Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

2053-) Bize Ebu Zeyd Saîd ibnu'r-Rebi rivâyet edip (dedi ki), bize Hişam ed-Destuvâî, Katâde'den, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hedef olarak dikilip kendisine birşeyler atıla atıla öldürülen hayvanın, ("mücesseme"nin etinin yenmesini); pislik yiyen hayvanın, ("cellale"nin) sütünün (içilmesini) ve kırbaların ağzından (su) içilmesini yasaklamıştır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Kurbanlar Kitabı
Konu: Pislik Yiyen Hayvan Ve Hakkında Gelen Yasağa Dair
2054-) Bize Ya'lâ b. Ubeyd haber verip (dedi ki), bize Zekeriyya, Amir'den, (O da) Adiyy b. Hatim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeğin avını sormuştum da, O şöyle buyurmuştu: "Köpeğinin sana tuttuğunu ye. Çünkü (köpeğinin, avı) yakalaması, boğazlaması (sayılır). Ancak onunla beraber (başka) bir köpek bulur da, (avı) onunla birlikte yakalamış ve öldürmüş olmasından korkarsan, onu yeme! Zira sen Allah'ın adını, (besmeleyi) sadece senin köpeğinin üzerine andın, onu başkasının üzerine anmadın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Köpeği Gönderme Esnasında Besmele Çekme Ve Köpeklerin Avlaması
2055-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Zekeriyya, Amir'den, (O da) Adiyy b. Hatim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) mi'raz” (ile yapılan) avı sormuştum...". (Ravi, bundan sonra) onun, (yani bir önceki Hadisin) aynısını anlattı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Köpeği Gönderme Esnasında Besmele Çekme Ve Köpeklerin Avlaması
2056-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Abdullah b. Dinar'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim, av veya davar köpeği hariç bir köpek edinirse, amelinden her gün iki kırat eksilir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Av Veya Davar Köpeği Edinmek Hakkında
2057-) Bize el-Hakem ibnu'l-Mübarek rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, Yezid b. Husayfa'dan, (O da) es-Saib b. Yezid'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yeni es-Saib), Süfyan b. Züheyr'i, Mescid-i (Haram'ın) kapısının yanında beraberindeki insanlara anlatırken işitmiş. O demiş ki, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Kim, kendisine ne ekinde, ne de davar (çobanlığında) faydası dokunmayacak bir köpek edinirse amelinden her gün bir kırat eksilir!" (Bu rivâyet üzerine Süfyan'ın beraberindekiler); "bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) sen işittin mi?" demişler. O da; "bu Mescid-i (Haram'ın) Rabb'inin hakkı için, evet!" karşılığını vermiş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Av Veya Davar Köpeği Edinmek Hakkında
2058-) Bize Vehb b. Cerir haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebu't-Teyyah'tan, (O) Mutarrıf’tan, (O da) Abdullah b. Muğaffel'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emretmişti. Sonra; "Köpeklerden bana ne?" buyurmuş, ardından da çoban köpeği ile av köpeği (beslemeye) izin vermişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Av Veya Davar Köpeği Edinmek Hakkında
2059-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emretti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Köpeklerin Öldürülmesi Hakkında
2060-) Bize Saîd b. Amir haber verip (dedi ki), bize Avf, el-Hasan'dan, (O da) Abdullah b. Muğaffel'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Köpekler şayet (canlı) soylarından bir soy olmasaydılar, onların hepsinin öldürülmesini emrederdim. (Binaenaleyh, hepsini öldürüp nesillerini kurutmayın). Fakat onlardan bütün katışıksız kara (köpekleri) öldürün!" Saîd b. Amir; "(Hadiste geçen) "el-behim: katışıksız" kelimesi, "bütünü kara olan, kapkara" manasınadır" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Köpeklerin Öldürülmesi Hakkında
2061-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Abdullah b. Ebi's-Sefer'den, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Adiyy b. Hatim'i, şöyle derken işittim: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) mi'raz (ile yapılan) avı sormuştum, O da şöyle buyurmuştu: "(Mi'raz) sivri tarafı ile isabet ettiğinde, (avı) ye; enli tarafı ile isabet edip de öldürdüğünde ise, artık o "mevkûze : (taş, sopa gibi şeylerle) vurulup öldürülen hayvan" (hükmündedir), (onu) yeme."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Mîraz İle Yapılan Av Hakkında
2062-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Ebu Ya'fur'dan, (O da) Abdullah b. Ebi Evfa'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yedi savaş yaptık, (bunlarda) çekirge yerdik!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Çekirgenin Yenilmesi Hakkında
2063-) Bize Muhammed ibnu'l-Mübarek kıraat yoluyla Malik'ten, (O) Safvan b. Suleym'den, (O da) el-Ezrak sülalesinden olan Saîd b. Seleme'den (naklen) haber verdi ki, el-Mu gire b. Ebi Burde -ki, O Abduddaroğulları'ndan bir adamdır-, kendisine haber vermiş ki, O, Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Bir adam Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sorup şöyle demiş: "Muhakak ki bizler denize açılıyoruz. Beraberimizde ise az su taşıyabiliyoruz. Bu sebeple şayet biz bu (su) ile abdest alırsak, susarız. Acaba deniz suyundan abdest alabilir miyiz?" Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Onun (yani denizin) suyu temiz ve temizleyici, ölmüş hayvanı, ("meyte"si) helâldir" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Deniz Avı Hakkında
2064-) Bize Zekeriyya b. Adiyy haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Amr'dan -yani ibn Dinar'dan-, (O da) Cabir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi üçyüz kişi ile (bir sefere) göndermişti. Derken acıkmış ve nihayet denize varmıştık. (Deniz dışarıya) bir hayvan atmıştı. Biz de ondan yemiştik. Öyle ki, sonunda vücutlarımız (eski hallerine) dönmüşlerdi. Sonra Ebu Ubeyde (bir gün, Anber balığı denilen bu hayvanın) kaburga kemiklerinden birini alıp (yere) koymuş, ardından gaziler arasındaki en uzun adamı, gazilerde bulunan en büyük devenin üzerine bindirmiş, (bu adam) da o (kaburga kemiğinin) altından geçmiş idi. Bu, (Hadisin asıl lafizlarıyla değil de) mana (ile rivâyet edilmiş şeklidir.)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Deniz Avı Hakkında
2065-) Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, Hişam b. Zeyd b. Enes bana haber verip dedi ki, Enes b. Malik'i şöyle derken işittim: Biz Merru'z-Zahran denilen yerde iken bir tavşan ürkütüp kaçırmıştık. Bunun üzerine topluluktakiler (yakalamak için peşinden) koşmuş, ama (yakalayamadan) yorulmuşlardı. Sonra ben onu tutmuş ve (babam) Ebu Talha'ya getirmiştim. O da onu boğazlamış ve iki uyluğunun üst taraflarını -veya "iki budunu" (Şu'be, hocasının hangisini söylediğinde şüphe etmiştir)- Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) göndermiş, (Resûlüllah da) onları kabul buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Tavşanın Yenilmesi Hakkında
2066-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Davud b. Ebi Hind, Amir’den, (O da) Muhammed b. Safvan'dan (naklen) haber verdi ki; O (yani Muhammed), iki tavşanı (omuzuna) asmış olduğu bir halde Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) rastlamış ve şöyle demiş: "Ya Resûlüllah! Gerçekten ben ailemin davar sürüsüne girdim ve şu iki tavşanı avladım. Sonra, kendisiyle onları boğazlayacağım keskin bir şey bulamadım ve onları çakmak taşı ile boğazladım. Şimdi (onları) yiyebilir miyim?" (Hazret-i Peygamber de) "Evet" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Tavşanın Yenilmesi Hakkında
2067-) Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan'dan, (O) Abdullah b. Dinar'dan, (O da) ibn Ömer'den (naklen) haber verdi ki. O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) kelerin (hükmü) soruldu da O; "Ben onu ne yerim, ne de haram kılarım!" buyurdu

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Kelerin Yenilmesi Hakkında
2068-) Bize Sehl b. Hammad haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize el-Hakem rivâyet edip dedi ki, Zeyd b. Vehb'i, el-Bera b. Azib'den, (O da) Sabit b. Vedia'dan (naklen) rivâyet ederken işittim ki, (Sabit) şöyle demiş: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) bir keler getirilmişti de O; "Allah daha iyi bilir ya, (bu), şekli değiştirilmiş bir türdür, (veya, şekli hayvan şekline çevrilmiş bir ümmettir!)" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Kelerin Yenilmesi Hakkında
2069-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf el-Ensari haber verdi ki, Abdullah b. Abbas O'na haber vermiş ki, kendisine "Allah'ın Kılıcı" denilen Halid ibnu'l-Velid O'na haber vermiş ki, O (yani Halid), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Meymûne'nin -ki O, (Halid'in) de teyzesidir, İbn Abbas'ın da teyzesidir- yanına girmişler ve yanında, kızkardeşi Hafida bintu'l-Haris'in Necd'den getirmiş olduğu kızartılmış bir keler bulmuşlar. (Hazret-i Meymûne) de hemen bu keleri Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sunmuş. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) elini bir yemeğe, (durumu) kendisine anlatılıp ismi söylenmedikçe nadiren yaklaştırırmış. Neyse Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini bu kelere uzatmış. Bunun üzerine orada bulunan kadınlardan biri; "Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), kendisine ne sunduğunuzu bildirin!" demiş. Onlar da; "bu, kelerden başka birşey değildir!" demişler. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini (yemekten) çekmiş. Bu sefer Halid ibnu'l-Velid; "keleri haram mı kılıyorsun, ya Resûlüllah?" demiş. Hazret-i Peygamber de); "Hayır! Fakat o, kavmimin yurdunda olmaz. Bu sebeple ondan tiksiniyorum!" buyurmuş. Halid, sözüne devamla şöyle demiş: Bunun üzerine ben onu (önüme) çekmiş ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bakıyorken yemiştim de, O beni (bundan) menetmemişti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Kelerin Yenilmesi Hakkında
2070-) Bize Ubeydullah b. Abdilmecid haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Abdillah b. Dinar rivâyet edip (dedi ki), bize Zeyd b. Eşlem -Abdurrahman demiştir ki, zannediyorum-, Atâ' b. Yesâr'dan, (O da) Ebu Vâkıd el-Leysi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye, halkın, develerin hörgüçlerini, butlarını kesip (yedikleri) bir durumda gelmişti. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Bir hayvandan canlı iken kesilen şeyler, "meyte" (hükmündedir, murdardır)" buyurmuştu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Av Kitabı
Konu: Kendisinden Bir Uzuv Ayrılan Av Hakkında
2071-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Vehb b. Keysan'dan, (O da) Ömer b. Ebî Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na; "Allah'ın adını söyle, (besmele çek) ve önünden ye!" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin Başında Besmele Çekmek Hakkında
2072-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Hişam, Budeyl'den, (O) Abdullah b. Ubeydillah b. Umeyr'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün), Ashabından altı kişi ile bir yiyecek yiyordu. Derken bir bedevi geldi ve onu iki lokmada yiyip (bitirdi). Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bakınız, şayet O, Allah'ın adını ansaydı (besmele çekseydi, yemek) size yetecekti! Binaenaleyh, biriniz (bir şey) yediğinde Allah'ın ismini ansın, (besmele çeksin). Şayet Allah'ın ismini anmayı (başında) unutursa; "Bismallah evvelehu ve ahireh: Başında ve sonunda Allah'ın adıyla (başlarım!)" desin."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin Başında Besmele Çekmek Hakkında
2073-) Bize Bundar haber verip (dedi ki), bize Muaz b. Hişam, babasından, (O) Budeyl'den, (O) Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'den, (O) Ümmü Gülsüm'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen), bu (yani bir önceki) Hadisi rivâyet etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin Başında Besmele Çekmek Hakkında
2074-) Bize Mûsa b. Halid haber verip (dedi ki), bize İsa b. Yunus, Safvan b. Amr'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bize Abdullah b. Busr -ki O'nun az (bir müddet) Sahabiligi vardır-, rivâyet edip dedi ki: Babam anneme; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) için bir yemek yapsan?" demiş, O da tirit yapmıştı. -(Abdullah) eliyle (tirit yemeğinin) az yapıldığına işaret etti.- Bunun üzerine babam gidip O'nu çağırmıştı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (davete icabet edip gelince), elini tiritin tepesine koymuş, sonra; "Allah'ın adını (anarak) alın!" buyurmuştu. (Yemekte bulunan Sahabiler) de onun etrafından alıp (yemişlerdi). Nihayet onlar doyunca (Hazret-i Peygamber, yemek sahiplerine) hayır dua etmiş ve şöyle buyurmuştu: "Allah'ım, onları bağışla, onlara merhamet et ve rızıklarına bereket ver!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemek Yedirdiği Zaman, Yemek Sahibine Dua Etmek
2075-) Bize Muhammed ibnu'l-Kasım el-Esedi haber verip (dedi ki), bize Sevr, Halid b. Ma'd an'dan, (O da) Ebu Umame'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yediği veya içtiği zaman şöyle derdi: "Allah'a, (gösterişten uzak) temiz, bereketli, terkedilmeyen, inkâr da edilmeyen, kendisinden müstağni de kalınmayan pek çok hamdolsun, ey Rabb'imiz!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Rab—yemeği Bitirdikten Sonra Dua Etmek
2076-) Bize Nuaym b. Hammad, Abdulaziz b. Muhammed'den, (O) Muhamed b. Abdillah b. Hurre'den, (O) amcasından, (O) Sinan b. Senne'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şükreden yemek yiyici, sabreden oruçlu gibidir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemekten Dolayı Şükretmek
2077-) Bize İshak b. İsa rivâyet edip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten, (O) Enes'ten, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "-Biriniz (yemeğini) yediği zaman üç parmağını yalasın."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Parmakları Yalamak Hakkında
2078-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Amr b. Dinar'dan, (O) Atâ'dan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (bir şey) yediği zaman parmaklarını yalamadıkça veya yalatmadıkça elini silmesin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin Bitiminde Havlu Kullanmak Hakkında
2079-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Ebul-Yeman el-Berra' -ki O, Mualla b. Raşid'dir-, haber verip dedi ki, bana ninem Ümmü Asım rivâyet edip dedi ki, (bir gün) biz bir yemek yerken yanımıza, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) azadlısı Nubeyşe girdi, biz de O'nu (yemeğe) davet ettik. O da bizimle yedi, sona şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize anlatmıştı ki; kim bir tabakta yemek yer, sonra onu yalarsa, tabak (Allah'tan) onun bağışlanmasını ister."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Tabağı Yalamak Hakkında
2080-) Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sabit'ten, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Birinizin lokması düşünce-(onu alıp) üzerinden toprağı silsin ve Allah'ın adını söyleyip, (besmele çekip) onu yesin!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Lokma Düştüğü Zaman
2081-) Bize Zekeriyya b. Adiyy haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey, Yunus'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti kî, O şöyle dedi: Ma'kıl b. Yesar (birgün) sabah yemeğini yiyordu. Derken lokması düşmüş, O da onu alıp, üzerindeki pis şeyleri gidermiş, sonra da yemişti. Bunun üzerine O soysuzlar, (ayıplarcasına) birbirlerine gözleriyle O'nu işaret etmişlerdi. O zaman (Ma'kıl'ın adamları) O'na; "şu acemlerin söylediklerine ne dersin? Onlar; 'önündeki (bunca) yemeğe ve şu lokmaya yaptığına bakın' diyorlar" demişlerdi. O da şöyle cevap vermişti: "Hiç şüphesiz ben, (Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duymuş olduğum şeyleri, şu acemlerin sözünden dolayı terkedecek değilim. Gerçekten bizler, birimizden bir lokma düştüğünde, üzerindeki pis şeyleri giderip onu yemekle emrolunurduk."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Lokma Düştüğü Zaman
2082-) Bize Ebu Muhammed el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihab'dan, (O) Ebu Bekr b. Ubeydillah b. Abdillah b. Ömer'den, (O da) Abdullah b. Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Biriniz yediği zaman sağ eliyle yesin, sağ eliyle içsin. Çünkü şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Sağ El İle Yemek
2083-) Bize Amr b. Avn, İbn Uyeyne'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ebu Bekr'den, (O) İbn Ömer'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Sağ El İle Yemek
2084-) Bize Ebu’l-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize İkrime b. Ammar rivâyet edip (dedi ki), bana İyas b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bana babam rivâyet edip dedi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Büsr b. Rail'ayr'ı, sol eliyle yerken gördü ve "Sağ elinle ye!" buyurdu. O, "yiyemem" dedi. (Hazret-i Peygamber de) "Yiyemeyesin!" buyurdu. (İyas’ın babası Seleme) dedi ki, bunun üzerine (Büsr'ün) eli ağzına ulaşamadı, (üzüntüsünden, adetâ donakaldı!)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Sağ El İle Yemek
2085-) Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Ebu Muaviye, Hişam b. Urve'den, (O) Abdurrahman b. Sa'd el-Medeni'den, (O) İbn Ka'b b. Malik'ten, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç parmağıyla yer ve yalamadıkça elini silmezdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Üç Parmakla Yemek
2086-) Bize Mûsa b. Halid rivâyet edip (dedi ki), bize İsa b. Yunus, Hişam b. Urve'den, (O da) Abdurrahman b. Sa'd el Medini'den (naklen) rivâyet etti ki, Abdullah b. Ka'b -veya Abdurrahman b. Ka'b (bunlarda Hişam şüpheye düşmüştür)-, kendisine babasından (naklen) haber vermiş ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç parmağıyla yer, (yemeğini) bitirince de onları yalardı. -Hişam bu esnada üç parmağını göstermişti-

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Üç Parmakla Yemek
2087-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Muhamed b. İshak, Saîd b. Ebi Saîd'den, (O da) Ebu Şureyh el-Huzai'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Kim Allah 'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, komşusuna saygı göstersin, ikramda bulunsun! Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, misafirine bir gün bir gece ağırlama ikramında bulunsun! Misafirlik ise üç gündür. Bundan sonrası sadakadır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Misafirlik Hakkında
2088-) Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Dinar'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Ben Nafî' b. Cübeyr'i, Ebu Şureyh el-Huzai'den (naklen anlatırken) İşittim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim Allah'a ve Ahiret Gününe inanıyorsa, misafirine saygı göstersin, ikramda bulunsun. Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa, komşusuna iyilik yapsın. Kim Allah'a ve Ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin, yahut sussun!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Misafirlik Hakkında
2089-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebu'l-Cudi'den, (O) Saîd ibnu'l-Muhacir'den, (O da) el-Mikdam b. Ma'dikerib Ebu Kerime'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Herhangi bir müslüman, bir topluluğa misafir olur da bu misafir (yemekten) mahrum kalırsa, her müslümanın ona yardım etmesi gerekir. Hatta bu (misafir) kendisi için, (misafir olarak kaldığı) gecesinin misafir yemeğini (konuk sahibinin) ekininden ve malından alabilir!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Misafirlik Hakkında
2090-) Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman b. Bilal, Utbe b. Müslim'den, (O da) Ubeyd b. Huneyn'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ubeyd) O'na (yani Utbe'ye) haber vermiş ki; O, Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Birinizin içeceğine sinek (zübab) düştüğünde, onu (içine) daldırsın, (sonra çıkarıp atsın). Çünkü onun kanatlarının birinde hastalık, diğerinde şifa vardır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin İçine Sinek Düşebilir?
2091-) Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammad b. Seleme, Sümame b. Abdillah b. Enes'ten, (O) Ebu Hür ey re'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (naklen) rivâyet ettiki, O şöyle buyurdu: "Birinizin yemek ve su kabına sinek (zübab) düştüğünde, onu (içine) batırsın, (sonra çıkarıp atsın). Çünkü onun kanatlarının birinde hastalık, diğerinde şifa vardır!" Muhammed şöyle dedi: "Hammad'dan başkalan, Sümame'nin, Ebu Hüreyre yerine Enes'ten (rivâyet ettiğini) söylemişlerdir. Bir topluluk ise (bu Hadisin) el-Ka'ka'dan, (O'nun da) Ebu Hüreyre'den (nakli ile geldiğini) söylerler. Ubeyd b. Huneyn'in (2084 numaralı) rivâyeti ise daha sahihtir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Yemeğin İçine Sinek Düşebilir?
2092-) Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O) Cabir'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Mü'min tek bir bağırsaklık yer, kâfir ise yedi bağırsaklık yer."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Mümin Tek Bir Bağırsaklık Yer
2093-) Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'tan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Nafî', İbn Ömer'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki...

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Mümin Tek Bir Bağırsaklık Yer
2094-) (Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri dedi ki), bana Yahya, Mücalid'den, (O) Ebu'l-Veddak'tan, (O) Ebu Saîd'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) de rivâyet etti ki...

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Mümin Tek Bir Bağırsaklık Yer
2095-) (Ubeydullah b. Ömer el-Kavariri dedi ki), bana Yahya, Muhammed b. Amr'dan, (O) Ebu Seleme'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) de rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Mü'min tek bağırsaklık yer, kâfir ise yedi bağırsaklık yer!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Mümin Tek Bir Bağırsaklık Yer
2096-) Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O) Cabir'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Bir kişinin yemeği iki kişiye yeter, iki kişinin yemeği dört kişiye yeter, dört kişinin yemeği ise sekiz kişiye yeter!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Bir Kişinin Yemeği İki Kişiye Yeter
2097-) Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Vehb b. Keysan'dan, (O da) Ömer b. Ebi Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na (yani Ömer'e); "Allah'ın adını söyle, (besmele çek) ve önünden ye!" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Önünden Yiyen Kimse Hakkında
2098-) Bize Saîd b. Amir, Şu'be'den, (O) Ata' ibnu's-Saib'den, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki; Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bir büyük tas -veya (ravi) "bir çanak" demiştir tirit getirilmiş, O da; "Kenarlarından -veya (Hazret-i Peygamber) "yanlarından" buyurmuş- yiyin, ortasından yemeyin. Çünkü bereket onun ortasına iner!" buyurmuş.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Tiritin Yanları Yeninceye Kadar Ortasından Yeme Yasağı
2099-) Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımeşki rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Vehb, Kurre b. Abdirrahman'dan, (O) ez-Zühri'den, (O) Urve'den, (O da) Esma bint Ebi Bekr'den (naklen) rivâyet etti ki, O'na (yani Esma'ya) bir tirit yemeği getirildiğinde O; yemeğin, şiddetli sıcaklığı ve buharı gidinceye kadar örtülmesini emreder ve "Ben gerçekten Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem); "Bu, daha bereketlidir!" buyururken işitmiştim" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Sıcak Yemek Yemekten Men
2100-) Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize el-Musenna b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Talha b. Nafi Ebu Süfyan rivâyet edip (dedi ki), bize Cabir b. Abdillah rivâyet edip dedi ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün elimi tutup (beni) evine (götürmüş) ve "Hiç sabah yemeği -veya "hiç akşam yemeği" (Talha şüpheye düşmüştür)- var mı?" buyurmuştu. (Cabir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber'e) ekmek parçaları çıkarılmış, O da; "Hiç katık yok mu?" buyurmuştu. (Evdekiler); "hayır, sadece biraz sirke var!" cevabını vermişlerdi. O zaman ('Hazret-i Peygamber); "Onu getirin. Sirke ne güzel katıkdır!" buyurmuştu. Cabir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim. Süfyan da şöyle dedi: İşte ben bunu Cabir'den duyduğumdan beri onu (yani sirkeyi) sevmekteyim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Resûlüllah Hangi Katığı Daha Çok Severdi?
2101-) Bana Yahya b. Hassan rivâyet edip (dedi ki), bana Süleyman b. Bilal, Hişam b. Urve'den, (O) babasından, (O) Hazret-i Âişe'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sirke ne güzel "idam: katık" -veya "udm: katık"-tır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Resûlüllah Hangi Katığı Daha Çok Severdi?
2102-) Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Malik, İshak b. Abdillah b. Ebi Talha'dan, (O da) Enesten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), içinde kabak ve kurutulmuş et bulunan bir çorba getirildiğini görmüştüm. Sonra da görmüştüm ki, (Hazret-i Peygamber) yemek için (çorbanın içinde) kabak araştırıyor.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Yiyecekler Kitabı
Konu: Kabak