Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2303-) Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki), bize Hişâm b. Urve, babasından haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Hazret-i Âişe haber verdi ki; örtünme emri geldikten sonra (birgün süt) amcası, yani Ebu'l-Ku'ays’ın kardeşi yanına girmek için izin istedi de O, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip de O'ndan izin istemedikçe O'na izin vermeye razı olmadı. Derken Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince bunu O'na zikredip şöyle dedi: "(Süt) amcam, yani Ebu'l-Ku'ays'ın kardeşi gelip (benden giriş izni istedi). Ben de, senden izin istemesi için O'nu geri çevirdim!" (Hazret-i Peygamber); "O senin amcan değil mi?" buyurdu. (Hazret-i Âişe); "Beni ancak kadın emzirmiştir, erkek emzirmemiştir!" dedi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber); "Şüphe yok ki, o senin (süt) amcandır. Binaenaleyh, yanına girsin" buyurdu. sözüne şöyle devam etti: Âişe şöyle de derdi: "Doğum sebebiyle haram olan şeyler, süt emme sebebiyle de haram olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmeden Dolayı Haram Olanlar
2304-) Bize Sadaka İbnu’l-Fadl haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd, Mâlik'ten rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Abdullah b. Dinar, Süleyman b. Yesâr'dan, (O) Urve'den, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamberden (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle buyurdu: "Doğum sebebiyle haram olan şeyler, süt emme sebebiyle de haram olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmeden Dolayı Haram Olanlar
2305-) Mâlik sözüne şöyle devam etti: Bana Abdullah b. Ebi Bekr de Emra'dan, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamberden (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmeden Dolayı Haram Olanlar
2306-) Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, (O) Urve'den, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "-Bir sorumak, iki sorumak haram kılmaz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kaç Süt Emme Haram Kılar?
2307-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebu'Halil'den, (O) Abdullah ibnu'l-Haris'ten, (O da) Ümmü'l-Fadl'dan (naklen) rivâyet etti ki, bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: Yâ Resûlüllah, doğrusu ben, yanımda diğeri varken bir kadınla evlendim de birinci (hanımım) yeni (hanımımı) emzirmiş olduğunu iddia etti, (siz ne buyurursunuz?)" (Hazret-i Peygamber) de şöyle buyurdu: "Ne bir emzirme, ne iki emzirme haram kılmaz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kaç Süt Emme Haram Kılar?
2308-) Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Ravh haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Abdullah b. Ebî Bekr'den, (O) Amra'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "(Önce) "On bilinen emme haram kılar" şeklinde Kur'an (âyeti) indi. Sonra (bu on emme âyeti) "beş bilinen emme (haram kılar)" âyetiyle kaldırıldı. İşte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bunlar Kur'an olarak okunan (âyetler)den iken vefat etti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kaç Süt Emme Haram Kılar?
2309-) Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Ab de, Hişâm'dan, (O) babasından, (O) Haccâc b. Haccâc el-Eslemî'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O; "yâ Resûlüllah, benden, süt emmenin, (yerine getirilmediği taktirde) kınamaya (sebep olacak hakkını) ne giderir?" demiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Gurre, yani bir erkek köle veya bir kadın köle (vermek!)" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmenin Kınamasını Ne Giderir?
2310-) Bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, (O da) İbn Ebi Muleyke'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana Ukbe ibnu'l-Hâris rivâyet etti ki... O sonra şöyle dedi: O (sadece) bana rivâyet etmedi. Fakat ben O'nu, bir topluluğa rivâyet ederken işittim ki, O şöyle dedi: Ebû İhâb’ın kızıyla evlenmiştim de siyah bir câriye gelip; "ben gerçekten ikinizi de emzirdim!" demişti. Bunun üzerine ben Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu O'na anlatmıştım. Ama O benden yüz çevirmişti. Ebû Asım sözüne şöyle devam etti: O (yani Ukbe) dedi ki, üçüncü veya dördüncü (başvurumda Hazret-i Peygamber); "(Bu) dendiği halde nasıl (evli kalabilirsiniz?)" buyurmuş ve O'nu onunla (evli kalmaktan) menetmişti. Asım sözüne devamla dedi ki; Ömer b. Saîd b. Ebî Hüseyn ise İbn-Ebi Muleyke'nin (rivâyetinde): "Artık (bu) dendiği halde nasıl (evli kalabilirsiniz?)" dedi, "Onu onunla (evli kalmaktan) menetmişti " (cümlesini) söylemedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Süt Emmeye Tek Kadının Şahidlik Etmesi
2311-) Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî haber verip dedi ki; bize Şu'be, Eş'as b. Süleym'den, O babasından, O Mesrûk'tan, O da Hazret-i Âişe'den naklen rivâyet etti ki; birgün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına girmişti. Yanında ise bir erkek vardı. Bu sebeple Hazret-i Peygamber'in yüzünün rengi değişmişti. O sanki bundan hoşlanmamıştı. (Hazret-i Âişe sözüne şöyle devam etti:) O zaman ben; "o gerçekten benim süt kardeşimdir" demiştim de O, şöyle buyurmuştu: "Kardeşlerinizin kim olduğuna iyi bakın. Zira kendisiyle süt kardeşliği, (yani) evlenme haramlığı meydana gelen süt emme, sadece bebekken açlığı gidermek için yapılandır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Büyüğün Süt Emmesi Hakkında
2312-) Bize Ebu’l-Yemân el-Hakem b. Nâfi’ haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: (Birgün) Sehle bint Süheyl bin Amr -ki O, Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rebî'an’ın (nikâhı) altındaydı-, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: "Muhakkak ki Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Salim, biz gündelik ev içi kıyafetiyle iken yanımıza giriyor. Biz de onu ancak (kendi) çocuğumuz olarak görüyoruz! -Ebû Huzeyfe onu, Hazret-i Peygamber Zeyd'i evlât edindiği gibi evlât edinmişti.- Şimdi yüce Allah; "O (evlâtlıkları) babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha doğrudur" mealindeki âyeti indirdi. (O halde ne yapmamızı emredersiniz?)" Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de O'na bu durumda Sâlim'i emzirmesini emretti" Muhammed (ed-Dârimî); "bu (hüküm) sadece Salim içindir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Büyüğün Süt Emmesi Hakkında
2313-) Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Ebû Kays'tan, (O) el-Huzeyl'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hülle yapanla, kendisi için hülle yapılana lanet etmiştir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Hülle Yapma Tahlil Yasağı
2314-) Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki), bize Hişâm b. Urve, babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki; Muâviye'nin annesi, Ebû Süfyân'ın karısı Hind, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: "Yâ Resûlüllah, Ebû Süfyân gerçekten cimri bir kimsedir. O, bana, bilgisi olmaksızın kendisinden (gizlice) aldıklarım hariç, kendime ve oğullarıma yetecek şeyleri de gerçekten vermez! Bu (gizlice aldıklarımda) bana bir günâh var mıdır?" (Resûlüllah) da şöyle buyurdu: "Sana ve çocuklarına, örfe uygun olarak yetecek şeyleri al!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Erkeğin, Ailesinin İhtiyaçlarını Görmesinin Vacibliği Hakkında
2315-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "En hayırlınız, ailesine en hayırlı olanınızdır. Bir arkadaşınız ölünce de onun (kusurlarını, kötülüklerini anmayı) bırakın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Kadınlarla Güzel Geçinmek Hakkında
2316-) Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize Ali b. Mushir, Hişâm'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle, ben altı yaşındayken (Mekke'de) evlendi. Sonra biz Medine'ye gelip el-Hâris ibnu'l-Hazrecoğulları'nın yanına indik. Derken ben sıtmaya yakalandım da başımın (saçı dökülüp) darmadağınık oldu. (Ardından iyileştim ve saçım yeniden bitip çoğaldı. Öyle kî, saçım) bir kâkülcük de uzadı. Derken, bana, ben bir tahterevallinin üzerinde ve beraberimde bazı kız arkadaşlarım var iken (annem) Ümmü Rûman geldi ve beni çağırdı. Ben de, ne istediğini bilmediğim halde onun yanına geldim. O da elimden tutup (götürdü). Nihayet beni evin kapısında durdurdu. Ben nefes nefese kalmıştım. Akabinde nefesim biraz dindi. Sonra o biraz su aldı ve onunla yüzümü ve başımı sildi. Daha sonra da beni eve girdirdi. Bir de ne göreyim, bir odanın içinde Ensârlı kadınlar! Onlar hemen; "hayırlı bereketli olsun, hayırlı uğurlu olsun" dediler. (Annem) de beni onlara teslim etti. Onlar benim durumumu, (üst-başımı) düzelttiler. Derken bir kuşluk vakti Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aniden yanıma geldi, onlar da beni O'na teslim ettiler. Ben o gün dokuz yaşındaydım."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Nikah Kitabı
Konu: Küçükleri Babaları Evlendirdiğinde Onların Evlendirilmesi Hakkında
2317-) Bize Hâlid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; O karısını hayızlı iken boşamıştı da (babası) Hazret-i Ömer bunu Hazret-i Peygamber'e bildirmişti. (Hazret-i Peygamber) de şöyle buyurmuştu: "O'na (karısına) dönmesini ve onu temizleninceye, sonra (tekrar) hayız oluncaya, sonra (tekrar) temizleninceye kadar (karısı olarak yanında) tutmasını emret. Ondan sonra dilerse (onu) tutar, dilerse (kendisine) dokunmadan önce (onu) boşar. İşte, kadınlar boşanılırken Allah'ın gözetilmesini emrettiği iddet budur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Talâkta Sünnete Uygun Olan Uygulama
2318-) Bize Ubeydullah b. Mûsa haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Muhammed b. Abdirrahman'dan haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Salim'i, İbn Ömer'den (naklen) anlatırken işittim ki, Hazret-i Ömer, İbn Ömer karısını boşadığında (bunu) Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemiş, O da şöyle buyurmuş: "Ona emret de (karısına) dönsün, sonra (karısı) temiz iken onu boşasın." Ebû Muhammed (ed-Darimî) dedi ki: "Bu (Hadisi) İbnu'l-Mubarek ve Vekî', "...veya hâmile iken (boşasın!)" şeklinde rivâyet etmişlerdir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Talâkta Sünnete Uygun Olan Uygulama
2319-) Bize İsmail b. Halil ve İsmail b. Ebân rivâyet edip dediler ki, bize Yahya b. Ebî Zaide, Salih b. Salih'ten, (O) Seleme b. Küheyl'den, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O) İbn Abbâs'tan, (O da) Hazret-i Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hafsa'yı (ric'î talâkla) boşamış, sonra O'na dönüp (evliliğini devam ettirmişti)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Rici Talâkla Boşanılmış Kadına Dönüp Nikâhı Devam Ettirmek Hakkında
2320-) Bize Saîd b. Süleyman, Hüseyin'den, (O) Humeyd'den, (O da) Enes'ten (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Hafsa'yı (ric'î talâkla) boşamış, sonra O'na dönüp (evliliğini devam ettirmişti). Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Ali ibnu'l-Medîni bu Hadisi tanımamış ve "bize göre bu Hadis Basra'da Humeyd'den (nakledilmiş) değildir" demişti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Rici Talâkla Boşanılmış Kadına Dönüp Nikâhı Devam Ettirmek Hakkında
2321-) Bize el-Hakem b. Mûsa haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, Süleyman b. Dâvûd'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana ez-Zühri, Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm'dan, (O) babasından, (O da) dedesinden naklen rivâyet etti ki; -el-Hakem dedi ki; Yahya b. Hamza bana; "ben (bu Hadisi) parçalara ayırıp (burada bir kısmını zikredeceğim) demişti-: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yemen'lilere; "Kur'an'a yalnız temiz olan dokunsun! Evlenmeden önce hiçbir talâk (gerçekleşmez!) Satın alınmadan önce hiçbir köle azadı (gerçekleşmez!)" diye yazmıştı. Ebû Muhammed (ed-Dârimî'ye); "(Süleyman bu Hadisi ez-Zühri'den semâ’ etmiş midir?)" denildi, O da şöyle cevap verdi: "Öyle sanıyorum ki, bunlar sanki Ömer b. Abdüaziz'in (ez-Zühri'ye yazdırdığı) kitaptan (alınmıştır!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Nikâhtan Önce Hiçbir Talâk Gerçekleşmez
2322-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zühri'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Urve ibnu'z-Zübeyr'i, Hazret-i Âişe'den (naklen anlatırken) işittim ki, O şöyle demiş: Rifâ'a el-Kurazî'nin karısı, (Hazret-i Peygamber'in) yanında Ebû Bekir varken, Hâlid b. Saîd ibni’l-As da kapıda, kendisine Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna girmesi için izin verilmesini bekliyorken Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: "Yâ Resûlüllah, ben Rifâ'a'nın karısıydım. Sonra O beni boşamış, boşamasını da (üç talâkla yaparak nikâh bağlarını tamamen) kesmişti." (Hazret-i Peygamber de) şöyle buyurdu: "Rifâ'a'ya dönmek mi istiyorsun? Hayır! (Yeni kocan) senin balcığından tatmadıkça, sen de onun balcığından tatmadıkça, (Rifâ'a'yla yeniden evlenemezsin!)" O zaman Hâlid b. Saîd şöyle bağırdı: "Ebû Bekir! Görmüyor musun, bu (kadın) Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında açıktan açığa ne söylüyor?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadını, Kendisini Boşayıp Da Boşamasını Üç Talâkla Yaparak Nikâh Bağlarını Tamamen Kesen Kocasına Ne Helâl Kılar?
2323-) Bize Ferve rivâyet edip (dedi ki), bize Ali b. Mushir, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Kurayzaoğulları'ndan bir adam olan Rifâ'a, karısını boşamış, sonra da (karısıyla) Abdurrahman ibnu'z-Zebir evlenmişti. Derken (bu kadın) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip; "yâ Resûlüllah, vallahi ondaki ancak (elbisenin) şu püskülü gibidir!" demişti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona şöyle buyurmuştu: "Muhtemelen sen Rifâ'a'ya dönmek istiyorsun! Hayır, (Abdurrahman) senin balcığından (yani seninle cima etme lezzetinden) tatmadıkça -veya O; "sen onun balcığından tatmadıkça" buyurmuştu-, (Rifâ'a'ya dönemezsin.)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadını, Kendisini Boşayıp Da Boşamasını Üç Talâkla Yaparak Nikâh Bağlarını Tamamen Kesen Kocasına Ne Helâl Kılar?
2324-) Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize İsmail b. Ebî Hâlid, eş-Şa'bi'den, (O da) Mesrûk'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Âişe'ye (kocanın evliliği sürdürmeyi veya boşanmayı karısının) seçimine (bırakmasının hükmünü, bunun talâk sayılıp sayılmayacağını) sordum da, O şöyle cevap verdi: "Muhakkak ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (evliliğimizi sürdürmeyi veya boşanmayı) biz (hanımlarının) seçimine bırakmıştı. Peki (bu) talâk mı olmuştu?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Evliliği Sürdürmeyi Veya Boşanmayı Seçme Muhayyerlik Hakkında
2325-) Bize Muhammed ibnu'l Fadl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebû Kılâbe'den, (O) Ebû Esmâ'dan, (O da) Sevbân'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Hangi kadın, (boşamayı istemeyi gerektirici bir zorluk olmaksızın kocasından (kendisini veya kumasını) boşamasını isterse, Cennet'in kokusu ona haram olur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadının, Kocasından Kendisini Boşamasını İstemesi Yasağı
2326-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Yahya -ki O, İbn Saîd'dir-, haber verdi ki, Amra kendisine haber vermiş ki, Sabit b. Kays b. Şemmâs, Habibe bint Sehl ile evlenmiş. bu arada Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem), vaktiyle komşusu iken Habibe ile evlenmeyi düşündüğünü de zikretmiş.) Sabit Onu dövmüş. Bunun üzerine Habibe sabahın alaca karanlığında Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) kapısına dikilmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de dışarı çıkınca bir insan (karaltısı) görüp; "Kim o?" buyurmuş. (Habîbe de); "ben Habîbe bint Şehrim" demiş. O zaman Hazret-i Peygamber; "Ne işin var?" buyurmuş (Habîbe); "ne ben, ne Sabit, (artık bir araya gelemeyiz!)" demiş. Derken Sabit, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş, (Resûlüllah) da O'na; (kendisine verdiğin şeyleri) al ve onu serbest bırak" buyurmuş. (Habîbe) de; "yâ Resûlüllah, onun bana verdiği şeylerin hepsi yanımdadır" demiş. Bunun üzerine (Sabit, verdiği şeyleri) ondan almış, o da ailesinin yanında kalmış.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Birşey Karşılığında Boşama Hul Hakkında
2327-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzini, ez-Zübeyr'den, (O da) Abdulmuttaliboğulları'ndan bir adam olan Sa'îd'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana, Abdullah b. Ali b. Yezîd b. Rukâne'den bir hadîs ulaşmıştı. O, o zaman kendisine ait bir köyde idi. Bunun üzerine O'na gelip (bunu) kendisine sordum da O, şöyle dedi: Bana babam, dedemden rivâyet etti ki, O karısını kesin olarak (elbette) boşamış, sonra Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu O'na bildirmiş, O da "(Bununla) ne kastettin?" buyurmuş. O; "bir (talâk!)" demiş. (Hazret-i Peygamber); "Vallahi mi?" buyurmuş. O; "vallahi!" demiş, (Hazret-i Peygamber de); "O, kastettiğin şeydir!" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Bette Hakkında
2328-) Bize Zekeriyyâ b. Adiyy rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. İdrîs, Muhammed b. İshak'tan, (O) Muhammed b. Amr'dan, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O da) Seleme b. Sahr el-Beyâzî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben kadınlardan, benden başkasının elde edemediği şeyi elde eden, (onlarla çok cima yapan) bir kişi idim. Bunun için Ramazan ayı girdiğinde gecemde (karımla cima gibi) birşey yapıp da, bunun benimle sabahlayıncaya kadar devam etmesinden korkmuştum. (Seleme) sözüme şöyle devam etti. Bu sebeple de (cimâdan kaçınmak için Ramazan ayı) geçinceye kadar (geçerli olmak üzere) zıhâr yapmıştım. Derken bir gece bir ara bana hizmet ediyorken onun bir şeyi, (biryeri) açılıverir. O zaman ben onun üzerine atlamakta gecikmemiştim! Sabah olunca kavmime gidip (bunu) onlara haber vermiş ve "haydi, benimle beraber Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) yürüyün!" demiştim de onlar şöyle cevap vermişlerdi: "Hayır! Vallahi seninle beraber yürümeyiz. Biz hakkında Kur'an (âyeti) inmesinden veya hakkında Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem), utancı bizden ayrılmayacak olan bir söz gelmesinden korkuyoruz. Andolsun ki, seni günâhınla başbaşa bırakacağız!" Bunun üzerine (tek başıma) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gitmiş ve kendisine haberimi anlatmıştım. O da; "Seleme! Sen bunu (yaptın mı?)" buyurmuştu. Ben; "bunu (yaptım)" demiştim. O (yine); "Seleme! Sen bunu (yaptın mı?)" buyurmuştu. Ben; "bunu (yaptım!)" demiştim. O (yine); "Seleme! Sen bunu yaptın mı?" buyurmuştu. Ben; "bunu yaptım. İşte ben candan sabredeceğim, hakkımda bana Allah'ın gösterdiği (şekilde) hüküm ver" demiştim. (O zaman Hazret-i Peygamber); "Şu halde bir boyun (yani bir köle) âzâd et!" buyurmuştu. (Seleme) sözüne şöyle devam etti: Ben de (elimle) boynumun üstüne vurup; "seni Hak ile gönderen (Allah'a) yemin olsun ki, şu (boynumdan) başka bir boyuna sahip değilim" demiştim. Peygamber); "O halde peşpeşe iki ay oruç tut!" buyurmuştu. Ben; "bana oruçta isabet eden (günâhtan) başkası mı isabet etmiştir?" demiştim. (Hazret-i Peygamber bu sefer); "Öyleyse altmış yoksula bir vesk kuru hurma yedir!" buyurmuştu. Ben de; "seni Hak ile gönderen (Allah'a) yemin olsun ki, biz gerçekten bu gecemizi aç olarak geçirdik; hiçbir yiyeceğimiz yoktu!" demiştim. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber); "Öyleyse Zureykoğulları'nın zekât memuruna git de, o (zekâtı) sana versin. Sen de altmış yoksula bir vesk kuru hurma yedir. Geri kalanını da sen ailenle beraber ye!" buyurmuştu. (Seleme) sözüne şöyle devam etti: Ben de kavmime gelip şöyle demiştim: "Sizin yanınızda darlık ve kötü görüş buldum. Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında ise genişlik ve güzel görüş buldum. O bana zekâtınızı (almamı) emretmiştir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Zihar Hakkında
2329-) Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Seleme b. Küheyl'den, O eş-Şa'bi'den, O da Fâtıma b. Kays'tan naklen rivâyet etti ki, kocası kendisini üç defa boşamıştı da, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine ne nafaka, ne de mesken hakkı koymuştu. Seleme demiş ki, sonra ben bunu İbrahim'e bildirdim de, O şöyle dedi: Ömer ibnu'l-Hattab (bu Hadisi işittiğinde), "Rabb'imizin Kitab'ı ile Peygamberinin Sünnet'ini bir kadının sözüyle terketmeyiz!" demiş ve (üç defa boşanılmış kadına) mesken ve nafaka hakkı koymuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Üç Defa Boşanılmış Kadının Mesken Ve Nafaka Hakkının Olup Olmayacağı Hakkında
2330-) Bize Muallâ haber verip (dedi ki), bize Zekeriyya, Amir'den rivâyet etti (ki, O şöyle demiş:) Bana Fâtıma b. Kays rivâyet etti ki, kocası kendisini üç defa boşamıştı da, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine, amcasının oğlu ibn Ümmü Mektum'un yanında iddet beklemesini emretmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Üç Defa Boşanılmış Kadının Mesken Ve Nafaka Hakkının Olup Olmayacağı Hakkında
2331-) Bize Muhammed ibnu’l-Alâ' haber verip (dedi ki), bize Hafs b. Ğıyas, el-Eş'as'tan, (O) el-Hakem ve Hammâd'dan, (onlar) İbrahim'den, (O) el-Esved'den, (O da) Hazret-i Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Biz Rabb'imizin Kitab'ı ile Peygamberi'nin Sünnet"ini bir kadının sözüyle bırakmayız! Üç defa boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı vardır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Üç Defa Boşanılmış Kadının Mesken Ve Nafaka Hakkının Olup Olmayacağı Hakkında
2332-) Bize Talk b. Ğannâm, Hafz b. Ğıyâs'tan, (O) el-A'meş'ten. (O) İbrahim'den, (O) el-Esved'den, (O da) Hazret-i Ömer'den onun, (yani bir önceki haberin) benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Üç Defa Boşanılmış Kadının Mesken Ve Nafaka Hakkının Olup Olmayacağı Hakkında
2333-) Bize Abdullah b. Muhammed haber verip dedi ki, bize Hafs, el-A'meş'ten, (O) İbrahim'den (O da) el-Esved'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ömer (Allah O'ndan razı olsun!) şöyle demişti: "Biz Allah'ın dininde bir kadının sözünü geçerli kılmayız. Üç defa boşanılmış kadının mesken ve nafaka hakkı vardır. Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Ben, boşanılmış kadının mesken ve nafaka hakkı olduğu görüşünde değilim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Üç Defa Boşanılmış Kadının Mesken Ve Nafaka Hakkının Olup Olmayacağı Hakkında
2334-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd haber verdi ki, Süleyman b. Yesâr kendisine haber vermiş ki, Ebû Seleme O'na haber vermiş ki, O (yani Ebû Seleme) ve İbn Abbâs, Ebû Hüreyre'nin yanında bir araya gelmiş ve erkeğin, karısı (sağ iken) ölüp de (ölümünden) birkaç gece sonra (karısının) doğum yapması (meselesini) sözkonusu etmişler de İbn Abbâs; "(böyle bir kadının iddetinin bitip yeniden evlenmesinin) helâl olması, (gebe kadınla kocası ölmüş kadının iddet) müddetlerinin sonuncusunda olur!" demiş. Ebû Seleme ise; "doğurunca helâl olmuş demektir" demiş ve böylece bu konuda aralarında tartışma yapmışlar. Sonra Ebû Hüreyre, Ebû Seleme'yi kastederek; "ben yeğenimle beraberim" demiş. Bunun üzerine İbn Abbâs'ın azadlısı Küreyb'i, (bu meseleyi sorması için) Hazret-i Ümmü Seleme'ye göndermişler. O da O'na (gidip) sormuş. Hazret-i Ümmü Seleme de bildirmiş ki; Subey'a bintu'l-Hâris'in kocası ölmüştü de O, onun (ölümünden) birkaç gece sonra doğum yapmıştı. (O zaman) Abduddâroğulları'ndan, Ebu's-Senâbil künyeli bir adam O'na evlenme teklifinde bulunmuş ve kendisine (evlenmesinin) helâl olduğunu haber vermiş, (Subey'a) da başkasıyla evlenmek istemişti. Bu sefer Ebu's-Senâbil O'na; "(sen evlenemezsin), çünkü senin (evlenmen henüz) helâl olmadı!" demişti. Bunun üzerine Subey'a bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirmişti de O, O'na evlenmesini emretmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Ve Boşanılan Gebe Kadının İddeti Hakkında
2335-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Yahya b. Saîd'den, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O) Küreyb'den, (O da) Hazret-i Ümmü Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Subey'a bintu'l-Hâris'in kocası ölmüş, O da kocasının ölümünden birkaç gün sonra doğum yapmıştı. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na evlenmesini emretmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Ve Boşanılan Gebe Kadının İddeti Hakkında
2336-) Bize Bişr b. Ömer ez-Zehrâni haber verip (dedi ki), bize Ebu'l-Ahvas rivâyet edip (dedi ki), bize Mansûr, İbrahim'den, (O) el-Esved'den, (O da) Ebu's-Senâbüıden (naklen) rivâyet ettiki, O şöyle dedi: Subey'a bintu'l-Hâris, kocasının ölümünden yirmi küsur gün sonra doğum yapmıştı. Derken lohusalığından temizlenince, (evlenebileceğinin bir belirtisi olarak) bezenmişti de, bu ayıp görülmüştü. Bunun üzerine O durumunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirmiş, O da; "(Kocası öldükten sonra doğum yapan bir kadın, bunu (yani evlenebileceğinin belirtisi şeyleri) yaparsa, onun iddet süresi bitmiştir, (yapabilir!)" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Ve Boşanılan Gebe Kadının İddeti Hakkında
2337-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O) Mansûr'dan, (O) İbrahim'den, (O da) el-Esved'den (naklen) haber verdi ki; Subey'a kocasının ölümünden birkaç gün sonra doğum yapmış, sonra (evlenebileceğinin bir belirtisi olarak) bezenmişti de, Ebu's Senâbil (Onu) ayıplamıştı. Bunun üzerine O, durumunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sormuş -veya bildirmiş-, O da O'na evlenmesini emretmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Ve Boşanılan Gebe Kadının İddeti Hakkında
2338-) Bize Muhammed b. Kesir haber verip (dedi ki); bize Süleyman b. Kesir, ez-Zühri'den, O Urve'den, O Hazret-i Âişe'den, O da Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanan -veya, Allah'a inanan- bir kadına, kocasından başka hiç kimse için üç günden fazla yas tutması helâl olmaz."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadının Ölen Kocası İçin Yas Tutması Hakkında
2339-) Bize Hâşim ibnu'l-Kasım haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Humayd b. Nâfî'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Zeyneb bint Ebî Sel eme'yi, Hazret-i Ümmü Habîbe bint Ebî Süfyân'dan (naklen) anlatırken işittim ki; O'nun (yani Hazret-i Ümmü Habibe'nin) bir kardeşi -veya bir yakını- ölmüştü de O, (za'ferân) sarısına yönelik (onu) eline sürmeye başlamış ve şöyle demişti: Bunu sadece, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu için yapıyorum: "Allah'a ve Ahiret Gününe inanan bir kadına, (hiç kimse için) üç günden fazla yas tutması helâl olmaz, kocası için hariç. Çünkü o (onun için) dört ay on gün yas tutar!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadının Ölen Kocası İçin Yas Tutması Hakkında
2340-) Bize Hâşim ibnu'l-Kasım haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Humeyd b. Nâfi'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Zeyneb bint Ümmi Seleme'yi, annesinden veya Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarından bir kadından (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet ederken işittim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadının Ölen Kocası İçin Yas Tutması Hakkında
2341-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Zaide, Hişâm b. Hassandan, (O) Hafsa bint Sîrin'den, (O) Ümmü Atıyye'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "-Kadın (hiç kimse için) üç günden fazla yas tutmaz, kocası için hariç. Çünkü o, onun için dört ay on gün yas tutar (ve bu esnada, Yemen'in kısmen boyalı) asb (kumaşından yapılmış) elbise hariç, (süs sayılacak) boyalı elbise giymez, sürme çekmez ve güzel koku sürünmez. Yalnız temizlenmesine yakın, hayzından gusül yaptığında biraz toparlak otu (kust-ı arabı) ve tırnak buhuru (azfâr) (sürünebilir). "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadının İddet Esnasında Süslenmesi Yasağı
2342-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Sa'd b. İshak b. Ka'b b. Ucre'den, (O da) halası Zeyneb bint Ka'b b. Ucre'den (naklen) rivâyet etti ki, el-Furey'a bint Mâlik O'na haber vermiş ki; O, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesinin yanına dönmesi için kendisine izin vermesini istemiş (ve şöyle demiş): "Çünkü kocam, kaçmış olan bazı kölelerinin peşinden aramaya çıkmıştı. Derken o onlara kavuşmuş. Ama Kaddim tarafına geldiğinde onlar onu öldürmüşler!" Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "(İddet için takdir edilen) hüküm süresinin (sonuna) ulaşıncaya kadar evinde kal!" buyurmuş. (El-Furey'a sözüne şöyle devam etmiş): Ben de; "O beni gerçekten ne sahip olduğum bir evde, ne de bir nafaka ile bıraktı!" dedim. (Hazret-i Peygamber yine); "(İddet için takdir edilen) hüküm süresinin (sonuna) ulaşıncaya kadar (evinde) kal!" buyurmuş. O da (evinde) dört ay on gün iddet beklemiş. (El-Furey'a) sözüne şöyle devam etmiş: Sonra Osman (Halife) olduğunda bana (birini) gönderip bunu sormuştu, ben de kendisine bunu bildirmiştim de O, buna uymuş ve bununla hüküm vermişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının Evinden Dışarı Çıkması
2343-) Bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Teyzem boşanılmıştı. Derken hurma ağaçlarının kesim işlerini yapmayı istemiş de, bir adam kendisine; "senin dışarı çıkmaya hakkın yok!" demiş. (Teyzem) dedi ki, bunun üzerine ben Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu O'na bildirmiştim, O da şöyle buyurmuştu: "-Çıkıp hurma ağaçlarının kesim işlerini yap. Zira belki sen tasaddukta bulunur veya bir iyilik yaparsın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kocası Ölen Kadının Evinden Dışarı Çıkması
2344-) Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den, (O) İbrahim'den, (O) el-Esved'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki; O, Berire'yi satın almak istemişti de, O'nun efendileri "velâ"sının (kendilerinde kalmasını) şart koşmak istemişlerdi. O da bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirmiş, (Resûlüllah) da; "O'nu satın al! Çünkü "velâ" ancak âzâd edenin hakkıdır" buyurmuştu. Bunun üzerine O, O'nu satın alıp âzâd etmişti. (Hazret-i Peygamber) ise O'nu kocasıyla -ki O, hür biri idi-, (evliliklerini sürdürüp sürdürmeme konusunda) muhayyer bırakmıştı. Ayrıca (Hazret-i Âişe'den naklen rivâyet edildi) ki, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) et getirilmişti de O; "Bu nereden (gelmiş?)" buyurmuştu. "Berire'ye sadaka olarak verildi" cevabı verilmiş, bunun üzerine O; "Bu O'nun için bir sadaka, bizim için bir hediyedir!" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Bir Köle İle Evli Olup Da Âzâd Edilen Cariyenin Köle İle Evliliği Sürdürüp Sürdürmemede Muhayyer Bırakılması Hakkında
2345-) Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize Ali b. Mushir rivâyet edip (dedi ki), bize Hişâm b. Urve, Abdurrahman İbnu'l-Kasım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) yanıma girmişti. Ben de kendisine bir yiyecek sunmuştum da O; "Size ait (ocağa) asılmış bir çömlek görmedim mi?" buyurmuştu. Ben; "yâ Resûlüllah! Bu, Berire'ye sadaka olarak verilmiş, O'nun da bize hediye ettiği ettir! (Siz ise zekât, sadaka malı yemezsiniz)" cevabını vermiştim. O zaman (Hazret-i Peygamber); "O O'na sadaka, bize hediyedir!" buyurmuş (ve ondan alıp yemişti). O'nun (yani Berire'nin) kocası vardı. Derken o, âzâd olunca (O'nunla evliliklerini sürdürüp sürdürmeme konusunda) muhayyer bırakılmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Bir Köle İle Evli Olup Da Âzâd Edilen Cariyenin Köle İle Evliliği Sürdürüp Sürdürmemede Muhayyer Bırakılması Hakkında
2346-) Bize Abdurrahman ibnu'd-Dahhâk, el-Muğire b. Abdirrahman el-Mahzûni'den, (O) Hişâm b. Urve'den, (O) Abdurrahman ibnul-Kasım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, Berire'yi Hazret-i Âişe âzâd ettiğinde O'nun kocası köle idi. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'nu (yani Berire'yi) onunla (evliliklerini sürdürmeye) teşvik etmeye başlamış, O da Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem); "benim ondan ayrılmaya hakkım yok mu?" demeye başlamıştı. (Hazret-i Peygamber O'na); "Evet, (buna hakkın var!)" buyurmuş, O da; "Öyleyse ben muhakkak ki ondan ayrıldım" demişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Bir Köle İle Evli Olup Da Âzâd Edilen Cariyenin Köle İle Evliliği Sürdürüp Sürdürmemede Muhayyer Bırakılması Hakkında
2347-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Hâlid b. Abdillah, Hâlid'den -yani el-Hazzâ'dan-, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) haber verdi ki; Berire'nin kocası, Muğis isimli bir köle idi. (Şimdi) sanki ben ona, (Berire'nin) ardında gözyaşları sakalına akarak ağlayıp dolaşırken bakar gibiyim! O zaman Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Abbâs'a; "Ya Abbâs! Muğis'in Berire'ye sevgisinin fazlalığına, Berire'nin ise Muğis'e kızgınlığının fazlalığına şaşmaz mısın?" buyurmuş, sonra O'na (yani Berire'ye); "Ona dönsen! Çünkü o senin çocuğunun babasıdır!" buyurmuştu. Bunun üzerine O; "yâ Resûlüllah, (bunu) bana emrediyor musun?" demiş, (Hazret-i Peygamber de); "Ben sadece bir aracıyım!" buyurmuş, O da; "(o halde) benim ona hiç ihtiyacım yok!" demişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Bir Köle İle Evli Olup Da Âzâd Edilen Cariyenin Köle İle Evliliği Sürdürüp Sürdürmemede Muhayyer Bırakılması Hakkında
2348-) Bize Ebû Asım haber verip (dedi ki), bize İbn Cüreyc rivâyet edip dedi ki, bana Ziyâd b. Saîd, Hilâl b. Usâme'den, (O da) Medine İllerin bir mevlâsı olan Ebû Meymûne Süleyman'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Ebû Hüreyre'nin yanındaydım. Derken O'na bir kadın gelip; "muhakkak ki kocam çocuğumu (benden alıp) götürmek istiyor!" dedi. Bunun üzerine Ebû Hüreyre şunu anlattı: Ben (birgün) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanındaydım. Derken O'na bir kadın çıkagelmiş ve şöyle demişti: "Muhakkak ki kocam çocuğumu -veya "oğlumu"- götürmek istiyor. Halbuki o bana faydalı olmaya, bana Ebû İnebe kuyusundan su vermeye (başlamıştır!)" O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Kur'a çekin!" buyurmuştu -veya O; "kur'alasın!" buyurmuştu. (Bunda) şüpheye düşen Ebû Asım'dır.-Sonra kocası gelip; "çocuğum hakkında -veya "oğlum hakkında"- benimle kim münâkaşa ediyor?" demiş, bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Ey oğlan, bu babandır, bu da annen. Haydi onlardan hangisini dilersen elini tut!" buyurmuş. -Ebû Asım (bir rivâyetinde); "Haydi onlardan hangisini dilersen peşinden git!" demistir.- (Çocuk) da annesinin elini tutmuş, (annesi) de onu (alıp) götürmüştü.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Çocuğu Annesi İle Babası Arasında Muhayyer Bırakma Hakkında
2349-) Bize Ebû Asım haber verip (dedi ki), bize İbn Cüreyc haber verip (dedi ki), bana Müzahir -ki O, İbn Eslem'dir-, haber verdi ki; O, el-Kasım b. Muhammed'i, Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen rivâyet ederken) işitmiş ki, O şöyle buyurmuş: "Kadın köle için iki boşama vardır. Onun (iddet bekleme) süresi de iki hayızdır!" Ebû Asım dedi ki; "ben bu (Hadisi) Muzâhir'den (doğrudan doğruya da) işittim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadın Kölenin Talâkı Hakkında
2350-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Kays b. Vehb'den, (O) Ebu'l-Veddâk'tan, (O da) Ebû Saîd'den (naklen) haber verdi ki, O; sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet de edip, Evtâs esirleri hakkında şöyle dedi: "Hiçbir gebe (esir) kadın ile doğumunu yapıncaya kadar; hiçbir gebe olmayan (esir) kadın ile ise bir defa hayız oluncaya kadar cinsi münâsebet yapılmayacaktı!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Talâk Kitabı
Konu: Kadın Kölenin Gebe Olup Olmadığını Araştırmak İstibra’i Hakkında
2351-) Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd, İbrahim'den, (O) el-Esved'den, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamberden (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kalem (kötülüklerini yazmada) üç kimseden, yani uyanıncaya kadar uyuyandan, rüyalanıncaya kadar küçükten ve aklı başına gelinceye kadar deliden kaldırılmıştır!" Yine Hammâd (rivâyetinde); "(Kalem)... ve aklı başına gelinceye kadar bunamış kimseden (kaldırılmıştır)" da demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hudud (cezalar) Kitabı
Konu: Kalem Üç Kimseden Kaldırılmıştır
2352-) Bize Ebu'n-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Saîd'den, (O) Ebû Umâme b. Sehl b. Huneyf’ten, (O da) Hazret-i Osman'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Bir müslümanın kanının (akıtılması) ancak üç şeyden dolayı, yani iman ettikten sonra kâfir olmasından dolayı, yahut evlendikten sonra zina etmesinden dolayı helâl olur; veya o, bir canı, (öldürmüş olduğu) bir cana karşılık olmaksızın öldürür de bu sebeple kendisi de öldürülür!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hudud (cezalar) Kitabı
Konu: Müslümanın Kanının Akıtılmasının Kendilerinden Dolayı Helal Olacağı Şeyler