Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

251-) Bize Muhammed İbnu's -Salt, Mansûr'dan, (o) Ebu'l -Esved'den, (o) Husayn'dan (o) Salim b. Ebi’l -Ca'd'dan, (o da) Ebu'd -Derdâ'dan (naklen) haber verdi (ki Ebu'd -Derdâ') şöyle dedi: "Ne oluyor bana? Alimlerinizin ölüp gittiklerini görüyorum. Halbuki cahilleriniz (onlardan bir şey) öğrenmiyorlar! Artık ilim (ortadan) kaldırılmadan önce öğreniniz. Zira ilmin (ortadan) kaldırılması, alimlerin ölüp gitmesi (ile olacak)dır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
252-) Bize Ahmed b. Esed Ebû Asım haber verip (dedi ki) bize Abser, Bürd'den, (o) Süleyman b. Mûsa'dan, (o da) Ebu'd -Derdâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki Ebu'd -Derdâ') şöyle dedi: İnsanlar âlim ve öğrenci(den ibaret)dir. Bunun ötesinde hiçbir hayır yoktur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
253-) Bize Ahmed b. Esed Ebû Asım haber verip (dedi ki) bize Abser, el -A'meş'den, (o) Sâlim'den, (o) Ebu'd -Derdâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki Ebu'd -Derdâ') şöyle dedi. Hayrı öğretenle (bunu) öğrenen sevapta birdir, (aynı sevabı alırlar). Bunun ötesinde diğer insanların hayrı yoktur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
254-) Bize Kabisa haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Atâ' İbnu's -Sâ'ib'den, (o) el -Hasan'dan, (o da) Abdullah b. Mes'ûd'dan (naklen) haber verdi(ki Abdullah) şöyle dedi: Ya alim ol, ya öğrenci veya dinleyici. Dördüncü olma, sonra helak olursun!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
255-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki) bize Hâlid, Ata' İbnu's -Sâ'ib'den, (o da) Abdullah b. Rubeyyia'dan (naklen) haber verdi (ki Abdullah) şöyle dedi: Selmân dedi ki: "İnsanlar, sonraki (nesil) öğrenciye kadar önceki (nesil) hayatta kaldığı sürece hayırda devam edeceklerdir. Sonraki (nesil) öğrenmeden önce, önceki (nesil) helak olduğu zaman insanlar da helak olur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
256-) Bize vehb b. Cerir ve Osman b. Ömer haber verip dediler ki bize İbn Avn, Muhammed'den, (O da) el -Ahnef’den (naklen) haber verdi (ki el -Ahnef) şöyle dedi: Ömer (radıyallahü anh) dedi ki: "İlmi, başkan yapılmadan, (bir göreve atanmadan) önce öğrenin !"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
257-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki) bize Bakiyye haber verip (dedi ki) bana Safran b. Rüstem, Abdurrahman b. Meysere'den, (o da) Temim ed -Dâri'den (naklen) rivâyet etti (ki Temim) şöyle dedi: Ömer (radıyallahu anh) zamanında halk bina yapımında (âdeta) yarışa girmişti. Bunun üzerine Ömer şöyle demişti: "Ey Küçük Arap Topluluğu! Dünyadan sakının! Dünyadan sakının! Durum şu ki müslümanlık, başkasıyla değil, ancak cemâatle olur. Cemâat de, başkasıyla değil, ancak devletle olur. Devlet de, başkasıyla değil, ancak itaatle olur. Kimi, toplumu bilgi ile başkan yaparsa bu hem o, hem de onlar için dirlik (vesilesi) olur. Kimi de toplumu bilgisiz başkan yaparsa bu hem o, hem de onlar için helak (sebebi) olur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yok Olup Gitmesi Hakkında
258-) Bize Muhammed İbnu'l -Mübârek haber verip (dedi ki) bize Bakıyye haber verip (dedi ki) bize Sadaka b. Abdillah İbni'l -Muhâcir b. Suheyb rivâyet etti ki el -Muhâcir b. Habîb şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; Allah -teâlâ - şöyle buyurdu: "Ben hikmetli söz söyleyenin her sözünü kabul etmem. Fakat ben onun tasa ve arzusunu kabul ederim, (bunlara bakarım). Bunun için şayet onun tasa ve arzusu bana itaat etmede ise, konuşmasa da, ben onun susmasını bana şükür ve saygı yapar, (böyle kabul ederim)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
259-) Bize Mahled b. Mâlik, Haccâc b. Muhammed'den, (o) Leys b. Sa'd'dan, (o da) Muâviye b. Salih'den, (o da) Ebu'z -Zâhiriyye'den (naklen) haber verdi (ki Ebu'z -Zâhiriyye) sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet ederek (şöyle dedi: ) Allah şöyle buyurdu: Ahir zamanda ilmi saçacağım, öyle ki erkek, kadın köle, hür, küçük, büyük (herkes) onu bilecek. Bunu onlara yaptığım zaman da, üzerlerindeki hakkımdan dolayı onları hesaba çekeceğim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
260-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki) bize Mahled b. Hüseyn, Hişâm'dan, (o da) el -Hasan'dan (naklen) rivâyet etti (ki el -Hasan) şöyle dedi: Bu ilimden bir şeyin peşine düşüp de onunla Allah katında olanı isteyen kimse, inşallah, (isteğine) kavuşur. Kim de onunla dünya(lık) isterse, işte, vallahi, onun bundan nasibi (sadece) budur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
261-) Bize Ya'la haber verip (dedi ki) bize Muhammed b. Avn, İbrahim b. İsa'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: İbn Mes'ûd dedi ki; "İlmi şu üç şey için öğrenmeyiniz: Cahillerle çekişmeniz için, alimlerle mücâdele ve münâkaşa etmeniz için ve insanların alakalarını kendinize çekmeniz için. Sözünüzle Allah katında olanı isteyiniz. Çünkü o devam eder, baki kalır. Onun dışındakiler ise geçip gider.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
262-) (Yine) bu senedle (rivâyet edildi ki İbn Mes'ûd) şöyle dedi: Gök ehli arasında tanınan, dünya ehline gizli kalan ilim kaynakları, hidayet lambaları, ev bağlıları, gece kandilleri, yeni kalbli, eski elbiseli kimseler olunuz.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
263-) Bize Ebû Asım haber verip (dedi ki) bize Muhammed b. Umâre b. Hazm rivâyet edip (dedi ki) bana Abdullah b. Abdirrahman rivâyet edip dedi ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Sadece dünya(lık şeyler) isteyerek bu ilmin peşine düşen, (öğrenen) hiç kimse yoktur ki kıyamet gününde Allah ona Cennet rayihasını yasaklamış olmasın.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
264-) Bize Mücâhid b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize Abdullah b. Numeyr, Mâlik b. Miğvel'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Bir adam eş -Şa'bi'ye "Ey Alim, bana fetva ver!" demişti de o şöyle mukabele etmişti: "Alim dediğin Allah'dan (hakkıyla) korkandır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
265-) Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki) bize Ömer b. Yezid, Evfa b. Dilhem'den rivâyet etti ki ona (yani Evfa'ya), Ali'den (kerremellahu vecheh), onun şöyle dediği ulaşmış: "İlmi öğreniniz ki onunla tanınasınız. Onu uygulayınız ki ehlinden olasınız. Zira vaziyet şu ki bundan sonra yakında, (içinde yaşayanlarının) onda dokuzunun ma'rûfu (iyiliği) tanımayacağı bir zaman gelecek. Bu (zamanda yaşayanlar)dan, sadece kötülükden ve kötülerden habersiz, pek önemsenmeyen kimseler kurtuluşa erecek. İşte bunlar; kotlükleri dolaştırmayan, fena -yüz kızartıcı şeyler yapmayan, lâfı bol, dedikoducu olmayan hidâyet önderleri ve ilim kandilleridirler, Ebû Muhammed (ed -Dârimi) dedi ki; (Arapça metinde geçen) "nüveme" kelimesi, "kötülükden habersiz", "el -mezâyû’l -buzur" ise "sözü çok" demektir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
266-) Bize Mervân b. Muhammed haber verip (dedi ki) bize Sa'id b. Abdilaziz, Yezîd b. Câbir'den rivâyet etti. (ki, o) şöyle dedi: Muâz b. Cebel şöyle dedi: Bildikden, (Öğrendikden) sonra dilediğinizi uygulayınız. Zira Allah, ilimden dolayı, (onu) uygulamadıkça size sevap vermeyecektir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
267-) Bize Abdullah b. Hâlid b. Hâzim haber verip (dedi ki) bize el -velid b. Mezyed rivâyet edip dedi ki ben Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'i Sa'd'dan şöyle rivâyet ederken işittim: O (yani Sa'd) İbn Münebbih'e gelip ona, el -Hasan'ı sormuş ve, "Aklı nasıl?" demiş. O da ona (el -Hasanu'î -Basri'nin aklı, anlayışı hakkında bildiklerini) haber vermiş, sonra şöyle demiş: Bizler şunu konuşur -veya (eski) kitaplarda şunu bulur - duk: Allah bir kula ilim versin, o da bunu doğru yol (hidâyet yolu) üzere uygulasın, sonra da, Allah onu kendi katına çekmedikçe (yani öldürmedikçe) aklını başından almış olsun, bu vaki değildir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
268-) Bize İsmail b. Ebân, İbnu'l -Kâsım b. Kays'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: Bana Yûnus b. Yûsuf el -Hımsî rivâyet edip (dedi ki) bana Ebû Kebşe es -Selûli rivâyet edip dedi ki, Ebu'd -Derdâ'yı şöyle derken işittim: Kıyamet gününde Allah katında mevki bakımından insanların en kötüsü, ilminden faydalanılmayan alim dir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
269-) Bize Amr b. Avn haber edip (dedi ki) bize Ebû Kudâme, Mâlik b. Dinar'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: Ebu'd -Derdâ' dedi ki: "Kimin ilmi artarsa ağrısı, (korkusu) artar. Yine Ebu'd -Derdâ' şöyle dedi: Bana (hesap gününde) "Ne bildin?" denilmesinden dolayı nefsime karşı endişe etmiyorum. Fakat bana, "Ne amel ettin?" denilmesinden endişe ediyorum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
270-) Bize Harun b. Muâviye, Hafs b. Ğıyâs'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: İbn Cureyc'i, kendisine İbn Abbâs'dan rivâyet eden kimseden şöyle naklederken işittim: (İbn Abbâs) demiş ki; "Gece bir saat ilim çalışması, onu (nafile ibâdetlerle) ihya etmekden daha hayırlıdır." Ebû Hureyre de söyle demiş: Ben geceyi üç parçaya ayırırım: Üçte birinde uyur, üçte birinde geceyi ibâdetle ihya eder, (namaz kılar) üçte birinde de Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hadislerini mütâlâa eder -ezberlerim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
271-) Bize el -Hasan b. Arafe haber verip (dedi ki) bize Cerîr, el -Hasan b. Amr'dan, (o da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki İbrahim) şöyle dedi: Kim, onunla Allah'ın rızasını taleb ederek ilimden bir şey isterse Allah ona o (ilimden) kendisine yetecek olanı verir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmi Uygulama Ve Onda İyi Niyetli Olma
272-) Bize Ebu'n -Nu'mân haber verip (dedi ki) bize Sabit b. Yezid rivâyet edip (dedi ki) bize Asım rivâyet edip (dedi ki); eş -Şa'bî'ye bir hadis sordum, o da onu bana rivâyet etti. Bunun üzerine ben ona; "Bu (hadis) Hazret-i Peygambere mi (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet ediliyor?" dedim. "Hayır, dedi, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) berisinde olan kimseye (nisbet etmeyi) daha çok severiz. Çünkü onda bir fazlalık veya noksanlık olursa, bu, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) berisinde olan kimseye (ait) olmuş olur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
273-) Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Ebû Hâşim'den, (o da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki İbrahim) şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâkala ve muzâbene'den menetmiştir." Bunun üzerine ona (yani İbrahim'e), "Ezberinde, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) gelen, bundan başka bir hadis yok mu?" dendi. "Var, dedi, ama ben, "Abdullah şöyle dedi", "Alkame şöyle dedi" demeyi daha çok seviyorum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
274-) Bize Muhammed b. Kesir, el -Evzâ'i'den, (o da) ismail b. Ubeydillah'dan (naklen) haber verdi (ki İsmail) şöyle dedi: Ebu'd -Derdâ, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis rivâyet ettiği zaman (rivâyetinin sonunda); "Bunu, bunun gibisini, veya benzerini yahut bunun eşini, (mislini buyurdu)" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
275-) Bize Esed b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize Muâviye, Rebî'a b. Yezîd'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Ebu'd -Derdâ' bir hadis rivâyet ettiği zaman (sonunda) şöyle derdi: "Allahım (şâid ol!). Eğer böyle değilse bunun aynısı gibidir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
276-) Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki) bize İbn Avn, Müslim Ebû Abdillah'dan, (o) İbrahim et -Teymi'den, (o) babasından, (o da) Amr b. Meymûn'dan (naklen) haber verdi(ki Amr) şöyle dedi: Hiçbir perşembe akşamını kaçırmaz, Abdullah b. Mesudun yanına gelirdim. Onu bir şey için hiç, "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" derken duymamıştım. Nihayet bir akşam oldu ve, "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu..." dedi. (Amr) dedi ki, bunun üzerine onun gözleri yaşla doldu, damarları kabardı. Derken ben onu, (rahatlamak için elbisesinin) düğmelerini çözmüş bir halde gördüm. (Rivâyetinin sonunda da) o şöyle dedi: "(Hazret-i Peygamber'in sözü böyledir,) veya bunun aynısıdır, yahut bunun gibidir, ya da bunun benzeridir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
277-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki) bize Eş'as, eş -Şa'bî ve İbn Sirin'den (naklen) haber verdi ki İbn Mes'ud, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) (Allah'ın) belâ ve cezaları hakkında rivâyette bulunduğu zaman yüzü kızarır -bozarır ve, "Böyle veya bunun gibidir, böyle veya bunun gibidir" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
278-) Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki) bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki) bize Tevbe el -Anberi rivâyet edip dedi ki, bana eş -Şa'bî şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu.." diyerek (rivâyette bulunan) falanı gördün mü? Ben İbn Ömer'le iki yıl veya birbuçuk yıl kaldım da, şu hadis hariç, onu Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir şey rivâyet ederken işitmedim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
279-) Bize Esed b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki) bize Abdullah b. Ebi's -Sefer, eş -Şa'bî'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: "İbn Ömer'in yanında bir yıl durdum da onu, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis zikrederken işitmedim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
280-) Bize Asım b. Yûsuf haber verip (dedi ki) bize Ebû Bekr, Ebû Hasîn'den (o) eş -Şa'bî'den, (o da) Sabit b. Kutbe el -Ensâri'den (naklen) rivâyet etti (ki Sabit) şöyle dedi: "Abdullahbize ayda iki veya üç hadis rivâyet ederdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
281-) Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki) bize Yûnus, Abdülmelik b. Ubeyd'den, onun şöyle dediğini haber verdi: Enes b. Mâlik bize uğramıştı. Biz de, "Bize, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) duymuş olduğun bazı şeyler rivâyet edin!" demiştik. Bunun üzerine o; "(Peki), demişti, ben de (rivâyet eder ve) "İnşallah böyledir" derim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
282-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki bize Hammâd b. Zeyd, İbn Avn'dan, (o da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti (ki Muhammed) şöyle dedi: "Enes, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) az hadis rivâyet ederdi. Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis rivâyet ettiği zaman ise (rivâyetin sonunda), "veya Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurduğu gibi" derdi. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
283-) Bize Osman b. Muhammed haber verdi. (O dedi ki) bize İsmail, Eyyûb'dan, (o da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti (ki Muhammed) şöyle dedi: "Enes, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis rivâyet ettiği zaman (rivâyetin sonunda), "veya Resûlüllah’ın buyurduğu gibi" derdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
284-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet etti. (O dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Sa'îd'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Bana es -Sâ'ib b. Yezîd rivâyet edip şöyle dedi: Sa'd ile beraber Mekke'ye (doğru yola) çıkmıştım da Medine'ye dönünceye kadar, onu, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis rivâyet ederken işitmemiştim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
285-) Bize Sehl b. Hammâd haber verdi. (O dedi ki) bize Şu'be rivâyet etti. (O dedi ki) bize Beyân, eş -Şa'bi'den, (o da) Karaza b. Ka'b'dan (naklen) rivâyet etti ki; Ömer (radıyallahu anh), (bir grup) ensârı, Medine'den (Küfe'ye müteveccihen) yola çıktıklarında uğurladı ve şöyle dedi: "Biliyor musunuz, sizi niçin uğurladım?". Dedik ki; "Ensâr'a hürmetten dolayı." (Hazret-i Ömer sözüne) şöyle devam etti: "Siz, Kur'an'ı okurken dilleri, hurma ağaçlarının titremesi gibi titreyen, (Kur'an'ı doğru -dürüst okuyamayan) bir topluluğa gidiyorsunuz. Binaenaleyh, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis rivâyeti ile onları (Kur'an'dan) yüz çevirtmeyin. (Bu az rivâyet hususunda, bu hayırlı işte) ben sizin ortağınızım, (ben de böyle yapacağım). (Karaza) dedi ki, artık hiçbir şey rivâyet etmedim. Halbuki ben de arkadaşlarımın duymuş oldukları gibi, (Resûlüllah'dan hadisler) duymuştum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
286-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki) bize Eş'as b. Sevvâr, eş -Şa'bî'den, (o da) Karaza b. Ka'b'dan (naklen) haber verdi (ki Karaza) şöyle dedi: Ömer İbnu'l -Hattâb (radıyallaha anh), Ensâr'dan bir grubu Kûfe'ye gönderdi. Beni de onlarla beraber gönderdi. (Yola çıktığımızda) o da bizimle beraber yürümeye başladı. Nihayet Sırâr (denilen yere) -Sırâr Medine yolunda bir su (başıdır). -geldi ve ayaklarından tozu silkmeye başladı. Sonra şöyle dedi: "Siz Kûfe'ye gidiyorsunuz. Siz Kur'an'ı, fikırdatarak (okuyan) bir topluluğa gidiyorsunuz. Onlar size gelecek ve "Muhammed'in sahâbileri geldi, Muhammed'in sahâbileri geldi!" diyecekler. Onlar size gelecek ve sizden hadis soracaklar. Binaenaleyh bildiriniz ki abdestin en tam olanı, (azaları) üçer (defa yıkamakla) olur. (yıkama da) kâfi gelir." Sonra şöyle devam etti: "Siz Kûfe'ye gidiyorsunuz Siz Kur'an'ı fıkırdatarak (okuyan) bir topluluğa gidiyorsunuz, (onlar sizin varışınızı görünce -duyunca); "Muhammed'in sahâbileri geldi, Muhammed'in sahâbileri geldi!" deyip yanınıza gelecek ve size hadis soracaklar. Binaenaleyh Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyeti azaltınız. Bu hususta ben sizin ortağınızım, (ben de az rivâyet edeceğim). Karaza dedi ki: "Ben topluluğun içinde otururdum da onlar Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) (nakledilen) hadisleri zikrederlerdi. Halbuki ben o (hadisleri) onların en iyi belleyenlerinden idim. Ama Ömer'in tavsiyesini hatırlayınca susardım.." Muhammed (ed -Dârimi) dedi ki; Bana göre burada kasdedilen, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) (zamanındaki) hâdiselerle ilgili hadislerdir, sünnetler ve farizalar (ferâiz) değil."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
287-) Bize Mücâhid b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize İbn Numeyr, Mâlik b. Miğvel'den, (o) eş -Şa'bî'den, (o da) Alkame’den (naklen) rivâyet etti (ki Alkame) şöyle dedi: Abdullah; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu..." dedi, sonra kendisini bir titreme aldı, akabinde de; "Bunun gibidir veya bundan üstündür" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
288-) Bize Bişr İbnu'l -Hakem haber verip (dedi ki) bize Süfyân, İbn Ebî Necih'den, (o da) Mücâhid'den (naklen) rivâyet etti (ki Mücâhid) şöyle dedi: İbn Ömer'e (Mekke'den) Medine'ye kadar arkadaşlık yaptım da, onu, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis rivâyet ederken işitmedim. Ancak o (bir yerde) şöyle dedi: 'Hazret-i Peygamber'le (sallallahü aleyhi ve sellem) beraberdim. Kendisine hurma göbeği getirildi. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: "Ağaçlardan bir ağaç var ki müslüman adam gibidir, (hangisidir o?)" Ben, "O, hurma ağacıdır!" demek istedim. Ama baktım, gördüm ki ben topluluğun en küçüğüyüm. Bundan dolayı sustum. (Sonra bunu babam Ömer'e anlattığımda) o; "isterdim ki bunu söyleseydin de şu kadar borcum olaydı!" dedi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
289-) Bize Bişr İbnu'l -Hakem haber verip (dedi ki) bize Hâlid b. Yezîd el -Hedâdi rivâyet edip (dedi ki) bize Salih ed -Dehhân rivâyet edip dedi ki; Câbir b. Zeyd'i, (hadis rivâyetini) mühim ve büyük bir iş görmesinden, (Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) isnâd ederek yalan söylemekden korkmasında dolayı hiç, "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu..." derken işitmedim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
290-) Bize Muhammed b. Abdillah haber verip (dedi ki) bize Revh, Kehmes İbnu'l -Hasan'dan, (o da) Abdullah b. Şakîk'den (naklen) haber verdi (ki Abdullah) şöyle dedi: (Bir gün) Ebû Hureyre, Ka'b bir topluluğun içindeyken, (o topluluğa) Ka'b'i sormaya geldi. Ka'b da (henüz kendisini tanımayan Ebû Hureyre'ye), "Ondan ne istiyorsun?" dedi. (Ebû Hureyre) de şöyle mukabele etti: "Bilmiş ol ki ben, Resûlüllah'in sahâbîlerinden hiç kimsenin, onun hadisini benden daha iyi bellemiş olacağını kabul etmem. (Ama yine de Ka'b'a bazı şeyler sormak istiyorum)." Bunun üzerine Ka'b şöyle dedi: "Bilki sen, asla, herhangi bir şeyin peşine düşen bir kimse bulamazsın ki o, günün birinde ondan doyacak olmasın. İlmin peşine düşen kimse veya dünyanın peşine düşen kimse hariç!" O zaman (Ebû Hureyre "Sen Ka'b mısın?" dedi. "Evet" dedi. (Ebû Hureyre de)" (İşte) bunun gibi (şeyler) için geldim" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
291-) Bize Ya'kûb b. İbrahim haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Ebî Bukeyr haber verip (dedi ki) bize Şibl, Amr b. Dinar'dan, (o da) Tâvûs'dan (naklen) haber verdi (ki Tavus) şöyle dedi: "Ya Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), demiş, insanların hangisi daha bilgindir?". Buyurmuştur ki; "İnsanların ilmini, kendi ilmine katan! (Ayrıca) ilmin peşinde olan herkes, (her ilim talebesi) ilme açtır. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
292-) Bize Sa'îd b. Amir, el -Halil b. Murre'den, (o da) Muâviye b. Kurre'den (naklen) haber verdi (ki Muâviye) şöyle dedi: İçinde, birbirleriyle konuşan büyüklerin bulunduğu bir (ilim ve sohbet) halkasında idim. Aralarında Abid b. Amr da vardı. Derken topluluğun kenarındaki bir genç; "Allah'ı zikretmeye dalın. Allah size hayır ve bereket versin!" dedi. Bunun üzerine topluluk, "Bizi hangi şeyde, (ne durumda) gördü?" diye biri birine baktı. Sonra onlardan biri şöyle dedi: "Bunu sana kim emrettiyse sen (bunu ona) emret! Vallahi (sözünü) tekrar edersen kesinlikle (sana) yaparız da yaparız!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
293-) Bize Yûsuf b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize Ebû Amir haber verip (dedi ki) bize Kurre b. Hâlid, Avn b. Abdillah'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: İçinde hikmet dağıtılan ve rahmet umulan meclis, (toplantı yeri) ne güzel meclisdir!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hata Yapma Endişesiyle Fetva Vermekden Korkan Kimse
294-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki) bana Muâviye, Abdurrahman b. Cübeyr b. Nufeyr'den, (o) babası Cübeyr b. Nufeyr'den, (o da) Ebu'd -Derdâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki Ebu'd –Derdâ') şöyle dedi: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraberdik. Derken dehşetle göğe bakakaldı. Sonra şöyle buyurdu: "İşte insanlardan ilmin kapıp alınacağı anlar! Öyleki onlar o (ilimden) hiçbir şey elde edemeyecekler." O zaman Ziyâd b. Lebîd el -Ensâri şöyle dedi: "Ya Resûlüllah! Kur'an'ı okumuş olduğumuz halde o (ilim) bizden nasıl kapıp alınır? Bundan sonra da, vallahi, onu okuyacağız, kadınlarımıza ve çocuklarımıza da okutacağız." Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Annen seni kaybedesice! Ziyâd, ben seni hakikaten, Medinelilerin fakihlerinden (derin kavrayışlı alimlerinden) sayardım. şu Tevrat ve incil, yahûdî ve Hıristiyanların yanında (mevcut bulunuyor). Peki, onlara ne faydası oluyor?". Cübeyr dedi ki, "Daha sonra Ubâde İbnu's -Sâmit'le karşılaştım." (Cübeyr) sözüne şöyle devam etti." (Ona), kardeşin Ebu'd -Derdâ'nın ne söylediğini duymuyor musun, dedim ve sölediği şeyi ona haber verdim." Şöyle mukabele etti: "Ebu'd -Derdâ' doğru söyledi. İstersen, insanlardan (alınıp) kaldırılacak ilk ilmi sana muhakkak ki haber veririm: Huşu'. Yakında cuma mescidine, (camiye) gireceksin de orada huşu' sahibi hiç kimse görmeyeceksin."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
295-) Bize Ya'kûb b. İbrahim haber verip (dedi ki) bize Yezîd b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki) bize el -velîd b. Cemîl el -Kettâni rivâyet edip (dedi ki) bize Mekhûl rivâyet edip dedi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Alimin âbide (ibâdet yapana, bilgisiz ibâdetle meşgul olana) üstünlüğü benim, sizin, (mertebece) en aşağıda olanınıza üstünlüğüm gibidir." Sonra şu ayeti okudu: "Allah'dan, kulları içinde ancak âlimler korkar. " Şüphe yok ki insanlara hayrı öğreten kimselere Allah merhamet eder, onun melekleri, göklerin ve yerlerin ahalisi ile denizdeki balıklar da hayır dua ederler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
296-) Bize Ahmed b. Esed Ebû Asım haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Yemân, Süfyân'dan, (o) Leys’den, (o) bir adamdan, (o da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti (ki ibn Ömer) şöyle demiş: Kişi (mertebece) kendinden üstte olana hased etmeyinceye, kendinden altta olanı küçümsemeyinceye ve, ilmin karşılığında bir bedel istemeyinceye kadar alim olmuş olmaz.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
297-) Bize Sa'id b. Süleyman, Ebû Usâme'den, (o da) Mis'ar'dan (naklen) haber verdi (ki Mis'ar) şöyle dedi: Abdula'la et -Teymi'yi şöyle derken işittim: Kendisine ilimden, kendisini ağlatmayan şeyler verilmiş olan kimse, kendisine fayda verecek ilim verilen kimse olmamaya lâyıkdır, (böyle bir kimse olmamalıdır). Çünkü Allahü teâlâ alimleri (Kuranda) tavsif etmiştir. (Abdula'la) sonra şu Kur'an'ı, (yani) "Çünkü ilim verilmiş olanlar..." (âyetini) "...ağlayarak..." âyetine kadar okudu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
298-) Bize İsmet İbnu’l -Fadl haber verip (dedi ki) bize Zeyd b. Hubâb, Mübarek b. Fudâle'den, (o) Ubeydullah b. Ömer el -Ömeri'den, (o da) Ebû Hâzim'den (naklen) rivâyet etti (ki Ebû Hâzini) şöyle dedi: Sende şu üç haslet olmadıkça âlim olmazsın: (Mertebece) senden üstte olana karşı haddi aşmazsın, senden altta olanı küçümsemezsin ve ilmine karşılık dünyalık almazsın.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
299-) Bize Ahmed b. Esed haber verip (dedi ki) bize Abser, Burd b. Sinan'dan, (o) Süleyman b. Mûsa ed -Dımeski'den. (o da) Ebu'd -Derdâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki Ebu'd -Derdâ' şöyle dedi: öğrenci olmadıkça alim olmazsın. Kendisiyle amel etmedikçe ilimden dolayı alim olmazsın. Hep münâkaşaci olman, günahkâr olarak sana yeter. Hep çekişmeci olman, günahkâr olarak sana yeter. Hep Allah'ın rızası dışında konuşman, yalancı olarak sana yeter.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse
300-) Bize el -Hasan b. Arafe haber verdi. (O dedi ki) bize el -Mübârek b. Sa'îd, kardeşi Süfyân es -Sevri'den, (o da) İmrân el -Mınkari'den (naklen) rivâyet etti (ki Imrân) şöyle dedi: Bir gün Hasan (Basri'ye), söylediği bir şey hakkında; "Ebû Sa'îd! Fakihler böyle söylemiyor?" dedim. Bunun üzerine o şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana! Sen, kendin, fakih gördün mü hiç? Fakih dediğin, dünyaya karşı isteksiz, ahirete karşı arzulu, dininin işinde uyanık olan, Rabbine ibadete aralıksız devam eden kimsedir ancak!'

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim, Haşyetten, Allah Korkusu Ve Saygısından İbarettir Diyen Kimse