İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

545-) Hişam b. Urve babasından naklediyor: 'Abese ve tevellâ' sûresi Abdullah b. Ümmi Mektum'la ilgili olarak nazil olmuştur. Bu olay şöyle cereyan etti: Abdullah, Hazret-i Peygamber'e geldi. Ya Muhammed! Yanına gelebilir miyim?» dedi. O sırada Rasûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında müşriklerin ileri gelenlerinden biri vardı. Bunun üzerine Peygamberimiz, Abdullah'ı duymazdan gelerek kafasını öbür tarafa çevirdi ve yanındakine hitaben: Falanın babası! Söylediklerimi kabul etmekte zorluk mu görüyorsun?» buyurdu. Adam: Tanrılara akıtılan kanlar hakkı için söylediklerini kabul etmekte bir zorluk görmüyorum...» diye karşılık verdi. Bunun üzerine «Yanına âmâ biri geldi diye peygamber yüzünü asıp çevirdi...» mealinde başlayarak devam eden Abese sûresi nazil oldu. Tirmizî (Tefsir, 44/80), mevsul olarak Rivâyet eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: I Kerimle İlgili Diğer Rivâyetler
546-) Zeyd b. Eşlem babasından naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye seferine çıktığı zaman Ömer b. Hattab da kendisiyle beraber yürüyordu. Ömer herhangi bir meseleyle ilgili bir şey sordu. Peygamberimiz cevap vermedi. Sonra Ömer (radıyallahü anh) tekrar sordu. Yine cevap vermedi. Üçüncü defa yine sordu, bu sefer de cevap vermeyince Ömer kendi kendine: Anan yokluğuna yana Ömer! Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) tam üç sefer soru sordun, hiç birinde sana cevap vermedi.» diye söylendi. Daha sonrasını Hazret-i Ömer şöyle anlatıyor: «...Bunun üzerine devemi sürerek halkın ta önüne kadar ilerledim. Bu olayla ilgili hakkımda te'dip edici herhangi bir âyet inmesinden de korktum. Çok geçmeden bana seslenen bir çığlık duydum. Korktuğum başıma geldi, diyerek hemen Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına vardım. Selam verdim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bu gece bana bir sûre nazil oldu. (Benim için üzerine güneşin doğduğu her şeyden (dünyadan) daha değerlidir.» buyurarak Fetih sûresini okudu. Buhârî, Megazî, 64/35

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: I Kerimle İlgili Diğer Rivâyetler
547-) Ebû Saîd'den: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum: «Aranızdan öyle bir grup çıkacak ki onların namazları yanında siz kendi kıldığınız namazları, onların oruçları yanında kendi oruçlarınızı, amelleri yanında da kendi amellerinizi azımsayacaksınız. Onlar Kur'an okuyacaklar fakat kalpten okumadıkları için boğazlarından aşağı geçmeyecek; okun yaydan çıktığı gibi onlar da dinden çıkacaklar. Ok demirine bakarsın, kan izi göremezsin, okun gövdesine bakarsın bir şey göremezsin. Okun yelesine (tüyüne) bakarsın, orada da bir iz bulamazsın. Böylece okun gezine (ucuna) kan bulaşıp bulaşmadığında şüphe edersin.»  Buhârî, Fedâilu'l-Kur'an, 66/36; Müslim, Zekât, 12/148.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: I Kerimle İlgili Diğer Rivâyetler
548-) İmâm-ı Mâlik'den duyduğuma göre Abdullah b. Ömer, Bakara sûresini öğrenmek için üzerinde tam sekiz sene durmuştur. Abdullah b. Ömer, bütün diğer ashabı kiram gibi sûre içindeki emirlerin tamamını yaşayışında tatbik etmedikten sonra o sûreyi öğrendiğini kabul etmezdi

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: I Kerimle İlgili Diğer Rivâyetler
549-) Ebû Seleme b. Abdurrahman'dan: Ebû Hüreyre bize înşikak sûresini okudu ve tilavet secdesi yaptı. Secdeden sonra cemaata Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) da burada tilavet secdesi yaptığını nakletti. Buharî, Sucûdu'l-Kur'an, 17/7; Müslim, Mesacid, 5/107. Ayrıca bkz. Şeybanî, 267.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
550-) İbn Ömer'in azatlısı Nafi', Mısırlı birinden naklediyor: Ömer b. Hattab, Hac sûresini okuyarak iki tane tilavet secdesi yaptı, daha sonra da şöyle dedi: «Bu sûrenin fazileti, iki secdeyle daha da artırıldı.» Şeybanî, 269

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
551-) Abdullah b. Dinar'dan: Abdullah b. Ömer'in Hac sûresini okuduğu zaman iki tane tilavet secdesi yaptığım gördüm, şeybani 270,271,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
552-) İbn Şihab, A'rac'dan naklediyor: Ömer b. Hattab «Ve'n-necmi iza heva» sûresini okudu ve tilavet secdesi yaptı. Sonra kalkarak diğer sûreyi de okudu. Şeybanî, 268.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
553-) Hişam b. Urve babasından naklediyor: Ömer b. Hattab cuma günü minberde Nahl sûresini okudu. Bunun üzerine aşağı inerek cemaatle beraber tilavet secdesi yaptı. Diğer cuma günü aynı yeri tekrar okudu. Cemaat tilavet secdesine hazırlanırken: Ağır olun, Cenabı Allah bu secdeyi yapıp yapmamayı bizim isteğimize bıraktı.» diyerek tilavet secdesini yapmadı ve cemaate de yaptırmadı. Buhari, sucudu’l-kur’an,17/10

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
554-) İmâm-ı Mâlik şöyle der: imam minberde iken secde âyeti okursa hemen inip tilavet secdesi yapması gerekmez. (Daha sonra minberdeki vazifeyi ifa ettikten sonra inince secdesini yapar.)

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
555-) İmâm-ı Mâlik Kur'an'daki secde sayısıyla ilgili olarak da şöyle der: Bize göre Kuranı Kerimde yapılması vacip olan secdelerin sayısı onbirdir. Mufassal sûrelerde (kısa ayetli sûreler) yapılması vacip olan secde yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
556-) Tilavet secdesinin vakti ile ilgili olarak da şöyle der: Sabah ve ikindi namazlarının farzından sonra tilavet secdesi yapmak uygun değildir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazının farzından sonra güneş iyice yükselinceye kadar ve ikindinin farzından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmayı yasaklamıştır. Secde de namaz gibidir. Onun için bu iki vakit içinde secde âyeti olan bir yeri okumak uygun değildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
557-) İmâm-ı Mâlik'e, «Biri secde âyetini okusa bunu da âdet gören bir kadın dinlese kadının tilavet secdesi yapması gerekir mi?» diye soruldu. İmâm-ı Mâlik şu cevabı verdi: Ne kadın, ne de erkek abdestli olmadıkça tilavet secdesi yapamazlar.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
558-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle bir soru daha soruldu: Bir kadın secde âyeti okurken yanında bulunan bir erkek de bunu duysa, adamın kadınla beraber secde yapması gerekir mi? Mâlik bu soruya da şöyle cevap verdi: Erkeğin kadınla beraber tilavet secdesi yapması gerekmez. Çünkü bir grubun birlikte tilavet secdesi yapabilmeleri için hepsinin de erkek olmaları lâzımdır. Ancak o takdirde birini imam yapıp beraberce, okunan tilavet secdesini yaparlar. Bir kimse uymadığı imamın okuduğu secde âyetini dinlese bile onunla beraber okunan bu tilavet secdesini yapmaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Tilâvet Secdesiyle İlgili Rivâyetler
559-) Ebû Saîd el-Hudrî'den: Bir adamın 'Kul huvallahü ehad' sûresini tekrar tekrar okuduğunu gördüm. Hemen ertesi gün Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) giderek durumu anlattım. Çünkü adam okuduğunu âdeta azımsıyordu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Kuvvet ve iradesi sayesinde yaşadığım Allah'a yemin ederim ki bu sûre fazilet bakımından Kur'an'ın üçte birine denktir.» Buhârî, Fedâilu'l-Kur'an, 66/13. Ayrıca bkz. Şeybanî, 172.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: İhlas Ve Mülk Tebareke Sürelerini Okumanın Fazileti
560-) Ebû Hüreyre anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'la beraber yürüyordum. Bir ara Hazret-i Peygamber (Kul huvallahü Ehad) sûresini okuyan bir ses duydu ve «farz oldu» buyurdu. Ben: oldu Ya Resûlallah?» diye sorunca: Cenneti» buyurdu. Bunun üzerine ben gidip okuyan adama müjdeyi vermek istedim, fakat Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber yemek yeme fırsatım kaçıracağımdan korktum. Onun için Hazret-i Peygamberle yemek yemeyi tercih ettim. Daha sonra adamı aradım, fakat onu yerinde bulamadım, gitmişti. Tırmızı, Sevabul-Kur'an, 42/11

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: İhlas Ve Mülk Tebareke Sürelerini Okumanın Fazileti
561-) Avfın torunu Humeyd b. Abdurrahman'dan: İhlâs sûresi Kur'ân'ın üçte birinin faziletine denktir. 'Tebarekellezi bi yedihilmülk, sûresi ise kıyamet günü, dünyada iken onu çok çok okuyanın tarafında yer alır ve Allahü teâlâ'nın gazabının önlenmesi için çalışır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: İhlas Ve Mülk Tebareke Sürelerini Okumanın Fazileti
562-) Ebû Hüreyre anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim günde yüz defa, Allah'tan başka ilah yoktur, onun eşi ve benzeri de yoktur. Mülk onundur, hamd ona mahsustur. O her şeye kadirdir, derse on tane köle azat etmiş kadar sevap alır, defterine yüz iyilik yazılır, yüz tane de kötülüğü silinir. Bu dua kıyamet günü onu şeytanlardan koruyan bir sığınak olur. Bu duayı günde o kişiden daha fazla okuyanlar hariç hiçkimse bundan daha üstün bir amelle kıyamet yerine gelemez.» Buhârî, Bedu’l-Halk, 59/11; Müslim, ez-Zikr ve'd-Dua, 48/28.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
563-) Ebû Hüreyre anlatıyor: Her kim günde yüz defa «Allahım seni noksan sıfatlardan tenzih eder ve sana hamdederim» derse deniz köpükleri kadar günahı olsa affedilir. Buhârî, Du'avât, 80/65; Müslim, ez-Zikr ve'd-Dua, 48/28.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
564-) Ebû Hüreyre'den: Kim her namazdan sonra otuz üç defa «Sübhanallah», otuzüç defa «elhamdülillah», otuzüç defa «Allahü ekber» der ve «Allah'tan başka ilah yoktur, onun eşi ve benzeri de yoktur. Mülk onundur, hamd ona mahsustur, o her şeye kadirdir» diyerek yüzü tamamlarsa deniz köpükleri kadar günahı da olsa affedilir. Müslim, Mesâcid, 5/146 (merfu olarak).

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
565-) Saîd b. Müseyyeb'den: el-Bâkıyatüssalihâtü «bakî kalacak yararlı ameller» Kehf sûresi; 18/46. ayetinden kastedilen ebedi kalacak yararlı amel, kulun 'Allahü ekber, sübhanallah, lâ ilahe illallah velâ havle velâ kuvvete illâ billah' demesidir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
566-) Ziyad b. Ebî Ziyad'dan: Ebüdderdâ': Size amellerinizin en hayırlısını, derecelerinizi en fazla ükseltecek olanını, Allah katında en temiz olanım ve sizin için altın ve gümüş infak etmekten, düşmanınızla muharebe meydanında karşılaşıp boyunlarını vurmanızdan ve onların da sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlı amelleri haber vereyim mi?» dedi. Ashab: Evet.» deyince: teâlâ'yı zikretmektir,» dedi. babası Muaz b. Cebel: «Adem oğlunun Allah'ı zikirden başka yapacağı hiç bir amel onu Allah'ın azabından kurtaramaz.» dedi. Tirmizî, Da'avât, 45/6 (merfu olarak); İbn Mace, Ebed, 33/53.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
567-) Rifaa b. Kafi’ anlatıyor: Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ardında namaz kılıyorduk. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükûdan kalkınca «semiallahü limen hamideh» dedi. Arkadan başka bir adam da «Rabbena Velekel hamd, hamden kesîren, tayyiben, mübareken fîhi = Ey bizim rabbimiz bol bol, riyadan arınmış ve mübarek hamd sana mahsustur,» dedi. Namazdan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Biraz önce onu söyleyen kimdi?» diye sordu. Adam: Bendim Ya Resûlallah! dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Otuz küsur melek gördüm, hepsi de bunu önce yazabilmek için koşuşuyorlardı.» Buharî. Ezan 10/126,

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Allah Tealayı Zikretmenin Fazileti
568-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Her peygamberin ettiği müstecâb bir dua vardır. Ben de duamı —öbür dünyada ümmetime şefat etmem için— ahirete bırakmak istiyorum.» Buhârî, Da'avât, 80/1; Müslim, îman, 1/334.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
569-) Yahya b. Saîd'den: Duyduğuna göre Peygamber şöyle dua ederdi: «Ey sabahları yaratan, geceyi uyumak için tahsis eden, güneşi ve ayı belli bir hesaba göre idare eden Allahım, borcumu ifa etme imkânı ver, beni fakirliğe duçar kılma, kulağımı, gücümü ve kuvvetimi senin yolunda gitmekten hissedar eyle.» İbn Abdilber der ki: "Bu hadisin ne senedinde, ne de metninde, Malik'in ravileri ihtilaf etmemiştir." Mürsel bir hadistir. Müslim b. Yesar, tabiîndendir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
570-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Dua ettiğiniz zaman; Allahım dilersen beni affet, Allahım dilersen bana merhamet et!» demeyin. Çünkü Cenabı Allah dilediğini yapmakta serbesttir, kimse onu zorlayamaz.» Buharî, Da'avât, 80/21; Müslim, ez-Zikr ve'd-Dua, 48/9.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
571-) Ebû Hüreyre naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Sizden biri, dua ettim de kabul olmadı, diyerek acele etmediği müddetçe duası kabul olur.» Buharî, Da'avât, 80/22; Müslim, ez-Zikr ve'd-Dua, 48/90

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
572-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Rabbimiz her gece, gecenin son üçte birinde rahmetiyle dünya üzerine tecelli ederek: Kim dua ediyor, hemen kabul edeyim, kim bir istekte bulunuyor hemen vereyim, kim af diliyor hemen onu affedeyim?» buyurur.» Buharî, Da'avât, 97/35; Müslim, Salâtu'l-Musafirîn, 6/168.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
573-) Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî anlatıyor: Mü'minlerin annesi Hazret-i Âişe şöyle anlattı: «Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında uyuyordum. Gece bir ara yatakta olmadığını hissettim, elimle şöyle bir yokladım, elim ayaklarına değdi. Secdede idi veşöyle dua ediyordu: «Öfkenden rızana, cezandan affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Ben seni hakkıyla övmekten âcizim, sen kendini nasıl bir övgüye lâyık görüyorsan öylesin.» İbn Abdilber der ki: "Malik'in ravileri mürsel oluşunda ihtilaf etmemiştir. el-A'rec -Ebu Hureyre- Aişe senediyle müsneddir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
574-) Talha b. Ubeydillah b. Kerizden: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Duaların en efdali Arafat'ta yapılandır. Benim ve benden önceki peygamberlerin yaptığı en faziletli dua da şudur: Allah'tan başka ilah yoktur, o her bakımdan tektir, ortağı ve benzeri yoktur.» Tirmizî, Da'avât, 45/122 (Amr b. Şuayb -babası- dedesi senediyle merfu olarak).

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
575-) Abdullah b. Abbas'tan: Şu duayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi öğretirdi: «Allahım cehennemin azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Deccal'in imtihanından, dünya ve kabir fitnesinden sana sığınırını.» Müslim, Mesâcid, 5/134.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
576-) Abdullah b. Abbas'tan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gece yarısı namaza kalktığı zaman şöyle dua ederdi: «Allahım hamd sana mahsustur. Sen yerlerin ve göklerin nurusun. Hamd sana mahsustur. Yeri, göğü idare eden sensin, hamd sana mahsustur. Sen yerlerin, göklerin ve her ikisinde bulunanların rabbisin, sen haksin, sözün haktır, va'din haktır, sana kavuşmak da (ölümden sonra dirilmek) haktır. Cennet haktır, Cehennem haktır, Kıyamet haktır; mutlaka olacaktır. Allahım sana teslim oldum, sana iman ettim, sana güvendim, sana bağlandım, senin verdiğin bilgiyle düşmanımla mücadele ettim ve senin emirlerine göre hükmettim. Gizli ve aşikâr yaptığım ve yapacağım günahlarımı affet. Sen benim üahımsın, senden başka ilah yoktur.» Buhârî, Teheccüd, 19/1; Müslim, Salâtu'l-Musafırîn, 6/199.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
577-) Cabir b. Atîk'in torunu Abdullah b. Abdullah anlatıyor: Abdullah b. Ömer, Medine köylerinden birinde Muaviye oğulları yurduna uğradı. Onlara: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu mescidinizde nerede namaz kıldı biliyor musunuz?» diye sordu. Ben kendisine: Evet biliyorum.» diyerek bir köşeyi gösterdim. Bu sefer: Orada yaptığı üç duanın ne olduğunu biliyor musun?» dedi. Ben: Evet,» deyince: Peki söyle öyleyse,» dedi. Ben: Düşmanların kendilerine karşı galip gelmemesi, Cenabı Allah’ın kıtlık ve açlıkla terbiye etmemesi, hususunda dua etti. Bu ikisi verildi. Aralarında nifak sokup birbirlerine düşmemeleri için dua etti, fakat bu, kabul edilmedi» deyince: Doğru söyledin, diye mukabele etti. Ömer'den: Fakat adam öldürme mü'minler arasında kıyamete kadar asla son bulmayacaktır. Sa'd b. Ebî Vakkas'tan merfuu olarak gelmiştir. Müslim, Fiten, 52/30

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
578-) Zeyd b. Eşlem şöyle derdi: Her dua eden kimse şu üç durumdan birinde bulunur: Ya duası kabul edilir, ya ileride kabul edilir, ya da yaptığı dua günahlarına kefaret olur. İbn Abdilber şöyle der: Bu tür Rivâyetler rey ve içtihatla olmaz, mutlaka Hazret-i Peygamber'den işitilmiştir

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua İle İlgili Rivâyetler
579-) Abdullah b. Dinar'dan: Ben dua ederken ellerimin parmaklarıyla da işaret ediyordum, Abdullah b. Ömer beni böyle görünce parmaklarımla işaret etmeme engel oldu. Ebu Hureyre'den merfu olarak gelmiştir. Tirmizî, Da'avât, 45/104; Nesaî, Sehv, 13/37.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
580-) Yahya b. Saîd'den: Saîd b. Müseyyeb ellerini yukarı doğru kaldırarak: «Vefat eden kişinin geride kalan çocuğunun duası sayesinde onun derecesi yükselir.» derdi. İbn Abdilber şöyle der: Bu gibi Rivâyetler rey ve içtihatla bilinemezler, onun için başka bir yerde hadis olarak mutlaka zikredilmiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
581-) Hişam b. Urve babasından naklediyor: Şu ayet İsra. 17/110 dua hakkında nazil oldu: Namazda sesini yükseltme, çok da alçaltma. Bu ikisinin arasında olsun.» İsra,17/110

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
582-) Yahya'dan: İmâm-ı Mâlik'e farz namazlarda dua yapılıp yapılmayacağı soruldu. O da «Yapılmasında bir mahzur yoktur» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
583-) İmâm-ı Mâlik'ten; Duyduğuma göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dua edermiş; «Allah'ım! Senden hayırlı işler yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, düşkünleri sevmeyi dilerim. İnsanlar arasında fitne çıkmasını murat ettiğin zaman fitneye Kırışmadan benim ruhumu kendine kavuştur.» Bir hadis içinde, İbn Abbas'tan merfu olarak gelmiştir. Tirmizî, Tefsîr, 44/38.Buharî, Da'avât, 80/17

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
584-) İmâm-ı Mâlik'ten: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: insanları hidayete (doğru yola) çağırırsa, ona tabi olanların ecri kadar ecir alır. Kendisine verilen bu sevap, ötekilerin sevabından hiçbir şey eksiltmez. Herkim de bir sapıklığa çağırırsa, buna tabi olanların günahı kadar kendisine de günah verilir. Bu, onların günahlarından hiçbir şey eksiltmez.» Ebu Hureyre'den merfu olarak gelmiştir. Müslim, Um, 47/16. Faydalı işler yapmaya vesile olanlar faydalı işleri yapanlar kadar ecir ve sevap alırlar. Kötülüğe vesile olanlar da kötülüğü bizzat yapanlar kadar günah kazanır. İyilik ve kötülük yapanların alacakları karşılıklar, iyiliği ve kötülüğü bizzat yapanların alacakları karşılıkları asla eksiltmez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
585-) İmâm-ı Mâlike Abdullah b. Ömer'in şöyle dua ettiği nakledilmiştir: «Allah'ım! Beni muttekîlerin kılavuzlarından eyle.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
586-) İmâm-ı Mâlik'e nakledildiğine göre Ebuderdâ gece yarısı kalkar ve şöyle dermiş: «Gözler uykuda, yıldızlar batmış, halbuki sen dipdirisin ve yerlerin göklerin ayakta durmasını sağlıyorsun.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Dua Ederken Yapılacak İşlemler
587-) Abdullah es-Sunâbihî'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Güneş doğarken şeytan da onunla beraberdir. Güneş yükselince şeytan ondan ayrılır. Sonra güneş tam tepeye geldiği zaman şeytan tekrar güneşle beraber olur. Güneş tam tepeden ayrılınca şeytan da ondan ayrılır. Güneş batacağı zaman şeytan onunla tekrar birleşir, batınca da ayrılır.» işte bunun için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu üç vakitte nafile namaz kılmayı yasaklamıştır. Nesaî, Mevakît, 6/31; İbn Mace, İkametu's-Salât, 5/148; Şafiî, Risale, no:

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
588-) Hişam b. Urve babasından naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Güneş doğarken iyice doğuncaya kadar kılacağınız namazı erteleyin. Batmaya başlayınca da tamamen batıncaya kadar namazınızı erteleyin.» Buhârî, Mevakîtu's-Salât, 9/30 (Mevsul olarak); Müslim, Salâtu'l-Musafirîn, 51/291

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
589-) Alâ b. Abdurrahman anlatıyor: Öğleden sonra Enes b. Mâlik'in yanına gitmiştik. Enes biz varınca hemen kalkarak ikindi namazını kıldı. Namazını bitirince erken kıldığını kendisine söyledik. O da niçin böyle erken kıldığını anlatarak şöyle dedi: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum: «O, münafıkların namazıdır! Otururlar, otururlar tam güneş batarken; şeytan güneşle beraberken kalkar alel acele, çabucak dört rekât namaz kılarlar. Vakit dar olduğu için de tesbihleri yerine getiremezler.» Müslim, Mesâcid, 5/195.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
590-) Abdullah b. Ömer, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu naklediyor: «Sabah namazını kılmak için güneşin doğmasını, ikindiyi kılmak için de batmasını beklemeyin.» Buhârî, Mevakîtu's-Salât, 9/31; Müslim, Salâtu'l-Musafırîn, 6/389; Şafiî, Risale, no: 873.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
591-) Ebû Hüreyre'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ikindinin farzından sonra güneş batıncaya kadar, sabahın farzından sonra da güneş doğuncaya kadar nafile namaz kılmayı yasaklamıştır. Müslim, Salâtu'l- Musafirîn, 6/285; Şafiî, Risale, no: 872 (Buharî'nin de Rivâyet ettiğini söyler, ama bu doğru değildir).

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
592-) Ömer b. Hattab'dan: «Namaz kılmak için güneşin doğduğu ve battığı ânı beklemeyiniz. Çünkü şeytan, doğarken ve batarken güneşle beraberdir.» İşte bu yüzden Hazret-i Ömer bu saatlerde namaz kılanları döverdi. Bu şekilde merfu olarak Rivâyet etmiştir. Oğlu Abdullah, mertti yapmıştır. Buhârî, Bedu’l-Halk, 59/11 bir hadisin parçası olarak); Müslim, Salâtu'l-Musafirîn, 6/290.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
593-) Sâib b. Yezîd'den, Ömer b. Hattab’ın ikindiden sonra namaz kılmaya gelenleri dövdüğünü gördüğü rivâvet edildi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kur'an-ı Kerîm Kitabı
Konu: Sabah Ve İkindi Namazlarından Sonra Nafile Kılınması
594-) Cafer b. Muhammed babasından naklediyor. Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) cenazesi gömleği üzerinden çıkarılmadan yıkandı. İbn Abdilber der ki: "Muvatta ravileri, mürsel olarak Rivâyet etmiştir. Saîd b. Ufeyr İse, Aişe'den, Rivâyet eder."

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Cenazeler Kitabı
Konu: Cenazenin Yıkanma Şekli: