İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı

2508-) Said b. Museyyeb'in şöyle dediği Rivâyet edildi: İki dudak için tam diyet gerekir. Alt dudak kesilirse, diyeti, tam diyetin üçte ikisidir. İmâm-ı Mâlik'e göre yarım diyettir. Hanefiler'e göre de yarım diyettir. Çünkü kaide olarak çift uzvun diyeti tam, bunlardan birinin diyeti ise yarımdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2509-) İmâm-ı Mâlik, İbn Şihab'a sağlam kimsenin gözünü (hataen) çıkaran şaşı kimsenin durumunu sorunca, İbn Şihab: «Gözü çıkarılan kısas isterse kısas yapılır, diyet isterse bin dinar veya ikibin dirhem diyet verilir.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2510-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: İnsanin çift azalarının, dilin, dibinden kesilsin veya kesilmesin, işitme duygusunu gideren iki kulağın, erkeğin tenasül (cinsî) organının ve iki husyesinin (yumurtasının) diyeti tam diyettir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2511-) İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Kadının iki memesinin kesilmesinin diyeti de tam diyettir. Hatta iki memesinin uçları da kesilse yine diyet tamdır. Çünkü bunun belirtı bir fonksiyonu vardır. Çocuğun gıda kaynağıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2512-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bana göre, bunların en hafifi kaşların ve erkeğin iki memesinin diyetidir. Bunlarda muayyen bir diyet yoktur. Hakimin kanaatine bırakılmıştır. Çünkü bu uzuvlardan sağlanan mühim bir fayda yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2514-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bir gözü sağlam olan kimsenin bu sağlam gözü hataen çıkarılsa tam diyet gerekir. Şeybanî, 664. göre, yarım diyet gerekir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Tam Diyet Gereken Organlar
2515-) Yesar oğlu Süleyman'dan: Zeyd b. Sabit: «Kendisi durup görme duygusu giderilen gözün diyeti yüz dinardır» derdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Görme Kuvveti Giden Gözün Diyeti
2516-) Yahya der ki: Malik'e, alt göz kapağının ve gözün çevresindeki yuvarlak kemiğin kesilmesinin hükmü sorulunca: «Bunun tayin edilmiş bir diyeti yoktur. Hakimin takdirine bırakılmıştır. Ancak gözün görmesi azalmışsa, o zaman azalan görme miktarı kadar diyet gerekir» dedi. Hanefîler'e göre, toplam adetleri dört olan alt veya üst göz kapaklarından biri kesilince, tam diyetin dörtte bîri gerekir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Görme Kuvveti Giden Gözün Diyeti
2517-) İmâm-ı Mâlik der ki: Görme duygusu giderilen şaşı göz ve kesilen çolak kol için, miktarı belirlenmiş bir diyet yoktur. Hakimin takdirine bırakılmıştır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Görme Kuvveti Giden Gözün Diyeti
2518-) Yesar oğlu Süleyman'dan: Kemiğe kadar işleyen yüzdeki yaralamanın diyeti, baş kemiğine kadar ulaşan yaralama diyeti gibidir. Ancak yara yüzde kusur bırakırsa, o zaman yüzün diyetine başdaki yaranın diyetinin yarısı kadar daha ilave edilir. Böylece diyetin miktarı, yetmişbeş dinar olur. Bütün mezhep ve lügatçıların ittifakıyla yüz ve baştaki yaralamalar on kısma ayrılmıştır: Kan çıkmaksızın derinin sıyrılması, Deri üzerinde kanın damla halinde toplanıp akmadığı yara. Kan akacak kadar —azıcık— yara, Deri ile beraber birazcık da etin kesilmiş olduğu yara, Deri ile beraber epeyce etin kesilmiş olduğu yara. El ile kemik arasındaki zara kadar ulaşan yara, Kemiği meydana çıkaran yara, Kemiği kıran yara. Kemiği kırdıktan sonra yerini değiştiren yara. Beyne ulaşan yara.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2519-) İmâm-ı Mâlik der ki: Beyne kadar ulaşmıyan yaralama hallerinde diyet onbeş devedir. kemikten alan ve beyne kadar ulaşmayan yara, başta ve yüzde olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2520-) İmâm-ı Mâlik der ki: Beyne ve karın boşluğuna ulaşan yaralamada kısas gerekmez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2521-) Nitekim İbn Şihab da, «beyne kadar ulaşan yaralamada kısas yoktur» demiştir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2522-) İmâm-ı Mâlik der ki: Kemiği kırıp beyne ulaşan yaralama ancak kafada olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2523-) İmâm-ı Mâlik der ki: Baş ve yüzdeki kemiği meydana çıkarmayan ufak yaralamalarda diyet yoktur. Diyet kemiğe kadar işleyen ve daha büyük yaralamalarda vardır. Çünkü peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Amr b. Hazm'a diyetlerle ilgili yazdığı fermanda en son olarak kemiğe kadar işleyen yaralamayı zikretmiş ve diyetini beş deve takdir etmiştir. Ne eski ve ne de yeni hiçbir halife kemiğe kadar işlemeyen küçük yaralar için diyete hükmetmemişlerdir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2524-) Said b. Müseyyeb: «İnsanın herhangi bir uzvunda açılan yara için o uzvun diyetinin üçte biri gerekir» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2525-) İmâm-ı Mâlik der ki; İbn Şihab böyle ufak yaralamalarda diyet gerekmeyeceği görüşünde idi. Bana göre de, bu gibi hallerde üzerinde ittifak edilmiş belirli bir diyet yoktur. Fakat hakimin diyet takdir edebileceği görüşündeyim.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2526-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre, beyne kadar ulaşan yaralama, yüz ve baş kemiklerinin yaralanması, yaranın eti sıyırarak kemiğin meydana çıkması başta ve yüzde olunca belirtilen diyet vardır. Vücudun diğer yerlerindeki yaralamalarda hüküm, hakimin takdirine bırakılır. mezheplerde de hüküm aynıdır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2527-) İmâm-ı Mâlik der ki: Alt çene kemiği ile burun kemiği başdan değildir. Müstakil iki ayrı kemikdirler. Diğer üç mezhebe göre, bunlar baştan sayılır ve diyet gerekir. Bunların yaralanmasında diyet olmadığı görüşündeyim. Baş kemiği bunların dışında müstakildir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2528-) Ebu Abdurrahman oğlu Rabia'dan «Abdulah b. Zübeyr baş kemiğinin yaralanmasında kısas yaptı.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Yüz Ve Baştaki Yaranın Diyeti
2529-) Abdurrahman oğlu Rabia'dan: Said b. Müseyyeb'e: « Kadının bir parmağının diyeti ne kadardır?» diye sorduğumda: On devedir» diye cevap verdi. Ben: iki parmağın diyete ne kadardır?» deyince O: Yirmi deve» dedi. Üç parmağın diyeti ne kadar?» dedim. Otuz deve» dedi. Bu defa ben: Dört parmağın diyeti ne kadar?» diye sorunca: Yirmi deve» dedi Maliki mezhebine göre, kadının uzuvlarının diyeti, tam diyetin üçte birine kadar erkeğin uzevlarının diyetine eşit olduğunu, üçte birine ulaşınca erkeğinkinin yarısı kadar olacağını belirtmiştik. Erkeğin dört parmağının diyeti kırk devedir ki bu tam diyet olan yüz devenin üçte birinden fazladır. Bu sebeple, kadının dört parmağının diyeti, erkeğin dört parmağının diyetinin yarısına düşmüştür. Bunun üzerine ben: yarası büyüyüp acısı şiddetlenince diyeti azalıyor mu?» deyince» Said: Sen Iraklı mısın?» dedi. Ben de: Ben tedbirli davranan bir alimim, ya da öğrenmek isteyen bir cahilim» deyince, Said: ben hadislere dayanarak konuşuyorum» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Parmakların Diyeti
2530-) İmâm-ı Mâlik der ki: Elin parmaklan kesilirse, o zaman elin tamamının diyeti gerekir. Zira beş parmak kesilirse, bunun diyeti, elin diyeti olan elli devedir, O zaman her parmağın diyeti on deve olur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Parmakların Diyeti
2531-) İmâm-ı Mâlik der ki: Üç eklemli parmakların kesilen ekleminin diyeti (parmak diyetinin üçte biridir. Bu da) otuz üç buçuk dinardır. Deveden ise, üç deve bir de üçde bir deve tutarı eder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Parmakların Diyeti
2532-) Ömer b. Hattab’ın azadlı kölesi Eslem'den: Ömer b. Hattab öğütücü dişe, köprücük kemiğine ve kaburga kemiklerine diyet olarak birer deve takdir etti.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerin Diyeti
2533-) Said b. Müseyyeb'den; Ömer b. Hattab öğütücü dişler (azı dişleri) için birer deve ve Muaviye b. Ebi Süfyan beşer deve diyete hükmederdi. Hanefi, Şafiî ve Maliki mezheblerine göre, hangi diş olursa olsun diyetleri ayrım yapılmaksızın beşer devedir. Çünkü Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Amr b. Hazm'a yazdığı fermanda diş mutlak olarak zikredilmiş ve diyetinin beş deve olduğu belirtilmiştir. Malikiler'İn görüşü biraz ileride izah edilecektir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerin Diyeti
2534-) Diyet, Ömer b. Hattab'ın hükmüne göre az, Muaviye'nin hükmüne göre ise çok oluyor. Ben hüküm verecek olsaydım, öğütücü dişlerin her biri için ikişer deve takdir ederdim. Her ictihad eden sevap kazanır. Said b. Müseyyeb'in şöyle dediği Rivâyet edildi: «Dişe vurulup simsiyah kesilir (iş görmeyecek hale gelirse), tam diyeti gerekir. Siyahlaştıktan sonra çıkarsa, o zaman yine bir tam diyeti daha gerekir.» Çünkü birinci durumda diş, iş görmez hale geldiği için, ikinci durumda da diş çıkıp ağızda çirkinlik meydana geldiği ve güzelliği gittiği için diyet gerekir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerin Diyeti
2535-) Tarîf oğlu Ebu Gatafan el-Mürrî'den: Mervan b. Hakem beni (hataen çıkarılan) öğütücü dişlerin diyetini sormam için Abdullah b. Abbas'a gönderdi. (Ben de gidip sorunca) Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh) Öğütücü dişin diyeti beş devedir» dedi. (Hükmü Mervan b. Hakem'e ilettiğimde) beni tekrar Abdullah b. Abbas'a gönderip ona Mervan'ın: Sen öndeki kesici dişleri öğütücü dişler gibi mi sayıyorsun?» sözünü iletince, İbn Abbas: Bunu parmaklara kıyas etmen gerekir. (Yaptıkları iş farklı olsa da) diyetleri eşittir» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerde Diyetin Hükmü
2536-) Urve'nin diyet hususunda dişleri eşit tuttuğu, bir kısmım diğerlerine üstün tutmadığı Rivâyet edildi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerde Diyetin Hükmü
2537-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre kesici, öğütücü ve sivri dişlerin diyeti eşittir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Dişin diyeti beş devedir» buyurdu, öğütücü diş de bu dişlerden biridir. Bunlardan bir kısmı diğerine üstün olmaz. Şeybanî, 668.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Dişlerde Diyetin Hükmü
2538-) İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre, Said b. Müseyyeb ve Süleyman b. Yesar: «Kölenin yüz ve başındaki kemiğe kadar işleyen yaranın diyeti, kendi değerinin yirmide biri kadardır» derlerdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2539-) İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre, Mervan b. Hakem yaralanan köle hakkında, köleyi yaralayana, kölenin değerinden yaranın noksanlaştırdığı miktar kadar diyete hükmederdi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2540-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre kölenin yüz ve başındaki kemiğe kadar işleyen yaranın diyeti, kölenin kıymetinin yirmide biridir. Kölenin baş ve yüzündeki kemiği zedeleyen yaranın diyeti de, kölenin kıymetinin onda biri ve yirmide biridir. Kölenin beynine kadar işleyen yara ile (karın, göğüs ve sırt bölgesindeki) içeriye kadar nüfuz eden yaranın diyeti ise, kölenin değerinin üçte biri kadardır. Bu dört çeşit yaranın dışında kölenin değerini düşüren yaraların diyeti, şöyle hesap edilir: Kölenin bir yarası iyileşince, bir de yara almadan önceki fiatı biçilir. Aradaki fark, diyet olarak ödenir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2541-) İmâm-ı Mâlik der ki; Kölenin eli ve ayak kemiği kırılıp sonra kemikler kaynayarak iyileşse, bunu kırana bir şey gerekmez. Fakat bir kusur ve çirkinlik meydana gelirse, o zaman bunun kölenin değerinde noksanlaştırdığı kıymet kadar diyet ödenir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2542-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre, köleler arasındaki kısas hür kimselerin kendi aralarındaki kısaslar gibidir. Erkek köleyi öldüren cariye, kısasen öldürülür. Cariyeyi yaralayan köleye de, aynı şekilde kısas yapılır. Köle, kasden bir köleyi öldürdüğü zaman, ölen kölenin efendisi iki şeyden birini seçmede serbest bırakılır; Dilerse katil kölenin kısasen ölümünü ister, dilerse, kısastan vaz geçer, öldürülen kölesinin diyetini alır. Diyeti almak isterse, kölesinin kıymeti kadar alır. Katil kölenin efendisi de, isterse ölen kö-' lenin diyetini verir, isterse kendi kölesini verir. Kendi kölesini ölen kölenin efendisine teslim ederse, başka birşey yapması gerekmez. O da buna razı olup alınca, aldığı köleyi kısas yaparak öldüremez. Köleler arasındaki bütün kısasların hükmü böyledir. El, ayak kesme ve benzerlerinde hüküm öldürmede olduğu gibidir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2543-) İmâm-ı Mâlik der ki: Müslüman bir köle yahudi veya hıristiyan birini yaralarsa, kölenin efendisi isterse yaranın diyetini verir, isterse kölesini (mahkemeye) teslim eder. Mahkeme köleyi satar, yahudi veya hrıstiyana, yarasının diyetini kölenin parasından verir. Diyet kölenin değeri kadar ise, kölenin parasının hepsini verir. Fakat yahudi ve hristiyan'a müslüman köleyi vermez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Köleyi Yaralamanın Diyeti
2544-) İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre, Ömer b. Abdulaziz, Yahudi ve Hrıstiyanlar'dan biri öldürülünce, diyetinin hür müslümanın diyetinin yarısı kadar olduğuna hükmetti. Müslümanların hakimiyeti altında yaşayan Yahudi ve Hıristiyanlara zimmi denir. Hanefıler'e göre, zimmîyi hataen öldürmenin diyetiyle hür müslümanın diyeti aynıdır, arada fark yoktur.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Zimmînin Diyeti
2545-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre kâfiri öldüren müslüman kısasen öldürülmez. Hanefîler'e göre, Zimmîyi öldüren müslüman, kısasen öldürülür. Çünkü İslâm devleti onun hayatını korumayı taahhüd etmiştir. Fakat müslüman kâfiri kandırıp tuzağa düşürerek öldürmüşse o zaman kısas uygulanır.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Zimmînin Diyeti
2546-) Said oğlu Yahya'dan: Yesar oğlu Süleyman «Mecûsî'nin (ateşe tapanın) diyeti sekiz yüz dirhemdir» derdi. Mâlik der ki: «Bize göre de durum böyledir» Hanefîler'e göre, mecusinin diyeti, aynen müslümanın diyeti gibidir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Zimmînin Diyeti
2547-) İmâm-ı Mâlik der ki: Yahudi, Hrıstiyan ve Mecusiyi yaralamanın diyeti, müslümanları yaralamanın diyetlerine göre hesap edilir. Baş ve yüzdeki kemiğe kadar işleyen yara ile beyne kadar işleyen yaranın diyeti, kendi diyetinin yirmide biri, karın, sırt ve göğüs bölgesindeki içeriye kadar nüfuz eden yaranın diyeti de yine kendi diyetinin üçte biri kadardır. Diğer yaraların diyetinin hesabı da böyledir.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Zimmînin Diyeti
2548-) Hişam, babası Urve'nin şöyle dediğini Rivâyet etti: «Kasden adam öldürmede diyeti, akilenin ödemesi gerekmez. Akile, ancak hata yoluyla öldürmenin diyetini öder». Ebû Hanife'ye göre, diyet miktarı tam diyetin yirmide birine ulaşınca âkile öder, bundan az miktarını cinayeti işleyen öder.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2549-) İbn Şihab’ın şöyle dediği Rivâyet edildi: «Tatbik edilen esasa göre âkile, kasden adam öldürme diyetini yüklenmez. Ancak kendileri isterlerse verebilirler.»

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2551-) İmâm-ı Mâlik der ki: İbn Şihab kasden adam öldürmede öldürülenin velileri katilin kısas yoluyla öldürülmesini affederlerse, o zaman diyeti, katilin kendi özel malından ödemesi gerekir. Ancak âkılesi gönül hoşluğuyla katile yardım etmek isterlerse edebilirler.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2552-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre, tam diyetin üçte birinden az miktarlarını cinayeti işleyen kendi malından öder. Fakat diyet miktarı tam diyetin en az üçte birine ulaşınca o zaman âkılesi öder. Sağ ise kendisine, ölmüşse mirasçılarına âkılesi diyet vermez.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2553-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre ihtilafsız kabul edilen görüş şudur: Kasden adam öldürmede veya kısası gerektiren yaralamalarda diyet kabul edilirse, bunu suçlunun bizzat kendi malından ödemesi gerekir. Malı varsa öder. Yoksa borçlanır. Ödeme imkânı bulunca öder, âkılesinin bir şey ödemesi gerekmez. Ancak kendi istekleriyle ödemek isterse ödeyebilirler. adam öldürmede diyet değil kısas gerekir. Ancak ölenin velileri affederse o zaman diyet verilebileceğini daha önce belirtmiştik. Katilin yakınlarıdır ki hata yoluyla öldürmelerde diyeti bunlar öder. Akilenin diyeti ödeme derecesi, sırasıyla şöyledir. Katilin üyesi bulunduğu hazineden maaş alan meslek grupları, askeri birlikler ve devlet memurları grupları gibi. Asabesi (baba tarafından erkek akrabaları), Bu iki grup yoksa devlet hazinesi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2554-) İmâm-ı Mâlik der ki: Kendi canına kasden veya hataen herhangi bir şekilde zarar veren kimseye âkılesi diyet vermez. Bizde fukahanın görüşü böyledir. Kendi canına kasden zarar veren kimse için âkıleye diyeti gerekli kılan hiçbir kimseyi işitmedim. Yüce Allah'ın, Kur'an-ı Kerim'deki: «Katilin kısası veya diyetin bir kısmı, din kardeşi (öldürülenin velilerinden biri) tarafından affedilirse, diğer velilerin de buna uyarak katili sıkıştırmadan iyilikle diyet talep etmeleriykatilin de geciktirmeden eksiksiz diyeti ödemesi gerekir» Bakara: 178 buyruğundan anlaşılan da budur. Ayeti Kerimenin açıklaması —Allahu alem—görüşümüze göre şöyledir: «Kime diyetten bir şey bağışlanırsa güzellikle buna tabi olsun, geciktirmeden ve eksiksiz diyeti maktulun velisine ödesin».

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2555-) İmâm-ı Mâlik der ki: Malları olmayan kadın ve çocukdan biri tam diyetin (yüz deve) üçte birinden azını gereketirecek bir cinayet işlerse, diyetin ödenmesi kendilerine aittir. Malları varsa diyet alınır. Yoksa borçlanmış olurlar. Âkılenin bir şey ödemesi gerekmez. Diyet miktarı, tam diyetin üçte birinden az ise, akılesinin diyet ödemesi gerekmez. Üçte biri ve daha fazla olursa aklilesi öder. Zarar veren süt çocuğu ise zarar boşa gider. Babadan oğlunun cinayetinin diyeti alınmaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2556-) İmâm-ı Mâlik der ki: Bizim ihtilafsız görüşümüz şudur: Bir köle öldürülse, diyeti öldürüldüğü gündeki kıymetidir. Kıymeti ne kadar olursa olsun, hatta diyet miktarından az veya fazla da olsa, bunu katil kendi malından öder, Çünkü köle eşya hükmündedir. Katilin âkılesine diyet ödemek gerekmez. Şafii ve Hanefiler'e göre de, diyet olarak alınan mal, ölünün diğer malları gibidir. Varisler hisseleri oranında diyetten paylarını alırlar.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyeti Suçlunun Kendi Malından Ödemesi Gereken Durumlar
2557-) İbn Şihab anlatıyor: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh), Mina'da, insanlardan kim diyetle ilgili bir şey biliyorsa, kendisine haber vermesini isteyince, Süfyan oğlu Dahhâk el-Kilâbî kalkıp: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana Eşyem ed-Dıbâbî'nin karısını kocasının diyetinden mirasçı kılmamı yazdı» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) «Çadıra gir, gelip seninle görüşeceğim» dedi. Dahhâk çadıra girdi. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) yanına gelince Dahhâk bildiğini ona haber verdi. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'da buna göre hükmetti (kocalarının diyetine kadınları mirasçı kıldı). Şafii ve Hanefiler'e göre de, diyet olarak alınan mal, ölünün diğer malları gibidir. Varisler hisseleri oranında diyetten paylarını alırlar. Şihab: «Eşyem, hata yoluyla öldürülmüştü» dedi. Kasden ölüm olayında da katilin canının bağışlanması karşılığına diyete razı olunmuşsa Ebû Hanife, İmam Şafii ve Malike göre, bu da varisleri arasında taksim olunur. (Bâcî, Münteka şerhu Muvatta', c.7, s.104).

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyete Varis Olma Ve Diyetin Ağırlaştırılması
2558-) Şuayb oğlu Amr'dan: Müdliç oğullarından Katâde isminde bir adam oğluna (kızınca) kılıcı attı, bacağına isabet etti ve fazla kan kaybından öldü. Cu'şum oğlu Suraka, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'e gelip durumu arzetti. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) da ona: Git ben yanına gelinceye kadar «Mai Kudeyd» Mekke ile Medine arasında bir yerdir. mevkiindeki develerden yüzyirmi tane say» dedi. Suraka, kavminin reisi idi. Hazret-i Ömer'in yanına gelip kavmi adına konuştuğu için Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'de develeri ayırmayı ona emretmiştir. Adam öldürmede diyet, develerden verilirse, bunun yüz deve olduğunu daha önce hadisi şeriflerden öğrendik. Hazret-i Ömer'in burada 120 deve demesi ya bu 120 deve içerisinden yüz deve ayır, anlamındadır, ya da diyeti ağırlaştırmak istemiş, daha sonra ağır diyetin develerin sayılarıyla ilgili olmadığını, bilakis yaş gruplarıyla ilgili olduğunu anlamış olabilir. da gidip saydı. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) oraya gelince bu develerden otuz adet dört yaşma ve otuz tane beş yaşına basmış dişi deve ile kırk adet gebe deveyi ayırıp: Ölünün kardeşi nerede?» dedi. Orada bulunan ölünün kardeşi: işte buradayım» deyince, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh): Bu develeri al. Oğlunu öldüren babanın diyet vermesi gerekmez» dedi. Bu hadisede, babanın oğlunu öldürdüğünü ve Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'ın bunun diyetini devlet hazinesinden verdiğini görüyoruz. Aslında mesele oğlunu öldüren baba kısas yoluyla öldürülür mü, öldürülmez mi? Konu mezhepler arasında ihtilaflıdır: Hanefi, Şafiî ve Hanbeliler'e göre, oğlunu öldüren babaya kısas yapılmaz. Çünkü Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): «Oğlunu öldüren babaya kısas yapılmaz», buyurmuştur. Âyetteki «cana karşılık can...» umumi hükmünü, bu hadis-ı şerif tahsis eder. Hem baba çocuğunun hayatının sebebidir. Bir de babalarda evlatlarına karşı yaratılıştan gelen bir sevgi vardır. Bu sebeplerle, babaların çocuklarını öldürmeleri çok nadir olan şeylerdendir. göre ise, hataen çocuğunu öldüren babaya kısas yapılmaz. Ama oğlunu yatırıp kesmiş veya ölünceye kadar hapsedip aç bırakmışsa o zaman kısas yapılır. de Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) diyeti maktulün kardeşine teslim etmiştir. Çünkü evladını öldüren baba, bunun mirasından, dolayısıyla diyetteki hissesinden mahrum kalır, alamaz.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyete Varis Olma Ve Diyetin Ağırlaştırılması
2559-) Malik'e Rivâyet edildiğine göre Said b. Müseyyeb ile Süleymar b. Yesar'a «Haram aylarda adam öldürmenin diyeti ağırlaştırılır mı?» deyince sorulunca: Hayır ağırlaştırılmaz. Fakat bu ayların hürmetinden dolayı diyet çoğaltılır.» dediler. Bunun üzerine Said'e: Can karşılığında ziyadeleştirildiği gibi, yaralar karşısında da ziyadeleştirilir mi?» diye sorulunca: Evet» dedi.

Kaynak: İmam Malik Muvatta, Diyetler (kanlıklar) Kitabı
Konu: Diyete Varis Olma Ve Diyetin Ağırlaştırılması