Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

3204-) Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Şerîk, Leys'ten, (O da) Tâvûs'tan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Kadınlar veladan sadece âzâd ettikleri şeye veya âzâd ettikleri kimselerin âzâd ettiği şeye mirasçı olurlar!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3205-) Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Süfyân, Ma'mer'den, (O da) Yahya b. Ebi Kesir'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Bir adam ölmüş ve geriye mükâteb bir köle bırakmış. Sonra bu mükâteb de ölmüş ve geriye bir miktar mal bırakmış. O zaman İbnu'l-Müseyyeb ile Ebû Seleme b. Abdirrahman, bu (kölenin) mükâtebliğinden geriye kalan miktarı efendisinin erkek ve kız çocuklarına mirastaki paylarına göre taksim etmiş. Mükâteblik (bedelinin ödenmesinden sonra) artan malı ise, efendisinin kız çocuklarına değil, sadece erkek çocuklarına ait kılmış!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3206-) Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Abdüsselam b. Harb, el-A'meş'ten, (O) İbrahim'den, (O da) Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali ve Hazret-i Zeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar; "velâ hakkı en yakınındır" dediler. Onlar kadınları velâ'dan da sadece âzâd ettikleri veya mükâteblik andlaşması yaptıkları şeye mirasçı kılarlardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3207-) Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail b. İbrahim, Halid'den, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) rivâyet etti ki.... [HA]

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3208-) (Dârimî dedi ki); bize İbn Vehb Yunûs'tan, (O) ez-Zühri'den, (O da) Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den (naklen) rivâyet etti ki... [HA]

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3209-) (Dârimî dedi ki); bize İbn Ebi'z-Zinâd babasından, (O da) Süleyman b. Yesâr'dan (naklen) rivâyet etti ki; onlar (yani Ebû Kılâbe, Saîd ve Süleyman) şöyle dediler: "Kadınlar velâ'dan sadece âzâd ettileri veya mükâteblik andlaşması yaptıkları şeye mirasçı olurlar!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3210-) Bize Muhammed b. İsa, Muaz'dan, (O) el-Eş'as'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Kadınlar velâ'dan sadece âzâd ettikleri veya âzâd ettikleri kimselerin âzâd ettiği şeye mirasçı olurlar; fakat lânetleşen kadın hariç! Çünkü o, babasının kendisine ait olmadığını söylediği çocuğunun âzâd ettiği kimseye mirasçı olur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3211-) Bize Muhammed b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Vehb, Yunûs'tan, (O) ez-Zühri'den, (O) Salim'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Ömer'in azadlılanna, Hazret-i Ömer'in kızları değil, sadece o (yani Salim'in babası İbn Ömer) mirasçı olurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3212-) Bize Amr b. Avn, Halid b. Abdillah'tan, (O) Halid el-Hazza'dan, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) haber verdi ki; O, ölen ve geriye oğullarını bırakan, onların da malını ve azadlılarını miras aldıkları, sonra da oğullarının öldüğü kadın hakkında şöyle dedi: "Velâ hakkı, kadının asabesine döner!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3213-) Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O da) Mansur'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Ben İbrahim'e; bir kölesiyle mükâtebe sözleşmesi yapan, sonra ölen ve geriye erkek, kız çocuklar bırakan bir adamın durumunu sordum da, O şöyle cevap verdi: "(Velâ hakkı) kızlara değil, sadece erkeklere aittir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3214-) Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Vuheyb rivâyet edip (dedi ki), bize Yunus, el-Hasan'dan rivâyet etti ki; O, ölen ve geriye azadlı bırakan kadın hakkında şöyle derdi: "Velâ hakkı oğullarına aittir. Onlar ölünce (velâ), kadının asabesine döner."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3215-) Bize Saîd b. Âmir rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi ki; O şöyle dedi: "Kendilerinin bizzat âzâd ettiklerinin dışında, veladan kadınlara hiçbir şey yoktur."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3216-) Bize Saîd b. Âmir, İbn Avn'dan, (O da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Ömer'in bir azadlısı ölmüştü de Ömer'in oğlu (Abdullah), Zeyd b. Sabit'e sorup; "bu (azadlının) mirasından Ömer'in kızlarına birşey var mı?" demişti. O da şöyle cevap vermişti: "Onlar için birşey olacağı görüşünde değilim. (Ama) onlara (birşey) vermeyi dilersen, verebilirsin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3217-) Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Usâme, Hişam'dan, (O da) basından (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Velâ'yı, mirası elde eden kimse elde eder!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3218-) Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Halid rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya, Ebû Bekir b. Amr b. Hazm'dan (naklen) rivâyet etti ki, Muharib kabilesinden bir kadın, kölesinin velâ'ını Abdurrahman b. Amr b. Hazm'a bağışlamış. Derken (kadın) ölmüş. Bunun üzerine (kadının akrabası olan) mevlâlar Hazret-i Osman'a dava etmişler. Hazret-i Osman da, (azadlı köleden) söylemiş olduğu şeye dair delil istemiş. (Ravi sözüne devamla) dedi ki: O da delil getirmiş. O zaman Hazret-i Osman ona; "git de dilediğin kimse ile mevlâlık (hükmi akrabalık) bağı kur" demiş. (Bu olayı nakleden) Ebû Bekir dedi ki: "O da Abdurrahman b. Amr b. Hazm ile mevlâlık bağı kurmuş."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velâdan Kadınlara Ait Olanlar
3219-) Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, Abdullah b. Dinar'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), velâ'nın satılmasını ve bağışlanmasını yasakladı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3220-) Bize Müslim rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. Dinar, İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), velâ'nın satılmasını ve bağışlanmasını yasaklamıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3221-) Bize Ya'lâ rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atadan rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Ben İbn Abbas'ı şöyle derken işittim: "Velâ ne satılır, ne bağışlanır. Velâ, âzâd eden kimseye aittir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3222-) Bize Ca'fer b. Avn, Saîd'den, (O) Ebû Ma'şer'den, (Oda) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Abdullah dedi ki; "Velâ, neseb akrabalığı gibi bir akrabalıktır. O ne satılır, ne bağışlanır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3223-) Bize Müslim rivâyet edip (dedi ki), bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, el-Hasan ile Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den rivâyet etti ki; onlar, velâ'nın satılmasını mekruh görmüşlerdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3224-) Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize İbn İdris, İbn Cüreyc'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: İbn Abbas dedi ki: "Velâ satılmaz. Bir adamın boynundan iki defa kazanç sağlanır mı?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Velânın Satılması
3225-) Bize Muhammed b. Yunus rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, İbn Cüreyc'den, (O) Atâ'dan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "(Kur'an'da belirlenmiş) miras payları altıdan ibarettir. Biz onları "avl" ettirmeyiz (arttırmayız)!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Miras Paylarının Ortak Paydadan Fazla Olması Avl Hakkında
3226-) Bize Muhammed b. İmran, Muâviye b. Meysere'den, (O) Şureyh'ten, (O da) Eyyub İbnu'l-Hâris'ten (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: (Kadı) Şureyh'e iki kız ile ana-baba ve kocanın miras meselesi hakkında dava götürülmüş, O da bu hususta hüküm vermişti. Sonra bu koca, camide (Şureyh'ten) şikayetlenmeye başlamıştı. Bunun üzerine Abdullah b. Rabah adam gönderip onu yakalatmış, Şureyh'e de (gelmesi için) haber salmıştı. (Şureyh gelince); "bu (adam hakkında) ne dersin?" demiş, O da şöyle cevap vermişti: "Bu beni zalim bir kişi zannediyor. Ben de onu, şikayetini açığa vuran ve yaygın bir hükmü gizleyen günahkâr biri sanıyorum!" O zaman adam (yani şikâyetçi koca) O'na; "iki kız, ana-baba ve kocanın (miras payları) hakkında ne dersin?" diye sormuş, O da; "malın hepsinin dörtte biri kocanındır. Ana-babaya altıda iki pay vardır. Kalan ise kızındır" karşılığını vermişti. (Bunun üzerine adam); "Öyleyse bana neden noksan verdin?" demiş, (Kadı Şureyh de) şöyle cevap vermişti: "Sana ben noksan vermedin. Sana Allah noksan verdi: Üçte iki pay iki kızın, altıda iki pay ana-babanın, dörtte bir pay kocanındır. Böylece (bu mesele) yedi buçuk paydan ibaret olur. Yani senin miras meselen, artıktır (yani payları ortak paydadan çoktur),"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Miras Paylarının Ortak Paydadan Fazla Olması Avl Hakkında
3227-) Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Eş'as'tan, (O) eş-Şa'bi'den, (O da) Hazret-i Ali, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Zeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle dediler: "Baba, çocuğunun velâ'sını (kendi tarafına) çeker."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3228-) Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Eş'as'tan, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Dede (torununun) velâ'sını (kendi tarafına) çeker."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3229-) Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Eş'as'tan, (O) İbn Sîrîn'den, (O da) Şureyh'ten (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: "Baba çocuğunun velâ'sım (kendi tarafina) çeker."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3230-) Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Zekeriyya, Amir'den (naklen) rivâyet etti ki, Ona; hür babası ve hür bir kadından oğulları var iken ölen bir kölenin çocuklarının velâ’sının kime ait olduğu (sorulmuş), O da; "dedenin mevlâlanna aittir" cevabını vermiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3231-) Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize İsrail, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O, mükâteblik bedelinin yarısını ödemiş ve hür bir kadından bir çocuğa sahip iken ölen mükâteb köle hakkında şöyle dedi: "Ben onun mutlaka çocuğunun velâ'sım (kendi tarafına) çektiği görüşündeyim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3232-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Şureyh, vermiş olduğu bir hükümden geri dönmezdi. Derken el-Esved O'na nakletmişti ki, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiş: "Köle erkek, hür kadınla evlenip de (bu kadın ondan) hür çocuklar doğurduğunda, daha sonra da (baba olan bu köle) âzâd olduğunda, (çocukların) velâ'sı babalarının mevlâlanna döner!" Bunun üzerine Şureyh (bu meselede daha önce vermiş olduğu hükümden dönüp) bu hükmü kabul etmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3233-) Bize Ya'lâ, el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Hazret-i Ömer demiş ki; "nikâhı altında hür bir kadın bulunan kölenin (bu kadından olacak) çocuğu, annesinin azadlığı sebebiyle âzâd olur. Sonra baba âzâd olunca, (bu çocuğun) velâ'sını (kendi tarafına) çeker."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3234-) Bize Müslim rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulvaris, Kesir b. Şmzır'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki; O, kölenin nikahında bulunan hür kadın hakkında şöyle dedi: "(Bu kadının) ondan, köle iken doğurduğu çocuklara gelince, onların velâ'sı kadının nimet sahiplerine aittir", ondan, hür iken doğurduklarına gelince, onların velâ'sı ise kocanın nimet sahiplerine (yani mevlalarına) aittir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3235-) Bize Ca'fer b. Avn, el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Hazret-i Ömer demiş ki: Hür kadın, kölenin nikâhı altında olup da ondan bir oğlan doğurduğunda, bu (oğlan), annesinin azadlığı sebebiyle âzâd olur; velâ'sı da annesinin mevlalarına ait olur. Daha sonra (baba olan) köle âzâd edildiğinde, (çocuğun) velâ'sı babasının mevlalarına çekilir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3236-) Bize el-Hakem İbnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Seleme, İbn İshak'tan, (O) el-Alâ b. Abdırrahman'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Annem, Hurka kabilesinin bir azadlısı idi. Babam Yakûb ise Malik b. Evs İbni'l-Hadesan'ın mükâteb bir kölesi idi. Sonra babam mükâteblik bedelini ödeyip (âzâd olmuştu). Derken birgün (annemin mevlâsı olan) Hurka'lı, Hazret-i Osman'ın huzuruna girip benim için hak -yani maaş- istemişti. Hazret-i Osman'ın yanında da Malik b. Evs vardı. O zaman (Malik); "bu benim azadlımdır" demiş ve ikisi Hazret-i Osman'a davalaşmışlardı. O da onu (yani azadlı için verilecek maaşı) Hurka'lıya hükmetmişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Vela Hakkı
3237-) Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Hayve rivâyet edip (dedi ki), bana Sehm b. Yezid el-Hamravi haber verdi ki, bir adam hiçbir mirasçı bırakmayarak ölmüştü de, kendisi onun hakkında, Halife olan Ömer b. Abdilaziz'e mektup yazmıştı. O da; "mirasını, maaşı kendileriyle birlikte almış olduğu kimselere bölüştürün" diye cevap yazmıştı. Bunun üzerine kendisi de onun mirasını, kâhyalığında maaşı kendileriyle birlikte almış olduğu kimselere dağıtmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Ferâiz Kitabı
Konu: Hiçbir Mirasçı Bırakmayarak Ölen Adam
3238-) Bize Muhammed b. Ubeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Vasiyet edecek birşeyi olduğu halde vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmesi, müslüman bir kişinin hakkı değildir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyeti Müstehab Gören Kimse
3239-) Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu'l-Eşheb rivâyet edip (dedi ki), bize el-Hasan rivâyet edip şöyle dedi: "Mü'min, karnını tıka-basa doldurarak yemez. Onun vasiyeti de hep koltuğunun altındadır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyeti Müstehab Gören Kimse
3240-) Bize Abdullah haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Davud b. Ebi Hind'den, (O da) el-Kasım b. Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Sümâme b. Hazn bana; "baban ne yaptı?" diye sordu. Ben; "öldü" dedim. O da sözüne şöyle devam etti: "Peki, vasiyet etti mi? Çünkü önceleri denirdi ki; kişi vasiyet ettiğinde, bu vasiyeti onun, (hayatta iken) gereği gibi vermediği zekâtlarını tamamlayıcı olur." Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: (Süleyman'dan) başkası, (seneddeki el-Kasım b. Ömer yerine) el-Kasım b. Amr demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyetin Fazileti
3241-) Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Davud b. Ebi Hind, eş-Şa'bi'den rivâyet etti ki; O şöyle demiş: "Kim bir vasiyet yapar da zulüm ve haksızlık etmezse, ona, bunu sağlığında tasadduk etmiş gibi sevab verilir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyetin Fazileti
3242-) Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebû Yunûs'tan, (O da) Kazaa'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Herim b. Hayyan'a "vasiyet et" denilmiş de O; "size Nahl Sûresinin son ayetlerine (uymayı) vasiyet ederim" karşılığını vermiş. İbn Hayyân, ardından "Rabb'inin yoluna hikmetle... çağır" ayetinden, "(Çünkü Allah)... iyilik edenlerle (beraberdir)" ayetine kadar okumuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyetin Fazileti
3243-) Bize Muhammed b. Yusuf, Malik b. Miğvel'den, (O da) Talha b. Musarrif el-Yâmî'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Ben Abdullah b. Ebi Evfa'ya; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vasiyet etmiş miydi?" diye sordum, O "hayır" karşılığını verdi. Dedim ki: "Öyleyse, vasiyet etme insanlara nasıl farz kılındı -veya, onlar vasiyet etmekle nasıl emrolundular?-" Bunun üzerine O; "(Hazret-i Peygamber) Allah'ın Kitab'ını vasiyet etmişti" dedi. Hüzeyl b. Şurahbil ise şöyle demiş: "(Eğer Hazret-i Ali vasiyet edilen kişi olsaydı), Hazret-i Ebû Bekir, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) vasiyet ettiği kimseye başkan olma külfetine girer miydi? Hazret-i Ebû Bekir arzu etmiştir ki, (Halife olacak kimse hakkında) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) gelen bir vasiyet bulsaydı da, buna tereddütsüz uysaydı!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyet Etmeyenler
3244-) Bize Yezid haber verip (dedi ki), bize Hemmâm, Katâde'den haber verdi ki; O, "(Birinize ölüm belirtileri geldiğinde) eğer bir "hayır" bırakıyorsa, vasiyet (farz kılındı)" ayeti hakkında şöyle dedi: "Bu "hayır", mal demektir. (Vasiyet etmeyi farz kılan malın da) bin ve daha fazla dirhem olduğu söylenirdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyet Etmeyenler
3245-) Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize İbn Avn, Muhammed b. Sîrîn'den haber verdi ki; O şöyle vasiyet etmiş: "Muhammed b. Ebi Amra'nın oğullarına ve ev halkına yapmış olduğu vasiyetinin zikri -veya "bu, onun yapmış olduğu vasiyetin zikridir"-: Siz eğer (gerçekten) inanan kimseler iseniz, Allah'a (karşı gelmekten) sakının, aranızı düzeltin, Allah'a ve Resûl'üne itaat edin." O onlara, Hazret-i İbrahim'in oğullarına tavsiye ettiği, Hazret-i Yakûb'un da aynısını yaptığı şu şeyleri de vasiyet etmiştir: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizin için bu dini seçti. O halde siz sadece müslümanlar olarak ölün!"... O onlara; ensarın dostları ve din kardeşleri olmayı bırakmamalarını, iffetin ve doğruluğun zina ve yalandan daha iyi ve daha kalıcı olduğunu da vasiyet etmiştir. (O, geriye bıraktığı şeyler hakkında da); "bu hastalığımda bu vasiyetimi değiştirmemden önce bana bir musibet gelirse..." (deyip), sonra da isteklerini zikrederek (vasiyet etmiştir.)"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyette Müstehab Görülen Şehadet Getirmeler Ve Sözler
3246-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Ebû Bekir rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam b. Hassan, İbn Sîrîn'den, (O da) Enes'ten rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Önceleri şu şekilde vasiyet ederlerdi: "Bu falan oğlu falanın yaptığı vasiyettir ki; o, tek olan, hiçbir ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Onun kulu ve elçisi olduğuna, (Kıyamet) saatinin, hiç şüphe yok, mutlaka geleceğine ve Allah'ın, kabirlerde olan kimseleri dirilteceğine şehadet eder.” O, kendisinden sonraya bıraktığı yakınlarına, eğer (gerçekten) inanan kimseler iseler, Allah'a (karşı gelmekten) sakınmalarını, aralarını düzeltmelerini, Allah'a ve Resûl'üne itaat etmelerini de vasiyet etmiştir. O, onlara Hazret-i İbrahim'in oğullarına tavsiye ettiği, Hazret-i Yakûb'un da aynısını yaptığı şu şeyleri de vasiyet etmiştir: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizin için bu dini seçti. O halde siz sadece müslümanlar olarak ölün!" O, bu ağrısından kendisine bir musibet gelirse, vasiyet etmiştir ki, istekleri şöyle şöyledir...

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyette Müstehab Görülen Şehadet Getirmeler Ve Sözler
3247-) Bize el-Hakem İbnul-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize el-Vehd, Hafs b. Gaylân'dan, (O da) Mekhûl’den (naklen) haber verdi ki, O vasiyet ettiğinde şöyle demişti: "Biz şuna şahidlik ediyoruz, sen de ona şahidlik et ki; tek olan, hiçbir ortağı bulunmayan Allah'tan başka ilah yoktur; Muhammed de O'nun kulu ve elçisidir. O, Allah'a inanır, kötülük ve azgınlık önderini ("tağut'u) inkar eder. O, maşaallah bu şekilde yaşar, ölür ve diriltilir! O, Allah'ın kendisine rızık olarak verdiği, kendisinin de geriye bıraktığı şeyler hakkında ise, "şöyle şöyle iken kendisine bir musibet gelirse bu vasiyetteki şeylerden hiçbir şey değiştirmezse..." şeklinde vasiyet etmiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyette Müstehab Görülen Şehadet Getirmeler Ve Sözler
3248-) Bize el-Hakem rivâyet edip (dedi ki), bize el-Velid rivâyet edip dedi ki, bana İbn Sevban, babasından, (O da) Mekbûl'den (naklen) haber verdi ki; O, "bu (yani bir önceki haberde geçen vasiyet), Ebu'd-Derdâ'nın vasiyetidir" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyette Müstehab Görülen Şehadet Getirmeler Ve Sözler
3249-) Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Hayyan, et-Teymi'den, (O da) babasından rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Er-Rebi’ b. Huseym şöyle bir vasiyet yazmıştı: "Bismillahirrahmanirrahim! Bu, er-Rebi' b. Huseym'in yaptığı vasiyettir. Ben buna Allah'ı şahid tutuyorum. Şahid olarak, iyi kullarına mükâfaat ve sevab verici olan Allah yeter. İşte ben gerçekten Rab olarak Allah'a, din olarak müslümanlığa, Peygamber olarak Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) razı oldum. Ben gerçekten kendime ve bana itaat edenlere; ibadet edenlerle beraber Allah'a ibadet etmeyi, hamdedenlerle beraber O'nu hamdetmeyi ve müslümanların cemaatinin iyiliğini istemeyi emrederim!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Vasiyette Müstehab Görülen Şehadet Getirmeler Ve Sözler
3250-) Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Hişam'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Ali (birgün) bir hastanın yanına girmiş. Derken oradakiler hastaya vasiyet etmeden söz etmişler de, Hazret-i Ali şöyle demiş: "Allah; "...Eğer bir hayır (mal) bırakıyorsa..." buyurmuştur. Ben bunun "hayır (mal)" bıraktığı görüşünde değilim." Hammâd sözüne şöyle devam etti: Sonra öğrendim ki O, yediyüz dirhemden çok mal bırakmıştı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Az Malda Vasiyetin Gerekmeyeceği Görüşünde Olanlar
3251-) Bize Muhammed b. Künâse rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam, babasından rivâyet etti ki; O şöyle demiş: Hazret-i Ali (birgün) kendi kabilesinden bir adamın yanına hasta ziyareti için girmiş. Derken hasta, "vasiyet edeyim mi?" diye sormuş. O da şöyle cevap vermiş: "Hayır! Sen (fazla) mal bırakmadın. Binaenaleyh, (bu) malını çocuğuna bırak!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Az Malda Vasiyetin Gerekmeyeceği Görüşünde Olanlar
3252-) Bize Ebû Zeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Mansur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O'na; mirasçıları hazır ve (yapılan vasiyeti) kabul eder halde iken (malının üçte birinden çok) vasiyet eden adamın (bu vasiyetinin hükmü) hakkında soruldu da O; "caiz olmaz" karşılığını verdi. Ebû Muhammed (ed-Dârimî); "yani (adam öldükten) sonra mirasçıları vasiyeti kabul etmediklerinde (caiz, geçerli, makbul olmaz)" demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Malının Üçte Birinden Çoğunu Vasiyet Eden Kimse Hakkında
3253-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip şöyle dedi: Ben el-Hakem ile Hammâd'a, murislerinin, yaptığı vasiyete o hayatta iken icazet veren, (yani onu kabul edip geçerli sayan), ölünce de icazet vermeyen yakınların durumunu sordum da, onlar; "(o zaman bu vasiyet) caiz olmaz" karşılığını verdiler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Vasiyetler Kitabı
Konu: Malının Üçte Birinden Çoğunu Vasiyet Eden Kimse Hakkında