Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

401-) Bize Ebû Âsim haber verip (dedi ki) bize Hayve b. Şureyh haber verip (dedi ki) bana Ebû Sahr, Nâfi'den, (o da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki ona (yani İbn Ömer'e) bir adam gelip; "Falanın sana selâmı var" dedi. (Bunun üzerine) o şöyle dedi: "Bana, onun bid'at çıkarmış olduğu haberi ulaştı. Şayet (gerçekten) bid'at çıkarmışsa, (benden) ona selâm söyleme!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
402-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki) bize Abdurrahman b. Mağire rivâyet edip (dedi ki) bize el -A'meş rivâyet edip dedi ki; İbrahim, bid'atçının (arkasından konuşmanın) gıybet olacağı görüşünde değildi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
403-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Cerîr, ibn Şübrüme'den, (o da) eş -Şa'bî'den (naklen) rivâyet etti (ki eş -Şa'bî) şöyle dedi: (Nefsin arzusuna) "heva" adının verilmesi ancak şundandır: Çünkü o sahibini aşağı düşürür.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
404-) Bize Affân haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd rivâyet edip (dedi ki) bize Muhammed b. Vâsi' rivâyet edip dedi ki, Müslim b. Yesâr şöyle dedi: Münâkaşadan sakının! Çünkü o, alimin cehalet zamanıdır. Şeytan da (alimin) ayağının kaymasını, (hatalara düşmesini) onunla sağlamaya çalışır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
405-) Bize Sa'îd b. Âmir, Esma b. Ubeyd'den, onun şöyle dediğini haber verdi: Arzularına uyanlardan (yani bid'atçılardan) iki adam İbn Sirin'in huzuruna girdiler ve; "Ebû Bekr! Sana bir hadis rivâyet edelim mi?" dediler. "Hayır!" dedi. O halde sana; "Allah'ın Kitâbı'ndan bir âyet okuyalım?" dediler. "Hayır, dedi, ya siz mutlaka yanımdan kalkıp (gideceksiniz) veya ben muhakkak kalkıp gideceğim!" (Esma) dedi ki; bunun üzerine onlar çıkıp (gittiler). Daha sonra toplulukdan biri; "Ebû Bekr! Allah'ın Kitâbı'ndan bir âyet okumalarının sana ne zararı olurdu?" dedi. Şöyle cevap verdi: "Bana bir âyet okuyup da onu asıl mânâsının dışına çıkarmalarından, bunun da kalbime te'sir etmesinden korktum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
406-) Bize Sa'îd, Sellâm b. Ebî Muti'den (naklen) haber verdiki, arzularına uyanlardan, (yani bid'atçılardan) bir adam Eyyûba şöyle demiş; "Ebû Bekr! Sana bir kelime soracağım!" (Sellâm) dedi ki, bunun üzerine o (yani Eyyûb), parmağıyla "Yarım kelime de olmaz!" diye işaret ederek yüzünü dönmüş. (ed -Dârimi dedi ki) Sa'îd bize sağ serçe parmağıyla, (Eyyûb'un yaptığı gibi) işaret etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
407-) Bize Süleyman b. Harb, Hammâd b. Zeyd'den, (o da) Külsûm b. Cebr'den (naklen) haber verdi ki bir adam Sa'îd b. Cübeyr'e bir şey sordu. O da cevap vermedi. Bunun üzerine Ona; ("Niçin cevap vermedin?") denildi de o, (bid'atçılan kasdederek farsça;) "(Bu) onlardandır!" karşılığını verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
408-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki) bize Fudayl, Leys'den, (o da) Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Ca'fer) şöyle dedi: Münâkaşacılarla, (işi -gücü münâkaşa olanlarla) beraber oturmayınız! Çünkü onlar, (Kur'an-ı Kerim'de söz konusu edilen), Allah'ın âyetleri hakkında (münasebetsizliğe) dalanlardır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
409-) Bize Ahmed rivâyet edip (dedi ki) bize Zaide, Hişâm'dan, (o da) el -Hasan ve İbn Sirin'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle dediler: Arzulara uyanlarla (yani bid'atçılarla) ne beraber oturunuz, ne onlarla uğraşınız, ne de onlardan (bir hadis, bir bilgi) işitip alınız.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
410-) Bize Ahmed haber verip (dedi ki) bize Şerik, Umeyy'den, (o da) eş -Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti (ki, eş -Şa'bî) şöyle dedi: (Bid'atçılara), "ashâbu'l -ehvâ'=arzulara uyanlar" ismi ancak (şunun için) verilmiştir: Çünkü onlar Cehenneme düşecekler.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Arzularına Uyanlardan, Bidatcı Ve Münâkaşacılardan Uzaklaşma
411-) Bize Bişr İbnu'l -Hakem haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Ebû Meysere'den, onun yemin ederek şöyle dediğini rivâyet etti: Tâvûs'dan başka, halkdan, yanında soylunun ve düşüğün bir olduğu hiç kimse görmedim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlimde Eşitlik Yapma
412-) Bize Bişr İbnu'l -Hakem haber verip (dedi ki) bize Süfyân, ez -Zühri'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Hükümdar bizi, ilmi yazmaya zorlayıncaya kadar biz ondan hoşlanmazdık. Sonra biz de herhangi bir kimseyi ondan (yani ilmi yazmak

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlimde Eşitlik Yapma
413-) Bize Yûsuf b. Mûsa haber verip dedi ki; Muhammed'e bir adam -yani hadis rivâyet etmekde olduğu (bir adam) - hakkında (ileri -geri) konuştular. Bunun üzerine o şöyle dedi: O, zencilerden bir adam da olsaydı, bu (ilim öğretimi) konusunda, nazarımda, o ve, (oğlum) Abdullah b. Muhammed bir ve eşit olurdu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlimde Eşitlik Yapma
414-) Bize Yahya b. Hassan, Hammâd b. Zeyd'den, (o da) es -salt b. Râşid'den (naklen) haber verdi ki, Selm b. Kuteybe, Tâvûs'a bir mes'ele sormuş, o da cevap vermemiş. Bunun üzerine ona; "Bu (soran zat), Selm b. Kuteybe'dir!" denmiş de o, şöyle karşılık vermiş: "Bu (durum), onun için benim nazarımda daha önemsizdir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlimde Eşitlik Yapma
415-) Bize İbrahim b. İshak, Bakıyye'den haber verdi (ki, o şöyle demiş: Bana Habıb b. Salih rivâyet edip şöyle dedi: Hâlid b. Ma'dân'dan korktuğum gibi insanların hiçbirinden korkmadım.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
416-) Bize Ebû Nu'aym haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Mugire'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: İbrahim'den, hükümdardan korkar gibi korkardık.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
417-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Sa'îd b. Cübeyr bir gün, bir hadis rivâyet etti. Ben de kalkıp tekrar etmesini istedim. Bunun üzerine bana şöyle dedi: Her vakit süt sağıp içirmiyorum! (Mecmau'l -Emsal, 3/111. Burada son kelimenin harekesi, "...... içmiyorum" manasına gelecek şekilde harekelenmiştir.)

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
418-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Hârûn -ki o İbnu'l -Mugire'dir. - ve Yahya b. Durays, Amr b. Ebi Kays'dan, (o da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki Ebû Abdirrahman yolda hadis rivâyetini kerih görmüştür.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
419-) Bize Abdullah b. İmrân haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Durays rivâyet edip (dedi ki) bize Ebû Sinan, Habib b. Ebî Sâbit'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Sa'îd b. Cübeyr'in yanındaydık. Bir ara bir hadis rivâyet etti de bir adam ona; "Bunu sana kim rivâyet etti?" -veya "Bunu kimden işittin?" dedi. Bundan dolayı o kızdı ve, (soran adam) kalkıp gidinceye kadar bizi hadis rivâyetinden mahrum etti.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
420-) Bize Ebû Ma'mer haber verip (dedi ki) bize İsmail b. İbrahim, Süfyân'dan, (o) ez -Zührî'den, (o da) Ebû Seleme'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Seleme) şöyle dedi: Şayet İbn Abbâs'a yumuşak davransaydım ondan çok ilim elde ederdim

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
421-) Bize el -hakem İbnu'l -Mübârek haber verip (dedi ki) bize Bakıyye Ümmü Abdillah bint. Hâlid'den, onun şöyle dediğini haber verdi: İlme, babamdan daha saygılı hiç kimse görmedim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Alimlere Saygı Gösterme Hakkında
422-) Bize Muhammed İbnu'l -Mübârek, İsa b. Yûnus'dan, (o) el -Evzâ'îden, (o da) Süleyman b. Mûsa'dan (naklen) haber verdi (ki Süleyman) şöyle dedi: Tâvûs'a dedim ki; "Falan bana şöyle şöyle hadis rivâyet etti, (ne dersin?)". Şöyle karşılık verdi: "Şayet arkadaşın, dininde ve bilgisinde kendisine güvenilir (meliyy) biri ise ondan (hadis).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
423-) Bize Muhammed b. Ahmed haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Misâr'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Sa'd b. İbrahim dedi ki; Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) ancak sıka kimseler hadis rivâyet eder (yani ancak sıka kimselerin hadis rivâyeti kabul edilir).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
424-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi kî) bize Cerîr, Asım'dan, (o da) İbn Sirin'den (naklen) rivâyet etti (ki İbn Sîrin) şöyle dedi: (Hadis alırken önceleri) isnadı sormazlardı. Daha sonra (hadisin râvîlerini) tanımak için sordular (ve) sâhib-i sünnet olandan, (yani bütün iş ve görüşlerinde seri bir delile dayanmaya özen gösteren kimseden hadis) aldılar, sâhib-i sünnet olmayandan almadılar. Muhammed (ed -Dârimî); "Onun (yani Cerir'in) bunu Âsim’dan işittiğini zannetmiyorum" demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
425-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Cerîr, Asım'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Muhammed b. Sîrin dedi ki; "Bana hadis rivâyet ettiğin sürece (veya "bana rivâyet ettiğin hadisleri") iki adamdan rivâyet etme! Çünkü onlar, hadislerini kimden aldıklarına aldırmazlar." Ebû Muhammed Abdullah (ed -Dârîmi); "Onun (yani Cerir'in) bunu ondan (yani Asım'dan) işittiğini zannetmiyorum" demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
426-) Bize Muhammed haber verip (dedi ki) bize Cerir, Umâre İbnu'l -Ka'ka da onun şöyle dediğini rivâyet etti. İbrahim dedi ki; "Bana hadis rivâyet ettiğin zaman, bana Ebû Zur'a'dan hadis rivâyet et! Zira bana bir hadis rivâyet etmişti. Sonra (bunu) ona bir sene sonra sormuştum da ondan bir harf bile eksiltmemişti."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
427-) Bize Affân haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, ibn Avn'dan, (o da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti (ki Muhammed) şöyle dedi: "Şüphe yok ki bu ilim dindir. Binaenaleyh kişi, dinini kimden aldığına (iyi) baksın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
428-) Bize İsmail b. İbrahim, Hüseyin'den, (o) Muğire'den, (o da) İbrahim'den (naklen) haber verdi (ki İbrahim) şöyle dedi: Bir adamın yanına, ondan (hadis) almak için geldiklerinde onun namazına, gidişatına (sünnetine) ve durumuna bakar, (sonra) ondan (hadis) alırlardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
429-) Bize İmrân b. Zürâre haber verip (dedi ki) bize Hü -şeym haber verip (dedi ki) bize Muğire, İbrahim'den, onun şöyle dediğini haber verdi: Bir adama, ondan ilim almak üzere geldiklerinde onun namazına, gidişatına (sünnetine) ve durumuna bakar, sonra ondan (ilim) alırlardı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
430-) Bize Ebû Ma'mer İsmail b. İbrahim, Ravh'dan, (o) Hişâm'dan, (o da) el -Hasan'dan (naklen), İbrahim'in (yukarıdaki) sözünün benzerini haber verdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
431-) Bize Ebû Ma'mer İsmail b. İbrahim haber verip (dedi ki) bize Abdullah b. Ebi Ca'fer er -Râzî, babasından, (o) er -Rebî'den, (o da) Ebu'l -Âliye'den (naklen) haber verdi (ki Ebu'l -Aliye) şöyle dedi: Biz, kendisinden (hadis) almak için adama gelirdik de namaz kıldığında bakardık; şayet güzel kılarsa, "o, başkasını (yani hadis rivâyetini) daha güzel yapar" diyerek yanına otururduk. (Namazını) kötü kılarsa; "O, başkasını (yani hadis rivâyetini) daha kötü yapar" diyerek yanından kalkardık. Ebû Ma'mer; "Onun (yani Ebu'l -Âliye'nin) sözleri, bunun benzeridir" demiştir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
432-) Bize Ebû Âsim haber verip (dedi ki, bunu ondan (yani zikredilecek haberi İbn Avn'dan) işitip işitmediğimi (tam) bilmiyorum, -veya İbn Avn'ın, Muhammed'den (naklen şöyle bir rivâyeti) var: "Şüphesiz bu ilim dindir. Binaenaleyh, dininizi kimden aldığınıza (iyi) bakınız!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
433-) Bize Mervân b. Muhammed haber verip (dedi ki) bize Sa'id b. Abdilaziz, Süleyman b. Mûsa'dan, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Tâvûs'a dedim ki; "Falan bana şöyle şöyle hadis rivâyet etti, (ne dersiniz alayım mı?)." Şöyle karşılık verdi: Şimdi eğer arkadaşın, dininde ve bilgisinde kendisine güvenilir (meliyy) biri ise ondan (hadis).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
434-) Bize Muhammed b. Ahmed haber verip (dedi ki) bize Süfyân, Hişâm b. Huceyr'den, (o da) Tâvûs'dan (naklen) rivâyet etti (ki Tâvûs) şöyle dedi: Büşeyr b. Kâ'b İbn Abbâs'ın yanına geldi ve ona hadis rivâyet etmeye başladı. Sonunda İbn Abbâs "İlk hadisi bana tekrar et!" dedi. (O zaman) Büşeyr ona şöyle dedi: "Bilmiyorum, (acaba rivâyet ettiğim) bütün hadîsleri kabul ettin de bunu inkâr mı ettin, yahut bunu kabul ettin de (diğer) bütün hadislerimi inkâr mı ettin?". Buna İbn Abbâs şöyle karşılık verdi. Doğrusu bizler Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem), ona isnâd edilerek yalan söylenmediği zaman hadis rivâyet ederdik. Ama insanlar hırçın ve uysal (develere) binince (yani yanlış -doğru, uydurma -sahih her şeyi rivâyete başlayınca biz ondan hadis rivâyet etmeyi bırakdık).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
435-) Bize İsmail b. Ebân haber verip dedi ki; bize Abdullah İbnu'l -Mübarek Ma'mer'den, (o) İbn Tâvûs'dan, (o) babasından, (o da) İbn Abbâs'dan (naklen) rivâyet etti (ki, İbn Abbâs) şöyle dedi: Biz hadisleri (sözleri haberleri) ezberlerdik -hadis ise ancak Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) ezberlenir -. Nihayet siz hırçın ve uysal (develere) bindiniz, (olur -olmaz her şeyi rivâyet etmeye başladınız. Bunun üzerine biz de hadis ezberlemeyi terkettik).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
436-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (o) Leys'den, (o) Tâvûs'dan, (o da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) haber verdi (ki Abdullah) şöyle dedi: "Hazret-i Süleyman'ın bağlamış olduğu bazı şeytanların, insanları din konusunda bilgilendirmek üzere ortaya çıkmaları yakındır. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
437-) Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki) bize Zaide. Hişâm'dan, (o da) Muhammed'den (naklen) rivâyet etti (ki Muhammed) şöyle dedi: Bu hadisi kimden aldığınıza (iyi) bakınız! Çünkü o dininizdir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Sikalardan Hadis Rivâyeti Hakkında
438-) Bize Mûsa b. Halid haber verip (dedi ki) bize Mu'temir, babasından, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Kur'an’ın tefsirinden sakınıldığı gibi, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hadisini açıklamaktan da kesinlikle sakınılır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
439-) Bize Sadaka İbnu’l -Fadl haber verip (dedi ki) bize Mu'temir, babasından, onun şöyle dediğini rivâyet etti: İbn Abbâs dedi ki, "Resûlüllah şöyle buyurdu, falan ise şöyle dedi, demenizden dolayı cezalandırılmaktan veya yere batırılmakdan korkmuyor musunuz?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
440-) Bize el -Hasan b. Bişr haber verip (dedi ki) bize el -Mu'âfa, el -Evzâ'î'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Ömer b. Abdilaziz (ilgili memurlara) şöyle yazmıştı: Kitâb'da ((yani Kur'an-ı Kerim'de hükmü bulunan meselede) hiç kimsenin görüş (beyânı hakkı) yoktur. Önder alimlerin görüş (beyânı hakkı) ancak, hakkında ne Kitab (Kur'an hükmü) inmiş, ne de Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) bir uygulama geçmiş olmayan şeylerdedir. Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) koyduğu, bir sünnette (hükmü bulunan meselede de) hiç kimsenin görüş (beyâna hakkı) yoktur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
441-) Bize Mûsa b. Hâlid rivâyet edip (dedi ki) bize Mu'temir b. Süleyman, Ubeydullah b. Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Ömer b. Abdilaziz bir hutbe irad edip şöyle dedi: Ey insanlar! Şüphe yok ki Allah, peygamberinizden sonra hiçbir peygamber göndermemiş, ona indirdiği bu Kitab'dan sonra da hiçbir kitab indirmemişdir. Binaenaleyh Allah'ın, peygamberinin lisanıyla helâl kıldığı şeyler kıyamet gününe kadar helâl, peygamberinin lisanıyla haram kıldığı şeyler kıyamet gününe kadar haramdır. İyi bilin ki ben hüküm veren değil fakat (verilmiş olan hükmü) yerine getirenim, bid'at işleyen değil, fakat (Allah ve Resûlü'ne) ittibâ edenim. Sizden daha hayırlı da değilim. Ne var ki yüküm, (üstlendiğim halifelik görevim) sizinkinden daha ağırdır. İyi bilin ki Allah'ın mahlûkatından hiç kimsenin, Allah'a isyan konusunda itaat edilme hakkı yoktur. Dikkat edin! Acaba işittirdim mi?

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
442-) Bize Abdullah b. Sa'id haber verip (dedi ki) bize Süfyân b. Uyeyne Hişâm b. Huceyr'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Tâvûs, ikindiden sonra iki rekât namaz kılardı. İbn Abbâs ona; "Bunu bırak!" dedi. (Tâvûs da); "Bu ancak, bir merdiven edinilmesin diye yasaklanmıştı" dedi. İbn Abbâs şöyle karşılık verdi: "Şu halde gerçek şu ki, ikindiden sonra namaz kılmak yasaklanmıştır. Artık bilmiyorum, ondan dolayı sana ceza mı verilir, sevap mı verilir; Çünkü Allah şöyle buyuruyor: "Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. " Süfyân dedi ki; "Bir merdiven edinilir" şu demektir: "İkindiden sonra geceye kadar namaz kılmır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
443-) Bize Muhammed İbnu’l -Alâ’ haber verip (dedi ki) bize İbn Nümeyr, Mücahid'den, (o) Âmir'den, (o da) Câbir'den (naklen) haber verdi ki (Bir gün) Ömer İbnu'l -Hattâb (radıyallahu anh), Resûlüllah'a bir Tevrat nüshası getirdi ve "Ya Resûlüllah dedi, bu bir Tevrat nüshasıdır". (Resûlüllah) de bir şey söylemedi. Sonra o okumaya başladı. Bu esada Resûlüllah'ın yüzü(nün rengi de) değişiyordu. Bunun üzerine Ebû Bekir (radıyallahu anh); "Evlât acısı görenler seni kaybedesice! Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzünü hiç görmüyor musun?" dedi. Hazret-i Ömer o zaman Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüne baktı ve hemen; şöyle dedi: "Allah'ın gazabından, onun Resulünün gazabından Allah'a sığınırım. Rab olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, peygamber olarak Hazret-i Muhammed'e razı olduk." Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Muhammed'in canı elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, şayet Mûsa sizin için ortaya çıksaydı ve siz de beni terkederek ona uysaydınız, doğru yoldan sapmış olurdunuz. Şayet o sağ olsa ve peygamberliğime kavuşsaydı bana ittibâ ederdi."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
444-) Bize Kabisa rivâyet edip (dedi ki) bize Süfyân, Ömer'in soyundan yaşlı biri olan Ebû Rebâh'dan, onun şöyle dediğini haber verdi: Sa'îd İbnu'l -Museyyeb, ikindiden sonra, fazla olarak iki rekât namaz kılan bir adam gördü. Bunun üzerine (namaz kılan adam) ona; "Ebû Muhammed! Allah, namazdan dolayı beni cezalandırır mı?" dedi. O şöyle cevap verdi: "Hayır! Ama seni, sünnete aykırı hareket etmekden dolayı cezalandırır!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Hazret-i Peygamberin Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Hadisini Açıklamakdan Ve Onun Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Sözünün Yanında Başkasının Sözünden Sakınma
445-) Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki) bana el -Leys rivâyet edip (dedi ki) bana İbn Aclân, el -Aclân'dan, (o) Ebu Hureyre'den, (o da) Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti (ki Resûlüllah) şöyle buyurdu: "Bir ara bir adam çizgili iki kumaşın içinde, (bunlara bürünmüş olarak) bobürlene böbürlene yürüyordu. (Bundan dolayı) Allah onu yere batırıverdi. Artık o, kıyamet gününe kadar, bağırıp çağırarak yerin dibine batmaya devam edecektir." Bunun üzerine takım bir elbise giyiniş olan, (haberi nakleden el -Aclân’ın) ismini de söylediği bir genç şöyle dedi: "Ebû Hureyre! Yere batırılmış olan o genç şöyle mi yürüyordu?" (Yürüyüş taklidi yapan genç) sonra işaretler yaptı, derken öyle bir tökezledi ki neredeyse parçalanacakdı. Bunun üzerine Ebû Hureyre şöyle dedi: "Burnu ve ağzı üzerine yere çarpılsın! (Allah ne güzel buyurmuştur) "O alay edenlere karşı biz sana yeteriz !"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi
446-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki) bize Hârûn -ki o İbnu'l -Muğire'dir. -, Amr b. Ebû Kays'dan, (o) ez -Zübeyr b. Adiyy'den, (o da) Hırâş b. Cübeyr'dan (naklen) rivâyet etti (ki Hırâş) şöyle dedi: (Bir gün) caminin içinde (sapanla veya parmaklarıyla) taş atan bir genç gördüm. Bir ihtiyar ona; "Böyle taş atma! Çünkü ben, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) (sapanla veya parmaklarla) taş atmayı yasakladığını işittim" dedi. Sonra bu genç gafil davramp ihtiyarın kendisine dikkat etmeyeceğini zannetti ve, (sapanla veya parmaklarıyla tekrar) taş attı. Bunun üzerine ihtiyar ona şöyle dedi: "Sana, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) (sapanla veya parmaklarla) taş atmayı yasakladığını işittiğimi söylüyorum. Sen yine böyle taş atıyorsun! Vallahi, ne senin cenazene katılırım, ne hastalığında seni ziyaret ederim, ne de ebediyyen seninle konuşurum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi
447-) Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki) bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (o) Sa'id b. Cübeyr'den, (o da) Abdullah b. Muğaffel'den (naklen) rivâyet etti (ki Abdullah) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (sapanla veya parmaklarla) taş atmayı yasakladı ve; "O, ne av avlar, ne de düşman kırıp geçirir. Ama diş kırar, göz çıkarır" buyurdu. Bu rivâyet üzerine, Sa'îd ile aralarında akrabalık bulunan bir adam yerden bir şey aldı ve, (atarak); "Bu mu? Bu ne olur ki?" dedi. Bunun üzerine Sa'îd de şöyle dedi: "Allah Allah! Ben sana Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis rivâyet ediyorum; sen ise onu hafife alıyorsun! Seninle ebediyyen konuşmayacağım!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi
448-) Bize Abdullah b. Yezîd haber verip (dedi ki) bize Kehmes İbnu'l -Hasan, Abdullah b. Büreyde'den, onun şöyle dediğini haber verdi: (Bir gün) Abdullah b. Muğaffel, arkadaşlarından bir adamı (sapanla veya parmaklarıyla) taş atarken gördü ve; "Böyle taş atma, dedi, çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (sapanla veya parmaklarla) taş atmayı yasaklar, kerih görürdü. Ayrıca onunla ne düşman kırılıp geçirilir, ne de av avlanır. Ama o göz çıkarabilir, diş kırabilir." Bundan sonra onu yine böyle taş atarken gördü. Bunun üzerine ona şöyle dedi: Sana, bunu Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yasakladığını haber vermedim mi? Yine görüyorum ki böyle taş atıyorsun! Vallahi seninle ebediyyen konuşmayacağım!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi
449-) Bize Mervân b. Muhammed haber verip (dedi ki) bize Said b. Beşîr, Katâde'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: İbn Sîrin bir adama, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis rivâyet etti. Adam da; "Falan şöyle şöyle söyledi," dedi. Bunun üzerine İbn Sîrin şöyle karşılık verdi: "Ben sana Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis rivâyet ediyorum. Sen ise, falana falan şöyle şöyle söyledi, diyorsun! Seninle ebediyyen konuşmayacağım!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi
450-) Bize Muhammed b. Kesir, el -Evzâî'den, (o) ez –Zührî’den, (o) Sâlim'den, (o da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Sizden birinizden, hanımı, camiye (gitmek için) izin istediği zaman onu menetmesin!" Bu rivâyet üzerine Abdullah'ın bir oğlu; "Yine de, vallahi, onları menedeceğim" dedi. İbn Ömer hemen ona dönüp öyle bir sövdü ki, daha önce hiç kimseye böyle sövdüğünü görmemiştim. Sonra da şöyle dedi: Ben sana Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis rivâyet ediyorum, sen ise; 'Yine de, vallahi, onları menedeceğim" diyorsun.'

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Kendisine Hazret-i Peygamberden –sallallahü Aleyhi Ve Sellem- Bîr Hadis Ulaşıp Da Onu Ululamayan Ve Ona Saygı Göstermeyen Kimsenin Cezasının Hemen Verilmesi