Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

1553-) Bize Yezîd b. Harun, el-Mes'ûdî'den, (O da) Ziyâd b. Ilâka'dan (naklen) haber verdi ki; O şöyle dedi: El-Muğire b. Şu'be (bir gün) bize namaz kıldırmıştı da, iki rekât kılınca, oturmayarak ayağa kalkmıştı. Bunun üzerine arkasındakiler O'nu (uyarmak için) teşbih getirmişler, ("sübhanallah" demişlerdi) O ise, onlara kalkmalarını işaret etmişti. Nihayet namazını bitirince selâm vermiş ve (ardından) sehiv secdelerini yapıp (tekrar) selâm vermiş, (sonra da) şöyle demişti: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize böyle yapmıştı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazda Bir Noksanlık Olduğu Zaman
1554-) Bize Ebu'l-Muğire rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzâî, Yahya b. Hilâl b. Ebî Meymûne'den, (O) Atâ’ b. Yesâr'dan, (O da) Mu'âviye ibnu'l-Hakem es-Sülemî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir ara ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber namazda idim. Derken cemaatten bir adam aksırıverdi, ben de, (aksıran bir kimseye söylendiği gibi), "Yerhamuke'llah: Allah sana merhamet etsin!" dedim. (Muâviye sözüne devamla) dedi ki; bunun üzerine cemaat, (gözlerini bana dikip âdeta) gözleriyle beni kuşattılar. Ben de; "helak olasıcalar! Size ne oluyor da bana öyle bakıyorsunuz?" dedim. (Muâviye) sözüne şöyle devam etti: O zaman da cemaat (beni) susturmak için) ellerini uyluklarına vurdular. Ben, onların beni susturduklarını görünce; "size ne oluyor da beni susturuyorsunuz?" dedim, ama (yine de) sustum. (Muâviye) sözüne şöyle devam etti: Nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), -anam, babam O'na kurban olsun! Ne O'ndan önce, ne de O'ndan sonra O'nun kadar güzel öğreten hiç bir öğretmen görmedim!- (namazını bitirip) dönünce, vallahi, O beni ne dövdü, ne azarladı, ne de bana kötü söz söyledi; fakat şöyle buyurdu: "Muhakkak ki, şu namazımızda insan kelâmından hiçbir şey (söylemek) uygun olmaz. O, ancak teşbih, tekbir ve Kur'an okumadan ibarettir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazda Konuşmaktan Men
1555-) Bize Sadaka rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uleyye ile Yahya b. Sa'îd, Haccâc es-Savvâfdan, (O) Yahya'dan, (O) Hilâl'dan, (O) Atâ'dan, (O da) Muâviye'den (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazda Konuşmaktan Men
1556-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hişâm, Yahya'dan (O) Damdam'dan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) haber verdi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda iki siyahın öldürülmesini emretti. Yahya dedi ki; "iki siyah", yılan ve akreptir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazda Yılan Ve Akrebin Öldürülmesi
1557-) Bize Ebû Asım, İbn Cureyc'den, (O) İbn Ebî Ammâr'dan, (O) Abdullah b. Bâbeyh'ten, (O da) Ya'lâ b. Ümeyye'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ömer İbnu'l-Hattâb'a dedim ki; 'Yüce Allah; "(Yer yüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer kâfirlerin size fenalık yapmalarından) korkarsanız, namazı kısaltmanızda (size bir günâh yoktur)" buyurmuştur. Şimdi insanlar güven içindedirler, (yine de seferde namazları kısaltıyorlar?)" O şu karşılığı verdi: "Şaştığın şeye ben de şaşmış (ve, onu Resûlüllah'a sormuştum) da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Bu, Allah'ın size verdiği bir sadakadır. Binaenaleyh onu kabul edin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculukta Namazın Kısaltılması
1558-) Bize Muhammed b. Yûsuf, el-Evzâ'î'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Sâlim'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (veda' haccında) Minâ'da, (dört rekâtla) namazları iki rekât olarak kılmıştı (Minâ'da dört rekâtlı namazları, Halifelikleri esnasında) Ebû Bekir (radıyallahü anh) ve Ömer (radıyallahü anh) de iki rekât olarak (kılmışlardı). Osman (radıyallahü anh) da Halifeliğinin başında iki rekât olarak (kılmıştı). Ancak O, daha sonra onları tamamlamış, (yani dört rekât olarak kılmış) idi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculukta Namazın Kısaltılması
1559-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Muhammed İbnu'l-Munkedir'den, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Öğleyi, (Medine'de) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber dört rekât olarak kılmıştık. (Sonra Mekke'ye gitmek üzere yola çıkmış ve ikindiyi) O'nunla beraber Zu'l-Huleyfe'de iki rekât olarak kılmıştık.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculukta Namazın Kısaltılması
1560-) Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân b. Uyeyne, İbrahim b. Meysere ile İbnu’l-Munkedir'den rivâyet etti ki; onlar, Enes b. Malik'i şöyle derken işitmişler: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Medine'de (öğleyi) dört rekât olarak kılmış, (sonra Mekke'ye gitmek üzere yola çıkmış ve ikindiyi) Zu’l-Huleyfe'de iki rekât olarak kılmış.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculukta Namazın Kısaltılması
1561-) Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet edip dedi ki, ez-Zühri'yi, Urve İbnu'z-Zübeyr'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) şöyle anlatırken işittim: (Hazret-i Âişe) demiş ki; "Muhakkak ki namaz, ilk farz kılındığında iki rekât olarak (farz kılınmışdı). Sonra yolculuk namazı (öylece iki rekât olarak) sabitleştirilmiş, memleketinde oturanın namazı ise (dört rekâta) tamamlanılmıştı." (Ez-Zührî dedi ki;) bunun üzerine ben (Urve'ye); "peki O, ne diye yolculukta namazı (dört rekâta) tamamlıyordu?" dedim de O, şöyle cevap verdi: "Doğrusu O, (bu meselede), Osman'ın te'vil yaptığı gibi te'vil yapmıştı"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculukta Namazın Kısaltılması
1562-) Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, Yahya'dan -ki O, İbn Ebî İshak'dır-, (O da) Enes b. Mâlik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi; Biz, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber, (Mekke'ye gitmek üzere yola) çıkmıştık da O, Mekeke'ye gelinceye kadar namazları kısaltarak kılmaya başlamıştı. Orada da, namazlarda kısaltma yaparak on gün kalmıştı. Bu (olay), veda haccında (olmuştu)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Bir Beldede İkamet Etmek İsteyen Kimsenin, Namazı Kısaltması İçin Orada En Fazla Ne Kadar İkamet Edebileceği Hakkında
1563-) Bize Ebû Asım, İbn Cureyc'den, (O) İsmail b. Muhammed'den, (O) Humeyd b. Abdirrahman b. Avf’dan, (O) es-Sâ'ib b. Yezîd'den, (O da) el-Alâ' İbnu'l-Hadramî'den (naklen) haber verdi ki; O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Muhacirin, (hac veya umre) ibadetini yaptıkdan sonra (Mekke'de) kalışı, üç (gündür)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Bir Beldede İkamet Etmek İsteyen Kimsenin, Namazı Kısaltması İçin Orada En Fazla Ne Kadar İkamet Edebileceği Hakkında
1564-) Bize Abdullah b. Sa'id rivâyet edip (dedi ki), bize Hafsa rivâyet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Humeyd b. Abdirrahman b. Avf, es-Sâ'ib b. Yezîd'den, (O da) el-Alâ’ İbnu'l-Hadramî'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) muhacirler için Mekke'de (kurban bayramının dördüncü günü yapılan) dönüş "sader" (tavafından) sonra üç (gün daha) kalmalarına izin verdi. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyorum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Bir Beldede İkamet Etmek İsteyen Kimsenin, Namazı Kısaltması İçin Orada En Fazla Ne Kadar İkamet Edebileceği Hakkında
1565-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hişam ed-Destüva'i, Yahya b. Ebi Kesir'den, (O) Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban'dan, (O da) Cabir'den naklen haber verdi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) binit devesinin üzerinde doğuya doğru namaz kılardı. O, farz namazı kılmak istediğinde ise, (devesinden) iner ve kıbleye yönelirdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yük Ve Binit Devesi Üzerinde Namaz Kılmak
1566-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Ukayl, ez-Zührî'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Abdullah b. Amir b. Rebîa haber verdi ki; Amir b. Rebîa şöyle demiş: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), binit devesi üzerinde, hangi yöne döner idiyse, başıyla (o tarafa) işaret ederek nafile namaz kılarken görmüştüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu, farz namazda yapmazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yük Ve Binit Devesi Üzerinde Namaz Kılmak
1567-) Bize Ebû Ali el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Malik b. Enes, Ebu'z-Zübeyr el-Mekkî'den rivâyet etti ki; Ebu't-Tufeyl Amir b. Vasile O'na haber vermiş ki, Muâz b. Cebel şöyle demiş: Biz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber, Tebük Gazvesi yılında (sefere) çıkmıştık. O, (bu sefer esnasında) namazları cem'ediyordu da (bir yerde) öğle ile ikindiyi birlikte kıldırmış, sonra (çadırına) girmişti. Daha sonra (vakit gelince çadırından) çıkmış ve akşam ile yatsıyı birlikte kıldırmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Namazı Birleştirmek Cem’
1568-) Bize Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Sa'id'den, (O) Adiyy b. Sâbit'ten, (O) Abdullah b. Yezîd el-Hatmi’den, (O da) Ebû Eyyûb el-Ensâri'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) akşam ve yatsıyı Müzdelife'de kılmıştı da onları cem'etmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Namazı Birleştirmek Cem’
1569-) Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zührî'den, (O) Salim'den, (O da) Abdullah b. Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), gitmekte acele ettiğinde akşam ile yatsıyı cem’ ederdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Namazı Birleştirmek Cem’
1570-) Bize Ebû'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bana el-Hakem ve Seleme b. Küheyl haber verip dediler ki; Said b. Cübeyr bize, Müzdelife'de akşam (namazının) kametiyle üç (rekât) namaz kıldırdı. Selâm verince de kalkıp, iki rekât olarak yatsıyı kıldırdı. Sonra İbn Ömer'den rivâyet etti ki; O, kendilerine bu yerde bunun aynısını yapmıştı. İbn Ömer de rivâyet etmiş ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu yerde bunun aynısını yapmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Müzdelifede İki Namazı Cemetmek
1571-) Bize Sa'id İbım'r-Rebî’ rivâyet edip dedi ki; bize Şu'be, senediyle onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Müzdelifede İki Namazı Cemetmek
1572-) Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Asım, İbn Cureyc’den, (O) İbn Şihâb'dan, (O) Abdurrahman b. Abdillah b. Ka'b b. Malik'ten, (O) babası Abdullah ile amcası Ubeydullah b. Ka'b'dan, (onlar da) Kâ'b b. Malik'ten, (naklen) haber verdi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) herhangi bir yolculuktan ancak gündüz kuşluk vaktinde gelir, sonra mescide girip iki rekât namaz kılar, sonra da halkla (görüşmek) için otururdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yolculuğundan Dönüp Geldiğinde Kişinin Kılacağı Namaz Hakkında
1573-) Bize el-Hakem b. Nâfi’, Şu'ayb'dan, (O da) ez-Zührî'den haber verdi (kî, O şöyle demiş): Bana Salim b. Abdillah haber verdi ki, Abdullah b. Ömer şöyle demiş; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber, Necd tarafına bir savaşa gitmiştim. İşte (bu savaşta) düşmanla karşı karşıya geldik ve onlarla karşılıklı dizildik. Derken (namaz vakti geldiğinde) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bize kıldırmak üzere namaza durdu. Bizden bir topluluk da O'nunla beraber namaza durdular. (Geri kalan diğer) topluluk ise düşmana yöneldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, kendisiyle beraber olanlarla bir rükû' ve iki secde yaptı. Sonra (bunlar) ayrılıp namaz kılmamış olan topluluğun yerini aldılar. (Bu sefer) namaz kılmamış olan topluluk geldi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla da bir rüku’ ve iki secde yaptı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâm verdi. Bundan sonra (oradaki) müslümanlardan her biri (nöbetleşe) kendi başına bir rükû' ve iki secde yaptı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Korku Namazı Hakkında
1574-) Bize Muhammed b. Beşşâr haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Sa'id, Yahya b. Sa'id el-Ensârî'den, (O) el-Kasım b. Muhammed'den, (O) Salih b. Havvât'tan, (O da) Sehl b. Ebî Hasme'den (naklen) rivâyet etti ki, O, korku namazı hakkında şöyle dedi: İmam, bir topluluk düşmanla karşı karşıya iken, (diğer) topluluğa nammaz kıldırır. Şöyleki; O, beraberindekilere bir rekât namaz kıldırır ve bunlar, arkadaşlarının (düşman karşısındaki) saf yerlerine giderler. (Bu sefer) onlar gelir ve (imam), onlara da bir rekât namaz kıldırır. (Sonra) onlar kendi başlarına bir rekât (daha) edâ ederler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Korku Namazı Hakkında
1575-) Bize Muhammed b. Beşşâr rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya, Şu'be'den, (O) Abdurahman İbnul-Kasım'dan, (O) babasından, (O) Salih b. Hevvât'tan, (O) Sehl b. Ebî Hasme'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) onun (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Korku Namazı Hakkında
1576-) Bize Yezîd b. Harun, İbn Ebî Zîb'den, (O) el-Makburî'den, (O) Abdurrahman b. Ebî Sa'îd el-Hudrî'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Hendek Savaşında, geceden uzun bir zaman geçinceye kadar (namaz kılmaktan) alıkonulduk. Nihayet bize kifayet edildi, (bize elverildi, savaştan kurtarıldık). Bu, yüce Allah'ın şu sözünde (açıklanan durumdadır): "Allah savaşta (yardımıyle) müminlere yetti. Allah güçlüdür, üstündür" Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Bilâl'i çağırdı ve O'na emretti de, O kamet getirdi. (Hazret-i Peygamber) de öğle namazını kıldırdı ve onu, (daha önce) vaktinde kıldırdığı gibi güzelce edâ etti. Sonra O'na emretti de ikindi namazı için kamet getirdi, O da onu kıldırdı. Sonra O'na emretti de akşam namazı için kamet getirdi, O da onu kıldırdı. Sonra O'na emretti de yatsı namazı için kamet getirdi, O da onu kıldırdı. Bu (olay); "Fakat (bir tehlikeden) korkarsanız, yaya yahut (bineğe) binmiş olarak kılın!" âyetinin inmesinden önce (olmuştu).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazdan Alıkonulmak
1577-) Bize Ya'lâ, İsmail'den, (O) Kays'tan, (O) Ebû Mes'ûd'dan, (O da) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Güneş ve ay, insanlardan birinin ölümünden dolayı tutulmazlar. Fakat onlar, Allah'ın (ilmine ve kudretine delâlet eden) âyetlerinden iki âyettirler. Binaenaleyh onu (yani güneşin tutulduğunu veya Allah'ın âyetlerini) gördüğünüz zaman kalkıp namaz kılın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1578-) Bize Abdullah b. Ali el-Medini İle Musedded haber verip (dediler ki) bize Yahya b. Sa'id el-Kattân, Süfyân b. Sa'id'den, rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Habîb b. Ebî Sabit, Tâvûs'dan, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (güneş) tutulmasında dört secde ile sekiz rekât namaz kıldı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1579-) Bize Ebu'n-Nu'mân rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Sa'id, Amra bint Abdirrahman'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki; yahûdî bir kadın O'nun huzuruna girmiş ve "Allah seni kabir azabından korusun!" diye dua etmiş. (Hazret-i Âişe demiş ki) bunun üzerine ben, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (eve) geldiğinde O'na sormuştum ki; "insanlara kabirlerinde azab edilir mi?" O, "Allah'a sığınırım! (Böyle şey olur mu?)" buyurmuştu. (Hazret-i Âişe sözünün devamında) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün (sabah vakti bineğine) binip (çıkmıştı). Derken güneş tutulmuştu. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de (dönüp) gelmiş ve (bineğinden) inmişti. Sonra (devamlı) orada namaz kıldırdığı yerine gidip (namaza durmuş), cemaat de arkasında namaza durmuştu. O kıyamı uzatmış, sonra rukû'a varmış, rükû'u da uzatmış, sonra doğrulmuş, bu kıyamı da, birinci kıyamdan az olmak üzere uzatmış, sonra (tekrar) rükû'a varmış, bu rükû'u da, birinci rükûdan az olmak üzere uzatmış, sonra (secdeye gidip) iki secde yapmış, sonra ayağa kalkıp bunun aynısını yapmış, nihayet güneş açılmıştı. (Hazret-i Peygamber) bundan sonra yanıma girip şöyle buyurmuştu: "Şüphe yok ki, ben sizi, kabirlerinizde deccâl imtihanı gibi imtihanlara çekilirken görüyorum!" (Hazret-i Âişe, sözüne devamla dedi ki); ben O'nu şöyle derken işittim: "Allahım! Muhakkak ki ben, kabir azabından sana sığınırım, Cehennem azabından da sana sığınırım!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1580-) Bize Ebû Ya'kûb Yûsuf el-Buveytî, Muhammed b. İdris'ten -ki O, eş-Şafi'i'dir-, (naklen) rivâyet etti. O dedi ki; bize Malik b. Enes, Zeyd b. Eslem'den, (O) Ata' b. Yesâr'dan (O da) Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) güneş tutulmuştu da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırmıştı... Sonra İbn Abbâs anlattı ki, O'nun (sallallahü aleyhi ve sellem) bu namazı, her rekâtında iki rükû' bulunan iki rek'at idi. (Hazret-i Peygamber, namazdan) sonra onlara bir hutbe irâd etmiş (veya, bir konuşma yapmış) ve şöyle buyurmuştu: "Şüphe yok ki, güneş ve ay, Allah'ın (varlığının, ilminin, kudretinin) alâmetlerinden iki alâmet, "âyet"tir. Onlar ne bir kimsenin ölümü, ne de dirimi için tutulmazlar. Binaenaleyh bu (güneş veya ay tutulmasını) gördüğünüz vakit, Allah'ın zikrine sığının, (onu zikretmeye koşun!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1581-) (Muhammed b. İdris eş-Şafiî) dedi ki; bize Malik, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) (İbn Abbâs’ın hadisinin benzerini) haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1582-) (Muhammed b. İbris eş-Şafîî) dedi ki; bize Malik, Yahya b. Sa'id'den, (O) Amra'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) de haber verdi ki, O şöyle demiş: (Bir gün) güneş tutulmuştu da, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırmıştı... Sonra (Hazret-i Âişe) anlatmış ki, O, her rekâtında iki rükû' bulunan iki rekât namaz kıldırmış ve (güneş) açılmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1583-) Bize el-Hakem İbnu'l-Mübârek haber verip (dedi ki), bize Abdulazîz b. Muhammed, Hişâm b. Urve'den, (O) Fâtıma bintu'l-Munzir'den, (O da) Esma' bint Ebî Bekr'den (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), güneş tutulduğu zaman sadaka verilmesini emretti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1584-) (El-Hakem) dedi ki, bana Ebû Huzeyfe Mûsa b. Mes'ûd, Zâ'ide'den, (O) Hişâm b. Urve'den, (O) Esmâ'dan, (O da) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Güneş Ve Ay Tutulması Esnasında Namaz Kılmak
1585-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Sa'îd el-Ensârî rivâyet etti ki, Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, kendisine, Abbâd b. Temim'den (naklen) haber vermiş ki; O, Abdullah b. Zeyd'den işitmiş, O anlatıyormuş ki; (sallallahü aleyhi ve sellem), (Allah'tan) yağmur dilemek üzere halkı namazgaha çıkarmış ve kıbleye dönüp ridâsını, (kaftanını veya abasını) tersyüz etmişti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yağmur İsteme Namazı
1586-) Bize el-Hakem b. Nâfi', Şuayb'dan, (O da) ez-Zühriden haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Abbâd b. Temîm haber verdi ki, amcası kendisine haber vermiş ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kendileri için (Allah'tan) yağmur dilemek üzere halkı namazgaha çıkarmış ve kalkıp ayakta Allah'a dua etmiş, sonra da kıble tarafına yönelip ridâsını tersyüz etmiş, bunun üzerine yağmur yağdırılmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yağmur İsteme Namazı
1587-) Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Abde, Sa'îd'den, (O) Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Oşöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yağmur duasındakinden başka, dua nev'inden hiçbir şeyde ellerini (yağmur duasındaki şekilde) kaldırmazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yağmur Duasında Elleri Kaldırmak
1588-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz cumaya gelmek (istediği) zaman gusül yapsın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Gusül Yapmak
1589-) Bize Halid b. Mahled rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, Safvân b. Süleym'den (O) Atâ’ b. Yesârdan, (O da) Ebû Sa'id el-Hudrî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cuma günü gusül yapmak, ihtilâm olan (yani bulûğa ermiş olan) herkese vacipdir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Gusül Yapmak
1590-) Bize Ebû Nu'aym, haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Safvân b. Süleym'den, (O) Atâ’ b. Yesâr'dan, (O) Ebû Sa'id el-Hudrîden, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Gusül Yapmak
1591-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize el-Evzâ'î, Yahya b. Ebî Kesîr'den, (O da) Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ebu Hureyre rivâyet edip dedi ki; bir defasında Ömer İbnu'l-Hattâb, hutbe okuyordu. Derken bir adam içeri giriverdi. Ömer de ona, üstü kapalı söz dokundurdu. Bunun üzerine o; "ya Emîre'l-Mü'minin! Ezanı duyunca abdest almaktan fazla bir şey yapmadım, (ancak gelebildim!)" dedi. Bu sefer (Ömer) şöyle dedi: "Bir de sadece abdest (almışsın!). Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem); "Biriniz cuma (namazına) gelmek (istediği) zaman gusül yapsın!" buyururken işitmemiş miydin?

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Gusül Yapmak
1592-) Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, el-Hasan'dan, (O da) Semure'den (naklen) haber verdi ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim cuma (namazı) için abdest alırsa, bu (ona kâfidir) ve ne güzel (iştir!) Kim de gusül yaparsa, bu daha faziletlidir "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Gusül Yapmak
1593-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi ki), bize İbn Ebî Zi'b, el-Makburîden, (O) babasından, (O) Abdullah b. Vedî'a'dan, (O da) Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Sahâbisi Selmân el-Fârisi'den (naklen) rivâyet etti ki; Nebiyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim cuma günü gusül yapıp, elinden geldiği kadar temizlenir, sonra (saçını ve sakalını tarayıp) kendi yağıyla yağlanır veya evinin güzel kokusundan sürünür, sonra da camiye) gider ve (yanyana oturan) iki kişinin arasını ayırmaz, (Allah tarafından) kendisi için, takdir edilen namazı kılar, imam (hutbe okumaya) çıktığında da susarsa, o (gün) ile diğer cuma (günü) arasındaki (günâhları) bağışlanır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü İle Bu Günde Gusül Yapma Ve Güzel Koku Sürünmenin Fazileti Hakkında
1594-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Sa'd b. İbrahim'den, (O) Abdurrahman b. Hürmüz'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü sabah namazında Tenzil, yani Secde (Sûresi) ile Hel Eta Ale'l-İnsan "İnsan" (Sûresini) okurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Sabah Namazında Okunan Sûreler
1595-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize el-Evzâ'î, Yahya'dan, (O) Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cumaya önce giden kimse, bir deve kurban veren gibi (sevâb alır). Sonra onu takip eden kimse, bir sığır kurban veren gibi (sevâb alır). Sonra onu takip eden bir koyun kurban veren gibi (sevâb alır). İmam, minberin üzerine oturduğunda ise (bu sevapların yazıldığı) sahifeler dürülür ve (bunları yazan melekler) (yapılacak) ibâdeti dinlemek üzere otururlar. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumaya Erken Gitmenin Fazileti
1596-) Bize Nasr b. Ali haber verip (dedi ki), bize Abdula'lâ, Ma'mer'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Ebû Hureyre'nin talebe-arkadaşi el-Eğarr Ebû Abdillah'tan, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Cuma günü olduğu zaman melekler cami (ler)in kapılarına oturur ve cumaya gelenleri yazarlar. Nihayet imam gidip (minberin üzerine oturunca) bu melekler, (cumaya gelenlerin sevaplarının yazıldığı) sahifeleri dürer ve İbadeti dinlemek üzere içeri girerler." Hureyre) dedi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle de buyurdu: "Cumaya erken giden kimse, bir deve kurban veren gibi (sevâb alır). Sonra (giden), bir sığır kurban veren gibi; sonra (giden), bir koyun veren gibi; sonra (giden), bir kaz sadaka veren gibi; sonra (giden), bir tavuk sadaka veren gibi; sonra (giden) de bir yumurta sadaka veren gibi (sevâb alır)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumaya Erken Gitmenin Fazileti
1597-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, İbn Ebi Zi'b'den, (O) Müslim b. Cundeb'den, (O da) ez-Zübeyr b. Avvâm'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber cumayı kılar, sonra dönüp, Ganmoğulları Kalesi'ndeki gölgeye koşardık da bu (gölge) ancak ayak yerlerimizi (kaplardı)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumanın Vakti Hakkında
1598-) Bize Affân b. Müslim haber verip (dedi ki), bize Yala İbnu'l-Hâris rivâyet edip dedi ki; ben İyas b. Seleme ibni'l-Ekva'ı, babasından (naklen) rivâyet ederken işittim, O demiş ki: Biz, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber cumayı kılardık. Sonra, duvarların, gölgelenilecek bir gölgesi (henüz meydana gelmediği) halde (camiden) ayrılırdık.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumanın Vakti Hakkında
1599-) Bize Muhammed İbnu'l-Mübârek haber verip (dedi ki), bize Sadaka -ki O, İbn Halid'dir-, Yahya İbnu'l-Haris'ten, (O da) Ebu'l-Eş'as es-San'ânî'den (naklen) rivâyet etti; (Ebu'l-Eş'as sözü) Evs'e götürüyor, O da Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet ediyormuş ki; O şöyle buyurmuş: cuma günü (başını) iyice yıkar ve gusül yapar, sonra erken davranır ve (camiye) erken gider, sonra da imama yakın bir yere oturup susar ve imam (namazdan) ayrılıncaya kadar lüzumsuz bir iş yapmazsa (veya, lüzumsuz konuşmazsa) ona, atacağı her adıma mukabil bir yılın amelinin, yani (gündüz) orucuyla (gece) ibadetinin (sevabı) gibi (sevab verilir)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Hutbe Esnasında Hutbeyi Dinlemek Ve Susmak
1600-) Bize Halid b. Mahled rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, Ebuz-Zinâd'dan, (O) el-A'rec'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Cumada) imam hutbe okuyorken arkadaşına; "sus!" dediğinde, lüzumsuz bir iş yapmış olursun !"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Hutbe Esnasında Hutbeyi Dinlemek Ve Susmak
1601-) Bize Halid b. Mahled rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, ez-Zührî'den, (O) Sa'id'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle eledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Cumada) imam hutbe okuyorken arkadaşına; "sus!" dediğinde, lüzumsuz bir iş yapmış olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Hutbe Esnasında Hutbeyi Dinlemek Ve Susmak
1602-) Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Vuheyb, Ma'mer'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Sa'id İbnu'l-Museyyeb'den, (O) Ebû Hureyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Hutbe Esnasında Hutbeyi Dinlemek Ve Susmak