Sünen-i İbn Mâce Hadis Kitabı
2401-)
- “... Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu. demiştir: laneti rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerindedir (veya üzerinde olsun. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Zulüm Ve Rüşvet Hakkındaki Şiddetli Tehdîd Bâbı
2402-)
- “... Amr bin el-Âs (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)' den işittim, buyurdu ki : hüküm vereceği zaman ictihâd edip (yani olanca gücüyle hakkı arayıp) isabetli karar verince iki sevab kazanır (ictihâd ve isabetli hüküm sevabları). Hükmedeceği zaman ictihâd edip (yani olanca gücüyle hakkı arayıp) hatalı hüküm verince ona bir sevab vardır (îctihad sevabı. ) ...
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkim İctihâd Eder Olanca Gücüyle Hakkı Arar Ve İsabetli Karar Verir, Bâbı
2404-)
- “... Ebü Hâsım (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: bin Büreyde'nin, babası (Büreyde bin el-Husayb) (radıyallahü anhüm)'den merfû olarak rivâyet ettiği Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in : üçe ayrılır. İkisi ateş (yani cehennem) dedir. Birisi de cennettedir. Hakkı bilip bununla hükmeden adam cennettedir. Hakkı bilmediği halde insanlara hâkimlik eden adam ateştedir. Hükmünde zulüm eden (yani hakkı bildiği halde bâtıl ile hükmeden) adam da ateştedir) hadîsi olmasaydı biz diyecektik ki: Hâkim içtihad ettiği zaman şüphesiz cennet'tedir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkim İctihâd Eder Olanca Gücüyle Hakkı Arar Ve İsabetli Karar Verir, Bâbı
2405-)
- “... Ebû Bekr (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : sinirli bir halde iken iki kimse arasında bükten (etmesin)) buyurdu. rivâyetinde hadîsin metni şöyledir : Sinirli bir halde iken Hâkim'in iki kimse arasında hüküm vermesi münâsib olmaz. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkim Sinirli Bir Halde İken Hüküm Etmez, Bâbı
2406-)
- “... (Mü'minlerin analarından) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu, demiştir: siz dâvalarınızı bana getiriyorsunuz. Ben ancak bir beşerim (Allah bildirmedikçe gaybı bilemem). Bâzınızın meramını bâzınızdan daha iyi anlatması umulur. Ben şüphesiz sizden işittiğim sözlerinize göre aranızda hükmederim. Artık kimin lehinde kardeşi (yani hasmı) nın hakkından bir şeye hükmedersem sakın o kimse (aslında hakkı olmayan) o şeyi (kardeşinden) almasın. Çünkü ben o kimse için ateşten bir parça kesmiş olurum. O kimse o parçayı kıyamet günü getirir. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkimin Kararı Hiç Bir Haramı Helâl Etmez Ve Hiç Bir Helâli Haram Etmez, Bâbı
2407-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : ancak bir beşerim (Her gaybı bilemem). Bazınızın ifadesi bazınızınkinden daha iyi olması umulur. Bu itibarla, ben kimin lehinde kardeşi (yani hasmı) nın hakkından bir parça kesersem. Şüphesiz o kimseye ateşten bir parça kesmiş olurum. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkimin Kararı Hiç Bir Haramı Helâl Etmez Ve Hiç Bir Helâli Haram Etmez, Bâbı
2408-)
- “... Ebû Zer(-i Gifâri) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; kendisi Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şunu buyururken işîtmiştir: hakkı olmayan bir şeyi iddia ederse bizden değildir ve ateşten oturağını (cehennemdeki yerini) hazırlasın. ) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kendisine Ait Olmayan Bir Şeyi İddia Edip Uğraşan Adam Hakkında Gelen Hadîsler Bâbı
2409-)
- “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: haksız bir mücâdele (ve dâvaya) yardım eder (veya zulüme yardım eder) ise (bundan tevbe edip) vazgeçinceye kadar dâima Allah'ın gazabı altındadır.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kendisine Ait Olmayan Bir Şeyi İddia Edip Uğraşan Adam Hakkında Gelen Hadîsler Bâbı
2410-)
- “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: İnsanlara (şâhidsiz ve sırf) iddialarıyla (hak) verilmiş olsaydı bâzı insanlar, bâzı adamların kanlarını ve mallarını dâva edeceklerdi. Lâkin yemin dâvâlıya düşer.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Şâhid Davacıya, Yemîn De Dâvalıya Düşer, Bâbı
2411-)
- “... El-Eş'as bin Kays (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: yahûdîlerden bir adam arasında bir arazî vardı. Yahûdi benim hakkımı inkâr etti. Ben onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzuruna götürdüm. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana : şahidin var mı?) buyurdu. Ben : dedim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem yahûdî'ye: et) buyurdu. Ben : ona düşünce o yemin eder ve malımı götürür, dedim. Bunun Üzerine Allah sübhâneh: ahdini ve kendi yeminlerini az bir değerle değişenlerin, işte onların âhirette hiç bir nasibi yoktur. Allah kıyamet günü onlara hitab (iltifat) etmeyecek) onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab da onlar içindir. ) (Al-i İmran: 77) âyetini indirdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Şâhid Davacıya, Yemîn De Dâvalıya Düşer, Bâbı
2412-)
- “... Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: müslüman bir adamın malını koparmak amacıyla bile bile yalancı olarak bir şey üzerine yemin ederse Allah'ın gazabına uğradığı bir halde O'nun huzuruna gider. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Bir Mal Koparmak İçin Yalan Yere Yemin Edenin Vebalini Beyân Eden Hadîsler
2413-)
- “... Ebû Ümâme el-Hârisî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işitmistir: bir kimsenin hakkını yemin etmek suretiyle koparan hiç bir adam yoktur ki Allah ona cenneti haram kılmasın ve ona cehennem ateşini vacib eylemesin.) Ümâme demiş ki): bunun üzerine sahâbîlerden bir adam: Yâ Resûlallah! Koparılan hak ve pek az bir şey olsa bile (mi)? dedi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : ağacından bir misvak bile olsa (yine böyledir. )) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Bir Mal Koparmak İçin Yalan Yere Yemin Edenin Vebalini Beyân Eden Hadîsler
2414-)
- “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: bir yeşil misvak için bile olsa benim şu minber'im yanında bile bile yalan yere yemin ederse, ateşten oturağını hazırlasın.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hakların Bâtıldan Ayırd Edildiği Makamlarda Edilen Yemin Bâbı
2415-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: bir misvak için bile olsa bu minber yanında bile bile yalan yere yemin eden hiç bir köle ve hiç bir câriye yoktur ki ona cehennem vacip olmasın. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hakların Bâtıldan Ayırd Edildiği Makamlarda Edilen Yemin Bâbı
2416-)
- “... Berâ bin Âzib (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), yahûdîlerin âlimlerinden bir adamı (Abdullah bin Soriya'yı) çağırttı. Sonra (kendisine) : Tevrat indiren (Allah) ile sana yemin ettiriyorum (veya sana soruyorum), ) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Ehli Kitâb Yâni Hıristiyan Ve Yahudilere Ettirilen Yemin Şeklinin Beyânı
2417-)
- “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki erkek yahûdiye: (Aleyhisselâm) a Tevrat indiren Allah ile ikinize yemin ettiriyorum (veya ikinize soruyorum), ) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Ehli Kitâb Yâni Hıristiyan Ve Yahudilere Ettirilen Yemin Şeklinin Beyânı
2418-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: adam (ın her birisi) aynı hayvanın kendisinin (malı) olduğunu iddia ettiler. (Yani birisi: Bu hayvan benimdir, dedi. Diğeri de: Hayır benimdir, dedi. ) Aralarında şâhid de yoktu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) yemin için kur'a etmelerini emretti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: İki Ayrı Adam Bir Malın Kendisinin Olduğunu İddia Ederler Yâni Birisi: Bu Mal Benimdir, Der. Diğeri: Hayır Senin Değil Benimdir, Der Ve Hiç Birisinin Şahidi Yoktur, Bâbı
2419-)
- “... Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: adam, dâvalarını Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e intikal ettirdiler, aralarında bir hayvan (in mülkiyeti ihtilâfı) var idi ve taraflardan hiç birisinin şahidi yoktu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), hayvanı taraflar arasında yarıladı. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: İki Ayrı Adam Bir Malın Kendisinin Olduğunu İddia Ederler Yâni Birisi: Bu Mal Benimdir, Der. Diğeri: Hayır Senin Değil Benimdir, Der Ve Hiç Birisinin Şahidi Yoktur, Bâbı
2420-)
- “... Semûre bin Cundüb (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: malı kaybolup veya çalınıp, sonra bir satıcının elinde bulunca adam öncelikle bu malını alma hakkına sâhibtir. Müşteri (yani başkasından satın alan satıcı) da verdiği bedeli, (kendisine bu malı) satan kişiden tahsil eder.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Çalınmış Olan Bir Malını, Satın Alan Bir Kimsenin Elinde Bulan Adam İn Hakkını Beyân Eden Hadîs Bâbı
2423-)
- “... Benî Sûe kabilesinden bir adamdan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: Âişe (radıyallahü anhâ)'ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huyundan haber ver, dedim. Âişe (radıyallahü anhâ), bana: Kur'an-ı Kerim’de (şüphesiz sen (Yâ Muhammed) yüce ahlâk sahibisin) (Kalem : 4) okumuyor musun? dedi. Âişe (sözüne devamla) dedi ki: (sallallahü aleyhi ve sellem), Ashâbı (arkadaşları) ile beraber (benim odamda) idi. Ben O'nun için yemek yaptım. (Kumam) Hafsa da O'nun için yemek yaptı. Âişe dedi ki: Hafsa (yemeği hazırlamak hususunda) beni geçti. Ben cariyeme . Git de Hafsa'nın çanağındaki yemeği dök, dedim. Hafsa'nın cariyesi yemeği Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in önüne tam koyacağı sırada benim cariyem ona yetişti ve (onun eline vurarak) çanağı düşürdü. Çanak kırıldı ve içindeki yemek de (deriden mamul sofra üzerinde) yayıldı. Âişe dedi ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), çanağın parçalarını birleştirdi ve deriden mamul sofra üzerine dökülen yemeği topladı. Sonra Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ile sahabîler o yemeği yediler. Bundan sonra da Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) benim çanağımı (içindeki yemekle beraber) gönderip Hafsa'ya verdi ve : yerine bir kab alınız ve içindeki yemeği (de) yeyiniz) buyurdu. Âişe dedi ki: Ben Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda işlediğim bu işin etkisini O'nun mübarek yüzünde görmedim. (Yani hiddetlenme izini görmedim. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Başkasına Âit Bir Şeyi Kıran Hakkındaki Hüküm Bâbı
2424-)
- “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir kere) kadınlarından birisi (yani Âişe)nin yanında idi. Bu esnada, müminlerin analarından (yani Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in kadınlarından) birisi, içinde yemek bulunan bir çanak gönderdi. Âişe, yemek getiren elçi (hizmetçi) nin eline (bir taş parçası ile) vurdu. Çanak yere düşüp kırıldı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikiye bölünen çanağın parçalarını alıp birleştirdi. Sonra yemeği toplayıp içine koymaya ve (sahabiler'e) : (Ananız kıskandı. Yeyiniz,) buyurmaya başladı. Sahabîler yemeği yediler. Nihayet, Âişe evindeki (sağlam) çanağı getirdi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sağlam çanağı (yemek getiren) elçiye (hizmetçiye) verdi ve kırık çanağı bunu kıranın evinde bıraktı. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Başkasına Âit Bir Şeyi Kıran Hakkındaki Hüküm Bâbı
2425-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: duvarının üzerine ağaç (tan hatil başını) koymak için komşusu izin istediği zaman duvar sahibi onu menetmesin. ) Hüreyre (radıyallahü anh), bu hadîsi yanındakilere rivâyet edince onlar, (bunu garipsiyerek) başlarını eğdiler. Ebû Hüreyre onları (n bu vaziyetlerini) görünce : Ne oluyor ki, ben sizi bu (sünnet) den yüz çevirir görüyorum. Vallahi ben duvarın üzerine konulacak hatil başını, (sonra) sizin omuzlarınızın arasına korum, dedi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Adam Komşusunun Duvarının Üzerine Ağaç Tan Hatil Başını Koyabilir Bâbı
2426-)
- “... İkrime bin Seleme'den rivâyet edildiğine göre: (Benü'l-Müğire)den iki kardeşten biri, evinin duvarının üzerine başkasının hatil başlarını koydurmamaya, köle azadlamak üzere yemin etti. Sonra Mücemmi' bin Yezid ile Ensâr-ı Kirâm'dan çok sayıda adam (radıyallahü anhüm), geldiler ve dediler ki : Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'in: birisi, (evinin) duvarına, komşusunun ağaç (hatil başını) koymasını engellemesin, ) buyurduğuna şehâdet ederiz. (Yemin eden kardeş) bunun üzerine (diğerine) şöyle dedi : kardeşim! Senin lehinde ve benim aleyhimde hüküm verilmiş oldu. Ben de (köle azadlamak üzere) yemin ettim. Bu itibarla sen benim duvarımın yanına bir direk koy ve hatilini direğin üzerine bırak (ki benim yeminim bozulmasın. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Adam Komşusunun Duvarının Üzerine Ağaç Tan Hatil Başını Koyabilir Bâbı
2427-)
- “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: biriniz, duvarının üzerine komşusunun ağaç (tan hatil başını) koymasını menetmesin. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Adam Komşusunun Duvarının Üzerine Ağaç Tan Hatil Başını Koyabilir Bâbı
2428-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (Yolu yedi zira (geniş) ediniz. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Yol Genişliği Mîkdarı Hakkında İhtilaf Ettikleri Zaman Verilecek Hükmün Beyanı Bâbı
2429-)
- “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (genişliği) hakkında ihtilâf ettiğiniz zaman, yolu yedi zira (geniş) ediniz.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Yol Genişliği Mîkdarı Hakkında İhtilaf Ettikleri Zaman Verilecek Hükmün Beyanı Bâbı
2430-)
... Ubâde bin es-Samit (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine (sallallahü aleyhi ve sellem), zarara sokmanın ve zarara karşı intikam almanın yasaklığına hükmetmiştir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Komşusuna Zarar Veren Bir Şeyi Kendi Mülkünde İnşâ Eden Adamın Bâbı
2431-)
- “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: sokmak ve zarara karşı intikam almak yoktur. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Komşusuna Zarar Veren Bir Şeyi Kendi Mülkünde İnşâ Eden Adamın Bâbı
2432-)
- “... Ebü Sırma (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : (müslüman bir adama) zarar verirse Allah da onu zarara sokar ve kim (müslüman bir adama) eziyet ederse Allah da o kimseyi incitir. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Komşusuna Zarar Veren Bir Şeyi Kendi Mülkünde İnşâ Eden Adamın Bâbı
2433-)
- “... Câriye (bin Zafer el-Hanefî) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir : kavim, aralarında bulunan ve sazlıktan mamul bir kulübenin mülkiyeti hakkındaki ihtilâflarının halli için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e müracaat ettiler. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) bunlar arasında hüküm vermek için Huzeyfe (radıyallahü anh)'ı gönderdi. Huzeyfe de (gidip) evleri kulübe kamışları iplerinin bağlı olduğu yere bitişik olanlar lehinde hükmetti (Yani kulübeyi onlara verdi). Huzeyfe Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına dönünce (durumu ve hükmü) O'na arzetti. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de (Huzeyfe'ye) : (Îsabetli hüküm verdin ve iyi ettin, buyurdu. ) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: İkî Adam Bir Huss Sazlıktan Yapılan Kulübe Nin Mülkiyetini İddia Edenler
2434-)
- “... Semûre bin Cündüb (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: mal iki ayrı adama satıldığı zaman, mal ilk müşterinin hakkıdır. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Halâsı Satılan Malı Kurtarmayı Şart Kılan Satıcı Nın Satış Akdi Hükmünün Beyânı Bâbı
2435-)
- “... İmrân bin Husayn (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: bir adamın altı kölesi vardı. Ve bundan başka malı yoktu. Adam öleceği zaman bunların hepsini azadladı. Sonra (durumdan haberdar edilen) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (köleleri çağırttı ve) onları (üçe) böldü. (Aralarında kur'a çekti. Kur'ayı kazanan) iki köleyi azadladı ve (kalan) dört kölenin kölelik hükmünü İbka eyledi. " '..... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: adam bir malın satışı hakkında nizâlaştılar (Yani birisi mal benimdir, dedi. Diğeri de hayır benimdir, dedi). Hiç birisinin şâhidleri de yoktu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onlara, yemin etmeye gönüllü olsunlar veya olmasınlar yemin etmek üzere aralarında kur'a çekmelerini emretti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kura İle Hüküm Vermek
2437-)
- “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; (sallallahü aleyhi ve sellem), bir sefere çıkmak istediği zaman kadınları arasında kur'a çekerdi, (ve kur'ayı kazananı beraberinde götürürdü. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kura İle Hüküm Vermek
2438-)
- “... Zeyd bin Erkam (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh) Yemen'de (kadı) iken, (câriye) bir kadınla bir temizlik hâlinde cinsel ilişkide bulunan üç erkeğin dâvası kendisine intikal ettirildi. (Bu üç adamın her biri, kadından doğan çocuğun kendisinden olduğunu iddia ediyordu. ) Bunun üzerine Ali bunlardan iki kişiye: buna (yani üçüncü erkeğe) ait olduğunu ikrar (yani kabul) ediyor musunuz? diye sordu. Adamlar : diye cevab verdiler. Sonra Ali (bu üç kişiden) ikisine : Çocuğun şuna (yani diğer adama) âit olduğunu ikrar (kabul) ediyor musunuz? diye sordu. Bunlar (da) : dediler. Artık Ali, bunlardan iki kişiye: çocuğun şuna (yani diğer adama) âit olduğunu ikrar ediyor musunuz? demeye başladı ve her defasında adamlar: dediler. Bunun üzerine Ali bu üç adam arasında kura çekti, çocuğu kur'ayı kazanan adama ilhak eyledi (yani çocuğun ona âit olduğuna hükmetti) ve diyet (yani cariyenin değerin) in üçte ikisini bu adama yükledi . Sonra, Ali'nin verdiği hüküm Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlatıldı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o kadar gülümsedi ki mübarek dişleri görüldü. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kura İle Hüküm Vermek
2439-)
- “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün sevinçli olarak ve şöyle buyurarak odama girdi: Âişe! Bildin mi (yani bilmiş ol ki) Mücezziz el-Müdlicî (isimli kaif) yanıma geldi. Üsâme ve (babası Zeyd'i ) başlarını örtmüş, üzerlerinde saçaklı bir örtü olduğu vaziyette (uyurken) ve ayakları açık olarak gördü. (Kaif şöyle baktı) Sonra : Bu ayakların bâzısı öbürlerinden olmuştur, dedi.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kaifler = Îz Tâkîbi Mütehassısları
2440-)
- “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir : kâhin bir kadının yanına varıp ona : (Aleyhisselâm)'in ayak izinin bulunduğu bilinen taşı işaretle) bu makam sahibine iz bakımından hangimizin daha çok benzediğini bize söyle, dediler. Kadın da; götürdüğü kum gibi yumuşak olan şu toprağın üzerine bir yaygı çekip üstünde (çıplak) ayakla yürürseniz size (istediğiniz) haberi veririm, diye cevab verdi. (Ravî) demiştir ki: Bunun üzerine Kureyşler bir yaygı yaydılar. Sonra herkes yaygının üstünde yürüdü. Kadın, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ayak izini gördü ve bunun üzerine O'na işaretle : benzerlik yönünden Makam sahibine (yani İbrahim Aleyhisselâm'a) en yakın olanınızdır, dedi. Bundan sonra Kureyşler yirmi yıl veya Allah'ın dilediği kadar beklediler. Daha sonra Allah, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i elçi olarak gönderdi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Kaifler = Îz Tâkîbi Mütehassısları
2442-)
- “... Abdü'l-Hamîd bin Seleme'nin dedesinden rivâyet edildiğine göre: babası ile anası kendisini yanlarında tutmak hususunda nizaa düşüp Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (dâvalarının halli için) müracaat ettiler. Baba ile anadan birisi kâfir, diğeri de müslüman idi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), onu (bunlardan birisini seçmek hususunda) serbest bıraktı. O da kâfir olana yöneldi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) : ona hidâyet ver. ) diye duâ eyledi. Bu duâ üzerine o, müslüman olana yöneldi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) de onu müslüman olana vermeye hükmetti. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Çocuğu Birîbirînden Ayrılan Baba Ve Anasından Dilediğini Seçmekte Serbest Bırakmak
2443-)
- “... Amr bin Avf (el-Müzenî) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle buyururken işittim: müslümanlar arasında caizdir. Meğer ki bir helali haram eden veya bir haramı helâl eden sulh ola. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: İnsanlar Arasında Sulh Yapmak Bâbı
2444-)
- “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken (kişisel yararlarını koruma) açısından akıl ve görüşünde zayıflık bulunan bir adam vardı ve alış veriş ederdi. Onun aile ferdleri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Resûlallah! Onu malında tasarruf etmekten menet, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de adamı çağırttı ve onu alım satım işinden menetti. (Fakat) adam: Resûlallah! Ben alım satımdan kendimi tutamam, dedi. Bunun üzerine Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) adama şöyle buyurdu: halde alım satım ettiğin zaman (muhatabına) : Bunu al (veya, al ve ver) ve (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Alım Satımda Aldatılmakla Mâlını Zarara Sokan Kimseyi Malında Tasarruf Etmekten Menetme Bâbı
2445-)
- “... Muhammed bin Yahya bin Habbân (radıyallahü anhüm)'den; Şöyle demiştir : benim dedem Münkız bin Amr'dır. (Bir savaşta) beynine kadar varan bir baş yarası almıştı ve bu yara onun dilini kırmıştı (ağırlaştırmıştı. ) Kendisi buna rağmen ticâreti bırakmazdı ve (alış verişte) devamlı aldatılırdı. (Bir gün) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına gelip durumunu O'na arzetti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine: alış veriş ettiğin zaman . (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de. Sonra sen, satın aldığın her mal(ı geri vermek) hususunda üç geceye kadar muhayyersin. (Bu üç günlük süreden) sonra rızan olursa malı tut ve arzulamazsan malı sahibine geri ver, ) buyurdu, "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Alım Satımda Aldatılmakla Mâlını Zarara Sokan Kimseyi Malında Tasarruf Etmekten Menetme Bâbı
2446-)
... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken bir adamın satın aldığı meyvalara bir âfet geldi ve adam (ödeyemeyecek mikdarda) çok borçlandı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (sahabilere:) adama sadaka veriniz, ) buyurdu. Halk da ona sadakalar verdi. Fakat verilen sadaka da onun borcuna yetmedi. Bunun özerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) alacaklılara: (şu) mikdarı alınız ve sizin için şu mikdardan başka bir hak yoktur. ) buyurdu. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkimin, Müflisin Malına Haciz Koyup Alacaklılar İçin Satması Bâbı
2447-)
- “... Câbir bin Abdillah (radıyallahü anhüma)'dan: Şöyle demiştir: (sallallahü aleyhi ve sellem), Muâz bin Cebeli alacaklılarının elinden kurtardı. Sonra onu Yemene âmil (vali) olarak atadı. Bunun üzerine Muâz şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (olan) malım karşılığında beni (alacaklılarımın elinden) kurtardı. Sonra beni (Yemen'e) vali atadı. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Hâkimin, Müflisin Malına Haciz Koyup Alacaklılar İçin Satması Bâbı
2448-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Malının aynisini (yani olduğu gibi), iflâs etmiş bir şahsın yanında bulan bir kimse, o malı başka kimselere nazaran öncelikle alma hakkına sahiptir.) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Malının Aynisini İflâs Etmiş Bir Adamın Yanında Bulan Kimsenin Bâbı
2449-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur : bir adam bir eşya satar, sonra iflâs etmiş durumda olan bir adamın (yani müşterisinin) yanında bu eşyaya aynisiyle (yani hiç değişmemiş olarak) yetişir ve eşyanın bedelinden bir şey teslim almış değil ise, eşya o adamın (hakkı) dır. Eğer adam eşyanın bedelinden bir şey teslim almış ise kendisi diğer alacaklıların mislidir (Yani öncelik hakkı yoktur. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Malının Aynisini İflâs Etmiş Bir Adamın Yanında Bulan Kimsenin Bâbı
2450-)
- “... Medîne-i Münevvere kadısı (Ömer) bin Halde ez-Zurakî (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: iflas etmiş bir arkadaşımız (in elinde bulunan ve bedelini ödemediği bir mal) hakkında Ebû Hüreyre'nin yanına gittik (O'na müracaat ettik). Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) söyle dedi. (mesele). Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, hakkında şöyle hükmettiği (meselenin misli) dir. bir adam ölür veya iflâs ederse (bedelini ödemediği) eşya sahibi, o eşyayı aynen (onun yanında) bulunca, kendi eşyasını (diğer hak sâhiblerinden) öncelikle alma hakkına sâhibtir. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Malının Aynisini İflâs Etmiş Bir Adamın Yanında Bulan Kimsenin Bâbı
2451-)
- “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir ; bir kimse ölür de yanında (satın alıp bedelinin tamamını ödemediği başka) bir adamın malı aynen duruyor ise, mal sahibi malının bedelinden bir şey teslim almış olsun veya (hiç bir şey) teslim almamış olsun, diğer alacaklıların mislidir (Yani öncelik hakkı yoktur. ) ) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Malının Aynisini İflâs Etmiş Bir Adamın Yanında Bulan Kimsenin Bâbı
2452-)
- “... Abdullah bin Mes'ûd (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: (mü'min olan) insanların hangileri daha hayırlıdır? diye soruldu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : hayırlı insanlar) benim karn'ım (sahâbîlerim)dir. Sonra onların hemen ardından gelen (Tabiî) lerdir. Sonra bunların hemen ardından gelen (Tabiilerin Tabiî) leridir. Daha sonra bir takım insanlar gelir ki onlardan birisinin şâhidliği yeminini ve yemini şâhidliğini geçer. ) "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Şâhidlik Etmesi Taleb Edilmeyen Bir Kimsenin Şâhidlik Etmesinin Yasaklığı Bâbı
2453-)
- “... Câbir bin Semûre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Ömer bin el-Hattâb (radıyallahü anh), Câbiye’de bize bir hitabede bulundu ve şöyle söyledi: Ben aranızda böyle ayakta durduğum gibi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: Ashâbım, sonra onların hemen ardında gelen (Tabii) ler ve sonra bunların ardında gelen (Tabiilerin Tâbii)leri(n değerini takdir etmek) hakkında bana riâyet ediniz (yani bana olan hürmetinizi göz önünde bulundurup benim hatırım için onlara saygılı olunuz). Daha sonra (ki kuşaklarda) yalancılık o kadar yayılacak ki, adam, şâhidlik etmesi taleb edilmediği halde şâhidlik edecek ve yemin etmesi teklif edilmediği halde yemin edecektir. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Şâhidlik Etmesi Taleb Edilmeyen Bir Kimsenin Şâhidlik Etmesinin Yasaklığı Bâbı
2454-)
- “... Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; kendisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den, şöyle buyururken işitmiştir: en hayırlısı, şâhidlik etmesi taleb edilmeden önce tanıklık görevini ifâ edendir. )
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Adamın Görgü Tanıklığı Vardır Da İlgili Kişi Bu Durumu Bilmez
2455-)
- “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre kendisi: îman edenler birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman) âyetini okudu ve nihayet — (Eğer bâzınız bâzınıza güvenirse — Yani borcu sened, şâhidler veya rehinle tevsik etmeye gerek duymazsa— güvenilen (borçlu) kimse borcunu ödesin) âyetine gelince : Bu âyet, bundan öncekini neshetti, dedi. "
Kaynak: Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm (hükümler) Kitabı
Konu: Borçları Şâhidlendirmek