Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

1603-) Bize Haşim İbnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Amr b. Dinar'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Cabir b. Abdillah'ı, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurduğunu rivâyet ederken işittim: "Biriniz, imam, hutbe okuyorken veya (minbere) çıkmışken geldiğinde iki rekât namaz kılsın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü İmam Hutbe Okuyorken Camiye Giren Kimse Hakkında
1604-) Bize Sadaka haber verip (dedi ki), bize Süfyân, İbn Aclân'dan, (O da) Iyâz b. Abdillah'tan rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Emevî halifesi) Mervân hutbe okuyorken Ebû Sa'id gelmiş ve iki rekât namaz kılmaya kalkmıştı. Bunun üzerine muhafızlar O'na engel olmaya gelmişlerdi de O, (vazgeçmeyip namazını kılmış, sonra da) şöyle demişti: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), bunların kılınmasını emrederken gördüğüm halde onları terkedecek değilim!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü İmam Hutbe Okuyorken Camiye Giren Kimse Hakkında
1605-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, er-Rebî'den -ki O, İbn Sabîh el-Basrî'dir-, şöyle dediğini rivâyet etti: El-Hasan’ın, imam hutbe okuyorken iki rekât namaz kıldığını görmüştüm. El-Hasan şöyle de demişti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz imam hutbe okuyorken geldiği vakit, hafifçe kılacağı kısa iki rekât namaz kılsın." Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "ben bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabulleniyorum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü İmam Hutbe Okuyorken Camiye Giren Kimse Hakkında
1606-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Halid -yani İbn Yezîd-, Sa'id b. Ebî Hilâlden, (O) Iyâz b. Abdillah'tan, (O da) Ebû Sa'id el-Hudri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bize bir hutbe irâd buyurdu ve (bu hutbesinde) Sâd (Sûresini) okudu. (Bu Sûredeki) secde (âyetim) geçince de inip secde etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Günü Hutbede Kuran Okuma Hakkında
1607-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Amr b. Dinar'dan, şöyle dediğini rivâyet etti: Ben Cabir b. Abdillah'ı, şöyle derken işittim: Bir adam cuma günü, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hutbe okuyorken Mescid'e girmişti. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber); "Namaz kıldın mı?" buyurmuş, o; "hayır" cevabını vermişti. (O zaman Hazret-i Peygamber); "O halde iki rekât namaz kıl!" buyurmuştu. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabulleniyorum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbede Konuşmak
1608-) Bize el-Alâ’ b. Usaym el-Cu'fî haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Abdilmelik b. Ebcer rivâyet edip (dedi ki), bana babam Abdulmelik b. Ebcer, Vâsıl b. Hayyân'dan, (O da) Ebû Vâ'il'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ammâr b. Yâsir bize bir hutbe irad etmiş, (hutbesini de) belâğatlı yapmış ve kısa tutmuştu. Müteakiben biz (kendisine); "Ebu'l-Yakzân! Keşke biraz daha uzatsaydın?" demiştik de O şu karşılığı vermişti: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Şüphe yok ki, kişinin namazının uzun, hutbesinin kısa olması, ince ve derin anlayışının bir belirtisidir. Binaenaleyh şu namazı uzatın, şu hutbeleri ise kısa tutun. Çünkü bir kısım sözlerin, (anlatım biçimlerinin, beyânın) büyüleme, (insanı etkileme gücü) vardır "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbenin Kısa Tutulması Hakkında
1609-) Bize Muhammed b. Sa'id rivâyet edip (dedi ki), bize Ebul-Ahvas, Simâk'tan, (O da) Câbir b. Semure'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamberle (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldım. O'nun namazı da mutedil idi, hutbesi de mutedil idi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbenin Kısa Tutulması Hakkında
1610-) Bize Musedded rivâyet edip (dedi ki), bize Bişr İbnu'l-Mufaddal rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Nâfî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayakta iki hutbe irad buyurur ve bunların arasını bir oturma ile ayırırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Hutbe Akasında Oturmak
1611-) Bize Muhammed b. Sa'id haber verip (dedi ki), bize Ebu'l-Ahvas, Simâk'tan, (O da) Cabir b. Semure'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem), aralarında oturduğu iki hutbesi vardı. (Bunlarda) Kur'an okur ve cemaate öğüt verir, (hatırlatmalarda bulunurdu)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İki Hutbe Akasında Oturmak
1612-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Ebû Zübeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Husayn rivâyet edip dedi ki; Umâre b. Ruveybe, Bişr b. Mervân'ı, minberin üzerinde ellerini kaldırarak (dua ederken) görmüş ve bunun üzerine şöyle demişti: Allah şu elleri hayırsız kılsın! Andolsun ki ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), minberin üzerinde, sadece iki parmağı ile işaret ederken görmüştüm.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İmam Hutbede Nasıl İşaret Eder?
1613-) Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, Husayn b. Abdirrahman'dan, (O da) Umâre b. Ruveybe'den (naklen) rivâyet etti ki, (Husayn) şöyle dedi: (Umâre), Bişr b. Mervân'ı cuma günü minberin üzerinde ellerini kaldırarak dua ederken görmüştü. (Husayn) sözüne şöyle devam etti: (Umâre) bunun üzerine ona kötü söz söyledi ve şunu ekledi: Andolsun ki ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), minberin üzerinde sadece şöyle yaparken -(Umâre bu esnada) böğrünün yanında şehâdet parmağı ile işaret etti- görmüştüm!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: İmam Hutbede Nasıl İşaret Eder?
1614-) Bize Muhammed b. Kesir, Süleyman b. Kesîr'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Sa'îd İbnul-Museyyeb'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), minberin yapılmasından önce (hutbe okurken) bir (hurma) kütüğünün yanında (ona dayanarak) ayakta dururdu. Sonra minber yapılınca bu kütük inledi. Öyle ki, biz de inlemesini işittik. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini üzerine koydu, o da sükûnet buldu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbe Okuduğu Zaman İmamın Yeri
1615-) Bize Haccâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Ammâr b. Ebî Ammâr'dan, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), minber edinmesinden önce bir (hurma) kütüğünün yanında, (ona dayanarak) hutbe okurdu. Daha sonra minber edinip de ona geçince bu kütük inledi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) onu kucakladı da o (ancak) sükûnet buldu. (Müteakiben Hazret-i Peygamber); "Şayet onu kucaklamamış olsaydım, Kıyamet gününe kadar inleyecekti!" buyurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbe Okuduğu Zaman İmamın Yeri
1616-) Bize Haccâc rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd, Sâbit'ten, (O) Enes'ten, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbe Okuduğu Zaman İmamın Yeri
1617-) Bize Abdullah b. Yezîd rivâyet edip (dedi ki), bize el-Mes'ûdî, Ebû Hâzim'den, (O da) Sehl b. Şaddan rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Medine'de müslümanlar çoğalınca, kişiler (camiye) geldiğinde (kalabalık yüzünden) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) konuşmasını neredeyse işitememeye, bunun için de caminin yanından geri dönmeye başlamışlardı. Bunun üzerine cemaat O'na; "ya Resûlüllah, demişlerdi, gerçekten müslümanlar çoğaldı. Gelen kimse geliyor da, (kalabalık yüzünden) senin konuşmam neredeyse işitemiyor!" "Peki, ne (yapmamı) istersiniz?" buyurmuştu. (Hazret-i Peygamber'in onlarla istişaresinin) sonunda, Ensardan bir kadının marangoz bir kölesine ve Gâbe'nin ılgın ağaçlarına (adamlar) salınmış, (bu köle ve yardımcıları da, bu ağaçlardan) iki veya üç basamaklı (bir minber) yapmışlardı. Bundan sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun üzerinde oturur ve üzerinde hutbe irad buyururdu. Onlar bu (minberi) yapınca, (Hazret-i Peygamberin daha önce) yanında ayakta durup (hutbe okuduğu) ağaç parçası inlemişti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına kalkıp (gitmiş) ve elini üzerine koymuştu da o (ancak) sükûnet bulmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Hutbe Okuduğu Zaman İmamın Yeri
1618-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Damra'dan, (O) Sa'id el-Mâzinî'den, (O da) Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den (naklen) rivâyet etti ki, ed-Dahhâk b. Kays, en-Nu'mân b. Beşîr el-Ensârî'ye; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cuma günü (cuma namazında) Cumu'a Sûresinin peşine. (ikinci rekâtta) ne okurdu?" diye sormuş, O da; "Hel Etâke Hadîsu'l-Ğâşiyeh (Gâşiye Sûresini okurdu)" karşılığını vermiş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Namazında Kıraat
1619-) Bize İsmail b. Ebân rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Uveys, Damra b. Sa'id el-Mâzinî'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, (O) ed-Dahhâk b. Kays el-Fihrî'den, (O da) en-Nu'mân b. Beşîr el-Ensârî'den (naklen) rivâyet etti ki, (ed-Dahhâk) şöyle dedi: O'na (yani en-Nu'mân'a), "Hazret-i Peygamber cuma günü, kendilerine, içinde cumanın zikredildiği sûre ile beraber ne okurdu" diye sormuştuk. O da; "onunla beraber Hel Etâke Hadîsu'l-Gâşiyeh (Gâşiye Sûresini) okurdu" karşılığını vermişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Namazında Kıraat
1620-) Bize Muhammed b. Yûsuf rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, İbrahim b. Muhammed İbni’l-Muntesir’den, (O) babasından, (O) Habîb b. Sâlim'den, (O da) en-Nu'mân b. Beşîr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki bayram (namazında) veya cuma namazında Sebbihi'sme Rabbike’l-A'lâ (Alâ Sûresi) ile Hel Etâke Hadîsu'l-Gâşiyeh (Gâşiye Sûresini) okurdu. Bazen (bayramla cuma) birleşirdi de (yine) onları okurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cuma Namazında Kıraat
1621-) Bize Muhammed b. Kesîr, Mahled b. Hüseyin'den, (O) Hişâm'dan, (O) İbn Sirin'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: (Bir gün) ben ve Kâ'b bir araya geldik. Ben Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) rivâyet etmeye başladım. O, Tevrat'tan anlatmaya başladı. Nihayet cuma gününden bahsetmeye geldik. Bunun üzerine ben dedim ki, muhakkak ki Resûlüllah şöyle buyurdu: "Şüphesiz o (cuma gününde) öyle bir vakit var ki, hiçbir müslüman kul, esnasında Allah'tan bir hayır isteyerek dua ederken (veya, hükmen de olsa, namaz halinde iken) ona rastlamaz ki, (Allah) bu (isteğini) ona vermesin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumada Esnasında Duaların Kabul Edildiği Zikredilen Vakit
1622-) Bize Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bize Muâviye b. Sellâm rivâyet edip (dedi ki), bana Yezîd b. Sellâm haber verdi ki, O Ebû Sellâm'ı şöyle derken işitmiş: Bana el-Hakem b. Mîna rivâyet etti ki, İbn Ömer ile Ebû Hureyre O'na rivâyet etmişler ki, onlar, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), minberin ağaç (basamakları) üzerinde şöyle buyururken işitmişler: "Birtakım kimseler cumaları kılmamalarından ya kesinlikle vaz geçecekler, yahut Allah kalplerini mutlaka mühürleyecek, bunun sonucu da onlar kesinlikle gafillerden olacaklardır.,"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Özürsüz Olarak Cumayı Kılmayan Kimse Hakkında
1623-) Bize Ya'lâ rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, Abîde b. Süfyân'dan, (O da) Ebu’l-Ca'd ed-Damrî'den, (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim cumayı, onu önemsemeyerek kılmazsa, Allah onun kalbine mühür basar."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Özürsüz Olarak Cumayı Kılmayan Kimse Hakkında
1624-) Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize el-Huseyn b. Ali, Abdurrahman b. Yezîd b. Cabir'den, (O) Ebu'l-Eş'as es-San'ânî'den, (O da) Evs b. Evs'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak ki günlerinizin en faziltelisi cuma günüdür. Adem onda yaratıldı. (Sûra birinci korku) üflemesi onda olacak. Ölüm (üflemesi) de onda olacak. Binaenaleyh o (gün) bana çok salavât getirin. Çünkü (o gün) salavâtlarınız bana sunulacaktır. " Bir adam; "ya Resûlüllah, dedi, senin (bedenin) çürüyüp dağılmışken -yani (bedenin toprakta) bitip tükenmişken- salavâtımız sana nasıl sunulacak?" Şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah, yere, Peygamberlerin cesedlerini yemeyi haram kılmıştır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumanın Fazileti Hakkında
1625-) Bize Ebû Asım, Malik'ten, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cumadan sonra evinde iki rekât namaz kılardı”

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumadan Sonraki Namaz Hakkında Gelen Haberler
1626-) Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebî Halef haber verip (dedi ki), bize Suyfân, Amr'dan -yâni İbn Dinar'dan-, (O) İbn Şihâb'dan, (O) Sâlim'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) cumadan sonra iki rekât namaz kılardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumadan Sonraki Namaz Hakkında Gelen Haberler
1627-) Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Süheyl b. Ebî Salih'ten, (O) babasından, (O) Ebû Hureyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sizden kim, cumadan sonra namaz kılacaksa, ondan sonra dört (rekât) namaz kılsın." Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "ben cumadan sonra iki veya dört rekât namaz kılarım."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Cumadan Sonraki Namaz Hakkında Gelen Haberler
1628-) Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî rivâyet edip (dedi ki), bize Leys -ki O, ibn Sa'd'dır- rivâyet edip (dedi ki), bize Yezîd b. Ebî Habib, Abdullah b. Râşid ez-Zevfî'den, (O) Abdullah b. Ebî Murre ez-Zevfî'den, (O da) Hârice b. Huzâfe el-Adevî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün) yanımıza çıkıp şöyle buyurdu: "Muhakkak ki Allah size, sizin için kızıl develerden daha hayırlı olan ve sizin için yatsı namazı ile fecrin doğması arasındaki zamana koyduğu bir namazla yardım elini uzatmıştır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Namazı Hakkında
1629-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Sa'id el-Ensâri haber verdi ki, Muhammed b. Yahya b. Habban O'na haber vermiş ki, (önce) Kureşî sonra Cumehî (nisbesini alan) İbn Muhayrîz -ki O, Şam'da oturuyordu ve Muâviye'ye kavuşmuştu- O'na haber vermiş ki, Kinâneoğulları'ndan bir adam olan el-Muhdicî O'na haber vermiş ki, Sahâbiliği olan ve Ebû Muhammed diye künyelenen Şam'lı bir adam kendisine haber vermiş ki, vitir (namazı) vâcibdir. Bunun üzerine el-Muhdicî, Ubâde İbnu's-Sâmit'e gitmiş ve bunu O'na anlatmış. Ubâde de şöyle cevap vermiş: Ebû Muhammed hata etmiştir. Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitmiştim: "Allah kullarına yalnız beş namaz farz kılmıştır. Kim onları, haklarından (farzlarından) hiç bir şeyi, haklarını küçümseyerek zayi etmeksizin yerine getirirse, onun Allah katında, kendisini cennete sokacağına dair bir ahdi olmuş olur. Kim de onları yerine getirmezse, (hesab gününe) Allah katında hiçbir ahdi olmaksızın gelir. (Artık Allah) dilerse ona azâb eder, dilerse onu cennete kor."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Namazı Hakkında
1630-) Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize İsmail b. Ca'fer, Ebû Süheyl Nâfi’ b. Malik'den, (O) babasından, (O da) Talha b. Ubeydillah'dan (naklen) rivâyet etti ki, (bir gün) saçı-başı dağınık bir bedevi Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve, "Ya Resûlüllah, demiş, Allah bana namazdan ne farz kılmıştır?". (Hazret-i Peygamber) "Beş namazı, (ayrıca) orucu (farz kılmıştır.)" buyurmuş. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona, İslâm'ın (diğer) hükümlerini bildirmiş. Bunun üzerine (bedevi) şöyle demiş; "Sana ikramda bulunan (Allah'a) yemin olsun ki, ne (bunlardan fazla olarak) nafile bir şey yapacağım, ne de Allah'ın farz kıldıklarından eksilteceğim!". O zaman Resûlüllah - (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Doğru söylediyse, atasına andolsun ki, o kurtulmuş demektir -veya, doğru söylediyse, atasına andolsin ki, o, cennete girmiş demektir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Namazı Hakkında
1631-) Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Ebû İshak'tan, şöyle dediğini rivâyet etti: Ben Asım b. Damra'nın şöyle dediğini işittim: Hazret-i Ali'yi, şöyle derken işittim: "Şüphesiz vitir (namazı), (farz) namaz gibi kesin bir hüküm değildir. Fakat o Sünnettir. Binaenaleyh onu terketmeyiniz,"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Namazı Hakkında
1632-) Bize el-Hakem b. Mûsa, Hikl b. Ziyâd'dan, (O) Hişâm'dan, (O) İbn Sîrinden, (O) Ebû Hureyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, Allah tektir, teki ("vitr'i) sever."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitre Teşvik
1633-) Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki), bize Hişâm, babasından, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazı onüç rekâttı. Bunların (son) beş (rekâtı) ile, beş (rekâtın) hiç bir yerinde oturmayarak vitir (tek rekâtlı namaz) kılardı. Nihayet (bu beş rekâtın) sonunda oturur ve selâm verirdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1634-) Bize Yezîd b. Harun haber verip (dedi ki), bize Süfyân b. Huseyn, ez-Zührî'den, (O) Atâ’ b. Yezîd el-Leysî'den, (O da) Ebû Eyyûb el-Ensâri'den (aklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: "Beş (rekâtla) vitir kıl. Eğer gücün yetmezse üç, (buna da) gücün yetmezse bir (rekâtla vitir kıl). Buna da gücün yetmezse işaret ("imâ") etmek suretiyle (vitir kıl) ."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1635-) Bize Muhammed b. Yûsuf, el-Evzâ'î'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Atâ’ b. Yezîd el-Leysî'den, (O) Ebû Eyyûb el-Ensâri'den, (O da) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1636-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazını sordu. O da şöyle buyurdu: "(Gece namazı) ikişer ikişer (rekâtlar halinde kılınır). Sonunda biriniz sabah (namazını kaçırmaktan) korktuğunda, kıldığı (rekâtları) vitir (tek rekâtlı) kılmak üzere tek bir rekât namaz kılsın." Ebu Muhammed (ed-Dârimi'ye); "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği hükmü) kabul ediyor musun?" denildi. O da; "evet (kabul ediyorum)" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1637-) Bize Yezîd b. Harun, ibn Ebî Zi'b'den, (O) ez-Zührî'den, (O) Urve'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yatsı ile sabah arasında, her iki rekâtta bir selâm vermek ve (son) bir (rekâtla) da vitir kılmak üzere onbir rekât namaz kılardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1638-) Bize Malik b. İsmail haber verip (dedi ki), bize İsrail, Ebû İshak'tan, (O) Sa'id b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen.) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç (sûre) ile, yani Sebbihi'sme Rabbike’l-A'lâ (A'lâ Sûresi), Kul yâ Eyyühe'l-Kâfirûn (Kâfirûn Sûresi) ve Kul Huvellahu Ahad (İhlâs Sûresi) ile vitir namazı kılardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Kaç Rekâttır?
1639-) Bize Kabîsa haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Ebû Hasîn'den, (O) Yahya b. Vessâb'dan, (O) Mesrûk'tan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti kî, O şöyle dedi: Muhakkak ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (gecenin) her vaktinde vitir namazı kılmış ve nihayet vitrinin (vakti) seher vaktine varmıştı (yani son zamanlarda vitir namazını gecenin sonunda kılmıştı)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitrin Vakti Hakkında Gelen Haberler
1640-) Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Ebân b. Yezîd el-Attâr rivâyet edip (dedi ki), bana Yahya b. Ebî Kesîr rivâyet edip (dedi ki), bana Ebû Nadra rivâyet etti ki; Ebû Sa'id el-Hudrî kendisine rivâyet etmiş ki; Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir (namazı) sorulmuş, O da şöyle buyurmuş: "Vitir namazını Fecrin (doğmasından) önce kılın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitrin Vakti Hakkında Gelen Haberler
1641-) Bize Abdullah b. Sa'id rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Usâme rivâyet edip dedi ki, bize Zekeriyyâ, Ebû İshak'tan, (O) Sa'id b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç (Sûre) ile vitir namazı kılardı. (Şöyle ki), birinci (rekâtta) Sebbihi'sme Rabbike’l-A'lâ (A'lâ Sûresini), ikinci rekâtta Kul Yâ Eyyuhe'l-Kâfirûn (Kâfîrûn Sûresini), üçüncü (rekâtta) ise Kul Huve'l-llahu Ehad (İhlâs Sûresini) okurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitir Namazında Kıraat
1642-) Bize Mervân b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Malik rivâyet edip (dedi ki), bana Ebû Bekr b. Ömer, Sa'id b. Yesâr'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (yük ve binit) devesi üzerinde vitir namazı kılardı” Ebû Muhammed (ed-Dârimi'ye); "bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü kabulleniyor musun?" denildi. O da; "evet" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Yük Ve Binit Devesi Üzerinde Vitir Namazı Kılmak
1643-) Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Bureyd b. Ebî Meryem'den, (O da) Ebu'l-Havrâ' es-Sa'dî'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: El-Hasan b. Ali'ye; "Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) ne hatırlıyorsun? (Bana anlatır mısın?)" dedim. O da şöyle cevap verdi: "(Bir gün) beni omuzuna bindirmişti. Ben de zekât hurmalarından bir hurma alıp ağzıma atmıştım. O hemen şöyle buyurmuştu: "At onu! Bilmiyor musun ki, bize zekât helâl değildir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kunût Vitir Namazında Dua
1644-) (El-Hasan, sözüne devamla) şöyle dedi: (Hazret-i Peygamber) şu dua ile dua ederdi: "Allahım, doğru yolda sabit kıldığın kimseler arasında, beni de doğru yolda sabit kıl! Afiyet verdiğin kimseler meyânında bana da afiyet ver! (Korumalarını) üzerine aldığın kimseler arasında benim (korumamı) da üzerine al! (Dünya ve ahiret hayırlarından) bana verdiklerinde benim için bereket ihsan buyur! Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru! Hiç şöphe yok ki, sen hükmedersin, sana hükmolunmaz! Gerçek şu ki, senin yardım ettiğin kimse zelil olmaz. Senin bereket ve ihsanın ezeli ve ebedi olarak çoktur, şanın yücedir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kunût Vitir Namazında Dua
1645-) Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrail'den, (O) Ebû İshak'tan, (O) Bureyd b. Ebî Meryem'den, (O) Ebu'l-Havrâ'dan, (O da) el-Hasan b. Ali'den -Allah O'ndan razı olsun-, (naklen) haber verdi ki, O; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana, kunût (yani vitir namazında) okuduğum bazı cümleler öğretti" dedi ve onun (yani bir önceki hadisin) aynısını zikretti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kunût Vitir Namazında Dua
1646-) Bize Yahya b. Hassan haber verip dedi ki, bana Ebu'l-Ahvas, Ebû İshak'tan, (O) Bureyd b. Ebî Meryem'den, (O) Ebu'l-Havrâ' es-Sa'dî'den, (O da) el-Hasan b. Ali'den -Allah O'ndan razı olsun-, (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana, vitir (namazının) duasında okuduğum bazı cümleler öğretti (ki, şunlardır): "Allah'ım, doğru yolda sabit kıldığın kimseler arasında beni de doğru yolda sabit kıl! Afiyet verdiğin kimseler meyânında bana da afiyet ver! (Korumalarını) üzerine aldığın kimseler arasında benim (korumamı) da üzerine al! (Dünya ve ahiret hayırlarından) bana verdiklerinde benim için bereket ihsan buyur! Hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru! Çünkü sen hükmedersin, sana hükmolunmaz! Gerçek şu ki, senin yardım ettiğin kimse zelil olmaz. Senin bereket ve ihsanın ezeli ve ebedi olarak çoktur, sânın yücedir!" Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, "Ebu'l-Havrâ'nın ismi Rebî'a b. Şeybân'dır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Kunût Vitir Namazında Dua
1647-) Bize Mervân, Abdullah b. Vehb'den, (O) Muâviye b. Salih'ten, (O) Şureyh b. Ubeyd'den, (O) Abdurrahman b. Cubeyr b. Nufeyr'den, (O) babasından, (O) Sevbân'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, şu uykusuzluk bir eziyet ve meşakkattir. Binaenaleyh biriniz (yatsı namazını müteakib uyumadan önce) vitir namazı kıldığı vakit iki rekât (daha) kılsın. Sonra şayet gece kalkarsa (bir, üç, beş... rekât kılıp bu iki rekâtı vitir yapar). Aksi halde (yani gece kalkamazsa), bu iki rekât (namaz), onun hesabına (yazılmış olur)," (Bu Hadisin bazı rivâyetlerinde) "şu yolculuk..." denilir. Ben (onun); "şu uykusuzluk..." (şeklinde olduğu) görüşündeyim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Vitirden Sonra İki Rekât Namaz Kılmak Hakkında
1648-) Bize Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Sa'd, ez-Zühri'den, (O) İbnu'l-Museyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan (onlar da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) birine beddua etmek veya birine hayır dua etmek istediğinde rukû'dan sonra dua eder ve bazan; "Semia'llahu Limen Hamideh, Rebbenâ ve Leke’l-Hamd" deyince peşine şöyle dua edermiş: "Allah'ım, el-Velîd İbnu'l-Velîd'i, Seleme b. Hişâm'ı, Ayyaş b. Ebl Rebîa'yı ve zayıf-hakir görülen mü'minleri kurtar! Allah'ım, Mudar kabilesine kahır ve şiddetini artır ve bu (kahrını), Yûsuf’un (kıtlık ve sıkıntı) yılları gibi (kıtlık ve sıkıntı) yılları yap!" (Hazret-i Peygamber) bunu yüksek sesle söylermiş. O, sabah namazında bazı namazlarında ise, Arap kabilelerinden iki kabile için; "Allah'ım, falana ve falana lanet et!" diye beddua edermiş. Bunun üzerine yüce Allah; "Sana o işten hiçbir şey düşmez. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onlara, zâlim olduklarından dolayı azâbeder" (mealindeki âyeti) indirmiş .

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükûdan Sonra Kunût Okumak
1649-) Bize Ebu'n-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Sabit b. Yezîd rivâyet edip (dedi ki), bize Asım rivâyet edip dedi ki, Enes b. Malik'e, kunûtu sordum. O da; "Rukû'dan önce (okunur)" cevabını verdi. (Asım) dedi ki, bunun üzerine ben; "falan diyor ki, sen, rukûdan sonra (okunacağını) söylemişsin!" dedim. "O yanılmış!" dedi, sonra da rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), (sadece) bir ay rükûdan sonra Süleymoğullarından bir kabileye beddua ederek kunût okumuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükûdan Sonra Kunût Okumak
1650-) Bize Ebu'l-Velîd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Amr b. Murre'den, (O) İbn Ebî Leyla'dan, (O da) el-Berâ' b. Azib'den (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), sabah (namazında) kunût okurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükûdan Sonra Kunût Okumak
1651-) Bize Ebû Nuaym, Şu'beden (naklen, yukarıda geçen) senediyle onun, (yani bir önceki hadisin) benzerini rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükûdan Sonra Kunût Okumak
1652-) Bize Musedded rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd Eyyûb'dan, (O da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Enes b. Malik'e; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazında kunût okudu mu?" diye soruldu, O da; "evet" cevabını verdi. Bu sefer O'na denildi ki -veya, "ben O'na dedimki"-; "rükû'dan önce mi, yoksa rükû'dan sonra mı?" O da; "kısa bir müddet rüku’dan sonra (kunût okudu)." Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "ben bu (Hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyor, onu kabul ediyorum. (Ancak) sadece savaş durumunda bunu kabul etmek görüşündeyim."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Rükûdan Sonra Kunût Okumak