İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

139-) Yahya der ki: «Suyu bulamayıp teyemmüm eden bir adam tekbir alıp namaza dursa, o sırada yanında su olan bir adam gözükse ne yapar?» diye İmâm-ı Mâlik'e sorduklarında: «Namazını bozmaz. Aynı teyemmümle (durduğu) namazını tamamlar, ondan sonraki namazları için abdest alır,» dedi. Hanefi Mezhebine göre, namaz kılarken suyu gören kimsenin abdesti, dolayısıyla namazı bozulmuş olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmüm
140-) İmâm-ı Mâlik der ki: Namaza kalkan abdest almak için su bulamaz da teyemmüm ederse Allah'a itaat etmiş olur. Su ile abdest alan ondan daha temiz sayılmaz, namazı da onunkinde daha tam değildir. Çünkü abdest de teyemmüm de emrolunmuştur. Her ikisi de Allah'ın emrini yapmışlardır. Su bulup abdest alan da namaza girmeden önce su bulamayıp teyemmüm eden de Allah'ın emrine göre amel etmişlerdir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmüm
141-) İmâm-ı Mâlik der ki: Teyemmüm ile namaz kılmak caiz olan bir yerde su bulamayan cünüp kimse teyemmüm eder, Kur'an'dan hizbini Hizb: Günlük okunan Kur'an. okur ve nafile namazlarını kılar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmüm
142-) Nâfi'den: Abdullah b. Ömer'le beraber Cüruf den Cüruf: Medine'nin üç mil kuzeyinde bir yer. Mirbed ise, Medine'ye bir mil mesafede bir yerdir. geliyorduk, Mirbed'e ulaşınca Abdullah (binitinden) indi, yerde teyemmüm etti, yüzünü ve dirseklerine kadar iki kolunu meshetti, sonra namazı kıldı. (81/a) Şeybanî, 71.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmümün Yapılışı
143-) Nâfi der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) teyemmüm ederken dirseklerine kadar mesh ederdi,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmümün Yapılışı
144-) İmâm-ı Mâlik'e: Teyemmüm nasıl yapılır ve nereye kadar meshedilir?» diye soruldu. O da: bir kez yüzü için yere vurur yüzünü mesheder, binkez de kolları için vurur kollarını dirseklerine kadar mesheder,» diye cevap verdi

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Teyemmümün Yapılışı
145-) Abdurrahman b. Harmele'den: Bir adam Saîd b. Müseyyeb'e: Cünüp olan bir kimse teyemmüm ettikten sonra suya kavuşursa ne yapar?» diye sordu. Saîd de: Suya kavuştuğu vakit, sonraki namazları için gusletmesi gerekir» dedi. Teyemmümü mubah kılan özür ortadan kalkınca, teyemmüm de bozulur. Su yok iken gusul yerine teyemmüm eden kimse, suyu görünce teyemmümü bozulur, yıkanması gerekir. Önce kıldığı namazları kaza etmez. Çünkü o ana kadar teyammüm guslün yerini tutmuştur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Cünüp Kimsenin Teyemmüm Etmesi
146-) İmâm-ı Mâlik, seferde ihtilâm olup, abdest alacak kadar sudan başka suyu olmayan, suya kavuşuncaya kadar da susamayacak adam hakkında şöyle der: «O su ile avret mahallini ve meni dokunan yerleri yıkar, sonra Allah'ın emrettiği gibi temiz yerde teyemmüm eder»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Cünüp Kimsenin Teyemmüm Etmesi
147-) İmâm-ı Mâlik'e sordular: «Cünüp olan bir adam teyemmüm etmek istese de çorak topraktan başka toprak bulamazsa çorak toprakla teyemmüm eder mi ve orada namaz kılması mekruh olur mu?» Mâlik: «Çorak yerde namaz kılınır ve orada teyemmüm edilir. Çünkü Allahu Teâlâ: Temiz yeryüzünden teyemmüm edin» Nisa: 43. buyurdu. Çorak olsun veya olmasın temiz olan her yerde teyemmüm edebilir.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Cünüp Kimsenin Teyemmüm Etmesi
148-) Zeyd b. Eslem'den: Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: aybaşı iken bana onun nesi helâl olur?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: «Etekliğini bağlasın (donunun uçkurunu bağlasın, yahut külotunu giysin), yukarısı ile istediğini yaparsın» buyurdu. İbn Abdilber der ki: Bu lafızla, müsned olarak Rivâyet eden birini bilmiyorum. Manası, sahîh ve sabittir. derki: Ebu Davud (Taharet, 1/82), Abdullah b. Sa'd el-Ensâri’den Rivâyet eder. Ayrıca bkz. Şeybanî, 75.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Aybaşı Olan Karısına Kocasının Yapabileceği Şeyler
149-) Rabia b. Ebî Abdurrahman'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile yatakta yatarken —üzerinde sadece elbisesi vardı— Hazret-i Aişe birden kalkınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Neyin var, galiba aybaşı oldun,» dedi. Aişe (radıyallahü anh) da: Evet,» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Etekliğini (izarını) giyin, yatağına gir.» buyurdu. İbn Abdilber derki: Muvatta ravileri, bu hadisi nıürsel Rivâyette ihtilaf etmemiştir. Hazret-i Aişe'den bu lafızla Rivâyet edildiğini bilmiyorum. Manası, Ümmü Seleme'nin hadisiyle muttasıldır. Seleme hadisi şu kaynaklardadır: Buhârî, Hayd, 6/4; Müslim, Hayd, 3/5.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Aybaşı Olan Karısına Kocasının Yapabileceği Şeyler
150-) Nâfi şöyle anlattı: Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) Nâfî'i, Âişe'ye göndererek ona: insan aybaşı olan zevcesiyle kucaklaşabilir mi?» diye sormasını söyledi. Nâfî sorunca, Aişe (radıyallahü anh): «Belden aşağısına etekliğini giysin, sonra isterse onunla kucaklaşsın.» dedi. Şeybanî, 73.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Aybaşı Olan Karısına Kocasının Yapabileceği Şeyler
151-) İmâm-ı Mâlik Rivâyet eder: Salim b. Abdullah ve Süleyman b. Yesar'dan: «Hayızdan temizlenen kadın gusletmeden kocası onunla cinsî münasebette bulunabilir mi?» diye sorulduğunda: Hayır, gusül edinceye kadar bu iş yapılamaz.» dediler. Şeybanî, 74.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Aybaşı Olan Karısına Kocasının Yapabileceği Şeyler
152-) Mü'minlerin anası Hazret-i Âişe'nin azatlısı Ümmü Alkame anlatıyor: Kadınlar sarımtırak hayız kanı ve pamuğu kutuya koyar Hazret-i Aişe'ye gönderirler ve ona: Artık namaz kılabilir miyiz?» diye sorarlar, Âişe de onlara: Acele etmeyin bembeyaz aktığını görünceya kadar bekleyin.» derdi. Aişe: «Beyaz görünceye kadar» sözüyle hayızdan temizlenmelerini kastediyor.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hayızdan Temizlenmek
153-) Abdullah b. Ebî Bekir halasından, o da Zeyd b. Sabitin kızından Rivâyet eder: «Kadınlar gece yarısı kandil isteyerek hayızdan temizlendiklerine bakarlar, Zeyd'in kızı da bunları kınar ve eskiden kadınlar bunu yapmazdı,» derdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hayızdan Temizlenmek
154-) İmâm-ı Mâlik'e «hayızdan temizlenen kadın, su bulamazsa teyemmüm edebilir mi?» diye sorduklarında: «Evet teyemmüm etsin, Onun hali cünüp kimsenin ki gibidir. Su bulamayınca teyemmüm eder,» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hayızdan Temizlenmek
155-) İmâm-ı Mâlik Rivâyet eder: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın zevcesi Hazret-i Aişe (radıyallahü anh); Kan gören hamile kadın «Namazı bırakır.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hamile Kadının Hayız Görmesi
156-) İmâm-ı Mâlik, İbni Şihab'a hayız kanı gören hamile kadının durumu hakkında sordu. O da: Namazı kılmaz.» dedi. Mâlik: «Bu, bize göre de böyledir.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hamile Kadının Hayız Görmesi
157-) Aişe (radıyallahü anh) den: «Ben ay başı iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın başını tarardım.» Buhârî, Hayd, 6/2; Müslim, Hayd, 3/9,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hamile Kadının Hayız Görmesi
158-) Ebû Bekir es-Sıddık'ın kızı Esma (radıyallahü anh)'dan: Bir kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Bizden birimizin elbisesine hayız kanı bulaşırsa ne yapar?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'de: Birinizin elbisesine hayız kanı bulaşırsa su ile ovalayarak o bölümü yıkasın, sonra bu elbise ile namazı kılsın» buyurdu.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Hamile Kadının Hayız Görmesi
159-) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Aişe (radıyallahü anh) anlattı: Ebû Hubeyş'in kızı Fâtıma: Ya Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem) Temizlenemiyorum (hayız kanım kesilmiyor), namazı bırakayım mı?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: damardan gelen normal kandır, hayız kanı değildir. Âdet başlayınca namazı bırak, hayız günlerin bitince kanını yıka, namazı kıl,» buyurdu. Buhari hayd 6/8 müslim hayd 3/62.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
160-) Resûl-i Ekrem'in zevcesi Ümmü Seleme anlattı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zamanında hayız kanı kesilmeyen bir kadın vardı. Bunu onun adına Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den sorunca: Bu hastalığa yakalanmadan önce ayda kaç gün ve kaç gece âdet görüyor idiyse, her ay o kadar namazı bıraksın. O kadar gün geçince gusletsin ve avret yerine bez (pamuk vb.) koysun, sonra namazını kılsın,» buyurdu. Ebu Davud, Taharet, 17107; Nesaî, Hayd ve’l-İstihada, 3/3. Ayrıca bk Şeybanî, 82. şekildeki kadınlar, her namaz vakti için bir abdest alıp -kan aksa bil namaz kılarlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
161-) Ebû Seleme’nin kızı Zeynep anlattı: Abdurrahman b. Avf’ın zevcesi Cahş kızı Zeynep istihaze olduğu (hastalık kanı gördüğü) vakit gusleder» namazını kılardı.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
162-) Ebû Bekir b. Abdurrahman'ın azatlısı Sümey'den: b. Hakîm ve Zeyd b. Eşlem, Sümey'yi Saîd b. Müseyyeb'den istihaza olan kadının hükmünü sormak için gönderdiler. Sümey sorunca, Saîd: Adet (aybaşı) günleri bitince gusleder, öbür âdet gününe kadar her namaz vakti için yeniden abdest alır. Şeybanî, 83. olan (hastalık kanı gören) kadın sahib-i özür sayıldığı içi  özür sahipleri gibi her namaz vakti için abdest alır Eğer kan fazlalaşırsa avret yerine bez koyar» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
163-) Hişam babası Urve'den naklen Rivâyet eder: Müstehaza (hastalık kanı gören) yalnız bir defa gusleder. Sonra her namaz vakti için yeniden abdest alır. Şeybanî, 84.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
164-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre müstehaza namaz kılmaya başlayınca kocası onunla münasebette bulunabilir. Lohusa da böyledir. Adet günlerinin en uzun süresini bitirdikten sonra —kan görse de— kocası ile münasebette bulunabilir. Bu durumda o kadın müstehaza hükmündedir. İmâm-ı Mâlik'e göre lohusahk günlerinin en fazlası altmış gündür. Hanefilere göre ise, kırk gündür.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
165-) İmâm-ı Mâlik der ki: Müstehaza hakkında delilimiz, Hişam'ın babasından naklen Rivâyet ettiği hadistir. Bu hususta işittiklerim içerisinde en hoşuma gideni budur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: İstihaze Olan Kadının Durumu
166-) Hazret-i Âişe (radıyallahü anha)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kucağına bir bebek verdiler. Elbisesine çiş yaptı. Hazret-i Peygamber su istedi ve suyu çişten ıslanan yere serpti. Buhârî, Vudû, 4/59; Müslim, Taharet, 2/101. Ayrıca bkz. Şeybanî, 40.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Bebeğin İdrarı
167-) Mıhsan'ın kızı Ümmü Kays'den: Henüz yemek yemeyen çocuğumu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a götürdüm. Kucağına oturttu. O da elbisesine çiş yaptı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem su istedi, ıslak yere suyu serpti. Fakat ovalayarak yıkamadı. Buharî, Vudû, 4/59; Müslim, Taharet, 2/103. Mezhebi, çocukların çiş yaptığı yere su dökülmesi hususunda bu hadise dayanır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Bebeğin İdrarı
168-) Yahya b. Saîd (radıyallahü anh) anlatıyor: Bir bedevi Mescid-i Nebevî'ye girdi, küçük su dökmek için eteklerini kaldırdı. Bunu gören cemaat bağırdı, sesler yükselince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ona dokunmayın» buyurdu. Onlar da dokunmadılar. Bedevi küçük abdestini yaptıktan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kova su istedi. Bedevinin abdest bozduğu yere döküldü. Buhârî, Vudû 4/58; Müslim, Taharet, 2/99

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayakta Küçük Abdest Bozmak
169-) Abdullah b. Dinar'dan: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'i ayakta küçük abdest bozarken gördüm.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayakta Küçük Abdest Bozmak
170-) İmâm-ı Mâlik'e: «Küçük abdestten ve büyük abdestten sonra su ile taharetlenmek hakkında bir eser (Rivâyet) var mıdır?» diye sorduklarında: «Eskilerden bazılarının büyük abdestten sonra su ile taharetlendiğini işittim. Ben küçük abdestten sonra da su ile taharetlenmeyi uygun görüyorum,» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Ayakta Küçük Abdest Bozmak
171-) İbnü's-Sebbak (radıyallahü anh)'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı bir cuma günü: Ey cemaati müslimin! Allah bu günü bayram kıldı. O halde gusledin. Yanında koku olan kimsenin, onu sürünmesinde sakınca yoktur. Misvak kullanmayı ihmal etmeyin,» buyurdu." İbn Mace (ikametu's-Salât, 5/83), mevsul olarak Rivâyet eder

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Misvak Hakkında
172-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ümmetime zorluk vereceğimden korkmasaydım, mutlaka misvak kullanmalarını emrederdim,» buyurdu. Buharî, Cum'a, 11/8; Müslim, Taharet, 2/42.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Misvak Hakkında
173-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den: Ümmetine zorluk çıkacağından korkmasaydı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her abdest alırken misvak kullanmalarım emrederdi. İbn Abdilber der ki: bu hadis, pekçok yoldan muttasıl oluşu ve lafzı dolayisıyle müsned hadis çerçevesine girer.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Taharet (temizlik) Kitabı
Konu: Misvak Hakkında
174-) Yahya b. Said anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cemaatin namaza toplanması için iki tahta alıp birbirine vurulmasını istemişti. O günlerde Abdullah b. Zeyd el-Ensârî (radıyallahü anh), rüyasında iki tahta görünce «bunlar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın istediği tahtalara benziyor,» dedi. Kendisine: «Namaz için ezan okumaz mısınız?» denildi. Uyanınca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a gelip rüyasını anlattığında, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ezan okunmasını emretti. Ebu Davud, Salât, 2/28; Tirmizî, Salât, 2/25; İbn Mace, Ezan, 3/1.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
175-) Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ezanı işitince müezzinin dediklerini siz de aynen söyleyin» buyurdu. , Ezan, 10/7; Müslim, Salât, 4/10; Şeybanî, 91,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
176-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki fazileti bilselerdi, ezan okumak ve ilk safta bulunmak için kur’a çekmekten başka İmkân da olmasaydı, mutlaka kur’a çekerlerdi. Eğer namaza erken gelmenin faziletini bilselerdi erken gelmek için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarının ecir ve sevabını bilselerdi —sürünerek de olsa— onlara gelirlerdi.» Buhârî, Ezan, 10/9; Müslim, Salât, 4/129.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
177-) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Kaamet edilince koşarak namaza gelmeyin, onaağır ağır gelin, yetişebildiğiniz rekâtları imamla kılın, yetişemediğinizi kendiniz tamamlayın. Çünkü siz namaza yöneldiğiniz sürece namazda sayılırsınız » Buharî, Ezan, 10/21; Müslim, Mesacid, 5/151-155.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
178-) Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebî Sa'saa el-Ensârî babası Abdullah'tan: Ebû Said el-Hudrî (radıyallahü anh) bana şöyle söyledi: Görüyorum ki koyunu ve kın çok seviyorsun. Kırda koyunlarının yanında olduğun vakit, namaz için yüksek sesle ezan oku. Zira Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan işittim; şöyle buyurdu: «Müezzinin sesini işiten cin, insan ve her şey kıyamet günü ona şahitlik eder.» Buharî, Ezan, 10/5.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
179-) Ebû Hüreyreden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu Rivâyet olundu: Ezan okunurken şeytan yellene yellene ezanı işitemeyeceği yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir. Kaamet getirilirken yine kaçar, bitince tekrar döner. Hatta namaz kılanın kalbine kadar girip "filan şeyi hatırla, filan şeyi hatırla" diyerek ona akla gelmedik şeyleri hatırlatarak kaç rek'at kıldığını unutturacak derecede onu şaşırtır.» Buharî, Ezan, 10/4; Müslim, Salât, 4/19.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
180-) Sa'd es-Sâidî'nin oğlu Sehl der ki: İki vakitte göklerin kapıları açılır, dua edenlerin çoğunun duası kabul olunur: Ezan okunurken ve Allah'ın dini uğrunda savaşırken. İbn Abdilber der ki: Bu hadis, Muvatta ravilerine göre mevkuftur, böyle bir görüş, re'y ile söylenmez. Pekçok yolla Rivâyet edilir: Ebu Hazım-Sehl b. Sa'd-Rasulullah.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
181-) İmâm-ı Mâlik'e: Cuma günü vakit girmeden ezanı okumak caiz olur mu?» diye sorduklarında: «Hayır, güneş zevalden dönünce ezan okunur.» diye cevap verdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
182-) İmâm-ı Mâlik, ezan ve kaamette kelimelerin ikişer defa tekrarlanması ve kaamet edilince cemaatin ne zaman kalkması gerektiğini soranlara şöyle cevap verdi; «Ezan ve kaamet hakkında Medine'lilerden gördüğümden başka bir şey duymadım. Kaamette kelimeler tekrarlanmaz. Birer defa söylenir. Medine ulemasının devamlı yaptıkları budur. İmâm-ı Mâlik hazretlerinin mezhebi, daha ziyade Medine'lilerin amellerine ve onlardan Rivâyet edilen hadislere dayanır. Onlar -bazı hadislerde olduğu gibi- ezanda kelimeleri ikişer defa, kaamette birer defa söylerler. Yalnız «-Kad kaametissalah»ı, iki defa söylerler, İmâm-ı Mâlik ve İmam Şafiî bunu kabul etmişlerdir. Hanife ve Hanefi imamları ise şu hadis-i şerife dayanarak, -ezanda olduğu gibi- kaamette de kelimelerin ikişer defa söylenmesi gerektiği hükmüne varmışlardır: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «... ve kaamet on yedi kelimedir.... kaamet: Allahu ekber Allahu ekber, Allahu ekber Allahu ekber. Eşhedu enlâ ilahe illallah, eşhedu enla ilahe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlüllah, eşhedu enne Muhammeden Resûlüllah. Hayye alessalah, hayye alessalah. Hayye alelfelah, hayye alelfelah. Kad kaametissalah, kad kaametissalah. Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilahe illallah.» (Ebû Dâvud, c.1 s. 137, Hadis No: 502). edilirken kalkmaya gelince, bu hususta kesin bir şey duymadım. Burada cemaatin, kudretlerine göre hareket etmeleri kanaatindeyim. Çünkü kimisi düşkündür, yani ihtiyar, hasta veya halsizdir, önce kalkar, kimisi de enerjiktir, yani güçlü kuvvetli ve dinçtir, sonra kalkar imama yetişir. Herkes bir olamaz ki, hepsi birden kalksın.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
183-) İmâm-ı Mâlik'e sordular; «Bir yerde cemaat toplanıp farz namaz kılmak isterler. Ezan okumayıp sadece kaamet etseler kâfi midir?» Mâlik: «Onlara kaamet yeter. Ezan, sadece cemaatle namaz kılınan mescitlerde vacip olur.» dedi. Hanefi imamlarına göre namaz nerede kılınırsa kılınsın ezan okumak sünnettir, hatta kaza namazları dahi olsa. Yalnız kaza namazı bir vakitten fazla kılınmak istenirse bir defa ezan okunur, diğer vakitler için kaamet getirmek yeterlidir. İmâm-ı Mâlik'in yukarıda ezan hakkındaki «Vâcib» tabiri «Sünnet-i Müekkede» manasınadır ve bütün imamlara göre ezan sünnettir, yalnız Hanbeli mezhebinde, şehir ve kasabalarda ezan farz-ı kifayedir. Bir camide okununca diğer camilerden farziyeti düşer, o camilerde ezan okunması sünnet olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
184-) İmâm-ı Mâlik'e; Müezzinin imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve ilk selam verilecek kimse soruldu. Mâlik: «İlk zamanlarda selam verildiğine dair bana bir haber ulaşmadı.» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
185-) Yahya dedi ki: Mâlik'e; «Bir cemaat için ezan okuyan, sonra biri gelir mi diye bekleyen, kimse gelmeyince namaza durup tek başına kılan kimse, daha sonra cemaat gelince onlarla beraber namazı tekrar kılar mı?» diye sordular. Mâlik: «Namazı iade etmez. Müezzin namazı kıldıktan sonra gelen tek başına kılar» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
186-) İmâm-ı Mâlik'e, «Müezzin ezan okuduktan sonra sünneti kılmaya dursa, cemaatin başka birine kaamet ettirip namazı kılmak istemesi, caiz midir?» diyenlere: müezzinin kaamet etmesiyle başkasının kaamet etmesi arasında fark yoktur,» dedi. Mecburiyet ve zaruret yoksa ezanı okuyanın kaamet etmesi efdaldir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): « Ezanı kim okursa, kaameti o etsin,» buyurur. (Ebu Davud c.1, s. 116-126)

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
187-) İmâm-ı Mâlik der ki: Sabah namazının ezanı şafaktan önce caizdir. Fakat diğer namazlarda vakit girmeden önce ezan okumak caiz değildir. Mâliki, Şafiî ve Hanbeli mezheplerinde şafaktan önce ezan okumak caizdir. Fakat sabah namazı şafaktan sonra kılınır. Hanefîlerde caiz değildir, caiz diyenler şafaktan sonra iadesi sünnettir, derler. İmam Ahmed ise, «Sadece Ramazanda tekrar edilir, diğer zamanlarda şafaktan önce okunan ezan kâfidir,» der. Şu hadis-i şerifler de Hanefi imamlarının görüşlerini teyit etmektedir: «Bir sabah ezanını Bilâl-i Habeşi (radıyallahü anh) şafaktan önce okur, bunu gören Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Bilâl'e: Ezan okuduğun yere git yüksek sesle: «Uykunun tesiri altında Bilâl şafaktan önce okudu» diye seslen.» buyurdu. (Ebû Davud c.1, s.116-126) Burada Hazret-i Peygamber'in ezanın şafaktan önce okunmasına razı olmadığı anlaşılıyor. Yine Hazret-i Ömer'in hilafeti zamanında Mezruk adında bir müezzin ezanı şafaktan önce okuyunca Hazret-i Ömer şafaktan sonra ezanı tekrar etmesini emreder. (Ebû Davud c.1, s.116-126) bazan Bilâl-i Habeşi şafaktan önce ezan okuyordu, bu sabah namazı için değil müslümanları teheccüd namazına kaldırmak içindi. Böyle günlerde şafaktan sonra ikinci defa ezan okunuyordu. Bugün de Kabe'de ve Ravza-i Mutahhara'da aynen tatbik edilmektedir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan
188-) İmâm-ı Mâlik'den şöyle Rivâyet edilir; Müezzin, Hazret-i Ömer'e gelerek kendisini sabah namazına çağıracaktı, uyuduğunu görünce: Essalatu hayrun minennevm» (Namaz uykudan hayırlıdır) dedi. Bunu işiten Ömer (radıyallahü anh) bu sözü sabah namazı ezanına ilâve etmesini emretti. (11/a) şeybani 91.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Davet Ezan