İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

39-) Abdurrahman: "Ömer (radıyallahü anh)'in su ile taharetlendiğini işittim." dedi. Şeybanî, 10.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Almak
40-) Malik'e «Abdest alan adam unutarak mazmaza yapmadan önce yüzünü yıkasa, yahut yüzünü yıkamadan kollarını yıkasa olur mu?» diye sorduklarında: «Mazmaza yapmadan önce yüzünü yıkayan kimse, mazmaza yapsın, yüzünü tekrar yıkamasın. Yüzünü yıkamadan kollarını yıkayan, abdest aldığı yerde veya yakınında ise yüzünü yıkasın, sonra kollarını tekrar yıkasın. Böylece kolları yüzünden sonra yıkanmış olur.» diye cevap verdi. Eğer abdest aldığı yerden ayrılmış, abdest azası kururmışsa, unuttuğu yeri yıkar,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Almak
41-) Yahya demiştir ki Malik'e: «Bir kimse abdest alırken unutup ağzına burnuna su vermeden namaz kılsa ne olur?» diye sordular. Malik de: «Namazını iade etmesi gerekmez. Zira mazmaza ve istinşak sünnettir. Terki ile namazı bozulmaz. Hatırlayınca mazmaza ve istinşak eder, ancak namaz kılmayı istese de, yeniden namaza başlamaz.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Almak
42-) Ebû Hureyre (radıyallahü anh) den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Biriniz uykudan kalktığı vakit, ellerim -abdest suyuna sokmadan önce- yıkasın. Çünkü uykuda ellerinin nereye dokunduğunu bilemez.» Buhârî, Vudû, 4/26; Müslim, Taharet, 2/87,88. Ayrıca bkz. Şeybanî, 9. Böyle yapmak iyidir, terkeden günahkâr olmaz. zaman bugünkü gibi musluk sistemi yoktu. Genellikle eller bir kap içerisindeki suya batınlarak abdest alınırdı. Bazı durumlarda eller temiz olmayabilir. Hadis-i Şerifle önce ellerin dışarıda yıkanması, sonra kap içerisine batırılarak abdest alınması emredilmiştir ki bu, temizlik için gereklidir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Uyuyan Kimsenin Namaza Kalkınca Abdest Alması
43-) Zeyd b. Eslem'den: Ömer b. el-Hattab (radıyallahü anh): «Yatarak uyuyan kimse abdest alsın.» dedi. Yatarak uyuyunca abdesti bozulur demektir. Oturduğu yerde bir yere dayanmadan uyursa abdesti bozulmaz. Bir yere dayanır uyurda dayandığı şey çekilince düşecek gibi olursa yine abdesti bozulur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Uyuyan Kimsenin Namaza Kalkınca Abdest Alması
44-) Malik der ki: «Zeyd b. Eslem: «Ey mü'minler, namaza kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınıza mesh edin, topuklara kadar da ayaklarınızı yıkayın.» ayetini "Yataktan (uykudan) kalktığınız vakitte...» diye tefsir etti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Uyuyan Kimsenin Namaza Kalkınca Abdest Alması
45-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre burun kanaması, bir yerinden kan çıkması, yaradan irin akması abdesti bozmaz. Ancak önünden ve arkasından çıkan şey ve bir de uyumak abdesti bozar. Şafiî mezhebinde de hüküm böyledir. Ebü Hanife, kendince sahih gördüğü hadislere dayanarak, vücuttan çıkan kan ve irinin abdesti bozacağını benimsemiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Uyuyan Kimsenin Namaza Kalkınca Abdest Alması
46-) Nafi der ki: Abdullah b. Ömer oturarak uyur, sonra da abdest almadan namaz kılardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Uyuyan Kimsenin Namaza Kalkınca Abdest Alması
47-) Ebu Hureyre (radıyallahü anh) anlatıyor: adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın huzuruna gelerek: Resûlallah, biz denizde sefere çıkıyoruz, yanımıza biraz su alıyoruz. Onunla abdest alsak içmeye kalmıyor. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?» dedi. ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de: Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir.» buyurdu. Yani deniz suyu ile abdest alabilirsiniz. Denizden çıkıp ölen hayvanlar da helâldir, demektir. Davud, Daharet, 1/41; Tirmizi, Taharet, 1/52; Nesaî, Taharet, 1/47; İbn Mace. Taharet, 1/38; Ayrıca bkz Şeybani 46

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Suyunun Temiz Ve Temizleyici Olması
48-) Kâb kızı Kebşe anlatıyor: Kayınpederim Ebû Katâde bize geldi, ona abdest suyu döküyordum. O sırada bir kedi geldi, sudan içmek istedi. Ebû Katâde kedi sudan içinceye kadar kabı ona eğdirdi. Kendisine baktığımı görünce: Hayret mi ediyorsun yeğenim?» dedi. Ben de: dedim. Bunun üzerine: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Kedi pis değildir. Evinizde serbest dolaşır» buyurdu, dedi. Ebu Davud, Taharet, 1/38; tirmizî, Taharet, 1/69; Nesaî, Taharet, 1/54; İbn Mace, Taharet, 1/32, Ayrıca bkz. Şeybanî, 90. Mâlik der ki; Bunda bir mahzur yok. Ancak kedinin ağzında pislik olması halinde caiz değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Suyunun Temiz Ve Temizleyici Olması
49-) Yahya b. Abdurrahman anlatıyor: Ömer (radıyallahü anh) bir kafile ile sefere çıktı. Amr b. el-As da kafilede idi. Bir havuzun başına geldiler. Amr b. el-As havuz sahibine: Bu havuzdan yırtıcı (vahşî) hayvanlar gelip içiyor mu? diye sorunca Hazret-i Ömer adama: Bu soruya cevap verme. Çünkü bu suya hayvanlar da gelir, biz de geliriz.» dedi. Ömer (radıyallahü anh) bu sözünü, şüphe ve evhamı gidermek için söylese gerektir. Çünkü yapılmış ibadetlerin şüpheye dayalı hale gelmesine yol açılmamalıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Suyunun Temiz Ve Temizleyici Olması
50-) Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) der ki: Resûlüllah'ın zamanında erkekler ve kadınlar beraber abdest alıyorlardı. Buharî, Vudû, 4/43, Ayrıca bkz. Şeybanî, 45. der ki: Abdullah (radıyallahü anh) bu sözüyle: Her erkek kendi haremi ile bir arada bir kaptan abdest alırlardı, demek istiyor. Bazı Rivâyetler bu manadadır. Yoksa namahrem kadınla erkek bir arada abdest alırlardı, demek değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdest Suyunun Temiz Ve Temizleyici Olması
51-) Abdurrahman b. Avf oğlu İbrahim'in ümmü veledi Cariyeden çocuk olunca o cariyeye «Ümmü veled» denir (radıyallahü anh) anlatıyor: (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Ümmü Seleme'ye: Ben, elbisesinin etekleri uzun olan bir kadınım ve pis yerlerden geçiyorum» dediğimde, Ümmü Seleme de: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Kuru ve temiz yerler, pis yerlere sürünüp kirlenen etekleri temizler» dedi.» şeklinde cevap verdi. Ebu Davud, Taharet, 1/137;Tirmizî, Taharet, 1/109; İbn Mace, Taharet, 1/79

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdesti Bozmayan Şeyler
52-) Malık (radıyallahü anh), Rebıa b. Abdurrahman’ın mescidde defalarca kusup abdestini tazelemeden namaz kıldığını gördü.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdesti Bozmayan Şeyler
53-) İmâm-ı Mâlik'e: « Kusan bir kimsenin yeniden abdest alması gerekir mi?» diye sordular. O da: Yeniden abdest alması gerekmez. Ancak kustuğu için ağzını çalkalaması (yıkaması) gerekir.» diye cevap verdi. Hanefi Mezhebine göre, ağız dolusu kusmak abdesti bozar

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdesti Bozmayan Şeyler
54-) Nafî Rivâyet eder: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh), Said b. Zeyd'in oğlunun cesedine koku sürdü ve onu taşıdı, sonra mescide girdi, daha sonra da abdestini tazelemeden namaz kıldı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdesti Bozmayan Şeyler
55-) İmâm-ı Mâlik'e: « Kusunca abdest bozulur mu?» diye sordular. O da: «Hayır. Yalnız mazmaza eder, ağzını yıkar. Abdest alması gerekmez,» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdesti Bozmayan Şeyler
56-) Abdullah b. Abbas der ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) koyunun pişmiş ön butunu yedi. Abdestini tazelemeden namaz kıldı.» Buhârî, Vudû, 4/50; Müslim, Hayd, 3/91, Ayrıca bkz. Şeybanî, 30.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
57-) Süveyd b. Numan anlatıyor: Hayber Savaşı senesinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber çıkmıştım. Hayber'e yakın «Sahbâ» denilen yere varınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devesinden indi, ikindi namazını kıldırdı. Daha sonra azıkları istedi, yalnız kavut kavrulmuş un getirdiler. Emretti, kavutu çorba yaptılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yedi, biz de yedik. Daha sonra da akşam namazına kalktı, mazmaza yaptı, biz de mazmaza yaptık, sonra da abdestini tazelemeden namazı kıldırdı. Buhari, Vudu, 4/51. Ayrıca bkz. Şeybani, 34. Mezhebine göre, bu hadise dayanarak, ateşte pişen nesneleri yemeden dolayı abdest almak gerekmez. Zahirilere göre, bu durumda abdest bozulur, tazelenmesi gerekir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
58-) Abdullah b. Hudeyr oğlu Rebîâ der ki: Hazret-i Ömer'le birlikte akşam yemeği yedim, yemekten sonra namazı kıldı, yeniden abdest almadı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
59-) Eban b. Osman der ki: Osman b. Affan (radıyallahü anh) ekmek ve et yedikten sonra mazmaza yaptı (ağzını yıkadı), ellerini yıkadı ve elleriyle yüzünü sıvazladı. Daha sonra da namaz kıldı, fakat yeniden abdest almadı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
60-) İmâm-ı Mâlik'e Ali b. Ebî Talib ve Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh)'ın ateşte pişen şeyi yedikten sonra yeniden abdest almadıkları Rivâyet olundu. Şeybanî, 32.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
61-) Yahya b. Said, Abdullah b. Amar b. Rebîâ'ya: Bir adam namaz kılmak için abdest aldıktan sonra ateşte pişen bir yemeği yese tekrar abdest alması gerekir mi?» diye sordu. da: Babamı gördüm, abdest aldıktan sonra ateşte pişen yemeği yiyor, tekrar abdest almıyordu.» diye cevap verdi. Şeybanî, 33.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
62-) Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh) el-Ensârî der ki: Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahü anh)'ı gördüm. Et yedikten sonra yeniden abdest almadan namaz kıldı. Şeybanî, 29. (radıyallahü anh) böyle demekle, ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozmadığını ifade etmektedir. Bilindiği gibi, Hazret-i Ebû Bekir eti abdestli iken vemiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
63-) Muhammed b. el-Munkedir (radıyallahü anh) anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yemeğe davet edilmişti. Kendisine et ve ekmek getirildi. Bunlardan yedikten sonra abdest aldı, namaz kıldı. Daha sonra yemeğin kalan kısmını getirdiler, ondan yedikten sonra yeniden abdest almadan namaz kıldı. Hadis mürseldir. Ebû Davud (Taharet, 1/74), Cabir'den -mevsul olarak- Rivâyet etmiştir. Ayrıca bkz. Tirmizî, Taharet, 1/59; Şeybanî, 31.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
64-) Abdurrahman b. Yezid el-Ensârî anlatıyor: Enes b. Malik, Irak'tan gelmişti. Ebu Talha ve Ubey b. Kâ’b yanına gittiler, Enes onlara ateşte pişmiş yemek çıkardı, yediler. Yemekten sonra Enes kalkıp abdest alınca, Ebû Talha ve Übey b. Kâ’b: «Bu da ne Enes? Yoksa Iraklıların âdeti mi?» Hazret-i Enes'in ziyaretçilerinin bu tenkitleri, Enes'in, ateşte pişen yemek yenince abdest bozulur zannının yanlış olduğunu ifade etmektedir. deyince, Enes: «Keşke yapmasaydım,» dedi. Ebû Talha ve Ubey b. Kâ’b kalktılar, yeniden abdest almadan namaz kıldılar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ateşte Pişen Şeyi Yemenin Abdesti Bozmayışı
65-) Urve (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: İstincâyı sorduklarında: «Üç taş bulamaz mısınız?» diye cevap verdi. Davud (Taharet, 1/21), Hazret-i Aişe'den mevsul olarak Rivâyet eder; Tirmizî, Taharet, 1/40. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında her yerde su bulunmadığı için toprakla teyemmüm edildiği gibi -abdest bozduktan sonra- taş ve benzerleriyle temizlenmek âdetti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözüyle: «Su bulamıyorsan, taş da mı bulamıyorsun?» demek istemiş, her yerde olduğu gibi tevhide (tekliğe) işareten, burada da üç taş kullanılmasını istemiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
66-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mezarlığa gittiğinde «Esselâmü aleyküm ey mezarlıkta yatan mü'minler! Allah dilediği zaman, biz de sizlere kavuşacağız.» dedi ve devamla «kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim,» Resûlallah! Biz kardeşlerin değil miyiz?» dediler. Resûlüllah: sizler aynı zamanda ashâbımsınız. Kardeşlerim henüz gelmediler. Ben onları (ahirette) Havz'ın başında bekliyeceğim.» buyurdu. Ashab-ı Kiram: Ya Resûlallah, ümmetinden senden sonra gelecekleri nasıl tanıyacaksın?» deyince: Bir adamın siyah atları arasında alnında beyazlığı olan bir atı olsa onu tanımaz mı?» dedi. Onlar: Ya Resûlallah!» diye cevap verdiler. Hazret-i Peygamber: «İşte onlar, Kıyamet gününde dünyada iken aldıkları abdestlerden dolayı alınları nur gibi parlayarak gelirler. Ben dana önceden gidip kendilerini Havz'ın başında bekleyeceğim. O kimseler Havz'ımdan sahipsiz develer gibi kovulmazlar. Onlara «Hey! Gelin, gelin, gelin!» diye seslenirim. O sırada «Bunlar senden sonra dinlerinde çok şey değiştirdiler. «Dinlerinde, çok şeyler değiştirdiler.» demek, «sünnetini bıraktılar, bid'at işlediler, dinde olmayanı şeyleri işlediler» demektir. denilir. Ben de; «Öyleyse benden uzak olsunlar! Uzak olsunlar! Uzak olsunlarl..» derim» buyurdu. Müslim Taharet, 2/39.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
67-) Hazret-i Osman'ın azatlısı Hümran anlatıyor: Osman b. Affan (radıyallahü anh) sekide oturuyordu. O sırada müezzin gelip, ikindi namazı vaktinin geldiğini haber verince, hemen su istedi, abdest aldı. «Vallahi size bir hadis söyleyeceğim, eğer Allahın kitabında olmasa ve Müslim Rivâyetlerinde «Urve» der ki: Hazret-i Osman'ın «Eğer Allah'ın kitabında olmasa...» diye kasdettiği ayet şudur; indirdiğim ayetleri ve doğru yolu Kitap'ta insanlara açıkladıktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lânetçiler lanet eder, ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ye gerçeği ortaya koyanlar müstesna; işte onların tevbesini kabul ederim. Ben tevbeleri daima kabul eder ve merhamet ederim.» (Bakara, 2,159-160.) Osman «Bildiğim şeyi gizlemeyi yasaklayan (yukarıdaki) âyet olmasaydı, onu söylemezdim.» demek istiyor. Buhârî ve Müslim'de yer alan bu görüşü, hadisin ravilerinden olması ve kesin söylemesi bakımından 29. hadisin sonundaki İmâm-ı Mâliki hazretlerinin beyanından evlâ ve daha sahihtir. dedi. Daha sonra şöyle devam etti: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı işittim» buyurdular ki: «Her kim azalarını iyice yıkayarak abdest alır, namaz kılarsa, o namazı ile sonraki kılacağı namazı arasında işlediği günahları mutlaka affolunur.» Mâlik der ki: Hazret-i Osman'ın kasdettiği ayet şudur sanırım: «Günün iki tarafında ve gecenin ilk saatlerinde namazı hakkıyle kılın. Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir. Bu düşünenlere bir öğüttür.» (Hud, 11/114). Buhârî, Vudû, 4/24; Müslim, Taharet, 2/6.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
68-) Abdullah el-Sunabihi (radıyallahü anh)’den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Mü'min bir kimse abdest alırken mazmaza edince (ağzını yıkayınca) ağzından günahları çıkar. Burnunu yıkayınca da burnundan günahları çıkar. Yüzünü yıkayınca, yüzünden ve hatta gözkapaklarının altından günahları çıkar. Ellerini yıkadığı vakit ellerinden günahları dökülür, çıkar. Başını mesh edince başından, hatta kulaklarından günahları çıkar. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarından, hatta ayak tırnaklarının altından günahları çıkar. Daha sonra mescide gidip namaz kılışı ecrini ve günahların affını arttırır.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
69-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Bir müslüman -yahut bir mü'min- abdest alırken yüzünü yıkayınca yüzünden akan su ile beraber (veya suyun son damlası ile) gözleri ile işlediği (namahremlere baktığı) bütün günahları dökülür. Ellerini yıkadığı zaman, elleri ile işlemiş olduğu günahları su ile beraber (diğer bir Rivâyette suyun son damlası ile) ellerinden dökülür. Ayaklarını yıkayınca, ayaklan ile giderek işlediği günahları su ile beraber veya suyun son damlası ile çıkar. Böylece bütün günahlarından temizlenmiş olur.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
70-) Enes b. Malik (radıyallahü anh) der ki: Bir gün ikindi namazı yaklaşmıştı, insanlar abdest almak için su arıyorlar, bulamıyorlardı. O sırada Resûlüllah'a bir kapta su getirdiler. Hazret-i Peygamber elini kabın içine koydu, sonra ashabına o kaptan abdest almalarını emretti. Enes der ki: Suyu görüyordum, Resulü Ekrem'in parmaklarının arasından kaynıyordu. Bütün insanlar ondan abdest aldılar. Vudû, 4/32; Müslim, Fedâil, 43/5. gelişinden anlaşıldığı gibi, hadise bir yolculuk sırasında ve suyun kıt olduğu bir yerde oluyor. Hazret-i Peygamber'in mübarek elini koyduğu küçük bir kapta parmaklarının arasından suyun kaynaması açık bir mucize oluyor. Böylece Hazret-i Peygamber ve mü'minler, ne zaman ve nerede darda kalırlarsa ilahi kudret tecelli ediyor, Peygamberimizden mucizeler zuhur ediyor. Iyad der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın parmaklarının arasından suyun kaynamasını (ashabın da bulunduğu) birçok toplantı yerlerinde ve askerlerin arasında güvenilir raviler tarafından Rivâyet edildi, bunu hiçbir sahabi red ve inkâr etmedi. Bu da, Resulü Ekrem'in kesinleşen mucizelerinden biridir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
71-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) der ki: Bir kimse güzelce abdest aldıktan sonra namaza çıkarsa (mescide gidinceye kadar), o kimse namazda sayılır. Her iki adımının biriyle bir sevap kazanır, diğeriyle bir günahı affolur. Sizden herhangi biriniz kamet edildiğini işitince koşmasın. Çünkü en çok sevap kazanan, evi camiden en uzak olanınızdır. Niçin Ey Ebû Hüreyre?» deyince, Ebû Hüreyre (radıyallahü anh); «daha çok adım atıldığı için», Camiye giderken koşmak ve acele yürümek namaz adabına aykırıdır. Bu hareket, insanın vekar ve ağırbaşlılığını bozduğu için doğru değildir. cevap verdi. İbn Abdilber der ki: İmâm-ı Mâlik ve diğerleri: Nuaym, Ebû Hüreyre'nin hadislerini mevkuf olarak Rivâyet etmiştir. Ashaptan Rivâyet edilen bu gibi sözler, şahsi görüş ve içtihatla olamadığı için, müsned hadis gibi sayılır, yani Resulü Ekrem'den işitmişlerdir, Bu manada Ebû Hüreyre ve diğerlerinden sahih isnadlarla hadis Rivâyet edilmiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
72-) Yahya b. Saîd'den: Saîd b. el-Müseyyeb'e büyük abdestten sonra su ile taharetlenmenin hükmü sorulunca: «O, ancak kadınların taharetlenmesidir.» diye cevap verdi. Said b. el-Müseyyeb bu sözüyle, erkeklerin taşla silinmeleri kâfidir, demek istiyor. Fakat İmâm-ı Mâlik ve birçok ulema bu görüşte değildirler. Yani erkek olsun, kadın olsun mecbur kalmadıkça, su ile temizlenmelidirler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
73-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Köpek herhangi birinizin kabından su içer veya bir şey yerse, o kabı yedi kez yıkasın» buyurdu. Buharî, Vudû, 4/33; Müslim, Taharet, 2/90. bir hadiste Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); «Köpeğin dokunduğu kabı yedi kez yıkayın,» bir defasında da «Toprakla yıkayın» buyuruyor, îlim adamları, köpeğin salyasında bir tür mikrop olduğunu, onu da ancak toprağın öldüreceğini belirtmişlerdir. «Köpek olan eve melek girmez» hadisinin bir sırrı da budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
74-) İmâm-ı Mâlik'e şu hadis Rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Doğru ve dürüst yaşayın. Her şeyi yapamazsınız. İyi ve yararlı ameller işleyin. Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdesti ancak kâmil mü'min muhafaza edebilir.»  Bu, mürsel bir hadistir. İbn Abdilber, et-Takassî'de der ki: "Sevbân'ın Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) sahîh yollarla Rivâyetiyle, müsned ve muttasıl olur. İbn Mace (Taharet, 1/4) tarafından da Rivâyet edilir. işler çok olur da zaman az olursa işlerin en önemlilerini yapın. Namaz da en önemli işlerin başında gelir. Her zaman abdestli bulunmak da imanın kemaline işarettir ve abdest mü'minin silâhıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Abdestle İlgili Diğer Hadisler
75-) Nafi der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) iki parmağını ıslatır, kulaklarını mesh ederdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
76-) İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edilen hadiste, Cabir b. Abdullah el-Ensari (radıyallahü anh)'ye: Sarığın üzerine mesh edilir mi?» diye sorduklarında, Cabir; « Su ile saçlar mesh edilmeden, caiz olmaz.» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
77-) Hişam b. Urve der ki: Ebû Urve b. Zübeyr sarığını çıkarır, başını mesh ederdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
78-) Nafi Nafi, Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'in azatlı kölesidir der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'in hanımı —Ebû Ubeyd'in kızı— Safiye'yi baş örtüsünü çıkarıp su ile başını mesh ederken gördüm.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
79-) İmâm-ı Mâlik'e, «Sarığın ve baş örtüsünün üzerine mesh edilir mi? diye sorulduğunda: «Erkeğin sarığının üzerine, kadının başörtüsünün üzerine mesh etmeleri caiz olmaz. Başlarının üzerine mesh etsinler» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
80-) İmâm-ı Mâlik'e, abdest alan bir kimsenin başını mesh etmeyi unutur da abdest azaları kuruduktan sonra hatırlarsa ne yapması gerektiğini sorduklarında: «Başını mesh etmelidir. Başını mesh etmeden namaz kılmışsa o namazı iade etmelidir.» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Başı Ve Kulakları Mesh Etmek
81-) Mugîra b. Şu’be (radıyallahü anh) anlatıyor: Tebuk Savaşında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest bozmak için gitti. Ben de abdest suyunu hazırladım. Gelince ellerine su döktüm, yüzünü yıkadı. Kollarını yıkamak için cübbesinin kollarını sıvamak istedi. Dar olduğu için kollarını sıvayamayınca, ellerini cübbenin kollarından çıkardı. Kollarını dirseklerine kadar yıkadı. Sonra başına ve ayağındaki mestlerin üzerine mesh etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kılmaya geldiğinde, Abdurrahman b. Avf cemaate imam olmuş, namazın bir rek'atini kıldırmıştı. Resulü Ekrem kalan bir rek'atini cemaatle kıldı. Abdurrahman selâm verince, cemaat telâşlandı. (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirdikten sonra ashabına dönerek: «İyi yaptınız,» dedi. Buhârî, Megazî, 64/81; Müslim, Salât, 4/105, Ayrıca bkz. Şeybanî, 47. Hâdise sabah namazında olmuştur. Resulü Ekrem namaza gecikince Ashab-ı kiram vakit geçer korkusuyla Avf oğlu Abdurrahman'ı imam yaparak namazı kılmışlar. Bu işi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan izinsiz yaptıkları İçin de, Hazret-i Peygamber gelip Abdurrahman'a uyarak namaz kılmasıyla da telâşa düşmüşlerdi. Resulü Ekrem de, iyi yaptınız diyerek hem onları sıkıntıdan kurtarmış, hem de namazı geciktirmemek için Abdurrahman'ı imam yaparak namazı kılmalarını doğru bulmuştu. (Bâcî, Münteka, c.1, s.77)

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
82-) Nafi ve Abdullah b. Dinar Rivâyet ettiler. Hazret-i Ömer'in oğlu Abdullah (radıyallahü anh) Küfe valisi Sa'd b. Ebi Vakkas'ın yanına gitti, Abdullah, Sa'd'ın mestlerinin üzerine mesh ettiğini görünce bunu hoş görmedi. Bunun üzerine Sa'd, Abdullah'a: «Baban Ömer'in yanına gidince ona sor» dedi. Abdullah, Medine'ye gitti. Fakat mestlerin üzerine mesh etmenin hükmünü sormayı unuttu. Bilahare Küfe valisi Sa'd, Medine'ye geldiğinde Abdullah'a: sordun mu?» dedi. Abdullah: «Hayır,» dedi. üzerine Abdullah babasına sorunca, Ömer (radıyallahü anh): « Abdestli iken mestlerini giydikten sonra (tekrar abdest alırken) onların üzerine mesh et» dedi. Abdullah: bozduktan sonra da mı?» deyince, Ömer: « Evet, abdest bozduktan sonra da,» dedi. Şeybanî, 49

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
83-) Nafî'den: Abdullah b. Ömer pazarda idi. Ufak su Kubâ, Hazret-i Peygamberin Hazret-i Ebû Bekir'le birlikte Mekke'den hicretlerinde Medine'ye girmeden önce son konakladığı yerdir. Burada Hazret-i Enes'in namaz kıldığı -İslâm'da ilk mescit olan- Kubâ mescidini yaptı. Hacıların Medine-i Münevvere'de ziyaret ettikleri önemli yerlerden biri de burasıdır. Yukarıdaki hadislerde abdest almaya yüzünü yıkamakla başlanışı abdestin farzlarım beyan içindir. Yoksa bilindiği gibi daha önce sünnet olarak eller yıkanır, ağıza ve burna su vererek temizlenir. döktük. Sonra abdest aldı, yüzünü yıkadı, kollarını dirseklerine kadar yıkadı ve başını mesh etti. Daha sonra camiye gitti. Kendisini cenaze namazını kıldırmak için çağırdılar, mestlerinin üzerine mesh ettikten sonra cenaze namazını kıldırdı. Şeybanî, 50

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
84-) Rukayş oğlu Abdurrahman oğlu Saîd anlatıyor: Enes b. Malik'i Küba'ya  geldiğinde gördüm. Küçük abdestini bozdu. Daha sonra abdest alması için su getirdiler. Abdest aldı: Yüzünü yıkadı, dirseklerine kadar kollarım yıkadı, başına ve mestlerinin üzerine mesh etti. Sonra da mescide girdi, namazı kıldı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
85-) Yahya der ki: İmâm-ı Mâlik'e sordular: Bir adam abdest aldıktan sonra abdest bozup mestlerini çıkarsa tekrar giyse yeniden abdest alırken onların üzerine mesh edebilir mi?» dediler. Mâlik: çıkarsın, ayaklarını yıkasın. Ancak ayaklarını yıkayarak abdest aldıktan sonra mestlerini giyen kimse onların üzerine mesh edebilir. Abdest alırken ayaklarını yıkamadan mestlerini giyen kimse mesh edemez.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
86-) Yine İmâm-ı Mâlik'e: «Bir adam abdest alır, ayaklarına giydiği mestlerinin üzerine mesh etmeyi unutur, namazı kıldıktan sonra hatırlarsa ne yapmalıdır?» diye sordular. İmâm-ı Mâlik: «Mestlerin üzerine mesh etsin, namazı iade etsin. Abdesti iade etmez» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
87-) İmâm-ı Mâlik'e sordular: Bir adam ayaklarını yıkayıp mestlerini giyse daha sonra abdest alırken ne yapmalıdır? İmâm-ı Mâlik: «Mestlerini çıkarsın, abdest alsın ve ayaklarını yıkasın,» dedi. Şeybanî, 48 meselede İmâm-ı Mâlik'ten başka bir Rivâyete göre «mestlerini çıkarmadan abdest alır ve mestlerinin üzerine mesh eder.» demiştir. Ebû Hanife'ye göre de böyledir. Burada mestlerini çıkarsın ayağını yıkasın demesi, efdal ve evla olanını beyan içindir. Zira abdest alırken, arayı açmadan azalarını birbiri peşinden yıkamak sünnettir. Mest üzerine meshin geçerlilik süresi, Hanefî Mezhebine göre, mukimler için bir gün bir gece; yolcular için üç gün üç gecedir. İmâm-ı Mâlik'e göre, mukimler mest üzerine meshedemez. (Bâcî, Münteka, c.1, s.80)

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayağa Giyilen Mestlerin Üzerine Mesh Etmek
88-) Hişam b. Urve der ki: Babamı, mestlerin üzerine mesh ederken gördüm, mestlerinin üzerini mesh ediyordu, içini mesh etmiyordu.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Mestlerin Üzerine Nasıl Mesh Edilir?