Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2853-) Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize el-Velid b. Müslim, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Fezâreoğulları'nın azadlısı Zureyk b. Hayyan haber verdi ki; O, Müslim b. Karaza el-Eşcei'yi şöyle derken işitmiş: Ben, Avf b. Malik el-Eşceî'yi şöyle derken işitmiştim: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Önderlerinizin en hayırlıları, sizin onları sevdiğiniz, onların da sizi sevdiği, sizin onlara hayır -dua ettiğiniz, onların da size hayır- dua ettiği kimselerdir. Önderlerinizin en kötüleri ise sizin onları sevmediğiniz, onların da sizi sevmediği, sizin onlara lanet ettiğiniz, onların da size lanet ettiği kimselerdir." Biz; "bu durumda onlarla bozuşalım mı, ya Resûlüllah?" dedik de, O şöyle buyurdu: "Aranızda namaz kıldıkları sürece hayır! Şunu iyi bilin ki, kimin başına biri yönetici olur da o, onda Allah'a isyan etme ile ilgili birşey yaparken görürse, onun Allah'a isyan etme ile ilgili şeylerini çirkin görsün, ama itaatten asla el çekmesin!" Câbir'in torunu (Abdurrahman) demiş ki: O zaman ben (Zureyk'e); "Ebu'l-Mikdam! Allah'a andolsun mu, sen bunu Müslim b. Karaza'dan işittin mi?" demiştim de, bunun üzerine O kıbleye yönelmiş ve iki dizinin üzerine çöküp şöyle demişti: "Allah'a andolsun ki, ben bunu gerçekten Müslim b. Karaza'dan işittim. O diyordu ki, ben amcam Avf b. Malik'i şöyle derken işittim: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu (yani yurkarıdaki hadisi) buyururken işittim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İtaat Ve Cemaate Bağlılık Hakkında
2854-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Süleyman et-Teymi'den, (O) Eşlem el-Icli'den, (O) Bişr b. Şeğaf’tan, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) Sûr'un mahiyeti soruldu da, O şöyle buyurdu: "(Sûr), içine üflenen bir boynuzdur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Sûra Üflenmesi Hakkında
2855-) Bize el-Hakem b. Nafi' rivâyet edip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Ebu Seleme b. Abdirrahman'ı işittim ki, O şöyle dedi: Ben Ebu Hüreyre'yi işittim ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Allah (Kıyamet günü) yeri avucuna alacak, göğü sağ eliyle dürecek, sonra da şöyle buyuracak: Hükümdar benim. Nerde yeryüzünün hükümdarları?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kıyametin Durumu İle Yüce Rabbin İnişi Hakkında
2856-) Bize Muhammed ibnu'l-Fadl rivâyet edip (dedi ki), bize es-Sa'k b. Hazn, Ali ibnu'l-Hakem'den, (O) Osman b. Umeyr'den, (O) Ebu Vâil'den, (O) İbn Mes'ud'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti. (İbn Mes'ud) demiş ki, O'na (yani Hazret-i Peygambere); "Makam-ı Mahmud (Övülen Makam) nedir?" diye soruldu, O da şöyle buyurdu: yüce Allah 'in (mahşer günü) kürsüsünün üzerine ineceği gün olacaktır. (O zaman kürsüsü), zorlamasından dolayı yeni deve semerinin gıcırdaması gibi gıcırdar. Bu (kürsünün büyüklüğü) gök ile yer arasının genişliği gibidir. (İşte o gün) siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak getirileceksiniz de, ilk giydirilecek kimse İbrahim olacak. Yüce Allah; "Dostumu giydirin!" buyuracak. Bunun üzerine Cennet örtülerinden iki beyaz örtü getirilip (O'na örtülür). Sonra O'nun peşinden ben giydirilirim. Ardından ben Allah'ın sağında, öncekilerin ve sonrakilerin bana imrenecekleri bir yerde ("makam"da) dururum!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kıyametin Durumu İle Yüce Rabbin İnişi Hakkında
2857-) Bize Ebu'l-Yemân b. Nafi’, Şuayb b. Ebi Hamza'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti (ki, O şöyle dedi): Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb ile Ata' b. Yezid el-Leysi haber verdiler ki, Ebu Hüreyre kendilerine haber vermiş ki, insanlar Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem); "Rabb'imizi Kıyamet Günü görecek miyiz?" diye sormuşlar. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuş: "Kamerî ayın ondördüncü ("bedir") gecesi önünde bulut olmayan ayı görmekte şüpheye düşer, (münakaşa eder misiniz)?" (Sahebe-i Kiram); "hayır, yâ Resûlüllah" demişler. (Hazret-i Peygamber); "Peki, önünde bulut olmayan güneşi (görmekte) şüpheye düşer, (münakaşa eder misiniz)?" buyurmuş. Onlar yine; "hayır" demişler. (O zaman Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "İşte hiç şüphe yok ki, siz de O'nu bu şekilde göreceksiniz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Yüce Allaha Bakmak
2858-) Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, bize el-Muğire ibnu'n-Nu'man rivâyet edip dedi ki, ben Saîd b. Cübeyr'i, İbn Abbas'tan rivâyet ederken işittim ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) bir konuşma yapmış ve derken şöyle buyurmuştu: "Ey insanlar! Hiç şüphe yok ki, sizler yalınayak, çırılçıplak ve sünnetsiz olarak yüce Allah'ın huzuruna toplanılacaksınız!" (Hazret-i Peygamber) sonra şu ayeti okumuştu: "-Yaratmaya ilk başladığımız gibi, üzerimize aldığımız bir söz olarak, onu tekrar var edeceğiz. Biz (bunu) gerçekten yapıcıyızdır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ahirette Toplanmanın Durumu Hakkında
2859-) Bize Muhammed b. Yezid el-Bezzâz, Yunus b. Bukeyr'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana İbn İshak haber verip dedi ki, bana Saîd b. Yesar haber verip dedi ki: Ben Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işittim: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "(Ahirette) Allah, kulları geniş (ve) düz bir yerde topladığında bir bağırıcı; "her topluluk tapmış oldukları şeylerin ardına takılsın!" diye bağırır. Bunun üzerine her topluluk tapmış oldukları şeylerin ardına takılır. (Bu ümmetin) insanları ise oldukları gibi kalırlar. Derken onlara (Allah) gelir ve "İnsanların neyi var? Onlar gittiler, siz ise buradasınız!" der. Onlar da; "biz ilahımızı bekliyoruz" karşılığını verirler. O zaman O; "Siz onu tanıyor musunuz?" der. Onlar; "bize kendisini tanıtırsa onu tanırız" derler. Bunun üzerine onlara "baldır"ını açar, onlar da hemen secdeye kapanırlar. İşte yüce Allah'ın şu ayeti bunu açıklamaktadır: "O gün "baldır" açılır ve onlar secdeye çağrılırlar, ama (buna) güç yetiremezler!" Her münafık kalakalır ve secde etmeye güç yetiremez. Ardından (Allah secdeye kapanan müminleri) Cennet'e götürür."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Müminlerin Kıyamet Günü Secde Etmesi Hakkında
2860-) Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Ziyad rivâyet edip (dedi ki), bize Duhayn el-Hacri, Ukbe b. Amir el-Cuheni'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Allah öncekilerle sonrakileri topladığında, aralarında hüküm verip de hükmünü bitirince, müminler şöyle diyecekler: Rabb'imiz aramızda hüküm verdi. Şimdi Rabb'imize bizim için kim şefaatçi olacak?" Derken onlar (birbirlerine); "Ademe gidin! Çünkü Allah O'nu eliyle yaratmış ve O'na hitabetmiştir" diyecek ve O'na gelip; "kalk da Rabb'imize bizim için şefaatçi ol" diyecekler. Adem de; "siz Nuh'a gidin" cevabını verecek. Bunun üzerine onlar Nuh'a gelecekler. O da onları İbrahim'e yollayacak. Bu sefer onlar İbrahim'e gelecekler. O da onları Mûsa'ya yollayacak. O zaman onlar Mûsa'ya gelecekler. O da onları İsa'ya yollayacak. Onlar bu sefer isa'ya gelecekler. O da; "ben size Ümmi Peygamber'i salık veririm" diyecek." (Hazret-i Peygamber sözüne devamla) buyurdu ki: "Bunun üzerine onlar bana gelecekler. Yüce (Allah) da bana, huzuruna çıkmam için izin verecek ve duracağım yere, asla hiç kimsenin koklamamış olduğu en güzel bir koku yayılacak. Nihayet ben Rabb'ime geleceğim de, O benim şefaatçiliğimi kabul edip üzerime, başımın saçlarından ayaklarımın tırnaklarına kadar nur koyacak. O zaman kâfir, İblis'e diyecek ki; "müminler kendileri için şefaatçi olacak kimseyi buldular. Haydi sen de kalk, Rabb'ine bizim için şefaatçi ol! Çünkü bizi sen sapıttın!" (Hazret-i Peygamber sözüne devamla) buyurdu ki: "O da kalkaçak. Ancak, duracağı yere, hiç kimsenin asla koklamamış olduğu en bozuk koku yayılacak. Ardından Cehennem'e (götürmek) üzere onların önüne düşecek ve bu esnada; 'İş bittirilince şeytan; 'doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz vermiştim, ama ben sözümde yalancı çıktım' diyecek." mealindeki ayeti sonuna kadar okuyacak”.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şefaat Hakkında
2861-) Bize el-Hakem b. Nafi' haber verip (dedi ki), bize Şu'ayb, ez-Zühri'den haber verdi İd, O şöyle demiş: Bana Ebu Seleme b. Abdirrahman rivâyet etti ki, Ebu Hüreyre şöyle demiş: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Her Peygamberin (Allah tarafından kabul edilmesi kesin olan) bir duası, bir isteği vardır. Ben bu duamı, Allah dilerse, Kıyamet günü ümmetime şefaat etmek için saklamak istiyorum!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şüphesiz Her Peygamberin Kabul Edilmesi Kesin Olan Bir Duası Vardır
2862-) Bize el-Hakem b. Nafi' rivâyet edip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Amr b. Ebi Süfyan b. Esid b. Cariye, bunun (yani bir önceki hadisin) aynısını Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi,

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şüphesiz Her Peygamberin Kabul Edilmesi Kesin Olan Bir Duası Vardır
2863-) Bize Ebu'l-Velid rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Muhammed b. Ziyad'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Ebu Hüreyre'yi, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyetederken işittim ki, O şöyle buyurmuş: "Ümmetimden yetmiş bin kişi Cennet'e hesap vermeden girecek!" O zaman Ukkâşe; "yâ Resûlüllah, Allah'a, beni onlardan kılması için dua edin" demiş, O da dua etmiş. Bunun üzerine başka bir adam da; "yüce Allah'a benim için de dua edin" demiş, ancak O; "Ukkaşe bunda seni geçti!" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ümmetimden Yetmişbin Kişi Cennete Hesaba Çekilmeden Girecek!
2864-) Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Vuheyb, Halid'den, (O) Abdullah b. Şakîk'ten, (O da) Abdullah b. Ebi'l-Ced'a'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "-Andolsun ki, ümmetimden bir adamın şefaatiyle Temimoğullarından daha çok kimse Cennet'e girecektir!" (Sahabe-i Kiram); "senden başka (bir adamın mı), yâ Resûlüllah?" dediler. "Benden başka (bir adamın)!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Ümmetimden Bir Adamın Şefaatiyle Yetmişbin Kişi Cennete Girecek! Sözü Hakkında
2865-) Bize Amr b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Halid, Davud'dan, (O) eş-Şa'bi'den, (O da) Mesrûk'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Âişe'ye; "mü'minlerin Annesi! Yüce Allah'ın, "O gün yer başka yere değiştirilir, gökler de (başka göklere)... Ve (insanlar gelip) tek ve kahredici Allah'ın huzuruna durur!" sözü hakkında ne dersin, insanlar o gün nerede olacaklar?" diye sordum da, O şöyle cevap verdi: Ben bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sormuştum da O; "Sırat üzerinde (olacaklar)!" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Yüce Allahın; O Gün Yer Başka Yere Değiştirilir, Gökler De! Sözü Hakkında
2866-) Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O da) es-Süddi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Mürre'ye, Aziz ve Celil olan Allah'ın; "Sizden hiç kimse yoktur ki, o (Cehennem'e) uğrayacak olmasın!" sözünü sordum da, O bana rivâyet etti ki, Abdullah b. Mes'ud kendilerine rivâyet edip şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İnsanlar (Cehennem) ateşine uğrayacaklar. Sonra oradan amellerine göre ayrılıp kurtulacaklar. Bu (kurtulacakların) ilki, (oradan) şimşek çakışı gibi (ayrılacak), sonraki rüzgar gibi, sonraki atın seğirtmesi gibi, sonraki devesine binen gibi, sonraki adamın koşması, sonraki onun yürümesi gibi (ayrılacak!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennem Ateşine Uğramak Hakkında
2867-) Bize Haccâc b. Minhâl, Hammâd b. Seleme'den, (O) Asım'dan, (O) Ebu Salih'ten, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "(Kıyamet günü) ölüm boz bir koç şeklinde getirilir ve Cennet ile Cehennem arasında durdurulur. Sonra; "ey Cennet ehli" diye bağırılır. Onlar da hemen boyunlarını uzatıp bakarlar. "Ey Cehennem ehli" diye de bağırılır. Onlar da boyunlarını uzatıp bakar ve ferahlığın geldiğini zannederler. O zaman (koç şeklindeki ölüm) boğazlanır ve "(artık) ebedilik var, asla ölmek yok" denilir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ölümün Boğazlanması Hakkında
2868-) Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Simâk'tan, (O da) en-Numan b. Beşir'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe irad buyururken işitmiştim. Derken O; "Ben sizi (Cehennem) ateşine karşı uyardım! Ben sizi (Cehennem) ateşine karşı uyardım! Ben sizi (Cehennem) ateşine karşı uyardım!" buyurmuş ve bunu (yüksek sesle) söylemeye devam etmişti. Öyle ki, çarşı-pazardakiler benim bulunduğum yerde olsalardı, onu mutlaka işitirlerdi. Sonunda (Hazret-i Peygamber'in) üzerinde olan aba ayaklarının yanına düşmüştü.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennem Ateşinden Sakındırmak Hakkında
2869-) Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verip dedi ki, bize Behz b. Hakim, babasından, (O da) dedesinden (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "(Bir zamanlar) Allah'ın kullarından bir kul vardı. O Allah için hiçbir ibadet yapmazdı. Gerçek şu ki, o, ömrünün bir kısmı geçip geriye ömrünün bir kısmı kalıncaya kadar (böyle) yapmıştı. Sonra anlamıştı ki, o, Allah katında hiçbir iyilik saklamamış! Bunun üzerine oğullarını çağırmış ve "beni nasıl bir baba biliyorsunuz?" diye sormuştu. Onlar; "iyi (bir baba olarak), ey babamız" cevabını vermişlerdi. O sözüne şöye devam etmişti: "Öyleyse ben gerçekten, ya sizden birinin yanında olan malımı ondan mutlaka alacağım, yahut size emredeceğim şeyi mutlaka yapacaksınız!" (Hazret-i Peygamber sözüne devamla) şöyle buyurdu: "Böylece onlardan, vallahi, söz almış ve şöyle demişti: "İyi dinleyin. Ben öldüğümde beni alıp ateşte yakın. Nihayet kömür haline geldiğimde beni ufalayın, sonra da rüzgâra savurun!" Derken öldüğü zaman, Muhammed'in Rabb'ine andolsun ki, bunu ona yapmışlardı. Ama hemen, asla hiç olmadığından daha güzel olarak getirilip Rabb'inin huzuruna sunulmuş, O da; "Seni (kendini) ateşte (yaktırmaya) ne sevketmişti?" buyurmuştu. O; "senin korkun, ya Rabbi" karşılığını vermişti. (Yüce Allah da); 'Doğrusu ben seni gerçekten korkmuş biri olarak işitiyorum!" buyurmuştu." (Hazret-i Peygamber sözüne devamla) buyurdu ki: "Bunun üzerine (adamın) tevbesi kabul olunmuştu." Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: (Metinde geçen) "yebteiru -saklıyor" kelimesi, "yeddehırû - depo ediyor, saklıyor" demektir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Öldüğüm Zaman Beni Ateşte Yakın! Diyen Kimse
2870-) Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bir kadın bir kediden dolayı (Cehennem) ateşine girdi. (Ona) denilmişti ki: Sen bu (kediyi) ne yedirip içirdin, ne de onu serbest bıraktın ki, yerin küçük canlılarından yesin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Bir Kadın, Bir Kediden Dolayı Cehenneme Girdi
2871-) Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Hüreyre'nin azadlısı ve künyesi Ebu Yahya olan Saîd b. Ebi Eyyub b. Miklas rivâyet edip dedi ki, ben Derrac Ebu's-Semh'i şöyle derken işittim: Ben Ebu'l-Heysem'i şöyle derken işittim: Ben Ebu Saîd el-Hudri'yi şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Andolsun ki, kâfirin üzerine kabrinde doksandokuz büyük yılan sataştırılır. Bunlar onu, Kıyamet kopuncaya kadar ısırır ve sokarlar. Bu büyük yılanlardan bir tanesi yeryüzüne üfürse, artık hiçbir yeşillik bitmez!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennemliklerin İşkencesinin Şiddeti
2872-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dediki), Ezher b. Sinan, Muhammed b. Vâsi’den haber verdi ki, O Şöyle demiş: Ben Bilal b. Ebi Bürde’nin yanına girmiştim. Derken şöyle Demiştim: Doğrusu senin Baban bana kendi babasından, (O da ) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet eti ki, O şöyle buyurmuş: "Gerçekten Cehennem’de Hebheb denilen bir vadi vardır. Bütün Zorbalar orada kalırlar. Sen Sakn onlardan olma!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennemin Vadileri Hakkında
2873-) Bize Amr b. Avn, Halid b. Abdillah'tan, (O) Saîd b. Yezid Ebu Mesleme'den, (O) Ebu Nadra'dan, (O da) Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cehennem'in (ebedi olarak) ehli olan Cehennem ehline gelince, onlar Cehennem'de ölmeyecekler. İnsanlardan bazılarına gelince, Cehennem ateşi onlara günahlarının miktarınca isabet edecektir. Bu sebeple onlar orada yakılacaklar. Nihayet kömür haline geldiklerinde şefaat etmeye izin verilecek ve bunun üzerine onlar ateşten öbek öbek çıkarılıp Cennet'in nehirlerine saçılacaklar. Cennet ehline de; "şunların üzerine biraz su serpin" denilecek. " (Hazret-i Peygamber sözüne devamla) buyurdu ki: "Onlar da onların üzerine (su) serpecekler de etleri, bitki tohumunun selin süprüntüsü arasında bitmesi gibi bitip gelişecek!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Allahın, Rahmetinden Dolayı Cehennemden Çıkaracağı Kimseler
2874-) Bize Ahmed b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Muaviye b. Hişam, Serik'ten, (O) Osman es-Sekafi'den, (O) Ebu Sadık'tan, (O) Abdurrahman b. Yezid'den, (O) Abdullah'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Cennetin sekiz kapısı vardır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Kapıları Hakkında
2875-) Bize Haccac b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Sâbit'ten, (O) Eyyûb'dan, (O) Ebu Rafi'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (neklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Cennet'e girerse, bolluk içinde sevinçli olur, sıkıntı ve yoksulluk görmez. Onun ne giysileri eskir, ne gençliği tükenir. Cennet'te ona hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına gelmeyen şeyler (verilir)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennete Giren Kimse Bolluk İçinde Sevinçli Olur, Sıkıntı Ve Yoksulluk Görmez
2876-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (nalen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Andolsun ki, Cennet'te birinizin kamçısı (kadar) bir yer, dünya ile içindeki şeylerden daha hayırlıdır. İsterseniz; "O zaman kim (Cehennem) ateşinden uzaklaştırılır, Cennet'e konursa, o kurtulmuştur" ayetini sonuna kadar okuyun!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Andolsun Ki, Cennette Birinizin Kamçısı Kadar Bir, Yer, Dünya Ve İçindeki Şeylerden Daha Hayırlıdır
2877-) Bize Ebu Asım, Sa'dan el-Cuheni'den, (O da) Ebu Mücahid'den (naklen) haber verdi (ki, O şöyle dedi): Bize Ebu Mudille rivâyet etti ki; O, Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Biz; "yâ Resûlüllah, Cennet"in yapısı nasıldır?" dedik. Şöyle buyurdu: "(Onun yapısı) bir altın kerpiç, bir gümüş kerpiç (olmak üzere örülmüştür). (Kerpiçlerinin arasına konan) harcı son derece güzel kokan misktir. Küçük çakıl taşları yakut ve incidir. Toprağı (güzel kokulu, parlak, sarı renkli) safrandır. Oraya giren, bolluk içinde sevinçli olarak, sıkıntı ve yoksulluk görmeksizin ebediyyen orada kalır. Onun ne gençliği tükenir, ne giysileri eskir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Yapısı Hakkında
2878-) Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Kudâme, Ebu İmran el-Cevni’den, (O) Ebu Bekr b. Abdillah b. Kays'tan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Firdevs Cennetleri dört tanedir: İkisinin süsleri, kapları ve içlerindeki (diğer) şeyler altındandır. İkisinin süsleri, kaplan ve içlerindeki (diğer) şeyler ise gümüştendir. Adn Cennetlerinde olan toplulukla, Rabb'lerine bakmaları arasında sadece, O'nun yüzündeki sonsuz ululuk örtüsü olacaktır! Şu nehirler Adn Cennetlerinden bir çukurun içine fışkırırlar. Sonra ardından nehirler olarak yukarı çıkarlar!" Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "Çevbe = çukur", yerde oyulup açılan şeydir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Firdevs Cennetleri Hakkında
2879-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (neklen) haber verdi ki, O, (Resûlüllah'tan haber vererek) şöyle dedi: "Ümmetimden Cennet'e girecek ilk topluluğun (yüzleri) dolunay gecesındekı ayın şeklinde olacaktır. Sonra onların peşinden girecek kimselerin (yüzleri) gökte ışık saçma bakımından en güzel yıldız gibi olacaktır!" O zaman Ukkâşe ayağa kalkıp; "yâ Resûlüllah, Allah'a, beni onlardan kılması için dua edin" dedi. O da; "Alah'ım! Bunu onlardan kıl!" diye dua etti. Ardından başka bir adam kalkıp; "yâ Resûlüllah, Allah'a beni onlardan kılması için dua edin" dedi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber); "Ukkâşe bunda seni geçti" buyurdu

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennete İlk Girecek Topluluk Hakkında
2880-) Bize Abd b. Yeis haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Adem, Hamza b. Habib'den, (O) Ebu îshak'tan, (O) el-Eğar'dan, (O) Ebu Hüreyre ile Ebu Saîd'den, (onlar da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet ettiler ki, O; "Onlara, "şte mirasçı kılındığınız Cennet!" diye seslenilir" ayeti hakkında şöyle buyurdu: "Onlara şöyle seslenilir: "Sağlıklı olun, hasta olmayın! Bolluk içinde sevinçli olun, sıkıntı ve yoksulluk görmeyin! Genç kalın, ihtiyarlamayın! Sonsuza dek yaşayın, ölmeyin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetliklere, Cennete Girdiklerinde Ne Denilecek?
2881-) Bize Ca'fer b. Avn, el-A'meş'ten, (O da) Sümâme b. Ukbe el-Muharib'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Zeyd b. Erkam'ı şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Şüphesiz Cennet'in ahalisinden olan bir adama yeme, içme, cinsi münasebet ve arzu hususlarında gerçekten yüz adamın gücü verilecektir!" O zaman yahudilerden bir adam; "doğrusu yiyip içen kimsenin (helaya gitme) ihtiyacı olur" dedi de, (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "-Onun cildinden bir ter çıkacak. Ardından bir de görecek ki, karnı içeri girmiş!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Ahalisi Ve Rahatlığı Hakkında
2882-) Bize Muhammed b. Yezid er-Rifai haber verip (dedi ki), bize Muaz -yani İbn Hişam-, babasından, (O) Amir el-Ahvel'den, (O) Şehr b. Havşeb'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Cennet'in ahalisi genç, vücutları tüysüz, yüzleri kılsız, gözleri sürmeli olacaktır. Onların ne giysileri eskiyecek, ne gençlikleri tükenecektir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Ahalisi Ve Rahatlığı Hakkında
2883-) Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi ki; O, Câbir'i (şöyle derken) işitmiş: -Ebu Asım'a; "Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) mi?" denildi, O da; "evet" cevabını verdi-: "-Cennet ehli ne bevledecek; ne sümkürecek, ne kaza-i hacete çıkacak! Bunlar onlarda geğirme (gibi olacak). Onlar yiyecekler, içecekler. Onlara nefes almaları ilham edileceği gibi, teşbih ve hamdetmeleri de ilham edilecek!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Ahalisi Ve Rahatlığı Hakkında
2884-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah şöyle buyurdu: "Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyuruyor: "İyi kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına gelmeyen şeyler hazırladım!" İsterseniz; "Artık yapmış oldukları işlere karşılık olarak onlar için saklanan yüz aydınlatıcı şeyleri hiç kimse bilmez!" ayetini okuyun!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Allahın, İyi Kullarına Hazırladığı Şeyler
2885-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Gerçekten Cennet ehlinin yer bakımından en aşağıda olanı, Allah'tan bir istekte bulunup da kendisine; "bu ve bununla beraber bir misli senin (olsun!)" denilecek kimsedir. Şu var ki, ona; "şöyle şöyle iste" diye bildirilecek. (O da bunları isteyince) o zaman da ona; "bu ve bununla beraber bir misli senin (olsun)!" denilecek." Ebu Saîd el-Hudri ise (bu hadisin rivâyetinde) şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "O zaman da ona; "bu ve bununla beraber on misli senin (olsun)!" denilecek!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennet Ehlinin Yer Bakımından En Aşağıda Olanı
2886-) Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Vuheyb rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Hâzim, Sehl b. Sa'd'dan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Gerçekten Cennet ehli (Cennet'in yüksek yerlerindeki) köşklerin sakinlerini, sizin gökte inci gibi (parlayan) yıldızları görmeniz gibi göreceklerdir. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Köşkleri Hakkında
2887-) Ebû Hâzim demiş ki, sonra ben bu hadisi en-Nu'man b. Ebi Ayyaş'a anlattım da, O bana Ebû Saîd el-Hudri’den (naklen) rivâyet etti ki, O,"...Göğün doğusunda ve batısında inci gibi (parlayan) yıldızı (görmeniz gibi göreceklerdir!)" demiş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Köşkleri Hakkında
2888-) Bize Muhammed İbnu'l-Minhâl haber verip (dedi ki), bize Yezîd b. Zurey' rivâyet edip (dedi ki), bize Hişâm el-Kurdûsî, Muhammed b. Sîrîn'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cennet'te hiç kimse yoktur ki, onun iki eşi olmasın! Gerçekten durum şu ki, onların inciklerinin iliği astarlı yetmiş elbisenin ardından görülür. O (Cennet'te) hiçbir bekâr da yoktur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ceylan Gözlü Sevgililerin Hurilerin Niteliği
2889-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hemmâm haber verip (dedi ki), bize Ebu İmran el-Cevri, Ebu Bekr b. Abdillah b. Kays'tan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz (Cennet'teki) o çadır, içi geniş boş büyük bir inci tanesidir. Onun göğe yüksekliği altmış mildir. Her bir köşesinde (çadırın sahibi olan) müminin bir ailesi vardır. Bunlar (diğer köşelerdeki) diğer (aileleri) görmezler!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Çadırları Hakkında
2890-) Bize Muhammed b. Yezid el-Kavârîrî, Muaz b. Hişam'dan, (O) babasından, (O) Amir el-Ahvel'den, (O) Ebu's-Sıddik en-Nâcî'den, (O) Ebu Saîd el-Hudri'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Şüphesiz mümin Cennet'te çocuk arzu ettiğinde, onun gebeliği, doğumu ve (olgunluk) çağına gelişi bir anda arzu ettiği gibi olur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennet Ehlinin Çocuğu Hakkında
2891-) Bize Muhammed İbnu’l-Alâ’ haber verip dedi ki, bize Muaviye b. Hişam, Süfyan'dan, (O) Alkâme b. Mersed'den, (O) Süleyman b. Büreyde'den, -Muaviye demiş ki, "zannediyorum O da babasından"- (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah şöyle buyurdu: "Cennet ehli yüzyirmi sıradır. Bunlardan sekseni benim ümmetimdir. Kırkı ise diğer insanlardır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennet Ehlinin Sıraları Hakkında
2892-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip dedi ki, bize el-Cüreyri, Hakim b. Muaviye'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Cennet'te bir süt denizi, bir bal denizi ve bir de şarap denizi vardır. (Cennet ehli Cennet'e girdikten) sonra bunlardan nehirler yarılıp (çıkacaktır)!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Nehirleri Hakkında
2893-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Ebu Avâne, Atâ' İbnu's-Saîb'den, (O da) Muharib b. Disar'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bize Abdullah b. Ömer rivâyet edip şöyle dedi: "Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik!" ayeti indiğinde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "O (yani Kevser), Cennet'te bir nehirdir. Onun iki kenarı altındandır. O, inci ile yakut üzerinde akar. Onun toprağı misk kokusundan daha güzel, tadı baldan daha tatlı, suyu kardan daha beyazdır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kevser Hakkında
2894-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi; Resûlüllah şöyle buyurdu: "Hakikaten Cennet'te öyle bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse onun gölgesinde yüz yıl yol alır da onu geçemez! Dilerseniz; "...Ve (sağın adamları) uzanmış gölgededirler" ayetini okuyun. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Ağaçları Hakkında
2895-) Bize Abdussamed b. Abdulvâris haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebu'd-Dahhâk'tan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Ebu Hüreyre'yi, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen anlatırken) işittim ki, O şöyle buyurmuş: "Hakikaten Cennet'te öyle bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse onun gölgesinde yüz yıl yol alır da, onu geçemez. Bu, 'ebedilik ağacı'dır. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Ağaçları Hakkında
2896-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Abbad -ki O, İbn Mansûr'dur-, haber verip dedi ki, ben Şehr b. Havşeb'i şöyle derken işittim: Ben Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Acve hurması Cennet'tendir ve zehire karşı şifadır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Acve Hurması Hakkında
2897-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Humayd, Enes'ten, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Hakikaten Cennet'te (insanların toplanma yeri olan) bir çarşı vardır!" (Sahabe-i Kiram); "o nasıldır?" diye sordular. (Resûlüllah) şöyle buyurdu: "Misk yığınları! (Cennet ehli) bunların yanına çıkıp toplanacaklar. Derken Allah onların üzerine bir rüzgâr gönderecek de, bu (rüzgâr) onları evlerine girdirecek. O zaman aileleri onlara; "andolsun ki, sizin güzelliğiniz bizden (ayrıldıktan) sonra arttı" diyecekler, onlar da ailelerine bu (sözün aynısını söyleyecekler. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Çarşısı Hakkında
2898-) Bize Saîd b. Abdulcebbar, Hammâd b. Seleme'den, (O) Enes'ten, (O da) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennetin Çarşısı Hakkında
2899-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Sâbit'ten, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cennet hoşlanılmayan şeylerle kuşatılmıştır. Cehennem ise arzu ve istek uyandıran şeylerle kuşatılmıştır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cennet, Hoşlanılmayan Şeylerle Kuşatılmıştır
2900-) Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip dedi ki, bana Muaviye rivâyet etti ki, Abdurrahman b. Cubeyr kendisine, babası Cubeyr b. Nufeyr'den, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etmiş ki, O şöyle demiş: Bir ara ben Mescid'de oturmaktaydım. Muhacirlerin fakirlerinden halka olmuş bir topluluk da oturuyorlardı. Derken Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) içeri giriverdi ve gidip onların yanına oturdu. Ben de kalkıp onların yanına gittim. O zaman Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara şöyle buyurdu: "Muhacirlerin fakirleri (âhirette) yüzlerini güldürecek şeyden dolayı sevinsinler! Çünkü onlar Cennet'e zenginlerden kırk yıl önce gireceklerdir!" (Abdullah) dedi ki: "Bunun üzerine ben, gerçekten, onların renklerinin aydınlanıp parladığım görmüştüm." Abdullah b. Amr sözüne şöyle devam etti: "Sonunda ben onlarla beraber -veya "onlardan"- olmayı temenni etmiştim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Fakirlerin, Cennete Zenginlerden Önce Girmesi
2901-) Bize el-Hakem b. Nafi' haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Ebu Seleme, Ebu Hüreyre'den haber verdi ki, O, Onu şöyle derken işitmiş: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cehennem, Rabb'ine şikâyette bulunup; "yâ Rabb'i, bir kısmım bir kısmımı yedi" dedi. Bunun üzerine lûtfu çok ve yüce olan Allah ona iki soluklanma, yani kışın bir soluklanma, yazın bir soluklanma izni verdi, işte bu (soluklanmalar) sizin en şiddetli bulduğunuz sıcakla en sert bulduğunuz soğuğun (sebepleridirler)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennemin Soluklandırılması Hakkında
2902-) Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Asım b. Behdele'den, (O) Ebu Salih'ten, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Cehennemin Soluklandırılması Hakkında