Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2503-) Bize Ya’lâ haber verip (dedi ki), bize el-Ameş, Abdullah b. Murre'den, (O) Mesrûk'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şahidlik eden hiçbir adamın kanının (akıtılması, öldürülmesi) helâl olmaz, yalnız üç kimseden biri; yani (öldürmüş olduğu) cana karşı (öldürülecek) can, zina eden evli ve dinini bırakan, cemaatten ayrılan kimse (olması) sebebi ile (kanı helâl olacak olan kimse) hariç!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Allahtan Başka Hiçbir İlahın Olmadığına Şahidlik Eden Hiçbir Adamın Kanı Helâl Olmaz
2504-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize el-Esved b. Şeyban, Halid b. Sumeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Yanımıza Abdullah b. Rebah el-Ensari -ki Ensar O'nu fâkih sayardı- geldi (ve şöyle dedi): Bize Ebu Katâde rivâyet etti ki; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) "komutanlar ordusu"nu göndermişti." (Ebu Katâde) sözüne şöyle devam etti: "Onlar da gitmişler ve Allah'ın dilediği kadar kalmışlardı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere çıkıp emretmişti de, "cemaatle namaza!" diye bağırılmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Cemaatle Namaza Sözünün Açıklaması Hakkında
2505-) Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize Şerîk, el-A'meş'ten, (O) Ebu Amr eş-Şeybani'den, (O) Ebu Mes'ud el-Ensari'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Danışılacak kimse, güvenilecek kimsedir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Danışılacak Kimse Güvenilecek Kimsedir!
2506-) Bize Muhammed b. Yezid el-Hızami haber verip (dedi ki), bize İnu'l-Mübarek, Ma'mer'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Abdurrahman b. Ka'b'dan, (O da) Ka'b b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O Şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir savaş yapmak istediğinde onu, başkasını (sezdirecek şekilde, başkasını söyleyerek) gizlerdi!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Harb Hiledir! Hadisi Hakkında
2507-) Bize İshak b. İbrahim rivâyet edip (dedi ki), bize Veki', Ebu Umeys'ten, (O) İyas b. Seleme ibnu'l-Evka'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti. Bizim, Halid ibnu'l-Velid ile parolamız ise "emit" yani "üktül: Öldür" idi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Parola
2508-) Bize Haccâc b. Minhâl ve Affân rivâyet edip dediler ki, bize Hammâd b. Seleme, Ya’lâ b. Atâ'dan, (O) Abdullah b. Yesâr Ebu Hemmâm'dan, (O da) Ebu Abdirrahman el-Fihri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Huneyn savaşındaydık ve yaz mevsiminin çok sıcak bir gününde bulunuyorduk. Bu sebeple ağaç gölgelerinin altına konaklamıştık..." (Ebu Abdirrahman) sonra (gördüklerinin) hikayesini anlattı (ve sözüne şöyle devam etti): Ardından (Hazret-i Peygamber) bir avuç toprak almıştı. (Ebu Abdirrahman sözüne devamla) dedi ki; işte bana, O'na (yani Hazret-i Peygamber'e) benden daha yakın olan kimse bildirmişti ki, (Hazret-i Peygamber) o (toprağı) onların yüzlerine çarpmış ve "Şu yüzler çirkin olsun!" buyurmuş. Allah da müşrikleri yenilgiye uğratmıştı. Ya'lâ demiş ki; bana da onların oğulları haber verdiler ki, babaları şöyle demişmiş: "O zaman bizden hiç kimse kalmamıştı ki, gözleri ve ağzı toprak dolmuş olmasın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Şu Yüzler Çirkin Ol Sözü Hakkında
2509-) Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Yunus, ez-Zühri'den, (O) İdris'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisiyle bir toplantı yerindeyen bize şöyle buyurmuştu: "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak:, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek ve ellerinizle ayaklarınız arasında (kendiliğinizden) uyduracağınız bir iftira yapmamak üzere bana biat edin! Artık kim sözünde durursa onun mükâfaatı Allah'a aittir. Kim bunlardan birşey yapar da Alah onu gizlerse, onun işi Allah'a kalır. O dilerse onu cezalandırır, dilerse bağışlar. Kim de (bunlardan) birşey yapar da ondan dolayı bu dünyada cezalandırılırsa, bu (cezalandırılma) onun için keffâret olur!" (Ubâde sözüne devamla) dedi ki, "biz de bunlar üzerine O'na biat etmiştik."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygambere Biat Etme Hakkında
2510-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Hudeybiye günü bindörtyüz kişi idik ve O'na (yani Hazret-i Peygamber'e), Ömer elini tutuyorken O ağacın -ki o, bir "semura"dır- altında biat ettik." (Cabir) şöyle de demiştir: "Biz O'na kaçmamak üzere biat etmiştik, ölmek üzere biat etmemiştik!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kaçmamak Üzere Biat Etme Hakkında
2511-) Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu İshak rivâyet edip dedi ki, el-Bera’ b. Azib'i şöyle derken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ahzab Günü bizimle beraber, toz toprak koltuk altlarının beyazlığını örttüğü, (yani koltuk altları toz toprak içinde kalmış olduğu) bir halde, sesini yükseltip şöyle diyerek toprak taşıyordu: "Allah'ım, sen olmasaydın doğru yolu bulamazdık! Ne sadaka verir, ne namaz kılardık! Şimdi de üzerimize manevi bir kuvvet, gönül rahatlığı indir! Karşılaşırsak eğer, ayaklarımızı sabit kıl! Şüphesiz şu (kafir olan) kimseler bize karşı haddi aşmışlardır! Ama onlar bir fitne (çıkarmak) isterlerse, biz dayatırız!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Hendek Kazmak Hakkında
2512-) Bize Abdullah b. Halid b. Hâzim rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, ez-Zühri'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye fetih yılı başında miğfer olduğu halde girmişti. Sonra onu çıkardığında bir adam yanına gelip; "Ya Resûlüllah! Bakın, şu İbn Hatal! Kabe'nin örtülerine tutunmuş, (onu ne yapalım?)" demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Onu öldürün!" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamber, Mekkeye Başında Miğfer Var İken Nasıl Girdi?
2513-) Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) kılıcının kabzasının bileziği gümüşten idi. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki; "Hişam ed-Destuvâî O'na (yani Cerir b. Hâzim'e) muhalefet edip şöyle demiş: Katâde, Saîd b. Ebi'l-Hasan'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen rivâyet etti). Âlimler de (bu iki rivâyetten) mahfuz (ve makbul olanın) bu (ikinci rivâyet) olduğunu söylemişlerdir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Resûlüllahın Kılıcının Kabzasının Bileziği Hakkında
2514-) Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Muâz b. Muâz rivâyet edip (dedi ki), bize Saîd b. Ebi Arûbe, Katâde'den (O), Enes'ten, (O da) Ebu Talha'dan (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir topluluğa galip geldiğinde yerlerinde üç gün kalmayı severdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Resûlüllahın, Bir Topluluğa Galip Geldiğinde Yerlerinde Üç Gün Kalması
2515-) Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Nadiroğullarının hurma ağaçlarını yaktırmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamberin, Nadiroğullarının Hurma Ağaçlarını Yaktırması Hakkında
2516-) Bize Abdullah b. Amr b. Ebân haber verip (dedi ki), bize Ab dur rahim b. Süleyman, Muhammed b. İshak'tan, (O) Yezid b. Ebi Habib'den, (O) Bukeyr b. Abdillah ibni'l-Eşecc'den, (O) Ebu İshak ed-Devsi'den, (O da) Ebu Hüreyre ed-Devsi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi bir askeri birlik içinde göndermiş ve "Eğer falanı ve falanı yakalarsanız onları ateşle yakın!" buyurmuştu. Sonra ertesi gün olunca bize (bir adam) gönderip (çağırtmış, yanına gidince) de şöyle buyurmuştu: "Doğrusu ben size şu iki adamı yakmayı emretmiştim. Sonra düşündüm ki, ateşle işkence etmek, Allah'tan başka hiç kimseye yakışmaz. Şu halde yakalarsanız öldürün!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Allahın İşkencesi İle İşkence Etme Yasağı Hakkında
2517-) Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Ubeydullah'tan -ki O, İbn Hafs b. Asım'dır-, (O) Nafî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) savaşlarından birinde bir kadın ölü olarak bulunmuştu da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadınların ve çocukların öldürülmesini yasaklamıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kadınları Ve Çocukları Öldürme Yasağı
2518-) Bize Asım b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezari, Yunus b. Ubeyd'den, (O) el-Hasan'dan, (O da) el-Esved b. Seri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz Resûlüllah ile beraber bir savaşa çıkmıştık. Derken müşrikleri yakalamıştık da halk öldürme hususunda acele etmiş ve çocukları bile öldürmüşlerdi. Sonra bu, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) ulaşmış, O da şöyle buyurmuştu: "Bazı topluluklara ne oluyor ki, ölüm, çocukları öldürmeye varacak kadar onların (aklını başından alıp) götürmüş? Dikkat edin! Hiçbir çocuğu öldürmeyin!" (Hazret-i Peygamber bunu) üç defa (buyurmuştu).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kadınları Ve Çocukları Öldürme Yasağı
2519-) Bize Muhammed b. Yusuf, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O da) Atıyye el-Kurazi'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz o gün (yani Kurayzaoğullarının ihanet suçundan dolayı toptan öldürüldükleri gün) Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) sunulmuştuk da (etek) kılları bitenler öldürülmüş, bitmeyenler bırakılmıştı. Ben de (etek) kılları bitmeyenlerden idim. Bu sebeple beni öldürmemişlerdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Çocuğun Öldürülebileceği Yaş Sınırı
2520-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Mansur'dan, (O) Ebu Vail'den, (O) Ebu Mûsa'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Esiri kurtarın, açı yedirin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Esirlerin Kurtarılması Hakkında
2521-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyub'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Mühelleb'den, (O da) İmran b. Husayn'dan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (müşrik) bir adamı (müslüman) iki adama karşılık serbest bıraktı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Tokuşla Serbest Bırakılması
2522-) Bize Yahya b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Ebu Avâne, Süleyman'dan, (O) Mücahid'den, (O) Ubeyd b. Umeyr'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu şöyle: "Bana, benden önce hiçbir Peygambere verilmemiş olan beş şey verildi: Ben kızıl renklilere ve siyah renklilere (yani bütün insanlara) Peygamber gönderildim. Bana yeryüzü mescid ve temiz-temizleyici kılındı. Bana ganimetler helâl kılındı; halbuki onlar benden önce hiç kimseye helâl kılınmamışlardı. Ben, bir aylık (uzaklıktan) korkulmakla yardım olundum, düşman benden bir aylık mesafeden korkar. Bana, "iste de sana (istediğin) verilsin!" denildi, ben de isteğimi ümmetime şefaat olarak sakladım. O, sizden Allah'a hiçbir şey ortak koşmayanlara, İnşallahu Teala, ulaşacaktır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimet Bizden Önce Hiçkimseye Helal Olmamıştır
2523-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Asim'dan, (O da) Ebu Vail'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Huneyn (savaşında elde edilen) ganimetleri el-Ci'râne'de bölüş türmüştü." Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "(Bu Hadisin) senedinde Abdullah b. Mes'ud vardı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimetlerin Düşman Beldelerinde Bölüştürülmesi
2524-) Bize Abdullah b. Ca'fer er-Rakki haber verip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Amr, Zeyd ibnu'l-Hakem'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Hayber'in fethine katılmıştım. O zaman müşrikler yenilgiye uğramışlar, biz de onların göç yüklerine dalmıştık. Halk ise buldukları develere koşuşmuşlardı. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: Yine de bu, kazanların kaynayıp taşmalarından daha çabuk olmamıştı. Ama Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) emretmiş ve bu (kazanlar) tersine çevrilmiş, dökülmüşlerdi. (Abdurrahman'ın babası sözüne devamla) dedi ki: Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda dağıtım yapıp on kişiye bir koyun vermişti. (Abdurrahman'ın babası) sözüne şöyle devam etti: O zaman falancalardan dokuz kişi vardı. Bense yalnızdım. Bu sebeple onlara yönelmiştim de on kişi olmuştuk, bize de bir koyun verilmişti. Abdullah (b. Ca'fer) şöyle dedi: "Bana ulaştı ki, arkadaşınız (Zekeriyya, senedinde) "...Kays b. Müslim'den..." diyormuş!" Sanki O, (Zekeriyya'nın) onu bellememiş olduğunu söylemek istiyor.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimetleri Bölüştürmenin Nasıl Yapılacağı Hakkında
2525-) Bize Zekeriyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amr'dan, (O) Zeyd'den -ki O, İbn Ebi Uneyse'dir-, (O) babasından, (O) Kays b. Müslim'den, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi. O (rivâyetinde); "bu sebeple onlara eklenildim" dedi. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Bana göre doğru olan, senedde Zekeriyya'nın söylediğidir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimetleri Bölüştürmenin Nasıl Yapılacağı Hakkında
2526-) Bize Ebu'n Numan haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim rivâyet edip (dedi ki), bana Kays b. Sa'd, Yezid b. Hürmüz'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Necde b. Amir, İbn Abbas'a mektup yazıp O'na bazı şeyler sormuş, O da O'na şöyle cevap yazmıştı: "Sen, Allah'ın zikrettiği akrabanın (ganimet) payını sordun. Biz bunların (yani işaret edilen Ayetteki akrabanın), Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) akrabası olduğu görüşündeydik. Ama toplumumuz bunu bizden kabul etmedi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Akrabanın Payı
2527-) Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Hâzim Ebu Muaviye, Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber günü binekli olana üç pay, yaya olana bir pay vermişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Atın Payları Hakkında
2528-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süyan'dan, (O) Ubeydullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Atın Payları Hakkında
2529-) Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Ali b. Zeyd'den, (O) Ammar b. Ebi Ammar'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber hiçbir ganimete şahid olmadım ki, O bana (pay) dağıtmış olmasın, Hayber günü hariç. Çünkü bu (Hayber ganimeti) sadece Hudeybiye (biatında bulunmuş) kimselere aitti." Ebu Mûsa ile Ebu Hüreyre ise (Medine'ye) Hudeybiye (biati) ile Hayber'in (fethi) arasındaki (zamanda) gelmişlerdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Fetihten Sonra Gelen Kimseye Pay Verilip Verilmeyeceği Hakkında
2530-) Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize Hafs haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Zeyd, Âbi'l-Lehm'in azadlısı Umeyr'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben, sahipli bir köle iken Hayber (savaşına) katılmıştım da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ev eşyasından birşeyler vermişti. O bana bir kılıç da vermiş ve "Bunu takın!" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kölelerin Ve Çocukların Payları Hakkında
2531-) Bize Ahmed b. Humeyd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den, (O) el-Kasım ve Mekhûl'den, (onlar) Ebu Umâme'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O, (ganimet) paylarının satılmasını, dağıtılıncaya kadar yasaklamıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimetleri, Dağıtılmadıkça Satma Yasağı Hakkında
2532-) Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak, Yezid b. Ebi Habib'den, (O da) Tuciboğullarının bir mevlası olan Ebu Merzuk'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana Haneş es-San'ani rivâyet edip şöyle dedi: Biz, başımızda (komutan olarak) Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa gitmiş ve Cerbe denilen bir köyü fethetmiştik. O zaman Ruveyfi’ b. Sabit el-Ensari konuşmacı olarak aramızda ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda sadece, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duymuş olduğum şeyden dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum. O, Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu): "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, esir kadınlardan hiçbirine, (gebelikten) beri olmasını araştırmadıkça yaklaşmasın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kadın Kölenin Gebelikten Uzak Olmasını Araştırma Hakkında
2533-) Bize Esed b. Mûsa haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Yezid b. Humeyr Ebu Amr eş-Şami el-Hemdani'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben Abdurrahman b. Cubeyr b. Nufeyr'i babasından, (O da) Ebu'd-Derda'dan (naklen anlatırken) işittim ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kıl çadırın kapısında karnı büyümüş, yani gebe bir kadın görmüş ve "Herhalde bu (cariyenin sahibi) ona yaklaşmış?" buyurmuş. (Sahabe-i Kiram); "evet!" demişler. (O zaman Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "Andolsun ki ben içimden ona, kendisi ile beraber kabrine girecek bir lanet yapmayı geçirdim. O, (başkasının çocuğunu mirasçısı yapmak) kendisine helâl olmadığı halde onu nasıl mirasçısı yapar? O, (doğacak çocuğun kendisinden olması durumunda onu, köle gibi hizmete koşması) kendisine helal olmadığı halde onu nasıl hizmete koşar?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Esir Edilen Gebe Kadınlarla Cinsi Münasebet Yasağı Hakkında
2534-) Bize el-Kasım b. Kesir, el-Leys b. Sa'd'dan kıraat yoluyla, (O) Abdurrahman b. Cunâde'den, (O da) Ebu Abdirrahman el-Hubulli'den (naklen) haber verdi ki; Ebu Eyyub bir ordudaymış da, çocuklarla anneleri birbirinden ayrılmış, O da onları ağlarken görmüş. Bunun üzerine; "Muhakkak ki Resûlüllah; "Kim anne ile çocuğunu birbirinden ayırırsa, Allah da Kıyamet günü onunla sevdiklerini birbirinden ayırır!" buyurmuştur" diyerek, her çocuğu annesine iade etmeye başlamış.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Anne İle Çocuğunu Birbirinden Ayırma Yasağı
2535-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Ebân b. Abdillah el-Beceli, Osman b. Ebi Hâzim'den, (O da) el-Ayle'nin ("el-Gayle'nin" diyenler de vardır) oğlu Sahr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Hicri 8. yılda, Taif teki Sakîf kabilesini muhasara ettiğimizde) el-Muğire b. Şu'be'nin halasını (esir olarak) almış ve onu Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına getirmiştim. Derken (el-Muğire gelerek) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) halasını istemişti. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Sahr! Muhakkak ki, bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh, onu ona geri ver!" Süleymoğulları'nın da bir su kaynağı vardı. (Onlar, müslümanlar gelince oradan kaçıp gitmişlerdi. Ben de Hazret-i Peygamber'den, beni ve kabilemi o su kaynağının yanına yerleştirmesini istemiştim. Hazret-i Peygamber de bizi oraya yerleştirmişti). Sonra onlar müslüman olup geri gelmiş ve bu yerin geri verilmesini istemişlerdi. Ben vermeyince (Hazret-i Peygamber'e) gelip bunu O'ndan istemişlerdi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) beni çağırtıp şöyle buyurmuştu: "Sahr! Bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh, onu onlara geri ver!" Ben de onu geri vermiştim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Harbe Mensup Kimse Harbi, Müslüman Olarak Geldiğinde Ne Yapılır?
2536-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), içinde İbn Ömer'in de bulunduğu askeri bir birlik göndermiş, onlar da birçok deve ganimet almışlardı. (Herbirinin ganimet) payları on iki deve -veya onbir deve- olmuştu. Onlara fazladan birer deve daha verilmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Paydan Fazla Ganimet Vermenin Başkana İmama Ait Olduğu Hakkında
2537-) Bize Muhammed b. Uyeyne haber verip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezari, Abdurrahman b. Ayyâş'tan, (O) Süleyman b. Mûsa'dan, (O) Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) düşman toprağına baskın yapıp (ganimet elde ettiğinde) dörtte biri fazladan ganimet verirdi. Dönmeye yöneldiği ve insanlar yorulduğu zaman (ganimet elde ettiğinde) ise üçte biri fazladan ganimet verirdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Savaşın Başlangıcında Dörtte Birin, Savaştan Dönüş Sırasında Üçte Birin Fazladan Ganimet Verilmesi Hakkında
2538-) Bize Ebu Asım, Süfyan'dan, (O) Yezid b. Câbir'den, (O) Mekhûl'den, (O) ziyad b. Cariye'den, (O da) Habib b. Mesleme'den (naklen) haber verdi ki; Hazret-i Peygamber "beşte bir -Humus"tan sonra üçte bir fazladan ganimet verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Beşte Birden Sonra, Pay Fazlası Ganimet Verme
2539-) Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize İshak b. Abdillah b. Ebi Talha, Enes b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir kâfir öldürürse, üzerinden çıkan şeyler onundur!" Ebu Talha da o gün yirmi kişi öldürmüş ve üzerlerinden çıkan şeyleri almıştı!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kim Bîr Düşman Öldürürse, Üzerinden Çıkan Şeyler Onundur
2540-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan b. Uyeyne'den, (O) Yahya b. Saîd'den, (O) İbn Kesir b. Eflah'tan -ki O, Ömer b. Kesir'dir-, (O) Ebu Katâde'nin azadlısı Ebu Muhammed'den, (O da) Ebu Katâde'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben bir adamla döğüşmüş ve onu öldürmüştüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun üzerinden çıkan şeyleri bana vermişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Kim Bîr Düşman Öldürürse, Üzerinden Çıkan Şeyler Onundur
2541-) Bize Muhammed b. Uyeyne rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu İshak el-Fezâri, Abdurrahman b. Ayyaş'tan, (O) Süleyman b. Mûsa'dan, (O) Ebu Sellâm'dan, (O) Ebu Umâme el-Bâhili'den, (O da) Ubâde ibnu's-Samit'ten (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), adam başına düşen paydan fazla olarak ikramiye şeklinde verilen ganimetlere (enfal'e) (gözlerin dikilmesini ve enfal alan kimsenin onları kendisine ayırmasını) çirkin görür ve şöyle buyururdu: "Müminlerden, (kendisine enfal verilmiş olan) güçlü kimse, (bunu kendilerine enfal verilmemiş olan) zayıflarına geri versin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Paydan Fazla Ganimetlerin Enfalin Mekruhluğu Hakkında Da O Şöyle Buyurmuştur: Müminlerin Güçlüsü Onu Zayıflarına Versin
2542-) Bu senedle, (yani bir önceki Hadisin senediyle rivâyet edildi) ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İplik ve iğneyi (bile ganimet toplama merkezine) ulaştırın! Aman ganimet malında hainlik etmekten sakının! Çünkü o, Kıyamet günü sahiplerine bir utanç kaynağıdır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Onun, İplik Ve İğneyi Bile Ulaştırın
2543-) Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Muhammed -ki O, İbn İshak'tır-, Yezid'den, -ki O, İbn Ebi Habib'dir-, (O da) Tuciboğullarının bir mevlası olan Ebu Merzuk'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana Haneş es-San'ani rivâyet edip şöyle dedi: Biz, başımızda (komutan olarak) Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari olduğu halde Mağrib'e savaşa gitmiş ve Cerbe denilen bir köy fethetmiştik. O zaman Ruveyfi' b. Sabit el-Ensari konuşmacı olarak aramızda ayağa kalkıp şöyle demişti: Ben aranızda sadece, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duymuş olduğum şeyden dolayı ayağa kalkmış bulunuyorum: O, Hayber günü orayı fethettiğimizde aramızda ayağa kalkıp (şöyle buyurmuştu): "Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir hayvana, onu güçsüz bırakınca -veya "onu zayıflatınca" buyurmuştur. Ebu Muhammed (ed-Darimi); "Bunda ben şüphe ediyorum!" dedi-, geri vermek üzere asla binmesin! Kim de Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, müslümanların (ortak) ganimetinden hiçbir elbiseyi, onu eskitince (ganimete) iade etmek üzere giymesin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Dağıtım Yapılmadan Ganimet Hayvanına Binme İle Ganimet Elbisesini Giyme Yasağı
2544-) Bize Ebu'l-Velid rivâyet edip (dedi ki), bize İkrime bin Ammar rivâyet edip (dedi ki), bana Ebu Zumeyl rivâyet edip (dedi ki), bana İbn Abbas rivâyet edip (dedi ki), bana Hazret-i Ömer ibnu'l-Hattab rivâyet edip şöyle dedi: Birtakım insanlar Hayber günü öldürülmüştü de, (Sahabe-i Kiram); "falan şehiddir!" deyip (onlardan bahsetmeye başlamışlardı.) Nihayet bir adamı zikredip; "falan şehiddir!" demişlerdi. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Hayır, asla! Ben onu gerçekten ganimet malından hainlikle almış olduğu bir cübbeden dolayı -veya "bir çeşit abadan dolayı"- Cehennem'de gördüm!" buyurmuş, sonra da bana şöyle emretmişti: "Hattaboğlu! Kalk ve halkın içinde bağır ki, Cennet'e (doğrudan) ancak (günah işlememiş) mü'minler girecektir!" Ben de kalktım ve (bunu) halkın içinde nida ettim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimet Malına Hainlik Etme Hakkında Gelen Sertlik
2545-) Bize Saîd b. Mansur, Abdulaziz b. Muhammed'den, (O) Salih b. Muhammed b. Zaide'den, (O) Salim b. Abdillah'tan, (O) babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kimin ganimet malında hainlik ettiğini bulursanız onu dövün, eşyasını da yakın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimette Hainlik Edenin Cezası Hakkında
2546-) Bize Muhammed b. Hatim el-Muktib haber verip (dedi ki), bize El-Kasım b. Malik rivâyet edip (dedi ki), bana Kesir b. Abdillah b. Amr b. Avf el-Muzeni, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hiç talan edip ganimet almak yok! Hiç hainlik etmek yok! Hiç "islal = gizlice çalmak" yok! Kim ganimet malında hainlik ederse, Kıyamet günü, hainlik ederek aldığı ganimet malını (boynunda taşıyarak) getirir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Ganimette Hainlik Eden Kimse Hainlikle Aldığı Şeyi Getirdiğinde Ne Olacağı Hakkında
2547-) Bize Bişr b. Ömer ez-Zehrani rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah -ki O, İbn Lehîâ'dır-, rivâyet edip (dedi ki), bize Ayyaş b. Abbas, Şiyeym b. Neytân'dan, (O da) Cunâde b. Ebi Umeyye'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben İbn Ertat'ı; "Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem); "Savaşta (hırsızlık sebebiyle) eller kesilmez!" buyururken işittim" derken duymamış olsaydım, onları (bu sebeple savaşta da) keserdim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Savaşta Hırsızlık Sebebiyle Ellerin Kesilmeyeceği Hakkında
2548-) Bize el-Hakem b. Nâfi' haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana urve ibnu'z-Zübeyr, Ebu Humeyd es-Saidi'den (naklen) haber verdi ki, O kendisine haber vermiş ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zekat toplamaya bir görevli tayin etmişti de bu görevli toplama işini bitirince O'na gelip; "Ya Resûlüllah! Bu, size ait olandır, bu da bana hediye edildi!" demişti. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Peki, sen babanın ve annenin evinde oturup da, sana hediye edilecek mi, edilmeyecek mi, diye baksaydın ya!" Daha sonra Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) günün bitiminde namazdan sonra minbere çıkmış ve şehadet getirip Allah'a, layık olduğu şekilde hamd-ü senada bulunmuş, ardından da şöyle buyurmuştu: "İmdi, şu görevliye ne oluyor ki, biz onu (zekat toplamakla) görevlendiriyoruz da o bize gelip; "bu sizin görevinizden dolayı (verilendir), bu da bana hediye edildi" diyor. Peki o, babasının ve annesinin evinde oturup da kendisine hediye edilecek mi, edilmeyecek mi, diye baksa ya! Muhammed'in canı elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, biriniz şu (zekat malından) hainlikle birşey almaz ki, onu Kıyamet günü boynunun üzerinde taşıyarak getirmiş olmasın! Eğer (bu aldığı şey) bir deve ise onu, böğürtüsü olduğu halde getirir, bir sığır ise onu böğürürken getirir, bir koyun ise onu da melerken getirir, işte ben (size bunları) tebliğ etmiş oldum!" Humeyd sözüne şöyle devam etmiş: Sonra Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerini, biz O'nun koltuk altlarının beyazlığını görecek kadar yukarı kaldırmış (ve "Allah'ım, tebliğ ettim mi?" buyurmuştu.) Ebu Humeyd sözüne devamla demiş ki; bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle bareber Zeyd b. Sabit de işitmişti. O'na da sorun!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Zekat Toplamada Görevli Kimse Görevi Esnasında Birşey Elde Ettiğinde Ne Olacağı Hakkında
2549-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Umâre b. Zâzân, Sabit'ten, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) haber verdi ki; Zû Yezen hükümdarı Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) otuzüç erkek deve veya otuziki dişi deve karşılığında almış olduğu bir takım elbise ("hülle") hediye etmiş, O da bunu kabul buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Müşriklerin Hediyelerini Kabul Etmek Hakkında
2550-) Bize Abdullah b. Seleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilal, Amr b. Yahya'dan, (O) Abbas b. Sehl es-Saidi'den, (O da) Ebu Humeyd es-Saidi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Eyle hükümdarı Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir mektup göndermiş ve O'na beyaz bir katır hediye etmişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona mektup yazmış ve bir elbise hediye etmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: Müşriklerin Hediyelerini Kabul Etmek Hakkında
2551-) Bize İshak b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Vekî, Malik b. Enes'ten, (O) Abdullah b. Niyar'dan, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Biz kesinlikle bir müşrikten yardım istemeyiz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Biz Kesinlikle Müşrikten Yardım İstemeyiz Sözü
2552-) Bize İshak, Ravh'dan, (O) Malik'ten, (O) Fulandan ki O, İbn Ebi Abdillah'tır ve O, Hatmoğullarındandır-, (O) Abdullah b. Niyâr'dan, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen, bir önceki Hadisi) ondan daha uzun olarak haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Siyer Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Biz Kesinlikle Müşrikten Yardım İstemeyiz Sözü