olur ve hürriyete kavuşmanın haklarını elde eder. Artık dirhem karşılığında dirhem, altın karşılığında altın satın alamaz. (Faiz muamelesi yapamaz) Bu kişi, kölesine şöyle diyen kimseye benzer: «Şu kadar dinarı bana getirirsen sen hürsün.» Köleye bu söylediği miktardan indirim yapar da, ona şöyle der: «Bana bundan daha azını getirirsen sen hürsün.» Bu zimmette sabit bir borç olmaz. Şayet sabit bir borç olsaydı, mükatebin ölmesi veya iflas etmesi halinde alacaklılarıyla birlikte taksime iştirak ederek mükatebin malını beraberce bölerlerdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mukatebe İlişkisini Kesmek
2327-) İmâm-ı Mâlik der ki; Diyet ödemeyi gerektirecek şekilde bir şahsı yaralayan mükateb hakkında duyduğumun en güzeli şudur; Mükatebin, kitabet borcuyle birlikte bu yaralamanın diyetini verebilecek gücü varsa diyeti öder ve kendisi mükateb olarak kalır. Eğer her ikisine gücü yetmez ise yaralamanın diyetini öder. Çünkü kitabet borcunu ödemeyip önce yaralamanın diyetini ödemesi gerekir. Şayet yaralamanın diyetini ödemekten de acizse, efendisi isterse bu yaralamanın diyetini verir kölesine sahip olur, köle onun mülkü haline gelir. Dilerse yaralıya köleyi teslim eder. Efendi üzerine artık köleyi teslim etmekten fazla bir sorumluluk yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Yaralaması
2328-) İmâm-ı Mâlik der ki: Birlikte mükatebe anlaşması yapan bir grup köleden biri diyet gerekecek bir yaralama yapsa, yaralayana ve diğer mükatebe anlaşmasında ortak olduğu kişilere «hep birlikte bu yaralamanın diyetini ödeyin.» denir. Eğer öderlerse mükateb olarak kalırlar. Şayet ödemeyip aciz kalırlarsa, efendileri isterse bu yaralamanın diyetini verir, mükatebe akidleri bozulur, köleliğe dönerler. Dilerse sadece yaralayanı yaralıya teslim eder, diğer mükatebler de arkadaşlarının yapmış olduğu bu yaralamanın diyetini veremedikleri için mükatebe anlaşmaları bozulur, köle olarak kalırlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Yaralaması
2329-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bizce ittifakla hüküm şöyledir: Mükateb diyet gerekecek derecede yaralansa veya mükatebin, mükatebe anlaşmasında kendisiyle beraber olan çocukları yaralansa, bunların diyeti değerce kölelerin diyeti kadardır. Diyetlerinden alınanlar, mükatebe anlaşması yaptıkları efendilerinin alacağına karşılık verilir. Bu mükatebin geri kalan borcuna mahsub edilir. Mükatebin yaralanmasının diyetinden efendinin aldığı kadar borcundan düşülür. Mâlik der ki: Bunun açıklaması şöyledir: Mesela köle üç bin dinara mükatebe anlaşması yapmış olsun, efendisinin aldığı yaralanmasının diyeti bin dinar olsun. Mükateb, efendisine iki bin dinar daha verirse hür olur. Eğer daha önce mükatebin kitabet borcundan bin dinar kalmış ise, yarasının diyetinden de efendisinden bin dinar almışsa köle azat olur. Şayet mükatebin diyeti efendisine kalan kitabet borcundan daha fazla ise mükatebin efendisi geri kalan kitabet alacağını alır ve mükateb hürriyetine kavuşur Mükatebin kitabet borcundan arta kalan kısmı mükatebindir. Kitabet borcu ödenmeden yemesi ve harcaması için yaralarının diyetini mükatebe vermek doğru değildir. Eğer bu köle borcunu ödemekten aciz olursa efendisine (yaralanmadan dolayı) tek gözlü veya eli kesik ya da kötürüm bir vaziyette köle olarak döner. Efendisi anlaşmasını sadece kölenin malı ve kazancı üzerine yapmış olup çocuğunun bedeli ve vücudunun diyetinden çocuğuna yemesi ve harcaması için düşen mal üzerine yapmamıştır. Ancak mükatebin kendi yaralarının diyeti ve mükatebliği sırasında doğan veya kitabet anlaşmasına dahil edilen çocukların diyeti, kalan alacağına mahsuben efendisine verilir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Yaralaması
2330-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kişinin mükatebini satın alan adam hakkında duyduğumun en güzeli şudur: Bu mükatebin efendisi dinar veya dirhem karşılığı mükatebe anlaşması yapmışsa onu satamaz. Şayet herhangi bir ticari eşya karşılığında peşin olarak mükatebe anlaşması yapmışsa (bedelini henüz almamışsa) satabilir. Çünkü peşin değil de veresiye anlaşma yapmışlarsa borcu, borç karşılığında satmak olur ki borcun borç karşılığında satılması yasak edilmiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2331-) İmâm-ı Mâlik der ki: Efendisi, mükateble deve, sığır, koyun ve köle gibi bir ticari mal karşılığında peşin olarak mükatebe anlaşması yapsa, bu mükatebi müşteri altın veya gümüş veya yukarıda sayılan ticari eşyaların dışında bir eşya ile satın alabilir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2332-) İmâm-ı Mâlik der ki: Mükateb hakkında duyduğumun en güzeli şudur: Mükateb satılacaksa, peşin olarak satış bedelini efendisine ödeyecek gücü de varsa, satın alacak olan müşteriden kendisini satın alması azat olmak demektir. Azat olmak ise diğer vecibeler arasında önde gelir. Mükateble, mükatebe anlaşması yapan ortaklardan biri mükatebin yarısı veya üçte biri veya dörtte biri ya da mükatebdeki herhangi bir hissesini satsa, mükatebin satılan bu hissede şüfâ hakkı yoktur. Çünkü bu hisseyi almakla, o hissede kesin olarak hürriyetine kavuşma akdi yapmış olur. Mükateb bu anlaşmayı ortakların izni olmadan yapamaz. Çünkü satılan hisse ile mükateb tam bir dokunulmazlık kazanmaz. Malı haczedilmiştir. Kendisinin bir hissesini satın almasıyla müh harcanacağı için mükatebe anlaşmasının gereklerini yerine getiremeyeceğinden korkulur. Mükatebin hisselerden birini alması, tamamını satın almaya benzemez. Ancak geri kalan kitabet anlaşması yapan efendiler izin verirlerse satılan hisseyi öncelikle alabilir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2333-) İmâm-ı Mâlik der ki: Mükatebin taksitlerinden birini satmak caiz değildir. Çünkü taksit satmakta belirsizlik vardır. Mükateb borcunu ödemekten aciz olursa borcu hükümsüz olur. Mükateb başka kişilere borcu varken ölür veya iflas ederse taksidini satın alan kişi kendi hissesi karşılığında alacaklılar alacaklarını alırken onlarla beraber olup hiçbir şey alamaz. Mükatebin taksitlerinden biri olan kişi efendi mesabesinde olup mükatebin efendisi ise kitabet alacağına karşılık mükatebin diğer alacaklıları ile malını taksime iştirak edemez. Efendinin kölesi üzerinde toplanan haracı da böyledir. Bu haraca karşılık efendi diğer alacaklılarla birlikte mal taksimine iştirak edemez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2334-) İmâm-ı Mâlik der ki: Mükateb, mükatebe borcunu, kitabette yazılı olan mal ve eşyadan değişik ya da aynı mal ve eşya karşılığında peşin veya veresiye satın alması caizdir,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2335-) İmâm-ı Mâlik der ki: Mükateb ölüp geride bir ümmü veled cariye ile, bu cariyeden veya başka kadından doğma çocuklar bırakır da bunların da çalışıp kazanabilecek güçleri olmayıp kitabet borçlarını ödeyemiyeceklerinden korkutursa, babalarının ümmü veledi o çocukların annesi olsun veya olmasın, kitabet borçlarının hepsini ödiyebilecek değerde ise satılır, borçları ödenir ve onlar da hürriyetlerine kavuşurlar. Çünkü bu durumda babaları da bu şartlar içerisinde ümmü veledin satılmasına engel olamazdı. Cariyenin bedeli kitabet borçlarını ödemeye kâfi gelmez ve bu cariye ve çocuklar da çalışıp kazanabilecek güce sahip değillerse, hepsi tekrar efendilerine köle olurlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2336-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kişi, mükatebin kitabet borcunu efendisinden satın alsa mükateb kitabet borcunu kendisine ödemeden ölse bize göre bu şahıs köleye varis olur. Eğer mükateb, kendisine kitabet borcunu ödeyemez hale gelirse, köle o şahsın olur. Şayet mükateb kitabet borcunu satın alan kişiye ödeyerek hürriyetine kavuşsa, velâsı kitabet anlaşmasını yapan efendisinin olur. Kitabetini satın alan şahsın kölenin velâsında hiçbir hakkı olmaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Satılması
2337-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet olundu: Bir kişi kendi adına ve çocukları adına kitabet anlaşması yapmış, sonra da ölmüştür. Urve b. Zübeyr ile Süleyman b. Yesâr'a şu sual soruldu: Bu çocuklar babalarının yapmış olduğu kitabet borcunu ödemeye çalışacaklar mı, yoksa bu çocuklar köle mi olmuşlardır?» da şöyle cevap verdiler: Evet babalarının yapmış olduğu kitabet anlaşmasının borcunu ödemek için çalışacaklar, babalarının ölümünden dolayı onlara hiçbir indirim yapılmaz.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Çalışması
2338-) İmâm-ı Mâlik der ki: Çocuklar çalışamayacak kadar küçük ise, büyümeleri için beklenmez ve bu çocuklar babalarının efendisinin kölesi olurlar. Şu kadar var ki babalan, onlar çalışabilecekleri çağa gelinceye kadar taksitlerini ödeyebilecek kadar mal bırakmışsa, derhal köle olmazlar, bu maldan onlar adına büyüyüp çalışabilecekleri zamana kadar ödenir. Büyüdükleri zaman borçlarını öderlerse hürriyetlerine kavuşurlar. Ödeyemezlerse köle olurlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Çalışması
2339-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükateb ölür ve geride kitabet borcuna kâfi gelmeyecek kadar bir mal bırakır. Geride bu kitabet anlaşmasında ortak olan bir çocuk ile bir ele ümmü veled vardır. Ümmü veled hepsinin adına çalışıp bu parayı ödemek istemektedir. Ümmü velede güveniliyorsa ve çalışabilecek güce de sahipse, bu mal kendisine verilir. Şayet güvenilmez ve çalışabilecek gücü de yoksa, bu mal ona teslim edilmez. Kendisi ve çocuk, mükatebin efendisine tekrar köle olurlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Çalışması
2340-) İmanı Malik der ki: Aralarında akrabalık olmayan bir topluluk birlikte bir mükatebe anlaşması yapsalar da bir kısmı sorumluluklarını yerine getirmeyecek hale gelse ve diğer kısmı da hepsi hürriyetlerine kavuşana kadar çalışsalar, bu çalışan kişiler çalışmayan kişilerin adına ödemiş oldukları parayı hisseleri oranında onlardan alabilirler. Çünkü bu köle topluluğu birbirlerine kefildirler. Şeybanî, 859.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükatebin Çalışması
2341-) Rabîa b. Ebî Abdurrahman ve diğerleri şöyle anlatıyorlar: el-Furâfisa b. Umeyr el-Hanefi'nin bir mükatebi vardı. Bu mükateb kitabet borcunun hepsini efendisine ödeyeceğini bildirdi. el-Furâfisa, bu teklifi kabul etmeyince, mükateb o gün Medine valisi olan Mervan b. Hakem'e başvurarak durumu anlattı. Mervan, el-Furâfısa'yı huzuruna çağırarak ona bu teklifi kabul etmesini söyledi. O da kabul etmedi. Bunun üzerine Mervan, mükatebten malın teslim alınıp hazineye konulmasını emretti ve mükatebe de şöyle dedi; Git. Hür oldun.» bu durumu görünce malı teslim aldı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Zamanı Gelmeden Borcunu Ödemesi Halinde Mükatebin Hürriyetine Kavuşması
2342-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bizce mükateb bütün taksitlerini daha zamanı gelmeden öderse caizdir. Efendisi bunu kabul etmemezlik yapamaz. Çünkü kölenin borcunu ödemesi ondan bütün şartları veya hizmet etme şartlarını ya da sefere çıkma şartlarını kaldırmıştır. Kölelik sebeplerinde bazıları kalmış olsaydı köle tamamen hürriyete kavuşamaz, dokunulmazlığı tamamlanmaz, şahitliği kabul edilmez, miras sabit olmaz ve buna benzer işleri yapamazdı. Köle hürriyetine kavuştuktan sonra efendisinin ona herhangi bir hizmet yapmayı şart koşması da doğru değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Zamanı Gelmeden Borcunu Ödemesi Halinde Mükatebin Hürriyetine Kavuşması
2343-) İmâm-ı Mâlik der ki: Şiddetli bir şekilde hastalanan mükateb, beraberinde kitabet anlaşmasına iştirak eden oğlu yoksa, hür varislerinin kendisine varis olabilmelerini temin için bütün taksitlerini efendisine ödemek istese ödeyebilir. Çünkü mükatebin bütün taksitleri ödemesiyle hürriyetine kavuşur, şahitliği kabul edilir, diğer kişilere olan borcunu itiraf etmesi ve vasiyyet etmesi caiz olur. Efendisi «Benden malını kaçırdı» diyerek mükatebin bütün taksitlerini ödeme teklifini kabul etmemezlik yapamaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Zamanı Gelmeden Borcunu Ödemesi Halinde Mükatebin Hürriyetine Kavuşması
2344-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet olundu; Bir mükatebte ortak olan iki kişiden biri, hissesini azat etti. Mükateb de bir çok mal bırakarak öldü. Saîd b. Müseyyeb'e bu mükatebin mirasının nasıl taksim edileceği soruldu. O da şöyle cevap verdi: «Kitabet anlaşmasına devam eden kişiye geri kalan alacağı verilir. Sonra artan malı aralarında eşit olarak her iki ortak taksim ederler.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Hürriyetine Kavuşan Mükatebin Mirası
2345-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükateb mükatebe anlaşması yapar ve hürriyetine kavuşursa öldüğü gün ona kendisiyle mükatebe anlaşması yapanın erkek çocuğu veya asabelerinden en yakınları varis olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Hürriyetine Kavuşan Mükatebin Mirası
2346-) İmâm-ı Mâlik der ki: Azat edilen her köle de buna benzer. Bu köle hürriyetine kavuşup velâsı vereseye kaldıktan sonra öldüğü gün mirası kendisini azad eden efendisinin en yakın erkek çocuğu veya asabesine intikal eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Hürriyetine Kavuşan Mükatebin Mirası
2347-) İmâm-ı Mâlik der ki: Hepsi birlikte bir mükatebe anlaşması yaptıkları takdirde ve içlerinde kitabet anlaşmasına dahil veya mükateblik sırasında doğmuş çocuğu olan bulunmazsa kardeşlerle çocuklar arasında fark yoktur. Bu kardeşlerden birinin anlaşmaya dahil bir çocuğu varsa, sonra da mal bırakarak ölse, bu maldan hepsinin mükatebe borçlan ödenir ve hepsi hürriyetlerine kavuşurlar. Borçları ödendikten sonra artan mal, ölenin kardeşlerinin değil, çocuğunun olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Hürriyetine Kavuşan Mükatebin Mirası
2348-) İmâm-ı Mâlik şöyle Rivâyet etti: Bir efendi kölesiyle altın veya gümüş karşılığı mükatabe anlaşması yapmış ve buna ilâveten anlaşmada kölenin sefere çıkmasını veya hizmet etmesini veya kurbanlık vermesini de şart koşmuştur. Bunların isimlerini de teker teker beyan etmiştir. Sonra mükateb zamanı gelmeden taksitlerini ödeyebilecek hale gelmiştir. Mâlik der ki: Şayet mükateb üzerindeki bu şart devam ederken taksitlerinin tamamını öderse hürriyetine kavuşur ve hür insanın haklarını tamamen elde eder. Bakılır: Sefere çıkmak, hizmet etmek gibi ileri sürülen şartlar mükatebin şahsıyla ilgili ise, bu şartlar düşer ve efendisinin bu hususta en ufak bir hakkı olmaz. Yok, şartlar kurbanlık veya ödenmesi icab eden maddi şeyler ise, bunlar altın ve gümüş para mesabesinde olup değerlendirilir ve mükateb bunları da taksitleriyle birlikte efendisine öder. Bunları taksitleriyle birlikte ödeyinceye kadar da hürriyetine kavuşamaz,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükâtebe İlâve Şartların İleri Sürülmesi
2349-) İmâm-ı Mâlik der ki: ittifakla kabul edilen, mükateb, on sene hizmetten sonra efendisinin azat ettiği köle mesabesindedir. Efendisi on seneden önce ölürse kalan hizmetini efendisinin vereselerine yapar. Ve lası, azat edenin erkek çocuğuna veya asabelerine kalır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükâtebe İlâve Şartların İleri Sürülmesi
2350-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir efendi, mükatebine «Ben izin vermeden sefere çıkamazsın, evlenemezsin ve memleketimden ayrılamazsın. Benden izin almadan bunlardan birini yaparsan mükatebe anlaşmanı feshederim» diye şart koşsa, bu anlaşmayı bozmak efendinin elinde değildir. Mükateb bu yasaklardan birine uymasa, efendisi konuyu hakime götürür. Bununla birlikte efendisi bu şartlan koşmuş olsun veya olmasın kendisinden izinsiz mükatebin evlenmek, sefere çıkmak ve efendisinin memleketinden ayrılmak hakkı yoktur. Zira efendi kölesiyle yüz dinar karşılığında mükatebe anlaşması yapmış olsa, kölenin bin dinar ya da daha fazla parası olsa, şimdi bu köle gider, bir kadınla evlenir ve bütün malını ona mehir olarak verir ve böylelikle mükatebe borcunu ödemekten aciz kalırsa, efendisine tekrar fakir olarak köle olur veya mükateb sefere çıksa da onun bulunmadığı bir sırada taksitlerinin zamanı gelse, zamanında ödememek, ne onun hakkıdır, ne de efendisi beklemeye mecburdur. Bununla beraber bütün bunlar efendinin yetkisi dahilindedir. Bu hususlarda efendi mükatebine isterse izin verir, dilerse vermez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Mükâtebe İlâve Şartların İleri Sürülmesi
2351-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükatebin, efendisinin izni olmadan kölesini azat etmesi caiz değildir. Efendisinin izniyle kölesini azat eden bir mükateb, sonra hürriyetine kavuşursa, kölesinin velâsı kendisinin olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı
2352-) Mükateb hürriyetine kavuşmadan ölürse, azat ettiği kölesinin velâsı efendisine aittir. Kendisi de hür olunca, önce hürriyetine kavuşan mükatebinin velâsı kendisine döner. Eğer borcunu ödemeden ölür, ya da ödemekten aciz olursa hür olan çocukları onun velâsına varis olamazlar. Çünkü babalarının velâ hakkı sabit olmamıştır. Zaten bu velâ hakkı, hürriyetine kavuşamadıkça da sabit olmaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı
2353-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir mükatebe ortak iki kişiden biri alacağından vazgeçip diğeri vazgeçmez, sonra mükateb mal bırakarak ölürse, vazgeçmeyen ortak geri kalan alacağını alır, sonra malını aralarında tıpkı ölen kölede olduğu gibi taksim ederler. Çünkü birinci ortağın yaptığı, mükatebi azat etmek değildir. O sadece alacağından vazgeçmiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı
2354-) İmâm-ı Mâlik der ki: Aşağıdaki şu meseleler, bu hususu açıklamaktadır: kişi ölür geride bir mükateb ile erkek ve kız çocuklar bırakırda bu çocuklardan birisi mükatebdeki hissesini azat ederse, bu kişinin velâda hakkı olmaz. Köle mükatebe olmasaydı, o zaman onu azad eden erkek veya kadının velâ hakkı sabit olurdu. Bu vereseden biri mükatebteki hissesini azat eder, sonra mükateb kitabet borcunu ödeyemezse, hissesini azat eden kişiye mükatebin azat etmediği kalan kısmının kıymeti ödettirilmez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı
2355-) Veraset yoluyla intikal eden mükatebteki hissesini azat etmek normal azat etmek sayılsaydı, mükatebin azat edilmeyen kısmı değerlendirilir ve azat eden şahıs malından o kısmı öderdi. Nitekim, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir köledeki hissesini azat eden kişi adına köle adaletli bir şekilde değerlendirilir. (Yani kölenin geri kalan kısmını da kendi malından ödemek suretiyle köle tamamen hürriyetine kavuşur). Malı yoksa yalnız hissesini azat etmiş olur» buyurmuştur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı
2356-) İmâm-ı Mâlik der ki: Müslümanlarca üzerinde ittifak edilen teamüle göre, mükatebteki hissesini azat eden kişiye, azat edilemeyen hisseler malından ödettirilmek suretiyle azat ettirilmeye zorlanamaz. Şayet böyle yapmış olsaydı, hürriyetine kavuşan kölenin, velâsı tamamen o kişiye ait olur, diğer ortakların velâda bir hakları olmazdı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Mükateb (azad Sözleşmeli ...
Konu: Kölesini Azat Eden Mükatebin Velâsı