Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

1803-) Bize Ebu Asım, Sevr'den, (O da) Halid b. Ma’dan'dan (naklen) haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Abdullah b. Busr, "es-Sanıma" denilen kızkardeşinden (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Size farz kılınmış olan (oruçlar) hariç, cumartesi günü (nafile olarak) oruç tutmayın. Şayet biriniz sadece şunun gibi bir şey veya bir ağaç kabuğu bulsa da, onu (bile) çiğnesin, (oruç tutmasın).'"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Cumartesi Günü Oruç Tutmak Hakkında
1804-) Bize Vehb b. Cerir rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam, Yahya'dan, (O da) Amr ibnu'l-Hakem b. Sevban'dan (naklen) rivâyet etti ki, Kudâme b. Maz'un'un azadlısı kendisine rivâyet etmiş ki, Usâme'nin azadlısı O'na rivâyet etmiş ki, O şöyle demiş: Usâme, Vadi'l-Kura'da kendisine ait bir mülke giderdi de, pazartesi ve perşembe (günleri) yolda (nafile) oruç tutardı. Bunun üzerine ben kendisine dedim ki, "niçin yolculukta pazartesi ve perşembe (günleri) oruç tutuyorsun? Halbuki sen yaşlandın ve kuvvetten düştün -veya, bünyen zayıflaştı-!" O da şöyle karşılık verdi: Muhakkak ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) pazartesi ve perşembe (günleri) oruç tutardı ve O şöyle buyurmuştu: "Şüphe yok ki, insanların amelleri (yüce Allah'a) pazartesi ve perşembe günleri arzolunur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Pazartesi Ve Perşembe Günleri Oruç Tutmak Hakkında
1805-) Bize Ebu Asım, Muhammed b. Rifa'a'dan, (O) Süheyl'den, (O) babasından, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ben, kendilerine (niçin bu günlerde oruç tuttuğunu) sormuştum da, O şöyle buyurmuştu: "-Şüphe yok ki, ameller (yüce Allah'a) pazartesi ve perşembe günleri arzolunur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Pazartesi Ve Perşembe Günleri Oruç Tutmak Hakkında
1806-) Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Süfyan b. Uyeyne, Amr -yani İbn Dinâr-'dan, (O) Amr b. Evs'ten, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki; O (sözü Hazret-i Peygamber'e) nisbet ederek şöyle dedi: "Allah'ın (Celle Celaluhu) en çok sevdiği (nafile) oruç, Davud'un (tuttuğu gibi tutulan) oruçtur. O, bir gün oruç tutar, bir gün orucunu açardı. Allah'ın (Azze ve Celle) en çok sevdiği (nafile) namaz da Davud'un (kıldığı gibi kılınan) namazdır. O (gecenin) yarısını namazla, üçte birini uykuyla, altıda birini ise tesbihatla, ("sübhanellah" demekle, Allah'ı zikirle) geçirirdi." Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Bu son cümle, yanılgı veya hatadır. O, muhakkak ki şöyledir: O gecenin yarısını uykuyla, üçte birini namazla, altıda birini tesbihatla geçirirdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Davud Orucu Hakkında
1807-) Bize Saîd b. Âmir, Şu'be'den, (O) Abdulmelikten, (O) Umeyr'den, (O) Ziyad'ın azadlısı Kaza’dan, (O) Ebu Said el-Hudri'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "İki günde, fıtır (Ramazan bayramı) günü ile kurban (bayramı) gününde oruç tutmak yoktur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Fıtır Ramazan Bayramı Günü İle Kurban Bayramı Günü Oruç Tutma Yasağı
1808-) Bize Nuaym b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Safvan ve Sa'd b. Saîd, Ömer b. Sabit'ten, (O) Ebu Eyyub'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet ettiler ki, O şöyle buyurdu: "Kim Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevvalden altı (gün oruç) eklerse, işte bu, bütün sene oruç tutmak (demektir)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Şevval Ayından Altı Gün Oruç Tutmak
1809-) Bize Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya İbnu'l-Haris ez-Zimari, Ebu Esma' er-Rahabi'den, (O da) Sevban'dan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "On aya mukabil bir ay, onlardan sonra da iki aya mukabil altı gün oruç tutmak, işte bu, yılın tamamını (oruçlu geçirmek demektir)." (Hazret-i Peygamber, bir ay ve altı gün ile) Ramazan ayını ve ondan sonraki altı günü kastediyor.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Şevval Ayından Altı Gün Oruç Tutmak
1810-) Bize Muhammed b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Muhamed b. Fudayl, Abdurrahman b. İshak'tan, (O da) en-Nu'man b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam Hazret-i Ali'ye geldi ve O'na, Ramazan ayından sonra kendisinde oruç tutacağı bir ay sordu. Hazret-i Ali de ona şöyle cevap verdi: Bana bunu, bir adamın Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan ayından sonra yılın hangi ayında oruç tutacağını soruşunu işitmemden sonra hiç kimse sormadı, (Hazret-i Peygamber ona) Muharrem (ayında) oruç tutmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştu: "Muhakak ki bu (Muharrem ayında), Allah'ın, bir topluluğun tevbesini kabul ettiği ve (yine) onda bir topluluğun tevbesini kabul edeceği bir gün vardır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Muharrem Ayı Orucu Hakkında
1811-) Bize Zeyd b. Avf haber verip (dedi ki), bize Ebu Avâne, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O) Muhammed İbnu'l-Munteşir'den, (O) Humeyd b. Abdirrahman'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ramazan ayından sonra en fazilteli oruç, Allah'ın "Muharrem" adını verdiğiniz ayında (tutulan oruçtur)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Muharrem Ayı Orucu Hakkında
1812-) Bize Ebu Nuaym rivâyet edip, Yahya b. Hassan da haber verip (dediler ki), bize Ebu Avâne, Ebu Bişr'den, (O) Humeyd b. Abdirrahman el-Hımyeri'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Muharrem (orucudur). "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Muharrem Ayı Orucu Hakkında
1813-) Bize Seni b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu’be, Ebu Bişr'den, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye, yahudiler aşura gününde oruç tutarlarken gelmişti. Derken onlara (bu orucun sebebini) sormuş, onlar da; "bu (gün), Mûsa'nın, Firavn'a galip geldiği gündür. (Bunun için bu günde oruç tutarız)" cevabını vermişlerdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ashabına) şöyle buyurmuştu: "Siz Mûsa'ya daha layık, daha yakınsınız. Binaenaleyh, siz de bu (günde) oruç tutunuz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutmak Hakkında
1814-) Bize Ubeydullah b. Abdi İme cid haber verip (dedi ki), bize İbn Ebu Zi'b, ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, (O şöyle dedi): Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) aşura gününde oruç tutar, o günde) oruç tutmayı bize emrederdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutmak Hakkında
1815-) Bize Ebu Asım, Yezid b. Ebi Ubeyd'den, (O da) Seleme ibnu'l-Ekva'da (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), aşura günü Eslem'li bir adamı (şöyle demek üzere) göndermişti: "Bugün aşura günüdür. Kim yemiş-içmişse, gününün geri kalanını (bir şey yiyip içmeksin) tamamlasa Kim yememis-içmemişse, bu (gün) oruç tutsun!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutmak Hakkında
1816-) Bize Ya'lâ, Muhammed b. İshak'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bu (gün) aşura günüdür, Kureyş (kabilesi mensupları) cahiliye döneminde o (gün) oruç tutarlardı. Artık sizden kim o (gün) oruç tutmayı arzu ederse, o (gün) oruç tutsun. Sizden kim de onu terketmeyi arzu ederse, terketsin, (o gün oruç tutmasın)!" (Nâfi’ dedi ki); İbn Ömer, (mu'tad) orucuna rastlaması hariç, o (gün) oruç tutmazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutmak Hakkında
1817-) Bize Abdulvehhab b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Şuayb b. İshak, Hişam b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Aşura günü, Kureyş'in cahiliyye (döneminde) oruç tuttukları bir gündü. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de Medine'ye geldiğinde o (günde) oruç tutmuş ve o (günde) oruç tutulmasını emretmişti. Nihayet Ramazan (orucu) farz kılınınca, farz kılınan (oruç) Ramazan orucu olmuş ve aşura günü (farz olarak oruç tutmak) terkedilmişti. Ondan sonra dileyen o (günde) oruç tuttu, dileyen (o günde oruç tutmayı) bıraktı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Aşura Günü Oruç Tutmak Hakkında
1818-) Bize Vehb b. Cerir haber verip (dedi ki), bize Mûsa b. Uleyy, babasından, (O da) Ukbe b. Âmir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Arafe günü ile "teşrik" günleri, biz Ehl-i islam'ın bayramlarıdır. Bu (günler) yeme-içme günleridir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Arafe Günü Oruç Tutmak Hakkında
1819-) Bize el-Mualla b. Esed haber verip (dedi ki), bize İsmil b. Uleyye rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Ebi Necih, babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: İbn Ömer'e, arafe günü orucu soruldu da, O şöyle cevap verdi: Ben, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber hac yaptım; O, bu (günde) oruç tutmadı. Ebu Bekr ile birlikte hac yaptım; O, bu (günde) oruç tutmadı. Ömer'le birlikte hac yaptım; O, bu (günde) oruç tutmadı. Osman'la birlikte hac yaptım, O da, bu (günde) oruç tutmadı. Ben de ne bu (günde) oruç tutuyorum, ne bu (günde oruç tutulmasını) emrediyorum, ne de bundan menediyorum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Arafe Günü Oruç Tutmak Hakkında
1820-) Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Amr b. Dinar'dan, (O) Nafi b. Cübeyr'den, (O da) Bişr b. Suhaym'dan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na -veya bir adama-, teşrik günlerinde şöyle bağırmasını emretti: "Gerçek şu ki, Cennet'e ancak mümin kimse girecektir. Bu (teşrik günleri), yeme-içme günleridir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Teşrik Günlerinde Oruç Tutma Yasağı
1821-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yezid b. Abdillah, Akil'in azadlısı Ebu Murre'den (naklen) rivâyet etti ki, (birgün) O ve Abdullah b. Amr, Amr ibnu'l-As'ın huzuruna girmişlerdi. O (gün), kurban bayramının (birinci) gününün ertesi günü veya ertesi gününden sonraki gündü. Amr da onlara bir yiyecek ikram etmişti. Bunun üzerine Abdullah; "gerçekten ben oruçluyum" demişti. O zaman Amr da şöyle demişti: "Orucunu boz. Çünkü bu (günler), Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bize, oruçların açılmasını emrettiği, bizi oruç tutmaktan menettiği günlerdir." Bunun üzerine Abdullah orucunu bozup yemiş, ben de O'nunla birlikte yemiştim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Teşrik Günlerinde Oruç Tutma Yasağı
1822-) Bize Sehl b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Ebu Bişr'den, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, bir kadın hacca gitmeyi nezretmiş, sonra (bu nezir haccını yapamadan) ölmüştü. Bunun üzerine kardeşi Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu sormuş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona; "Onun bir borcu olsaydı, onu öder miydin?" buyurmuştu. O; "evet" demiş, (Resûlüllah da); "O halde Allah'a hakkını ödeyin. Çünkü Allah Azze ve Celle, vefa gösterilmeye daha lâyıktır" buyurmuştu. (İbn Abbas) dedi ki, bunun üzerine (kardeşi) onun yerine oruç tutmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Kişi, Üzerinde Oruç Borcu Olduğu Halde Ölebilir
1823-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki; O, şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Andolsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah Azze ve Celle katında misk kokusundan daha hoştur! Oruçlunun iki de sevinci vardır: Orucunu açtığında (Allah'ın bir emrini yerine getirmiş olmaktan dolayı) bir sevinç, Kıyamet gününde (Allah'ın mükâfaatına kavuşmuş olmaktan dolayı) bir sevinç!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Fazileti Hakkında
1824-) Bize Yezid haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Âmr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah buyurur ki; Ademoğlunun her ameli kendi içindir, -iyilikler de on mislinden yediyüz katına kadar karşılık görecektir-, (Ancak) oruç hariç! O benim içindir ve onun mükâfaatını ben vereceğim. Çünkü o, benim için yemesini ve (cinsi) arzusunu terkeder, benim için içmesini ve (cinsi) arzusunu bırakır. Binaenaleyh, o benim içindir ve onun mükâfaatını ben vereceğim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Fazileti Hakkında
1825-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize el-A'meş, Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet ettiki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Oruç, kalkandır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Orucun Fazileti Hakkında
1826-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hişam ed-Destüvâî, Yahya b. Ebi Kesir'den, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) insanların yanında orucunu açtığı zaman şöyle (dua) buyururdu: "Yanınızda, oruç tutanlar oruçlarını açsın, yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize (rahmet) melekler(i) insin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Oruçlunun, Yanlarında Orucunu Açtığı Kimselere Dua Etmesi
1827-) Bize Saîd ibnu'r-Rebi' rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Süleyman'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Ben Müslim el-Batin'i, Saîd b. Cübeyr'den, (O) İbn Abbas'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen, şöyle rivâyet ederken) işittim: (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "(Başka) günlerde (yapılan) hiçbir amel, Zilhicce (ayının ilk) on gününde (yapılan) amelden daha faziletli değildir!" "Allah Azze ve Celle yolunda cihad da mı?" denildi. "(Evet), Allah Azze ve Celle yolunda cihad da. Sadece, canını ve malını (Allah Azze ve Celle yolunda cihada) çıkarıp da hiçbir şey geri getirmeyen adamın (cihadı) hariç!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Zilhicce Ayının İlk On Gününde Amel Yapmanın Fazileti Hakkında
1828-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Asbağ, el-Kasım b. Ebi Eyyub'dan, (O) Saîd'den, (O) İbn Abbas'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Allah Azze ve Celle katında; (kişinin), kurban (yani Zilhicce ayının ilk) on gününde yaptığı bir hayırdan ne daha iyi, ne de sevabı daha büyük hiçbir amel yoktur." "Allah Azze ve Celle yolunda cihad da mı?" denildi. "(Evet), Allah Azze ve Celle yolunda cihad da. Sadece, canını ve malını (Allah Azze ve Celle yolunda cihada) çıkarıp da, bunlardan hiçbir şey geri getirmeyen adamın (cihadı) hariç!" buyurdu. (El-Kasım) dedi ki, "Saîd b. Cübeyr de, bu on günün (vakti) girdiğinde, (ibadet ve diğer salih ameller yapmaya) o kadar fazla çalışırdı ki, neredeyse bu (çalışmaya) gücü yetmezdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Zilhicce Ayının İlk On Gününde Amel Yapmanın Fazileti Hakkında
1829-) Bize Ebu'r-Rebi’ ez-Zehrani rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail b. Ca'fer rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Süheyl, babasından, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ramazan geldiği zaman göğün (rahmet) kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapatılır, şeytanlar da bukağılarla sağlam bir şekilde bağlanır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ayının Fazileti Hakkında
1830-) Bize Vehb b. Cerir rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam, Yahya b. Ebi Kesir'den, (O) Ebu Seleme b. Abdirrahman'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Ramazanı, (sevaptı olduğuna) inanarak ve sadece yüce Allah Azze ve Celle'nin rızasını, lütfunu umarak ihya eder, (ibadetle geçirirse), onun geçmiş günahları bağışlanır. Kadir gecesini ihya edenin de geçmiş günahları bağışlanır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ayını İhya Etmenin Fazileti Hakkında
1831-) Bize Zekeriyya b. Adiyy rivâyet edip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey’, Davud b. Ebi Hind'den, (O) el-Velid b. Abdirrahman'dan, (O) Cübeyr b. Nufeyr'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Ramazan ayı orucunu tutmuştuk. " (Ebu Zerr, sözünün devamında) şöyle dedi: "Ama, yedi (gün) kalıncaya kadar bize bu aydan hiçbir şey, (hiçbir nafile namaz) kıldırmamıştı." (Ebu Zerr) dedi ki, "sonra (Ramazanın bitimine yedi gün kaldığında) bize, gecenin üçte biri geçinceye kadar nafile namaz kıldırmıştı." (Ebu Zerr) dedi ki, "(Ramazanın sondan) altıncı (gecesi) olduğunda bize nafile namaz kıldırmamıştı. (Ramazanın sondan) beşinci (gecesi) olduğunda ise bize, gecenin son yarısı geçinceye kadar nafile namaz kıldırmıştı. (O zaman) biz; "ya Resûlüllah, bu gecenin geri kalan kısmında da nafile kılsaydık" demiştik. O da şöyle buyurmuştu: "Şüphe yok ki, bir adam imamla beraber, o namazından ayrılıncaya kadar namaz kıldığında, (bu) onun için, (bütün) gecesini namazla geçirme sayılır!" Sonra (Ramazanın sondan) dördüncü (gecesi) olduğunda (yine) bize nafile namaz kıldırmamıştı. (Ramazanın sondan) üçüncü (gecesi) olduğunda ise ailesini, kadınlarını ve halkı toplamış ve bize, "felah'ı kaçırmaktan korkuncaya kadar nafile namaz kıldırmıştı." -(Cübeyr dedi ki, Ebu Zerr'e); "felah nedir?" dedik. "Sahurdur" karşılığını verdi.- (Ebu Zerr sözüne devamla) dedi ki, "sonra (Hazret-i Peygamber) bu ayın geri kalan kısmında bize (gece) nafile namaz kıldırmamıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ayını İhya Etmenin Fazileti Hakkında
1832-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyan'dan, (O) Davud'dan, (O) el-Velid b. Abdirrahman el-Cureşi'den, (O) Cübeyr b. Nufeyr el-Hadrami'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen), onun (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Ramazan Ayını İhya Etmenin Fazileti Hakkında
1833-) Bize Asım b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Bekr b. Ayyaş, Ebu Husayn'dan, (O) Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ramazan ayının) son on gününde i'tikafa girerdi. Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i'tikaf yapmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: İ Peygamberin İtirafı
1834-) Bize Ebu'l-Yeman rivâyet edip (dedi ki), bize Şuayb b. Ebi Hamza, ez-Zühri'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Ali b. Hüseyn haber verdi ki, Safîyye bint Huyey kendisine haber vermiş ki; O Ramazının son on gününde Mescid-i Haram'daki i'tikafi (esnasında) kendisi ziyaret etmek üzere Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gitmiş ve O'nun yanında bir müddet konuşmuş, sonra da kalkmış, (ayrılmıştı).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: İ Peygamberin İtirafı
1835-) Bize Yazid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Humeyd, Enes'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samît'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize Kadir gecesini bildirmeyi isteyerek yanımıza çıkagelmişti de, müslümanlardan iki kişi (bu esnada) münakaşa yapmışlardı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Muhakkak ki ben, size Kadir gecesini haber vermeyi isteyerek yanınıza çıkageldim. Ancak falanla falan arasında bir münakaşa vardı. Bu sebeple (Kadir gecesine dair bilgi benden alınıp) kaldırıldı. Belki (bu) daha hayırlı olur. Artık siz onu (Ramazanın) son on gününde; (yirmi) beşinci, (yirmi) yedinci ve (yirmi) dokuzuncu (günlerinde) arayınız!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Kadir Gecesi Hakkında
1836-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş... Ebu Seleme de, Ebu Hüreyre'den (naklen) dedi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Rüyamda) Kadir gecesini gördüm. Sonra ailemden biri beni uyandırdı. Bunun üzerine o (gecenin vakti hakkındaki bilgi) bana unutturuldu. Artık siz onu (Ramazanın) son on gününde arayınız!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Kadir Gecesi Hakkında
1837-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Salim b. Abdillah haber verdi ki, Abdullah b. Ömer şöyle demiş: Muhakkak ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kadir gecesini (Ramazanın ) son yedi gününde arayınız!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Oruç Kitabı
Konu: Kadir Gecesi Hakkında
1838-) Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Muaviye rivâyet edip (dedi ki), bize el-Hasan b. Amr el-Fukaymi, Mihran Ebu Safvan'dan, (O da) ibn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim hac yapmak isterse, acele etsin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Kim Hac Yapmak İsterse Acele Etsin!
1839-) Bize Yezid b. Hârûn, Serik'ten, (O) Leys'ten, (O) Abdurrahman b. Sabit’ten, (O da) Ebu Umâme'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kimi hac yapmaktan; ortaya çıkan, galib gelen bir ihtiyaç veya zalim bir hükümdar, yahut engelleyici bir hastalık menetmez de o, hac yapmamış olarak ölürse, ister yahudi olarak, isterse hıristiyan olarak ölsün!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hac Yapmamış Olarak Ölen Kimse
1840-) Bize Mücahid b. Mûsa haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Adem rivâyet edip (dedi ki), bize Zuheyr, Ebu İshak'tan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Zeyd b. Erkam'ı şöyle derken işittim: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (Medine'ye) hicretinden sonra bir kere hac yaptı." (Zuheyr) dedi ki; Ebu İshak, şöyle de dedi: "(Hazret-i Peygamber) hicretinden önce bir kere hac yapmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İ Peygamberin, Bir Kere Hac Yapmış Olması Hakkında
1841-) Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde rivâyet edip (dedi ki), Enes'e; 'Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kaç hac yapmıştı?" diye sordum, (O) şöyle cevap verdi: "Bir kez hac ve dört umre yapmıştı: Birinci umresi, müşriklerin O'nu Kabe'den menettikleri (umre); ikinci umresi, O'nunla anlaşma yapıp da geri dönünce ertesi yıl (yapmış olduğu umre); (üçüncü) umresi, de Huneyn ganimetini taksim edince Cirâne (Ci'irrâne)'den (yapmış olduğu umre); (dördüncü) umresi, haccıyla birlikte (yapmış olduğu umredir)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İ Peygamberin, Bir Kere Hac Yapmış Olması Hakkında
1842-) Bize Muhammed b. Kesir rivâyet edip (dedi ki), bize Süleyman b. Kesir, ez-Zühri'den, (O) (Ebu) Sinan'dan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "üzerinize hac farz kılındı" buyurmuştu da; "ya Resûlüllah! Her yıl mı?" diye sorulmuştu. O da şöyle buyurmuştu: "Hayır. Bunu (yani her yıl farz olduğunu) söyleseydim, (her yıl) farz (vacib) olurdu. (Ama) hac (ömürde) bir kere (farzdır). Daha fazlası ise, nafiledir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Haccın Farzlığı Vaciblîği Nasıldır?
1843-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, Serik'ten, (O) Simâk'tan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen), onun (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Haccın Farzlığı Vaciblîği Nasıldır?
1844-) Bize Ahmed b. Abdillah b. Yunus haber verip (dediki), bize Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medineliler için Zul-Huleyfe'yi, Şam'hlar için el-Cuhfe'yi ve Necd'liler için Karn’ı mikât tayin etti." (Nafi’) dedi ki; İbn Ömer (sözüne devamla) şöyle dedi: "Bu üçüne gelince, ben onları Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (bizzat) duymuştum. Diğer taraftan bana ulaştı ki; O, Yemenliler için Yelemlem'i mikât tayin etmiş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hacda Mikâtlar
1845-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdullah b. Dinar'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen), onun (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hacda Mikâtlar
1846-) Bize Müslim b. İbrahim rivâyet edip (dedi ki), bize Vuheyb rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Tavus, babasından, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Medineliler için Zu’l-Huleyfe'yi, Şam'hlar için el-Cuhfe'yi, Necd'liler için Karnu'l-Menâzil'i, Yemen'liler için Yelemlem'i mikât tayin etmişti. Bu (yerler), hac ve umre yapmak isteyen ora ahalisi ile başka (yerler)den oralara gelen herkes içindir. Bu (yerlerin) berisinde olanların (mikâtı) ise, (hacca gitmeye) başladığı yerdendir; hatta Mekke'lilerin (mikâtı) Mekke'dendir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hacda Mikâtlar
1847-) Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Zeyd b. Eslem'den, (O) İbrahim b. Abdillah b. Huneyn'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: El-Misver b. Mahrame ile İbn Abbas, ihramlının başını yıkaması konusunda şüpheye düştüler. Bunun için beni; "Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), ihramlı olduğu halde başını yıkarken nasıl gördün?" (diye sormak üzere) Ebu Eyyûb el-Ensari'ye gönderdiler. Ben de Ebû Eyyûb'a, bir kuyunun iki çıkrık direği arasında, üzerine bir bez örtmüş olduğu halde (yıkanıyorken) vardım ve selâm verdim. O hemen bezi kendisine doğru çekti. O zaman ben dedim ki, "beni sana yeğenin İbn Abbâs, "Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), başını yıkarken nasıl gördün?" (diye sormak üzere) gönderdi!" Bunun üzerine O, ellerini başının üzerinde, ileri-geri çekerek yürüttü.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramda Yıkanmak
1848-) Bize Abdullah b. Ebi Ziyâd haber verip (dedi ki), bize Abdullah b. Ya'kub el-Medeni, İbn Ebiz-Zinâd'dan, (O) babasından, (O) Harice b. Zeyd b. Sabit'ten, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yüksek sesle telbiye getirmek (yani ihrama girmek) için soyundu ve gusül yaptı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramda Yıkanmak
1849-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyân'dan, (O) Sümeyy'den, (O) Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Günah karıştırılmamış "makbul" bir haccın karşılığı ancak Cennet'tir. İki umre ise, aralarındaki günahları örter, affettirir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hac Ve Umrenin Fazileti Hakkında
1850-) Bize Ebul-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bana Mansur rivâyet edip dedi ki; ben Ebu Hazim'i, Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet ederken işittim ki, O (yani Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "Kim Kabe'yi hacceder (ziyaret eder) de çirkin söz söylemez, günah iş işlemez ve (başkalarını) korkutmazsa, annesinin doğurduğu (gündeki) gibi (günahsız olarak) geri döner."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hac Ve Umrenin Fazileti Hakkında
1851-) Bize Muhammed İbnu’l-Alâ' rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. İsmail b. Ebi Fudeyk, ed-Dahhâk b. Osman'dan, (O) Muhammed ibnu'l-Munkedir'den, (O) Abdurrahman b. Yerbû'dan, (O da) Hazret-i Ebû Bekr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), "Hangi hac (ameli) daha faziletlidir?" diye soruldu. O da; "el-Acc ve es-Secc!" buyurdu. "El-Acc", "Telbiye getirmek" demektir. "Es-Secc" ise, "Kan akıtmak" manasına gelir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hangi Hac Daha Faziletlidir?
1852-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Yahya -ki O, İbn Saîd'dir-, Ömer b. Nâfı'den, (O) babasından, (O da) ibn Ömer'den (naklen) haber verdi ki; bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem); "İhrama girdiğimizde hangi elbiseleri giyelim? diye sormuştu da, (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Ne gömlek, ne iç donu (şalvar), ne sarık, ne bornoz (başlığı kendisine bitişik cübbe, elbise), ne de mest giymeyin. Şu kadar var ki, pabuçları olmayan bir kimse olursa, o mest giysin ve onların (boyunlarını, üst taraflarını keserek) topuklardan aşağı yapsın. Elbiselerden, kendisine ne ala çehre, ne de za'ferân (boyası) sürünmüş olan hiçbir şey de giymeyin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Giyeceği Elbiseler