İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
2054-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, birisine sermaye verse o da bununla kâr elde etse, sonra çalışan ortak ona: «Sen bana kârın üçte ikisi benim olmak üzere, sermaye verdin.» dese, mal sahibi de: «Ben sana üçte biri senin olmak üzere sermaye verdim dese, parayı çalıştıranın sözü —o muhitin ortaklık kurallarına uyuyorsa, kendisine yemin de ettirilerek— kabul edilir. Uymuyorsa, dedikleri kabul edilmez, benzeri ortaklık usulüne göre hareket edilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kırâd (sermaye-emek
Ortaklığı)
Konu: Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler
2055-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, diğer birine kırad olarak yüz dinar verse, o da bu parayla bir mal satın alsa, sonra bedelini ödemek istediğinde para çalınmışsa, sermaye sahibi: «Malı sat. Sahibine bedelini öde. Fazla kalırsa benim, eksilirse sen tamamlarsın. Çünkü parayı sen zayi ettin.» der, borçlu da «Eksileni ödemek sana aittir. Çünkü ben o malı senin verdiğin para ile satın aldım» diyecek olursa, bu durumda çalışan ortağın satın aldığı malın parasını satıcıya ödemesi gerekir. Sermaye sahibine de: «İstersen, yüz dinarı mudaribe (çalışana) öde, satın alınan mal aranızda müşterek olsun ve önceki yüz dinar gibi şimdiki de sermaye sayılsın, istersen, o maldan ilgini kes» denir. Eğer yüz dinarı kâr ortağına verirse, ilk ortaklık şartlarına göre, bu da bir ortaklık olur. Vermezse, mal sermayeyi çalıştırana kalır, bedelini de o öder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kırâd (sermaye-emek
Ortaklığı)
Konu: Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler
2056-)
İmâm-ı Mâlik der ki: İki kâr ortağı birbirinden ayrıldığında çalışanın elinde kalan kullandığı eski kaplar ve elbiseler gibi kıymetsiz ve değersiz şeyler çalışana aittir. Bunların geri verilmesine dair hiç kimsenin fetva verdiğini duymadım. Bunlardan ancak kıymeti olan şeyler iade edilir. Hayvan, deve ve keçi gibi ismi ve kıymeti olan şeylerden elinde kalanları iade etmesini uygun görüyorum. Fakat bunlardan dolayı sahibinden helâllik alırsa iade etmez.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Kırâd (sermaye-emek
Ortaklığı)
Konu: Kâr Ortaklığıyla İlgili Çeşitli Meseleler
2057-)
Said b. Müseyyeb'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber'i fethettiği gün Hayber yahudilerine: ve celil olan Allah'ın sizi burada ikamet ettirdiği gibi, bahçelerinizin mahsulü olan meyveler (hurmalar) sizinle aramızda müşterek olmak üzere ben de sizi burada (yerinizde) bırakıyorum.» dedi. İbn Abdilber der ki: Bütün Muvatta ravileri, çoğu İbn Şihab ravileri mürsel olarak Rivâyet etmişlerdir. Bkz. Şeybanî, 831. b. Müseyyeb diyor ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdullah b. Ravaha (radıyallahü anh)'yı gönderirdi. O da ağaçlardaki yaş hurmanın miktarını tahmin eder, sonra onlara: İsterseniz size kalsın (bize düşen hissenin parasını verirseniz), isterseniz (bize düşeni) hurma olarak alırım.» derdi. da o hurmaları alırlardı. Bu hadisi şeriften anlaşıldığına göre, fetihten sonra hurmalar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile müslümanlara ait olmuştur. Onlara buraları müsâkât yoluyla verilmiştir. Böylece, çalışmalarına karşılık, hurmaların bir kısmı kedilerine bırakılmıştır. Miktarı tahmin edildikten sonra onlara bırakılması da satış yoluyla olmuştur. Çünkü onlar rutab (yani yaş) iken yemek veya satmak istiyorlardı. Ashab ise ancak temr (kuru hurma) olarak alıyorlardı. (Bâcî, el-Münteka, c. 5 s. 118-120)
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2058-)
Süleyman b. Yesar'dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdullah b. Ravaha (radıyallahü anh)'yı Hayber'e gönderirdi. O da yahudilerle aralarındaki yaş hurmanın miktarını tahmin ederdi. Onlar kadınlarının süs eşyalarından onun için biraz süs eşyası topladılar ve: Bunu al, taksim esnasında bize göz yum ve bizim lehimize davran» dediler. Abdullah b. Ravaha (radıyallahü anh) da: Ey yahudi topluluğu, Allah'a yemin ederim ki, siz bana göre Allah'ın en çok buğz ettiği mahluklardansınız. Bununla onların küfrünü ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e karşı olan düşmanlıklarını kast etmiştir. Nitekim Allahü teâlâ, bununla ilgili olarak şöyle buyuruyor: «İman edenlere düşmanlık bakımından Yahudilerle Allah'a eş koşanları insanların en şiddetlisi bulacaksın.» (Maide: 82). Ama bu (davranışınız) beni size karşı zulüm ve haksızlık yapmaya sevk etmeyecektir. Bana vermek istediğiniz rüşvet ise kesin olarak haramdır. Biz onu yemeyiz.» dedi. Bunun üzerine onlar da: Yer ve gökler işte böylece ayakta durur.» Bütün muvatta Rivâyetlerinde mürseldir. dediler. Bununla hakkı itiraf etmiş olmaları muhtemeldir. Bunu da kendilerine geleceğini zannettikleri cezadan kurtulmak ve onun sözüne döndüklerini, yaptığına razı olduklarını göstermek için söylemişlerdir. (Bâcî, el-Münteka, c. 5, s. 121).
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2059-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, içersinde boş arazi bulunan hurmalığını bakıcıya verdiğinde, bakıcılık işini yapan kimsenin o boş yerde yapacağı ziraat kendisine ait olur. sahibi, boş yerde onun kendisi için ziraat yapmasını şart koşarsa, bu doğru olmaz. Çünkü çalışan adam, ağaçları arazi sahibi için yetiştirir. Bu ise, fazladan yapacağı bir iş olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2060-)
Eğer ziraatin aralarında ortak olmasını şart koşarsa tohum, sulama ve çalışma gibi masrafların hepsi çalışan adama ait olduğu takdirde, bunda bir mahzur yoktur. Ama çalışan, mal sahibine tohum sana ait olacak diye şart koşarsa, bu caiz olmaz. Çünkü bu takdirde, mal sahibine karşı bir fazlalık şart koşmuş olur. Musakat ise, bütün nafaka ve masraflar çalışana ait olmak üzere gerçekleşir. Mal sahibine bunlardan hiç bir şey yüklenmez. Bilinen müsakatın şekli budur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2061-)
İmâm-ı Mâlik der ki: İki kişi arasında ortak olan bir su gözesinin (veya kuyusunun) suyu kesildiğinde onlardan biri onu yapmak ve işletmek istese, diğeri de: «Yapacak bir şey bulamıyorum.» dese, bu durumda işletmek isteyene: «Sen yap ve masraflarını da karşıla. Suyun hepsi senin olur. Ortağın senin harcadığın masrafın yarısını getirinceye kadar onunla bahçe sularsın. Yaptığın masrafın yarısını getirince sudan hissesini alır.» denilir. Burada suyun hepsi, masrafları karşıladığı için birinci adama veriliyor. Eğer çalışması neticesinde bir şey elde edemezse, diğeri de masraftan herhangi bir şey ödemez. İşte bu yüzden de suda hak sahibi olmaya diğerinden daha layıktır. O da kendisine düşen masrafları ödeyip ortak oluncaya kadar birinci adam kullanır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2062-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bütün nafaka ve masraflar bahçe sahibine ait olur, çalışan da yaptığı işten başka bir şeye karışmaz ve meyvelerin bir kısmından ücretini alırsa, bu doğru olmaz. Çünkü belli bir şey tayin edip de onun üzerine çatışmadıkça, ücretinin ne kadar olacağını bilemez ve az mı alacak çok mu alacak tayin edemez.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2063-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Hiçbir sermaye sahibinin veya bahçesini bakıcıya veren kimsenin, o maldan ve o hurmalıktan bir şey istisna etmesi (yani şu işi sadece benim için yapacaksın demesi) caiz değildir. Çünkü o zaman, ücretle çalışan bir işçisi olur. Meselâ: Benim için şu kadar hurmalıkta çalışıp sulama ve yetiştirmen üzere, bahçemi sana bakıcılığa veriyorum veya sana vereceğim mudarebe malından olmayan on dinarı (kân bana ait olmak üzere) çalıştırman şartıyla şu kadar sermaye veriyorum dese, bu doğru değildir. Caiz olmaz. Bizdeki durum böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2064-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Müsakatta bahçe sahibinin çalışana şart koşması caiz olan âdetler; bahçe duvarlarını çevirmek, su gözelerini temizlemek, kanalları sıyırmak, hurmaları ıslah etmek, kökleri temizlemek, meyveleri toplamak ve benzeri şeylerdir. Bahçede çalışana, anlaşmalarına göre meyvelerin yarısı, daha az veya fazlasını vermek şart koşulabilir. Ancak asıl arazi sahibi kuyu kazmak, su gözesi açmak gibi çalışanın yapacağı yeni bir iş şart koşamaz. Fidanını kendi yanından getireceği bir ağaç dikmesini ve büyük masrafı gerektiren bir su havuzu yapmasını da şart koşamaz. Çünkü bu, bahçe sahibinin herhangi bir insana; meyveler büyüyüp satılması helâl olmadan önce: «Şu bahçemdeki meyvelerin yarısına benim için buraya bir ev yap, yahut bir kuyu kaz, yahut bir su akıt, veyahut da herhangi bir iş yap.» demesi gibi ki, bu da olgunlaşmaya başlamadan önce meyveleri satmak olur. Halbuki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), olgunlaşmaya başlamadan önce meyvelerin satılmasını yasaklamıştır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2065-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Meyveler olgunlaşmaya yüz tutup satılması helâl olduktan sonra bir adam diğer birine: «Bu bahçedeki meyvelerin yarısına bana şu işleri yap.» dese bunda bir mahzur yoktur. Bu durumda onu belli bir ücretle çalıştırmış olur. O da onu görmüş ve kabul etmiş olur. Ama müsakata gelince eğer bahçede meyve yoksa veya az olur ya da bozulursa (çalışan) bundan başka birşey alamaz. Amele ise ancak belli bir ücretle çalıştırılır. Ücretli çalıştırmak da bir çeşit alış veriş sayılır. Çalıştıran ondan işini satın almış olur. Aldanma olunca bu doğru olmaz. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aldanma ve aldatma olan alışverişi yasaklamıştır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2066-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bizdeki sünnete göre müsakat, bütün hurma, zeytin, şeftali ağaçları ile üzüm asmalarında ve benzeri şeylerde caizdir. Şafilere göre, müsâkât sadece hurma ile üzümde caizdir, diğerlerinde caiz değildir. Hanefilere göre ise, yerde bir sene veya daha fazla kalan bütün bitkilerde caizdir, bunlar ister meyveli olsun ister olmasın fark etmez, (el-Fıkhu al-Mezahibül-Erbea, c. 3, s. 25 ve 28) Herhangi bir mahzuru yoktur. Mal sahibi meyvelerin yarısını, üçte birini, dörtte birini veya bunlardan daha az ya da fazlasını almak üzere anlaşabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2067-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Yine müsakat ziraat bitkilerinde de caizdir. Ziraat bitkileri yerden çıkıp yükseldiğinde sahibi sulamaktan ve çalışıp yetiştirmekten aciz olunca, bunlar da ortaklığa verilebilir, caizdir. Helâl olan şeylerden birinde meyveler olgunlaşıp gelişerek satılabilecek duruma gelince, artık ondan müsakat yapılmaz. Çünkü müsâkât başkasının bahçesine emek vererek meydana getireceği mahsule ortak olmaktır. Meyveler olgunlaşıp satılacak duruma gelince, emek ve hizmete lüzum kalmadığı İçin, müsakatın bir anlamı olmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2068-)
Böyle bir durumda müsakat ancak gelecek yıl için yapılır. Satılması helâl olacak durumdaki meyvelerde yapılacak müsakat ise kiralama olur. Çünkü bu durumda bahçe sahibi ile olgunlaşan meyveler hakkında onları korumak ve toplayıp kesmek için müsakat yapmış olur. Bu da mal sahibinin ona (ücret olarak) vereceği bir para mesabesindedir. Buna da müsakat denmez. Müsakat ancak ağaçların budanması ile meyvelerin olgunlaşmaya yüz tutması arasındaki zamanda yapılır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2069-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse meyveler olgunlaşıp satılacak duruma gelmeden önce bahçesini ortağa verse, bu müsakat olduğu gibi, caizdir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2070-)
İmâm-ı Mâlik der ki; Boş bir arazinin müsakat yoluyla ortağa verilmesi caiz değildir. Bunu sahibi para ve benzeri belli bir kıymet verebilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2071-)
Ama bir adamın boş olan arazisini oradan karşılığı kiraya çıkarılacak ürünün üçte biri veya dörtte biri karşılığında kiraya vermesi halinde bunda belirsizlik olabilir. Boş bir araziyi ondan elde edilecek şeylerin bir kısmına karşılık kiraya vermek, Mâlikilerce caiz değildir. Ebû Hanife'ye göre ise caizdir. (Bâcî, el-Münteka, c. 5 s. 132). Çünkü ziraat ürünleri bir kere az olur, bir kere çok olur. Bazan da tamamen helak olur. Böyle olunca da arazi sahibi arazisini kiraya verebileceği belli bir kirayı bırakarak, tamamlanıp tamamlanmayacağım bilmediği belirsiz olabilecek bir iş almış olur. Bu ise mekruhtur. Çünkü bu bir adamın, bir yolculuk için belli bir şey karşılığında bir ücretli tutup, sonra da ona: «Sana ücret olarak bu seferimde kazandığımın onda birini vereyim mi?» demesi gibidir ki, bu caiz olmaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2072-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adamın ücretle çalışması, arazisini ve gemisini kiraya vermesi, ancak bizzat kendi alacağı belli bir ücretle olabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2073-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Hurmalık ile boş arazi hakkındaki müsakatın farkı olması şundan ileri gelir: Hurmanın sahibi meyveleri olgunlaşıncaya kadar satamaz. Arazinin sahibi ise orada hiç bir şey olmadığı, yani boş olduğu halde kiraya verebilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2074-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Hurmalıklar da üç sene, dört sene ya da daha az veya daha fazla süre ile müsakat yoluyla ortağa verilebilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2075-)
Benim duyduğum budur. Diğer ağaçlar da hurma gibidir. Onda caiz olan, diğerinde de caizdir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2076-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Müsakat yoluyla bahçesini veren kimse, karşı taraftan fazla olarak altın, gümüş, yiyecek veya başka hiç bir şey alamaz. Bu, doğru değildir. Yine aynı şekilde çalışan da bahçe sahibinden böyle bir şey alamaz. Aralarındaki bu ziyadelik caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2077-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Aynı şekilde, kâr ortağı da bu durumdadır. Müsakat veya mudarebeye ziyadelik girince ücret olur. Bunlara ücret girince de, doğru olmaz. Kâr olup olmayacağı yahut az mı, çok mu olacağı bilinmeyen, belirsizlik olabilecek bir yerde ücretle çalışmak ise caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2078-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, içerisinde hurma, üzüm asması ve benzeri ağaçlar bulunan bir arazisini müsakat yoluyla başkasına verdiğinde, orada boş araziler de bulunsa, eğer o boşluklar' asla tabi ise ve asıl arazi de oranın büyük bir kısmını veya çoğunluğunu teşkil ediyorsa, orada müsakat yapılmasında bir mahzur yoktur. hurmalık üçte iki veya daha fazla olsa da, boş kısmı üçte bir veya daha az bulunsa, bu takdirde boşluk asla tabi olur. Boş arazide hurma, üzüm asması ve benzeri ağaçlar bulunsa ve burada asıl arazi üçte bir veya daha az olsa da, boşluk üçte iki veya daha fazla olsa, o zaman kiraya vermek caizdir. Müsakat ise caiz değildir. İçersinde boşluk olan ağaçlı araziyi müsakat yoluyla ortağa vermek, içersinde az ağaç bulunan bir boş araziyi kiraya vermek veya gümüş süslemeli bir mushafı veya kılıcı gümüş karşılığında satmak, kaşlı ve içersinde altın bulunan bir yüzük veya gerdanlığı dinar karşılığı satmak, insanların yaptığı işlerdendir, insanların yapmakta olduğu bu alış veriş caiz olarak devam etmektedir. Bu hususta şu kadar olunca haram olur, ondan az olunca helâl olur diye bunu açıklayan bir şey (seri bir delil) gelmedi. Yani caiz olup olmamasının hududunu tayin eden seri bir kaide gelmedi. Üçte bir ölçüsü de alimlerin içtihadıyla beyan edilmiştir. (Bâcî, el-Münteka, c. 5, s. 138). göre, insanların amel edip aralarında caiz gördükleri husus şudur: Altın ve gümüş içinde bulunduğu şeye tabi olursa, satışı caizdir. Meselâ kılıcın demiri, yüzük kaşı veya mushafın kıymetinin üçte iki veya daha fazla olup, altın ve gümüş süslemelerin kıymetinin ise üçte bir veya daha az olması gibi. Yani böyle olunca, onların altın veya gümüş karşılığında satılmaları caiz olur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakat[ile İlgili Hadisler
2079-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Müsakatta çalışanın mal sahibine şart koşacağı işçi köleler hakkında duyulan en güzel şey bunda bir mahzur olmayışıdır. Çünkü onlar malın işçileridir. Mal mesabesindedirler. Çalışana da bir menfaatleri yoktur. Ancak onlar sebebiyle yapacağı işler hafiflemiş olur. Onlar olmasa, işlerde zorluk çeker. Bu, pınar ve taşıma suyla yapılan sulama mesabesindedir. bir zaman ağaç ve menfaat bakımından eşit olduğu halde, biri kesilmeyen bol pınar suyu ile, diğeri de taşıma su ile sulanan iki arazide aynı şartlarla müsakat yapan birini bulamazsın. Çünkü pınar suyuna verilecek emek hafif, taşıma suya verilecek emek ise ağırdır. Bize göre hüküm böyledir. bakan, orada çalışan işçi köleleri başka bir yerde çalıştıramaz bunu müsakat yaptığı kimseye şart koşamaz.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakatta Kölelerin Çalışması
2080-)
İmâm-ı Mâlik; der ki: Bahçeye bakan kimsenin, mal sahibine, orada müsakat anlaşması esnasında bulunmayan kölelerin bahçede çalışmalarını şart koşması caiz değildir. Zira bu, müsâkât şartlan üzerine bir ziyadelik olur ki, bu da doğru değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakatta Kölelerin Çalışması
2081-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Mal sahibinin, bahçeye bakan kimseye, orada hizmet gören kölelerden birini çıkarıp almayı şart koşması, caiz değildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakatta Kölelerin Çalışması
2082-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir arazide müsakat, —akit esnasında— bulunduğu durum üzerine yapılır. sahibi eğer orada hizmet gören kölelerden birini çıkarmayı istiyorsa, onu müsakat anlaşmasından önce yapsın. Bundan sonra dilerse müsakat anlaşması yapsın. biri ölür, kaybolur veya hastalanırsa, mal sahibinin onun yerine başkasını getirmesi gerekir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Müsakat (bahçe Ve Ağaç ...
Konu: Müsakatta Kölelerin Çalışması
2083-)
Hanzala b. Kays'ın Rafi’ b. Hadic'den Rivâyet ettiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ziraat arazilerini kiraya vermeyi yasakladı. Müslim, 21/Buyû, 19, no: 115. der ki: Rafi' b. Hadic'e: Altın ve gümüş karşılığında olsa da mı?» diye sorduğumda: Altın ve gümüş karşılığındada olsa bir mahzur yoktur.» diye cevap verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2084-)
İbn Şihab'dan: Said b. Müseyyeb'e arazileri altın ve gümüş karşılığında kiraya vermeyi sorduğumda: bir mahzur yoktur» diye cevap verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2085-)
İbn Şihab'da: Salim b. Abdullah, Ömer'e, ziraat arazilerini kiraya vermeyi sorduğumda: Altın ve gümüş (para) karşılığında olursa bir mahzuru yoktur.» diye cevap verdi. Şihab diyor ki, ona: Rafi b. Hadic'den Rivâyet edilen hadis hakkında ne dersin?» dediğimde: Rafi —murad edilmeyen manalara götüren— bir çok Rivâyetlerde bulundu. Yani yasaklananları da yasaklanmiyanlan da yasaklar arasında Rivâyet etti. (el-Münteka, c. 5, s. 143). benim bir ziraat arazim olsa onu kiraya verirdim» diye cevap verdi. Başka bir senedle bkz. Şeybanî, 830. Bu da onu caiz gördüğüne delildir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2086-)
İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre, Abdurrahman b. Avf bir arazi kiraladı. Vefat edinceye kadar kira ile elinde kaldı. Oğlu dedi ki: Ben orasını uzun zaman —babamın— elinde kaldığından dolayı bizim zannediyordum. Onu bize ölürken anlattı ve oranın kirası olan altın veya gümüşten üzerindeki borcun ödenmesini emretti.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2087-)
Hişam b. Urve'den Rivâyet edildiğine göre, babası arazisini altın ve gümüş (para) karşılığında kiraya verirdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2088-)
İmâm-ı Mâlik'e ziraat arazisini yüz sa’ hurma veya oradan çıkacak buğday ya da başka bir şey karşılığı kiraya veren bir adamın durumu sorulduğunda bunu hoş görmedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Arazi Kiralama Kitabı
Konu: Arazi Kiralamakla İlgili Rivâyetler[1]
2089-)
Abdurrahman b. Avfın oğlu Ebu Seleme'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ortaklar arasında taksim edilebilen müşterek mallarda şufa olduğuna hükmetti. Ortaklar arasında sınırın bulunduğu yerlerde şufa hakla yoktur. İbn Abdilber der ki: Çoğu Muvatta ravileri Malik'ten ve başkaları mürsel olarak Rivâyet etmişlerdir. Mâlik der ki: Bizde amel ittifakla böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2090-)
Said b. el-Müseyyeb'e soruldu: Şuf’ada bir prensip var mı?» Said: Evet, Şufa evlerde, arazide ve yalnız ortaklar arasında olur» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2091-)
Malik'e de Süleyman b. Yesar'dan bu hadisin benzeri Rivâyet edildi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2092-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam, bir köle yahut bir cariye ya da benzeri metalar vererek bir topluluğa ait toprağın bir parçasını aldı. Sonra ortaklardan biri gelip şufa hakkını kullanarak toprağı geri aldı fakat (bu arada) köle ya da cariye ölmüştü. Hiç kimse bunların kıymetini bilemedi. Bunun üzerine müşteri: «Kölenin ya da cariyenin kıymeti yüz dinar» dedi. Şufa sahibi ortak: «Hayır elli dinar» dedi. Mâlik (bu konuda) der ki: Müşteri verdiği bedelin yüz dinar kıymetinde olduğuna yemin eder. Sonra şufa sahibi dilerse (bu meblağı vererek, satın alınan toprağı) geri alır, isterse almaz. Ancak şufa sahibinin köle ya da cariyenin kıymetinin müşterinin dediğinden daha aşağı olduğunu isbat ederse o fiyattan alır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2093-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Müşterek bir toprak ya da evin bir parçasını bir kimse hibe etse, hibe edilen kişi de hibe edene hibe edilen şeye karşılık para ya da mal verse, ortaklar isterlerse hibe edilen kişiye verdiğini dinar veya dirhem vererek orasını alabilirler.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2094-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kimse müşterek bir toprağı ya da evi hibe eder, karşılığında bir şey almaz ve hibe ettiğini de geri istemez, ortağı burasının kıymetini vererek almak isterse, hibenin karşılığında birşey verilmediği müddetçe alamaz. Şayet karşılığında birşey verilirse, ortak olan şufa sahibinin, verilenin bedelini ödeyerek orasını alma hakkı vardır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2095-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kişi, müşterek bir toprağın bir parçasını satış fiyatına belirli bir zamana kadar veresiye satın almıştır. ortak zenginse, aynı fiyata aynı zamana kadar şufa yoluyla orasını alabilir. Ortağın parayı aynı süre içerisinde verememesinden korkuluyorsa, bu müşterek toprak parçasını sahibinden satın alabilen adam gibi güvenilir, zengin bir kefil getirirse bu hak ona da tanınır.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2097-)
İmâm-ı Mâlik der ki: (Ölen) Bir adam çocuklarına bir toprağını miras bırakır, sonra çocuklardan birinin de çocukları dünyaya gelir, daha sonra baba ölür, bunun üzerine çocuklarından biri bu topraktaki hakkını satarsa, satanın kardeşi, babasının ortakları olan amcalarından şufa hakkı bakımından önce gelir. Mâlik der ki: Hüküm bizce de böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2098-)
Şufa ortaklar arasında hisseleri miktarıncadır. Hanefi mezhebinde, hissedarların hisselerine göre değil adedine göredir. Her biri hissesi oranında alır. Hissesi azsa az, çoksa çok alır. Bu durum, ortaklar, şufa'da hisselerinin fazla olduğunu iddia ettikleri zaman söz konusudur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2099-)
Bir adam, hissedarlardan birinden hissesini alıp da, hissedarlardan başka biri: «Ben şufa dan hissem kadar pay alırım» der, müşteri de: «Ya hepsini alırsın, yahut hiç almazsın» derse, şufa hakkını isteyen, ya tamamını alır, ya da hakkından vazgeçer. Almak istediğinde hak kendisinindir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2100-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir adam bir arazinin tamamını alır ve ağaç dikmek ya da bina yapmak gibi kalıcı birşeyle veya kuyu kazmak suretiyle imar ettikten sonra ikinci bir şahıs o arazinin bir kısmında önceden hakkı olduğunu isbat ederek şufa yoluyla arazinin tamamını almak istediği takdirde, bu araziyi o adamın elinden şufa yoluyla imar ettiği şeyin değerini vermedikçe alma hakkı yoktur. Eğer arazide yaptığı şeylerin kıymetini verirse, şufa yoluyla araziyi alabilir. Müşterinin bir araziyi imarı, iki şekilde olur: a) Yaptığı şeyler ya arazide sabit kalan köklü şeylerdir. Bina yapmak, ağaç dikmek, kuyu kazmak gibi. b) Ya da sabit kalmayan geçici şeylerdir. Ekin ekmek, araziyi ıslah etmek gibi. Bu ikinci kısımda, şufa hakkı yoktur. Birinci kısma giriyorsa, şufa sahibi arazi üzerinde yapılan şeylerin kıymetini verirse, şufa hakkına sahip olur. Vermezse hak taleb edemez. Hatta kendi hissesi üzerinde yapılan şeylerin kıymetini vermedikçe, kendi hissesini alma hakkı da yoktur. Müşteriye binayı yıkmasını ya da ağaçları sökmesini emredemez. Zira alıcı bunları kendi mülkü olduğu kanaatiyle yapmıştır. Eğer hissedar yapılan şeylerin kıymetini vermek istemezse, müşteriden hissedarın hissesinin kıymetini vermesi istenir. O da vermek istemezse, hissedar hissesinin kıymetine karşılık, müşteri de üzerine yaptığı şeylere mukabil bu hissede ortak olurlar.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2101-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Müşterek bir ev ya da arazideki hissesini satan bir kimse, hissedarın şufa yoluyla alacağını öğrenince, (engellemek amacıyla) müşteriyle kendi isteği üzerine ikale Yapılan bir satışın taraflarca bozulmasıdır. yapsalar, hakka engel olamaz, şufa sahibi mal sahibinin sattığı para mukabilinde o hisseyi alma hakkına sahiptir. hayvan ve meta'larla birlikte bir pazarlıkla (şuf’alı) bir arazinin ya da bir evin bir bölümünü satın alsa, hissedar, şufa yoluyla yalnız arsa ya da arazideki hisseyi almak istese, müşteri de, «Satın aldıklarımın hepsini al, çünkü ben hepsini birden aldım» derse bu konuda İmâm-ı Mâlik der ki: Hissedar arazi ya da evdeki hisseyi, hepsine verilen bedelden yalnız paylarına düşen miktarı vererek alır. Müşterinin aldığı her şey, müstakil olarak satın alınabileceği bedelle diğerlerinden ayrılır. Sonra, şufa sahibi alacağı hisseyi, umumi bedelden payına isabet eden kıymet karşılığı alır. İstemezse, hayvan ve meta'lardan hiç birini almayabilir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2103-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Bir kişi ortak arazinin bir parçasını satar, hissedarların bir kısmı buradaki haklarını satıcıya devreder, diğerlerini devretmeyip şufa haklarını kullanarak hisseleri kadarını almak isterlerse, şufa haklarını devretmeyenler hissenin tümünü alabilir. Hisseleri kadarını alıp geri kalanını bırakma hakları yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2104-)
İmâm-ı Mâlik der ki: Çok ortaklı bir arsa bulunsa, hissedarlardan birisi hazır, diğerleri yokken bir ortak, hissesini satmak isterse ve mevcut kişiye şufa hakkını kullanarak bu hisseyi alması ya da vazgeçmesi teklif edilir, o da «Ben bu parçadaki hissemi alırım, diğer ortaklarım gelene kadar hisselerini bırakırım. Onlar bu parçadaki hisselerini alırlarsa alırlar, almazlarsa hissenin hepsini ben alırım» derse, bu kişinin derhal hissenin tamamını almak ya da vazgeçmekten başka bir hakkı yoktur. Sonra (alması halinde) ortaklar gelince, isterlerse ondan alırlar ya da ona bırakırlar. Eğer bu şahıs kendisine yapılan teklifi kabul etmezse, şufa hakkının devam edeceği görüşünde değilim.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkının Bulunduğu Yerler
2105-)
Osman b. Affan (radıyallahü anh) der ki: «Sınırları belli olan arazide (evin bahçesinde), kuyuda ve erkek hurma Hurma bahçesi ortaklar arasında müşterek olup diğer hurmaları aşılamak için ihtiyaç duyulan erkek hurmada şuf’a söz konusu değildir. Şayet aşılanacak bir bahçe yoksa, o zaman bunun hükmü bir hurma gibidir ki şuf’alı olabilir. ağacında şuf’a yoktur.» Mâlik der ki: Hüküm bizce de böyledir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Şuf'a Kitabı
Konu: Şufa Hakkı Bulunmayan Yerler