İmam Malik Muvatta Hadis Kitabı
2810-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'dan: (sallallahü aleyhi ve sellem): «Uğursuzluk evde, kadında ve attadır» buyurdu. Buhârî, Nikâh, 67/17; Müslim, Selâm, 39/34, no:115. İslâm uğursuzluk inancını reddeder. Bu üç uğursuz varlığın zikredilmesi iki şekilde yorumlanmıştır: Hazret-i Aişe'nin belirttiğine göre, Rasûlullah bu hadiste cahiliye inanışını dile getirmiş ve "onlar bu üç şeyi uğursuz sayardı" demiştir. Bazı âlimler ise, bu üç şeyin genel hükümden istisna tutulduğunu, bu takdirde onları terketmek gerektiğini söylemişlerdir
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Uğursuzluktan Sakınmak
2811-)
Yahya b. Said'den: kadın Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelip: Ya Resûlallah! Oturduğumuz bir evimiz var. Nüfusumuz kalabalık, malımız çoktu. Şimdi nüfusumuz azaldı, mal yok oldu» deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): O evi uğursuz sayarak terkediniz.» buyurdu. İbn Abdilber der ki; Enes ve başkalarından gelen bir hadistir. Ebu Davud, Tıb, 27/24.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Uğursuzluktan Sakınmak
2812-)
Yahya b. Said der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sağılır bir deve hakkında: Bunu kim sağacak?» diye sorması üzerine, bir zat kalktı. Resûlüllah da ona: İsmin ne?» diye sordu. Adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Mürre» diye cevap verince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Otur» dedi. Sonra: Bunu kim sağacak?» diye sorunca, başka bir zat kalktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona da: ne?» dedi. Adam: Harb» diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ona da: Otur» dedi. Sonra yine: Bunu kim sağacak?» diye sordu. Bu kez başka bir zat kalktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona da: ne?» diye sordu. Adam da: Yeîş» diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: Sen sağ» buyurdu. Mürsel ve müdaldir. İbn Abdilber, İbn Vehb - İbn Lehîa - el-Haris b. Yezid -Abdurrahman b. Cubeyr. -Yaîş el-Gıfasî yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Mekruh Olan İsimler
2813-)
Yahya b. Said'den: Ömer b. Hattab bir zata: İsmin ne?» diye sordu. O da Cemre» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh): Kimin oğlusun?» diye sordu. Şihab'in oğluyum» dedi. Ömer (radıyallahü anh): Kimlerdensin?» diye sordu. O da: Huraka'dan» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh): Evin nerede?» dedi. Adam Haratün-Nâr'da» Sıcak veya ateşten taşları yanmış gibi kararmış bir yer anlamında Medine yakınlarında bir mevkii ismi. diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh): Hangisi?» diye sorunca adam: Alevlisi» diye cevap verdi. Ömer (radıyallahü anh): (Öyle ise) ailene yetiş, yandılar» dedi. Adam: Olay, Ömer b. Hattab'ın dediği gibi oldu» dedi. Munkatıdır. Ebu'l-Kasım b. Bişran, Fevâid'inde Musa b. Ukbe - Nafî - İbn Ömer yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Mekruh Olan İsimler
2814-)
Enes b. Malik (radıyallahü anh) der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kan aldırdı, kanını Ebu Taybe aldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona bir sa' hurma verilmesini ve memurlarına da onun haracını hafifletmelerini emretti. Buhârî, Buyu, 34/39.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kan Almak Ve Kan Alanın Ücreti
2815-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Bir ilaç hastalığı tedavi ederse, kan almak da onu öyle tedavi eder.» Bu haber, Ebu Hureyre, Enes ve Semura b. Gendub'tan manaca sahihtir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kan Almak Ve Kan Alanın Ücreti
2816-)
Harise oğullarından biri olan Ensar'dan İbn Muhayyise kan alan bir adamı ücretle çalıştırmak hususunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona izin vermedi. Adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a «Onu (ücreti) kölelerine yedir» deyinceye kadar izin istemeye devam etti. İbn Abdilber der ki: Yahya ve İbnu’l-Kasım, böylece Rivâyet ederler. Bu yanlıştır, hiçbir bilgin bu konuda şüphe duymaz. Sa'd b. Manisa'nın sahabiliği yokken, oğlu Hiram'ın nasıl olsun? Şüphesiz ki bu hadisi Zührî'den Rivâyet eden Biram b. Sa'd b. Manisa'dır. Bkz. Tirmizî, Buyu, 12/47; İbn Mace, Ticârât, 12/10
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kan Almak Ve Kan Alanın Ücreti
2817-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) şöyle Rivâyet eder: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurarak doğuya işaret ettiğini gördüm: «İşte fitne buradadır. Şeytanın boynuzunun doğduğu yerde.» Buhârî, Bedu’l-Halk, 59/11; Müslim, Fiten, 52/16, no: 45-49.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Doğu Konusundaki Rivâyetler
2818-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh) Irak'a gitmek isteyince Ka'bül-Ahbar ona: Ey Mü'minlerin emiri, Irak'a gitme. Zira sihrin onda dokuzu orada, cinlerin fasıkları orada ve devasız hastalıklar da oradadır.» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Doğu Konusundaki Rivâyetler
2819-)
Ebû Lübabe'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yuvalarındaki yılanları öldürmeyi yasakladı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yılanları Öldürmek
2820-)
Hazret-i Aişe (radıyallahü anh)'in azatlı cariyesi Sâibe'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerdeki küçük yılanları öldürmeyi yasakladı. Ancak kuyruğu kısa ve sırtında iki beyaz çizgisi olanlar hariç. Çünkü bu iki çeşit yılan, gözün nurunu alır ve kadınların çocuk düşürmesine sebep olurlar. Mürseldir. Sahîhayn'de İbn Ömer, Aişe ve Ebu Lubâbe'den benzeri mevsul hadis vardır: Buhârî, Bedu’l-Halk, 59/15; Müslim, Selâm, 39/37, no: 128-134.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yılanları Öldürmek
2821-)
Hişam b. Zühre'nin azatlı kölesi Ebû Sâib der ki: Ebû Said el-Hudrî'nin yanına girdim ve onu namaz kılarken buldum. Namazını eda edinceye kadar oturup onu bekledim. Evinde sedirin altında bir hareket hissettim. Baktım ki bir yılan! Onu öldürmek için ayağa kalktım. Ebû Said «Otur» diye işaret etti. Namazı bitirince evde bir odayı göstererek dedi ki: Şu odayı görüyor musun?» Ben de: « Evet» dedim. Ebû Said: Orada yeni gerdeğe girmiş bir genç vardı. Bu genç Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Hendek savaşına katıldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hendek'de iken, bu genç gelerek, ondan izin istedi ve şöyle dedi: Ya Resûlallah ben yeni evliyim, bana izin ver» Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona izin verdi ve şöyle emretti: Silâhını yanına al. Zira Beni Kurayza'nın sana bir şey yapmalarından korkuyorum.» Genç evine gittiğinde, karısını iki kapı arasında ayakta dururken gördü. Onu vurmak için mızrağa elini uzattı ve ona izzeti nefis galip geldi. Bunun üzerine hanım: «Evine girip içerdekini görmeden acele etme» dedi. Genç de eve girdi yatağının üzerinde kıvrılmış bükülmüş bir yılan gördü. Ona mızrağını sapladı. Sonra dışarı çıkarıp mızrağını eve dikti. Mızrağın ucunda yılan titredi ve genç ölü olarak yere yıkıldı. Genç mi yoksa yılan mı daha önce öldü bilinmiyor. Bu durum Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a anlatılınca şöyle buyurdu: müslüman olmuş cinler vardır. Onlardan birini görürseniz, üç gün mühlet verin. Ondan sonra isterseniz öldürün. Zira o, şeytandır.» Müslim, Selâm, 39/37, no:129.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yılanları Öldürmek
2822-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sefere çıkmak maksadıyla ayağını üzengiye koyunca şöyle derdi: «Allah'ın ismiyle! Allahım, seferde sahip sensin, ailem hakkında vekil sensin. Allahım, yeryüzünü bizim için dür ve yolculuğu bize kolaylaştır. Allahım, yolculuğun şiddet ve eziyetlerinden, yolculukta üzüntü verici bir şeye uğramaktan, mal ve çoluk-çocuk bakımından kötü bir manzara ile karşılaşmaktan sana sığınırım.» Bu haber, Afedaftah b. Serafenl, feftfegySaaı Hureyre ve başkalarından.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Söylenecek Şeyler
2823-)
Hakimin kızı Havle'den şöyle Rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir yerde konaklayan bir kimse şöyle desin, buyurdu: Yarattığı şeylerin şerrinden Allah'ın tam ve noksansız kelimelerine sığınırım,» çünkü (öyle derse) oradan göç edinceye kadar ona hiç birşey zarar veremez. Müslim, Zikr, 48/16, no, 54,55
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Söylenecek Şeyler
2824-)
Amr b. Şuayb dedesinden şöyle Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Tek yolcu şeytandır. Ünsiyet ve iyi davranış hususunda hayırdan uzaktır. Çift yolcu iki şeytandır. Üç tanesi ise bir cemaattir.» Ebu Davud, Cihad, 15/79; Tirmizî, Cihad, 21/4.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Yalnız Bulunmak
2825-)
Said b. Müseyyeb der ki: Şeytan bir ve iki yolcuya musallat olur. Üç kişi olursa onlara musallat olamaz. Ebu Ömer der ki: Muvatta ravilerinin ittifakıyla mürseldir. b. Asbag, Abdurrahman b. Ebi'z-Zinâd-Abdurrahman b. Harmele -Said b. el-Museyyeb - Ebu Hureyre yoluyla mevsul olarak Rivâyet eder.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Yalnız Bulunmak
2826-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadın için, yanında mahremi olmadan bir gün bir gecelik mesafeye yolculuk yapması helal olmaz,» buyurdu. Buhârî, Taksîru's-Salât, 18/4; Müslim, Hac, 25/74, no: 421
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Yalnız Bulunmak
2827-)
Halid b. Mâdan merfu olarak Rivâyet ettiği hadisinde der ki: «Allahü teâlâ lütuf sahibidir. Kolaylığı sever, ondan hoşlanır, şiddet ve meşakkate karşı göstermediği yardımı ona gösterir. Siz dilsiz hayvanlara bindiğinizde, onları alışılmış yerlerine indiriniz. Eğer yer kurak ve çorak ise, ilikleri erimeden oradan süratlice geçiriniz. Gece yolculuğunu tercih ediniz. Çünkü gündüz alınamayan yol, gece alınır. Siz yol üzerinde sabaha karşı konaklamaktan sakının. Zira yol hayvanların gelip geçeceği ve yılanların sığınacağı yerdir.» İbn Abdilber der ki: Bu, pekçok yoldan müsned bir hadistir. Bunlar mahfuz pekçok hadistir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Yapılacak İşler
2828-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu Rivâyet etti: «Yolculuk azabdan bir parçadır. Sizden birinin uyumasına, yemesine ve içmesine engel olur. Herhangi biriniz ihtiyacını giderince (işini görünce), ailesine dönmeye acele etsin.» Buhârî, Umre, 26/19; Müslim, İmaret, 33/55, no:179.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Yolculukta Yapılacak İşler
2829-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu Rivâyet etti: «Normal bir şekilde yedirilip giydirilmesi, kölelerin hakkıdır. Ona gücünün yetmeyeceği iş yaptırılamaz.» Müslim, Eyman, 27/10, no:41.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kölelere Yumuşak Davranmak
2830-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh), her cumartesi günü Medine'nin kenar semtlerine gider, bir köleyi gücü yetmeyeceği bir işte çalışırken görürse o işi ona yaptırmazdı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kölelere Yumuşak Davranmak
2831-)
Ebû Süheyl'in babası Malik, Osman b. Affan (radıyallahü anh)'ı hutbe okurken dinledi. Osman (radıyallahü anh) şöyle diyordu: «Sanatı olmayan cariyeyi kazanç sağlamaya zorlamayın. Siz onu kazanca zorlarsanız, namusunu satarak kazanır. Küçükleri de kazanç sağlamaya zorlamayın. Zira o bulamazsa çalar. Onlardan müstağni kalınız..Helal olan yiyecekleri arayınız.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Kölelere Yumuşak Davranmak
2832-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Köle efendisine samîmi davranırsa ve Allah'a karşı ibadetini güzel ifa ederse ona iki kat sevap verilir.» Buharî, Itk, 49/16; Müslim, Eyman, 27/11, no: 43
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Köle Ve Bağışı Hakkındaki Rivâyetler
2833-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh) oğlu Abdullah'ın cariyesinin hür kadınlar gibi giyindiğini görünce kızı Hafsa'nın yanına giderek: «Kardeşinin cariyesinin hür kadınların şekline bürünerek insanlar arasında dolaştığını görmeyeyim» dedi ve bunu hoş karşılamadı.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, İzin İsteme Kitabı
Konu: Köle Ve Bağışı Hakkındaki Rivâyetler
2834-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e (Emir ve yasaklarını) duyduğumuza ve (Allah'a, Resulüne ve ulul-emre) itaat edeceğimize dair bey'at ettiğimizde bize: Gücünüzün yettiği hususlarda!» diye buyurdu. Buhari, Ahkam, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Bey’at Kitabı
Konu: Beyat Hakkındaki Rivâyetler
2835-)
Rukayka'nın kızı Ümeyme (radıyallahü anh) der ki: üzere Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a bey'at eden kadınlar arasında ben de geldim. Onlar şöyle dediler: Ya Resûlallah, Allah'a hiç bir ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, kendi tarafımızdan yapılmış bir iftirada bulunmayacağımıza, iyiliklerde sana karşı gelmeyeceğimize dair sana söz veriyoruz.» Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Gücünüzün yettiği hususlarda!» buyurdu. (1) Buhârî, Ahkâm, 93/43; Müslim, İmaret, 33/22, no:90. Allah ve Resulü bize, bizden daha merhametlidir. Ya Resûlallah, gel sana bey'at edelim» dediklerinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ben kadınlarla tokalaşmam, benim yüz kadına söylediğim söz, bir kadına söylediğim söz gibidir.» buyurdu. Tirmizî, Siyer, 19/37; Nesaî, Bey'at, 19/18.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Bey’at Kitabı
Konu: Beyat Hakkındaki Rivâyetler
2836-)
Abdullah b. Dinar şöyle Rivâyet eder: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) Abdülmelik b. Mervan'a bey'at ettiğini bildiren mektubunda şöyle yazdı: Rahman ve rahim olan Allah'ın ismiyle! İmdi, Allah'ın kulu, mü'minlerin emiri Abdülmelik'e: selâm olsun. Ben senin için kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a hamd ederim. Allah ve Resulünün emirleri üzerine gücüm yettiği kadar seni dinleyip itaat edeceğime söz veriyorum.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Bey’at Kitabı
Konu: Beyat Hakkındaki Rivâyetler
2837-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Bir kimse, müslüman kardeşine: "Ey kâfir" derse ikisinden birisi bu söze duçar olur.» Buhârî, Edeb, 78/13.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Sevilmeyen Sözler
2838-)
Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: kişinin "insanlar kahrolsun" dediğini işittiğinde (bil ki) o kişi onlardan en çabuk helake uğrayanı olur.» Müslim, Bir 45/41, no: 139.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Sevilmeyen Sözler
2839-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Sizden hiç kimse: "Zamanın kötülüğü!" demesin. Zira zamana nisbet edilen şeyi yapan Allah'dır.» Buharî, Edeb, 78/101; Müslim, Elfaz, 40/1, no:4.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Sevilmeyen Sözler
2840-)
Yahya b. Said der ki, Meryem oğlu İsa (Hazret-i İsa) yolda bir domuzla karşılaşınca ona: Emniyetle git» dedi. İsa'ya: Bu sözü domuza mı söylüyorsun? diye sordular. İsa şöyle cevap verdi: Ben dilimi kötü söz söylemeye alıştıracağımdan korkuyorum.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Sevilmeyen Sözler
2841-)
Bilal b. Haris el-Müzenî şunları Rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Bir adam Allah'ın razı olacağı bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Allah kıyamet gününe kadar bu söz sebebiyle ondan razı olduğunu yazar. Bir kimse de, Allah'ın gazabını mucip bir söz söyler, o sözün ulaşacağı yere ulaşmadığını zanneder. Bu söz sebebiyle, kıyamet gününe kadar Allah o kişiye gazab ettiğini yazar.» Ebu Hureyre'den buna yakını merfu olarak Rivâyet edilir. Bkz. Buhârî, Rıkâk, 81/23; Müslim, Zühd, 53/6, no:49,
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Diline Sahip Olmak
2842-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) der ki: Bir kişi bir söz söyler de o sözden dolayı cehennem ateşine düşeceği hatırına gelmez. Bir kimse de bir söz söyler, bu sözden dolayı Allah'ın kendisini cennete koyacağı aklına gelmez. Bu mevkuftur. b. Abdillah b. Dinar -babası- Ebu Salih Ebu Hureyre yoluyla merfu olarak Rivâyet edilir: Buhârî, Rıkâk, 81/23.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Diline Sahip Olmak
2843-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) der ki: Doğudan iki kişi gelerek hitabede bulundular. Açıklamaları halkın hoşuna gidince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Beyanda sihir vardır» veya «Bazı beyanlar sihirdir» buyurdu. Buhârî, Tıb, 86/51.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Allahı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu
2844-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Meryem oğlu İsa şöyle derdi: Allah'ı anmaksızın çok konuşmayın. Sonra kalbleriniz katılaşır. Katı kalb ise, Allah'dan uzaktır, fakat siz bilemezsiniz. Siz tanrılarmışcasına insanların günahlarına bakmayınız. Kullar gibi kendi günahlarınıza bakınız. Zira insanlar (günahlara) duçar olur ve ondan kurtulabilir. Belâya uğrayanlara acıyın. Afiyetten dolayı da Allah'a hamd edin. Mürseldir. Alâ b. Abdirrahman b. Ya’kub -babası- Ebu Hureyre senediyle mevsuldür; Müslim, Bir, 45/20, no:70.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Allahı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu
2845-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Hazret-i Peygamberin hanımı Aişe (radıyallahü anha) yatsıdan sonra ailesinden bazılarına haber göndererek: «Kâtip meleklere istirahat vermez misiniz?» derdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Allahı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu
2846-)
Mahzum kabilesinden Abdullah b. Hattab'ın oğlu Muttalib derki: Bir zat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Gıybet nedir?» diye sorunca Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bir kişinin duyduğu zaman hoşlanmayacağı şeyleri anlatmandır.» buyurdu. Adam: Resûlallah gerçek olursa da mı?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Asılsız bir şey söylersen bu iftira olur.» buyurdu. Şeybani,956,
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Gıybet
2847-)
Atâ b. Yesar, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu Rivâyet etti: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer.» Bunun üzerine bir zat: Ya Resûlallah (bunları) bize söyleme» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da sustu. Sonra dönerek, birinci sözünü aynen tekrar etti. Adam yine ona: (Onları) bize haber verme Ya Resûlallah» dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine sustu. Sonra aynı sözünü tekrarladı. Bunun üzerine adam: (Onları) bize haber verme Ya Resûlallah!» dedi. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yine aynı sözünü tekrarladı. Adam da ilk sözünü söyleme cihetine gidince yanındaki bir zat onu susturdu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunun üzerine şöyle buyurdu: «Allah bir kimseyi iki şeyin şerrinden korursa, o kişi cennete girer: Dilinin ve cinsî organlarının! Dilinin ve cinsî organlarının!..» Ebu Ömer derki; Malik'ten, bildiğim kadarıyla ihtilafsız mürseldir. Buhârî, Sehl b. Sa'd'den mevsul olarak Rivâyet eder: Rıkak, 81/23.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Dilden Korkmak
2848-)
Zeyd'in babası Eşlem şöyle Rivâyet etti: Ömer b. Hattab, Ebu Bekir dilini çekerken onun yanına girdi ve ona: «Allah seni bağışlasın, yapma!» deyince Ebû Bekir (radıyallahü anh): Bu, beni tehlikeye düşürdü» dedi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Dilden Korkmak
2849-)
Abdullah b. Dinar der ki: Ben ve Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh), Utbe oğlu Halid'in çarşıdaki evinde idik. Bir kişi gelerek Abdullah, ile gizli konuşmak istedi. Orada Abdullah ile gizli konuşmak isteyen adamdan ve benden başka kimse yoktu. Abdullah dört kişi olmamız için bir adam daha çağırdı. Bana ve çağırdığı adama şöyle dedi: Biraz bekleyin. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittim: «Bir kişinin yanında, iki kişi gizli konuşmasın»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Birinin Yanında İki Kişinin Gizli Konuşması
2850-)
Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Üç kişi birarada bulunduğunda ikisi gizli konuşmasın.» Buhârî, İsti'zân, 79/45; Müslim, Selâm, 39/15, no:36.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Birinin Yanında İki Kişinin Gizli Konuşması
2851-)
Safvan b. Süleym şöyle Rivâyet etti: Bir zat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Hanımıma yalan söyleyebilir miyim Ya Resûlallah?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Yalanda hayır yoktur.» buyurdu. O zat: Ona bir takım vaadlerde bulunup Yerine getireceğine inandığı vaadler demektir. kendisine söyleyebilir miyim?» diye sorunca, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Bunda bir günah yoktur.» buyurdu. Mürseldir. Ebu Ömer der ki: Hiçbir yoldan müsned olduğunu bilmiyorum.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Yalan Ve Doğru Sözler
2852-)
İmâm-ı Mâlik'e Rivâyet edildiğine göre Abdullah b. Mesud şöyle derdi: Doğru sözden ayrılmayın. Çünkü doğruyu söylemek iyi amel yapmaya, iyi amel yapmak da cennete götürür. Yalandan sakının. Çünkü yalan günaha götürür. Günah ise cehenneme götürür. Nitekim: «Doğru konuştu, iyi amel işledi; yalan konuştu, günaha girdi» sözü meşhurdur. Buhârî, Edeb, 78/69; Müslim, Bir, 45/29, no: 103-105,
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Yalan Ve Doğru Sözler
2853-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Lokman'a ondaki fazileti kast ederek: Gördüğümüz bu fazilete seni ulaştıran nedir? diye sorulduğunda, Lokman: konuşmak, emaneti yerine getirmek ve gereksiz işleri terk etmek» diye cevap verdi.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Yalan Ve Doğru Sözler
2854-)
İmâm-ı Mâlik'in Rivâyet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (radıyallahü anh) şöyle derdi: Kul yalan konuşmaya devam ettikçe, Allah katında yalancılardan yazılıncaya ve kalbinin tamamı kararıncaya kadar kalbinde siyah bir leke belirir. Mevkuftur, hükmü merfudur. Çünkü bu konuda içtihada yer yoktur.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Yalan Ve Doğru Sözler
2855-)
öaivan b. Süleym der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: « Mü'min korkak olur mu?» diye sorulduğunda: « Evet» diye cevap verdi. Mü'min yalancı olur mu?» diye sorulunca da: « Hayır» buyurdu. Mürsel veya mu'daldir, ebu Ömer derki: Sağlam biryoldan müsned olarak bilmiyorum. Hasen-mürsel bir hadistir.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Yalan Ve Doğru Sözler
2856-)
Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: «Allah sizden üç hususta razı olur ve üç hususta da size gazap eder. Sizin kendisine ibadet edip ona hiçbir ortak koşmamanıza; toptan Kur’an-ı Kerim'e yapışmanıza ve Allah'ın başınıza geçirdiği kişilere itaat etmenize razı olur. Dedikodu yapmanıza, malınızı gereksiz yerlere harcamanıza ve çok soru sormanıza da gazab eder.» Müslim, Akdiye, 30/5, no:10.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Malı Gereksiz Yerlere Harcamak Ve İki Yüzlülük
2857-)
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğu Rivâyet edildi: İnsanların en kötüsü, şunlara bir yüzünü, bunlara da başka bir yüzünü gösteren iki yüzlü kimselerdir.» Buhârî, Ahkam, 93/27; Müslim, Birr, 43/26, no: 99.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Malı Gereksiz Yerlere Harcamak Ve İki Yüzlülük
2858-)
İmâm-ı Mâlik'e şöyle Rivâyet edildi: Hazret-i Peygamberin hanımı Ümmü Seleme; içimizde salih kimseler varken biz helak olur muyuz Ya Resûlallah?» dediğinde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Evet, kötülük çoğalınca helak olursunuz» diye cevap verdi. İbn Abdilber der ki: Bu hadis Ummu Seleme'den, sadece kuvvetli olmayan bir yoldan bilinir. (radıyallahü anha b. Cahş'tan bilinmektedir, meşhur ve mahfuzdur. Bkz. Buhârî, Enbiya, 60/7; Müslim, Fiten, 52/1, no:1.
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Bir Kimsenin Ameli Yüzünden Topluma
2859-)
Ömer b. Abdülaziz, şöyle bir söz söylenirdi, dedi: «Yüce Allah bir kişinin günahından dolayı topluma azab etmez, fakat bir kötülük açık olarak işlenirse toplumun hepsi azaba duçar olurlar.»
Kaynak: İmam Malik Muvatta, Konuşma Kitabı
Konu: Bir Kimsenin Ameli Yüzünden Topluma