İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
1601-)
Kasım'dan şöyle Rivâyet edildi: Peygamber'in hanımı Hazret-i Âişe, Abdurrahman —Şam'da iken— kızı Hafsa'yı Zubeyr'in oğlu Münzir'le evlendirdi. (Şam'dan) gelince: Ben olmadan bu yapılır mı?» dedi. Aişe (olayı) Münzir'e anlatınca, Münzir: Bu iş, Abdurrahman’ın elindedir. (Yani boşama yetkisini ona verdim. Ne derse o olur.)» demesi üzerine: (Aişe'ye hitaben): Senin kararlaştırdığın işi bozma gücünü kendimde görmüyorum» dedi. Böylece Hafsa, Münzir'in yanında kaldı ve bu olay talak sayılmadı. Şeybanî, 569.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadına Boşama Yetkisini Vermek, Boş Olmasını Gerektirmez
1602-)
Abdullah b. Ömer ile Ebû Hureyre'ye, boşama yetkisini karısına veren, bu yetkiyi kullanmadan kocasına iade eden kadının kocası hakkında fetva soruldu. ikisi de: boşama sayılmaz», dediler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadına Boşama Yetkisini Vermek, Boş Olmasını Gerektirmez
1603-)
Saîd b. Müseyyeb der ki: adam boşama yetkisini karısına verir de karısı da ondan ayrılmaz ve onun yanında kalırsa bu, boşama sayılmaz.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadına Boşama Yetkisini Vermek, Boş Olmasını Gerektirmez
1604-)
İmâm-ı Mâlik, boşama yetkisi kendisine verilen, bu yetkiyi kabul etmeyip sonra kocasından ayrılan kadın hakkında der ki: «Onun elinde böyle bir yetki yoktur. Bu yetki, ikisi bir mecliste bulunduğu sürece devam eder.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadına Boşama Yetkisini Vermek, Boş Olmasını Gerektirmez
1605-)
Cafer, babası Muhammed'den Rivâyet eder: Ali b. Ebî Talib derdi ki: kişi karısına yaklaşmamaya yemin ettiğinde talak meydana gelmez. Dört ay geçince bakılır, ya karısını boşar ya da cinsî münasebet yapmakla yeminini bozar, (keffaret verir) karısına yaklaşır. İmâm-ı Mâlik der ki: Fetva bizce de böyledir. Hanefî imamlarına göre, dört ay içerisinde yeminini bozarak karısına dönmezse, dört ayın bitmesiyle talak vaki olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1606-)
Nafî'den Rivâyet edildi; Abdullah b. Ömer şöyle derdi: kimse karısına yaklaşmamaya yemin edip de üzerinden dört ay geçince bakılır: Ya karısını boşar, yahut ona dönerek yeminini bozar, keffaretini verir. Dört ay geçmeden ettiği yemin talak sayılmaz.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1607-)
İbn Şihab'dan Rivâyet edildi: Saîd b. Müseyyeb ile Ebû Bekir b. Abdurrahman, karısına yaklaşmamaya yemin eden bir adam hakkında şöyle dediler: ay geçince kadın, ric'î talak ile boş olur. Kadın iddet beklerken kocasının dönme hakkı vardır.» Şeybanî,580
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1608-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Karısına yaklaşmamaya yemin eden bir adam hakkında Mervan b. Hakem: ay geçince kadın bir talak ile boş olur. Kadın iddet beklerken kocasının ric'at (dönme) hakkı vardır» diye hüküm verirdi. Şeybanî, 579
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1609-)
Malik der ki: Bir adam karısına ilâ yaparsa bakılır, karısına dönmez de boşarsa (ric'i talak olur) iddeti içinde dönme hakkı vardır, iddet'i bitinceye kadar yaklaşmazsa talak bain olur. (Bu takdirde) dönme hakkı olmaz. Ancak (yaklaşmaması) hastalık, hapis gibi meşru özürlerden dolayı olursa karısına dönme hakkı devam eder. İddeti bitip bain talak ile boş olduktan sonra yeniden evlenir, yine dört ay geçinceye kadar karısına yaklaşmazsa bakılır, yeminini bozmazsa birinci yeminle talak bain olur, bir daha dönemez. Nikahlayıp, karısına yaklaşmadan boşandığı için de, karısı üzerinde bir iddet ve ric'at hakkı yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1610-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Karısına yaklaşmamaya yemin eden kimse dört ay geçince bakılır, boşarsa talak ric’i olur. İddeti içerisinde dönebilir. İddeti bitmeden dört ay geçerse talak vaki olmaz, iddeti bitinceye kadar dönebilir. Bu sırada dönmeden iddeti bitince talak bain olur ve bir daha dönemez. hususta işittiğimin en güzeli budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1611-)
İmâm-ı Mâlik, karısına yaklaşmamaya yemin eden, sonra da bir talak ile boşayan ve boşama iddeti bitmeden dört ay geçen adam hakkında der ki: adam, yeminini bozarak keffaret vermemişse iki talak ile boşamış olur. Şayet boşama iddeti dört aydan önce biterse (bu durumda) adamın yemini boşama olmaz. Çünkü karısı ondan boş iken dört ay geçmiş olmaktadır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1612-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse karısına bir gün ya da bir ay yaklaşmamaya yemin eder de sonra dört aydan daha fazla (bir müddet) geçinceye kadar bekler (hanımına yaklaşmazsa), bu yemin, boşamayı gerektiren yemin olmaz. Boşamayı gerektiren yemin, (hanımına) dört aydan daha fazla yaklaşmamaya yemin eden kişinin yeminidir. Fakat dört ay ya da daha az karısına yaklaşmamaya yemin eden kimsenin yemini kanaatimce ilâ sayılmaz. Çünkü nazarı dikkata alınacak zaman, (yani dört ay) gelince yeminin gereği yerine gelmiş olur. Bir şey gerekmez.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1613-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir koca, karısı çocuğunu sütten kesinceye kadar ona yaklaşmamaya yemin ederse bu yemin ila sayılmaz. Nitekim bana ulaştığına göre Ali b. Ebi Talib'e bu mesele sorulduğunda bu yeminin ilâ olmayacağını ifade buyurmuşlardır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Îla Karısına Yaklaşmama Yemini[8]
1614-)
İmâm-ı Mâlik der ki: İbn Şihab'a kölenin kansına yaklaşmayacağına dair ettiği yeminin hükmünü sordum. Şihab da şöyle dedi: Onun yemini de hürün yemini gibi sabittir. Şu kadar var ki kölenin ilâsının süresi (dört ay değil) iki aydır.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kölenin Îlası
1615-)
İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildi: Saîd b. Amr b. Süleyb ez-Zürekî evleneceği kadını boşayacağını söyleyen bir adam hakkında Kasım b. Muhammed'e (fetva) sordu. da dedi ki: Karısına «seninle evlenirsem sırtın bana anamın sırtı gibi olsun» diyen adama Hazret-i Ömer, «Evlenirsen zıhar keffareti verinceye kadar karına yaklaşma» diye emretti.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1616-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Bir adam, Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar'a evlenmeden önce karısına zıhar yapan bir adam hakkında (fetva) sordu. Onlar da: O kadınla evlenirse zıhar keffareti verinceye kadar ona dokunamaz» dediler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1617-)
Hişam b. Urve babası Urve'den Rivâyet eder: dört karısına bir cümle ile «hepiniz bana annemin sırtı gibisiniz» diyen bir adam hakkında: Ona yalnız bir keffaret gerekir» demiştir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1618-)
Rebia b. Ebî Abdirrahman'dan da böyle Rivâyet edilmiştir. Mâlik der ki: Fetva bize göre de böyledir. Allah, zıhar keffareti hakkında şöyle buyurdu: «(Karısına zıhar yapan) temas etmeden önce bir köle azad eder. Köle bulamayan, karısına yaklaşmadan peşpeşe iki ay oruç tutar, oruç tutamazsa altmış fakiri doyurur.» Mücadele, 3,4
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1619-)
İmâm-ı Mâlik, ayın ayrı meclislerde karısına zıhar yapan bir kişi hakkında der ki: yalnız bir keffaret gerekir. Şayet zıhar yapar, sonra keffaretini verir, sonra da tekrar zıhar yaparsa, yeniden bir keffaret daha gerekir.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1620-)
İmâm-ı Mâlik der ki: kimse zıhar yaptık dan sonra, keffaret vermeden önce birleşme yaparsa, yalnız bir keffaret gerekir. Keffaret verinceye kadar karısına yaklaşmaz. (Önceden yaklaştığı için de) Allah'tan af diler. Bu işittiklerimin en uygunudur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1621-)
İmâm-ı Mâlik der ki: süt ve gerekse neseb (soy) yönünden evlenmesi haram olan kadınlara yapılan benzetme de aynıdır. (Aralarında hiç bir fark yoktur).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1622-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Kadınlar kocalarına zıhar yapamazlar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1623-)
Yüce Allah'ın «Kadınlarına zıhar yapıp sonra sözlerinden dönenler...» Mücadele, 3. âyeti hakkında İmâm-ı Mâlik der ki: Bu âyetin tefsiri işittiğime göre şöyledir: Adam karısına zıhar yapar (sırtın annemin sırtı gibi der), sonra da karısına yaklaşmaya karar verirse, ona keffaret vacip olur. Şayet karısına zıhar yaptıktan sonra yaklaşmaya karar vermeyerek boşarsa, üzerine kefaret vacib olmaz. Bundan sonra tekrar evlenirse zıhar keffareti vermeksizin ona dokunamaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1624-)
Cariyesine zıhar yapan biri hakkında da İmâm-ı Mâlik der ki: bu kişi cariyesine yaklaşmak isterse, münasebetten önce zıhar keffareti vermesi gerekir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1625-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Zıhar yapan bir kimse ilâ da yapmışsa, ayrı ayrı keffaret gerekir. Ancak (aczinden) zıhar keffaretiyle dönmek istemiyorsa îlâ (yemin) keffaretiyle dönebilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1626-)
Hişam b. Urve der ki: adam, Urve b. ez-Zübeyr'e sordu: «Bir kimse karısına: Sen yaşadıkça üzerine nikahlayacağım her kadın bana annemin sırtı gibi olsun, dedi. Bunun hükmü nedir?» b. Zübeyr de: Bir köle âzât etmek kâfi» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hür Kişinin Zıharı[12]
1627-)
Malik der ki: Şihab'a kölenin yaptığı zıharın hükmünü sordum. O da: zıharı gibidir», cevabını verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kölenin Zıharı
1628-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Aynen hür kişinin keffareti gibi olduğunu kastediyor. Hür bir kimseye zıhardan dolayı ne gerekiyorsa köleye de aynısı gerekir, kölenin yaptığı zıhar sabittir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kölenin Zıharı
1629-)
İmâm-ı Mâlik, karısına zıhar yapan (ve ona yaklaşmamaya da yemin etmiş olan) bir köle hakkında der ki: keffaretiyle, yemin keffareti de yerine getirilmiş olmaz. Köle, zıhar keffareti olarak oruç tutarken daha orucunu bitirmeden, yemininden dolayı talak meydana gelir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kölenin Zıharı
1630-)
Kasım b. Muhammed'den: Hazret-i Aişe şöyle dedi: (adındaki cariye) sebebiyle üç meselenin şerî hükmü (üç sünnet) öğrenilmiştir. Bunlardan biri şudur: Berîre azad edildiği zaman kocasından ayrılma ile yanında kalma hususunda muhayyer bırakıldı, ikincisi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): hakkı, azad edenindir» buyurdu. Hazret-i Aişe, Berîre'yi satın almak istediğinde, Berîre'nin kocasının 'Vela hakkı bize aittir' demesi üzerine, Hazret-i Peygamber bu sözü söylemiştir. (Zürkanî, IH/235) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eve girdiğinde (ocakta) çömleğin içinde et kaynıyordu. Önüne ekmek ve evde bulunan katıklar getirildiğinde, Resûlüllah: «Çömlekte et piştiğini görmüştüm» deyince (evdekilerin): Evet Ya Resûlallah! Fakat o et, Berîre'ye sadaka olarak verilmiştir. Sen sadaka yemezsin.» demeleri üzerine Resûlüllah: O et ona sadaka, bize de Berîre'nin hediyesidir» buyurdu. , Talâk, 68/14; Müslim, Itk, 20/2; No: 14. Benzeri için bkz. Şeybanî, 797-798
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1631-)
Nafî'den Rivâyet edildi: Bir köle ile evli olup da hürriyetine kavuşan cariye hakkında Abdullah b. Ömer: kendisine yaklaşmadan önce cariyenin nikâhı fesh etme hakkı vardır» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1632-)
İmâm-ı Mâlik der ki: (Azad edilen bir) cariye ile kocası birleştikten sonra cariye muhayyer olduğunu bilmediğini iddia ederse, iddiası kabul edilmez, artık muhayyer de olmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1633-)
Urve b. ez-Zubeyr der ki: Adiy oğullarının Zebra adında bir cariyesi, bana cariye iken bir kölenin nikâhlısı olduğunu haber verdi ve şöyle dedi: azad edilince) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hanımı Hafsa, beni çağırtarak, Sana bir haber vereceğim, —Bir şey de yapmanı istemiyorum—: Kocan sana yaklaşmadan önce nikâhını feshetme hakkın vardır. Şayet sana yaklaşırsa bu hakkın elinden gider» dedi. bunu işitince: «O boş olsun, sonra boş olsun, sonra boş olsun» diyerek üç talak ile kocasını boşadı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1634-)
Saîd b. Müseyyeb der ki: delilik ve eksiklik olan herhangi bir erkek, bir kadınla evlense bu kadın muhayyerdir: İsterse kocasının yanında kalır, isterse boşanır. Şeybanî, 539, Ayrıca bkz. 538.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1635-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir köle bir cariyeyi nikâhlasa, onunla zifafa girmeden cariye azad edilse, cariye nikâhı bozmak isterse, bir talakla boş olur ve ona mehir gerekmez. Bize göre hüküm böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1636-)
İmâm-ı Mâlik'in, İbn Şihabı, şöyle derken duyduğu Rivâyet edildi: «Bir adam, boşanıp boşanmaması konusunda karısına seçme hakkı verir, o da kocasında kalmayı tercih ederse bu, talak sayılmaz.» Mâlik der ki: işittiğimin en güzeli budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1637-)
Muhayyer bırakılan kadın hakkında İmâm-ı Mâlik der ki: Kadını kocası muhayyer bıraktığı zaman, kadın boşanmayı istese üç talak ile boş olur. Hanefi Mezhebine göre, bir talak-ı bâin vaki olur. Ben, seni yalnız bir talakta muhayyer kıldım», dese bir talak ile boşanmış olmaz (her üç talak gider). İşittiğimin en güzeli budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1638-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Kocasının muhayyer bıraktığı kadın: Ben bir talak kabul ettim, (diğerlerini kabul etmem)» Kocası da: Ben (muhayyer bırakırken) seni üç talakta muhayyer bıraktım» dese de kadın yalnız bir talak kabul etse, nikâhına bir zarar gelmeden eski nikâhı üzere kocasının yanında kalır, inşaallah bu talak olmaz
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Kadının Muhayyerliği
1639-)
Yahya b. Saîd Rivâyet etti: Bana, Abdurrahman'ın kızı Amre, Ensar'dan Sehl'in kızı Habibe'den nakletti: Habibe, Kays b. Şemmas'ın oğlu Sabit'in nikâhlısı idi. Allah'ın Resûlu (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını kılmaya çıkınca, Sehl'in kızı Habibe'yi sabahın alaca karanlığında kapısının önünde beklerken buldu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: deyince, o da cevaben: Ben, Sehl'in kızı Habibe'yim Ya Resûlallah!» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): var?» dedi. Habibe kocası hakkında: Kocam Sabit b. Kays ile evli kalmamız imkânsız» dedi. Sabit b. Kays gelince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; (zevcen) Habibe neler söylüyor» dedi. Habibe: Mehir olarak verdiklerinin hepsi yanımda (dilerse geri veririm)» dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Sabit'e: verdiklerini al» buyurdu. Sabit onları geri aldı. Habibe kocasından ayrılarak ailesinin yanında kaldı. Ebu Davud, Talak, 13/17; Nesai, Talâk, 27/34; İbn Mace, Talak, 22
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hul’ Kadının Bedelli Boşaması[19]
1640-)
Ebû Ubeyde'nin kızı Safiye'nin azatlı cariyesinin, her şeyini kocasına vererek boşandığı ve bunu Abdullah b. Ömer'in hoş karşıladığı Rivâyet edilmiştir. Şeybanî, 562.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hul’ Kadının Bedelli Boşaması[19]
1641-)
Bedel (mal) karşılığı kocasından boşanan kadın hakkında İmâm-ı Mâlik der ki: Kocası ona zarar ve sıkıntı verdiği veya haksızlık ettiği bilinirse boşama geçerli olur ve karısından aldığı malları da geri verir. Benim duyduğum budur, fakihlerimizin ittifak ettiği hüküm böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hul’ Kadının Bedelli Boşaması[19]
1642-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kadının, kocasından aldığından fazlasını vererek boşanması da caizdir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Hul’ Kadının Bedelli Boşaması[19]
1643-)
Nafî'den: Muavvez b. Afrâ'nın kızı Rubeyyi' amcası ile birlikte Abdullah b. Ömer'e geldiler. Ona, Rubeyyi'in Osman b. Affan zamanında kocasına mal vererek boşandığını bildirdiler. O zaman Osman b. Affan, kendisine ulaşan bu haberi hoş karşılamıştı. b. Ömer, «Bu kadının iddeti de, normal şekilde boşanan kadınınki gibidir,» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Bedel Mal Vererek Boşanan Kadının Talakı
1644-)
Saîd b. Müseyyeb, Süleyman b. Yesâr ve İbn Şihab da bedel (para) karşılığı boşanan bir kadının iddeti de boşanan diğer kadınlar gibi üç hayız süresidir, diyorlardı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Bedel Mal Vererek Boşanan Kadının Talakı
1645-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Mal vererek boşanan kadın ancak yeni bir nikâhla kocasına dönebilir. Tekrar evlenir, kocası ile birleşmeden ayrılırlarsa, iddeti ikinci talaktan itibaren başlamaz, birinci boşanmasından itibaren iddetine devam eder. Mâlik der ki: Bu konuda duyduğumun en uygunu budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Bedel Mal Vererek Boşanan Kadının Talakı
1646-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kadın, kendisini boşamasına karşılık bir şeyler vermesi üzerine kocası peşpeşe üç talak ile karısını boşarsa hepsi de geçerli olur. Şayet sükûtlerle sözüne ara verirse sükûtten sonra verdiği talaklar vaki olmaz, (zira bain talak vaki olduktan sonra verilen talakların anlamı nikâhsız kadını boşamak olacağından bir değeri yoktur.)
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Bedel Mal Vererek Boşanan Kadının Talakı
1647-)
Sehl b. Sa'd es-Sâidi'den: Uveymir el-Aclanî, Ensar'dan Asım b. Adiyye gelerek şöyle dedi: Ya Asım, karısını yabancı biriyle yakalayan adama ne dersin, o yabancıyı öldürse, siz de (kısas olarak) onu öldürür müsünüz, ya da bu adam nasıl hareket edecek? Benim adıma bu meseleyi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a soruver.» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sorunca, Resûlüllah bu suallerden hoşlanmadı ve ayıpladı. Öyle ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan işittikleri Asım'ın ağırına gitti. Asım evine dönünce Uveymir onun yanına gelerek: Ya Asım! Resûlüllah sana ne cevap verdi?» dedi. Asım: Başıma iş açtın. Resûlüllah sorduğum meseleden hoşlanmadı.» deyince Uveymir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a sormadan bu meselenin peşini bırakmam» dedi. Bunun üzerine Uveymir, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashapla birlikteyken yanına vardı ve dedi ki: Resûlallah, karısını yabancı biriyle yakalayan adama ne dersin, o yabancıyı öldürse siz de onu (kısas olarak) öldürür müsünüz ya da bu adam nasıl hareket edecek?» (sallallahü aleyhi ve sellem) cevap olarak: Senin ve hanımın hakkında âyet indirildi. Git hanımını getir» dedi. der ki: «Ben ashapla beraber Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında iken onlar da lanetleştiler.» Bununla evli kalırsam ona iftira edebilirim, Ya Resûlallah» dedi. Resûlüllah ona boşamasını emretmeden üç talakla karısını boşadı. Şihab, «bundan sonra lanetleşenler bu yolu takip ettiler» dedi. Buhârî, Talâk, 68/4; Müslim, Liân, 19/1.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Lian Lânetleşme Yoluyla Boşanma[22]
1648-)
Abdullah b. Ömer'den: Rasûlüllah zamanında bir kişi karısıyla lanetleşti ve çocuğun kendi çocuğu olmadığını söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlan birbirinden ayırdı ve çocuğu anasına verdi. Buhârî, Talâk, 68/35; Müslim, Lifin, 19/8; Şeybanî, 587.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Lian Lânetleşme Yoluyla Boşanma[22]
1649-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Yüce Allah şöyle buyurdu: töhmet edip kendilerinden başka şahidleri bulunmayanlardan birinin (kazf cezasına çarpılmaması için) şahadeti, doğru konuşanlardan olduğuna dair Allah'a dört kere yemin etmesi ve beşincisinde yalan konuşanlardansa Allah'ın lanetinin üzerine olmasını istemesidir. Karısının, kocasının yalan konuşanlardan olduğuna dair Allah'a dört kere yemin etmesi, beşinci olarak da kocası doğru konuşanlardan ise Allah'ın gazabının üzerine olmasını istemesidir. Bu şahadet onu cezadan kurtarır» Nûr, 24/6-9
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Lian Lânetleşme Yoluyla Boşanma[22]
1650-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bizce sünnet olan şudur ki, lânetleşen çiftler bir daha evlenemezler. Erkek, yalan olduğunu söylerse, yabancı bir kadına iftira ettiği için kazf haddi (iftira cezası) tatbik edilir. Çocuk kocanın üzerine kaydedilir. Kadın kocasına ebediyyen dönemez. Hüküm bizce kesinlikle ve ittifakla böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Talak (boşama/boşanma)
Kitabı
Konu: Lian Lânetleşme Yoluyla Boşanma[22]