Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı
1203-)
Bize Haccâc rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Usâme b. Zeyd'den, (O) Sa'id b. Ebî Sa'id el-Makburi'den, (O da) Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Ümmü Seleme'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Ümmü Seleme) şöyle dedi: Bir kadın Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) elip şöyle demiş: "Ben hakikaten başımın (saçını) örmeyi -veya bağlamayı- sağlam yaparım. (Gusül yaparken onları çözeyim mi?)" (Hazret-i Peygamber de) şöyle buyurdu: "Başına iki avucunla üç defa su alıp (dök). Sonra her iki avuç dolusu suyun peşine (saç örüklerini) iyice didikleyip sık."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1204-)
Bize Ebu'l-Velîd haber verip (dedi ki), bize Zâ'ide, Mansûr'dan, (O) İbrahim'den, (O) Hemmâm İbnû'l-Hâris'ten, (O da) Huzeyfe'den (naklen) rivâyet etti ki O, karısına şöyle demiş: Saçlarının köklerini araştır, (köklerine suyu ulaştır) ki, onlara acıması az olan (Cehennem) ateşi, onlan hilâllemesin.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1205-)
Bize Yezîd b. Hârûn, Ca'fer İbnu'l-Hâris'ten, (O da) Mansûr'dan (naklen), (O) İbrahim'den, (O) Hemmâm İbnû'l-Hâris'ten, (O da) Huzeyfe'den (naklen) haber verdi ki, O karısına şöyle demiş: Su ile saçlarının köklerini araştır, (suyu köklerine ulaştır) ki, onlara acıması az olan (Cehennem) ateşi onları hilâllemesin.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1206-)
Bize Amr b. Avn, Hâlid b. Abdillah'tan, (O) İbn Ebî Leyla'dan, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir'den (naklen) haber verdi (ki, Câbir) şöyle dedi: Kadın, cünüblükten dolayı gusül yaptığı zaman saçını bozmaz, ama köklerine su döküp onları ıslatır.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1207-)
Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan, O'nun, başının (saçı) topuz, (örük) yapılmış olduğu halde cünüb olan kadın onu çözer mi, (meselesi) hakkında şöyle dediğini rivâyet etti: "Hayır (çözmez). Fakat başına, saç köklerini tamamen sulayıncaya kadar iyice su döker."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1208-)
Bize Muhammed İbnu'l-Minhâl haber verip (dedi ki), bana Habîbe bint Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bana Amra bint Hayyân es-Sehmiyye rivâyet edip dedi ki, mü'minlerin annesi Hazret-i Âişe bana şöyle demişti: Sizden biri hayzından temizlendiğinde, bir parça toplak otu ile, bunu bulamazsa bir parça mersin ağacı ile, bunu bulamazsa bir parça çekirdek ile, bunu da bulamazsa bir parça tuz ile buhurlanamaz mı?
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1209-)
Bize Ebu'n-Nu'mân haber verip (dedi ki), bize Sabit b. Yezîd rivâyet edip (dedi ki), bize Asım, Muâze el-Adeviyye'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti (ki, Hazret-i Âişe) şöyle dedi: Kadın hayızdan dolayı gusül yaptığı zaman kan izine güzel koku sürsün.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1210-)
Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Ubeydullah'tan, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O'nun kadınları ve ümmü veled (cariyeleri) hayız ve cünüblükten dolayı, saçlarını bozmayarak, fakat ıslatılmalarında büyük gayret göstererek gusül yaparlardı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayız Olmadan Önce Kendisine Gusül Vâcib Olduğunda Hayızlı Kadının Gusül Yapması
1211-)
Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Muğîre'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti (ki, İbrahim) şöyle dedi: Hayızlı kadının camiden bir şeyi almasında hiçbir mahzur yoktur.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadının Camiye Girmesi
1212-)
Bize Yezîd b. Hârûn, Ca'fer İbnul-Hâris'ten, (O) Mansûr'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi (ki, İbrahim) şöyle dedi: Hayızlı kadın, içine girmeyerek camiden bir şeyi alabilir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadının Camiye Girmesi
1213-)
Bize Müslim haber verip (dedi ki), bize Hişâm, Katâde'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Cünüb kimse, camiye (bir şey) koyamadığı halde ondan (bir şey) alabilir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadının Camiye Girmesi
1214-)
Bize Yala haber verip (dedi ki), bize Abdülmelik, Atâ'dan (naklen) rivâyet etti (ki, Atâ'), hayızlı kadın camiden bir şeyi alabilir mi (meselesi) hakkında şöyle dedi: "Evet, Mushaftan başkasını (alabilir)."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadının Camiye Girmesi
1215-)
Bize Müslim haber verip (dedi ki), bize Hişâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, Ebû Miclez'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti (ki, İbn Abbâs); "...Cünüb iken de -yoldan geçmeniz müstesna- (guslünüzü yapıncaya kadar namaz (yerlerine) yaklaşmayın)" âyeti hakkında; "(yoldan geçen'den maksad) yolcudur" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Cünüb Kimsenin Camiden Geçmesi
1216-)
Bize Müslim haber verip (dedi ki), bize el-Hasan b. Ebî Ca'fer rivâyet edip dedi ki), bize Selm el-Alevî, Enes'ten rivâyet etti ki O; "...cünüb iken de -yoldan geçmeniz müstesna-, (guslünüzü yapıncaya kadar namaz (yerlerine) yaklaşmayın)" (âyetinin tefsirinde) şöyle dedi: Cünüb kimse, içinde oturmayarak camiden geçebilir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Cünüb Kimsenin Camiden Geçmesi
1217-)
Bize el-Hakem İbnu'l-Mübârek Ebû Nuaym, Serik'ten, (O) Abdulkerim el-Cezerî'den, (O da) Ebû Ubeyde'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Cünüb kimse, içinde oturmayarak camiden geçebilir." (Ebû Ubeyde) ardından şu âyeti okudu: "...cünüb iken de -yoldan geçmeniz müstesna- (guslünüzü yapıncaya kadar namaz (yerlerine) yaklaşmayın.)".
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Cünüb Kimsenin Camiden Geçmesi
1218-)
Bize el-Hakem İbnu'l-Mübârek haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Simâk'tan, (O) îkrime'den ve Sâlim'den (O da) Sa'id'den (naklen) rivâyet etti (ki, İkrime ve Sa'id) şöyle dediler: (Cünüb kimse) içinde oturmayarak (caminin içinden) geçebilir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Cünüb Kimsenin Camiden Geçmesi
1219-)
Bize Abdullah b. Mûsa, İbn Ebî Leyla'dan, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir'den (naklen) haber verdi (ki, Câbir) şöyle dedi: Biz cünüb olduğumuz halde caminin içinde yürür, bunda bir mahzur görmezdik.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Cünüb Kimsenin Camiden Geçmesi
1220-)
Bize Ya'la b. Ubeyd haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan, O'nun, boynunda muska (hamâyıl) veya (âyet) yazılı kâğıt bulunan hayızlı kadın hakkında şöyle dediğini rivâyet etti: "Eğer o, bir derinin içinde ise onu (boynundan) çıkarsın. Gümüşten yapılmış bir lülenin içinde ise bir mahzur yoktur: Dilerse (onu boynundan) indirir, dilerse (bir şey) yapmaz." Abdullah (ed-Dârimi'ye); "bu görüşü kabullenir misin?" denildi, O da; "evet" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadının Muska Takınması
1221-)
Bize Muhammed b. Yezîd haber verip dedi ki, bize Abdullah b. Şevzeb rivâyet edip (dedi ki), bize Matar rivâyet edip dedi ki, el-Hasan ve Atâ'ya, bir yolculukta beraberinde karısı bulunan, derken (karısı) hayız olan, sonra da kanı kesilen, ama su bulamayan adamın (karısının ne yapacağım) sordum, onlar da; "teyemmüm yapar, namazını kılar" dediler. (Matar) dedi ki, onlara; "kocası onunla cinsi münasebet yapabilir mi?" dedim. Onlar; "evet, dediler, (çünkü) namaz bundan daha büyüktür."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadın, Kanı Kesildiği, Fakat Su Bulamadığı Zaman Ne Yapar?
1222-)
Bize Sa'id İbnu'l-Muğîre, İbnu'l-Mübârek'ten, (O) İbn Cureyc'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki, O, hayız kanı kesilen fakat su bulamayan kadın hakkında şöyle dedi: Teyemmüm yaptığı zaman kocası onunla cinsi münâsebet yapabilir. Abdullah (ed-Dârimi'ye; "bu görüşü kabullenir misin?" diye soruldu, O da; "evet, vallahi!" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: Hayızlı Kadın, Kanı Kesildiği, Fakat Su Bulamadığı Zaman Ne Yapar?
1223-)
Bize Yezîd haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Leys'ten, (O da) Tâvûs'tan (naklen) O'nun, cariyenin, hayız olmuyor idiyse, rahminde cenin olup olmadığını araştırma (istibrâ") hakkında; "kırkbeş gün (beklenir)" dediğini rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: İstibrâ
1224-)
Bize Yezîd haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Halid el-Hazzâ'dan, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: (Hayız olmayan cariyenin istibrâsında) üç ay (beklenir).
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: İstibrâ
1225-)
Bize Muhammed İbnu'l-Mübârek, Ömer b. Abdilvâhid'den, (O da) el-Evzâ'î'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ez-Zühri'ye, hayız olma zamanına ulaşmamış olan, dengi de hamile olmayan bir cariye satın alan adamın, onun rahminde cenin olup olmadığını araştırmada ne kadar bekleyeceğini sordum da O; "üç ay (bekler)" dedi. Yahya b. Ebî Kesîr ise; "kırkbeş gün (bekler)" dedi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: İstibrâ
1226-)
Bize el-Heysem b. Cemil, İbnu'l-Mübârek'ten, (O) Yahya b. Bişr'den, (O da) İkrime'den (naklen) haber verdi ki, O; "bir ay (bekler)" dedi. Abdullah (ed-Darimi'ye); "bu iki görüşün hangisini kabullenirsin?" diye soruldu. O da şöyle dedi: "Üç ay (görüşü) daha sağlamdır. Bir ay da yeter.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Taharet Kitabı
Konu: İstibrâ
1227-)
Bize Ya'lâ b. Ubeyd haber verip (dedi ki); bize el-A'meş, Ebû Süfyân'dan, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Farz namazların durumu, birinizin kapısının önünden akan, ondan her gün beş defa yıkandığı (suyu) hoş bir nehrin durumu gibidir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazların Fazileti Hakkında
1228-)
Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki); bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yezîd b. Abdillah, Muhammed b. İbrahim'den, (O) Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hureyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işitti: "Bana söyler misiniz, şayet birinizin kapısının önünde, (içinde) her gün beş defa yıkandığı bir nehir bulunsa, ne zannedersiniz, bu (nehir) onun kirinden bir şey bırakır mı?" (Sahâbe-i Kiram); "onun kirinden bir şey bırakmaz" dediler. O zaman (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "İşte beş (vakit) namazın durumu da bunun gibidir, Allah onlarla günâhları siler, yok eder .
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazların Fazileti Hakkında
1229-)
Bize Hâşim İbnu'l-Kasım haber verip (dedi ki); bize Şu'be, Sa'd b. İbrahim'den (naklen) rivâyet etti. (Sa'd) dedi ki, Muhammed b. Amr İbni'l-Hasan b. Alî'nin şöyle dediğini işitti: Câbir b. Abdillah'a el-Haccâc’ın -ki O, namazı vaktinden geriye akırdı (valiliği zamanında, namazların vakitlerini) sormuştuk da ibir şöyle demişti: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) le namazını, güneşin (tam tepeden) inişi zamanında; ikindi naazını, o (güneş) canlı -veya tertemiz- iken; akşam namazını, güneş tüldüğü zaman kıldırır, yatsıyı ise bazan (vaktinin başında) hemen ldırır, bazan geciktirirdi. Cemaat toplandığı zaman (vaktinin banda) hemen kıldırır, geciktikleri zaman ise geciktirirdi. Sabah naazını ise çoğu zaman (veya bazan) gecenin sonundaki karanlıkta kıldırır -veya kılarlardı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazın Vakitleri Hakkında
1230-)
Bize Ubeydullah b. Abdilmecîd el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Mâlik, İbn Şihâb'dan (naklen) rivâyet etti ki, Ömer b. Abdilaziz bir gün namazı geciktirmişti de, Urve İbnu'z-Zübeyr, huzuruna çıkıp O'na haber vermişti ki, el-Muğîre b. Şu'be bir gün namazı geciktirmişti de Ebû Mes'ûd el-Ensâri O'nun huzuruna çıkıp şöyle demişti: "Nedir bu, ey Muğîre! Bilmiyor musun ki, Cebrail, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) inmiş ve namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. Sonra (tekrar) namaz kılmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de (O'nunla beraber) namaz kılmıştı. (Cebrail) sonra da; "bununla emredildim (-veya emredildin-)" demişti. Bunun üzerine (Ömer) şöyle demişti: "Ne anlattığına iyi bak, ey Urve! Namazların vaktini Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Cebrâîl mi belirlemiş di?" O da şöyle karşılık vermişti: "Beşir b. Ebî Mes'ûd, babasından böyle rivâyet ederdi."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazın Vakitleri Hakkında
1231-)
Urve (sözüne devamla) dedi ki, vallahi Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) de bana rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ikindi namazını, güneş odasında (hücresinde) bulunuyorken yükselmeden (yani güneş ışıkları odasından çıkıp da içeriyi gölge kaplamadan) önce kılardı).
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Namazın Vakitleri Hakkında
1232-)
Bize Muhammed b. Humeyd haber verip (dedi ki), bize Seleme rivâyet edip (dedi ki), bana Muhammed b. İshak rivâyet edip dedi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oraya -Ebu Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki, yani Medine'ye- geldiğinde O'nun yanına, namaz kılmak maksadıyla (namaz) vakitlerinde çağrısız olarak toplandırmış. Bu sebeple Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yahûdilerin, (halkı) namazlarına kendisiyle çağırdıkları boruları gibi bir boru yaptırmayı düşünmüş, sonra bunu hoş bulmamış. Ardından, müslümanların namaza (çağrılmalarında) çalınması için (tahtadan) bir çanın oyulmasını emretmiş. Onlar bununla (meşgul) iken, el-Hâris İbnu'l-Hazrecoğullarından olan Abdullah b. Zeyd b. Abdi Rabbih (bir rüya) görüvermiş. da hemen Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip; "Ya Resûlüllah, demiş, durum şu ki, beni bu gece bir dolaşan dolaştı, (başıma bir hâdise geldi. Şöyle ki); yeşil iki elbise giyinmiş, elinde de bir çan bulunan bir adam bana rastladı. Ben de; "Ey Allah'ın kulu! Bu çanı satar mısın?" dedim. O da; "Onu ne yapacaksın?" dedi. "Onunla (müslümanları) namaza çağıracağız" dedim.. (O zaman) o; "Sana bundan daha hayırlısını göstereyim mi?" dedi. Ben; "Nedir o?" dedim. Dedi ki, "Şöyle dersin: Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber; Eşhedu En Lâ İlahe İllellah, Eşhedu En Lâ İlahe İllellah; Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah, Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah; Hayya Ale's-Salâh, Hayya Ale's-Salâh; Hayya ale'l-Felâh, Hayya Ale'l-Felâh; Allahu Ekber, Allahu Ekber; Lâ İlahe İllellah". Sonra o biraz geriledi. söylediklerinin aynısını, (cümleleri) tek yaparak söyledi. Şu kadar var ki, o (bu sefer); "Kad Kameti's-Salâh, Kad Kameti's-Salâh, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ İlahe İllellah" dedi. (Abdullah) bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verince O şöyle buyurmuş: "Şüphe yok ki bu, inşaallah, bir hak rüyadır. Binaenaleyh Bilâl'le kalk da bunu ona anlat. Çünkü onun sesi seninkinden daha gür ve güzeldir." Bilâl de ezanı okuyunca bunu Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahü anh) -(ravi) dedi ki, O evinde iken- duymuş ve hemen peştemalini çeke çeke (gelip) Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna şöyle diyerek çıkmış: "Seni hakla gönderen (Allah'a) yemin olsun ki, onun gördüğü rüyanın aynısını gördüm." O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Hamdolsun Allah'a! işte bu, (Allah'ın rızasının bunda olduğunu) daha da te'yid ediyor." Muhammed b. Humeyd dedi ki, onu (yani bir önceki haberi) bana Seleme rivâyet edip (dedi ki); "onu bana İbn îshak rivâyet edip (dedi ki), bana bu hadisi Muhammed b. İbrahim İbni'l-Hâris et-Teymi, Muhammed b. Abdillah b. Zeyd b. Abdi Rabbih'ten, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanın Başlangıcı Hakkında
1233-)
Bize Muhammed b. Yahya haber verip (dedi ki), bize Ya'kûb b. İbrahim b. Sa'd rivâyet edip (dedi ki), bize babam, ibn İshâk'tan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Muhammed b. İbrahim İbni'l-Hâris et-Teymî, Muhammed b. Abdillah b. Zeyd b. Abdi Rabbih'ten rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana babam Abdullah b. Zeyd rivâyet etti. O, "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çanın (yapılmasını) emredince..." dedi ve onun (yani 1228. haberin) benzerini zikretti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanın Başlangıcı Hakkında
1234-)
Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki); bize İbn Uyeyne, ez-Zührî'den, (O) Sâlim'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki O, sözü Hazret-i Peygamber'e nisbet ederek "refederek" şöyle dedi: "Şüphe yok ki Bilâl ezanı gece okur. Binaenaleyh, İbn Ümmi Mektûm (radıyallahü anh) ezan okuyuncaya kadar yiyiniz, içiniz."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah Ezanı’nın Vakti Hakkında
1235-)
Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Abde rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Nâfi'den, (O) İbn Ömer'den;
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah Ezanı’nın Vakti Hakkında
1236-)
ve el-Kâsım'dan, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) haber verdi (ki, İbn Ömer ve Hazret-i Âişe) şöyle dediler: Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) iki müezzini vardı: Bilâl ve İbn Ümmi Mektûm. Bu sebeple Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Şüphe yok ki Bilâl ezanı gece okur. Binaenaleyh ibn Ümmi Mektûm'un ezanını işitinceye kadar yiyiniz, içiniz". (Rivâyetinin) sonunda el-Kâsım şöyle dedi: "(Ezanlarının) arasında da ancak birinin (ezan yerinden) inip diğerinin çıkması kadar (bir zaman) vardı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah Ezanı’nın Vakti Hakkında
1237-)
Bize Osman b. Ömer b. Fâris haber verip (dedi ki), bize Yûnus, ez-Zühri'den, (O da) Hafs b. Ömer b. Sa'd el-Müezzin'den (naklen) rivâyet etti ki, Sa'd (Sa'du'l-Karaz), Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Mescidi'nde ezan okurmuş. Hafs (bir de şunu) söyledi: Bana yakınlarım rivâyet etti ki, Bilâl (radıyallahü anh) (bir defasında) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), O'nu sabah namazına çağırmak için gelmiş de, "O uyuyor!" demişler. Bunun üzerine Bilâl (radıyallahü anh) en yüksek sesiyle; "es-Salâtu Hayrun Mine'n-Nevm = Namaz uykudan hayırlıdır" diye seslenmiş. Bundan sonra (bu cümle) sabah namazının ezanında sabit kılınmış.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Sabah Ezanında Çağrıyı Tekrar Etmek: Tesvîb
1238-)
Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Ca'fer, Müslim Ebu'l-Musenna'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ezan, Resûlüllah zamanında ikişer ikişer, kamet ise bbier birer (okunurdu). Şu kadar var ki, (müezzin); "Kad Kameti's-Salâh" dediğinde, bunu iki kere söylerdi. Biz de kameti işitince birimiz abdest alır, (namaza) çıkardı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan İkişer İkişer, Kamet Birer Birer Okunur
1239-)
Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî ve Affân haber verip dediler ki, bize Şu'be, Halid el-Hazzâ'dan, (O) Ebu Kılâbe'den, (O da) Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Bilâl'e ezanı çift, kameti tek yapması emredilmişti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan İkişer İkişer, Kamet Birer Birer Okunur
1240-)
Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Simâk b. Atıyye'den, (O) Eyyûb'dan, (O) Ebû Kılâbe'den, (O da) Enes'ten naklen rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Bilâl'e ezanı çift, kameti ise, "Kad Kamati's-Salâh" hariç, tek yapması emredilmişti."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan İkişer İkişer, Kamet Birer Birer Okunur
1241-)
Bize Muhammed b. Yûsuf, Süfyân'dan, (O) Hâlid'den, (O) Ebû Kılâbe'den, (O da) Enes'ten (naklen), onun (yani bir önceki hadisin) benzerini haber verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan İkişer İkişer, Kamet Birer Birer Okunur
1242-)
Bize Sa'id b. Âmir, Hemmâm'dan, (O) Âmir el-Ahvel'den, (O) Mekhûl'dan, (O) İbn Muhayrîz'den, (O da) Ebû Mahzûre'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yirmi kadar adama emredip ezan okumuşlardı da Ebû Mahzûre'nin sesi hoşuna gitmişti. Bu sebeple ezanı O'na (şu şekilde) öğretmişti: "Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Eşhedu En Lâ İlahe İllallah, Eşhedu En Lâ İlahe İllallah, Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah, Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah, Eşhedu En Lâ İlahe İllallah, Eşhedu En Lâ İlahe İllallah, Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah, Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah, Hayya Ale's-Salâh, Hayya Ale's-Salâh, Hayya Alel-Felâh, Hayya Ale'l-Felâh, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Lâ İlahe İllallah.." Kameti ise ikişer ikişer (öğretmişti)
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanda Şehâdet Cümlelerini Yüksek Sesle Tekrar Etmek: Tercî’
1243-)
Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî ve Haccâc İbnu'l-Minhâl haber verip dediler ki, bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bize Amir el-Ahvel rivâyet etti -Haecâc, rivâyetinde "Amir b. Abdilvâhid" dedi-, (O dedi ki), bana Mekhûl rivâyet etti ki, İbn Muhayrîz O'na rivâyet etmiş ki, Ebû Mahzûre O'na rivâyet etmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na ezanı ondokuz cümle, kameti ise onyedi cümle olarak öğretmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanda Şehâdet Cümlelerini Yüksek Sesle Tekrar Etmek: Tercî’
1244-)
Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Avn b. Ebî Cuhayfe'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O, Bilâl'in ezan okuduğunu görmüştü. (Ebû Cuhayfe) dedi ki, o zaman ben O'nun ağzının, ezan sebebiyle şuraya buraya (dönüşünü) takip etmeye başlamıştım.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanda Dönmek Hakkında
1245-)
Bize Abdullah b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Abbâd, Haccâc'dan, (O) Avn b. Ebî Cuhayfe'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, "Bilâl (bir defasında) kısa mızrağı (yere) saplamış ve parmaklarını kulaklarına koyarak ezan okumuştu da ben O'nu, ezanında dönerken görmüştüm." Abdullah (ed-Dârimi) dedi ki; "(bir önceki Süfyân) es-Sevrî'nin rivâyeti daha sahihtir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezanda Dönmek Hakkında
1246-)
Bize Muhammed b. Yahya haber verip (dedi ki), bize Sa'id b. Ebî Meryem rivâyet edip (dedi ki), bana Mûsa -ki O, İbn Ya'kûb ez-Zem'î'dir- haber verip (dedi ki), bana Ebû Hâzim b. Dînar rivâyet edip (dedi kî), bana Sehl b. Sa'd haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İki şey var ki, geri çevrilmezler -veya çok az geri çevrilirler-: Ezan esnasında yapılan dua ve (Hak yolundaki savaşta) savaş kızıştığı zaman yapılan dua."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan Esnasında Dua Yapmak
1247-)
Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Yûnus, ez-Zühri'den, (O) Atâ' b. Yezîd'den, (O da) Ebû Sa'id'den (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müezzinin (ezanını) işittiğiniz zaman, dediğinin aynısını söyleyin."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan Okunurken Denilecek Şeyler
1248-)
Bize Yezîd b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize Hişâm ed-Destuvâ'î, Yahya'dan, (O) Muhammed b. İbrahim İbni'l-Hâris'ten, (O da) İsa b. Talha'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Muâviye'nin huzuruna girmiştik. Derken müezzin ezan okumaya başladı ve "Allahu Ekber, Allahu Ekber" dedi. Muâviye de, "Allahu Ekber, Allahu Ekber" dedi. (Müezzin); "Eşhedu En Lâ İlahe İllallah = Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim" dedi. (Muâviye); "Ben de, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim" dedi. (Müezzin); "Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah = Muhammed'in, Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet ederim" dedi. (Muâviye); "ben de, Muhammed'in, Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet ederim" dedi. şöyle dedi: Arkadaşlarımızdan birisi bana haber verdi ki, O (yani Muâviye), (müezzin); "Hayya Ale's-Salâh = Haydi Namaza!" dediğinde, "Lâ Havle ve Lâ Kuvvete illâ Billah = Bütün güç ve kuvvetler ancak Allah'ın yardımı iledir" demiş. Sonra Muâviye sözüne şöyle devam etmiş: "Peygamberinizi, bunu söylerken işitmiştim."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan Okunurken Denilecek Şeyler
1249-)
Bize Sa'id b. Âmir haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Amr, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivâyet etti ki, Muâviye, müezzinin "Allahu Ekber Allahu Ekber" dediğini işitmiş, Muâviye de, "Allahu Ekber Allahu Ekber" demişti. müezzin, "Eşhedu En Lâ İlahe İllallah, Eşhedu En Lâ İlahe İllallah" demiş; Muâviye de, "Eşhedu en lâ ilahe illallah, eşhedu en lâ ilahe illallah" demişti. Sonra müezzin "Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah" demiş, Muâviye de; "Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah Eşhedu Enne Muhammeden Resûlüllah" demişti. Sonra müezzin, "Hayya Ale's-Salâh Hayya Ale's-Salâh" demiş, (Muâviye) ise; "Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İlla Billah" demişti. Sonra müezzin; "Hayya Ale'l-Felâh Hayya Ale'l-Felâh" demiş, (Muâviye) ise; "Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billah" demişti. Sonra müezzin; "Allahu Ekber Allahu Ekber, Lâ İlahe İllallah" demiş; (Muâviye) de; "Allahu Ekber Allahu Ekber, Lâ İlahe İllallah" demiş ve sözüne şöyle devam etmişti: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yapmıştı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan Okunurken Denilecek Şeyler
1250-)
Bize Vehb b. Cerîr haber verip (dedi ki), bize Hişâm, Yahya'dan, (O) Ebû Seleme'den, (O) Ebû Hureyre'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Namaz için ezan okunduğunda şeytan, ezanı işitmemek için osurarak arkasını dönüp gider. Ezan bitirilince döner, gelir. Kamet getirildiğinde (yine) arkasını dönüp gider. Kamet bitirilince (namaz kılarken) kişi ile nefsi arasına vesveselerini sokmak için döner, gelir ve (insanın) daha önce hatırına gelmeyen şeyler için, "Şunu şunu hatırla!" diyerek (bunları ona hatırlatır)." Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "(hadisin metninde geçen) "suvvibe", "(namaz için) kamet getirildi" demektir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Şeytan Ezanı İşitince Kaçar
1251-)
Bize Sa'id b. Âmir, Şu'be'den, (O) İbrahim İbnu'l-Muhâcir'den, (O da) Ebu'ş-Şa'sâ' el-Muhâribi'den (naklen) haber verdi ki, Ebû Hureyre, bir adamın, müezzin ezan okuduktan sonra camiden çıktığını görmüştü de şöyle demişti: "Ne olursa olsun, bu (adam), muhakkak ki Hazret-i Ebu'l-Kâsım (Muhammed'e) (sallallahü aleyhi ve sellem) karşı gelmiştir. "
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Ezan Okunmasından Sonra Camiden Çıkmanın Mekruhluğu
1252-)
Bize el-Hakem b. Nâfi' haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Enes b. Mâlik haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) güneş batıya meylettiğinde (evinden) çıkmış ve onlara öğle namazını kıldırmıştı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Namaz Kitabı
Konu: Öğlenin Vakti Hakkında