Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2803-) Bize Muhammed b. Ca'fer el-Medâyıni haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Saîd b. Ebi Bürde'den, (O) babasından, (O da) Ebu Mûsa el-Eş'ari'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Her müslümanın sadaka vermesi gerekir!" (Sahabe-i Kiram); "yâ Resûlüllah, peki gücü yetmezse -veya 'yapamazsa'-?" dediler. "Eliyle çalışır ve (elde etiğinden) hem yer, hem sadaka verir!" buyurdu. (Bir Sahabi); " (bunu da) yapamazsa, ne buyurursun?" dedi "İhtiyaç sahibi çaresize yardım eder!" buyurdu. "(Bunu da) yapamazsa ne buyurursun?" dedi. "İyiliği emreder!" buyurdu. "(Bunu da) yapamazsa, ne buyurursun?" dendiğinde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Kendini kötülüklerden alıkor. İşte bu da onun için sadakadır!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Her Müslümanin Sadaka Vermesi Gerekir
2804-) Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize Hayve rivâyet edip dedi ki, bana Ebu Şahr rivâyet etti ki; O, Mekhûl'ü şöyle derken işitmiş: Bana Ebu Hind ed-Dârî rivâyet etti ki, O Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitmiş: "Kim görsünler ve duysunlar diye iş yaparsa, Allah Kıyamet günü onun maksadının gösteriş ve duyuruş olduğunu ortaya çıkarır, (onu rezil rüsvay eder!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kim Riyakârlık Yaparsa, Allah Onun Riyakârlığını Ortaya Çıkarır
2805-) Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Saîd b. İbrahim'den, (O) Abdullah b. Ka'b'dan, (O da) babası Ka'b b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müminin durumu tek saplı taze ("hâme") ekinin durumu gibidir. Rüzgarlar (ekini) bozan eğer, doğrultur; bazan da (yere) yatırır. (Mü'min de böyledir). Nihayet ona ölüm gelir. Kafirin durumu ise, kökünün üzerinde dimdik duran dağ servisinin durumu gibidir. (Dağ servisini), hiçbir şey isabet edip (eğemez). Sonunda o bir defada kökünden kopar, (mahvolur gider)." Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "Tek saplı taze ekin = hâme" kelimesi, (burada "zayıf manasınadır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Müminin Durumu Ekinin Durumu Gibidir
2806-) Bize Muhammed b. Yusuf, el-Evzai'den, (O) İbn Şihâb'dan, (O da) Saîd ibnu'l-Müseyyeb ile Urve ibnu'z-Zübeyr'den (naklen) haber verdi ki, Hakim b. Hızâm şöyle demiş: Ben Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) istedim, bana verdi. Sonra O'ndan (yine) istedim, bana (yine) verdi. Sonra O'ndan (yine) istedim, bana (yine) verdi. Sonra O'ndan (yine) istedim, o zaman şöyle buyurdu: "-Hakim! Bu mal çekicidir, tatlıdır. Ancak kim onu tokgözlülükle alırsa, o (malda) ona hayır ve bereket verilir. Kim de onu açgözlülükle alırsa, o (malda) ona hayır ve bereket verilmez ve yiyip de doymayan kimse gibi olur! Üstteki (veren) el de alttaki (alan) elden hayırlıdır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Dünya Çekici Ve Tatlıdır
2807-) Bize Zekeriyya b. Adiyy rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Amr er-Rakki, Abdulmelik b. Umeyr'den, (O) el-Muğire'nin azadlısı Verrad'dan, (O da) el-Muğire'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızların diri diri gömülmesini, annelere itaatsizlik edilmesini, (verilmesi gereken şeylerin) verilmemesini, (hak edilmeyen şeylerin) istenmesini, dedikodu yapılmasını, (gereksiz olarak) çok soru sorulmasını ve malın zayi edilmesini yasakladı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şüphesiz Allah Dedikodu Yapmanızı Kerih Görmüştür
2808-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebu Kılâbe'den (O) Ebu Esma'dan, (O da) Sevban'dan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Ben ümmetim hakkında sadece saptırıcı önderlerden ("imamlardan") endişe ediyorum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Saptırıcı Önderler Hakkında
2809-) Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Züheyr, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İnsan, haksızlık eden de olsa, haksızlık edilen de olsa (din) kardeşine yardım etsin! Şöyle ki, eğer o haksızlık eden ise (onu) (bundan) alıkoysun. İşte bu ona yardım etmektir. Şayet o haksızlık edilen ise, ona yardım etsin. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Haksızlık Eden De Olsa, Haksızlık Edilen De Olsa, Din Kardeşine Yardım Et!
2810-) Bize Ca'fer b. Avn, Hişam b. Sa'd'dan, (O) Zeyd b. Eşlem ile Nafi'den, (onlar da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdiler ki, O şöyle dedi: Resûlüllah şöyle buyurdu: "Din, iyilik istemeden ibarettir!" (İbn Ömer) sözüne şöyle devam etti: O zaman biz; "yâ Resûlüllah, kimin (iyiliğini isteme?)" diye sorduk, O da şöyle buyurdu: "Allah'ın, Resûlünün, Kitab'ının, müslümanların önderlerinin ve bütün (müslümanların iyiliğini isteme!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Din, İyilik İstemeden İbarettir
2811-) Bize Zekeriya b. Adiyy rivâyet edip (dedi ki), bize Hafs b. Ğıyas, el-A'meş'ten, (O) Ebu İshak'tan, (O) Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize şöyle buyurmuştu: "Müslümanlık gerçekten garib bir halde başladı. İlerde yine garib bir hale dönecektir!" (Zekeriyya dedi ki); sanıyorum Hafs, (bu hadisin devamının şöyle olduğunu da) söylemişti: "Binaenaleyh, ne mutlu gariblere!" "Garibler de kim?" denildi. O da şöyle buyurdu: "Kabilelerinden vazgeçip (hicret edenler!)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Müslümanlık Garib Bir Halde Başladı
2812-) Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hemnıâm, Katâde'den, (O) Enes'ten, (O da) Ubâde ibnu's-Samît'ten (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Allah 'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Kim de Allah 'a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez!" O zaman Hazret-i Âişe -veya (Hazret-i Peygamber'in) hanımlarından biri-, "doğrusu biz gerçekten ölmeyi istemeyiz" dedi de O, şöyle buyurdu: "-(Benim söylemek istediğim) bu değil! Fakat (şunu söylemek istiyorum): Mü'mine ölüm (ânı) geldiğinde o, Allah'ın hoşnudluğu ve bağışı ile müjdelenir. Artık onun için, önünde (gördüğü) şeylerden daha sevimli hiçbir şey yoktur. Bu sebeple Allah'a kavuşmayı sever, Allah da ona kavuşmayı sever. Şüphesiz kâfire ölüm (ânı) geldiğinde ise o, Allah'ın işkencesi ve cezası ile müjdelenir! Artık ona, önünde (gördüğü) şeylerden daha kerih gelen hiçbir şey yoktur. Bunun için Allah 'a kavuşmayı istemez, Allah da ona kavuşmayı istemez!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Allah’a Kavuşmayı Sevmek Hakkında
2813-) Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdullah b. Abdirahman b. Ma'mer'den, (O) Ebu'l-Hubâb Saîd b. Yesâr'dan, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Gerçekten yüce Allah Kıyamet günü şöyle buyuracaktır: Birbirlerini benim sonsuz büyüklüğüm adına sevenler bugün neredeler! Ben onları, benim gölgemden başka hiçbir gölgenin olmadığı bu günde kendi gölgemde gölgelendireceğim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Birbirlerini Allah İçîn Seven Hakkında
2814-) Bize el-Hakem b. Nafî’ rivâyet edip (dedi ki), bana Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana, Abdurrahman b. Avf’ın azadlısı Ebu Ubeyd haber verdi ki, Ebu Hüreyre şöyle demiş: Ben, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Hiçbiriniz ölmeyi arzu etmesin! Eğer o iyilik eden biri ise belki iyiliğini artırır, kötülük eden biri ise belki (tevbe edip hayırlı işlere yönelerek Allah'ın) rızasını kazanmaya çalışır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Hiçbiriniz Ölmeyi Arzu Etmesin!
2815-) Bize Vehb b. Cerir rivâyet edip (dedi ki), Şu'be, Ebu't-Teyyah'tan, (O) Enes'ten, (O da) Hazret-i Peygamberden (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Ben, şu iki (parmağın) -Vehb, şehadet parmağıyla orta parmağını göstermiştir- (boy veya aralarındaki mesafe bakımından birbirine yakınlığı) gibi Kıyamet'e yakın bir zamanda Peygamber gönderildim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Ben Şu Îkîsinîn Birbirine Yakınlığı Gibi Kıyamete Yakın Bir Zamanda Peygamber Gönderildim! Sözü
2816-) Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verip (dedi ki), bize Behz b. Hakim, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Muhakkak ki siz ümmetlerin sayısını yetmişe tamamladınız. Siz onların sonuncusu ve Allah katında en değerlilerisiniz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Siz Ümmetlerin Sonuncususunuz! Sözü Hakkında
2817-) Bize Amr b. Asım rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Asım'dan, (O) Ebû Salih'ten, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün); "Falan nerde?" buyurmuştu da, orada bulunanlardan bir adam onu kötüleyip; "o şöyledir, o böyledir" demişti. O zaman Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); "O, Bedir savaşına katılmamış mıydı?" buyurmuştu: (Sahabe-i Kiram); "evet, katılmıştı" demişlerdi. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuştu: "Öyleyse, belki Allah Bedir gazilerinin (ileride yapacakları şeylere) baktı da; "Dilediğinizi yapın. Ben sizi bağışladım!" dedi!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Bedir Savaşına Katılmış Olanların Fazileti
2818-) Bize Affan rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip dedi ki, bize Amr b. Dinar, Attab b. Huneyn'den, (O da) Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) haber verdi ki, .Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah ümmetime yağmuru on yıl yağdırmasa (da) sonra yağdırsa, ümmetimden bir topluluk; "bu (yağmur) Micdeh yıldızının doğuşundan dolayı (yağmıştır)" diyerek O'na nankörlük ederler!" (Hammâd) demiş ki: "Micdeh", "Deberân" denilen bir yıldızdır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Bize Şu Şu Yıldızın Doğuşundan Dolayı Yağmur Yağdı Deme Yasağı
2819-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Halid b. Abdillah, Ebu Uyeyne'nin azadlisı Vasıl'dan, (O) Beşşar b. Ebi Yusuf’tan, (O) el-Velid b. Abdirrahman'dan, (O da) Iyad b. Ğutayf’tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrah'ı hasta ziyaretine gitmiştik. Derken O şöyle demişti: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "İyilik on katı ile (karşılık görür)!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İyilik, On Katı İle Karşılık Görür
2820-) Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize Şerîk, er-Rukeyn'den, (O) Nuaym b. Hanzala'dan, -Şerîk dedi ki, (er-Rukeyn) belki "en-Nu'man b. Hanzala" demişti-, (O) Ammar'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kim bu dünyada ikiyüzlü olursa, Kıyamet günü onun ateşten iki dili olacaktır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İkiyüzlü Kimse Hakkında Söylenenler
2821-) Bize el-Muallâ b. Esed rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulvahid b. Ziyad rivâyet edip (dedi ki), bize el-Â'meş, Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ben ancak bir insanım. Bu sebeple hangi müslümana (haketmediği halde) lanet etmişsem, kötü söz söylemişsem veya kırbaçla vurmuşsam, sen bunları Kıyamet günü onun için bağış, rahmet ve dolayısıyla onu sana yaklaştıracağın bir yakınlık vesilesi kıl!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Hangi Adama Lanet Etmişsem Veya Kötü Söz Söylemişsem... Sözü Hakkında
2822-) Bize Muhammed b. Abdillah b. Numeyr, babasından, (O) el-A'meş'ten, (O) Ebu Süfyan'dan, (O) Cabir'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen), onun (yani bir önceki hadisin) aynısını rivâyet etti. Şu kadar var ki, bunda; "...(günahlardan) temizlik ve rahmet... (vesilesi kıl!)" ifadesi vardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Hangi Adama Lanet Etmişsem Veya Kötü Söz Söylemişsem... Sözü Hakkında
2823-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Amr b. Mürre'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Suveyd ibnu'l-Haris'i, Ebu Zerr'den (naklen) anlatırken) işittim ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'i (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Uhud dağının altın olarak benim olmasını, sonra öleceğim gün yanımda, alacaklı için ayırdığım hariç, bir dinar veya yarım dinar kalmış olduğu halde ölmeyi istemem!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Şayet, Benim Uhud Dağı Gibi Altınım Olsaydı... Sözü Hakkında
2824-) Bize Muhammed ibnu’l-Fadl ile Süleyman b. Harb rivâyet edip dediler ki, bize Hammâd -ki O, İbn Zeyd'dir-, rivâyet edip (dedi ki), bize Eyyub, Humeyd b. Hilâl'den, (O da) Ubâde b. Kurz'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Doğrusu siz, nazarınızda kıldan daha ince (önemsiz) olan bazı işler yapmaktasınız. Halbuki biz onları Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında (insanı) helak edici şeylerden sayardık!" Sonra (bu söz) Muhammed'e, yani İbn Sîrîn'e anlatılmış da, O şöyle demiş: "Doğru söylemiş! Ben elbisenin eteğini (yere kadar uzatıp sürüyerek) çekmenin bu (helak edici şeylerden) olduğunu zannediyorum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Helak Edici Şeyler Hakkında
2825-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) babasından, (O) Abaye b. Rifaa'dan, (O da) Rafı’ b. Hadic'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Humma hastalığı Cehennem'in kaynamasından -veya "Cehennem'in kaynayıp fışkırmasından"- (bir numunedir). Bunun için onu su ile soğutun!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Humma Hastalığı Cehennem Kaynamasından Bir Parçadır!
2826-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Alkame b. Mersed'den, (O) el-Kasım b. Muhaymire'den, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanlardan, vücuduna bir hastalık isabet eden hiç kimse yoktur ki, Allah, onu korumakta olan koruma meleklerine emredip şöyle buyurmuş olmasın: Bu kuluma, benim bağ'ımda tutuklu olduğu sürece her gün ve gece, (iyi halinde) yapmakta olduğu iyiliklerin aynısını yazın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Hastalık Günahlara Keffarettir
2827-) Bize Ya'lâ b. Ubeyd haber verip (dedi ki), bize el-A'meş, İbrahim et-Teymi'den, (O) el-Haris b. Suveyd'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben (bir gün), ateşli bir hastalıktan dolayı acılar içindeyken, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna girmiştim. Derken elimi üzerine koymuştum da, (ateşin fazlalığını görünce); "yâ Resûlüllah, senin gerçekten ateşin çok fazla" demiştim. O zaman O; "Muhakkak ki ben sizden iki kişinin acı çekmesi gibi acı çekerim!" buyurmuştu. Ben; "bu, sana iki sevab (verilmesinden) dolayıdır, (değil mi?)" demiştim, O da şöyle buyurmuştu: "Evet! Kendisine bir eziyet, yani bir hastalık veya başka bir şey isabet eden hiçbir müslüman da yoktur ki, ondan, ağacın yapraklarını dökmesi gibi günahları dökülmüş olmasın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Hastanın Sevabı
2828-) Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize İsmail b. Ca'fer el-Medeni, el-Alâ' b. Abdirrahman'dan, (O) babasından, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, Oşöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim bana bir salâvat getirirse, Alah ona on salâvat (sevabı) verir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygambere Salâvat Getirmenin Fazileti
2829-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten, (O) el-Hasan b. Ali'nin azadlısı Süleyman'dan, (O) Abdullah b. Ebi Talha'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) birgün, yüzünde güleçlik görüldüğü halde gelmişti de; "yâ Resûlüllah, doğrusu biz senin yüzünde, (daha önce) görmediğimiz bir güleçlik görmekteyiz, (sevindirici bir şey mi var?)" denilmişti. O da şöyle buyurmuştu: "Evet! Gerçekten bir melek bana gelip şöyle dedi: Yâ Muhammed, şüphesiz Rabb'in sana buyuruyor ki; "Seni, ümmetimden sana salâvat getirecek herkese on salâvat (sevabı), sana selâm okuyacak herkese de on selâm (sevabı) vermem razı etmez mi?" (Hazret-i Peygamber, sözüne devamla); "Ben de; 'evet, (razı eder!)' dedim" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygambere Salâvat Getirmenin Fazileti
2830-) Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Abdullah ibnu's-Sâib'den, (O) Zâzân'dan, (O da) Abdullah b. Mes'ud'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Şüphesiz Allah'ın yeryüzünde dolaşan bazı melekleri vardır, onlar bana ümmetimden selam ulaştırırlar!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygambere Salâvat Getirmenin Fazileti
2831-) Bize el-Hakem b. Nafî’ haber verip (dedi ki), bize Şuayb b. Ebi Hamza, ez-Zühri'den, O'nun şöyle dediğini haber verdi: Bana Muhammed b. Cübeyr b. Mut'am, babasından haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Benim gerçekten birkaç ismim var: Ben (Allah ve insanlar tarafından övülen) Muhammed'im. Ben (Allah'a en çok hamdeden, hamdetmeyi bilen) Ahmed'im. Ben, Allah'ın, küfrü benim (getirdiğim dinle) yok edecek olan Mani'yim. Ben, insanların (Kıyamet günü) benim ardımda bir araya getirilecekleri, (böylece toplanmayı başlatacak olan) Haşir'im. Ben, (kendisinden sonra artık Peygamber gelmeyecek olan) Akıb'ım." "Akıb", kendisinden sonra hiçbir kimse olmayan (yani son, sonuncu) kimse demektir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin İsimleri Hakkında
2832-) Bize Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), Abdullah b. Osman b. Huseym, Abdurrahman b. Sabit'ten, (O da) Câbir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Yâ Ka'b b. Ucre! Şüphesiz durum şu ki, haramdan beslenip büyüyen hiçbir et Cennet'e girmeyecektir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Haram Yeme Hakkında
2833-) Bize Ebu Hatim el-Basri haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Sabit, Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O da) Suheyb'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bir ara Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ashabıyla birlikte) oturuyordu. Derken gülmüş, ardından da; "Bana neden güldüğümü sormayacak mısınız?" buyurmuştu. (Sahabe-i Kiram); "neden gülüyorsun?" diye sormuşlardı. O da şöyle buyurmuştu: "Mü'minin işine hayretimden dolayı (gülüyorum). Onun her işi kendisi için hayırlıdır. Ona sevdiği birşey isabet ederse, bundan dolayı Allah'a hamdeder. Böylece bu onun için hayırlı olur. Ona hoşlanmadığı bir şey isabet eder de sabrederse, bu da onun için hayırlı olur. Müminden başka, her işi kendisi için hayırlı olan hiç kimse yoktur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Mümine Her Şeyde Sevap Verilir
2834-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Katâde'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) işitirdim; -artık bilmiyorum bu, kendisine (vahiyle) indirilen birşey miydi, yoksa kendi sözü olarak söylediği birşey miydi-? O şöyle buyururdu: "İnsanoğlunun iki vadi (dolusu) malı olsa, bunlara (ek olarak) bir üçüncüsünü ister. İnsanoğlunun içini ancak toprak doldurabilecektir. Allah ise tevbe edenin tevbesini kabul eder!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İnsanoğlunun İki Vadi Dolusu Malı Olsa!
2835-) Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. Amir, Amr b. Şuayb'dan, (O) babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yalnız hükümdar veya görevli kimse, yahut (baş olma sevdasındaki) gösterişçi kimse hikayeler anlatıp öğüt verir!" (Abdullah b. Amir demiş ki; ben Amr b. Şuayb'a; "doğrusu biz (bu hadisi, 'gösterişçi kimse' yerine) 'kendisini ilgilendirmeyen şeye karışan kimse' şeklinde işitirdik?" dedim de O; "benim işittiğim budur" karşılığını verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Hikaye Anlatıp Öğüt Verme Yasağı Hakkında
2836-) Bize Muhammed ibnu’l-Alâ' haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Ebi Bukeyr, Şu'be'den, (O da) Abdulmelik b. Meysere'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Kürdûs'u -ki O, hikayeler anlatıp öğüt veren birisi idi-, şöyle derken işittim: Bana, Bedir savaşına katılanlardan bir adam haber verdi ki; O, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitmiş: "Andolsun ki, bu toplantı yerinin benzerinde oturmam bana, dört köleyi hürriyetlerine kavuşturmaktan daha sevimli gelir!" (Kürdûs) demiş ki: Ben, (bana bu hadisi anlatan adama); "(Hazret-i Peygamber) hangi toplantı yerini kastediyor?" dedim. O da; "o zaman hikâyeler anlatılıp öğüt veriliyordu" karşılığını verdi. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bedir savaşına katılanlardan olan (sözkonusu) bu adam, Hazret-i Ali'dir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Hikaye Anlatıp Öğüt Vermeye Müsaade Hakkında
2837-) Bize Abdullah b. Salih haber verip dedi ki, bana el-Leys rivâyet edip dedi ki, bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb haber verdi ki, Ebu Hüreyre kendisine haber vermiş ki, Resûlüllah şöyle buyurmuş: "Mü'min bir haşerat deliğinden iki defa sokulmaz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Mümin, Bir Haşerât Deliğinden İki Defa Sokulmaz
2838-) Bize Muhammed ibnu’l-Alâ haber verip (dedi ki), bize Ebu Usame, Mucâlid'den, (O) Amir'den, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, -Amir demiş ki: Belki ben Câbir'den sordum da O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Yanlarında kocaları bulunmayan kadınların yanlarına girmeyin. Çünkü şeytan insanoğlunda kanın akışı gibi akar. [Belki O; "Şeytan (insanoğlunun içlerine kanın akışı gibi) girer!" buyurmuştu.] (Sahabe-i Kiram); "sende de mi?" diye sordular. Şöyle buyurdu: "Evet. Ancak Allah ona karşı bana yardım etti de, o teslim oldu!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şeytan İnsanoğlunda Kanın Akışı Gibi Akar
2839-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Asım'dan, (O) Mus'ab b. Sa'd'dan, (O da) Sa'd'dan, (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) "belâlara hangi insanlar daha çok uğrarlar" diye soruldu da, O şöyle buyurdu: "Peygamberler, sonra sırasıyla onlara en yakın olanlar! İnsan dinine göre belâlara uğratılıp denenir. Bunun için eğer dininde kuvvetlilik varsa, kuvvetliliği artırılır (ve ona çok belâ verilir). Eğer dininde incelik (zayıflık) varsa, onun belâsı hafifletilir. Belâ kulda, o yeryüzünde hiçbir günahı kalmamış olarak yürüyünceye kadar bulunmaya devam eder!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Belalara En Çok Uğrayan İnsanlar Hakkında
2840-) Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Malik, ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah'tan, (O) İbn Abbas'tan, (O da) Hazret-i Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Beni, hıristiyanların İsa b. Meryem'i övmeleri gibi aşırı bir şekilde övmeyin. Fakat, "Allah'ın kulu ve elçisidir" deyin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: İ Peygamberin; Beni Aşırı Bir Şekilde Övmeyin! Sözü
2841-) Bize el-Hakem b. Nafi’, Şuayb'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana Saîd ibnu'l-Müseyyeb, Ebu Hüreyre'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Allah rahmeti yüz parça yapmış ve doksan dokuzunu yanında tutmuş, tek bir parçayı yeryüzüne indirmiştir. İşte yaratıklar birbirlerine bu parçadan dolayı merhamet ederler. Öyle ki, at, yavrusuna zarar verir endişesiyle ayağını onun üzerinden kaldırır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Şüphesiz Allahın Yüz Rahmeti Vardır!
2842-) Bize Affan rivâyet edip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman rivâyet edip (dedi ki), bize el-Ca'd Ebu Osman rivâyet edip dedi ki, ben Ebu Reca el-Utaridi'yi işittim, şöyle dedi: Ben İbn Abbas'ı Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen), O'nun Rabbi'nden -Azze ve Celle- rivâyet ettiği bazı kudsi hadisleri anlatırken işittim. O dedi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Rabb'iniz gerçekten çok merhametlidir. Kim bir iyilik yapmaya kesin karar verir de sonra onu yapamazsa, ona bir iyilik (sevabı) yazılır. Eğer onu yaparsa, ona on (katından) yediyüz katına, daha fazla katlarına kadar (iyilik sevabı) yazılır. Kim de bir kötülük yapmaya kesin karar verir de sonra onu yapamazsa, ona bir iyilik (sevabı) yazılır. Eğer onu yaparsa, (ona) bir (kötülük günahı) yazılır veya (Allah) onu siler, yok eder. Allah yüzünden, sadece helak olacak olan helak olur!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kim Bir İyilik Yapmaya Kesin Karar Verirse
2843-) Bize Saîd b. Süleyman, Süleyman ibnu'l-Muğire'den, (O) Humeyd b. Hilâl'den, (O) Abdullah ibnu's-Samit'ten, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben (birgün); "yâ Resûlüllah, insan bir topluluğu seviyor, ama onların ameli gibi amel yapamıyor. (Bu insanın durumu ne olacak?)" diye sordum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sen, Ebu Zerr, sevdiğin kimse ile beraber olacaksın!" (O zaman) ben; "Öyleyse ben Allah'ı ve Resul'ünü seviyorum!" dedim. "Sen sevdiğin kimse ile beraber olacaksın!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kişi, Sevdiği Kimse İle Beraberdir
2844-) Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Mehdi rivâyet edip (dedi ki), bize Ğeylan, Şehr b. Havşeb'den, (O) Amr b. Ma'dikerib'den, (O) Ebu Zerr'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, (Hazret-i Peygamber) Rabb'inin, şöyle buyurduğunu rivâyet ediyor: "Ademoğlu! Şüphesiz sen bana yakardığın, benden ümid ettiğin sürece, sende olan şeylere rağmen seni bağışlarım. Ademoğlu! Sen gerçekten, bana hiçbir şeyi ortak koşmadıktan sonra, beni yer dolusuna yakın günâhlarla karşılaşan da, ben seni onun dolusuna yakın bağışla karşılarım. Ademoğlu! Şüphesiz sen günahın gökteki buluta 'ulaşacak kadar günah işlesen de, sonra benden bağışlanmanı dilesen, ben, aldırmayarak seni bağışlarım!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Kul Allaha Yaklaşmaya Çalıştığında
2845-) Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize Safvan -ki O, ibn Amr'dır-, rivâyet edip dedi ki, bana Yahya b. Câbir el-Kâdî, en-Nevvas b. Sem'an'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) iyi ile günahın ne olduğunu sordum da, O şöyle buyurdu: "İyi, ahlâk güzelliğidir. Günah ise gönlüne dokunan ve halkın bilmesini istemediğin şeydir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Râb—iyilik Ve Günah Hakkında
2846-) Bize İshak b. İsa, Ma'n b. İsa'dan, (O) Muaviye b. Salih'ten, (O) Abdurrahman b. Cübeyr b. Nufeyr'den, (O) babasından, (O da) en-Nevvas b. Sem'an'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Hazret-i Peygamber'e sordum ki... (İshak) sonra onun (yani bir önceki hadisin) benzerini zikretti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Râb—iyilik Ve Günah Hakkında
2847-) Bize Ebu Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Habib b. Ebi Sâbiften, (O) Meymun b. Ebi Şebib'den, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Nerede olursan ol, Allah'a (karşı gelmekten) sakın! Kötülüğün peşine hemen iyilik yap ki, onu yok etsin, insanlara da güzel huyla davran!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ahlâk Güzelliği Hakkında
2848-) Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Saîd -ki O, İbn Ebi Eyyub'dur-, rivâyet edip dedi ki, bana Muhammed b. Aclân, el-Ka'ka' b. Hakim'den, (O) Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlâk bakımından en güzel olanlarıdır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Ahlâk Güzelliği Hakkında
2849-) Bize Haccâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd -ki O, İbn Seleme'dir-, Yunus ile Humeyd'den, (onlar) el-Hasan'dan, (O da) Abdullah b. Muğaffel'den, (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak ki, Allah yumuşaklığı sever ve serttik için vermediği şeyi onun için verir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Yumuşaklık Hakkında
2850-) Bize Muhammed b. Yusuf, el-Evzai'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, Allah her işte yumuşaklığı sever. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Yumuşaklık Hakkında
2851-) Bize Abdullah b. Muhammed el-Kirmânî haber verip (dedi ki), bize Cerir, el-A'meş'ten, (O) Ebu Salih'ten, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rvayet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "(Yüce Allah şöye buyuruyor): Kimin iki sevgili (gözünü) gideririm de o, karşılığını benden bekleyerek sabrederse, onun için Cennet'in dışında hiçbir ödüle razı olmam!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Gözü Kör Olup Da Sabreden Kimse Hakkında
2852-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Ebu'l-Eşheb, el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, Ubeydullah b. Ziyad, Ma'kıl b. Yesar'ı, sonunda ölmüş olduğu hastalığında ziyaret etmiş. Derken (Ma'kıl) O'na şöyle demiş: Doğrusu ben sana, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duyduğum bir hadis rivâyet edeceğim. Şayet kalan ömrümün olduğunu bilsem (bunu) sana rivâyet etmezdim. Ben gerçekten Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derken işittim: "-Allah'ın, bir yönetilenler topluluğuna yönetici yaptığı hiçbir kul yoktur ki, yönettiklerini aldatır bir halde iken ölsün de, Allah ona Cennet'i haram kılmış olmasın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Rikak Kitabı
Konu: Yönetilenlerin Arasında Adaletli Davranma