Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2253-) Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Eyyub b. Mûsa'dan, (O) Nubeyh b. Vehb'den, (O) Ebân b. Osman'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "İhramlı ne evlenebilir, ne evlendirebilir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: İhramlının Nikâhı Hakkında
2254-) Bize Nuaym b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz -ki O, İbn Muhammed’dir-, Yezid b. Abdillah'tan, (O) Muhammed b. İbrahim'den, (O da) Ebu Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Âişe'ye, "Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarının mehri ne kadardı?" diye sordum, O da şöyle cevap verdi: "O'nun, hanımlarına verdiği mehir oniki ukiyye ve bin neşş idi." (Hazret-i Âişe) sözüne şöyle devam etti: "Neşş'in ne olduğunu biliyor musun?" (Ebu Seleme) dedi ki, ben; "hayır, (bilmiyorum)" dedim. O zaman O şöyle dedi: "(Neşş), yarım ukiyyedir. İşte bu, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlara verdiği mehirdir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: İ Peygamberin Hanımları İle Kızlarının Mehirleri Ne Kadardı?
2255-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Huşeym, Mansur b. Zâzân'dan, (O) İbn Sîrin'den, (O da) Ebu’l-Acfa' es-Sülemi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ömer ibnu'l-Hattab'ı hutbe okurken duymuştum. O Allah'a hamdetmiş, O'na övgüde bulunmuş, sonra şöyle demişti: dinleyin! Kadınların mehrinde aşırılık yapmayın. Çünkü (mehir) şu dünyada şeref yahut Allah katında takva (alâmeti) olsaydı, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buna en lâyığımız olurdu. Ne O hanımlarından bir hanıma oniki ukiyye'den fazla mehir vermiştir, ne de onun kızlarından bir hanıma (bundan fazla) mehir verilmiştir! Dikkat edin! Şüphe yok ki, kiminiz, hanımının mehrinde aşırılığa gidiyor, sonunda ona karşı nefsinde (gizli) bir düşmanlık kalıyor, sonunda (ona); "senin için tulumun ipine -veya tulumun tersine- katlandım, (yani senin için çok zorluklar çektim!)" diyor!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: İ Peygamberin Hanımları İle Kızlarının Mehirleri Ne Kadardı?
2256-) Bize Amr b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Ebu Hâzim'den, (O da) Sehl b. Sa'd'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bir kadın Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip, kendisini Allah'a ve Resûlü'ne bağışladığını söyledi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Benim, kadınlar hususunda bir ihtiyacım yok!" buyurdu. Bunun üzerine bir adam; "onu benimle evlendir!" dedi (Hazret-i Peygamber) de; "Ona bir elbise ver!" buyurdu. (Adam); "bulamam!" dedi. (Hazret-i Peygamber); "Ona, demir bir yüzük de olsa, (bir şey) ver!" buyurdu. (Adam) da O'na (yani Hazret-i Peygamber'e) özür beyan etti. O zaman (Hazret-i Peygamber); "Beraberinde (ezberinde) Kur'an'dan ne var?" buyurdu. (Adam); "şu, şu (sûreleri biliyorum)" dedi. (Hazret-i Peygamber de); "Öyleyse, beraberinde (ezberinde) olan Kur'an Sûreleri karşılığında onu seninle evlendirdim!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Mehir Olmasi Caiz Olan Şeyler
2257-) Bize Ebu'l-Velid ve Haccac rivâyet edip dediler ki, bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, bize Ebu İshak haber verip dedi ki, ben Ebu Ubeyde'yi, Abdullah'tan rivâyet ederken işittim, O demiş ki, bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) istek konuşmasını şöyle öğretti: "Hamd Allah'adır -veya "şüphesiz hamd Allah'adır."- O'na hamdeder, O'ndan yardım ve bağış dileriz. Nefislerimizin şerlerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın doğru yola ilettiği kimseyi saptıracak hiç kimse yoktur. O'nun saptırdığı kimseyi doğru yola iletecek hiç kimse de yoktur. Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına tanıklık ederim; Muhammed'in, O'nun kulu ve elçisi olduğuna da tanıklık ederim." (Hazret-i Peygamber) sonra şu üç ayeti okurdu: "Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öylece korkun ve ancak müslümanlar olarak ölün." "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan Rabb'inizden korkun." "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, (Allah da) işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse, muhakkak ki büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur." (Hazret-i Peygamber) sonra da isteğini söylerdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Nikâh Konuşması Hakkında
2258-) Bize Ebu Asım, Abdulhamid b. Ca'fer'den, (O) Yezid b. Ebi Habib'den, (O) Yezid b. Abdillah'tan, (O) Ukbe b. Amir'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, yerine getirmenize en layık olan şart, kendisiyle kadınlık organlarını helal edindiğiniz (şarttır)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Nikâhta Şart Koşmak
2259-) Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Sabit'ten, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) Abdurrahman b. Avf’ın üzerinde sarı boya (lekesi) gördü de; "Bu sarı boya nedir?" buyurdu. O da; "bir kadınla, beş dirhem ağırlığında altın (mehir vererek) evlendim" dedi. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "Allah mübarek etsin. Bir koyunla da olsa, düğünyemeği ver!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Düğün Ve Ziyafet Yemeği Hakkında
2260-) Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, Ubeydullah'tan, (O) Nafî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz düğün ve ziyafet yemeğine davet edildiğinde, icabet etsin!" Ebu Muhammed (ed-Dârimî) şöyle dedi: "(Davet edilenin, davete) icabet etmesi güzel olur. Ancak yemesi ona vacib değildir,"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Düğün Yemeği Davetine İcabet Etmek Hakkında
2261-) Bize Ebu'l-Velid rivâyet edip (dedi ki), bize Hemmâm, Katâde'den, (O) en-Nadr b. Enes'ten, (O) Beşir b. Nehik'ten, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kimin iki karısı olur da, onlardan birine meylederse, Kıyamet günü (hesap yerine) bir tarafı eğik olarak gelir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hanımlar Arasında Adaletli Davranmak Hakkında
2262-) Bize Amr b. Asım haber verip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Eyyub'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Abdullah b. Yezid el-Hatmi'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (gecelerini hanımları arasında) bölerdi de (bunu) âdilâne yapar ve şöyle buyururdu: "Allah'ım! Bu, benim elimde olan şeyde yaptığım taksimdir. Artık (dilerim) sen beni, (onlardan birine diğerlerinden daha fazla sevgi duymak gibi) senin elinde olan, benim elimde olmayan şeylerde kınamazsın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hanımlar Arasında Eşit Bölme Hakkında
2263-) Bize İsmail haber verip dedi ki, bize ibnu'l-Mübarek, Yunus b. Yezid'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den naklen rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yolculuğa çıkacağı zaman hanımları arasında kur'a çeker ve hangisinin kur'ası çıkarsa, beraberinde onu götürürdü."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Adamın Yanında Birden Fazla Hanım Olabilir Mi?
2264-) Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak, Eyyub'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Kendileriyle gerdeğe girildiğinde yanlarında kalma süresi hakkında) hiç evlenmemiş olan kadının hakkı yedi, dulun hakkı üç (gündür)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Dul Ve Hiç Evlenmemiş Kadınla Gerdeğe Girdiğinde Yanlarında Kalma Süresi
2265-) Bize Abdullah b. Muhammed b. Ebi Şeybe haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd, Süfyan'dan, (O) Muhamed b. Ebi Bekr'den, (O) Abdulmelik b. Ebi Bekr b. Abdirrahman ibni'l-Haris b. Hişam'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Ümmü Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ümmü Seleme ile evlendiğinde yanında üç gün kalmış ve şöyle buyurmuş: "Gerçek şu ki, sen kocanın nazarında kıymetsiz değilsin. Dilersen senin (yanında kalmayı) yedi güne çıkarırım. Eğer senin (yanında kalmayı) yedi güne çıkarırsam, diğer hanımlarımın (yanında kalmayı) da yedi güne çıkarırım!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Dul Ve Hiç Evlenmemiş Kadınla Gerdeğe Girdiğinde Yanlarında Kalma Süresi
2266-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyan'dan, (O) İsmail b. Umeyye'den, (O) Abdullah b. Urve'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle Şevval ayında evlendi. Gerdeğine de Şevval ayında girdirildim. Peki hanımlarından hangisi O'nun yanında benden daha itibarlı idi?" (Hazret-i Âişe, sözünün devamında) dedi ki, "kendisi de kadınlarla gerdeğe Şevval ayında girilmesinden hoşlanırdı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Adamın, Hanımıyla Şevval Ayında Gerdeğe Girmesi
2267-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrail'den, (O) Mansur'dan, (O) Salim'den, (O) Küreyb'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sizden birinizi, hanımıyla cima edeceğinde; "Allah'ın adıyla! Allah'ım, şeytanı bizden uzaklaştır! Şeytanı, bize takdir ve nasib ettiği şeyden de uzaklaştır!" demekten ne alıkor? Böylece, Allah bir çocuk takdir ederse, şeytan ona zarar veremez!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Cimanın Başında Söylenilecek Söz
2268-) Bize Ubeydullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, el-Velid b. Kesir'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah ibni'l-Husayn'dan, (O) Abdulmelik b. Amr b. Kays el-Hatmi'den, (O da) Haremi b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Huzeyme b. Sabitin şöyle dediğini işittim: Resûlüllah’ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitmiştim: "Şüphe yok ki, Allah hakkı (söylemekten) çekinmez. Kadınlara arkalarından varmayın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hanımlara Arkalarından Varma Yasağı
2269-) Bize Halid b. Mahled rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, Muhammed ibnu'l-Münkedir'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, yahudiler müslümanlara; "kim karısına, o arkasını dönmüş olarak varırsa, (yani onunla bu şekilde cinsi münasebet yaparsa bundan doğacak) çocuğu şaşı gözlü olur!" demişlerdi de, bunun üzerine yüce Allah : sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" ayetini indirmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hanımlara Arkalarından Varma Yasağı
2270-) Bize Kabîsa haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu İshak'tan, (O) Abdullah b. Hallam'dan, (O da) Abdullah b. Mes'ud'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kadın görmüş de hoşuna gitmiş. Bunun üzerine, bir yemek yapmakta olan ve yanında bazı kadınlar bulunan Hazret-i Sevde'nin yanına gelmiş. Kadınlar da (Hazret-i Peygamber'i Hazret-i Şevde ile) yalnız bırakmışlar, O da ihtiyacını gidermiş, sonra şöyle buyurmuş: "Hangi adam, hoşuna giden bir kadın görürse, hanımının yanına kalkıp (gitsin!) Çünkü (hoşlandığı kadındakinin) benzeri onda da vardır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Adam Bir Kadın Görür De Nefsine Karşı Endişeye Düşebilir?
2271-) Bize Abdullah b. Muti' haber verip (dedi ki), bize Hüşeym rivâyet edip (dedi ki), bize Seyyar, eş-Şa'bi'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bize Cabir b. Abdillah rivâyet edip dedi ki, biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bîr yolculukta idik. Nihayet geri döndüğümüzde ben çabukladım. Derken bir binekli bana kavuştu. (Cabir, sözüne devamla) şöyle dedi: Ben de ona doğru dönüp baktım. Bir de ne görsem, ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile karşı karşıyayım! Bana; "Seni acele ettiren nedir, ya Cabir?" buyurdu. (Cabir) dedi ki, (o zaman ben); "doğrusu ben zifaftım yeni yapmıştım!" dedim. "Bakire ile mi evlendin, dulla mı?" buyurdu. (Cabir) dedi ki, ben de; "bilakis, dulla!" dedim. "Keşke, senin kendisiyle oynaşacağın, onun da seninle oynaşacağı bir bakire ile evlenseydin!" buyurdu. (Cabir) dedi ki, (Hazret-i Peygamber) sonra bana şöyle buyurdu: "(Hanımının yanına) geldiğinde aklını kullan, aklını! (Yani hayızlı ise ona yaklaşma, değilse cima yapıp hemen çocuk sahibi olmaya bak!)" sözüne şöyle devam etti: Neyse, (şehre) gelince (evlerimize) girmeye gittik. (Fakat Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "Acele etmeyin de (evlerimize) geceleyin -yani akşam üzeri- girelim. Ta ki, saçları-başları dağınık olan kadınlar (saçlarını) tarasınlar, kocaları yanlarında bulunmayan kadınlar ustura tütünsün (yani koltuk ve etek tıraşı olsunlar!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hiç Evlenmemiş Olan Kadınlarla Evlenmek Hakkında
2272-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Muhammed b. Abdirrahman b. Nevfel el-Esedi'den, (O) Urve'den, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Cüzame bint Vehb el-Esediyye'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben gerçekten "ğîle"yi yasaklamayı içimden geçirdim. Sonra hatırladım ki, Fârislerle Rumlar bunu yapıyorlar da çocuklarına zarar vermiyor. (Bunun üzerine onu yasaklamaktan vaz geçtim)." Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Ğîle, (erkeğin hanımıyla), o süt emzirdiği (dönemde) iken cima yapmasıdır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Emzikli Kadınla Cîma Yapmak Hakkında
2273-) Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam b. Urve, babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hiçbir hizmetçiyi asla dövmezdi. O, Allah yolunda cîhad etmesi (esnasındakiler) hariç, eliyle hiçbir şeye de asla vurmadı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadınları Dövme Yasağı Hakkında
2274-) Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebi Halef haber verip (dedi ki), bize Süfyan, ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İyâs b. Abdillah b. Ebi Zübâb'dan, (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Allah'ın kadın kullarını dövmeyin!" buyurdu. Bir müddet sonra Ömer ibnu'l-Hattab, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip; "(Kadınlar) kocalarına karşı cüretkâr oldu!" dedi. (Resûlüllah) da onlara, (kadınlarını) dövme hususunda izin verdi. Bu sefer birçok kadın, kocalarını şikayet etmek üzere Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarını dolaştı. -Bundan sonra (İyâs) sözüne şöyle devam etti.- Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hakikaten birçok kadın, kocalarını şikayet etmek üzere Muhammed'in hanımlarını dolaşmıştır. Bu (şikayet edilen kocalar) sizin hayırlılarınız hiç değildirler!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadınları Dövme Yasağı Hakkında
2275-) Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki) bize Hişam b. Urve, babasından, (O da) Abdullah b. Zem'a'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün halka bir konuşma yaptı ve onlara kadınlar hakkında öğütte bulunup şöyle buyurdu: "Adama ne oluyor da karısını, kölenin dövülmesi gibi dövüyor? Belki o, onunla o günün sonunda beraber yatacaktır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadınları Dövme Yasağı Hakkında
2276-) Bize Muhammed b. Abdillah er-Rekaşi haber verip [dedi ki), bize Abdulvaris rivâyet edip (dedi ki), bize el-Cureyri, Ebu'l-Ala'dan, (O) Nuaym b. Ka'neb'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Bu sebeple eğer onu doğrultmaya (çalışırsan), onu kırarsın. O halde yumuşak davran. Çünkü onda eğrilik ve (bununla beraber) yetecek miktarda (doğruluk) vardır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Erkeğin, Hanımına Yumuşak Davranması
2277-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Ebu'z-Zinad'dan, (O) el-A'rac'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kadın ancak kaburga kemiği gibidir. Onu doğrultmak (istersen), kırarsın. Ondan yararlanmak istersen, kendisinde eğrilik olduğu halde yararlanırsın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Erkeğin, Hanımına Yumuşak Davranması
2278-) Bize Süleyman b. Davud el-Haşimi, İbrahim b. Sa'd'dan, (O) ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, (O da) Ebu Saîd'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bir adam Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) "azl"in (hükmünü) sordu da, O şöyle buyurdu: "Siz bunu yapıyor musunuz? Şimdi siz bunu yapmazsanız size bir zarar gelmez. Çünkü, Allah'ın olmasını takdir ettiği hiç bir canlı yoktur ki, o olmasın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Azl Hakkında
2279-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize İbn Avn, Muhammed b. Sîrîn'den, (O da) Abdurrahman b. Bişr'den (naklen) haber verdi ki, O, sözü Ebu Saîd el-Hudri'ye ait göstererek şöyle dedi: "Biz; "ya Resûlüllah" dedik, "adamın cariyesi olur da ondan faydalanır, ama gebe kalmasını istemez. Ondan azil yapabilir mi? Yine adamın süt emziren karısı olur da ondan faydalanır, ama gebe kalmasını istemez. Ondan azil yapabilir mi?" O da şöyle buyurdu: "Siz bunu yapmazsanız size bir zarar gelmez. Çünkü o (yani gebelik), ancak kaderden ibarettir!" İbn Avn demiş ki, "sonra ben bunu el-Hasan'a anlattım da O şöyle dedi: Vallahi hakikaten bu sanki bir azarlamadır, vallahi hakikaten bu sanki bir azarlamadır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Azl Hakkında
2280-) Bize Yala rivâyet edip (dedi ki), bize el-A'meş, Şekik'ten, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hiçkimse Allah'tan daha kıskanç değildir. Bundan dolayı O, kötü söz ve işleri haram kılmıştır. Hiçkimse de övülmeyi Allah'tan daha çok sevmez!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kıskanç Hakkında
2281-) Bize Ebu'l-Muğîre haber verip (dedi ki), bize el-Evzai rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Ebi Kesir, Muhammed b. İbrahim'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana İbn Cabir b. Atik rivâyet edip (dedi ki), bana babam rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ın sevdiği bazı kıskançlıklar vardır. Allah'ın kızdığı bazıları da vardır. Allah'ın sevdiği kıskançlık, şüphe (durumunda gösterilen) kıskançlık; Allah'ın kızdığı kıskançlık ise, şüphe bulunmayan (durumda gösterilen) kıskançlıktır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kıskanç Hakkında
2282-) Bize Zekeriyya b. Adiyy rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. Amr, Abdulmelik b. Ömer'den, (O) el-Muğire'nin azadlısı Verrad'dan, (O da) el-Muğire'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) ulaştı ki, Sa'd b. Ubade; "onunla (yani karısıyla) bir erkek bulsam, ona kılıçla, (kılıcın) enli tararını çevirmeksizin (yani ince, keskin tarafını çevirerek, öldürmek kastıyla) vururdum!" diyormuş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sa'd'ın kıskançlığına şaşıyor musunuz? Ben Sa'd'dan daha kıskancım, Allah da benden daha kıskançtır! Bundan dolayı O, açik-gizli (bütün) kötü söz ve işleri haram etmiştir. Allah'tan daha kıskanç hiç kimse yoktur. Bazı özürleri kabul etmeyi (O'ndan) daha çok seven de yoktur! Bu sebeple Peygamberleri müjdeleyiciler ve korkutucular olarak göndermiştir. Övülmeyi Allah'tan daha çok seven kimse de yoktur. Bunun için (inanan kullarına) Cennet'i sözvermiştir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kıskanç Hakkında
2283-) Bize Haşim ibnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, Zürare b. Evfa el-Amiri'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Kadın, kocasının döşeğini terketmiş olarak gecelerse, melekler, (döşeğine) dönünceye kadar ona lanet eder!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kocanın Kadın Üzerindeki Hakkı Konusunda
2284-) Bize Ubeydullah b. Ab dil mecid rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihâb'dan, (O da) Sehl b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, Uveymir el-Aclani; "ya Resûlüllah! Ne buyurursun, bir erkek, hanımıyla beraber bir erkek bulsa, onu öldürür, siz de onu öldürür müsünüz, yoksa nasıl yapar?" dedi... Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah seninle kadın arkadaşının hakkında (hümünü) indirmiştir. Bu sebeple git de onu (buraya) getir!" Sehl, sözüne şöyle devam etmiş: Bunun üzerine (Uveymir hanımını getirip) lânetleştiler. Ben, halkla beraber Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanındaydım. Nihayet iânetleşmelerini bitirdiklerinde (Uveymir); "Eğer (bundan sonra) onu (yanımda) tutarsam, ya Resûlüllah, ona yalan isnad etmiş olurum!" dedi ve onu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine (birşey) emretmeden önce, üç (talâkla) boşadı. İbn Şihab demiş ki, "bu (yani lânetleşmenin sonunda boşama), ondan sonra lânetleşenlerin âdeti oldu."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Lânetleşme Hakkında
2285-) Bize Muhammed b. Yusuf, el-Evzai'den, (O) İbn Şihab'dan, (O da) Sehl b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, "Uveymir Asım b. Adiyye -ki O, Aclanoğulları'nın büyüğü idi- geldi..." O sonra onun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını zikretti, fakat "onu üç (talâkla) boşadı" (cümlesini) söylemedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Lânetleşme Hakkında
2286-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik b. Ebi Süleyman haber verip dedi ki, Saîd b. Cübeyr'i şöyle derken işittim: Bana, "Mus'ab ibnu'z-Zübeyr'in emirliğinde, lânetleşenlerin araları ayrılır mı, (evlilikleri sona erdirilir mi?)" diye soruldu, ben de ne diyeceğimi bilemedim. (Saîd) sözüne şöyle devam etti. Bunun üzerine kalkıp Abdullah b. Ömer'in evine geldim ve hizmetçiye; "benim için, ondan yanına girmeme izin iste" dedim. O da; "doğrusu O, öğle uykusunda. Yanına giremezsin" dedi. (Saîd) sözüne şöyle devam etti: O zaman İbn Ömer sesimi işitti de; "İbn Cübeyr mi?" dedi. Ben de; "evet" dedim. O da; "gir; zira seni bu saatte (buraya) ancak bir ihtiyaç getirmiştir!" dedi. Bunun üzerine huzuruna girdim de O'nu, deve palanının çulunu döşek, dirseğim -veya O, içi hurma lifi ile doldurulmuş "bir palan yastığı" demiştir. (Bunda) Abdullah (ed-Dârimî) şüpheye düşmüştür-, yastık edinmiş olduğu bir halde buldum. Dedim ki; "Ebu Abdirrahman! Lânetleşenlerin araları ayrılır mı?" Şöyle cevap verdi: "Sübhanallah, tabi! Şüphesiz bunu ilk defa soran, falandır. şöyle demişti: "Ya Resûlüllah, Allah senin şanını yüceltsin! Ne buyurursun, şayet birimiz karısını kötü bir iş üzerinde görse nasıl yapar? Sussa, büyük bir işe susmuş olur. Konuşsa, yine bunun gibi!" (İbn Ömer) sözüne şöyle devam etti: O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) susup ona cevap vermedi. Sonra da ihtiyacı için kalkıp (gitti). Ertesi gün olunca (o adam tekrar) Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip, "ya Resûlüllah! Gerçekten sana sorduğum şey başıma geldi!" dedi. (İbn Ömer) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine yüce Allah, Nur Sûresi'ndeki şu ayetleri, yani "Karılarına zina isnad edenler.. (diye başlayan) ayetleri” sonuna kadar indirdi. Ömer) sözüne şöyle devam etti: (Hazret-i Peygamber) de o adamı çağırdı ve bu (ayetleri) ona okudu, ona Allah'ı (anarak) öğüt verdi, ona dünya azabının Ahiret azabından daha hafif olduğunu bildirdi. O da; "ona yalan isnad etmedim" dedi. (Hazret-i Peygamber) sonra kadını çağırdı ve ona nasihat etti, öğüt verdi, ona dünya azabının Ahiret azabından daha hafif olduğunu bildirdi. O da; "seni hak (din) ile gönderen (Allah'a) andolsun ki, o gerçekten yalancıdır" dedi. O zaman Hazret-i Peygamber adamı çağırdı ve o, kendisinin gerçekten doğru söyleyenlerden olduğuna Allah'a yemin (ile) dört defa şahidlik etti ve beşinci (şahidliğinde), eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, "Allah'ın gazabı kedi üzerime olsun" (dedi). (Hazret-i Peygamber) bundan sonra onların aralarını ayırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Lânetleşme Hakkında
2287-) Bize Muhammed b. Abdillah er-Rekaşi haber verip (dedi ki), bana Malik rivâyet edip dedi ki, Nafî'i, Abdullah b. Ömer'den (naklederken) işittim ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), lânetleşenlerin arasını ayırdı ve çocuğu anasına kattı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Lânetleşme Hakkında
2288-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize el-Hasan b. Salih, Abdullah b. Muhammed b. Akil'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Cabir'i, şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hangi köle efendisinin -veya sahibinin- izni olmadan evlenirse, o günahkâr olur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Efendisinin İzni Olmadan Evlenen Köle Hakkında
2289-) Bize Malik b. İsmail rivâyet edip (dedi ki), bize Mendel, İbn Cüreyc'den, (O) Mûsa b. Ukbe'den, (O) Nafî'den, (O) İbn Ömer'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Hangi köle efendisinin izni olmadan evlenirse, o zinakâr olur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Efendisinin İzni Olmadan Evlenen Köle Hakkında
2290-) Bize Muhammed b. Yusuf haber edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zühri'den, (O) İbnu'l-Müseyyeb'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O, (sözü Hazret-i Peygamber'e) nisbet ederek şöyle dedi: "Çocuk döşek (sahibine) aittir. Zina eden erkeğe ise (doğan çocuk üzerinde her türlü haktan) mahrumiyet vardır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Çocuk Döşeğe Aittir
2291-) Bize Abdullah b. Mesleme rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Çocuk döşek (sahibine) aittir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Çocuk Döşeğe Aittir
2292-) Bize el-Hakem b. Nâfi’ rivâyet edip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Urve, Hazret-i Peygamber’in hanımı Hazret-i Âişe'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Utbe b. Ebî Vakkâs, kardeşi Saîd b. Ebi Vakkâs'a, Zem'a'nın cariyesinin oğlunu kendisine almasını vasiyet etmişti. Utbe sonra; "şüphesiz o, benim oğlumdur" demişti. Derken Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Mekke'nin) fethi zamanında (Mekke'ye) geldiğinde, Sa'd b. Ebî Vakkâs, Zem'a'nın cariyesinin oğlunu almak (istemişti de, bu sebeple Abd b. Zem'a ile aralarında tartışma çıkmıştı). O zaman bu (çocuğun), halkın, Utbe b. Ebi Vakkâs'a en çok benzeyeni olduğu görülmüştü. Neticede Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (çocuk Abd'ın) babasının döşeğinde doğduğundan dolayı; "O, sana aittir, ya Abd b. Zem'a!" buyurmuştu. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); (çocuğun) Utbe b. Ebi Vakkâs ile Şevde bint Zem'a'ya benzemesi hususunda gördüklerinden dolayı da; "O'ndan saklan, ya Şevde bint Zem'a!" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Çocuk Döşeğe Aittir
2293-) Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yezid b. Abdillah, Abdullah b. Yûnus'tan, (O) Saîd b. Ebî Saîd'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), "lânetleşme âyeti" indiğinde şöyle buyururken işitmiş: "Hangi kadın bir topluluğa, onlardan olmayan bir soy sokarsa, o (kadının) Allah katında hiçbir değeri yoktur, (Allah) onu Cennet'e de sokmayacaktır. Hangi erkek de, kendisine baka baka çocuğunu inkâr ederse, Allah (rahmetini) ondan saklar ve onu (mahşer günü) öncekilerin ve sonrakilerin gözü önünde rezil rüsvay eder!" (b. Yûnus) sözüne devamla demiş ki: Muhammed b. Kâ'b el-Kurazi, Saîd kendisine bu (Hadisi) bu (senedle) rivâyet ediyorken şöyle dedi: "Bu Hadis Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ulaşmıştır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Çocuğunu Tanıdığı Halde İnkâr Eden Kimse
2294-) Bize Abdullah b. Ca'fer er-Rakkî rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd'den, (O) Adiyy b. Sabit'ten, (O) Yezid ibnu’l-Berâ'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Birgün) amcama, beraberinde bir sancak var iken rastlamış ve "nereye gidiyorsun?" demiştim. O da şöyle cevap vermişti: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni, babasının karısıyla evlenmiş olan bir adama gönderdi ve bana, onun boynunu vurmamı, malını almamı emretti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Adam, Babasının Karısıyla Evlenirse Ne Olur?
2295-) Bana Ya'lâ b. Şeddâd rivâyet edip dedi ki, bize Vuheyb, Dâvûd b. Ebi Hind'den, (O) Muhammad b. Mûsa'dan, (O da) Ensârdan Ziyâd isimli bir adamdan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ubey b. Kâ'b'a dedim ki; "ne dersin, şayet Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları ölselerdi, O'nun (tekrar) evlenmesi helâl olur muydu?" O şöyle cevap verdi: Evet. Allah O'na yalnız bir grup kadını helâl kıldı ve O'na (onları) iyice tavsif etti, sonra da; "Bundan sonra (yani bu tavsiften sonra) sana (başka) kadınlar helâl olmaz!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Yüce Allahın; Bundan Sonra Sana Başka Kadınlar Helal Olmaz Sözü Hakkında
2296-) Bize el-Muallâ haber verip (dedi ki), bize Vuheyb, İbn Cüreyc'den, (O) Atâ'dan, (O) Ubeyd b. Umeyr'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat etmeden önce Allah O'na, kadınlardan diledikleriyle evlenmeyi helâl kılmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Yüce Allahın; Bundan Sonra Sana Başka Kadınlar Helal Olmaz Sözü Hakkında
2297-) Bize Mü şedded rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Şuayb ibnu'l-Habhâb'dan, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Safiyye'yi hürriyetine kavuşturup (Onunla evlendi) ve hürriyetine kavuşturulmasını O'nun mehri saydı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadın Kölenin Hürriyetine Kavuşturulmasının, Mehri Sayılması Hakkında
2298-) Bize Ebun-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Safiyye'yi hürriyetine kavuşturup Onunla evlendi ve hürriyetine kavuşturulmasını, O'nun mehri saydı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadın Kölenin Hürriyetine Kavuşturulmasının, Mehri Sayılması Hakkında
2299-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Huşeym, Salih b. Selîh b. Hayy el-Hemdânî'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: (Birgün) eş-Şa'bi'nin yanındaydım. Derken O'na Horasan ahâlisinden bir adam gelip şöyle dedi: "Yâ Ebâ Amr! Bizim oradaki Horasanlılar, adam hakkında; "o, kadın kölesini hürriyetine kavuşturup sonra onunla evlendiğinde, kurbanlık devesine binen kimse gibi olur!" diyorlar, (bu konuda siz ne dersiniz?)" Bunun üzerine eş-Şa'bi şöyle dedi: Bana Ebû Burde b. Ebi Mûsa, babasından rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (sınıf insan) var ki, onlara sevapları iki defa verilir: Ehl-i Kitâb'dan olup da kendi Peygamberine inanan, sonra Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) kavuşup O'na da inanan ve uyan kimse; Allah'ın hakkı ile efendilerinin hakkını yerine getiren köle kimse. Bunlara iki sevap (verilecektir.) Bir kadın kölesi olup da onu besleyen ve beslemesini güzel yapan, onu terbiye eden ve terbiyesini güzel yapan, sonra da onu hürriyetine kavuşturup onunla evlenen kimse... Buna da iki sevap (verilecektir.)" (Eş-Şa'bî) sonra adama şöyle dedi: "Bu Hadisi hiçbir şey (vermeksizin) al! (Önceleri) bundan azı için Medine'ye yolculuk yapılırdı!" Huşeym de şöyle dedi: "(Bunu) bana Basra'da anlattılar. Sonra ben (eş-Şâbi'ye) gelip bunu O'na sordum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadın Kölesini Hürriyetine Kavuşturup, Sonra Onunla Evlenen Kimsenin Fazileti
2300-) Bize Sehl b. Hammâd, Şu'be'den, (O) Salih b. Hayy'dan, (O) eş-Şa'bi'den, (O) Ebû Burde'den, (O) babasından (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunu, (yani bir önceki) Hadisin benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadın Kölesini Hürriyetine Kavuşturup, Sonra Onunla Evlenen Kimsenin Fazileti
2301-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Mansûr'dan, (O) İbrahim'den, (O) Alkameden, (O da) Abdullah'tan (naklen); bir kadınla evlenen (ancak) ona (mehir olarak) hiçbir şey takdir etmeden, onunla başbaşa da kalmadan ve onun (kocası olarak) ölen kimse hakkında rivâyet etti ki, O, (ölen bu kocanın karısı) hakkında şöyle dedi: "O'na (toplumuzun kendisine denk) kadınlarının mehri (kadar mehir) vardır, onun iddet beklemesi gerekir, ona (kocasından) miras (payı) vardır!" (O zaman) Ma'kıl el-Eşce'î şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ruvâsoğullarından bir kadın olan Berva' bint. Vâşık hakkında senin hükmettiğinin aynısını hükmetmişti. (Alkame) dedi ki, (Abdullah) da bundan dolayı sevindi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Erkek, Bir Kadınla Evlenir De Ona Mehrini Takdir Etmeden Önce Ölebilir?
2302-) Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Revh rivâyet edip (dedi ki), bize Mâlik, Abdullah b. Ebi Bekr b. Amr b. Hazm'dan, (O) Amra'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki; O (birgün) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Hazret-i Hafsa'nın evinde idi. Derken bir insan sesi işitti. (Hazret-i Âişe) dedi ki, ( o zaman) ben; "ya Resûlüllah, senin evinde bir insan sesi işittim!" dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, Hafsa'nın süt amcasından dolayı; "Onun falan olduğunu sanıyorum" buyurdu. (Bunun üzerine) Hazret-i Âişe, kendi süt amcasından dolayı, "yâ Resûlüllah, falan sağ olsaydı benim yanıma girebilir miydi?" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Evet, doğum sebebiyle haram olan şeyler, süt emme sebebiyle de haram olur" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmeden Dolayı Haram Olanlar