Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı
1853-)
Bize Efou Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Amr b. Dinar'dan, (O da) Ebu'ş-Şa'sâ'dan (naklen) haber verdi (ki, O şöyle demiş:) Bana ibn Abbas haber verdi ki; O, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyururken işitmiş: "Kim izâr (peştemal) bulamazsa şalvar giysin. Kim de pabuç bulamazsa mest giysin!" (Ebu'ş-Şa'sâ sözüne devamla) şöyle dedi: (O zaman) ben dedim ki -veya, denildi ki-, "O, (mestlerin boyunlarını, topuk altında kalacak şekilde) kesecek mi?" "Hayır" cevabını verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Giyeceği Elbiseler
1854-)
Bize Hâlid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihramlının giyeceği şeyler sorulmuştu da, (Resûlüllah) şöyle buyurmuştu: "O; ne gömlek, ne sarık, ne iç donu (şalvar), ne bornoz (başlığı kendisine bağlı cübbe, elbise), ne de mest giymesin. Şu kadar var ki, o, pabuç bulamazsa, mest giysin ve onları, topuklardan aşağıda kessin!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Giyeceği Elbiseler
1855-)
Bize Haccâc b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Hişâm b. Urve'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesinden önce en güzel kokuyu sürerdim. (Hişâm, sözüne devamla) şöyle dedi: Urve de bize şöyle derdi: "ihrama girmenizden önce ve kurban kesme günü (yevm-i nahr) "ifâda tavafı" yapmanızdan önce güzel koku sürünün!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhrama Girme Esnasında Güzel Koku
1856-)
Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys, Hişâm'dan, (O) Osman b. Urve'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Andolsun ki, ben Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesi esnasında bulduğum en güzel kokuyu sürerdim."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhrama Girme Esnasında Güzel Koku
1857-)
Bize Yezid b. Hârûn ve Ca'fer b. Avn haber verip dediler ki, bize Yahya b. Saîd rivâyet etti ki, Abdurrahman İbnu'l-Kasım, kendisine, babasından (naklen) haber vermiş ki, O şöyle demiş: Hazret-i Âişe'yi -Allah O'ndan razı olsun!-, şöyle derken işittim: "Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), ihrama girmesi esnasında, güzel koku sürmüştüm. O’na, Mina'da, (Mekke'ye inip) ifâda tavâfinı yapmasından önce de güzel koku sürmüştüm."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhrama Girme Esnasında Güzel Koku
1858-)
Bana Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Abde, Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Abdurrahman İbnu'l-Kasım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "(Hazret-i Ebû Bekr'in hanımı) Esma', (hacca giderlerken) eş-Şecere'de Muhammed b. Ebi Bekri doğurmuştu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekr'e emretmişti ki, Esmâ'ya gusül yapmasını ve telbiye getirmesini (yani ihram yapıp hacca başlamasını söylesin)."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Nîfaslı Ve Hayızlı Kadınlar Hac Yapmak İsteyip De Mikâta Vardıklarında Ne Yaparlar?
1859-)
Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Cerir, Yahya b. Saîd'den, (O) Cafer b. Muhammed'den, (O) babasından, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki; (O), Esma' bint. Umeys'in, Zu’l-Huleyfe'de çocuk doğurması ile ilgili haberde (şöyle demiş): "Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekr'e emretmişti ki, O'na (yani Esmâ'ya) gusül yapmasını ve telbiye getirmesini (yani ihram yapıp hacca başlamasını) emretsin."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Nîfaslı Ve Hayızlı Kadınlar Hac Yapmak İsteyip De Mikâta Vardıklarında Ne Yaparlar?
1860-)
Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Abdusselâm b. Harb, Husayf’tan, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbas'tan -Allah O'ndan razı olsun!- (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), namazın ardından ihrama girmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hangi Vakitte İhrama Girmek Müstehabdır?
1861-)
Bize İshak haber verip dedi ki, bize en-Nadr -ki O, İbn Şumeyl'dir- haber verip (dedi ki), bize Eş'as, el-Hasan'dan, (O da) Enes b. Mâlik'ten (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), namazın ardından ihrama girip telbiye getirmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hangi Vakitte İhrama Girmek Müstehabdır?
1862-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Yahya -yani İbn Saîd-, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), telbiye getirdiğinde şöyle derdi: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk! Lebbeyk, la şerike leke lebbeyk! İnne'l-hamde, ve'n-ni'mete, leke ve'l-mülk! Lâ şerike lek!" (= Emrine amadeyim, Allah'ım, emrin başüstüne! Yönelişim, sevgim ve tâat-u ibadetim yalnız sanadır! Emrine amadeyim, seninhiçbir ortağın yoktur, emrin başüstüne! Hiç şüphe yok ki, hamd ve nimet senindir, mülk de! Senin hiçbir ortağın yoktur!)" Yahya (sözüne devamla) şöyle dedi: Nafi, şunu da bildirdi ki, İbn Ömer, (telbiye getirirken) şu cümleleri de ilave ederdi: "Lebbeyk, ve'r-rağbau ileyke ve’l-amel! Lebbeyk, lebbeyk!" (= Emrine amadeyim, bütün samimi dua ve niyazlar sanadır, ameller de! Emrine amadeyim, emrin başüstüne!)"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Telbiye Hakkında
1863-)
Bize Hâlid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Mâlik, Abdullah b. Ebi Bekr’den, (O) Hallâd İbnu's-Sâib'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bana Cebrail gelip şöyle dedi: Ashabına -veya beraberinde olan kimselere-, telbiye ve ihlâlde seslerini yükseltmelerini emret"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Telbiyede Sesi Yükseltmek Hakkında
1864-)
Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Abdullah b. Ebi Bekr'den (naklen), kendi senediyle onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Telbiyede Sesi Yükseltmek Hakkında
1865-)
Bize Ebu'n-Numân haber verip (dedi ki), bize Sabit b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Hilâl b. Habbab rivâyet edip dedi ki, (ben Saîd b. Cübeyr'e, şart koşarak haccedecek adamın durumunu sordum da O; "şart koşma, halk arasında dolaşan (asılsız bir şeydir!)" dedi. Ben de bu sözünü) İkrime'ye anlattım. O da bana İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Dubâa bintu'z-Zübeyr b. Abdilmuttalib, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle demiş: "Ya Resûlüllah, hakikat ben hac yapmak istiyorum (ama hastayım. Haccımı tamamlayamayacağımdan endişeliyim). Binaenaleyh, nasıl demeliyim?" (Hazret-i Peygamber de) şöyle buyurmuş: "Şöyle deyin: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk, lebbeyk! İhramdan çıkış yerim, (hastalığım sebebiyle) senin beni alıkoyacağın yerdir!" Zira istisna ettiğin şey, Rabb'ine karşı senin hakkındır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hacda Şart Koşmak
1866-)
Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdurrahman İbnu'l-Kasım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den -Yüce Allah O'ndan razı olsun!- (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Veda Haccı'nda) sadece hac (ifrâd-ı hac) yapmıştı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: I Hac Hakkında
1867-)
Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Ebu Hilâl haber verip (dedi ki), bize Kata de, Mutarrif’ten, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İmran b. Husayn (bana) şöyle demişti: "Doğrusu ben sana bir haber nakledeceğim. Belki Allah (Celle Celaluhu), daha sonra seni ondan faydalandırır: Gerçekten vakıa şu ki, (önceleri) bana (melekler tarafından) selam verilirdi. Derken İbn Ziyad bana tavsiyede bulunmuş, ben de dağlama yapmıştım. Bunun üzerine dağlama yerlerinin izi yok oluncaya kadar (meleklerin selâmı) benden kesilmişti. Şunu da bil ki, "mut'a" (haccı) Allah'ın Kitabında helâldir. Ne bir Peygamber onu yasaklamıştır, ne de hakkında (yasaklayıcı) bir hüküm inmiştir. (Sadece) bir adam (bu konuda), kendisine sonradan beliren şeyi (şahsi) görüşü olarak söylemiştir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Kıran Haccı Hakkında
1868-)
Bize Ahmed b. Hâlid haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. İshak, ez-Zühri'den, (O da) Muhammed b. Abdillah b. Nevfel'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Muaviye'nin hac yaptığı sene, O'nu, Sa'd b. Mâlike; "hacca kadar umreden faydalanma (temettü’) hakkında görüşün nasıldır?" diye sorarken işittim. O; "güzel bir ibadet!" cevabını vermişti. Bunun üzerine (Muaviye); "Ömer ondan men'ediyordu. O halde sen, Ömer'den daha hayırlısın?" demişti de O, şöyle karşılık vermişti: "Ömer benden daha hayırlıdır. Ama muhakkak ki bunu Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yapmıştı. O da Ömer'den daha hayırlıdır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Temettü’ Haccı Hakkında
1869-)
Bize Sehl b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Kays b. Müslim, Tarık'tan, (O da) Ebu Mûsa'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Yemen'deki görevimi bitirip geri dönmüş ve) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına, hac yaptığında devesini el-Batha denilen yere çöktürmüş iken gelmiştim. O zaman (Hazret-i Peygamber) bana; "Hacca niyet ettin mi?" buyurmuş, ben de, "evet" demiştim. (Sonra); "Nasıl telbiye getirerek (ihrama girdin?)" buyurmuş, ben de; "Lebbeyk! Hazret-i Peygamber'in telbiye getirip (ihrama girişi) gibi, (diyerek) telbiye getirip (ihrama girdim)" demiştim. Bunun üzerine; "İyi yaptın! (Peki beraberinde kurbanlık getirdin mi?" buyurmuş, ben; "hayır, getirmedim" deyince de, şöyle buyurmuştu): "Git, Kabe'yi tavaf et, Safa ile Merve arasında sa'y yap. Sonra ihramdan çık." Ben de (gidip) Kabe'yi tavaf etmiş, Safa ile Merve arasında sa'y yapmış, sonra Kaysoğulları'nın kadınlarından, (mahremim olan) bir kadının yanına gelmiştim. O da, bit var mı yok mu diye başımı incelemeye koyulmuştu. Ondan sonra ben halka, bu şekilde (yapabileceklerine dair) fetva vermeye başlamıştım. Derken (Hazret-i Ömer'in Halifeliği esnasında) bir adam; "ey Abdullah b. Kays, bazı fetvalarında acele etme! Çünkü sen, (hac) ibadetinde, Emiru'l-Mü'mininin senden sonra ne ortaya çıkardığını bilmiyorsun!" demişti. Bunun üzerine ben (halka hitaben); "ey insanlar! Kime (hac konusunda) bir fetva verdiysek, o acele etmesin. Çünkü Emiru'l-Mü'minin yanınıza gelecektir. Artık O'na uyarsınız", demiş ve (Emiru’l-Mü'minin Hazret-i Ömer) gelince, yanına gidip bu (meseleyi) O'na zikretmiştim. O da şöyle karşılık vermişti: "Eğer Allah'ın Kitâb'ını kabul edersek, şüphe yok ki Allah'ın Kitâb'ı, (başlanılmış olan hac ve umrenin) tamamlatılmasım emrediyor. Resûlüllah'ın Sünnet'ini kabul edersek, muhakkak ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kurban, (kurban kesme) yeri (olan Mina'ya) ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmamıştı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Temettü’ Haccı Hakkında
1870-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Yahya, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Beş (hayvan) var ki, öldürülmelerinde hiçbir günah yoktur: Karga, fare, çaylak, akrep ve ısırıcı, yırtıcı köpek."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, İhramında İken Öldürebileceği Şeyler
1871-)
Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Abdurrezzak haber verip (dedi ki), bize Ma'mer, ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den -Allah O'ndan razı olsun!- (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beş kötü (hayvanın), yani çaylak, karga, fare, akrep ve ısırıcı, yırtıcı köpeklerin "hıll'de ve "harem'de öldürülmesini emretti." Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: "(Bu Hadisin ravilerinden çoğu) "ısırıcı, yırtıcı köpek", bazıları ise; "siyah (köpek)" demişlerdir." Bize Abdurrezzâk haber verip (şöyle dedi): Arkadaşlarımızdan biri dedi ki, Ma'mer bunu (yani bir önceki Hadisi) ez-Zühri'den, (O) Salim'den, (O da) babasından ve (yine ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den -Allah Ondan razı olsun!-, (Sâlim'in babası ile Hazret-i Âişe de) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) zikrederdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, İhramında İken Öldürebileceği Şeyler
1872-)
Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O) Abdullah b. Osman'dan, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah, ihramlı iken kan aldırmıştı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Kan Aldırması Hacamat!
1873-)
Bize Mervân b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilâl rivâyet edip (dedi ki), bize Alkame b. Ebi Alkame, Abdurrahman el-A'rec'den, (O da) Abdullah b. Buhayne'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Lahyu Cemel'de ihrâmlı iken kan aldırmıştı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Kan Aldırması Hacamat!
1874-)
Bize İshâk rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Amr'dan, (O) Atâ ve Tâvûs'tan, (onlar da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet ettiler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ihramlı iken kan aldırmıştı. İshak dedi ki, Süfyân bir defa "Atâ'dan (naklen)", bir defa "Tâvûs'tan (naklen)" demiş, bir defa da onları birlikte söylemiştir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Kan Aldırması Hacamat!
1875-)
Bize Hâşim İbnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Amr b. Dinar'dan, (O) Cabir b. Zeyd'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ihramlı iken evlenmişti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Evlendirmesi Veya Evlendirilmesi
1876-)
Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyub'dan, (O) Nâfi'den, (O da) Nubeyh b. Vehb'den (naklen) rivâyet etti ki, Kureyş'li bir adam, Ebân b. Osman'ı, (hac) mevsimi emiri iken, (oğlunun evlenme törenine) çağırmıştı. Bunun üzerine O şöyle demişti: "Hayır, (bu caiz değil). Ben bu (adamın) câhil ve kaba bir Irak'lı olduğunu zannediyorum! Muhakkak ki ihramlı ne evlenebilir, ne de evlendirebilir. Bize bunu Osman, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber vermişti." Ebû Muhammed (ed-Dârimi'ye); "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabulleniyor musun?" diye soruldu, O da; "evet" cevabını verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Evlendirmesi Veya Evlendirilmesi
1877-)
Bize Amr b. Asım rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Habib İbnu'ş-Şehid'den, (O) Meymûn b. Mihrân'dan, (O da) Yezid İbnu'l-Esamm'dan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Meymûne şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) benimle, Mekke'den dönmesinden sonra Şerif denilen yerde, ikimiz de "helal" (ihramdan çıkmış) iken evlenmişti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Evlendirmesi Veya Evlendirilmesi
1878-)
Bize Ebü Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Matar el-Verrak'tan, (O) Rebia b. Ebi Abdirrahman'dan, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O da) Ebû Râfi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Meymûne ile "helal" (ihramdan çıkmış) iken evlenmiş, O'nunla, "helal" (ihramdan çıkmış) iken gerdeğe girmişti. (Evlenmelerinde) aralarında ben elçi olmuştum."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının Evlendirmesi Veya Evlendirilmesi
1879-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hişam ed-Destüvâî, Yahya'dan, (O da) Abdullah b. Ebi Katâde'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Babam, Hudeybiye yılında (H. 6. yıl) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber gitmiştide, arkadaşları ihrama girmiş; (babam) Ebû Katâde ihrama girmemişti. Derken O, yabani bir eşeğe yetişip onu yaralamış (ve kesip pişirerek) etinden yemişti. (Babam, sonrasını şöyle anlatmıştı:) O zaman; "ya Resûlüllah! Ben yabani bir eşeğe yetişip onu yaraladım (ve kesip etini pişirdim)" demiştim. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber de) oradaki topluluğa, ihramlı oldukları halde, "yiyin!" buyurmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, Kendisi Avlamadığında Av Etinden Yemesi Hakkında
1880-)
Bize Ebu’l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Osman b. Abdillah b. Mevheb'den, (O) Abdullah b. Ebi Katâde'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir ara biz; onlar (yani Sahabe) ihramlı, Ebû Katâde (yani kendisi) ihramsız olduğu halde yürüyüp gidiyorduk. Ansızın (yabani) bir eşek gördüm ve hemen bir ata binip ona yetiştim. (Onu yaralayarak yakalayıp kestim ve pişirdim). Onlar da, ihramlı oldukları halde, onun etinden yediler. Ben (önce) yemedim. Sonra onlar, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip O'na (bu durumu) sordular. O zaman O; "Siz (ona hayvanı) işaret ettiniz mi? Siz öldürdünüz mü?" buyurdu; -veya "Siz vurdunuz mu?" buyurdu-. Onlar; "Hayır!" dediler. Bunun üzerine O; "Öyleyse yiyin!" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, Kendisi Avlamadığında Av Etinden Yemesi Hakkında
1881-)
Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Salih b. Keysan'darı, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O) İbn Abbas'tan, (O da) es-Sa'b b. Cessame'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem), yabani eşek eti getirilmişti de O, onu geri çevirmiş ve "Gerçekten biz ihramlıyız. Av eti yiyemeyiz!" buyurmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, Kendisi Avlamadığında Av Etinden Yemesi Hakkında
1882-)
Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den, (O) İbnu'l-Munkedir'den, (O) Muâz b. Abdirrahman b. Osman et-Teymi'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz Talha b. Ubeydillah'la beraber bir yolculukta idik. Derken, (arkadaşları) ihramlı, kendisi uyumakta iken O'na (avlanmış) bazı kuşlar hediye edildi. Bunun üzerine kimimiz (o kuş etlerinden) yedi, kimimiz (yemekten) kaçındı. Bu esnada Talha uyandı ve O'na (bu durumu) haber verdiler. O da, (kuş etlerinden) yiyenleri isabetli buldui.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, Kendisi Avlamadığında Av Etinden Yemesi Hakkında
1883-)
Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti (ki, O şöyle dedi:) Bana es-Sa'b b. Cessâme rivâyet edip dedi ki; ben el-Ebva' veya Veddan'da iken Resûlüllah bana uğradı, ben de kendisine yabani eşek eti hediye ettim. Fakat O, onu bana geri çevirdi. Sonra yüzümdeki hoşnutsuzluğu görünce de şöyle buyurdu: "Hakikat şu ki, biz (hediyeni) sana geri çevirmek istemezdik. Fakat bizler ihramlıyız."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İhramlının, Kendisi Avlamadığında Av Etinden Yemesi Hakkında
1884-)
Bize Muhammed b. Abdillah er-Rekaşi haber verip (dedi ki), bize Vuheyb, Ma'mer'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O) İbn Abbâs'tan, (O da) el-Fadl b. Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki, O (yani el-Fadl); Veda Haccı'nda Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) terkisinde idi. (Derken) Has'am'lı bir kadın gelip şöyle dedi: "Muhakkak ki Allah'ın, hac hakkında kullarına kıldığı farzı, babama, ihtiyar ve yaşlı iken ulaştı. O, deveye binemiyor, haccını da yapmamış. Binaenaleyh onun yerine ben hac yapayım mı?" (Hazret-i Peygamber de); "Evet" buyurdu. Ebû Muhammed (ed-Dârimî'ye); "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabullenir misin?" diye soruldu, O da; "evet" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hayatta Olan Birinin Yerine Haccetmek Hakkında
1885-)
Bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, (O) İbn Şihâb'dan, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O) İbn Abbas'tan, (O da) el-Fadl'dan -ki O, Abbas'ın oğludur - (naklen) haber verdi ki, bir kadın Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) sorup şöyle dedi: "Hakikaten babam ihtiyardır. Deveye binemiyor. Kendisine de Allah'ın (hac) farizası ulaşmış. (Ne buyurursunuz?)" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Onun yerine sen hac yap" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hayatta Olan Birinin Yerine Haccetmek Hakkında
1886-)
Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzaî rivâyet edip (dedi ki), bana Süleyman b. Yesâr, İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Has'am'lı bir kadın Veda Haccı'nda, el-Fadl b. Abbas Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) terkisinde iken, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) fetva sorup şöyle dedi: "Ya Resûlüllah! Muhakkak ki Allah'ın, (hac hakkında) kullarına kıldığı farzı, babama, ihtiyar ve yaşlı iken ulaştı. O, deveye (bile) binemiyor. Bu sebeple, onun yerine hac yapmam, (onun hac borcunu) öder mi?" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Evet!" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hayatta Olan Birinin Yerine Haccetmek Hakkında
1887-)
Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zühri'den, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O) İbn Abbas'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen), el-Evzaî'nin (bir önceki) rivâyetinin benzerini rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hayatta Olan Birinin Yerine Haccetmek Hakkında
1888-)
Bize Musedded rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Ebi İshâk'tan, (O da) Süleyman b. Yesâr'dan (naklen) haber verdi (ki, O şöyle dedi:) Bana el-Fadl b. Abbâs veya Ubeydullah İbnu'l-Abbas rivâyet etti ki, bir adam şöyle dedi: "Ya Resûlüllah! Gerçekten babam -veya "annem"- ihtiyar ve yaşlıdır. Onu ben yüklensem, (sırtımda) duramaz. Onu (bir bineğin üzerine) bağlasam, öldürmekten korkarım. (Bu durumda onun haccı için ne yapmamı emredersiniz?)" (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "Ne dersin, şayet babanın -veya "annenin"- borcu olsa, onu öder misin?" (Adam), "evet" dedi. (Hazret-i Peygamber de;) "O halde babanın "-veya "annenin"- yerine hac yap!" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hayatta Olan Birinin Yerine Haccetmek Hakkında
1889-)
Bize Muhammed b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Cerîr, Mansûr'dan, (O) Mücahid'den, (O) Zübeyroğullarının bir azadlısı olan Yusuf ibnu'z-Zübeyr'den, (O da) Abdullah İbnu'z-Zübeyr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi : Has'am'lı bir adam, Resûlüllah'a gelip şöyle demişti: "Muhakkak ki müslümanlık babama; o deveye binemez, yaşlı ve ihtiyar biri iken ulaştı. Hac da üzerine farzdır. Bu sebeple onun yerine hac yapayım mı?" (Hazret-i Peygamber;) "Sen onun en büyük çocuğu musun?" buyurmuştu. O da; "evet" demişti. (O zaman Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Ne dersin, şayet babanın bir borcu olsaydı da sen onu ödeseydin, bu onun yerine geçer, (onu borçtan kurtarır) mıydı?" (Adam) "evet" demişti. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber de); "O halde onun yerine hac yap!" buyurmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Ölmüş Birinin Yerine Haccetmek
1890-)
Bize Ebû Salih b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz -ki O, İbn Abdissamed'dir-, Mansûr'dan, (O) Mücahid'den, (O) İbnu'z-Zübeyr'in azadlısından -ki O'na, Yusuf ibnu'z Zübeyr veya ez-Zübeyr b. Yusuf denir-, (O da) Şevde bint Zem'a'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip şöyle dedi: "Hakikaten babam ihtiyar ve yaşlıdır, hac yapamaz. (Ne yapmamı emredersiniz?)" (Hazret-i Peygamber de) şöyle buyurdu: "Ne dersin, şayet babanın bir borcu olsaydı da, sen onu ödeseydin, ondan kabul edilir miydi?" (Adam) "evet" dedi. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber de;) "Allah daha merhametlidir. Babanın yerine hac yap!" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Ölmüş Birinin Yerine Haccetmek
1891-)
Bize Müsedded rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya, Ubeydullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu iki rükn'ü istilâm ettiğini gördüğünden beri, onları istilâm etmeyi ne darlıkta, ne genişlikte (hiç) terketmedim." (Ubeydullah dedi ki,) Nafie; "İbn Ömer, bu iki rükün arasında (remel yapmayıp) yürür müydü?" dedim. Şöyle karşılık verdi: "O sadece istilâmının daha kolay olması için yürürdü."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İ Esvedi İstilâm Hakkında
1892-)
Bize Haccâc b. Minhâl ve Süleyman b. Harb rivâyet edip dediler ki, bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. Osman b. Hüseyin, Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Andolsun ki, Allah Hacer-i (Esved'i) Kıyamet Günü, kendileriyle göreceği iki gözü ve kendisiyle konuşacağı bir dili olduğu halde, kendisini hakkıyla istilâm edenleri kesin olarak bildirmek üzere muhakkak diriltecektir!" Süleyman (rivâyetinde); "...kendisini istilâm edenlere (tanıklık etmek üzere...)" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: İ Esvedin İstilâmındaki Fazilet
1893-)
Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Malik b. Enes, Ca'fer b. Muhammed'den, (O) babasından, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hacer-i (Esved'den) Hacer-i (Esved'e) kadar üç şavtta remel yapmıştı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Üç Şavtta Remel Yapan, Dört Şavtta Yürüyen Kimse
1894-)
Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, Ubeydullah'tan, O Nafî'den, O da ibn Ömer'den rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Kabe'yi ilk defa tavaf ettiğinde üç (tavafta) remel yapar, dört (tavafta) yürürdü. Safa ile Merve arasında gidip glediğinde ise, (bu iki tepenin orta yerindeki) "Batn-ı Mesil"de koşardı. (Ubeydullah şöyle demiştir:) Bunun üzerine Nâfi'e; "Abdullah (İbn Ömer), Rükn-i Yemâni'ye ulaştığı zaman (remel yapmayı bırakıp) yürür müydü?" dedim. O da şöyle cevap verdi: "Hayır. Ancak bu Rüku'de sıkıştırılır idiyse, (remel yapmayı bırakırdı). Çünkü O, kendisini istilam etmedikçe bu (Rükn'ü) terketmezdi."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Üç Şavtta Remel Yapan, Dört Şavtta Yürüyen Kimse
1895-)
Bize Abdullah b. Ömer b. Ebân rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah İbnu'l-Mubarek rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Ömer, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hacer-i (Esved'den) Hacer-i (Esved'e) kadar üç (tavafta) remel yapmış, dört (tavafta) ise yürümüştü."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Üç Şavtta Remel Yapan, Dört Şavtta Yürüyen Kimse
1896-)
Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan, İbn Cüreyc'den, (O) Abdulhamid'den -ki O, İbn Cübeyr'dir-, (O) İbn Ya'lâ'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, (Hazret-i Peygamber) ıztıba' yapmış olarak tavaf etmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Remel Yapılan Tavafta Iztıba’ Yapmak
1897-)
Bize Saîd b. Mansûr haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Muhammed, Ubeydullah b. Ömer'den, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim hac ile umre için telbiye getirip (ihrama girerse), ona bu ikis (yani hac ve umre) için bir tavaf yapmak kafi gelir. (Ama) o, bu ikisinin ihramından (tamamen) çıkmadıkça, ihramdan çıkmaz."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: I Kıran Yapanın Tavafı
1898-)
Bize Amr b. Avn, Halid b. Abdillah'tan, (O) Halid el-Hazza'dan, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Kabe'yi bir deve üzerinde tavaf etmişti. O, (Hacer-i Esved) köşesine her geldiğinde, ona elindeki bir şeyle işaret etmiş ve tekbir getirmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Binit Devesi Üzerinde Tavaf Etmek
1899-)
Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdurrahman İbnu'l-Kasım'dan, (O) babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den -Allah O'ndan razı olsun!- (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Mekke'ye hayızlı iken gelmiştim. Safa ile Merve arasında da sa'y yapmamıştım. Bunun üzerine bu derdimi Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) söylemiştim de O, şöyle buyurmuştu: "Sen, hac yapanın yaptığı şeylerin (hepsini) yap. Şu kadar var ki, Kabe'yi tavaf etme."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Hac Yapmakta Olan Kadın Hayız Olduğunda Ne Yapar?
1900-)
Bize el-Humeydi haber verip (dedi ki), bize el-Fudayl b. Iyâd, Atâ İbnu's-Saîb'den, (O) Tâvûs'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kabe'yi tavaf etmek, namaz kılmaktır. Ancak Allah, onun (tavafı) esnasında konuşmayı helâl kılmıştır. Yine de, onun (tavafı) esnasında konuşan kimse, sadece hayırlı şeyleri konuşsun!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Tavaf Esnasında Konuşmak
1901-)
Bize Ali b. Saîd, Mûsa b. A'yen'den, (O) Atâ İbnu's-Saîb'den, (O) Tâvûs'tan, (O) İbn Abbas'tan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: Tavaf Esnasında Konuşmak
1902-)
Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Humeyd, Enes'ten rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ömer İbnu'l-Hattâb dedi ki; "Üç şeyde Rabb'imin (vahyine, inişinden önce) uygun görüş söyledim. (Bunlardan biri şudur:) "Ya Resûlüllah", demiştim, "İbrahim'in Makamı'ndan kendine bir namazgah edinsen..." Bunun üzerine Allah; "Siz de 'İbrahim'in Makamı'ndan kendinize bir namazgah edinin!" (mealindeki âyeti) indirmişti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Hac Menasıkı Kitabı
Konu: I İbrahimin Arkasında Namaz Kılmak