Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı

502-) Bize Ahmed b. İsa haber verip (dedi ki) bize ibn vehb, Muâviye’den, (o da) el -Hasan b. Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani el -hasan) Ebû Umâme el -Bâhilî'ye, ilmin yazılmasının (caiz olup olmadığını) sordu, o da; "Bunda hiçbir mahzur yoktur" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
503-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki) bize Mu'âzrivâyet edip (dedi ki) bize İmrân b. Hudeyr, Ebû Mücliz'den, (o da) Beşîr b. Nehîk'den (naklen) rivâyet etti (ki Beşîr) şöyle dedi: Ben Ebû Hureyre'den işittiğim şeyleri yazardım. Sonra kendisinden ayrılmak istediğimde ona, (kendisinden yazdığım) kitabını getirip okudum ve; "Bu, senden işittiğim şeydir (değil mi? Onu senden rivâyet edeyim mi?)" dedim. O da, "Evet" dedi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
504-) Bize Muhammed b. Sa'îd haber verip (dedi ki) bize Şerik, Târik b. Abdirrahman'dan, (o da) Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) haber verdi (ki Sa'îd) şöyle dedi: Ben İbn Ömer ve İbn Abbâs'dan geceleyin hadisi işitir ve onu (bineğimin) palanının kaşına yazardım.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
505-) Bize Muhammed b. Sa'îd haber verip (dedi ki) bize Şerîk, Leys'den, (o) Mücâhid'den, (o da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) haber verdi (ki Abdullah) şöyle dedi: Beni şu hayata, başkası değil, sadece es -Sâdıka ve el -veht meylettiriyor: es -Sâdıka, Resûlüllah'dan (sallallahü aleyhi ve sellem) yazdığım bir sahifedir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
506-) Bize Ebû Asım haber verip (dedi ki) bana İbn Cüreyc, Abdulmelik b. Abdillah b. Ebî Süfyân'dan, (o da) amcası Anır b. Ebî Süfyân'dan (naklen) haber verdi ki o (yani Anır), Ömer İbnu'l -Hattâb'ı (radıyallahu anh) şöyle derken işitti: İlmi yazıyla kaydediniz.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
507-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki) bize Yahya b. Sa'îd rivâyet edip (dedi ki) bize İbn Cureyc rivâyet edip dedi ki; bana Abdulmelik b. Abdillah b. Ebî Süfyân es -Sakafî, İbn Ömer'den haber verdi ki, o şöyle demiş: Bu ilmi yazıyla kaydediniz.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
508-) Bize Ebu'n -Nu'mân haber verip (dedi ki) bize Abdulvâhıd rivâyet edip (dedi ki) bize Osman b. Hakim rivâyet edip dedi ki, Saîd b. Cübeyr'i, şöyle derken işittim: Geceleyin İbn Abbâs'la beraber Mekke yolunda yürürdük. O bana hadis rivâyet ederdi de ben onu, sabah olup da (defterlerime) yazmam için (bineğimin) palanının kaşına yazardım.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
509-) Bize İsmail b. Ebân, Yakûb el -Kummî'den, (o) Ca'fer b. Ebi'l -Muğire'den (o da) Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) haber verdi (ki Sa'îd) şöyle dedi: Ben İbn Abbâs’ın yanında, (ondan duyduklarını) bir sahifeye yazardım, (o dolunca da) terliklerime yazardım."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
510-) Bize Mâlik b. İsmail haber verip (dedi ki) bize Mendel b. Ali el -Anezi rivâyet etti. (o dedi ki) bana Ca'fer b. Ebi'l -Muğire, Sa'îd b. Cübeyr'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben İbn Abbâs’ın yanında oturuyor ve (ondan duyduklarımı), doluncaya kadar sahifeye yazıyordum. Sonra, (sahifem dolunca) terliklerimi çeviriyor ve (duyduklarımı) sırtlarına (yani altlarına) yazıyordum.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
511-) Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki) bize Fudayl, Ubeyd el -Mukettib'den, onun şöyle dediğini haber verdi: Onları (yani talebeleri) Mücâhid'den tefsir yazarken gördüm.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
512-) Bize Muhammed b. Sa'îd haber verip (dedi ki) bize vekî', Abdullah b. Han eş'den, onun şöyle dediğini rivâyet etti: Onları (yani talebeleri) el -Berâ'nın yanında (ondan duyduklarını) kamış uçlarıyla avuçlarına yazarken gördüm.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
513-) Bize İsmail b. Ebân, İbn İdris'den, (o) Hârûn b. Antere'den, (o da) babasından (naklen) haber verdi (ki, o şöyle demiş: ) İbn Abbâs bana bir hadis rivâyet etti. Ben de, "Onu senden yazayım mı?" dedim. Bunun üzerine o bana izin verdi ama neredeyse (izin vermiyecekdi).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
514-) Bize el -velîd b. Şucâ' haber verip (dedi ki) bana Muhammed b. Şuayb b. Şâbûr rivâyet edip (dedi ki) bize el -velîd b. Süleyman b. Ebi's -Sâ'ib, Recâ' b. Hayve'den haber verdi ki, o (yani Recâ') kendisine rivâyet edip şöyle söylemiş: Hişâm b. Abdilmelik, valisine, bana bir hadis sorması için mektup yazmıştı... Recâ' dedi ki; o (sorulan hadis), yanımda yazılı olmamış olsaydı onu unutmuş gitmiştim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
515-) Bize el -velîd b. Şucâ' haber verip (dedi ki) bana Muhammed b. Şu'ayb haber verip (dedi ki) bize Hişâm İbnu’l -Gâz haber verip dedi ki, Atâ' b. Ebî Rebâh'a (bir şeyler) soruluyor ve, verdiği cevapları, önünde yazılıyordu.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
516-) Bize el -velid b. Şucâ’ haber verip (dedi ki) bize Muhammed b. Şu'ayb b. Şâbûr haber verip (dedi ki) bize el -velîd b. Süleyman b. Ebi's -Sâ'ib, Süleyman b. Mûsa'dan rivâyet etti ki, o (yani Süleyman), İbn Ömer'in âzâdlısı Nâfi'i, ilmini yazdırır ve, önünde yazılırken görmüşdü.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
517-) Bize el -velîd b. Şucâ’ haber verip (dedi ki) bize el -Mübârek b. Sa'îd rivâyet edip dedi ki, Süfyân geceleyin hadisi duvara yazar, sabah olunca onu istinsah eder, (defterine geçirir), sonra da (duvarda yazdıklarını) kazırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
518-) Bize el -Huseyn b. Mansûr haber verip (dedi ki) bize Ebû Usâme rivâyet edip (dedi ki) bize Ebû Ğıfâr el -Musenna b. Sa'îd et -Tâ'î rivâyet edip (dedi ki) bana Avn b. Abdillah rivâyet edip dedi ki: Ömer b. Abdilaziz'e; "Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir adam olan falan bana rivâyet etti..." dedim de Ömer o (adamı) tanıdı. (Sonra) dedim ki o bana şöyle rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Haya, iffetlilik, az konuşma (dilini tutma) - dilin az konuşması, kalbin az konuşması değil - iyi anlayış (fıkıh) imandandır. Bunlar âhirette (mükâfatı) artıran, dünyadan (dünyevî menfaatleri) noksanlaştıran şeylerdendir. Ahirette artırdıkları şeyler ise daha çoktur. Edebsiz konuşma, kaba daranma, cimrilik ise münâfıklıkdandır. Bunlar dünyada artırıp ahirette noksanlaştıran şeylerdendir. Ahirette noksanlaştırdıkları ise daha çoktur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
519-) Bize el -Hüseyn b. Mansûr haber verip (dedi ki) bize Ebû Usâme rivâyet edip (dedi ki) bana Süleyman İbnu’l -Mugire rivâyet edip dedi ki, Ebû Kılâbe şöyle dedi: Ömer b. Abdilaziz, beraberinde bir kağıt olduğu halde, öğle namazı için yanımıza çıkageldi. Sonra, yine beraberinde o (kâğıt) olduğu halde ikindi namazı için yanımıza çıkageldi. Bunun üzerine ona; "Ya Emîrel mü'minîn! Bu yazı nedir?" dedim "Bana Avn b. Abdillah'ın rivâyet ettiği bir hadis!" dedi. (Baktım,) hoşuma gitti. Bunun için onu yazdım. Gördüm ki onda, şu (yukarıdaki) hadis (yazılıymış!).

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
520-) Bize İsmail b. Ebân haber verip (dedi ki) bize Mes'ûd, Yûnus b. Abdillah b. Ebî Ferve'den, (o da) Şurahbîl b. Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti (ki Şurahbîl) şöyle dedi: el -Hasan, kendi oğullarıyla kardeşinin oğullarını çağırdı ve şöyle dedi: "Oğullarım, kardeşimin oğulları! Sizler (bugün) topluluğun küçüklerisiniz. Yakında başkalarının büyükleri olacaksınız! Binaenaleyh ilmi öğreniniz. Sizden kim onu rivâyet edemezse -veya "ezberleyemezse" demişti -onu yazsın ve evine koysun!.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İlmin Yazılmasına İzin Veren Kimseler
521-) Bize el-Velîd b. Şucâ' haber verip (dedi ki), bize Süfyân b. Uyeyne rivâyet edip (dedi ki), bize Asım, Şakîk'ten, (O da) Cerîr'den (naklen) rivâyet etti (ki, Cerir) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim, kendisinden sonra onunla amel edilen güzel bir âdet korsa, ona, bununla amel eden kimselerin sevabının aynısı, o (amel edenlerin) sev abından hiçbir şey eksiltilmeksizin, verilir. Kim de kötü bir âdet korsa, ona, bununla amel eden kimselerin günâhının aynısı, o (amel edenlerin) günâhlarından hiçbir şey eksiltilmeksizin, verilir. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
522-) Bize el-Velîd b. Şucâ' haber verip (dedi ki), bize İsmail b. Ca'fer, el-Huraka'nin âzâdlısı olan el-Alâ' b. Abdirrahman b. Ya'kûb'dan, (O) babasından, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim doğru bir yola çağırırsa ona, kendisine uyanların sevaplarının aynısı kadar sevap verilir. Bu (sevap verme), onların sevaplarından hiçbir şey de eksiltmez. Kim de bir sapıklığa davet ederse ona, kendisine uyanların günâhlarının aynısı kadar günâh verilir. Bu (günâh verme), onların günâhlarından hiçbir şey de eksiltmez. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
523-) Bize el-Velîd b. Şucâ' haber verip (dedi ki), bize Ebû Muâviye rivâyet edip (dedi ki), bize el-A'meş, Müslim –yani İbn Subeyh'- ten, (O) Abdurrahman b. Hilâl el-Absî'den, (O da) Cerîr b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti (ki, Cerîr) şöyle dedi: (Birgün) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir hutbe irad buyurdu ve cemaati sadaka vermeye teşvik etti. (Fakat cemaat) ağır davrandı. Öyle ki onun (yani Hazret-i Peygamber'in) yüzünde kızgınlık alâmeti belirdi. Sonra Ensârdan bir adam bir kese (para) getirdi. Bunun üzerine cemaat da peşpeşe getirmeye başladı. Nihayet (Hazret-i Peygamber'in) yüzünde sevinç alâmeti görüldü ve şöyle buyurdu: "Kim güzel bir çığır açarsa, ona kendi sevabı ve o (çığırda) amel eden kimselerin sevabının aynısı, bunların sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin verilir. Kim de kötü bir çığır açarsa, ona kendi günâhı ve o (çığırda) amel eden kimselerin günâhının aynısı, bunların günâhlarından hiçbir şey eksiltilmeksizin verilir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
524-) Bize Abdulvehhâb b. Sa'îd haber verip (dedi ki), bize Şu'ayb -ki O İbn İshak'tır- rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzâ'î rivâyet etti. ( O dedi ki), bana Hassan b. Atıyye rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde sevap bakımından en büyüğünüz ben olacağım. Çünkü bana kendi sevabım ve (bir de) bana uyanların sevabı verilecektir. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
525-) Bize Mâlik b. İsmail haber verip (dedi ki), bize Abdüsselâm, Leys'ten, (O) Bişr'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti (ki, Enes) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim bir işe çağırırsa, velev ki bir adam bir adamı çağırmış olsun, Kıyamet gününde ondan dolayı durdurulacak, ona bağlı kalacaktır." (Hazret-i Peygamber) sonra (şu âyeti) okudu: "Durdurun onları! Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. "

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
526-) Bize Amr b. Âsim haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Asım'dan, (O da) eş-Şa'bî'den (naklen) rivâyet etti ki İbn Mes'ûd şöyle dedi: Dört şey var ki (sevapları) ölümünden sonra kişiye verilir: Daha önce malında Allah'a itaatkâr olduğunda, onun üçte biri; ölümünden sonra kendisine hayır -dua- edecek hayırlı evlât; kişinin açtığı ve ölümünden sonra o (yolda) amel edilen iyi çığır; kişiye yüz adam şefaat ettiğinde de onların onun hakkındaki şefaatleri kabul edilir.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: İyi Veya Kötü Bir Adeti Yerleştiren Çığır Açan Kimseler
527-) Bize Ahmed İbnu'l-Haccâc haber verip (dedi ki), bize Süfyân b. Uyeyne, el-A'meş'ten, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İbrahim'i bir direğin yanına oturtmak için ısrar ettik de, O razı olmadı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
528-) Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, el-Muğire'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O (yani İbrahim'in kendisi, ders esnasında) direğe yaslanmaktan hoşlanmazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
529-) Bize el-Hakem İbnu'l-Mübârek haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, el-Muğire'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İbrahim, sorulmadıkça hadis rivâyet etmeye başlamazdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
530-) Bize Abdullah b. Sa'îd haber verip (dedi ki), bize Yûnus b. Bükeyr rivâyet etti. (O dedi ki) bize el-A'meş, Hayseme'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Abdullah'ın talebe arkadaşlarından ve bunların beğendiği biri olan el-Hâris b. Kays el-Cufî (isimli biri) vardı. O'nun yanına bir kişi-iki kişi otururdu da onlara hadis rivâyet ederdi. Çoğaldıklarında ise kalkar, onları terkederdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
531-) Bize Ahmed b. Abdillah b. Yûnus haber verip (dedi ki), bize Ebû Şihâb, el-A'meş'ten, (O) İbrahim'den, (O da) Alkame'den (naklen) rivâyet etti (ki, Alkame) şöyle dedi: Abdullah öldüğünde kendisine; "otursan da halka Sünnet'i öğretsen!" denmişti. Bunun üzerine o şöyle karşılık vermişti: "Topuğumun çiğnenmesini (yani insanların peşime takılmalarını) mı istiyorsunuz?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
532-) Bize Muhammed İbnu’l-Alâ' haber verip (dedi ki), bize ibn İdris rivâyet edip dedi ki, Hârûn b. Antere'yi, Süleyman b. Hanzala'dan (nakille), O'nun şöyle dediğini (rivâyet ederken) işittim: Kendisiyle konuşmak için Übeyy b. Ka'b’ın yanına gelmiştik. Sonra O kalkınca biz de ardından yürüyerek, kalktık. Derken Ömer bize yaklaşıp O'nun peşine düştü ve Ömer O'na kamçı ile vurdu. (Süleyman) dedi ki, bunun üzerine O, kollarıyla ondan korunmaya çalıştı ve "ya Emire'l-mü'minîn! Ne yapıyoruz ki?" dedi. (O zaman Hazret-i Ömer) şöyle dedi: "(Bu şekilde yürüyüşünüzü), ardına düşülen kimse için bir fitne (azdırma vesilesi), arkadan gelen kimse için ise bir aşağılık olarak görmüyor musun?"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
533-) Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Cerir, Mansûr'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim) şöyle dedi: "Onlar, peşlerinden gidilmesinden hoşlanmazlardı."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
534-) Bize Sa'îd b. Âmir, Humeyd b. Esved'den, (O da) Bistâm b. Müslim'den (naklen haber verdi (ki, Bistâm) şöyle dedi: Muhammed b. Şîrîn, birisi kendisiyle beraber yürüdüğü zaman dikilip durur ve "bir ihtiyacın mı var?" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
535-) Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Hasan b. Salih, Hamza'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim) şöyle dedi: Peşinizden gelinmesinden sakının!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
536-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki), bize Haccâc b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, el-Heysem'den, (O da) Âsim b. Damra'dan naklen rivâyet etti ki, O (yani Âsim), bazı insanların, Sa'îd b. Cubeyr'in ardına düştüklerini gördü. (Râvi el-Heysem) dedi ki, zannediyorum ki O, (yani Âsim) şöyle dedi: (Sa'îd) onları menetti ve şöyle dedi: Muhakkak ki bu yaptığınız şey -veya bu yürüyüşünüz-, arkadan gelen kimse için bir aşağılık, ardına düşülen kimse için ise bir fitne, (azdırma vesilesidir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
537-) Bize Sa'îd b. Âmir haber verip (dedi ki), bize Humeyd b. Esved, İbn Avn'dan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: İskele'de yapmayı istediğim bir bina için Muhammed'e danıştım. (İbn Avn) dedi ki, O da bana görüşünü söylemiş ve "binanın temelini atmak istediğin zaman bana haber ver, seninle beraber geleyim" demişti. (İbn Avn) dedi ki, ben de (temel atacağım zaman) ona geldim. (İbn Avn) dedi ki, bir ara biz yürüyorken bir adam çıkageldi ve onunla birlikte yürümeye başladı. Bunun üzerine Muhammed dikilip durdu ve "bir ihtiyacın mı var?" dedi. (Adam); "hayır" dedi. (Muhammed); "eğer yoksa çekil git!" dedi. Sonra bana döndü ve "sen de çekil git!" dedi. (İbn Avn) dedi ki, o zaman ben de gittim ve yolu değiştirdim, tersi yola girdim.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
538-) Bize Ahmed İbnu'l-Haccâc haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Mehdî, Süfyân'dan, (O da) Nuseyr'den (naklen) rivâyet etti ki, er-Rebî'e (talebe arkadaşları) geldiği zaman, -onları kastederek-; "sizin şerrinizden Allah'a sığınırım" derdi.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
539-) Bize Mahled b. Mâlik haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Sa'îd, el-A'meş'ten (O) Recâ’ el-Ensârî'den, (O da) Abdurrahman b. Bişr'den (naklen) rivâyet etti (ki, Abdurrahman) şöyle dedi: Biz Habbâb İbnu'l-Erett'in yanında idik. Derken talebe arkadaşları yanına (gelip) toplandılar. O susmuş, (duruyordu). Bunun üzerine O'na; "talebe arkadaşlarına rivâyet etmeyecek misin?" dendi. Şöyle cevap verdi: "Onlara, yapmadığım şeyi söylemekten korkuyorum."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
540-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O da) Salih'ten (naklen) haber verdi, (ki Salih) şöyle dedi: Eş-Şa'bi'yi şöyle derken işitmiştim: İlimden, ne lehime, ne de aleyhime olmaksızın başabaş kurtulmamı temenni ederdim!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
541-) Bize Yezîd b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize İbn Avn, el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, İbn Mes'ûd, halk peşinden gittiği halde yürüyordu da şöyle dedi: "Peşimden gelmeyiniz. Vallahi, kendisinden dolayı kapımı kilitlediğim şeyi bilseydiniz, sizden hiçbir kimse ardıma düşmezdi!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
542-) Bize Muhammed b. Humeyd haber verdi. (O dedi ki), bize Cerir, Muğire'den, (O da) Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) rivâyet etti (ki, Sa'îd) şöyle dedi: (İnsanın peşinden yürümek), ardına düşülen kimse için bir fitne, (azdırma vesilesi), arkadan gelen kimse için ise aşağılıktır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
543-) Bize Şihâb b. Abbâd haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Umeyy'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ali'nin (kerremellahu vecheh) arkasından yürümüşlerdi de O şöyle demişti: "Papuçlarınızın sesini benden uzaklaştırın! Çünkü o (papuç sesleri) ahmak adamların kalplerini bozar."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
544-) Bize Ebu'n-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Yezîd b. Hâzim'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: El-Hasan'ı şöyle derken işitmiştim: Şüphe yok ki adamların etrafındaki papuç sesleri, ahmak olanları (yerlerinde) az durdurur!

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
545-) Bize Muhammed b. Hatim el-Müktib haber verip (dedi ki), bize Kasım -ki O ibn Mâlik'tir- rivâyet edip (dedi ki), bize Leys, Tâvûs'tan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: O (yani Tâvûs), yanına bir veya iki adam oturduğu zaman kalkar, uzaklaşırdı.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
546-) Bize Esved b. Âmir haber verip (dedi ki), bize Ebû Bekr, el-A'meş'ten, (O) Sa'îd b. Abdillah b. Cureyc'den, (O da) Ebû Berze el-Eslemi'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Berze) şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde hiçbir kulun ayakları; ona, ömrünü ne için tükettiği, ilmi ile ne yaptığı, malını nereden kazanıp nerede harcadığı, vücûdunu ne için yıprattığı sorulmadıkça, (hesap yerinden) ayrılmayacaktır."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
547-) Bize Sa'îd b. Mansûr haber verip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Muhammed, Umâre b. Gaziyye'den, (O da) Yahya b. Râşid'den (naklen) rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ureyne oymağından falan, Muâz b. Cebel'den (naklen), O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Kıyamet gününde, insanların, âlemlerin Rabb'inin huzurunda duracakları günde Allah, kulları, onlara dört şeyi, yani ömürlerini ne uğrunda tükettiklerini, vücûdlarını ne uğrunda yıprattıklarını, mallarını nereden kazanıp nereye harcadıklarını, bildikleri şeylerle ne amel ettiklerini sormadıkça bırakmayacaktır

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
548-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O) Leys'ten, (O) Adiyy b. Adiyy'den (O) Ebû Abdillah es-Sunâbihî'den, (O da) Muâz b. Cebel'den (naklen) haber verdi (ki, Muâz) şöyle dedi: Kıyamet gününde hiçbir kulun ayakları, kendisine dört şey, yani ömrünü ne uğrunda tükettiği, vücûdunu ne uğrunda yıprattığı, malını nereden kazanıp nereye koyduğu (harcadığı), ilmi ile ne amel ettiği sorulmadıkça, (hesap yerinden) ayrılmayacaktır.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
549-) Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O da) Leys'ten (naklen) haber verdi (ki, Leys) şöyle dedi: Tâvûs bana dedi ki; "öğrendiğin şeyi kendin için öğren. Çünkü insanlardan emânet (duyguları) yok olup gitmiştir."

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
550-) Bize Süleyman b. Harb, Umâre b. Mihrân'dan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) haber verdi (ki, el-Hasan) şöyle dedi: Ben (asıl, kelimenin tam manâsıyla) insanlara kavuştum. (Onlarda) kendini ibadete veren kimse, kendini ibadete verdiği zaman, konuşması cihetinden tanınmaz, fakat ilmi cihetinden tanınırdı. İşte faydalı ilim, budur.

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Meşhur Olmaktan Ve Tanınmaktan Hoşlanmayan Kimseler
551-) Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize el-Evzâ'î, Hassân'dan, (O da) Ebû Kebşe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Ebû Kebşe) şöyle dedi: Abdullah b. Amr'dan, şöyle dediğini işittim: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Benden, bir âyet de olsa, (başkalarına) ulaştırınız. İsrailoğullarından da rivâyet edebilirsiniz, bunda bir beis yokdur. Kim de bile bile bana isnad ederek yalan söylerse, Cehennem'deki yerine hazırlansın!"

Kaynak: Sünen-i Dârimî, Mukaddime
Konu: Resûlüllah Sallallahü Aleyhi Ve Selem Rivâyette Bulunma Ve Sünnetleri Öğretme