İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

896-) Ömer b. Ubeydullah’ın azatlısı Ebû Nadr'dan: Abdullah b. Üneys el-Cühenî, Hazret-i Peygambere: Resûlallah! Ben evi uzak bir kimseyim, bana bir gece söyleyin de o gece geleyim!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: Ramazanın yirmi üçüncü gecesi gel!» buyurdu. İbn Abdilber der ki: "Bu hadis, munkatıdır." Müslim (Sıyâm, 13/218), mevsul olarak Rivâyet eder

Kaynak: İmam Malik Muvatta, İtikaf Kitabı
Konu: Kadir Gecesi
897-) Enos b. Malik anlatıyor: Ramazanda Hazret-i Peygamber yanıma gelerek: Ramazanın bu gecesinde bana Kadir gecesi gösterildi. Bu arada iki kişi münakaşaya tutuşmuştu, ben onlara daldım... O geceyi Ramazanın yirmibeş, yirmiyedi ve yirmidokuzuncu gecelerinde arayın.» buyurdu. İbn Abdilber der ki: "Senedinde ve metninde İmâm-ı Mâlik'ten ihtilaf yoktur

Kaynak: İmam Malik Muvatta, İtikaf Kitabı
Konu: Kadir Gecesi
898-) İbn Ömer'den: Ashabtan bazılarına rüyalarında Kadir gecesi, Ramazanın yirmiyedinci gecesi olarak gösterildi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber: Yirmi yedinci gece gördüğünüz rüyayı ben de gördüm. Kadir gecesini arayan Ramazanın yirmi yedinci gecesinde arasın.» buyurdu. Buhârî, Kadir Leyleti’l-Kadr, 32/2; Müslim, Şryâm, 13/205.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, İtikaf Kitabı
Konu: Kadir Gecesi
899-) İmâm-ı Mâlik'den: Güvenilir âlimlerden duyduğuma göre, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) önceden insanların ömürleri veya bundan Allah'ın istediği kadarı gösterildi. İşte bu yüzden başka ümmetlerin uzun ömürleri içinde yapamayacakları amelleri ümmet kısa ömrü içinde yapmış olsun diye Cenab-ı Allah ona bin geceden daha hayırlı olan Kadir gecesini bahşetti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, İtikaf Kitabı
Konu: Kadir Gecesi
900-) Saîd b. Müseyyeb'den: Kadir gecesi yatsıyı cemaatla kılan o geceden nasibini almıştır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, İtikaf Kitabı
Konu: Kadir Gecesi
901-) Abdurrahman'ın babası Kasım'dan: Umeys'în kızı Esma, Beyda'da Muhammed b. Ebî Bekr'i dünyaya getirmişti. Ebû Bekr durumu Rasûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirince, Peygamberimiz: ona gusletsin, ondan sonra ihrama girsin.» buyurdu. Müslim (Hacc, 15/109), mevsûl olarak Rivâyet eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girmek İçin Gusledilmesi
902-) Saîd b. Müseyyeb anlatıyor: Umeys'in kızı Esma, Zülhuleyfe'de Muhammed b. Ebî Bekr'i doğurmuştu. Bunun üzerine Ebû Bekr, Esma'ya guslettikten sonra ihrama girmesini söyledi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girmek İçin Gusledilmesi
903-) Nafî'den: Abdullah b. Ömer ihrama girmeden önce, ihrama girmek için, Mekke'ye girerken ve Arafatta vakfe yapmak için guslederdi. Bkz. Şeybanî, 472.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girmek İçin Gusledilmesi
904-) İbrahim, babası Abdullah b. Huneyn'den naklediyor: Abdullah b. Abbas'la Misver b. Mahreme, Ebva'da anlaşmazlığa düştüler. Abdullah; «İhramlı bulunan kimse başını yıkayabilir» derken, Misver: «İhramda bulunan başını yıkayamaz» diyordu. Bunun üzerine Abdullah b. Abbas, beni Ebû Eyyüb el-Ensari'ye gönderdi, iki direk arasına gerilmiş bir ipe asılı perdeler arkasında yıkanıyordu. Selâm verdim. Bu kim?» diye sordu. oğlu Abdullah! Beni sana Abdullah b. Abbas bir şey sormam için gönderdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramda iken başını nasıl yıkardı? dedim. Eliyle ipe gerili olan perdeyi hafif indirerek, başını benim göreceğim şekilde elleriyle ovmaya başladı ve su döken zata da «Başıma su dök!» dedi. Elleriyle başını ovuşturduktan sonra: Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yaptığım gördüm.» dedi. Buharî, Cezau's-Sayd, 28/14; Müslim, Hacc, 15/91. Ayrıca bkz. Şeybanî, 420.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Yıkanabilmesi
905-) Atâ b. Ebî Rebah'tan: Ömer b. Hattab yıkanırken, Ya'lâ b. Münye su döküyordu. Ömer (radıyallahü anh): dök!» deyince Ya'lâ (ihramlı iken baş yıkanmıyacağını zannettiği için): Vebalini bana mı yüklemek istiyorsun? Emredersen dökerim!» dedi. Ömer (radıyallahü anh): Dök! Su sadece saçları dağıtır.» dedi. Şeybanî, 421

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Yıkanabilmesi
906-) Nafi'den Abdullah b. Ömer, Mekke'ye yaklaştığı zaman gece iki tepe arasındaki bugün Bi'ri Said diye bilinen Zîtuva vadisinde kalır, sabah namazını orada kıldıktan sonra Mekke'nin görüleceği en yüksek yerden Mekke'ye girerdi, Hac için olsun, umre için olsun Mekke'ye girmeden önce Mekke yakınlarındaki Zituva'da gusleder, yanındakilere de gusletmelerini emrederek Mekke'ye öyle girerdi. Buharî, Hacc, 25/38. Ayrıca bkz. Şeybanî, 472.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Yıkanabilmesi
907-) Nafî' naklediyor: Abdullah b. Ömer ihramlı iken sadece ihtilâm olduğu zaman başını yıkardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Yıkanabilmesi
908-) İmâm-ı Mâlik'ten: Alimlerden duyduğunla göre, ihramlı bulunan kimsenin Akabe Cemresini taşladıktan sonra ve tıraştan önce sidr ve hatmi gibi bitkilerle başını yıkamasında bir mahzur yoktur. Ayrıca Akabe Cemresini taşladıktan sonra bit öldürmek, saç tıraşı olmak, kirden temizlenmek ve normal elbise giymek de helâl olur. Şeybanî,419

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Bulunan Kimsenin Yıkanabilmesi
909-) Abdullah b. Ömer'den: Adamın biri Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): İhramlı hangi elbiseleri giyemez?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: giymeyin, sarık sarmayın, şalvar, bornoz ve mest giymeyiniz. Ancak, terlik bulamayanlar mestlerin yan taraflarını kesmek suretiyle giyebilirler. Zaferan veya vers sürülmüş hiçbir elbiseyi de giymeyiniz.» Buhârî, Hacc, 25/21; Müslim, Hacc, 15/1

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Giyilebilecek Elbiseler
910-) Yahya der ki: Mâlik'e, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem): «İzar (belden aşağı giyilen etek) bulamayan şalvar giysin.» hadisi şerifiyle ilgili bir soru soruldu. Şu cevabı verdi: «Bu Rivâyeti duymadım, ihramlının şalvar giymesini uygun görmüyorum. Çünkü Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramlının giymeyi yasak ettiği elbiseler arasında şalvar da var. Mesti istisna ettiği gibi, şalvarı istisna etmemiştir.»  Şeybani, 422.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Giyilebilecek Elbiseler
911-) Abdullah b. Ömer naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ihramlı bir kimsenin zaferan ve verşle boyanmış elbise giymesini yasaklamıştır. Ancak terlik bulamayanlar yanlarını kesmek suretiyle mest giyebilirler. Buhârî, Libâs, 77/37; Müslim, Ilacc, 15/3. Ayrıca bkz. Şeybanî, 423.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Boyalı Elbise Giyilebilmesi
912-) Ömer b. Hattab'ın azatlısı Eşlem, Abdullah b. Ömer'e anlatıyor: Ömer b. Hattab, ihramda olan Talha b. Ubeydullah'ın üzerinde boyalı bir elbise gördü. Ömer (radıyallahü anh): Talha, bu boyalı elbise de ne?» dedi. Talha: Mü’minlerin emiri, o kerpiç boyasıdır.» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: Siz ey halkın kendilerini lider kabul edip uyduğu kimseler! Eğer bilmiyen bir adam bu elbiseyi görse, muhakkak der ki; Talha b. Ubeydullah ihramlı iken boyalı elbise giyiyordu. Onun için ey ileri gelenler! Böyle boyalı elbise cinsinden bir şey giymeyiniz.» dedi. Şeybanî, 425.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Boyalı Elbise Giyilebilmesi
913-) Hişam'ın babası Urve naklediyor: Ebû Bekrin kızı Esma ihramlı iken sarıya boyanmış elbiseler giyerdi, fakat elbiselerin boyası zaferan değildi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Boyalı Elbise Giyilebilmesi
914-) İmâm-ı Mâlik'e: Koku sürülmüş, fakat kokunun etkisi kaybolmuş olan elbise ihramda giyilir mi?» diye soruldu. İmâm-ı Mâlik: Evet, zaferan veya vers'le boyanmış olmadıkça giyilir.» cevabını verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Boyalı Elbise Giyilebilmesi
915-) Nafi'den: Abdullah b. Ömer ihramlının kemer takmasını iyi görmezdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Kemer Takılması
916-) Saîd b. Müseyyeb'den: ihramda bulunan kimsenin elbisesi altına kemer takmasında bir mahzur yoktur. Ancak iki ucunu birbirine bağlamak için kemerin velarmm (sırımının) ince olması lâzımdır. Mâlik'ten: Bu konuda duyduklarımın en iyisi budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Kemer Takılması
917-) Furâfisa b. Umeyr el-Hanefî'den: Osman b. Affan'ı (Medine'ye üç konak mesafede bulunan) Arc'da ihramlı iken gördüm, yüzünü kapatıyordu. Şeybanî, 417

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
918-) Abdullah b. Ömer'den: Çene baştan sayılır, onun için ihramlı, çeneyi örtmez. Şeybanî, 418.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
919-) Nafî' anlatıyor: Abdullah b. Ömer, oğlu Vakıd'ı Cuhfe'de ihramlı olarak vefat edince kefenledi, başını ve yüzünü de örterek «İhramda olmasaydık ona güzel kokular da sürerdik.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
920-) İmâm-ı Mâlik'den: Kişi hayatta olduğu sürece amel eder, ölünce artık amel etme imkânı da sona ermiş olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
921-) Abdullah b. Ömer'den: İhramlı kadın peçe takmaz, eldiven kullanamaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
922-) Münzir'in kızı Fatıma anlatıyor: Biz, Ebû Bekr'in kızı Esma ile beraberken ihramlı olduğumuzda yüzümüzü de örterdik.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramlının Yüzünü Kapaması
923-) Hazret-i Aişe'den: İhramdan önce ihrama hazırlık için, Beytullah'ı tavaftan önce de ihramdan çıkması için Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) koku sürerdim. Buhârî, Hacc, 25/18; Müslim, Hacc, 15/33.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
924-) Ata b. Ebî Rebah'tan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn'de iken kendisine bir Arap geldi. Üzerindeki gömlekte sarı boya izi vardı. Ya Resûlallah! Ben umre için ihrama girdim, neleri yapmamı emrediyorsunuz?» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Gömleğini çıkar, şu sarı lekeyi temizle, ondan sonra da hacda ne yaparsan umrede de onu yap.» buyurdu.  Buhârî, Hacc, 25/17; Müslim, Hacc, 15/6.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
925-) Ömer b. Hattabın azatlısı Eslem'den: Ömer b. Hattab, Şecere'de iken bir koku duydu. Bu koku kimden geliyor» diye sordu. Muaviye b. Ebi Süfyan: Benden geliyor, ey mü’minlerin emiri!» dedi. Ömer (radıyallahü anh): Senden mi? Allah! Allah!» diye hayretini belirtince Muaviye: emiri! Bana Ümmü Habibe sürmüştü.» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: Hemen git yıka!» dedi. Şeybanî,402

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
926-) Sait b. Züyeyb'den: Ömer b. Hattab, Şecere'de iken bir koku duydu. Yan tarafında Kesir b. Salt vardı. Ömer (radıyallahü anh): Bu koku kimden geliyor?» diye sordu. Kesir: Benden geliyor, ey mü'minlerin emiri! Saçımı ördüm, tıraş olmak istemedim.» diye karşılık verdi. üzerine Ömer (radıyallahü anh): Hurmanın dibindeki çukura git iyice temizle!» dedi. Kesir b. Salt da gitti temizledi. Şeybanî, 403.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
927-) Yahya b. Saîd, Abdullah b. Ebî Bekr ve Rebia b. Ebî Abdurrahman anlatıyorlar: Velid b. Abdülmelik, Salim b. Abdullah'la Harice b. Zeyd b. Sabit'e, «Cemreyi taşladıktan, tıraş olduktan sonra ve tavaftan önce koku sürünmenin hükmünü» sordu. Salim sürünemiyeceğini, Harice b. Zeyd b. Sabit ise sürünmekte bir mahzur olmadığını söylediler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
928-) İmâm-ı Mâlik'ten: İhramdan önce ve cemreyi taşladıktan sonra Mina'dan ayrılmadan içinde güzel koku bulunan yağı sürünmekte bir mahzur yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
929-) İmâm-ı Mâlik'e: İhramlının içinde Zaferan bulunan yemekten yiyip yiyemiyeceği soruldu. Zaferan katıldıktan sonra ateşte pişirildiyse ihramlının yemesinde bir mahzur yoktur, şayet zaferan konduktan sonra tekrar pişirilmemişse ihramlı bu yemekten yiyemez.» cevabını verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hac Esnasında Güzel Koku Sürünülmesi
930-) Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Medineliler Zülhuleyfe'den, Şamlılar Cuhfe'den, Necidliler de Karn'dan ihrama girerler.» göre, ayrıca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «... Yemenliler, Yelemlem'den ihrama girerler.» buyurmuştur. Buhârî, Hacc, 25/4; Müslim, Hacc, 15/13. Ayrıca bkz. Şeybanî, 381

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Mikatlar İhrama Girilen Yerler:
931-) Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medinelilerin Zülhuleyfe'den, Şamlıların Cuhfe'den ve Necidlilerin de Karn'dan ihrama girmelerini emretmiştir. Abdullah b. Ömer naklediyor: Yukarıda zikredilen üç ülke halkının mikat yerlerini Rasûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ağzından bizzat ben işittim, ayrıca şöyle de buyurduğu bana nakledildi: «...Yemenliler de Yelemlem'den ihrama girerler.» Buhârî, İ'tisam, 96/16; Müslim, Hacc, 15/15. Ayrıca bkz. Şeybafıî, 381.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Mikatlar İhrama Girilen Yerler:
932-) Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Fur'den ihrama girdi. Şeybanî, 382.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Mikatlar İhrama Girilen Yerler:
933-) İmâm-ı Mâlik, güvenilir kabul ettiği ravilerden nakleder: Abdullah b. Ömer Iliya'dan (Beytul Makdis'den, Kudüs'ten) ihrama girdi. Şeybanî, 383

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Mikatlar İhrama Girilen Yerler:
934-) İmâm-ı Mâlik'ten: Bana ulaşan Rivâyetlere göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Umre yaparken Cı'irane'de ihrama girdi. Ebu Davud, Hacc, 11/80; Tirmizî, Hac, 7/92; Nesaî, Menâsikul-Hacc, 24/104.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Mikatlar İhrama Girilen Yerler:
935-) Abdullah b. Ömer naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle telbiyede bulunurdu: «Emrine amadeyim Allahım, emret! Emret, senin benzerin yoktur, emret! Hamd sanadır, nimetler sendendir, Kâinat da senindir. Senin hiçbir bakımdan benzerin yoktur.» b. Ömer buna şunu da kendisi ilave ederdi: «... Emrine amadeyim, emret! Emret, seni hoşnut etmeye hazırız. Bütün hayırlar sendendir, emret! Sana bağlanılmak için ve senin için imci edilir.» Buhârî, Hacc, 25/26; Müslim, Hacc, 15/19. Ayrıca bkz. Şeybanî, 386

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
936-) Hişam, babası Urve'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Zülhuleyfe mescidinde iki rekât namaz kılar, sonra devesine binip deve ayağa kalkınca ihrama girerdi. Müslim, Ilacc, 15/29. Ayrıca bkz. Şeybani, 384.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
937-) Salim b. Abdullah babasının şöyle dediğini naklediyor: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu çölde ihrama girdiğim söyleyerek ona iftira ediyorsunuz. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescitten yani Zülhuleyfe mescidinden başka yerde ihrama girmedi. Buhârî, Hacc, 25/20; Müslim, Hacc, 15/23. Ayrıca bkz. Şeybanî, 385.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
938-) Ubeyd b. Güreye anlatıyor: Abdullah b. Ömer'e: Ebû Abdurrahman! Arkadaşlarından hiç kimsede görmediğim dört şeyi yapıyorsun.» dedim. Nedir, onlar? Ya Cüreyc!» dedi. Hacerülesved'in sadece Yemen köşelerini istilam ediyorsun (selamlıyorsun). Bakıyorum üzeri açık terlik ve sarı renkli elbise giyiyorsun. Mekke'de olduğu zaman herkes hilâli görür görmez ihrama giriyor sen ise Zilhicce'nin sekizinde giriyorsun.» diye sıraladım. Abdullah b. Ömer şöyle cevap verdi: Yemen köşelerini istilam etmemin sebebi, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hep buraları istilam ettiğini gördüğüm içindir. Üzeri açık terlik giymeme gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gönden yapılmış terlik giydiğini onunla abdest aldığını gördüm, onun için ben de o tip terlik giymeyi tercih ediyorum. Sarı renge gelince, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu renkte giyindiğini gördüm, ben de o renkte elbiseler giyiyorum. Hilâli görünce ihrama girmeyip beklememin sebebi ise, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bineği yola koyulmadıkça ihrama girdiğini hiç görmediğimdendir.» Buhârî, Vudû, 4/30; Müslim, Hacc, 15/25.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
939-) Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Züluleyfe mescidinde namaz kılar, sonra bineğine binerek yola çıkardı. Bineği tam yola koyulunca da ihrama girerdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
940-) İmâm-ı Mâlik'ten; Bana ulaşan Rivâyetlere göre Abdülmelik b. Mervan, Zülhuleyfe mescidinde namaz kılar, bineği yola çıkınca da ihrama girerdi. Ona böyle yapmasını Eban b. Osman söylemişti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhrama Girince Yapılacak İşler
941-) Hallad, babası Saib el-Ensarî'den naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Bana Cebrail gelerek ashabıma ve yanımdakilere telbiye veya tehlîl getirirken seslerini yükseltmelerini emretmemi söyledi.» Telbiye veya tehlîlden sadece birini kastediyor. Ebu Davut Hacc, 11/26; Tirmizi, Hacc, 7/15; Nesai, Menasiku’l-Hacc, 7/15; Nesai, Menasiku’l-Hacc, 24/55; İbn Mace, Menasik, 25/16. Ayrıca bkz. Şeybani, 392

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Telbiye Getirirken Sesin Yükseltilmesi
942-) İmâm-ı Mâlik'ten: Alimlerin şöyle dediklerini duydum: Kadınlar telbiyede, seslerini sadece kendileri duyacak kadar yükseltirler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Telbiye Getirirken Sesin Yükseltilmesi
943-) İmâm-ı Mâlik'ten: kimse cemaatle bulunduğu zaman sesini yükseltmez, kendisi ve yanındaki duysun yeter. Ancak Mescid-i Haram ve Mescid-i Mina 'da seslerini yükseltirler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Telbiye Getirirken Sesin Yükseltilmesi
944-) İmâm-ı Mâlik'ten: alimlerin her namazdan sonra ve her yokuşu çıkarken telbiyede bulunmayı iyi karşıladıklarını duydum.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İhramda Telbiye Getirirken Sesin Yükseltilmesi
945-) Hazret-i Aişe'den: Veda haccında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la yola çıktığımızda bazımız umre için, bazımız hac ve umre için, bazımız da sadece hac için ihrama girmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da sadece hac için ihrama girmişti. Umre için ihrama girenler ihramdan çıktı, fakat sırf hac için ve hacla umre için ihrama girmiş bulunanlar bayramın birinci gününe kadar ihramdan çıkmadılar. Buharî, Hacc, 25/34; Müslim, Hacc, 15/118.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: İfrad Haccı[27]