İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
1148-)
Abdullah b. Ömer'den: İhramda bulunan bir kadın ihramdan çıktığı zaman saçlarını kestirinceye kadar saçlarını taramaz. Şayet yanında kurbanlığı varsa, onu kesinceye kadar da saçlarını kısalttırmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kabeye Gönderilecek Kurbanlıkla İlgili Çeşitli Rivâyetler
1149-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Bazı ilim adamlarının şöyle dediklerini duydum: Karı koca bir kurbanlığa ortak olmaz, her biri ayrı ayrı kurbanlık gönderir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kabeye Gönderilecek Kurbanlıkla İlgili Çeşitli Rivâyetler
1150-)
İmâm-ı Mâlik'e: Umre için ihrama giren biri adına hacda kesmesi için bir kurbanlık gönderilse, bu zat umre için girdiği ihramdan çıkınca gönderilen kurbanlığı kesebilir mi, yoksa kendisi ihramdan çıkar kesme işlemini tehir mi eder?» diye soruldu. Şu cevabı verdi: Kendisi umre ihramından çıkar, kurbanlığı da vaktinde kesmek için tehir eder.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kabeye Gönderilecek Kurbanlıkla İlgili Çeşitli Rivâyetler
1151-)
İmâm-ı Mâlik'ten: «Haremde avlandığı için veya başka bir sebepten» Kabe'ye bir kurbanlık gönderilmesine hükmedilen kimsenin bu kurbanı sadece Mekke'de kesilebilir. Çünkü âyeti kerimede «Kabe'ye ulaşacak bir kurbanlık» (Mâide, 5/95) denilmektedir. Fakat kurbanlığa denk sayılan oruç ve sadaka, başka yerlerde de ifa edilebilir. Çünkü oruç başka yerde tutulabildiği gibi, sadaka da başka yerde meselâ bunları yapmakla mükellef olan kimsenin istediği yerde yerine getirilebilir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kabeye Gönderilecek Kurbanlıkla İlgili Çeşitli Rivâyetler
1152-)
Abdullah b. Cafer'in azatlısı Ebû Esma’dan: Abdullah b. Cafer'le beraberdim. "Onunla Medine'den yola çıktık. Sükya'da hastalanan Hüseyin b. Ali'ye uğradık... Abdullah b. Cafer, orada haccı kaçırma tehlikesi belirinceye kadar kaldı. Medine'de bulunan Ali b. Ebî Talib'e ve Umeys'in kızı Esma'ya haber gönderdi. Onlar da geldiler... Daha sonra Hazret-i Hüseyin -tıraş için- başını işaret etti. Bunun üzerine Hazret-i Ali, oğlunun saçlarının tıraş edilmesini emretti. Daha sonra ise Sükya'da kefareti yerine getirilerek bir deve kurban kesildi. b. Saîd bu konuda şöyle der: Hazret-i Hüseyin, bu Mekke yolculuğuna Osman b. Affan'la çıkmıştı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kabeye Gönderilecek Kurbanlıkla İlgili Çeşitli Rivâyetler
1153-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: «Arafat'ın her yerinde vakfe yapılabilir, ancak Urane vadisinden yukarı çıkın. Müzdelife'nin de her tarafında vakfe yapılabilir, yalnız Batn-ı Muhassir'de durmayın.» Müslim (Hacc, 15/149) ile mevsul olarak yer almıştır
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Arefe Ve Müzdelifede Vakfenin Yapılışı
1154-)
Abdullah b. Züheyr'den: Bilmiş olun ki Urane vadisi hariç Arafat'ın her yerinde vakfe yapılabilir. Batn-ı Muhassir hariç müzdelife'nin de her yerinde vakfe yapılabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Arefe Ve Müzdelifede Vakfenin Yapılışı
1155-)
İmâm-ı Mâlik bu konuda şöyle der: Allahü teâlâ ayet-i kerimede: «Hacda kadınlarla refes= cinsî münasebet, füsuk= putlara kurban ve cidal= cedelleşme yoktur.» Bakara, 2/197. buyurmaktadır. Allahu a'lem, bu ayeti kerimede geçen refes kelimesi cinsî münasebet olarak, füsuk kelimesi putlara kurban kesme olarak şu ayeti kerimelerde geçmektedir: Oruç tuttuğunuz günlerin geceleri kadınlarınıza yaklaşmanız (refes) size helâl kılındı.» Bakara, 2/187 Allah'tan başkası için ihrama girip kurban kesmek (fısk)...» En’âm, 6/145 Cidal'e gelince, cahiliyye devrinde Kureyşliler Muzdelife'deki Kuzah'da, diğer Araplar ve başkaları ise Arafatta durur, Kureyş: «Biz daha doğru yoldayız,» Araplar ve diğerleri: «Biz daha doğru yoldayız!» diye mücadele ederlerdi. Bunun için Cenab-ı Allah şu ayeti inzal buyurdu: Her ümmet için kendisiyle amel ettikleri bir şeriat kıldık. Onun için bu konuda seninle niza’ yapmasınlar. Sen onları rabbine çağır, çünkü sen en doğru yoldasın.» Maide, 5/48 ayette sözü edilen (niza') cidaldir. Ben bunu ehl-i ilimden işittim.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Arefe Ve Müzdelifede Vakfenin Yapılışı
1156-)
İmâm-ı Mâlik'e: «Bir adam temiz değilse Arafat'ta ve Müzdelife'de vakfe yapabilir, cemreleri taşlayabilir veya Safa ile Merve arasında Sa'y edebilir mi?» diye soruldu. Şu cevabı verdi: «Hacda hayızlı bir kadının yapabileceği her şeyi, temiz olmayan bir adam da yapabilir. Bu yüzden bir şey lâzım gelmez. Ancak efdal olan, adamın devamlı temiz olması ve kasten pis durmamasıdır.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Binek Üzerinde Ve Temiz Olmadan Vakfe Yapılabilmesi
1157-)
Yine İmâm-ı Mâlik'e: «Arafat'ta binekli olarak vakfe yapan kimse vakfesini bineği üzerinde mi yapar, yoksa inip de mi yapar?» diye soruldu. Cevaben dedi ki: üzerinde yapar. Ancak kendisinde ve bineğinde bir özür olmaması lâzımdır. Allah özürleri en çok kabul edendir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Binek Üzerinde Ve Temiz Olmadan Vakfe Yapılabilmesi
1158-)
Abdullah b. Ömer'den: Müzdelife gecesi fecir doğmazdan önce Arafat'ta vakfe yapmayan kimse, haccı kaçırmış demektir. Şayet, Müzdelife gecesi fecirden önce Arafatta vakfe yapmış ise, hacca yetişmiş olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Haccı Kaçıran Kimsenin Vakfe Yapması
1159-)
Hişam, babası Urve'den naklediyor: Her kim ki Müzdelife gecesi fecirden önce Arafat'ta vakfeye yetişememişse, hacca da yetişememiş demektir. Her kim de Müzdelife gecesi fecirden önce Arafat'ta vakfesini yapmışsa hacca yetişmiş olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Haccı Kaçıran Kimsenin Vakfe Yapması
1160-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Arafat'ta vakfe yerinde kölelikten azat edilen kimsenin kendisine farz olan haccı ifa edebilmesi için, azat edilince vakfe yapılan yerde hac için ihrama girmemiş olması ve azat edilir edilmez gidip ihrama girip o gece fecirden önce orada vakfe yapması şarttır. Şayet şafak söktüğü halde henüz daha hac için ihrama girememişse haccı kaçıran kimse durumundadır. Müzdelife gecesi fecirden önce Arafat'ta vakfeye yetişemediyse, hac kendisine farz olur, sonradan kaza eder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Haccı Kaçıran Kimsenin Vakfe Yapması
1161-)
Nafi'den: Abdullah b. Ömer ailesini ve çocuklarını Müzdelife'den Mina'ya Sabah namazından önce gönderir ve kalabalıktan önce cemreleri taşlamalarını sağlardı. Buhârî, Hacc, 25/98; Müslim, Hacc, 15/304. Ayrıca bkz. Şeybanî, 515.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kadın Ve Çocuklara Öncelik Tanınması
1162-)
Ebû Bekrin kızı Esma'nın azatlısı hanım der ki: Ebu Bekrin kızı Esma ile beraber alaca karanlıkta Mina'ya geldik. Esma'ya: Alaca karanlıkta geldik...» dedim. Bunun üzerine Esma: Senden daha hayırlısıyle beraber olduğumuz zaman da aynı şekilde yapardık.» diye cevap verdi. Buhârî, Hacc, 25/98; Müslim, Hacc, 15/297
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kadın Ve Çocuklara Öncelik Tanınması
1163-)
İmâm-ı Mâlikten: Tallıa b. Ubeydillah kadın ve çocuklarını Müzdelife'den Mina'ya önceden gönderirdi. Mâlik der ki: Bir kısım alimlerin Bayram günü Şafak sökmeden cemrelerin taşlanmasını iyi görmediklerini duydum. Cemreleri taşlayanlara kurban kesmek helâl olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kadın Ve Çocuklara Öncelik Tanınması
1165-)
Münzir'in kızı Fatma'dan: Ebû Bekr'in kızı Esma'yı kendisine ve arkadaşlarına namaz kıldıran kimseye sabah namazını şafak sökünce kıldırmasını emrederken gördüm. Daha sonra o bineğine biner, Mina'ya giderdi, orada vakfe yapmazdı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kadın Ve Çocuklara Öncelik Tanınması
1166-)
Hişam, babası Urve'den naklediyor: Üsame b. Zeyd'e Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) veda haccında Arafat'tan inerken nasıl yürüdüğü soruldu. Ben de yanında idim, şu cevabı verdi: «Normal adımlarla yürüyordu, ancak düz bir alana gelince hızlanıyordu.» Mâlik der ki: Hişam «(Hadiste 'nas' diye geçen) hızlı yürüme, normal yürümenin biraz hızlandırılmışıdır.» dernektedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Arafatdan Müzdelifeye Dönüş
1167-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Batn-ı Muhassir'de bineğini cemrelere bir taş atımlık mesafeye kadar sürerdi. (121) Buharî, Hacc, 25/92; Müslim, 15/283, 284.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Arafatdan Müzdelifeye Dönüş
1168-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Mina'da: «Mina’nın her tarafında kurban kesilebilir» buyurduktan sonra: «Merve'de de» dedi. Daha sonra: «Mekke'nin bütün sokak ve yollarında kurban kesilebilir» buyurdu. Ebu Davud, Hacc, 11/64 (Cabir'den); İbn Mace, Menâsik, 25/73
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Kurban Kesilmesiyle İlgili Rivâyetler
1169-)
Abdurrahman'ın kızı Amre'den: Hazret-i Aişe'nin şunları anlattığını duydum: Zilkade'nin bitimine beş gün kala Resûlüllah ile birlikte yola çıktık. Sadece hac yapacağımızı zannediyorduk. Mekke'ye yaklaşınca Hazret-i Peygamber yanında kurbanlığı olmayanların tavaf ve sa'y'den sonra ihramdan çıkmalarını emretti. Bayram günü bize biraz sığır eti getirildi. «Bu nedir?» diye sordum. «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), hanımları için kurban kesti» dediler. b. Saîd şöyle der: Bu hadisi Kasım b. Muhammed'e naklettim. Bana şöyle dedi: «Allah'a yemin ederim ki Amre sana tam olarak, eksiksiz anlatmış.» Buharî, Hacc, 25/115; Müslim, Hacc, 15/125
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Kurban Kesilmesiyle İlgili Rivâyetler
1170-)
Mü'minlerin annesi Hafsa'dan: Rasûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): Herkese ne oluyor da ihramdan çıkıyorlar? Halbuki sen daha umreden çıkmadın! » dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu karşılığı verdi: Ben saçlarımı keçeledim, kurbanlığıma nişanımı taktım, onun için kurbanı kesinceye kadar ihramdan çıkamam.» Buharî, Hacc, 25/34; Müslim, Hacc, 15/126
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Kurban Kesilmesiyle İlgili Rivâyetler
1171-)
Ali b. Ebî Talib'ten: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kurbanlıklarından bir kısmını kendisi bizzat keser, bir kısmını da başkaları keserdi. Müslim, Hacc, 15/147 (Cabir'den).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kurban Kesimi
1172-)
Abdullah b. Ömer'den: Bir dişi deve adayan, kurbanlığına nişan takar, işaret olarak cini (işaret) yapar, sonra da bayram günü Kabe'de veya Mina'da keser. Bu iki yerden başka kesim yeri yoktur. Cinsiyet gözetmeksizin bir deve veya sığır kesmeyi adayan kimse, bunu istediği yerde kessin.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kurban Kesimi
1173-)
Hişam b. Urve'den: Babam kurbanlıkları ayakta keserdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kurban Kesimi
1174-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Bir kimsenin kurbanını kesinceye kadar tıraş olması caiz değildir. Bayram günü şafaktan önce de hiç kimsenin kurban kesmesi doğru olmaz. Kurban kesimi, normal elbiselerin giyilmesi, vücut temizliği ve tıraş gibi işlerin tamamı bayram günü yapılır, daha önce yapılmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Kurban Kesimi
1175-)
Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): saçlarım tıraş edenlere merhamet et!» diye dua edince oradakiler: Kısaltanlara da Ya Resûlallah!» diye ilâve ettiler. Hazret-i Peygamber tekrar: Allahım, saçlarını tıraş edenlere merhamet et!» deyince oradakiler tekrar: Kısaltanlara da Ya Resûlallah!» deyince Hazret-i Peygamber onların dediklerini de ilâve ederek: saçlarını kesenlere ve kısaltanlara merhamet et» diye dua etti. Buharî, Hacc, 25/127; Müslim, Hacc, 15/317.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Tıraş Olmak
1176-)
Abdurrahman, b. Kasım naklediyor: Babam umre yaparken Mekke'ye gece girer, tavaf ve sa'yini yaptıktan sonra sabaha kadar tıraş olmazdı. Tıraş oluncaya kadar da tekrar Kabe'yi tavaf etmez, tıraş olunca tavaf yapardı. Bu arada bazen mescide girer, orada vitir namazını kılar, fakat Beytullah'ı tavaf etmezdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Tıraş Olmak
1177-)
İmâm-ı Mâlik der ki: (1174. hadiste geçen) vücut temizliği anlamındaki tefes kelimesi, saçları tıraş ettirmek, ihramdan çıkarak normal elbiseleri giymek ve buna benzer ameller manasındadır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Tıraş Olmak
1178-)
İmâm-ı Mâlik'e hac esnasında Mina'da tıraş olmayı unutan kimsenin Mekke'de tıraş olup olamayacağı soruldu. İmâm-ı Mâlik şu cevabı verdi: Olabilir, fakat bana göre en iyisi Mina'da tıraş olmaktır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Tıraş Olmak
1179-)
Yine İmâm-ı Mâlik şöyle der: Biz Medineliler arasında ihtilâfsız kabul edildiğine göre, yanında kurbanlığı olan kimse bunu kesinceye kadar ne tıraş olabilir, ne de saçlarını kısaltabilir. Bayram günü Mina'da ihramdan çıkıncaya kadar da haram olan hiç bir şey ona helâl olmaz. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de: «Kurbanlık hayvan yerine ulaşıncaya kadar saçlarınızı tıraş ettirmeyin.» Bakara, 2/196 buyurulmaktadır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Tıraş Olmak
1180-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Ramazan'da orucunu açtığı zaman o sene hacca da gitmeyi isterse, hac yapıncaya kadar saçından sakalından hiç bir şey kesmezdi. Mâlik der ki: İbn Ömer'in bu hareketi diğer insanlar için bir ölçü olmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1181-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer hac veya umrede tıraş olduğu zaman, sakalından ve bıyıklarından da kısaltırdı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1182-)
Rebia b. Ebî Abdurrahman'dan: Adamın biri Kasım b. Muhammed'e gelerek: Ziyaret tavafını ailemle beraber yaptıktan sonra, bir dağ yoluna saptık. Ben bu arada ailemle cinsi münasebette bulunmak istedim. Hanımım, ben daha saçlarımı kısaltmadım, dedi. Bunun üzerine ben dişlerimle hanımın saçlarından kopardım, sonra da münasebette bulundum» diye anlattı. Kasım güldü ve adama: Hanımına söyle saçlarından makasla kısaltsın» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1183-)
İmâm-ı Mâlik de bu konuda şöyle der: Buna benzer işler yapıldığı zaman, kan akıtmak (kurban kesmek) daha iyidir. Bu konuda Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: «Hac ibadetiyle ilgili bir şey unutan kimse kan akıtsın.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1184-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer aile çevresinde Mücebber diye bilinen biriyle karşılaştı. Ziyaret tavafinı yapmış, fakat ne traş olmuş ne de saçlarını kısaltmıştı. Böyle yapacağını bilmiyordu. Bunun üzerine Abdullah ona geri dönüp tıraş olmasını ya da saçlarını kısaltmasını, daha sonra da Beytullah'ı tavaf edip dönmesini söyledi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1185-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Salim b. Abdullah ihrama girmek istediği zaman bir makas ister, bineğine binip ihrama girmeden önce sakal ve bıyıklarını düzeltirdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saç Kısaltmak
1186-)
Abdullah b. Ömer'den: Ömer b. Hattab şöyle dedi: «Saçlarını ören tıraş olsun, saçı keçelenmiş kimselere benzemeyin» Şeybanî, 461
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saçları Keçelendirmek
1187-)
Saîd b. Müseyyeb'den: Ömer b. Hattab; "saçlarını topuz yapan, ören ya da keçelendirenin tıraş olması şarttır" derdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Hacda Saçları Keçelendirmek
1188-)
Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beytullah'a girdi. Üsame b. Zeyd, Bilâl b. Rebah ve Osman b. Talha el-Hacebî de yanında idiler, içeri girince kapıyı kapayıp bir süre orada kaldılar. sonra Bilâl'a Hazret-i Peygamber'in ne yaptığını sordum, «Sütunlardan birini sağına aldı, ikisini soluna aldı, üçünü de arkasına alarak namaz kıldı.» dedi. O zamanlar Beytullah'ın altı sütunu vardı. Buharî, Salât, 8/96; Müslim, Hacc, 15/388. Ayrıca bkz. Şeybanî, 480
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Beytullahta Namazın Kılınışı, Arafatta Hutbenin Uzunluğu
1189-)
Salim b. Abdullah'tan: Abdülmelik b. Mervan, Hâccac b. Yusuf’a bir mektup yazarak hacla ilgili işlerde Abdullah b. Ömer'e muhalefet etmemesini bildirdi. Arefe günü olunca güneş zevalden döndüğü zaman, Abdullah ona geldi. Ben de yanında idim. Çadırının yanına gelince: «Nerede şu?» diye bağırdı. Haccac üzerinde sarı renkli bir güneşlikle dışarı çıktı. «Ne var Ebû Abdurrahman?» dedi. Abdullah: Sünnete uymak istiyorsan acele et!» dedi. Haccac: « Bu saatte mi?» deyince, Abdullah b. Ömer: « Evet!» dedi. Bunun üzerine Hâccac: Bekle, tepemden bir su döküp geleyim.» dedi. Haccac çıkıncaya kadar Abdullah bekledi. Sonra da benimle babam arasında yürüdü. Ben Haccac'a: Bugün sünnete göre amel etmek istiyorsan hutbeyi kısa tut, namazı da acele kıldır» dedim. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer'in bu sözünü duyup duymadığım anlamak için ona doğru baktı. Bunu gören Abdullah: Salim haklı!» dedi. Buharî, Hacc, 25/87
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Beytullahta Namazın Kılınışı, Arafatta Hutbenin Uzunluğu
1190-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını Mina'da kılar, sabahleyin güneş doğunca Arafat'a giderdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Zilhiccenin Sekizinci Günüminada Vakit Namazlarının, Mina Ve Arafatta Cuma Namazının Kılınışı
1191-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Biz Medineliler arasında ihtilafsız bir konu da, arefe günü öğle namazında imamın sesli okumayışıdır. Yalnız orada cemaate bir hutbe okur. Arefe günü Arafat'ta sadece öğle namazı kılınır. Ancak seferi olunduğu için sadece farzların ikişer rekâtı kılınır, yani kasır yapılır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Zilhiccenin Sekizinci Günüminada Vakit Namazlarının, Mina Ve Arafatta Cuma Namazının Kılınışı
1192-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Şayet cuma günü arefe gününe, bayramın birinci gününe veya diğer teşrik günlerine tesadüf ederse, bu günlerde cuma kılınmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Zilhiccenin Sekizinci Günüminada Vakit Namazlarının, Mina Ve Arafatta Cuma Namazının Kılınışı
1193-)
Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) akşamla yatsıyı (cem-i tehir yaparak yatsı vakti) Müzdelife'de beraber kıldı. Buharî, Hacc, 25/96; Müslim, Hacc, 15/286. Ayrıca bkz. Şeybanî, 489.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Müzdelifede Namazın Kılınışı.
1194-)
Üsame b. Zeyd'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Arafat'tan inerken Müzdelife'ye gelmeden bir dar yolda durdu, küçük abdestini yapıp derhal abdest aldı. Cemaate abdest almaları için vakit de vermedi. Bunun üzerine ben: Namaz mı kılacağız Ya Resûlallah?» dedim. Namaz ileride!» buyurdu. Bineğine binerek Müzdelife'ye kadar geldi. Orada inip abdest aldı, abdest almaları için cemaate de süre tanıdı. Sonra kamet getirilip akşam namazını kıldı. Herkes devesi yanında çökmüş dururken, bu sefer yatsı için kamet getirildi, onu da kıldılar. Akşamla yatsı arasında başka hiç bir namaz kılınmadı. Buharî, Vudû, 4/6; Müslim, Hacc, 15/276.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Müzdelifede Namazın Kılınışı.
1195-)
Ebû Eyyüb el-Ensarî'den: Ben veda haccı esnasında müzdelife'de Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber akşamla yatsıyı (cem-i tehir yaparak) yatsı vaktinde kıldım. Buharî, Hacc, 25/96; Müslim, Hacc, 15/285. Ayrıca bkz. Şeybanî, 490. (134)Şeybanî, 488.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Müzdelifede Namazın Kılınışı.
1196-)
Nafî'den: Abdullah b. Ömer, Müzdelife'de akşamla yatsıyı birlikte (cem-i tehir yaparak) kılardı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Müzdelifede Namazın Kılınışı.
1197-)
İmâm-ı Mâlik'ten: Mekkeliler haccettikleri zaman tekrar Mekke'ye dönünceye kadar Mina'da vakit namazlarını ikişer rekât kılarlar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Minada Namazın Kılınışı
1198-)
Hişam, babası Urve'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mina'da dört rekatlı namazları ikişer rekât olarak kıldı. Ebû Bekr ve Ömer b. Hattab da öyle yaptılar. Osman b. Affan ise hilafetinin ilk yarısında Mina'da vakit namazlarını ikişer rekât kıldığı halde, hilâfetinin ikinci yarısında tam olarak kıldı. Bu, mürseldir. İbn Ömer'den mevsûl olarak da Rivâyet edilmiştir: Buhârî, Taksîru's-Salât, 18/2; Müslim, Salâtu'l-Musafirîn, 6/17.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Hac Kitabı
Konu: Minada Namazın Kılınışı