Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

351-) Bize Nasr b. Ali haber verip (dedi ki) bize Abdullah b. Dâvûd, Asım b. Recâ' b. Hayve'den, (o) Dâvûd b. Cemil'den, (o da) Kesîr b. Kays'dan (naklen) rivâyet etti (ki, Kesir) şöyle dedi: (Bir gün) Dımeşk (Şam)’ın camisinde Ebu'd -Derdâ' ile beraber oturuyorduk. Derken ona bir adam gelip şöyle dedi: "Ebu'd -Derdâ'! Ben sana Medine'den, Resûl'ün (sallallahü aleyhi ve sellem) şehrinden, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet etmekte olduğunu haber aldığım bir hadis için geldim." (Ebu'd -Derdâ'); "Yani seni buraya bir ticâret işi getirmedi, (öyle mi?)" dedi. "Hayır" dedi. "Ondan başka hiçbir maksadın da yok?" dedi. (O da) "Hayır" dedi. (O zaman Ebu'd -Derdâ) şöyle dedi: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitmiştim: "Kim, bir ilim aramak, (öğrenmek) maksadıyla bir yola girerse, Allah bu sebeple (ona) Cennet yollarından bir yolu kolaylaştırır. Şüphe yok ki melekler de, kanatlarını ilim (öğrenme) peşinde olan kimseden hoşnudlukları sebebiyle, indirirler. İlim (öğrenme) peşinde olan kimse için, gökde ve yerde olanlar, hatta sudaki balıklar bile mağfiret dilerler. Alimin âbide üstünlüğü ise, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir, (aynı zamanda) alimler, işte onlar, peygamberlerin mirasçılarıdır. Peygamberler ne dinar (altın para), ne dirhem (gümüş para) miras bırakmamışlardır. Onlar sadece ilmi miras bırakmışlardır. Artık kim bu (ilmi) elde ederse nasibini -veya bol nasib - alır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
352-) Bize Muhammed b. Uyeyne, Ebû İshak el -Fezâri'den, (o) el -A'meş'den, (o) Şimr b. Atıyye'den, (o) Sa'îd b. Cübeyr'den, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) haber verdi (ki İbn Abbâs) şöyle dedi: "Hayrı öğreten için, denizdeki balığa varıncaya kadar her şey mağfiret diler."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
353-) Bize Ahmed b. Abdillah b. Yûnus haber verip (dedi ki) bize Zâ'ide, el -A'meş'den, (o) Ebû Sâlih'den, (o da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti (ki Ebû Hureyre) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İlim öğrenmek üzere bir yola giren hiçbir adam yoktur ki Allah bu sebeple ona, Cennete (giden) bir yol kolaylaştırmış olmasın. (Kıyamette) kimi, amelinin (kötülüğü veya azlığı) geri bırakırsa soyu onu hızlandıramaz, (ona fayda veremez). "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
354-) Bize İsmail b. Ebân, Ya'kûb'dan -ki o el -Kummi'dir. -, (o) Hârûn b. Antere'den, (o) babasından, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) haber verdi (ki İbn Abbâs) şöyle dedi: "İlim (öğrenmek) maksadıyla bir yola giren hiçbir adam yoktur ki Allah bu sebeple ona, Cennete (giden) bir yol kolaylaştırmış olmasın. (Kıyametde) kimi, amelinin (kötülüğü veya azlığı) geri bırakırsa, soyu onu hızlandıramaz, (ona fayda veremez).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
355-) Bize Muhammed b. Kesir, İbn Şevzeb'den, (o da) Mutarrif den (naklen) haber verdi (ki Mutarrıf); "Andolsun ki biz Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. O halde düşünen var mı?" (âyetinin son cümlesinin tefsirinde) şöyle dedi: "Hayır isteyip de kendisine yardım edilecek kimse var mı?". Bize Mervân ise, Damra'dan, (onun bu âyetin tefsirinde); "İlim isteyen (var mı?)" dediğini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
356-) Bize İsmail b. Ebân haber verip (dedi ki) bize Ya'kûb -ki o el -Kummî'dir -, Âmir b. İbrahim'den, şöyle dediğini rivâyet etti: Ebu'd -Derda ilim talebesini görünce; "İlim talebesi hoşgeldiniz!" derdi. (Yine) o; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sizi (bizlere) vasiyyet etmişti" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
357-) Bize Adullah b. Yezid haber verip (dedi ki) bize Abdurrahman b. Ziyâd b. En'um, Abdurrahman b. Râfî'den, (o da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), (bir gün), Mescidindeki iki meclise rasladı da şöyle buyurdu: "İkisi de hayır üzeredir. (Ama) biri, arkadaşından (yani diğerinden) daha üstündür. Şunlar, Allah'a dua ediyor ve ondan (bir şey) istiyorlar. (Allah) dilerse onlara verir, dilerse onları men'eder. Şunlarsa fıkıh ve ilim öğreniyorlar ve bilmeyene öğretiyorlar. Binaenaleyh bunlar daha üstündür. Ben de ancak öğretmen olarak gönderildim." (Abdullah b. Amr) dedi ki; (Hazret-i Peygamber) sonra onların (yani ilimle uğraşanların) arasına oturdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
358-) Bize Abdullah b. Yezîd haber verip (dedi ki) bize el -Mes'ûdî, Avn b. Abdillah'dan, (o da) Mutarrif b. Abdillah İbni'ş -Şıhhîr'den (naklen) rivâyet etti ki o (yani Mutarrif) oğluna şöyle dedi: Yavrum! Şüphe yok ki ilim, ilimsiz amelden daha hayırlıdır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
359-) Bize Abdullah b. Yezîd haber verip (dedi ki) bize Hayve rivâyet edip (dedi ki) bize Şurahbîl b. Şerik haber verdi ki, o, Ebû Abdirrahman el -Hubulî'yi, şöyle derken işitti: (Din ve kan) kardeşine hediye edeceğin, hikmetli bir sözden daha üstün hiçbir hediye yoktur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
360-) Bize Abdullah b. İmrân haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Yemân rivâyet edip (dedi ki) bize Muhammed b. Aclân, ez -Zührî'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Âlimin, (nafile ibâdette) gayretli olan kimseye üstünlüğü, iki basamağı arasında, yarışa hazırlanmış süratli atın dörtnala koşuşuyla beşyüz sene(lik mesafe bulunan) yüz basamakdır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
361-) Bize Abdullah b. Yezîd haber verip (dedi ki) bize Hayve rivâyet edip dedi ki, bana es -Seken b. Ebî Kerîme, İbn Abbâsin âzâdlısı İkrime'den, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) haber verdi (ki ibn Abbâs); "...Allah sizden inananları yükseltsin, kendilerine ilim verilenleri ise derecelerle (yükseltsin)" (âyetinin tefsirinde) şöyle dedi: "Allah, kendilerine ilim verilenleri, iman edenlere karşı derecelerle yükseltir, (yükseltsin)."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
362-) Bize Bişr b. Sabit el -Bezzâr haber verip (dedi ki) bize Nasr İbnu'l -Kâsım, Muhammed b. İsmail'den, (o) Amr b. Kesir'den, (o da) el -Hasan'dan (naklen) rivâyet etti (ki el -Hasan) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kime ölüm İslâm'ı ihya etmek için ilim peşinde iken gelirse Cennette onunla peygamberler arasında tek bir derece vardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
363-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Mihrân rivâyet edip (dedi ki) bize Ebû Sinan, ebû İshak'dan, (o da) Amr b. Meymûn'dan (naklen) rivâyet etti (ki Amr) şöyle dedi: "Ömer (radıyallahu anh) ilmin üçte ikisini alıp götürdü." Sonra bu, İbrahim'e anlatıldı da o; "(Hayır), Ömer, ilmin onda dokuzunu alıp götürdü" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
364-) Bize Bişr b. Sabit haber verip (dedi ki) bize Şu'be, Yezîd b. Ebî Hâlid'den, (o) Harun'dan, (o) babasından, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) haber verdi (ki İbn Abbâs) şöyle dedi: Hiçbir topluluk, aralarında, Allah'ın Kitabı'nı müzâkere etmek ve birbirine okumak üzere Allah'ın evlerinden bir evde toplanmamıştır ki melekler kanatlarıyla onları, başka bir söze dalıncaya kadar, gölgelendirmiş olmasın. kim de ilim aramak maksadıyla bir yola girerse Allah onun Cennet yolunu kolaylaştırır. Kimi de (kıyametde) amelinin (kötülüğü veya azlığı) geri bırakırsa soyu onu hızlandıramaz, (ona fayda veremez).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
365-) Bize Amr b. Âsim haber verip (dedi ki) bize Hammâd -ki o İbn Seleme'dir.-, Âsim'dan, (o da) Zirr'den (naklen) rivâyet etti (ki Zirr) şöyle dedi: Bir sabah Safvân b. Assâl el -Murâdi'nin yanına, mestler üzerine meshetmeyi sormak maksadıyla gittim de "Seni (buraya) ne getirdi, (Niçin geldin?)" dedi. "İlim isteği!" dedim. "(O halde) seni müjdeleyeyim mi?" dedi. "Evet" dedim. Bunun üzerine, hadisi Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet edip onun şöyle buyurduğunu söyledi: Şüphe yok ki melekler kanatlarını, peşinde olduğu şeyden hoşlandıklarından dolayı, ilim talebesi için indirirler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Alimin Üstünlüğü Hakkında
366-) Bize Abdullah b. İmrân haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Yemân rivâyet edip dedi ki; kırk senedir Süfyân'ın; "Hadis öğrenme, bugün olduğu kadar faziletli hiç olmadı" dediğini işittim. (Yanında bulunanlar) Süfyân'a dediler ki; "Onlar hadisi, maksadsız öğreniyorlar!". Şöyle cevap verdi: Onların onu öğrenmesi, bir maksaddır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim Öğrenmeye Maksatsız Başlayıp Da İlmin Kendisini Muayyen Bir Maksada Yönelttiği Kimse
367-) Bize Abdullah b. Sa'îd haber verip (dedi ki) bize Abdullah İbnu'l -Ecleh rivâyet edip (dedi ki) bana babam, Mücâhid'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Bu ilmi, büyük bir maksadımız olmadığı halde öğrenmeye başladık. Sonra Allah onun hakkında (bize) bir maksad lütfetti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim Öğrenmeye Maksatsız Başlayıp Da İlmin Kendisini Muayyen Bir Maksada Yönelttiği Kimse
368-) Bize Bişr b. Sabit el -Bezzâr haber verip (dedi ki) bize Hassan b. Salih, Yûnus b. Ubeyd'den, (o da) el -Hasan'dan (naklen) rivâyet etti (ki el -Hasan) şöyle dedi: Muhakkak ki bazı kimseler ilmi, onunla ne Allah'ı, ne de onun katındaki şeyleri murad etmeksizin öğrenmeye başladılar. (el -Hasan sözüne devamla) dedi ki; ama ilim onlarda olmaya devam etti, nihayet onunla Allah'ı ve onun katındaki şeyleri murâd ettiler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlim Öğrenmeye Maksatsız Başlayıp Da İlmin Kendisini Muayyen Bir Maksada Yönelttiği Kimse
369-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan (o da) Ebû Kılâbe'den (naklen) rivâyet etti. (Ebû Kılâbe) dedi ki, Ebû Müslim el -Havlânî şöyle dedi: Alimler üç (sınıftır). Şöyle ki; İlmine göre yaşayan, kendisiyle beraber halkın da ona göre yaşadığı adam (bir sınıf); ilmine göre yaşayan, ama kendisiyle beraber ona göre hiç kimsenin yaşamadığı adam (bir sınıf); ilmine göre, (kendisinin değil de) halkın yaşadığı ve, (ilmi), üzerinde vebal olan adam (bir sınıf).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
370-) Bize Ubeyduliah b. Mûsa, Osman İbnu'l -Esved'den, (o da) Atâ'dan (naklen) haber verdi (ki Atâ') şöyle dedi: Mûsa (aleyhisselâm) demiş ki; "Ya Rabbi! Kullarının hangisi en iyi hüküm verendir?" Buyurmuştur ki; "Şâir insanlara, kendisine hüküm verdiği gibi hüküm veren kimse." (Hazret-i Mûsa) demiş ki; "Ya Rabbi! Kullarının hangisi en zengindir?" Buyurmuştur ki; "Kendisine ayırdığım şeye en çok razı olan kimse." (Hazret-i Mûsa) demiş ki: "Ya Rabbi! Hangi kulunsenden en fazla korkar?" Buyurmuştur ki; "Onların beni en iyi bileni."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
371-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: Alimler üç (sınıftır), denirdi: Allah'dan korkan (ama) Allah'ın emrini bilmeyen, Allah'ı bilen kimse Allah'ın emrini bilen, Allah'dan korkan -, Allah'ı bilen kimse - işte olgun âlim budur. Allah'ı hiç bilmeyen, Allah'dan korkmayan, Allah'ın emrini bilen kimse -işte fâcir, günahkâr âlim de budur. -

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
372-) Bize Mekki b. İbrahim haber verip (dedi ki) bize Hişâm, el -Hasan'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: İlim iki (çeşittir): Kalbde (yer eden ve sahibini iyiliğe götürüp kötülüklerden alıkoyan) ilm -işte faydalı ilim budur; - dil üzerinde (kalan) ilim -işte bu da, Allah'ın, âdemoğluna karşı hüccetidir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
373-) Bize Âsim b. Yûsuf, Fudâyl b. İyâd'dan, (o) Hişâm'dan, (o) el -Hasan'dan, (o da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) bunun (yani bir önceki hadisin) aynısını haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
374-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki) bize Hâlid b. Abdillah, Yezîd b. Ebî Ziyâd'dan, (o) İbrahim'den, (o) Alkame'den, (o da) Abdullah'dan (naklen) haber verdi (ki Abdullah) şöyle dedi: Öğreniniz, öğreniniz! Bilince de uygulayınız, (amel ediniz!).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
375-) Bize Ebû Ubeyd el -Kâsım b. Sellâm haber verip (dedi ki) bize Ebû İsmail -ki o İbn İbrahim b. Süleyman el -Müeddib'dir -, Âsımul -Ahvel'den, (o da) Abdullah'dan (naklen) rivâyet etti (ki Abdullah) şöyle dedi: Kim ilmi şu dört şey için tahsil eder, öğrenirse Cehenneme girer -veya o bu cümlenin benzerini (söyledi.) -: Alimlerle karşılıklı öğünmek için, veya cahillerle çekişmek için, yahut insanların alâkalarını kendisine çekmek için, ya da, onunla idarecilerden (bir şeyler) elde etmek için!.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
376-) Bize Sa'îd b. Amir, ed -Destüvâ yapımı mal alıp satan Hişâm'dan, şöyle dediğini haber verdi. Hazret-i İsa'nın sözlerinden (meydana getirilmiş) olduğunu haber aldığım bir kitabta şöyle okudum; Dünya için amel, (iş) yapıyorsunuz. Halbuki siz burada amelsiz rızıklandırılmaktasınız. Ahiret için ise amel, (iş) yapmıyorsunuz. Halbuki orada sadece amel karşılığında rızıklandırılacaksınız. Şüphe yok ki sizler, yani kötü alimler, (işin) karşılığını alıyorsunuz ama işi, (ameli) ihmal ediyorsunuz. Amel sahibinin amelini istemesi yakındır. Şu geniş rezîl (dünyadan) kabrin karanlığına ve darlığına çıkmanız da yakındır. Allah, size namazı, orucu emrettiği gibi, sizi günâhlardan menediyor. ilminden ve kudretinden olduklarını bildiği halde, rızkından hoşlanmayan, mevkiini küçümseyen kimse nasıl ilim ehlinden olur? Allah'ın kendisine hükmettiği şeylerin doğruluğundan şüphe edip de kendisine isabet eden hiçbir şeye razı olmayan kimse nasıl ilim ehlinden olur. Dünyaya daha fazla rağbet ederek, nazarında dünyası âhiretinden daha tercihli olan kimse nasıl ilim ehlinden olur? Dönüş yeri ahiret olan, halbuki dünyasına yönelmiş bulunan ve kendisine zarar veren şeyleri fayda veren şeylerden daha çok arzu eden -veya o, "daha çok seven" dedi. -kimse nasıl ilim ehlinden olur? Sözü, (onu başkasına) haber vermek için öğrenen, ama onunla amel etmek için öğrenmeyen kimse nasıl ilim ehlinden olur?.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
377-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd haber verip (dedi ki) bize Cerir, Habîb b. Ubeyd'den, şöyle dediğini rivâyet etti (Eskiden) şöyle denirdi: İlmi öğreniniz ve ondan faydalanınız. Onu, güzel görünmek, (fiyaka) için öğrenmeyiniz. Zira, vaziyet şu ki; şayet ömrünüz ererse, yakında, kıyafet sahbinin kıyafetiyle güzel görünmeye çalışması gibi, ilim sahibi de ilmiyle güzel görünmeye çalışacak, (fiyaka satacaktır).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
378-) Bize Nuaym b. Hammâd haber verip (dedi ki) bize Bakıyye, el-Ahvas b. Hakim'den, (o da) babasından (naklen) rivâyet etti (ki babası Hakim) şöyle dedi: Bir adam, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) şerri, (kötüyü ve kötülüğü) sormuş, bunun üzerine o, üç defa olmak üzere, şöyle buyurmuştur: Bana şerri sormayınız, bana hayrı sorunuz. Sonra da şöyle buyurmuştur "iyi bilin ki, kötünün en kötüsü alimlerin kötüleridir, iyinin en iyisi de alimlerin iyileridir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
379-) Bize Sa'îd b. Amir haber verip (dedi ki) bize onu (yani aşağıdaki haberi) Humeyd İbnul -Esved, İsa'dan (naklen) haber verdi. (İsa) demiş ki, eş -Şa'bî'yi şöyle derken işittim: Bu ilmi ancak, kendisinde iki haslet yani akıl ve ibâdet birleşmiş olan kimseler tahsil ederdi. Çünkü, (öğrenci) ibâdetli olup akıllı olmazsa, "Bu, sadece akıllıların ulaşabileceği bir iştir." der ve tahsili bırakır. Şayet (öğrenci) akıllı olup ibâdetli olmazsa, "Bu, sadece ibâdetlilerin ulaşabileceği bir iştir" der ve tahsili bırakır. -Şa'bi, sonra şöyle dedi: Yemîn olsun ki ben onu -(yani bu ilmi)-, bugün, kendisinde bunlardan hiçbiri, ne akıl ne ibâdet bulunmayan kimselerin tahsil etmekte, (öğrenmekte) olmasından korkmuşumdur!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
380-) Bize Ebû Âsim haber verip dedi ki; Süfyân bana iddia edip şöyle dedi: (Eskiden) adam, (öğrenime başlamadan) önce kırk yıl ibadet yapmadıkça bu ilmin peşine düşmezdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
381-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (o) Burd b. Sinan Ebu'l -Alâ'dan, (o da) Mekûl'den (naklen) haber verdi (ki Mekhûl) şöyle dedi: Kim ilmi, cahillerle çekişmek, alimlerle karşılıklı öğünmek veya İnsanların alâkalarını kendisine çekmek için tahsil ederse, o Cehennem ateşindedir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
382-) Bize Yahya b. Bistâm, Yahya b. Hamza'dan haber verdi (ki, o şöyle demiş: ) Bana en -Nu'mân, Mekhûl'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Kim ilmi, alimlerle karşılıklı öğünmek veya cahillerle çekişmek için veya insanların alâkalarını kendisine döndürmek maksadıyla tahsil eder, öğrenirse Allah onu Cehenneme sokar.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
383-) Bize İsmail b. Ebân haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Yemân, el -Minhâl b. Halife'den, (o) Matar el -verrâk'dan, (o) Şehr b. Havşeb'den, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) rivâyet etti (ki: İbn Abbâs) şöyle dedi: Kişinin rivâyet ettiği haber, niyyetinin değerine göre (alınır), ezber ve muhafaza edilir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
384-) Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki) bize el -Mes'ûdi, el -kâsım'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Abdullah bana dedi ki; Şüphe yok ki ben kuvvetle zannediyorum ki; insan, bildiği ilmi, yapdığı günâhdan dolayı unutur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
385-) Bize el -Hakem b. Nâfi' haber verip (dedi ki) bize Şuayb b. Ebî Hamza, İbn Ebî Hüseyn'den, (o da) Şehr b. Havşeb'den (naklen) haber verdi (ki Şehr) şöyle dedi: Bana ulaştıki Lokman Hakim oğluna şöyle dermiş: Yavrum! İlmi, alimlerle karşılıklı övünmek veya cahillerle çekişmek yahut meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme! İlmi, onu küçümseyip terkederek, cahilliğe meylederek de bırakma! Yavrum! Meclisleri titizlikle seç! Allah'ı zikretmekte olan bir topluluk gördüğün zaman hemen onların yanına otur. Zira şayet sen alim isen ilmin sana, (onlara bir şeyler öğretip sevap kazanmak suretiyle) fayda verir. Cahil isen onlar sana öğretir. (Ayrıca) belki Allah onlara rahmet nazarıyla bakar, bundan, onlarla beraber sana da isabet eder. Allah'ı zikretmemekte olan bir topluluk gördüğün zaman ise onların yanına oturma! Çünkü sen, şayet alim isen (bu durumda) ilmin sana fayda vermez. Cahil isen onlar senin dalâletini -veya cahilliğini - artırırlar. (Ayrıca) belki Allah onlara azap nazarıyla bakar da, (bundan), onlarla beraber sana da isabet eder.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
386-) Bize Yûsuf b. Mûsa haber verip (dedi ki) bize îshak b. Süleyman rivâyet edip (dedi ki) bize Cerir, Selmân b. Sümeyr'den, (o da) Kesîr b. Mürre'den (naklen) rivâyet etti (ki Kesîr) şöyle dedi: Bâtılı hakim alimlere anlatma! Sonra sana çok kızarlar! Faydalı derin bilgiyi (hikmeti) cahillere anlatma! Sonra, (onu anlamayıp) seni yalanlarlar. İlmi ehlinden menetme! Sonra günâha girersin. Onu ehli olmayana da verme! Sonra sana, "Cahil" denir. Şüphe yok ki, malında sana düşen bir vazife olduğu gibi ilminde de sana terettüb eden bir vazife vardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
387-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki) bana Muâviye rivâyet etti ki Ebû Ferve ona rivâyet etmiş ki İsa b. Meryem (aleyhisselâm) şöyle dermiş: İlmi ehlinden menetme! Sonra günâha girersin. Onu, ehli olmayanın yanında da yayma! Sonra sana "cahil" denir. İlâcını, fayda vereceğini bildiği yere koyan iyi doktor ol!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
388-) Bize Ebu'n -Nu'mân haber verip (dedi ki) bize Mehdî, Gaylân'dan, (o da) Mutarrif’den (naklen) rivâyet etti (ki Mutarrif) şöyle dedi: Yemeğini, onu arzu etmeyene yedirme! (Yani ilmini, ona istekli olmayana verme, öğretmeye kalkma!).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
389-) Bize Muhammed b. Ahmed haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Dâvûd b. Şâbûr'dan rivâyet etti (ki o) Şehr b. Havşeb'i şöyle derken işitti: Lokman oğluna şöyle dermiş: Yavrum! İlmi, alimlerle karşılıklı övünmek veya cahillerle çekişmek ve meclisde gösteriş yapmak için öğrenme! İlmi, onu küçümseyip terkederek, cahilliğe meylederek de bırakma! Allah'ı zikretmekte olan bir topluluk gördüğün zaman hemen onların yanına otur. Eğer sen alim isen, ilmin sana fayda verir. Cahilsen onlar sana öğretir. (Ayrıca) umulur ki. Allah onlara rahmet nazarıyla bakar da bundan onlarla beraber sana da isabet eder. Allah'ı zikretmemekte olan bir topluluk gördüğün zaman ise onların yanına oturma! Şayet sen alim isen (bu durumda) ilmin sana fayda vermez. Cahil isen onlar senin dalâletini -veya cahilliğini - artırırlar. (Ayrıca) belki Allah onlara kızgınlıkla bakar da bundan, onlarla beraber sana da isabet eder.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
390-) Bize el -Hasan b. Bişr haber verip dedi ki, bana babam, Süfyân'dan, (o) Süveyr'den, (o) Yahya b. Ca'de'den, (o da) Hazret-i Alî'den (naklen) rivâyet etti (ki Hazret-i Ali) şöyle dedi: Ey ilim sahipleri! Onunla amel ediniz. Çünkü alim ancak, bildiğiyle amel eden ve ameli ilmina uygun düşen kimsedir. Yakında, ilim taşıyan bazı topluluklar gelecek, (ama onların ilimleri) köprücük kemiklerini öteye geçmeyecek, amelleri ilimlerine aykırı olacak, gizli (iş ve durumları) açık (iş ve durumlarına) muhalif olacak, onlar halkalar halinde oturacak ve birbirlerine karşı övünecekler. Üstelik, (bunlardan olan) adam arkadaşına, kendisini bırakarak başkasının yanına gidip oturmasından dolayı kızacaktir. İşte bunların bu meclislerindeki amelleri, Allah'ın katma yükselmeyecektir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
391-) Bize Ahmed b. Abdillah b. Yûnus haber verip (dedi ki) bize Zâ'ide, el -A'meş'den, (o da) Mesrûk'dan (naklen) rivâyet etti (ki Mesrûk) şöyle dedi. Kişiye ilim olarak Allah'dan haşyet etmesi, (korkması) yeter. Kişiye cahillik olarak da amelini beğenmesi kâfidir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
392-) Bize el -Hakem İbnu'l -Mübârek haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Sa'îd, Abdullah b. Cübeyr'den, (o da) Muâviye b. Kurre'den (naklen) haber verdi (ki Muâviye) şöyle dedi: Şayet bu ümmetin ilim bakımından en düşüğünün ilmini, ümmetlerden (herhangi bir ümmet alsa, (elde etse), o ümmet muhakkakki doğru yolu bulur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
393-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki) bize Zâ'ide, Hişâm'dan, (o da) el -Hasan'dan (naklen) rivâyet etti (ki el -Hasan) şöyle dedi: Hakikaten kişi, ilimden bir konuyu elde edip onunla amel ederdi de bu onun için, dünya ve içindekilerinin kendisinin olması, sonra da bunları ahiret (yoluna) vermesinden daha hayırlı olurdu. dedi ki; (diğer bir sözünde) el -Hasan şöyle demişti: (Önceleri) adam ilim tahsil ettiği zaman bunun (te'sirinin), onun basiretinde, huşu'unda, dilinde, elinde, namazında ve zühdünde görülmesi gecikmezdi. (Hişâm) dedi ki; Muhammed (b. Sîrin) de şöyle demişti: Bu hadisi kimden aldığınıza (iyi) bakın. Çünkü o ancak sizin dinini zdir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
394-) Bize Bişr İbnu'l -Hakem haber verip dedi ki, ben Süfyân'ı, şöyle derken işittim: Hiçbir kulun ilmi artıp, sonra da dünyaya karşı isteği artmamıştır ki onun Allah'dan uzaklığı artmış olmasın!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
395-) Bize Ebu'l -Muğire haber verip (dedi ki) bize el -Evzâ'î, Hassân'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Hiçbir kulun Allah'ı bilmesi artmamıştır ki, Allah'ın rahmetinden, insanların ona yakınlığı artmış olmasın! Bir diğer haberde o (yani Hassan) şöyle dedi: Hiçbir kulun ilmi artmamıştır ki, doğruyol üzere oluşu artmış olmasın! Allah hiçbir kula sekîneden, (iç huzurundan) daha hayırlı bir gerdanlık takmamış, (daha büyük bir lütufta bulunmamıştır!).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
396-) Bize el -Kâsım b. Kesir haber verip dedi ki, ben Abdurrahman b. Şureyh'i, Amire'd en, onu şöyle derken işitmiş olduğunu rivâyet ederken işittim: Bir adam oğluna; "Git, ilim tahsil et!" demiş. O da çıkmış, bir müddet ortalıktan kaybolmuş sonra ona (yani babasına) gelmiş ve ona bazı haberler rivâyet etmiş. Bunun üzerine babası ona; "Yavrum! Git, ilim tahsil et!" demiş. O da yine bir zaman ortalıktan kaybolmuş. Sonra ona (yani babasına), içinde bazı yazılar bulunan bir takım kâğıtlar getirmiş ve ona okumuş. O zaman da (babası) ona; "Bu, beyaz (kâğıt) üzerindeki bir karalama! Git, ilim tahsil et!" demiş. (Oğlu tekrar) çıkmış ve bir müddet ortalıktan kaybolmuş. gelmiş, babasına demiş ki; "Aklına geleni sor bana!". Babası da ona şöyle demiş: "Söyle bakayım, seni öven bir adama rastlasan, (diğer taraftan) seni ayıplayan bir diğerine rastlasan (ne yaparsın?)" Şöyle cevap vermiş: "Bu durumda ne beni ayıplayanı kınarım, ne de beni övene şükran duygusu bildiririm!". (Babası sonra) şöyle demiş: "Söyle bakayım, bir çanağa -(râvîlerden Abdurrahman) Ebû Şureyh, "(çanağın) altın mı, gümüş mü olduğunu bilmiyorum," dedi - rastlasan (ne yaparsın?)" (Oğlu) şöyle cevap vermiş: "Bu durumda ne onu hareket ettirir (ona dokunur), ne da ona yaklaşırım!" Bunun üzerine (babası); "Git, artık öğrenmişsin!" demiş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
397-) Bize el -Hakem İbnu'l -Mübârek haber verip (dedi ki) bize Bakıyye, es -Seken b. Umeyr'den, onun şöyle dediğini haber verdi: vehb b. Münebbih'i, şöyle derken işittim: "Yavrum, Hikmete sarıl! Çünkü hayrın tamamı hikmettedir. O, küçüğü büyüğe karşı, köleyi hür olana karşı büyültür. Efendinin (seyyidin) efendiliğini artırır, fakiri hükümdarların meclislerine oturtur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
398-) Bize el -Hakem İbnu'l -Mübârek haber verip dedi ki, bana Bakıyye, es -Seken b. Umeyr'den haber verdi (ki o, şöyle demiş: ) Utbe b. Ebî Hakimi, Ebu'd -Derdâ'dan, şöyle dediğini (naklederken) işittim: Alimlerin sözleri olmasa biz neyiz ki?

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Ve Âlimin Üstünlüğü İlmi, Allahdan Başkası İçin Öğrenen Kimseleri Kınama
399-) Bize Süleyman b. Harb, Hammâd b. Zeyd'den, (o da) Eyyûb'den (naklen) haber verdi (ki Eyyûb) şöyle dedi: Ebû Kilâbe dedi ki; (Nefislerinin) arzularına uyanlarla ne bir arada oturun, ne de onlarla uğraşın. Çünkü ben onların sizi, sapıklıklarına bulaştırmalarından veya bilmiş olduğunuz şeyleri size karıştırmalarından emin değilim, (bunlardan endişe ediyorum).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
400-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Sa'îd b. Cübeyr benim, Talk b. Habîb'in yanına oturduğumu gördü. Bunun üzerine bana şöyle dedi: Senin, Talk b. Habib'in yanına oturduğunu görmedim mi (yani?). Onunla beraber asla oturma!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma