İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
1701-)
Yahya b. Saîd'den: Bir kadını kocası kirayla oturduğu bir evde boşaması üzerine Saîd b. Müseyyeb'e: Iddet müddetince evin kirasını kim verecek?» diye soruldu. b. Müseyyeb de: Kocası verir» dedi. Soruyu soran: Kocanın parası yoksa?» dedi. Saîd de: Karısı verir» dedi. Soran: Karıda da yoksa» dedi. Saîd: Devlet verir» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kendi Evinde Boşanan Kadının İddeti
1702-)
Fatıma binti Kays şöyle dedi: Kocam Ebû Amr b. Hafsa Şam'da iken, beni üç talak ile boşadı. Bana, vekili arpa gönderdi. Ben de ona sinirlendim. Bana: bizde bir hakkın yok» dedi. Ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a giderek meseleyi anlattım. Resûlüllah: kocana ait değil» dedi ve Ümmü Şerîk'in evinde iddet beklememi emretti sonra şöyle dedi: Ashabım Ümmü Şerîk'e (iyi bir kadın olduğundan) çok gider gelirler. (Seni görmemeleri gerek) sen, Abdullah b. Ümmi Mektum'un yanında iddet bekle, zira o âmâdır, onun yanında örtünü çıkarır, serbest olabilirsin. İddetin bittiğinde bana haber ver.» İddetim bitince Resûlüllah'a, Muayiye b. Ebi Süfyan ve Ebû Cehm b. Hişam’ın benimle evlenmek istediklerini söyledim. (sallallahü aleyhi ve sellem): Ebû Cehm, asasını omzundan bırakmaz (yani karılarını çok döver ya da çok seyahat eder), Muaviye de hiç malı olmayan (cimrinin) biri, sen Üsame b. Zeyd'le evlen» buyurdu. Ben istemedim, sonra Resûlüllah: Üsame b. Zeyd'le evlen» buyurdular. Ben de evlendim. Allah, bu evliliği hayırlı kıldı ve onunla mesud oldum. Müslim, Talâk, 18/6, no: 35; Şafiî, Risale, no: 756.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanan Kadının Nafakası:
1703-)
İbn Şihab der ki: Üç talak ile boşanan kadın, iddeti bitinceye kadar evinden çıkmaz. Kocasından nafaka almaya da hakkı yoktur. Ancak hamile olursa, doğuruncaya kadar kocası nafakasını verir. Mâlik der ki: Bize göre de hüküm böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanan Kadının Nafakası:
1704-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir köle, cariye olan karısını boşar, sonra cariye azat olursa, azad olması iddetini değiştirmez; iddeti, cariyenin iddeti kadardır. İster kocasının ona dönme hakkı olsun, isterse olmasın, iddeti hür kadınınki gibi olmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Tarafından Boşanan Cariyenin İddeti
1705-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Köleyken işlediği bir suçtan dolayı ceza çekmesi gereken kölenin azad edildikten sonraki cezası da böyledir. Çekeceği ceza, köle cezasıdır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Tarafından Boşanan Cariyenin İddeti
1706-)
Hür kocanın üç talak ile boşadığı cariye iki, kölenin iki talak ile boşadığı hür kadın da üç hayız iddet bekler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Tarafından Boşanan Cariyenin İddeti
1707-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Cariye ile evli bir kimse, sonra onu satın alır ve azad ederse birleşmedikçe bu cariye iki hayız iddet bekler. Satın aldıktan sonra azad etmeden önce birleştiği cariyeye bir hayız istibra (bekleme) gerekir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Tarafından Boşanan Cariyenin İddeti
1708-)
Ömer b. el-Hattab der ki: «Boşanıp bir ya da iki hayız gördükten sonra hayız (âdet) görmemeye başlayan bir kadın, dokuz ay bekler, hamile olduğu anlaşılırsa iddeti, çocuğu doğurunca biter. Hamile değilse, dokuz ayı müteakip üç ay daha bekler, sonra iddeti bitmiş olur, başka biriyle evlenebilir.» Şeybanî, 611. mezhebinde, hayızdan kesilmiş bir kadının iddeti yalnız üç aydır. Kocası ölmüş ise, dört ay on gün iddet bekler. Bu kadın iddeti bitmeden tekrar aybaşı olursa, yeni baştan hayız esas alınarak iddet beklemeye başlar. Bir veya iki hayız iddet bekleyen kadın, bilahare aybaşı olmazsa, yeni baştan ay esasına göre iddet bekler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1709-)
Said b. Müseyyeb derdi ki: «Boşama yetkisi erkeğe, iddet beklemek de kadına aittir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1710-)
Said b. Müseyyeb der ki: «Hastalığından dolayı devamlı kan gelen kadının iddeti, bir senedir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1711-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Kocası boşadığı zaman hayızdan kesilmiş bir kadın, dokuz ay iddet bekler, bu dokuz ay içerisinde aybaşı olmazsa üç ay daha iddet bekler. Bu üç ayı tamamlamadan aybaşı olursa, hayızı esas alarak yeni baştan iddet beklemeye başlar. (Birinci hayızını gördükten sonra) tekrar hayız görmeden önce ikinci dokuz ay daha geçer, sonra üç ay iddet beklerken daha tamamlamadan ikinci defa hayız görürse, yeniden hayız esasına göre iddet beklemeye başlar. (İkinci aybaşısı tamamlandıktan sonra) üçüncü hayzı görmeden üçüncü dokuz ay geçince, üç ay daha iddet beklerken üçüncü defa aybaşı olursa, hayız itibariyle iddeti tamamlanmış olur. Eğer adet görmezse bir üç ay daha bekler, sonra evlenmesi helâl olur. Talak-ı hainin dışında (yukardaki esaslara göre) iddeti bitmeden önce kocanın karısına dönme hakkı vardır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1712-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bizde sünnet şöyledir: Bir kimse karısını ric'î talak ile boşamış ve yalnız bir defa dönme hakkı kalmıştır. Karısı iddet beklerken ona dönmüş, birleşmeden tekrar onu boşamıştır. Bu halde kadın bekleyeceği iddeti bir önceki beklediği iddete eklemez, son boşanmadan itibaren yeniden iddet beklemeye başlar. Adam kendine haksızlık yapmış ve hataya düşmüş olur. İstese de karısına dönemez.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1713-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Karısı müslüman olmuş, kâfir bir koca, sonradan müslüman olursa iddet beklemekteyken karısına dönebilir, iddeti bitince artık ona dönemez, iddeti bittikten sonra onunla (İslam ölçülerine göre) evlenmek isterse (evlenebilir, önceki) evliliği, İslam hükümsüz kıldığı için talak sayılmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Boşanma İddetî İle İlgili Konular
1714-)
Ali b. Ebi Talib, Yüce Allah'ın «Karı-kocanın aralarındaki geçimsizlikten korkarsanız, erkek ve kadın tarafından birer hakem gönderin. Hakemler, aralarını ıslah etmek isterlerse, Allah (celle celâlüh) karı-kocanın arasında en iyisini takdir eder. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir ve her şeyden haberdardır.» Nisa, 4/41-35 ayetindeki iki hakem hakkında der ki: «Hakemlerin, karı-koca arasını ayırmak ya da birleştirmek yetkileri vardır.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hakemlek
1715-)
İmâm-ı Mâlik der ki: İki hakemin, kan ve kocanın birleşmeleri ya da ayrılmaları hakkındaki sözleri geçerlidir. İlim erbabından işittiğimin en uygunu budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hakemlek
1716-)
Ömer b. el-Hattab, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Mes'ud, Salim b. Abdullah, Kasım b. Muhammed, İbn Şihab ve Süleyman b. Yesar derlerdi ki: «Evleneceği kadını boşayacağına yemin eden bir kişi, yeminini bozsa, evlendiği zaman o kadını boşaması gerekir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Henüz Evlenmeden Boşamaya Dair Yemin
1717-)
Abdullah b. Mes'ud, «Nikahlayacağım her kadın boş olsun» diyen bir kişi hakkında der ki: «Belli bir kabile ya da belli bir kadın ismi söylemezse bir şey lâzım gelmez» Hanefi mezhebine göre, bir koca "evleneceğim her kadın boş olsun" derse evlenince talak vaki olur. (Mergınanî, Hidaye, c.1, s. 250). Mâlik der ki: Duyduğumun en güzeli budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Henüz Evlenmeden Boşamaya Dair Yemin
1718-)
Karısına «Sen boşsun, evlendiğim her kadın boş olsun, şöyle şöyle yapmazsam malım sadaka olsun» diyen ve yeminini bozan bir kişi hakkında da Malik der ki: Evli bulunduğu kadınlar boş olur, belli bir kadın, kabile, yer vs. söylemeden, nikâhlanacağım her kadın boş olsun demesinden boş olmaları gerekmez, istediği kadınla evlenir. Malının da üçte birini tasadduk eder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Henüz Evlenmeden Boşamaya Dair Yemin
1719-)
Said b. el-Müseyyeb der ki: «Bir kadınla evlenip cinsî ilişkiye muktedir olamıyan bir kocaya bir sene mühlet verilir. (Bu bir sene içerisinde) birleşebilirse ne âlâ. Edemezse birbirinden ayrılırlar.» Şeybanî, 548, 539
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Karısıyla Cima Edemeyen Kocaya Tanınacak Zaman
1720-)
Malik, İbn Şihab'a sordu: Erkeğe mühlet, zifafa girdiği günden itibaren mi, yoksa kadının onu mahkemeye verdiği günden itibaren mi verilir?» İbn Şihab: Mahkemeye verdiği günden itibaren» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Karısıyla Cima Edemeyen Kocaya Tanınacak Zaman
1721-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Karısı daha önce birleşmiş, sonra birleşemez hale gelmiş bir kişiye mühlet verildiğini işitmedim. Bu karı-koca birbirinden ayrılmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Karısıyla Cima Edemeyen Kocaya Tanınacak Zaman
1722-)
İbn Şihab'a Rivâyet edildi: Sakîf kabilesinden bir kişi kişi, Gaylan b. Seleme es-Sekafî'dir. müslüman olduğu zaman on karısı vardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: «Dört karın kalsın, diğerlerini boşa» buyurdu. İbn Abdülber der ki; Muvatta ravileri ile İbn Şihab ravilerinin çoğu böyle Rivâyet ettiler: ve İbn Mace, mevsûl olarak Rivâyet ederler. Tirmizî, 9- Nikâh, 33; İbn Mace, 9 -Nikâh, 40.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1723-)
Ömer b. Hattab der ki: «Bir kadını kocası bir ya da iki talak ile boşadıktan sonra ona dönmez, nihayet kadın başkasıyla evlenir, o da ölür ya da kendisini boşarsa, birinci kocası tekrar o kadınla evlenebilir. Bu takdirde, o kadına geriye kaç talak kalmışsa o kadar talakla sahip olur.» Hanefi mezhebin-e göre, üç talakla sahib olur. (Mergınanî, c.2, s.11). Mâlik der ki: Tatbikat bizce de ittifakla böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1724-)
Sabit b. el-Ahnef der ki: Ben, Zeyd b. el-Hattab’ın oğlu Abdurrahman'ın bir Ümmü Veledi ile evlenmiştim. Zeyd b. el-Hattab’ın oğlu Abdurrahman'ın oğlu Abdullah beni yanına çağırdı. Gittim. Yanına girince bir de ne göreyim. Orada bir kırbaç, iki demir bukağı ve benim için hazırladığı iki köle var. Dedi ki: «Onu boşa! Yoksa Allah'a yemin ederim ki sana şöyle şöyle yaparım.» Bunun üzerine, ben de: «O bin talak ile boş olsun» dedim ve yanından çıktım. Mekke yolunda Abdullah b. Ömer'e yetiştim ve ona başıma gelenleri anlattım. Abdullah kızdı ve dedi ki: Bu (zorlandığın) için talak sayılmaz, karın sana helaldir. Ona dönebilirsin, îçim rahat etmedi, O günlerde Mekke emin olan Abdullah b. Zübeyr'e gittim. Başımdan geçeni ve Abdullah b. Ömer'in bana dediğini ona anlattım. Bana «karın sana helaldir, ona dön» dedi ve Medine valisi Câbir b. el-Esved ez-Zührî'ye Abdullah b. Abdurrahman'ı cezalandırmasını ve benimle karımı serbest bırakmasını yazdı. Medine'ye dönünce Abdullah b. Ömer'i izniyle karısı Safiyye, karımı zifafa hazırladı. Sonra Abdullah b. Ömer'in düğün günü, yemeğe davet ettim. O da (davetimi kabul ederek yemeğe) geldi. Ebû Hanife'ye göre, mükrehin (boşamaya zorlanan kişi) talakı vakidir. Nahai ve Şa'bi de aynı görüştedirler. Said b. el-Müseyyeb'den de bu şekilde bir Rivâyet vardır. Malikiler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şu hadisine dayanmaktadırlar: «Zor karşısında talak vaki olmaz.» Bu hadise göre karısını boşamaya zorlanan kimsenin talakı (delinin verdiği talak gibi) muteber değildir. Abdullah b. Ömer, Abdullah b. ez-Zubeyr, Ömer b. Hattab, Ali b. Ebi Talib, İbni Abbas ve Ömer b. Abdulaziz bu durumda olan kimsenin talakı vaki olmaz diye fetva vermişlerdir. Şafiî'ye göre de hüküm böyledir. Münteka c. 4 s. 124).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1725-)
Abdullah b. Dinar der ki: Ben Abdullah b. Ömer'i «liiddetihinne» kelimesine «kubul» kelimesini ilâve ederek âyeti «Ey peygamber, karılarınızı boşadığınızda onları iddet esnasında boşayın» Talak: 1 şeklinde okuduğunu işittim. Mâlik der ki: Abdullah b. Ömer, bu kıraatıyla kocanın, karısını her temizliğinde bir talak ile boşamasını kasdetmiştir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1726-)
Urve'den: (İslamdan önce) bir adam karısını boşayıp daha iddeti bitmeden ona dönmek istese bin talakla dahi boşasa karısına dönebilirdi. (O zaman) adamın biri (zulmetmek kasdıyla) karısını boşadı, iddetinin bitmesi yaklaşınca ona döndü. Sonra tekrar boşadı. Sonra da dedi ki: «Vallahi bana dönmene engel olacağım. İddetinin bitmesi yaklaşınca sana dönüp tekrar boşamakla iddetin uzayıp gideceğinden başka kocayla da evlenemeyeceksin.» Bunun üzerine yüce Allah şu âyeti indirdi: «(Vukuundan sonra tekrar karı-koca hayatına dönülebilecek) boşama iki defadır. (Sonra koca karısına dönerek) iyilikle evli kalır, ya da istediği kişiyle evlenmesi için onu serbest bırakır.» Bakara: 2/229 Bunun üzerine, o günden itibaren karısını boşayan ve boşamayan herkes, eski adetlerini bırakarak Allah'ın emri üzerine hareket ettiler. Bu hadis mürseldir. Ayrıca mevsul olarak Rivâyeti için Bk. Tirmizi; 11 Talak, 16
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1727-)
Sevr b. Zeyd ed-Dîlî'de: (İslâmdan önce) kişi, karısını boşar, ihtiyacı da olmadığından onunla evli de kalmak istemez, (sırf) iddetini uzatmak suretiyle zarar vermek için ona dönerdi. Bunun üzerine Yüce Allah (celle celâlüh) «Zarar vermek kasdıyla aşırı giderek o kadınları tutmayın, kim böyle yaparsa kendisini azaba maruz bırakır.» Bakara: 2/231 buyurdu. Böylece Allah onlara nasihat ediyordu.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1728-)
Saîd b. el-Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar'a sarhoşun verdiği talakın hükmü soruldu. Onlar da şöyle dediler: «Sarhoş boşarsa talakı vaki olur. Öldürürse kısas olarak kendisi de öldürülür.» Mâlik der ki: Hüküm bizce de böyledir. Sarhoş, karısını boşarsa talak vaki olur, birini haksız yere öldürürse kısas olarak öldürülür. Ömer b. el-Hattab, Ali b. Ebî Talib, Nehaî, Şa'bi, İbn Sîrin ve fukahanın çoğunluğunun görüşü böyledir. İmâm-ı Mâlik, Ebû Hanife, Evzaî ve Sevri de bu görüştedirler, İmam Şafii'nin bu hususta iki görüşü vardır:
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1729-)
Said b. Müseyyeb şöyle derdi: Bir adam karısını beslemekten aciz ise birbirinden ayrılırlar. Mâlik der ki: Kendilerine yetişmiş olduğum Medine ulemasının görüşü de bu şekildedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Talakla Alakalı Hadisler
1730-)
Abdullah b. Abbas ve Ebû Hureyre'ye kocası ölen hamile kadının iddeti soruldu. İbn Abbas: «İki iddetin İki iddetten biri, kocası ölen kadının ki dört ay on gündür. İkincisi gebe kadının İddetidir ki çocuğunu doğuruncaya kadardır. Bu iki iddetin hangisi uzunsa o muteberdir. sonraya kalanı kadar başka kocayla evlenmesi helâl olur.» dedi. Bunun üzerine Ebû Seleme b. Abdurrahman, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı Ümmü Seleme'nin yanına giderek bu meseleyi ona sordu. Ümmü Seleme dedi ki: Sübey'a el-Eslemiyye kocası öldükten onbeş gün sonra doğurdu. Onunla biri genç, diğeri yaşlı iki kişi evlenmek istedi. Kadının gönlü gence meyletti. İhtiyar: «daha iddetin bitmedi» dedi. İhtiyarın ailesi seyahatte idi. Dönünce başkasından önce davranarak onu kendisine almalarını rica etti. Bunun üzerine kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip durumu öğrenmek isteyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «İddetin bitti evlenebilirsin. İstediğinle evlen» buyurdu. Nesaî, 27- Talâk, 56.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Hamile Bir Kadının İddeti
1731-)
Abdullah b. Ömer'e kocası ölen hamile kadının iddetini sordular. Abdullah b. Ömer: «Çocuğunu doğurunca iddeti biter, evlenmesi helâl olur» dedi. Ensardan biri, Abdullah b. Ömer'e, Ömer b. el-Hattab'ın şöyle dediğini söyledi: «(Bir kadın), henüz kocası teneşirde iken ve defnedilmeden de doğursa iddeti biter, evlenmesi helâl olur.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Hamile Bir Kadının İddeti
1732-)
el-Misver b. Mahreme'den: Sübey'a el-Eslemiyye kocası öldükten bir kaç gece sonra doğurdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: «İddetin bitti evlenmen helâl, istediğinle evlen.» buyurdu. Buhârî, Talâk, 68/39.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Hamile Bir Kadının İddeti
1733-)
Süleyman b. Yesar'dan: Abdullah b. Abbas ve Abdurrahman b. Avf’ın oğlu Ebû Seleme, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğuran kadının iddeti hakkında ihtilaf ettiler. Ebû Seleme «doğurunca iddeti biter» dedi. İbn Abbas da: «İki iddetin sonraya kalanı kadar iddet bekler» dedi. Ebû Hureyre geldi ve Ebû Seleme'yi kasdederek «Ben amcamın oğlu ile aynı görüşteyim» dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbas'ın kölesi Kureyb'i, bu meseleyi serması için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı Ümmü Seleme'ye gönderdiler. Kureyb, dönünce onlara Ümmü Seleme'nin şöyle dediğini bildirdi: Sübey'a el-Eslemiyye, kocasının ölümünden bir kaç gece sonra doğurunca konuyu Resûlüllah'a söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: «İddetin bitmiştir. İstediğinle evlen» buyurdu. Nesaî, Talak, 27/56. b. Said Rivâyeti için bkz. Müsim, Talak, 18/8, no: 57. ve Müslim ile Sünen kitaplarında başka Rivâyetleri de vardır. Mâlik der ki: tlim erbabı bizde halen bu görüştedirler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Hamile Bir Kadının İddeti
1734-)
Ebû Said el-Hudrî'nin kızkardeşi, Malik b. Sinan'ın kızı el-Fureya’nın kocası, kaçan kölelerini yakalamaya gitmiş ve «Kadûm» Medine'ye altı mil mesafede bir yerin ismi tarafında onlara yetiştiğinde köleleri onu öldürmüşlerdi. Füreya, Hudre oğulları arasındaki ailesine dönüp dönemeyeceğini sormak için Resûlüllah'a gitti. Kendisi bunu şöyle anlatıyor; Kocam bana sahibi olduğu bir ev ve nafaka bırakmadığından, (iddetimi beklemek için) Hudre oğullarındaki aileme dönüp dönemeyeceğimi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sordum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Evet (ailene gidebilirsin)» buyurdu. Dönüp odaya girdiğimde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana seslendi (ya da emretti beni çağırdılar.) demiştin?» buyurdu. Kendisine söylemiş olduğum kocamın hikâyesini tekrarladım. Takdir edilen iddetin sona erinceye kadar kendi evinde bekle» buyurdu. Ben de evimde dört ay on gün bekledim. Hazret-i Osman b. Affan da haber gönderip benden bu meseleyi sorduğunda kendisine aynen bildirdim. O da buna uyarak hüküm verdi. Ebu Davud, Talâk, 13/44; Tirmizî, Talâk, 11/23; Nesaî, Talâk, 27/60; Şafiî, Risale, no: 121.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının İddeti Bitinceye Kadar Kendi Evinde Durması
1735-)
Said b. el-Müseyyeb'den: Ömer b. el-Hattab, kocaları ölen (ve iddet esnasında hacca giden) kadınları el-Beyda denilen mahalleden geri çevirir, hac yapmalarına engel olurdu.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının İddeti Bitinceye Kadar Kendi Evinde Durması
1736-)
Yahya b. Said'e Rivâyet edildi. Habban’ın oğlu Saib öldü. Karısı Abdullah b. Ömer'e gelerek kocasının öldüğünü ve kocasının Kanat denilen yerde ekili bir tarlası olduğunu söyledi ve orada geceyi geçirmesinin doğru olup olmayacağını sordu. Bunun üzerine, Abdullah b. Ömer orda kalmasına müsaade etmedi. Bu sebeple, kadın seher vakti Medine'den çıkar, sabahleyin tarlaya varır, gün boyu orada kalır, sonra akşamleyin Medine'ye gelir, geceyi evinde geçirirdi. Şeybanî, 583
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının İddeti Bitinceye Kadar Kendi Evinde Durması
1737-)
Hişam b. Urve, kocası ölen ve sahrada yaşayan bir kadın hakkında: «Ailesinin indiği yere iner» dedi. İmâm-ı Mâlik der ki: Bizde de durum (fetva) böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının İddeti Bitinceye Kadar Kendi Evinde Durması
1738-)
Abdullah b. Ömer der ki: Kocası ölen ve üç talak ile boşanan kadın (iddet beklerken) geceyi evinden başka bir yerde geçire-
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının İddeti Bitinceye Kadar Kendi Evinde Durması
1739-)
Kasım b. Muhammed der ki: Yezid b. Abdülmelik ümmü veled oldukları halde, efendileri ölüp de bir ya da iki hayız iddet bekledikten sonra evlenen kadınları dört ay on günlük iddetleri kadar kocalarından ayırdı. el-Kasım b. Muhammed: «Sübhanallah! Allah, kitabında «Sizlerden ölen ve (geride) karılarını bırakanlar» (Bakara, 2/234) buyuruyor. Bunlar âyette ismi geçen kadınlardan değiller» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Efendisi Ölen Ümmü Veledin İddeti
1740-)
Abdullah b. Ömer dedi ki: Efendisi ölen Ümmü Veled'in iddeti bir hayızdır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Efendisi Ölen Ümmü Veledin İddeti
1741-)
Yine Kasım b. Muhammed derdi ki: Efendisi ölen Ümmü Veled'in iddeti bir hayızdır. Mâlik der ki: Bizce de hüküm böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Efendisi Ölen Ümmü Veledin İddeti
1742-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Ümmü Veled hayız görmeyen bir kişiyse, iddeti üç aydır. Şeybanî, 596. Veled'in efendisi ölür ya da azad ederse, Hanefi mezhebine göre iddeti üç hayızdır. Hayız görmüyorsa üç aydır. (Mergınanî, Hidaye, c.2, s. 29)
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Efendisi Ölen Ümmü Veledin İddeti
1743-)
Said b. Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar derler ki: Kocası ölen cariyenin iddeti iki ay, beş gündür.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ya Da Efendisi Ölen Cariyenin İddeti
1744-)
İbn Şihab da bunun benzerini Rivâyet etti.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ya Da Efendisi Ölen Cariyenin İddeti
1745-)
İmâm-ı Mâlik, cariyeyi ric'î talak ile boşayıp, dönme hakkı olan, sonra boşadığı karısı iddet beklerken ölen bir köle hakkında der ki: Kocası ölen cariyenin iddeti gibi, iki ay beş gün iddet bekler. Bu cariye, kocasının dönme hakkı varken azad olsa, sonra azad olmayı müteakip kocasının boşamasından ötürü iddet beklerken, kocasının ölümüne kadar ondan ayrılmak istemezse, kocası ölen hür kadının iddeti kadar, dört ay on gün iddet bekler. Bu hükmün sebebi, ölüm iddetinin azad olduktan sonra meydana gelmiş olmasıdır. Bu sebeple iddeti, hür kadının iddeti kadardır. Mâlik der ki: Hüküm bizce böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kocası Ya Da Efendisi Ölen Cariyenin İddeti
1746-)
İbn Muhayrîz dedi ki: Mescide girdim, Ebû Said el-Hudrî'yi gördüm, yanına oturdum ve ona azil konusunu sordum. Bunun üzerine Ebû Saîd el-Hudrî şöyle dedi: Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) Benî Mustalık savaşma gittik, Arab esirlerinden cariyeler aldık. Onlarla münasebette bulunmayı arzuladık, ailemizden uzak kalmıştık. (Ancak hamile kalmalarından, dolayısıyle Ümmü Veled olup satamamamızdan korkarak) azil yapmak istedik. Resûlüllah aramızdayken ona sormadan azil yapacağımıza, konuyu (önce) ona (soralım dedik ve) sorduk. «Azil yapmanızda bir mahzur yoktur. Kıyamete kadar, doğması takdir edilenler doğarlar.» buyurdu. Buhari, Itk, 49/13; Müslim, Nikâh, 16/21, no: 125.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Azil[56]
1747-)
Sa'd b. Ebî Vakkas'tan Rivâyet edildiğine göre, o azil yapıyordu. Şeybanî, 548
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Azil[56]
1748-)
Ebû Eyyüb el-Ensarî'nin Ümmü Veledi (çocuklu cariyesi) dedi ki: «Ebû Eyyüb el-Ensarî azil yapardı.» Şeybanî, 549
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Azil[56]
1749-)
Nafi'den: Abdullah b. Ömer azil yapmaz ve azli de sevmezdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Azil[56]
1750-)
Amr b. Gaziyye'nin oğlu el-Haccâc anlattı: Ben, Zeyd b. Sabit'in yanında otururken Yemenli İbn Kahd, Zeyd b. Sabit'in yanına geldi ve ona dedi ki: Ya Ebû Said, yanımda cariyelerim var, yanıma aldığım karılarım onlardan cazip gelmiyor bana. Hepsinin benden hamile kalmalarını da istemiyorum. Azil yapabilir miyim?» Zeyd b. Sabit (bana): Ona sen fetva ver ya Haccac!» dedi. Allah iyiliğini versin; biz senin yanına senden (bir şeyler) öğrenmek için oturuyoruz» dedim. Tekrar: Fetvayı sen ver» dedi. Ben de: O senin çocuk ekeceğin tarlandır. Onu ister sularsın, ister susuz bırakırsın. Ben bunu Zeyd'den duymuştum» dedim. Doğru» dedi. Şeybanî, 550
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Azil[56]