İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
1904-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh) der ki: «Bizim çarşılarımızda ihtikar (karaborsa) yapılamaz. Elinde fazla mal olan kimseler (fiatı yükseltmek maksadıyla) bize karşı ihtikar yaparak mallarını saklamazlar. Fakat yaz-kış dışardan pazara satmak üzere sırtında mal getirenler (alın teriyle çalışanlar), Ömer'in misafiridirler. Onlar dilediği gibi satar, dilediği gibi elinde tutar.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: İhtikar Ve Malın Pahalanmasını Beklemek[50]
1905-)
Said b. Müseyyeb'den şöyle Rivâyet edildi: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh) çarşıda kuru üzüm satmakta olan Ebû Beltea oğlu Hâtıb'a uğradı ve ona: fiyatı artır, ya da çarşımızdan malını kaldır» dedi. Şeybanî, 789. anlaşılan, normal piyasanın altında sattığı için ihtikarcıların alıp stok yapmalarına meydan vermemek maksadıyla normal Oyada satmasını temin olsa gerek.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: İhtikar Ve Malın Pahalanmasını Beklemek[50]
1906-)
İmâm-ı Mâlike Osman b. Affan’ın ihtikarı yasakladığı Rivâyet edildi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: İhtikar Ve Malın Pahalanmasını Beklemek[50]
1907-)
Hasan b. Muhammed b. Ali b. Ebî Talib'den şöyle Rivâyet edildi: Ali b. Ebî Talip (radıyallahü anh) Usayfir denilen büyük devesini, belli bir zaman sonra alacağı yirmi yük devesine sattı. Şeybanî, 800.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1908-)
Nali'den Rivâyet edildi ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) sahibine Rebeze'de Rebeze: Medine yakınlarında bir yerdir. teslim edeceği dört deve karşılığında bir yük devesi satın aldı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1909-)
İmâm-ı Mâlik, İbn Şihab'a: Daha sonra karşılığında iki hayvan vermek üzere bir hayvan satın almanın hükmünü sorduğunda: «Zararı yok, olabilir.» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1910-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bu meselede bize göre üzerinde ittifak edilen hüküm şudur: Bir deveyi, kendisi gibi bir deve ve üste para vererek peşin olarak almak caizdir. Yine bir deveyi, kendisi gibi bir deve ve üste para vererek, develer peşin, parayı sonradan ödemek üzere almakta da bir mahzur yoktur. Yalnız deveyi, yine deve ve üste para karşılığı, para peşin, deveyi sonradan teslim etmek üzere almak caiz değildir. Hem para, hem de deve sonradan teslim edilmek üzere alırsa, bu da doğru değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1911-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Her ne kadar aynı cinsten ise de, iyi bir deveyi, iki veya daha çok deve karşılığı satın almak caizdir. farklı olup, bu fark açıkça görülürse peşinen bir deve verip, belli bir zaman sonra iki deve alınmasında da bir mahzur yoktur. birbirlerine benzerler (aralarında fark bulunmazsa), cinsleri değişik olsun olmasın peşinen bir deve verip sonra iki deve alınamaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1912-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bunun caiz olmayan şekli, cinsinin iyiliği, yük ve yolculuğa tahammülü hususunda aralarında hiç bir fark olmayan iki devenin bir deveye alınmasıdır. Satın aldığın bir deveyi bedelini ödemişsen teslim almadan önce başka birisine satabilirsin.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1913-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimsenin, herhangi bir hayvanın parasını peşin ödeyip vasfını ve şeklini belirterek selem yoluyla alması caizdir. Bu durumda alıcı ve satıcının belirttikleri esaslara uymaları lâzımdır. Halk arasındaki muamele tarzı böyledir. Medine ulemasının kanaati de budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanın Hayvan Karşılığı Satışı Ve Selem[52]
1914-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den şöyle Rivâyet olundu: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gebe devenin karnındaki yavrunun yavrusunu satmayı yasakladı. Cahiliye devrinde yüklü devenin karnındaki yavruyu satmak âdetti. Yine o devirde bir deveyi, karşılığı, devenin karnındaki dişi yavru büyüyüp doğurunca teslim etmek üzere alıp satıyorlardı. Buharî, Buyu, 34/61; Müslim, Buyu, 21/3, no: 5-6; Şeybanî, 777.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvan Satışlarında Caiz Olmayan Şeyler
1915-)
Said b. Müseyyeb der ki: Hayvanlarda da faiz yoktur. Hayvanlarla ilgili üç şey yasaklanmıştır:
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvan Satışlarında Caiz Olmayan Şeyler
1916-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimsenin daha önce görmüş ve razı olmuş olsa bile pazarlık ânında, yanında olmayan bir hayvanı parasını peşin ödeyip satın alması caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvan Satışlarında Caiz Olmayan Şeyler
1917-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bu mekruhtur. Çünkü satıcı aldığı paradan faydalanır. Fakat, bu malın müşterinin gördüğü şekilde kalıp kalmadığı belli değildir. Bunun için de mekruh olur. Ama vasfı belli olup aynen teslim edilirse bunda bir mahzur yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvan Satışlarında Caiz Olmayan Şeyler
1918-)
Said b. Müseyyeb'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hayvanları et karşılığı satmayı yasakladığı Rivâyet olundu. İbn Abdil-Berr der ki: Bu hadisin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den muttasıl bir senetle Rivâyet edildiğini bilmiyorum. Zira yukardaki hadis munkatı'dır. Çünkü Said b. Müseyyeb, tabiindendir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i görmemiştir. Şeybanî, 783.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanları Et Karşılığında Satmak
1919-)
Said b. Müseyyeb der ki: Hayvanları et karşılığı, yahut iki koyunu bir koyun karşılığı satmak cahiliye halkının oynadığı kumarlardan biridir. Şeybanî, 782.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanları Et Karşılığında Satmak
1920-)
Ebuz-Zinad'dan: Said b. Müseyyeb, «Hayvanların et karşılığı satılması yasaklandı.» derdi. Şeybanî,781. diyor ki: Said b. Müseyyeb'e sordum: «Bir kimsenin on koyuna yaşlı bir dişi deve alması hakkında ne dersin?» dedim. «Eğer onu kesmek için almış ise caiz değildir,» dedi. şöyle anlatıyor: Yetişip görüştüğüm kimselerin hepsi de hayvanların et karşılığı satılmasını yasaklıyorlardı. Bu husus, Ebân b. Osman ve Hişam b. İsmail zamanlarında valilerin emirnamelerine yazılıyor, onlar da bunu yasaklıyorlardı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Hayvanları Et Karşılığında Satmak
1921-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Deve, sığır, koyun ve bunlara benzeyen diğer yabani hayvanların eti hakkında bize göre üzerinde ittifak edilen hüküm şudur: misli misline, aynı ağırlıkta ve peşin olmadıkça birbirleriyle alınıp satılamazlar. Aynı cins ve peşin olmak şartıyla, tartılmadan da satılmasında bir beis yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Eti Et Karşılığında Satmak
1922-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Balık etinin, deve, sığır, koyun ve bunlara benzer diğer yabani hayvanların etine, birini ikiye veya daha fazlaya peşin olarak alıp satmak da caizdir. Eğer bu, araya bir müddet girecek olursa caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Eti Et Karşılığında Satmak
1923-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Ben bütün kuş etlerini, balık ve hayvan etlerinden farklı görüyorum. Dolayısıyla bunların birbirinden fazla veya eksik olarak peşin alınıp satılmasında bir sakınca görmüyorum. Ama bunların hiç birisi veresiye satılamaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Eti Et Karşılığında Satmak
1924-)
Ebu Mes'ud el-Ensarî (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpek parasını, zaniye kadının mehrini ve kehanet ücretini yasakladı. kadının mehri, zina karşılığı kendisine verilen şeydir. Kehanet ücreti de kâhine verilen rüşvet ve kâhinlik yapması için aldığı maldır. Buhârî, Buyu, 34/113; Müslim, Musâkat, 22/9, no: 39.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Köpek Satışından Alınan Para.
1925-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Saldırgan olsun olmasın köpekten para almayı mekruh görüyorum. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpek parası almayı yasakladı. Hanefiler bazı köpek cinslerinin satışım caiz görmüşlerdir. Çünkü bir hadisi şerifte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin, av ve çoban köpeklerinin dışında kalan köpeklerin satılmasını yasakladığı Rivâyet edilmiştir. Av ve çoban köpeklerinden İse, koyunların beklenmesi ve avcılık hususunda faydalanıklığından, onlar da mal sayılır ve satılmaları caiz olur. Ebû Yusuf’a göre, vahşi ve her gördüğüne saldıran köpeklerin satışı caiz değildir. Şafiî'lere göre de, köpeklerin satılması caiz değildir. (Mergînanî, el-Hidaye, c. 3, s. 79).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Köpek Satışından Alınan Para.
1926-)
İmâm-ı Mâlik'e, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in, malı sonra teslim edilmek üzere peşin para ödeyerek yapılan alış verişi (Selem'i) yasakladığı Rivâyet edildi. Ebu Davud, Buyu, 22/68; Tirmizi, Buyu, 12/19; Nesaî, Buyu, 44/60.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Selem Alasıya Ve Malı Mal Karşılığında Satmak
1927-)
İmâm-ı Mâlik bunu şöyle açıklıyor: Bir kimse diğer bir kimseye; senin malını filan zamanda bana teslim etmen şartıyla şu fiyatla alıyorum der ve bu şekilde anlaşacak olurlarsa, bu alış-veriş caiz değildir. Ama bu şartından vazgeçerse caiz olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Selem Alasıya Ve Malı Mal Karşılığında Satmak
1928-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Keten, Şatavî Sata: Mısır'da bîr yer ismidir. Şatavî orada yapılan kumaş dernektir. veya Kasabî Ketenden yapılan yumuşak bir elbisedir. bir elbiseyi îtribî, Bir kumaş çeşidi. Kasst Mısır'da bir yere nispet edilen kumaş. veya Ziyka Ziyka: Nişabur'da bir mahalleye nispet edilen kumaş bir elbise ile satın almakta bir mahzur yoktur. Herevî Horasan'ın Herat şehrine nispet edilen kumaş. yahut Merevi Fas'ta Merv şehrine nispet edilen kumaş. bir elbiseyi bir Yemen çarşafı veya izan ile satın almakta ve bunların birini iki veya üç elbiseye, peşin veya veresiye alıp satmakta da bir mahzur yoktur. Ama bunlar bir cinsten olursa veresiye alınıp satılmaları doğru olmaz. Mâlik der ki: Fakat cinsleri ayrı olur ve aralarındaki fark açıkça görülürse, alınıp satılabilirler. İsimleri değişik olsa bile birbirlerine benzerler, aralarında fark görülmezse, onların ikisi bir elbiseye veresiye alınamaz, mesela iki Herevî elbise bir Merevî veya Kuhf Beyaz bir elbise çeşidi. elbiseye yahut iki Furkubi Furkub'a nispet edilen bir kumaş, yahut da ketenden yapılan beyaz bir çadır veya gölgelik elbise bir Şatavî elbiseye birbirlerinden farklı olmadıkça veresiye alınıp satılamaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Selem Alasıya Ve Malı Mal Karşılığında Satmak
1929-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Satın aldığın bir elbiseyi parasını ödemiş isen, teslim almadan önce başkasına satabilirsin.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Selem Alasıya Ve Malı Mal Karşılığında Satmak
1930-)
Kasım b. Muhammed'den şöyle Rivâyet edildi: Bir adam Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh)'a: «Selem yoluyla bir parça kumaş satış alan bir kimse, teslim almadan önce onu satmak istese hükmü nedir?» diye sordu, İbn Abbas da: «Bu, gümüşü gümüş karşılığında satmak gibidir» dedi ve bu tarz alış verişi hoş görmedi. Çünkü gümüşü gümüş, altını attın karşılığı veresiye satmak caiz değildir. (Mavsılî, el-İhtiyar: c.2, s. 39).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1931-)
İmâm-ı Mâlik diyor ki: Anladığınıza göre, o adam, aldığı malı tekrar satın aldığı kimseye alış fiyatından daha fazlasına satmak istemiştir. Eğer başka birisine satacak olsaydı, bunun bir mahzuru olmazdı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1932-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre köle, hayvan Hanefılerce hayvanlarda selem caiz değildir. Çünkü değer itibariyle birbirlerinden çok farklıdırlar, İmam Şafii ise cinsi, yaşı, nevi ve sıfatı açıklanınca belli olacağından caizdir diyor, (Mergınanî, el-Hidaye: c. 3, s. 76). ve diğer mallarda selem, yapan kimse hakkında ittifak edilen husus şudur: Bunların bütün vasıflan bilinerek belli bir zamana kadar selem yapılırsa, o zaman gelince, müşteri selem yoluyla satın aldığı malı, teslim almadan önce aldığı fiyattan daha fazlasına aynı adama satamaz. yaparsa bu faiz olur. Çünkü müşteri sattığı şeye dinar veya dirhem (para) vermiş ise, satıcı bundan faydalanmış olur. Müşterinin teslim almadan önce peşin verdiği fiyattan daha fazlasına sattığı mal da kendisine kalınca, onun peşin verdiği parayı iade etmekle birlikte, kendi tarafından biraz da fazla vermiş olur. İşte bu fazlalık faiz sayılır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1933-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse vasıfları belirtilen bir hayvan veya mal hakkında belli bir zaman sonra teslim almak üzere peşin olarak altın veya gümüş vermek suretiyle selem akdi yaparsa, bu müşteri o malı (teslim almadan) aldığı kimseye tayin ettikleri zaman gelmeden önce veya geldikten sonra peşin atacağı herhangi bir mal karşılığında satabilir. Bu mal, ne kadar olursa olsun fark etmez. selem yapılan mal, buğday (yiyecek) olursa, onu teslim almadan satmak helâl olmaz. henüz teslim almadığı bu malı başkasına veresiye bırakmayıp alacağı peşin altın, gümüş veya herhangi bir mal karşılığında satabilir. Eğer veresiye bırakırsa, bu doğru olmaz. Çünkü o takdirde bir adamdaki alacağını diğer birinde olan borcuna satmış olur ki, bu da mekruhtur. Bu şöyle olur: Bir kimse belli bir zaman sonra teslim almak üzere bir şey satın alır, zamanı gelince satıcı ödeyeceği malı bulamaz ve onu biraz fazlasına bir müddet sonra ödemek üzere bana sat der, o da satar, fakat kendi aralarında malı teslim etmezler. İşte bu mekruhtur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1934-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse yenilip içilmeyen bir malı selem yoluyla satın alsa, bunu teslim almadan önce para veya mal karşılığında başka birisine satabilir. Satın aldığı kimseye satamaz. Ancak veresiye bırakmayıp peşin alacağı bir mal karşılığında olursa satabilir. Mâlik der ki: Malın teslim edilme zamanı gelmeden peşin alınacak başka bir mal karşılığı eski sahibine tekrar satılmasında ise bir mahzur yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1935-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse vasıfları bilinen dört elbise için belli bir zaman sonra teslim almak üzere peşin olarak bir miktar dinar veya dirhem verse, zamanı gelince alacağı elbiseleri istediğinde satıcının yanında o vasıflarda elbise bulunmasa da aynı cinsten daha aşağı kaliteli elbiseler bulunsa, satıcı müşteriye sana bu elbiselerden sekiz tane vereyim dese, o da, oradan ayrılmadan bu elbiseleri alsa, bunda bir mahzur yoktur. Eğer bu arada bir müddet girerse doğru olmaz. tayin ettikleri zaman gelmeden önce böyle yapacak olurlarsa, bu da doğru değildir. Ancak parasını peşin aldığı elbisenin cinsinden bir elbise veremeyen başka bir elbise satacak olursa bu caizdir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Ticaret Mallarında Selem
1936-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre altın ve gümüşün dışında tartı ile satılan bakır ve kurşun çeşitleri, demir, taze olarak kesilip yenilen bitkiler, incir, pamuk ve benzerlerinin peşin olarak aynı cinsten bire iki almakta bir mahzur yoktur. bir rıtıl Rıtıl: Bir ağırlık ölçüsü olup beldelere göre değişir. Mısır ölçülerine göre bir rıtıl 460,8 gramdır. demir iki rıtıl demire, bir rıtıl bakır iki rıtıl bakıra alınabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Emir Ve Benzeri Madenlerin Satışı
1937-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Aynı cinsten olursa, bire iki veresiye alınması doğru değildir. Ama cinsleri değişir ve bu değişiklik açıkça beli olursa, o zaman iki tanenin bir taneye veresiye alınması caizdir. değişik olmakla beraber, kurşun ve ânuk Ânuk: Halis ve siyah kurşun., bakır ve şebeh Şebeh: Altın rengi sarı bakır, bu diğerinden daha üstün kabul edilir, veyahut sarı denilen bir madendir. gibi bir sınıf diğer bir sınıfa benzerse, bire iki veresiye alıp satmayı da doğru bulmuyorum.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Emir Ve Benzeri Madenlerin Satışı
1938-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bütün bu sınıflardan satın aldığın şeyi, eğer ölçerek veya tartarak satın almış isen, teslim olmadan önce başka birisine peşin paraya satmanda bir mahzur yoktur. onu ölçüp tartarak değil de götürü usûlü ile satın almış isen, o takdirde başkasına hem peşin hem de veresiye satabilirsin. Çünkü götürü satın aldığın zaman ödemen gereken şeyi, tartı ile satın aldığında, tartıp da teslim alıncaya kadar ödemen gerekmez. Bu konuda duyduğum şeylerin bana göre en güzeli budur. Zaten insanların muamelesi de bu şekildedir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Emir Ve Benzeri Madenlerin Satışı
1939-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre ölçü veya tartı ile satılan usfur (aspur) Usfur: Bir yaz bitkisidir. Ondan ipek ve benzeri şeylerin boyanmasında kullanılan kırmızı bir boya elde edilir., çekirdek, hayvan yemi olarak ağaçlardan silkelenerek dökülen yapraklar ve keten Mersin fasulyesi familyasından reyhana benzeyen bir bitkidir. Maymun biberi de denilen bu bitki, Afrika ve sıcak ülkelerde yetişir. Eskiden boya ve mürekkep yapımında kullanılırdı. Üzerinde kırmızı damgalar bulunan bir bitki olup siyah boya elde edilmesinde kullanılır. Tıp kitaplarındaki tarifi şöyledir: Dağlarda yetişen bir bitkidir. Yapraklan reyhan yapraklarına, meyvesi de bibere benzer. Ondan sıkılarak elde edilen yağ, kırlarda (çöllerde) kandile konulup yakılırdı. gibi yenilip içilmeyen şeylerin her çeşidinden bire iki peşin olanak alınıp satılabilir. Aynı türden veresiye bire iki alınıp satılamaz. başka türleri birbiriyle bire iki veresiye alıp satmak caizdir. Bütün bu sınıflardan satın alınan şeyi teslim almadan önce parasını peşin almak suretiyle başka birisine satmakta da bir zarar yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Emir Ve Benzeri Madenlerin Satışı
1940-)
İmâm-ı Mâlik der ki: insanların faydalandığı her şey, hatta küçük çakıl taşları ve kireç bile olsa, bunların birini veresiye iki misline almak faiz olur. Birini bir misline ve yanında başka bir şey ilâve etmek suretiyle veresiye alıp satmak da yine faiz olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Emir Ve Benzeri Madenlerin Satışı
1941-)
İmâm-ı Mâlik’den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bir pazarlıkta iki çeşit satışı yasakladığı Rivâyet edildi. Tirmizî, (Buyu, 12/18, sahih-hasen) mevsul yapmıştır. Ayrıca bkz. Nesaî, Buyu, 44/73. şöyle olur: Meselâ bu malı sana peşin 100 liraya, veresiye 200 liraya satarım demek gibi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1942-)
İmâm-ı Mâlik'den şöyle Rivâyet edildi: Bir adam diğer birine: «Bu deveyi peşin para ile satın al. Ben de onu senden veresiye satın alayım» dedi. Bunun hükmü Abdullah b. Ömer'den sorulduğunda, onu hoş görmedi ve yasakladı. Bu hadis şöyle de terceme edilebilir: «Bu deveyi benim için peşin al, (daha yüksek fiyatla) vadeli bana sat.» Anlaşıldığı gibi, adama deve lazım, peşin parası yok. Başka birine peşin aldırıyor, daha yüksek fiyatla ondan veresiye alıyor. Bunun caiz olmayışının sebebi, peşin alıp aynı celsede veresiye yüksek fiyata satınca —bunun dış görünüşü alıp satma ise de— gerçekte faiz oluyor. Çünkü peşin alan parayı veriyor, bir müddet sonra daha fazla para alıyor.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1943-)
İmâm-ı Mâlik’den: şöyle Rivâyet edildi: Kasım b. Muhammed'e peşin on veya veresiye onbeş dinara bir mal satın alan bir kimsenin durumu sorulduğunda bunu mekruh gördü ve yasakladı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1944-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Peşin on veya veresiye onbeş dinara bir mal satın alan müşterinin, bu iki fiyattan birini ödemesi gerekir. Bu ise doğru değildir. Çünkü on dinarı veresiye bırakacak olursa, belli bir müddet sonra on beş dinar olur. Bu on dinarı peşin ödeyecek olursa, onunla veresiye bıraktığında ödeyeceği on beş dinarı satın almış olur. Buna göre, birinci durumda fazla ödemiş, ikinci durumda ise fazla parayı az para ile satın almış olacağından caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1945-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam birisinden peşin on dinara veyahut veresiye vasıfları belli bir koyuna bir mal satın alsa, bu iki bedelden birini ödemesi gerekir. Bu ise mektuhtur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir pazarlıkta iki satışı yasaklamıştır. Bu alış veriş de bu kabildendir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1946-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse diğer birisine: Bu on beş sâ’ acve Bir hurma çeşidi. hurmayı veya on sâ’ Sâ': Bir ölçek olup, şer'î dirheme göre 2,917 kg, örfî dirheme göre ise 3,333 kg'dır. sayhanı hurmasını Bu, acve denilen hurmadan daha kaliteli bir hurma çeşididir. yahut da onbeş sâ’ mahmude buğdayı veya on sâ’ şamiye buğdayı bir dinara satın alıyorum dese bu mekruhtur, helâl olmaz. Çünkü kendisine on sâ’ sayhanı hurmayı gerekli kılmış iken, onu bırakıyor, on beş sâ’ acve hurmayı alıyor. Yahut da onbeş sâ’ mahmule buğdayı alması gerekirken, onu bırakıp on sâ şamiye buğdayı alıyor. Bunların her ikisi de mekruhtur. Böyle bir alış veriş helâl olmaz. Çünkü bu, yasaklanmış olan bir pazarlıkta iki satış yapmaya benzer. Diğer taraftan da aynı cins buğdayın (yiyecek) iki ölçeğinin bir ölçeğe satılmasına benzer (ki bunlar da yasaklanmıştır.)
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Bir Pazarlıkta İki Satışın Yasaklığı
1947-)
Saîd b. Müseyyeb'den, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Bey'i gareri (sonucu belli olmayan alış verişi) yasakladığı Rivâyet edildi. Muvatta ravilerinin ittifakıyla mürseldir. Müslim, Buyu, 21/2, no: 4; Şeybanî, 775.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1948-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Elli dinar kıymetindeki kölesi kaçan veyahut hayvanı kaybolan bir adama, birisinin «onu senden yirmi dinara alıyorum» demesi de bu kabildendir. Çünkü müşteri onu bulacak olursa, satıcı otuz dinar zarar etmiş olur. Bulamazsa, müşteriden yirmi dinarı boşuna almış olur. Mâlik der ki; Bunda ikinci bir ayıp daha vardır ki, o da şudur: Bu kaybolan hayvan bulunsa bile kıymetinin artıp, eksileceği veya herhangi bir ayıp ortaya çıkıp çıkmayacağı bilinemez. Bu da büyük bir tehlike ve aldanmadır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1949-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Kadınların (cariyelerin) ve hayvanların karnındaki yavruyu satan almak da bu türden bir alış veriştir. Çünkü doğup doğmayacağı bilinmez. Doğsa bile iyi veya kötü, güzel veya çirkin olacağı, tam veya noksan olacağı, erkek veya dişi olacağı da bilinemez. bütün bunların kararlaştırılan fiyatı başka, kıymetleri başka olmakla birbirlerinden farklı (fazla veya eksik) olabilirler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1950-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Dişi bir hayvanı satıp karnındaki yavruyu satış dışı bırakmak caiz değildir. Mesela, bir adam, diğer birine: «Benim bu sağılır koyunumun kıymeti üç dinardır, ama karnındaki yavru bana kalmak şartıyla sana iki dinara satarım» dese, bu mekruhtur. Çünkü bunda cehalet ve aldanma tehlikesi vardır. (Doğacak yavru bilinmediği için çekişmeye sebep olabilir.)
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1951-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Zeytini zeytin yağına, henüz kabuğunda bulunan toplanmamış taze susamı susam yağına, taze tereyağı eritilmiş sade yağa satmak helâl değildir. Çünkü bu müzabene Lugatta miktarı bilinmeyen bir şeyi miktarı belli olan bir şeye satmak mânâsına gelir. Bazılarına göre de müzabene, birbirini aldatmak suretiyle yapılan alış veriş demektir. göre ise, ağaç üzerindeki meyveyi tahminen onun kadar olan toplanmış meyve karşılığında satmaktır. (Mergınanî, el-Hidaye, c. 3, s. 44). Müzabene: İmâm-ı Mâlik'e göre mutlak olarak ölçüsü, adedi veya ağırlığı belli olmayan bir şeyi, ölçüsü, adedi veya ağırlığı belli olan bir şeye satmaktan ibarettir. yani kabala (Ölçüp tartmadan) bir satış olur. Aynı zamanda taneli şeyleri yine onlardan elde edilen bir şey karşılığı satın alan kimse verdiğinden daha az mı, yoksa daha fazla mı çıkacağını bilemez. Bunda da bir aldanma tehlikesi vardır. Mâlik der ki: Sorgun Arapça, el-bârı (sorgun ağacı) denilen bir ağaçtır. Meyvesinin tanelerinden koku karıştırılarak bir yağ elde edilir. Yaprakları söğüt yaprağına benzer ve beyaz çiçekleri olur. tanesini yine bir tanenin bir koku ile terbiye edilmemiş sade yağına satın almak da meçhul alışverişten (bey'i garerden)dir. Çünkü sorgun tanelerinden çıkarılan da terbiye edilmemiş bir yağdır. sorgun tanelerini kokulandırılmış yağa satmakta bir mahzur yoktur. Çünkü kokulandırılmış olan bu yağ, güzel kokularla karışır ve eski sadeliği değişikliğe uğrar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1952-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse, diğer birine zararına satmaması şartıyla bir mal satsa, bu satış caiz değildir. Çünkü bu işte aldatma olabilir. Bu şu demektir: Satıcı, kâr ettiği takdirde, müşteriyi o kâr karşılığı kiralamış olur. Eğer o malı ana sermayesine veya noksanına satarsa kendisine bir şey kalmaz, emeği boşa gitmiş olur ki, bu doğru değildir. Bu durumda müşteriye emeği oranında ücret verilir. Bu maldakizarar veya kâr ise satıcıya aittir. da mal elden çıkıp satıldığında olur. Elden çıkmazsa aralarındaki alış veriş feshedilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]
1953-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, başka birisine kesin olarak bir mal satar, sonra müşteri pişman olur ve satıcıya fiyatı biraz düşür der de satıcı buna yanaşmaz, «sen onu sat, zararı sana ait değil» derse, bunda bir mahzur yoktur. Zira bu bir aldatma değil, müşteriye bırakılan bir şeydir. Zaten akitlerini de buna göre yapmamışlardı. Bu bakımdan caizdir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Alış - Veriş Kitabı
Konu: Meçhul Alış Veriş[87]