Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

1253-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana İbn Şihâb, Sa'id İbnul-Museyyeb ve Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan, (onlar da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sıcak şiddetlendiği zaman, (öğle) namazını serinliğe bırakınız. Çünkü sıcağın şiddeti Cehennemin kaynamasındandır." ( Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "Bu, bana göre, (insanlar) sıcaktan zarar gördükleri zaman (öğle namazını, ilk vaktinden) sonraya bırakmakdan (kinayedir).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Öğleyi Serinliğe Bırakmak
1254-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, İbn Ebî Zi'b'den, (O) ez-Zühri'den, (O da) Enes'ten (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindiyi kıldırırdı. Sonra bir kimse Avâli'ye giderdi de, güneş henüz yüksekte iken oraya varırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İkindinin Vakti
1255-) Bize İshak -ki O, İbn İbrahim el-Hanzalî'dir- haber verip (dedi ki), bize Safvân b. İsa, Yezîd b. Ebî Ubeyd'den, (O da) Seleme İbnu'l-Ekva'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam namazını güneşin battığı saatte, onun üst tarafı battığı zaman kıldırırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Akşamın Vakti
1256-) Bize İbrahim b. Mûsa, Abbâd İbnu'l-Avvâm'dan, (O) Amr b. İbrahim'den (O) Katâde'den, (O) el-Hasan'dan, (O) el-Ahnef b. Kays'tan, (O) el-Abbâs'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Ümmetim, akşam (namazını kılmada), yıldızların çoğunun doğup birbirine karışması (zamanını) beklemedikleri sürece hayırda olmaya devam edecektir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Akşamı Geciktirmenin Mekrûhluğu
1257-) Bize Yahya b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, (O) Beşîr b. Sâbit'ten, (O) Habîb b. Sâlim'den, (O da) en-Nu'mân b. Beşîr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Vallahi şüphesiz ben şu namazın -yani yatsı namazının- vaktini en iyi bilen insanım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu, (yeni) ayın üçüncü (gecesinde) batışı zamanında kıldırırdı." Yahya dedi ki, "(Ebû Avâne) onu bize kitabından; "Beşîr b. Sâbit'ten (naklen)" diye yazdırmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsının Vakti
1258-) Bize Haccâc b. Minhâl ve Amr b. Âsim haber verip dediler ki, bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Âsim b. Behdele, Ebû Salih'ten, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece yatsı namazını geciktirmişti. Öyle ki, neredeyse gecenin üçde biri veya ona yakım geçmişti. Derken gelmişti. Ama cemaatin içinde uyuklayanlar vardı. Onların kimileri (caminin orasına burasına) dağılmış, kimileri ise halka halka olmuşlardı. Bunun üzerine kızıp şöyle buyurmuştu: "Şayet bir adam insanları, etinin çoğu alınmış bir kemik parçasına veya iki paçaya davet etse -Amr, (rivâyetinde) "insanları... teşvik edip çağırsa..." demiştir- ona icabet ederler. Halbu ki onlar bu namazdan geri kalıyorlar. Andolsun ki ben bir adama, cemaate namaz kıldırmasını emretmeyi, sonra şu evlerin, bu namazdan geri kalan sakinleri için (namazdan) geri kalmayı ve (gidip) o (evlerini) ateşlerle üzerlerine yakmayı düşünmüşümdür."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsıyı Geciktirmenin Müstehab Olması
1259-) Bize Nasr b. Ali haber verip (dedi ki), bize Abdula'lâ, Ma'merden, (O) ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gece) yatsıyı geciktirmişti. Nihayet Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahü anh) O'na; "Kadınlar ve çocuklar uyudu!" diye seslenmişti de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkıp şöyle buyurmuştu: "Hakikaten durum şu ki, yeryüzü ahalisinden şu namazı sizden başka kılan hiç kimse yoktur." O zaman, Medine ahalisinden başka namaz kılan hiç kimse yoktu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsıyı Geciktirmenin Müstehab Olması
1260-) Bize İshak rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Bekr rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Cureyc haber verip (dedi ki), bize el-Muğîre b. Hakim haber verdi ki, Ümmü Külsûm bint Ebî Bekr O'na, Hazret-i Âişe'den (naklen) haber vermiş ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece (yatsı namazını) geciktirmişti. Öyle ki (âdeta) gecenin tamamı geçmiş ve camidekiler uyumuşlardı. Nihayet çıkıp O (yatsı) namazını) kıldırmış ve şöyle buyurmuştu: "Doğrusu, ümmetime meşakkat vermeyeceğimi bilsem, bu (geç vakit), onun (tam) vaktidir.,"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsıyı Geciktirmenin Müstehab Olması
1261-) Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Amr'dan, (O) Atâ'dan, (O da) İbn Abbâs'tan

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsıyı Geciktirmenin Müstehab Olması
1262-) ve İbn Cureyc'den, (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece (yatsı) namazını geciktirmişti de; "ya Resûlüllah, denmişti, namaza! Kadınlar ve çocuklar uyudu!" Bunun üzerine O, suyu (yüzünün) etrafından sile sile ve "Bu, tam vakittir, ümmetime meşakkat vermeyeceğimi bilsem!" buyurarak (evinden) çıkıp (gelmişti).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yatsıyı Geciktirmenin Müstehab Olması
1263-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize el-Evzâ'î rivâyet edip (dedi ki), bana ez-Zühri rivâyet edip (dedi ki), bana Urve, Hazret-i Âişe'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınları, sabah'ı Hazret-i Peygamberle (sallallahü aleyhi ve sellem) (camide) kılarlar, sonra da, (karanlık sebebiyle) tanınmadan önce çarşaflarına bürünmüş olarak (evlerine) dönerlerdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabahı Alaca Karanlıkta Kılmak
1264-) Bize Haccâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Muhammed b. İshak'tan, (O) Asım b. Ömer b. Katâde'den, (O) Mahmûd b. Lebîd'den, (O) Râfi’ b. Hadîc'den (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle buyurdu: "Sabah namazını ortalık aydınlanınca kılınız. Çünkü bunun sevabı daha büyüktür."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah’ı Ortalık Aydınlanınca Kılmak
1265-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, İbn Aclân'dan, (O) Asım b. Ömer b. Katâde'den, (O) Mahmûd b. Lebîd'den, (O da) Râfi’ b. Hadic'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sabah namazını ortalık ışıyınca kılınız. Çünkü bunun sevabı daha büyüktür."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah’ı Ortalık Aydınlanınca Kılmak
1266-) Bize Ebû Nuaym, Süfyân'dan, (O da) İbn Aclân'dan (naklen) onun, (yani bir önceki hadisin) benzerini veya "... ortalık aydınlanınca kılınız" (şeklindekini) haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah’ı Ortalık Aydınlanınca Kılmak
1267-) Bize Muhammed b. Kesir, el-Evzâ'î'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Ebû Seleme'den, (O) Ebû Hureyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Kim bir namazın bir rekâtına kavuşursa, o (namaza) kavuşmuş demektir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kim Bir Namazın Bir Rekâtına Kavuşursa O Namaza Kavuşmuş Olur
1268-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne rivâyet edip (dedi ki), bana ez-Zühri, Ebû Seleme'den, (O) Ebû Hureyre'den, (O) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen), onun (yani bir önceki hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kim Bir Namazın Bir Rekâtına Kavuşursa O Namaza Kavuşmuş Olur
1269-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd haber verip (dedi ki). bize Mâlik, Zeyd b. Eslem'den, (O da) Atâ b. Yesâr, Busr b. Sa'id ve Abdurrahman İbnu'l-A'rec'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar O'na Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet ediyorlarmış ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim sabahın bir rekâtına, güneşin doğmasından önce kavuşursa, o (sabah namazına) kavuşmuş olur. Kim de ikindinin bir rekâtına, güneşin batmasından önce kavuşursa, o (ikindi namazına (kavuşmuş olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kim Bir Namazın Bir Rekâtına Kavuşursa O Namaza Kavuşmuş Olur
1270-) Bize Abdullah ibnu'z-Zübeyr el-Humeydî haber verip (dedi ki), bize Abdullah b. Vehb, Amr İbnu'l-Hâris'ten, (O) Derrâc Ebu's-Semh'den, (O) Ebu'l-Heysem'den, (O) Ebû Sa'id el-Hudrî'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Bir adamın camiye gidip gelmeyi âdet edindiğini gördüğünüz zaman onun imanına şahitlik edin. Çünkü Allah şöyle buyuruyor: "Allah'ın mescidlerini ancak iman eden kimseler mamur eder, (şenlendirirler). "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazlara Devam Etmek
1271-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Ebû Sehl'den rivâyet etti... (Dârimî) dedi ki, bize Ebû Nuyam da haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Osman b. Hakîm'den, (O) Abdurrahman b. Ebî Amra'dan, (O da) Hazret-i Osman'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, bir gecenin yarısını ihya etmiş, (namazla, ibadetle geçirmiş) gibi olur. Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa bir geceyi ihya etmiş gibi olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazlara Devam Etmek
1272-) Bize Ebul-Velîd et-Tayâlisi haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, el-Velîd b. Ayzâr bana haber verip dedi ki, ben Ebû Amr eş-Şeybâni'yi, şöyle derken işittim: -eliyle Abdullah'ın evini işaret ederek- şu evin sahibi rivâyet etti ki, O, Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem); "Hangi amel daha faziletlidir -veya Allah'a daha sevimlidir-?" diye sormuş. (Hazret-i Peygamber de); "Vaktinde kılman namaz" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazı Vakti Başında Kılmanın Müstehablığı
1273-) Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman -ki O, İbnu'n-Nu'mân el-Ensâri'dir- rivâyet edip (dedi ki), bana İshak b. Sa'd b. Kâb b. Ücra el-Ensâri, babasından, (O da) Kâ'b'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz yedi kişi camide iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza çıkıp geldi. Bunlardan üçü bizim Araplardan, dördü ise âzâdlılarımızdan -veya dördü bizim araplardan, üçü ise âzadlılarımızdan- idiler. (Kâ'b) dedi ki, her neyse, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerinden birinden yanımıza çıkıp geldi ve yanımıza oturdu. Sonra, "Burada niçin oturuyorsunuz?" buyurdu. "Namazı beklemek için!" dedik. (Kâ'b) dedi ki, (Hazret-i Peygamber) bunun üzerine parmağıyla yere (bir şeyler) çizdi ve bir müddet başını eğip durdu. Sonra da başını bize doğru kaldırıp şöyle buyurdu: "Biliyor musunuz, Rabb'iniz ne buyuruyor?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir!" dedik. Sözüne şöyle devam etti: "O, buyuruyor ki, kim namazı vaktinde kılar, sonra da onun sınırını korur, (ona devam eder, ona uygun hareket ederse), bundan dolayı onu Cennet'e sokacağıma dair ona ahdim vardır. Kim de namazı vaktinde kılmaz ve onun sınırını korumaz, (ona uygun hareket etmezse) ona, katımda (verilmiş) hiçbir söz yoktur. Dilersem onu Cehennem'e sokarım, dilersem Cennet'e sokarım."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazı Vakti Başında Kılmanın Müstehablığı
1274-) Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Budeyl'den, (O) Ebu’l-Aliye el-Berrâ'dan, (O) Abdullah İbnu's-Sâmit'ten, (O da) Ebû Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Namazı vaktinden geciktirecek bir topluluğun içinde kaldığında halin nasıl olacak?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dedi(m). Şöyle buyurdu: "Namazı vaktinde kıl ve dışarı çık. Şayet sen camide iken namaz kılınırsa, onlarla beraber (tekrar) kıl."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazı Vaktinden Geciktirenlerin Arkasında Namaz Kılmak
1275-) Bize Yezîd b. Harun İmrân el-Cevnî, Abdullah İbnu's-Sâmit'ten, (O da) Ebû Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ebû Zerr! Namazı vaktinden geciktirecek âmirlere, (idarecilere) kavuştuğun zaman nasıl yapacaksın?" Dedim ki; "Ya Resûlüllah, ne emir buyurursunuz?" Şöyle buyurdu: "Namazı vaktinde kıl ve (daha sonra) onlarla beraber kılacağın namazını nafile yap." Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "İbnu's-Sâmit, Ebû Zerr'in kardeşinin oğludur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazı Vaktinden Geciktirenlerin Arkasında Namaz Kılmak
1276-) Bize Sa'id b. Amir, Sa'id'den, (O) Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir namazı unutur veya onu (kılmadan) uyuya kalırsa, onu hatırladığında kılsın. Çünkü yüce Allah şöyle buyurur: "Benim (namazım) hatırlandığında namazı dosdoğru kıl."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Bir Namazı Kılmadan Uyuya Kalan Veya Onu Unutan Kimse Ne Yapar?
1277-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zühri'den, (O) Sâlim'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O, sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet ("ref") ederek şöyle dedi: "Şüphe yok ki, o namazı (yani ikindi namazını) kaçıran kimse, sanki ailesi ve malı noksanlaştırılmış (veya elinden kaçırılmış) gibidir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İkindi Namazını Kaçıran Kimse Hakkında
1278-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Ubeydullah'tan, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim ikindi namazını kaçırırsa, onun sanki ailesi ve çocukları -(Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "veya malı")- noksanlaştırılmış (veya elinden kaçırılmış) gibi olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İkindi Namazını Kaçıran Kimse Hakkında
1279-) Bize Yezîd b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hişâm b. Hassan, Muhammed b. Ubeyde'den, (O da) Hazret-i Ali'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hendek (savaşının bir) gününde şöyle buyurmuştu: "Onlar, güneş batıncaya kadar bizi ikindi namazından alıkoydukları (ve böylece bağrımızı yaktıkları) gibi, Allah da onların kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun,,"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Orta Namaz Hakkında
1280-) Bize Ebû Âsim, İbn Cureyc'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bize Ebu'z-Zübeyr rivâyet etti ki, O Câbir'i, şöyle derken işitmiş -veya Câbir şöyle demiş-: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kul ile şirk arasında -veya küfür arasında-, başka bir şey değil, sadece namaz kılmamak vardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaz Kılmayan Hakkında
1281-) Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilâl, Abdullah b. Dinar'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir ara cemaat Küba'da sabah namazında iken bir adam onlara gelip şöyle demiş: "Muhakkak ki Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'an indirildi ve (namazda) yüzünü Kâ'be'ye döndürmesi emredildi. Binaenaleyh siz de yüzlerinizi ona döndürünüz" (veya, "Bunun üzerine onlar da yüzlerini ona döndürmüşler"). Cemaatin yüzü Şam'a doğru imiş. Bunun üzerine dönmüş ve Kâ'be'ye yönelmişler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Makdîsten Kudüs Kabeye Çevrilmesi Hakkında
1282-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrâ'ilden, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Ya Resûlüllah, denmiş, Beytu'l-Makdis'e doğru namaz kılıyorlarken ölen kimseler hakkında ne buyurursun?" Bunun üzerine yüce Allah şu âyeti indirmiş: "Allah imanınızı zâyî edecek değildir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Makdîsten Kudüs Kabeye Çevrilmesi Hakkında
1283-) Bize Ca'fer b. Avn, Sa'îd b. Ebî Arûbe’den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Budeyl el-Ukaylî, Ebu'l-Cevzâ'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza tekbirle ("Allahu Ekber" diyerek) başlardı. Kırâata (namazda Kur'an okumaya) ise "el-Hamdu Lillahi Rabbi'l-Alemin" (yani Fatiha Sûresi) ile başlar ve onu (yani namazı) selâm vermekle bitirirdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Başlama Hakkında
1284-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecid el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize İbn Ebî Zi'b, Muhammed b. Amr b. Atâ'dan, (O) Muhammed b. Abdirrahman b. Sevbân'dan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza kalkmazdı ki, ellerini uzatarak kaldırmış olmasın.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Başlama Esnasında Elleri Kaldırmak
1285-) Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Abdillah b. Ebî Seleme, amcası el-Mâcişûn'dan, (O) el-A'rac'dan, (O) Ubeydullah b. Ebî Râfi'den, (O da) Hazret-i Ali b. Ebî Tâlib'den -yüce Allah O'ndan razı olsun- (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza başladığı zaman tekbir getirir, sonra şöyle derdi: "Ben bir hanif (sadece hakka eğilen biri) olarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan var etmiş olana yönelttim ve ben, ortak koşanlardan değilim. Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim. Allahım! Sensin hükümdar. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen Rabbimsin, ben ise senin kulunum. nefsime zulmettim, günâhımı i'tirâf ettim. Artık bana bütün günâhlarımı bağışla. Günâhları, başkası değil ancak sen bağışlarsın. Beni en güzel ahlâka ilet. O (ahlâkın) en güzeline, başkası değil sadece sen iletirsin. O (ahlâkın) kötüsünü de benden gider. Onun kötüsünü, başkası değil, ancak sen giderirsin. Ben sürekli sana itaatteyim, daima senin hizmetindeyim. Hayrın tamamı senin (kudret) ellerindedir. Kötülük sana nisbet edilemez (veya, "kötülükle sana yaklaşılamaz") Benim (varlığım) sendendir ve (dönüşüm yine) sanadır (veya, "senden yardım diler, sana sığınırım"). Hayır ve ihsanın, bereketin pek çoktur ve sen yücesin. Senden mağfiret diliyor, sana tevbe ediyorum. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Başlamadan Sonra Söylenecek Şeyler
1286-) Bize Zekeriyya b. Adîyy haber verip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman, Ali b. Ali'den, (O) Ebu'l-Mutevekkil'den, (O da) Ebû Sa'îd'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleyin (namaza) kalkıp da tekbir getirdiğinde şöyle derdi: "Seni tenzih ve teşbih ederim, Allah'ım! Ve sana, hamdınla hamdederim. Senin ismin büyük ve bereketlidir. Sânın yücedir. Ve senden başka hiçbir ilah yoktur. Kovulan -hep taşlanan- şeytandan, onun sıkıştırmasından ("hemz"), üfürmesinden ("nefs") ve üflemesinden ("nefti") her şeyi işiten ve her şeyi bilen Allah'a sığınırım!" Ca'fer dedi ki; Matar, bu (hadisi) şöyle açıkladı: Onun "hemz'ı, bir nevi deliliktir; (çünkü, bir açıklamaya göre delilik, şeytanın insan kalbini dürtüp sıkmasından meydana gelir). Onun "nefs"i, (gayr-ı meşru) şiirdir; (çünkü bu tür şiirleri şaire şeytan üfürür). Onun "nefh'ı kibirdir; (çünkü büyüklük taslama, şeytanın üflediği bir kuruntudur).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaza Başlamadan Sonra Söylenecek Şeyler
1287-) Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Hişâm, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ebû Bekir' Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman (Allah onlardan razı olsun) kıraate "el-Hamdu Lillahi Rabbi'l-Alemin'le başlarlardı. Ebû Muhammed (ed-Darimi) dedi ki; "biz, bu (hadisin delâlet ettiği) görüşü kabulleniriz. Ben, (imamın, Fatihanın başında) "Bismillahirrahmanirrahim'ı sesli okuması görüşünde değilim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Bismillahirrahmanirrahimi Sesli Okumanın Mekrûhluğu
1288-) Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Zübeyr, Ebû İshak'tan, (O) Abdülcebbâr b. Vâil'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem), (namazda) sağ elini, bileğe yakın yerde solun üzerine koyduğunu görmüştüm.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazda Sağ Elin Sol Eli Kavraması
1289-) Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Yûnus, ez-Zühri'den, (O) Mahmûd İbnu'r-Rebi'den, (O da) Ubâde ibnu's-Sâmit'ten (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Ümmü'l-Kitâb'ı (yani Fatihayı) okumazsa, onun namazı (sahih) olmaz."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namaz Ancak Kitâbın Fatihası İle Sahih Olur
1290-) Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Humeyd'den, (O) el-Hasan'dan, (O da) Semure b. Cündüb'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (namazda ayakta iken) iki defa susarmış: Namaza girdiği zaman ve kıraati bitirdiği zaman... İmrân b. Husayn da bunu yadırgamış. Bunun üzerine Übeyy b. Kâ'b'a yazıp (sormuşlar), O da onlara; "Semure doğru söyledi" diye cevap yazmış. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "Katâde, (namazda) üç susuşun olduğunu söylerdi. Halbuki merfû (yani Hazret-i Peygambere nisbet edilen) hadiste iki susuş vardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Susuş Hakkında
1291-) Bize Bişr b. Âdem haber verip (dedi ki), bize Abdulvâhid b. Ziyâd rivâyet edip (dedi ki), bize Umâre ibnu'l-Ka'kâ', Ebû Zur'a b. Amr'dan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tekbir ile kıraat arasında güzelce bir -(Ebû Zur'a şöyle dedi: Zannediyorum ki, Ebû Hureyre) "kısa bir müddet" dedi- susardı. Bundan dolayı O'na dedim ki, "Anam babam sana kurban olsun, ya Resûlüllah, söyler misin, tekbir ile kıraat arasındaki şu susuşunda ne diyorsun?". buyurdu ki; "Şunu diyorum: Allah'ım! Benimle günâhlarımın arasını, doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır! Allah'ım! Beni günâhlarımdan, beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi temizle! Allah'ım! Beni günâhlarımdan kar, su ve dolu ile yıka!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Susuş Hakkında
1292-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Okuyan kimse (yani imam) "Gayri’l-Mağdûbi Aleyhim ve Le'd-Dâllîn" deyip de arkasında olan kimse "amin" dediği ve bu, gök ehlinin (amini) ile rastlaştığı zaman, onun geçmiş günâhları bağışlanır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Amin” Demenin Fazileti
1293-) Bize Nasr b. Ali haber verip (dedi ki), bize Abdula'la, Ma'mer'den (O) ez-Zühri'den, (O) Sa'id İbnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme'den, (onlar da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İmam, "Gayri'l-Mağdûbi Aleyhim ve Le'd-Dâllîn" deyince, siz de "amin" deyiniz. Çünkü melekler de "amin" der, imam da "amin" der. İşte kimin amin demesi, meleklerin amin demesi ile rastlaşırsa, onun geçmiş günâhları bağışlanır. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Amin” Demenin Fazileti
1294-) Bize Muhammed b. Kesîr haber verip (dedi ki), bize Süfyân b. Sa'id, Seleme b. Küheyl'den, (O) Hucr İbnul-Anbes'ten, (O da) Vâ'il b. Hucr'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) "Ve Le'd-Dâllîn'i okuyunca, yüksek sesle, "Amin" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Amini Sesli Söylemek
1295-) Bize Nasr b. Ali haber verip (dedi ki), bize Abdula'lâ, Ma'mer'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ebû Bekr b. Abdirrahman'dan ve Ebû Seleme'den, (onlar da) Ebû Hureyre'den (naklen rivâyet ettiler ki; ikisi (yani Ebû Bekr ve Ebû Seleme), Ebû Hüreyre'nin arkasında namaz kılmışlardı da O, rukû'a gidince tekbîr getirmişti. Sonra başını kaldırınca "Semi'al'llahu Limen Hamideh (= Allah kendisine hamdedene icabet edip hamdini kabul etmiştir)" demiş, ardından da "Rabbena Ve Leke’l-Hamd (ey Rabbimiz, hamd de sana mahsustur)" demişti. Sonra secdeye gitmiş ve tekbir getirmişti. Sonra başını kaldırmış ve tekbir getirmişti. Sonra iki rekâtın (oturuşundan) ayağa kalkınca tekbir getirmişti. O sonunda da şöyle demişti: "Canım (kudret) elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, şüphesiz ben sizin (namaz kılmakta) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) en çok benzeyeninizim!. Bu (kıldığım şekildeki namaz), dünyadan ayrılıncaya kadar O'nun namaz (şekli) olmaya devam etmişti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbîr Getirmek
1296-) Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Ebu Hayseme haber verip (dedi ki), bize Ebû İshak, Abdurrahman İbnu'l-Esved'den, (O) babasından ve Alkame'den, (onlar da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) her doğruluş, eğiliş, ayağa kalkış ve oturuşta tekbir getirdiğini gördüm.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Her Eğiliş Ve Doğruluşta Tekbîr Getirmek
1297-) Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Mâlik, ez-Zühri'den, (O) Sâlîm'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza girdiği zaman tekbir getirir ve ellerini, omuzlarının hizasına kaldırırdı. Rukû'a gittiği zaman tekbir getirir ve ellerim kaldırırdı. Başını rukû'dan kaldırdığı zaman bunun aynısını yapardı. O iki secde arasında -veya secdelerde- (ellerini) kaldırmazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükû’ Ve Secdelerde Elleri Kaldırmak Hakkında
1298-) Biz Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Katâde'den, (O) Nasr b. Asım'dan, (O da) Malik İbnu'l-Huveyris'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (namaza başlarken) tekbir getirdiği zaman, ellerini, kulaklarının hizasına getirinceye kadar kaldırırdı. O, rukûa gitmek istediği zaman da, başını rukû'dan kaldırmak istediği zaman da (bunun aynısını yapardı).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükû’ Ve Secdelerde Elleri Kaldırmak Hakkında
1299-) Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), biz Şu'be, Amr b. Murre'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ebu'l-Bahterî, Abdurrahman el-Yahsubi’den, (O da) Vâ'il el-Hadramî'den (naklen) rivâyet etti ki, O, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namaz kılmıştı. (Hazret-i Peygamber) eğildiğinde ve kalktığında tekbir getirir, tekbir esnasında ellerini kaliırır ve (namazın sonunda) sağına ve soluna selâm verirdi. (Abdurrahman) dedi ki; "yüzünün beyazı görününceye kadar (başını sacına soluna döndürüp selâm verirdi, değil mi?)" dedim, (Vâ'il de); 'Evet' dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükû’ Ve Secdelerde Elleri Kaldırmak Hakkında
1300-) Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize Vuheyb b. Hâlid rivâyet edip (dedi ki), bize Eyyûb, Ebû Kılâbe'den, (O da) Malik İbnu'l-Huveyris'ten (naklen) rivâyet etti (ki, Malik şöyle dedi): Kabilemden, genç olan beş-on kişi ile Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve yanında yirmi ece kalmıştık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kavrayışlı ve lütufkâr idi. Ailelerimizi özlediğimizi görünce şöyle buyurmuştu: Kilelerinize dönünüz ve onların yanında bulununuz da onlara (iyiligi) emrediniz, onlara öğretiniz ve beni namaz kılarken gördüğünüz gibi namaz kılınız. Namaz vakti girince de, biriniz size ezan okusun, sonra en büyüğünüz size imam olsun

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İmamlığa Kim Daha Lâyıktır?
1301-) Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hemmâm, Katâde'den, (O) Ebû Nadra'dan, (O da) Ebû Sa'îd el-Hudri'dennaklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Üç kişi bir araya gelince, içlerinden biri onlara imam olsun. Onların imamete en lâyık olanları ise, (Kuranı) en iyi, (en çok) okuyanlarıdır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İmamlığa Kim Daha Lâyıktır?
1302-) Bize Ebul-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Sa'id b. Cübeyri, ibn Abbâs'tan şöyle rivâyet ederken işittim: (İbn Abbâs) demiş ki, ben teyzem Meymûne'nin yanındaydım. Derken yatsıdan sonra Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve dört rekât namaz kılmıştı. (Sonra da yatıp uyumuştu). Daha sonra kalkmış ve "Çocukcağız uyudu mu?" veya bunun gibi bir söz söylemişti. Ardından kalkıp namaza durmuştu. Ben de (kalkıp) sol tarafına durmuştum da, elimden tutup beni sağ tarafına geçirmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İmamla Beraber Namaz Kılanın Tek Olduğu Zaman Yeri