Sünen-i Dârimî Hadis Kitabı
2653-)
Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Humeyd, Enes'ten rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarından biri (Hazret-i Peygamber'e), O, hanımlarından (diğer) birinin evindeyken, bir çanak içinde tirit hediye etmişti de (bu diğer hanımı) çanağa vurmuş ve (çanak) kırılmıştı. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), "Haydi yiyin! Anneniz kıskandı!" buyurarak tiriti alıp küçük bir çanağa aktarmaya başlamıştı. Ardından (çanağı kıran hanımı) sağlam bir çanak getirinceye kadar beklemiş ve (çanak gelince) onu alıp kınlan çanağın sahibi hanıma vermişti. Abdullah (ed-Dârimî); "biz bu (hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyoruz!" demiştir
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kim Birşey Kırarsa, Bu Şeyin Benzerini Ödemesi Gerekir
2654-)
Bize Muhammed ibnu’l-Alâ' haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, el-Velid b. Kesir’den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Bana Amr b. Şuayb, Süfyan b. Abdillah b. Rebia es-Sakafi'nin oğulları Amr ile Asım'dan (naklen) rivâyet etti ki, Süfyan b. Abdillah, bir heybe bulmuş ve Ömer ibnu'l-Hattab'a getirmiş. O da; "bunu bir yıl duyur. Eğer (sahibini) bulursan ne âlâ, (onu sahibine verirsin). Aksi halde bu senin olur!" demiş. (Bunun üzerine Süfyan heybeyi bir yıl duyurmuş) ama (sahibini) bulamamış. Sonra ertesi yıl hac mevsiminde bu (heybeyle) birlikte tekrar ona rastlamış ve (heybeden) söz etmiş. O zaman Ömer, "O artık senindir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bunu emretmişti!" demiş. (Süfyan); "benim buna ihtiyacım yok!" karşılığını vermiş. O zaman Ömer onu alıp devlet hazinesine ("Beytu'l-Mal"e) koymuş!
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Buluntu Lukata Hakkında
2655-)
Bize Basra ahalisinden olan Muaz b. Hani' haber verip (dedi ki), bize Harb b. Şeddat rivâyet edip (dedi ki), bana Yahya b. Ebi Kesir rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Hüreyre rivâyet etti ki; Mekke'nin fethedildiği yıl Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkıp şöyle buyurmuştu: "Şüphesiz Allah fil (sahiplerinin) Mekke'ye girmesine engel olmuştu. Ama O, onların üzerine Allah'ın elçisi (sallallahü aleyhi ve sellem) ile mü'minleri sataştırmıştır. Şunu iyi bilin ki, bu (Mekke'ye sataşma), benden önce hiç kimseye helâl olmamıştı. Benden sonra da hiç kimseye helâl olmayacaktır. Şunu da iyi bilin ki; bu (Mekke'ye sataşma) şu ânımda (artık bana da) haramdır. Onun ne dikeni kopardır, ne ağacı kesilir, ne de düşmüş eşyası alınır. (Mekke'de düşmüş bir eşyayı almak) sadece (onun sahibini) arayacak olan kimse için (caiz olur)!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Hacının Buluntu Eşyasını Alma Yasağı Hakkında
2656-)
Bize Saîd b. Amir, Şu'be'den, (O) Halid el-Hazzadan, (O) Yezid b. Abdillah ibni'ş-Şihhir'den, (O) Ebu Müslim'den, (O da) el-Carud'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Müslümanın yitiği, ateş alevidir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Yitik Hakkında
2657-)
Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize el-Cüreyri, Ebu'l-Alâ'dan, (O) Ebu Müslim el-Cermi'den, (O da) el-Carud'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanın yitiği, ateş alevidir! Müslümanın yitiği, ateş alevidir! Müslümanın yitiği ateş alevidir, ona yaklaşmayın!" (El-Carud, devamında) dedi ki, o zaman bir adam; "ya Resûlüllah, biz buluntu buluyoruz, (onu ne yapalım?)" diye sordu, O da şöyle buyurdu: "Onu ilân et, gizleme, saklama! Sahibi gelirse ona geri ver! Eğer gelmezse, o Allah'ın malıdır, onu dilediğine verir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Yitik Hakkında
2658-)
Bize Ahmed b. Ya'kub el-Kûfî, İsmail b. Ca'fer'den, (O) el-Alâ'dan, O Ma'bed b. Ka'b es-Selemi'den, (O) kardeşi Abdullah b. Ka'b'dan, (O da) Ebu Umâme'den (naklen) haber verdi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim müslüman bir kişinin hakkını (yalan) yeminiyle kendine alırsa, Allah ona (Cehennem) ateşini vacib kılar, Cennet'i haram eder!" Bunun üzerine bir adam O'na; "az birşey de mi olsa, ya Resûlüllah?" diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Bir misvak ağacı dalı da olsa!" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Müslüman Bir Kişinin Malını Yalan Yeminîyle Kendine Alan Kimse Hakkında
2659-)
Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, el-Velid b. Kesir'den, (O da) Muhammed b. Ka'b b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki; O, Abdullah b. Ka'b'ı rivâyet ederken işitmiş ki, Ebu Umâme el-Harisi kendisine rivâyet etmiş ki; O, Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle buyururken) işitmiş... (Ebu Usâme) sonra onun, (yani bir önceki hadisin) benzerini zikretti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Müslüman Bir Kişinin Malını Yalan Yeminîyle Kendine Alan Kimse Hakkında
2660-)
Bize Ebu'l-Velid ile Haccac haber verip dediler ki, bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, bana Ali b. Müdrik rivâyet edip dedi ki; ben Ebu Zur'a'yı, Hareşe ibnu'l-Hürr'den, (O'nun da) Ebu Zerr'den (nakliyle) rivâyet ederken işittim ki, O (yani Ebu Zerr) şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Üç kimse vardır ki, Allah Kıyamet günü onlara ne hitabedecek, ne bakacak, ne de onları temize çıkaracaktır! Onlara acı verici bir azab da vardır!" Ben hemen dedim ki: "Bunlar kimdir? Bunlar zarara uğramışlardır, bunlar perişan olmuşlardır!" O, bu (sözünü) tekrar etti. Ben (yine); "bunlar kimdir, ya Resûlüllah?" dedim. Şöyle buyurdu: "(Elbisesini kibirle topuklarından) aşağı sarkıtan kimse, yaptığı iyiliği başa kakan kimse ve yalan yeminle ticaret malına talebi artıran kimse!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Yalan Yemin Hakkında
2661-)
Bize el-Hakem b. Nafi’, Şuayb'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bize Talha b. Abdillah b. Avf rivâyet etti ki, Abdurrahman b. Sehl kendisine haber vermiş ki, Saîd b. Zeyd şöyle demiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Kim (başkasının) yerinden haksız olarak bir karış yer alırsa, bu yer yedi katıyla tasma gibi onun boynuna geçirilir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kim Haksız Olarak Başkasının Bir Karış Yerini Alırsa?
2662-)
Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usâme, Hişam b. Urve'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Bana Ubeydullah b. Abdirrahman b. Rafı' haber verdi ki, Cabir b. Abdillah kendisine haber vermiş ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim ölü bir yeri (bayındır hale getirerek) canlandırırsa, bu (yerde) ona sevap vardır. Rızık peşinde olan canlılar ("afiyet") ondan ne yerlerse, ona bundan da sadaka (sevabı) vardır!" Ebu Muhammed (ed-Dârimî); "rızık peşinde olan canlılar = afiyet; kuşlar ve diğerleridir" demiştir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kim Ölü Bir Yeri Bayındır Hale Getirerek Canlandırırsa, Bu Yer Onundur!
2663-)
Bize Abdullah ibnu'z-Zübeyr el-Humeydi haber verip (dedi ki), bize el-Ferec b. Saîd b. Alkâme b. Saîd b. Ebyaz b. Hammal es-Sebai el-Me'ribi rivâyet edip (dedi ki), bana büyük amcam Sabit b. Saîd b. Ebyaz rivâyet etti ki, babası Saîd b. Ebyaz kendisine rivâyet etmişti ki, Ebyaz b. Hammal O'na rivâyet etmiş ki; O, Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) Me'rib'deki, "Seza tuzlası" isimli tuzlayı kendisine tahsis etmesini istemiş, O da (bunu) O'na tahsis etmiş. Sonra el-Akra' b. Habi et-Temimi şöyle demiş: "Ya Nebiyyallah! Ben gerçekten cahiliye döneminde bu tuzlaya gitmiştim. O, suyu olmayan bir yerdir. Kim giderse ondan alır. O, hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir!" Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) el-Ebyaz'dan, kendisine tuzla tahsisi hakkındaki sözleşmeyi bozmasını istemiş. (Ebyaz sözüne şöyle devam etmiş): O zaman ben; "onu benden sadaka kabul buyurman şartıyla bu sözleşmeyi bozdum" dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "O, senden bir sadakadır ve hiç kesilmeyen pınar suyu gibidir. Kim giderse ondan alır!" buyurdu. (Ebyaz, sözünün devamında) şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de bu (tuzla) sözleşmesini bozduğunda onun yerine ona bir arazi ile el-Curf daki, yani Curfu Murad'daki hurma ağaçlarını tahsis etmiş. El-Ferec dedi ki: "Bu (tuzla hâlâ) böyledir. Kim giderse ondan alır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Devlet Başkanının Özel Kullanımlara Ayırdığı Arazi, Maden Vb. Şeyler Hakkında
2664-)
Bize Muhammed b. Beşşar haber verip (dedi ki), bize Gunder rivâyet edip (dedi ki), bize Simâk b. Harb, Alkâme b. Vail'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) O'na bir yer tahsis etmişti. (Alkâme'nin babası Vail, sözünün devamında) şöyle dedi: O zaman Muaviye'yi benimle göndermiş ve "O (yeri) buna ver!" buyurmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Devlet Başkanının Özel Kullanımlara Ayırdığı Arazi, Maden Vb. Şeyler Hakkında
2665-)
Yahya ise şöyle dedi: Bize Muhammed b. Beşşar rivâyet edip (dedi ki), bize Ğunder bu hadisi rivâyet etti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Devlet Başkanının Özel Kullanımlara Ayırdığı Arazi, Maden Vb. Şeyler Hakkında
2666-)
Bize el-Muallâ b. Esed haber verip (dedi ki), bize Abdulvahid b. Ziyad rivâyet edip (dedi ki), bize Süleyman el-A'meş rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Süfyan rivâyet edip dedi ki; ben Cabir b. Abdillah'ı şöyle derken işittim: Bana Zeyd b. Harise'nin hanımı Ümmü Mübeşşir rivâyet edip şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana ait bir bostanda yanıma girmişti. Derken O şöyle buyurmuştu: "Ya Ümmü Mübeşşir, bu (bostandaki ağaçları) bir müslüman mı, yoksa bir kâfir mi dikti?" Ben; "bir müslüman..." demiştim. O zaman O şöyle buyurmuştu: "Hiçbir müslüman yoktur ki, bir ağaç diksin ve onun meyvesinden bir insan veya bir hayvan, yahut bir kuş yesin de, ona (bundan dolayı) sadaka (sevabı verilmiş) olmasın!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Ağaç Dikmenin Fazileti Hakkında
2667-)
Bize Abdullah ibnu'z-Zübeyr haber verip (dedi ki), bize el-Ferec b. Saîd rivâyet edip dedi ki, bana amcam Sabit b. Saîd, babası Saîd'den, (O da) dedesi Ebyaz b. Hammal'dan (naklen) haber verdi ki; O, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) misvak ağaçlanın (şahsi) koruluk (yapmanın hükmünü) sormuş da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); "Misvak ağaçlarında (şahsi) koruluk (caiz değildir!)" buyurmuş. Bu sefer (Ebyaz); "(ya, ölü bir arazi iken imar ettiğim) çevrintimdeki misvak ağaçlarını?" demiş, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine); "Misvak ağaçlarında (şahsi) koruluk (caiz değildir!)" buyurmuş. Ferec demiş ki: (İbn) Ebyaz, "çevrintim" sözüyle, içinde ekin bulunan, etrafi çevrilmiş araziyi kastediyor.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Koruluk Hakkında
2668-)
Bize Muhammed b. Yusuf rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, Amr b. Dinar'dan, (O da) Ebu'l-Minhal'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben İyas b. Abd el-Muzeni'yi –ki O, Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) Ashabındandı-, işittim, şöyle dedi: "Suyu satmayın. Çünkü ben Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem), suyu satmaktan menederken işitmiştim!" Amr b. Dinar; "hangi suyun (satışının yasaklandığını) bilmiyorum" demiştir. (Süfyan ise) şöyle demiştir: "(Amr, bu sözüyle) "akar suyun (satışının) mı, yoksa bir yerden çekilen suyun (satışının mı yasaklandığını) bilmiyorum" demek istiyor."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Suyun Satılması Yasağı Hakkında
2669-)
Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Kehmes, Fezare kabilesinden bir adam olan Seyyar'dan, (O) babasından, (O) Buheyse'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve izin isteyip O'nun (mübarek vücuduyla) iç gömleğinin arasına girmiş. -Osman demiştir ki, "ve O'na sarılmış"-. Sonra; "(başkasına) vermemezlik edilmesi helâl olmayan şey nedir?" demiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Tuz ve su!" buyurmuş. O tekrar; "(bunlardan başka) vermemezlik edilmesi helâl olmayan şey nedir?" demiş, bu defa (Hazret-i Peygamber); "(Hangisi olursa olsun), hayır yapman senin için iyidir!" buyurmuş. O yine; "(başka) vermemezlik edilmesi helâl olmayan şey nedir?" demiş, (Hazret-i Peygamber de); "(Hangisi olursa olsun), hayır yapman senin için iyidir!" buyurmuş ve sonunda (tekrar) tuz ve suyu (vermemezlik etmenin helâl olmayacağını) bildirmiş. Abdullah (ed-Dârimî'ye); "bu (hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyor musun?" denilmiş, O da başıyla ("evet" diye) işaret etmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Verilmemesi Helal Olmayan Şey Hakkında
2670-)
Bize Mu şedded rivâyet edip (dedi ki), bana Yahya, Ubeydullah'tan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Nafî', Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber (ahalisi) ile, oradan çıkacak hurma veya ekinin yarısı karşılığında iş sözleşmesi yapmıştı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: İ Peygamber Hayber Ahalisi İle İş Sözleşmesi Yapmıştı
2671-)
Bize Ebu'l-Hasan, Zekeriyya b. İshak'tan haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bize Ebu'z-Zübeyr rivâyet etti ki, O, Cabir'i şöyle derken işitmiş: Biz, Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi "muhabere"den menetmesinden önce iki veya üç seneliğine, (çıkacak ürünün) üçte birine, yarısına ve bir miktar samana karşılık "muhabere" yapardık. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize şöyle buyurmuştu: "Kimin bir arazisi varsa onu sürüp eksin. Şayet sürüp ekmesinden hoşlanmazsa, onu (din) kardeşine iğreti versin. (Din) kardeşine iğreti vermesinden de hoşlanmazsa, onu (Öylece) bıraksın!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Muhaberenin Yasaklanması Hakkında
2672-)
Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) Ebu İshak eş-Şeybani'den, (O da) Abdullah ibnu's-Saib'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Abdullah b. Muğaffel'e, muzâraanın (hükmünü) sordum da, O şöyle cevap verdi: Bana Sabit ibnu'd-Dahhak el-Ensari haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) muzâraayı yasakladı. (Bu "Sünen" kitabını Dârimî’den rivâyet eden İsa b. Ömer), Abdullah (ed-Dârimî'ye); "sen bu (hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyor musun?" demiş, O da; "hayır, ben önceki (yani 2664. hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyorum" karşılığını vermiş.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Çıkacak Ürünün Üçte Biri, Dörtte Biri Karşılığında Muzâraa Sözleşmesi Yapmanın Yasaklanması Hakkında
2673-)
Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Züheyr, Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Câbir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), boş arazinin iki veya üç seneliğine satılmasını yasakladı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Araziyi İki Seneliğine Satmanın Yasaklanması Hakkında
2674-)
Bize İshak b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Harun rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Sa'd, Muhammed b. İkrime b. Abdirrahman ibni'l-Haris b. Hişam'dan, (O) Muhammed b. Abdirrahman b. Ebi Lebibe'den, (O) Saîd ibnu'l-Museyyeb'den, (O da) Sa'd b. Ebi Vakkas'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında arazileri su kanallarının etrafındaki ekinlere, bunlardan su sebebiyle (kendiliğinden) bitenlere karşılık kiraya verirdik. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bunu yasaklamış ve onları altın ve gümüş karşılığında kiraya vermemize izin vermişti -veya (Sa'd); "...bize ... ruhsat vermişti" demiştir-.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Arazinin Altın Ve Gümüş Karşılığında Kiraya Verilmesine İzin Hakkında
2675-)
Bize Haşim ibnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Şube, Hubeyb b. Abdirrahman'dan, (O da) Ab dur rahman b. Mes'ud b. Niyar el-Ensari'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Sehl b. Ebi Hasme toplantı yerimize gelip rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Ürün) miktarını tahminle belirlediğinizde (bir kısmını) alın, (bir kısmını) bırakın, yani üçte birini bırakın. Şayet üçte birini bırakmazsanız, dörtte birini bırakın!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Ürünün Miktarını Tahminle Belirlemek Hakkında
2676-)
Bize Sehl b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammad b. Cuhâde, Ebu Hazim'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), cariyelerin (zina gibi haram yollardan) kazanç elde etmelerini yasakladı."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Cariyenin Kazancının Yasaklanması Hakkında
2677-)
Bize Vehb b. Cerir haber verip (dedi ki), bize Hişam, Yahya'dan, (O da) İbrahim b. Abdillah b. Karız'dan (naklen) rivâyet etti ki, es-Saib b. Yezid kendisine rivâyet etmiş ki, Rafı' b. Hadic O'na rivâyet etmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kan alıcının ("hacamatçı"nın) kazancı pistir, zinakârın (zina) kazancı pistir, köpeğin (satılmasından alınan) bedel pistir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kan Alıcının Kazancının Yasaklanması Hakkında
2678-)
Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Humeyd et-Tavil, Enes b. Malik'ten (naklen) haber verdi ki, Ebu Taybe Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) kan almış, O da ona iki sa’ yiyecek (hurma verilmesini) emretmişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kan Alıcının Kazancına İzin Verilmesi Hakkında
2679-)
Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize İbn Fudayl, el-A'meş'ten, (O) Ebu Hazim'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), döl hayvanının dişiyi aşmasından bedel (almayı) yasakladı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Döl Hayvanının Dişiyi Aşmasından Ücret Alma Yasağı Hakkında
2680-)
Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize el-Kasım ibnu’l-Fadl rivâyet edip (dedi ki), bize babam, el-Mehri'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ebu Hüreyre dedi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), döl hayvanının dişiyi aşmasının (veya menisinin) bedeli ile zinakâr kadının (zina) ücretini yasakladı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Döl Hayvanının Dişiyi Aşmasından Ücret Alma Yasağı Hakkında
2681-)
Bize Nuaym haber verip (dedi ki), bize İsmail -ki O, İbrahim b. Muhacir'dir-, rivâyet edip dedi ki, ben Abdulmelik b. Umeyr'i şöyle derken işittim: Ben Amr b. Hureys'i, kardeşi Saîd b. Hureys'ten -ki O'nun Sahabiliği vardır-, (naklen rivâyet ederken) işittim ki, O şöyle demiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Sizden kim bir ev veya tarla, bağ, bahçe gibi taşınmaz bir mal ("akar") satarsa, (bedelini) benzeri bir şeye yatırması hariç, (bu satışın) ona mübarek kılınmaması lâyıktır!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Bir Ev Satıp Da Bedelini Benzeri Bir Şeye Yatırmayan Kimse Hakkında
2682-)
Bize İshak b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Ar'ara ibnu'l-Birind eş-Şamî haber verip (dedi ki), bize İsmai b. Müslim, el-Hasan'dan, (O) Abdullah b. Muğaffel'den, (O da! Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki O şöyle buyurdu: "Kim bir kuyu kazarsa, hayvanlarının yatacak yeri olması için onun kırk arşın etrafında hiç kimsenin kuyu kazma hakkı yoktur!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Kuyunun Harîmi Hakkında
2683-)
Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize Abdulmelik, Atâ'dan, (O) Cabir'den, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki; O (şufa muamelesi yapılacak şeylerin) yolunun bir olması durumunda, şufa hakkında şöyle buyurdu: "(Şufa) sahibi hazır bulunmuyor olsa da, ondan dolayı o beklenir!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Şufa Hakkında
2684-)
Bize Muhammed ibnu’l-Alâ' haber verip (dedi ki), bize Abdullah b. İdris, İbn Cureyc'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), mesken veya bahçe olsun, taksim edilmemiş olan her ortaklıkta şuf’a (hakkı olacağı) hükmünü verdi: "(Bir kimseye), ortağına bildirmedikçe (payını) satması helâl olmaz. Eğer (ortağı) isterse (payını satın) alır, isterse bırakır. Şayet (payını) satar da ortağına bildirmezse, (ortağı onu almaya) daha çok hak sahibidir!" Ebu muhammed (ed-Dârimî'ye); "bu (hadisin zahirinin delâlet ettiği) görüşü benimsiyor musun?" denildi, O da; "evet" karşılığını verdi.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Alışveriş Kitabı
Konu: Şufa Hakkında
2685-)
Bize Ebu'n-Numan haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey’ rivâyet edip (dedi ki), bize Davud, Ebu Nadra'dan, (O da) Ebu Saîd'den (naklen) rivâyet etti ki; Ebu Mûsa el-Eş'ari, Hazret-i Ömer'in yanına girmek için üç defa izin istemiş de O, O'na izin vermemiş. Bunun üzerine O da geri dönmüş. Sonra (Hazret-i Ömer O'nu çağırtıp); "niye geri döndün?" diye sormuş. O da şöyle cevap vermiş: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Giriş izni isteyen kimse üç defa izin istediğinde eğer ona izin verilirse ne âlâ, aksi halde geri dönün!" O zaman (Hazret-i Ömer); "ya (Hazret-i Peygamber'in böyle buyurduğuna) seninle beraber şahidlik edecek birini mutlaka getireceksin, yahut ben (sana) yapacağım da yapacağım!" demiş. Ebu Said sözüne şöyle devam etti: (Derken Ebu Mûsa), ben Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Ashabından bir topluluk içindeyken bizim yanımıza, Hazret-i Ömer'in kendisini tehdidinden korkmuş bir halde geldi ve başımıza dikilip şöyle dedi: "Allah aşkına, sizden, bunu Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) işitmiş olan bir adamın bu konuda benim için mutlaka şahitlik etmesini istiyorum!" (Ebu Saîd sözünün devamında) şöyle dedi: O zaman ben; "O'na haber ver ki, ben bu hususta seninle baraberim!" dedim. Bunu başkaları da söyledi. Bunun üzerine Ebu Mûsa'nın keder ve üzüntüsü kayboldu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Giriş İzni Üç Defa İstenir
2686-)
Bize Saîd ibnu'r-Rebi' haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Muhammed İbnu’l-Munkedir'den, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben Cabir b. Abdillah'ı işitmiştim, şöyle demişti: Ben (bir defasında) Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) (evine) gelip kapısını çalmıştım. O da; "Kim o?" buyurmuştu. Ben; "benim" demiştim. Bunun üzerine O; "Benim! Benim!" buyurmuş ve bundan hoşlanmamıştı.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Giriş İzni Nasıl İstenir?
2687-)
Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan rivâyet edip dedi ki, ben Muharib b. Disar'ı, Cabir b. Ab dili ah'tan (naklen) anlatırken işittim ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kişinin (yolculuk dönüşü) ailesine geceleyin gelmesini veya onlara hainlik suçlamasında bulunmasını, yahut onların kusurlarını araştırmasını yasakladı. Süfyan demiş ki: (Bu hadisteki), "...veya onlara hainlik suçlamasında bulunmasını, yahut onların kusurlarını araştırmasını" sözünün, Muharib'in söylediği birşey mi, yoksa hadisin aslında olan birşey mi olduğunu bilmiyorum!
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Kişinin, Ailesine Geceleyin Gelmesinin Yasaklanması Hakkında
2688-)
Bize Saîd b. Âmir, Avf’tan, (O) Zürâre b. Evfa'dan, (O da) Abdullah b. Selâm'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye geldiğinde, halk O'nu gözlemeye çıkmış ve (gelişini uzaktan görünce); "Allah'ın elçisi geldi!" demişlerdi. (Abdullah) sözüne şöyle devam etti: Ben de, (karşılamaya) çıkanlarla beraber çıkmıştım. Derken yüzünü gördüğüm zaman anlamıştım ki, Onun yüzü, hiç yalancı yüzü değildir. Sonra O'ndan duyduğum ilk şey; şöyle buyurması oldu: "Ey insanlar! Selâmı yayın, yemek yedirin, yakınlarla alâkayı devam ettirin, insanlar uyurken namaz kılın ki, Cennet'e selâmetle giresiniz!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Selâmı Yaymak Hakkında
2689-)
Bize Ubeydullah, İsrail'den, (O) Ebu İshak'tan, (O) el-Haris'ten, (O da) Hazret-i Ali'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanın müslüman üzerinde altı (hakkı) vardır: Karşılaştığında ona selâm verir, aksırdığında ona; "Allah sana merhamet etsin" diyerek hayır dua eder, hastalandığında onu ziyaret eder, çağırdığında çağrısına karşılık verir, öldüğünde (cenaze namazında) hazır bulunur, kendisi için sevdiği şeyi onun için de sever ve gıyabında onun iyiliğini İster."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Müslümanın, Müslüman Üzerindeki Hakkı Hususunda
2690-)
Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize Hayve rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Hani' el-Havlani haber verdi ki, Ebu Ali el-Cenbi kendisine, Fedâle b. Ubeyd'den, (O da) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etmiş ki, O şöyle buyurmuş: "Binek üzerinde olan yaya olana, ayakta olan oturmakta olana, az olan çok olana selâm verir."
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Binek Üzerinde Olanın Yaya Olana Selâm Vermesi Hakkında
2691-)
Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdullah b. Dinar'dan, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şu bir gerçek ki, yahudilerden biri (size) selâm verdiğinde ancak "es-sa'mu aleyk = ölüm üzerine olsun" der, bu sebeple sen de; "aleyke = senin üzerine olsun" karşılığını ver. "
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: İ Kitabın Selamını Almak Hakkında
2692-)
Bize Sehl b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Seyyar'dan, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben Sabit el-Bunani ile yürüyordum. Derken O bazı çocukların yanından geçmişti de, onlara selâm vermişti. Sabit (sonra) anlatmıştı ki, kendisi Enes'le vuruyormuş. Derken O bazı çocukların yanından geçmişti de onlara selâm vermişti. Enes de (sonra) anlatmış ki; O, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile berabermiş. Derken o bazı çocukların yanından geçmişti de onlara selâm vermişti.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Çocuklara Selâm Vermek Hakkında
2693-)
Bize el-Hakem b. Nâfi’, Şuayb b. ebi Hamza'dan, (O da) İbn Ebi Hüseyn'den (naklen) haber verdi (ki, O şöyle demiş): Bana Şehr, Eşheloğulları'nın kadınlarından biri olan Esma bint Yezid ibni's-Seken'den (naklen) rivâyet etti ki, O bir ara bazı kadınların içinde bulunuyormuş. Derken yanlarından Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geçmiş de onlara selâm vermiş.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Kadınlara Selâm Verme Hakkında
2694-)
Bize el-Hakem b. Nafi’, Şuayb b. Ebi Hamza'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Ebu Seleme b. Abdirahman rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Âişe şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün) demiş ki: "Âişe! Bu (yanımdaki) Cibril'dir. Sana selâm veriyor!" (Hazret-i Âişe de); "ve aleyhi's-selâm ve rahmetullahi ve berekatuhu = selâm, Allah'ın rahmeti ve bereketleri O'nun da üzerine olsun!" karşılığını vermiş. (Hazret-i Âişe sözünün devamında) şöyle demiş: "O (yani Hazret-i Peygamber), benim görmediğim şeyleri görür!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Bir Kişiye Selâm Gönderildiğinde Bunu Nasıl Alır?
2695-)
Bize Abdullah b. Mesleme rivâyet edip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, ibnul-Muğire'dir-, Humeyd b. Hilâl'den, (O) Abdullah ibnu's-Samit'ten, (O da) Ebu Zerr'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldı. Sonra namazını bitirince ben yanına gelip (selâm verdim). Böylece ben (O'na) İslam selâmı ile selâm veren ilk kimse oldum. O zaman O; "Aleyke's-selâm ve rahmetullah! Kimlerdensin?" buyurdu. Ben; "Gıfar kabilesinden" dedim. (Ebu Zerr sözünün devamında) şöyle dedi: Bunun üzerine O, eliyle (hoşnutsuzluk) işareti yaptı da, ben içimden; "Ğıfar'a mensup olmamdan hoşlanmadı" dedim.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Selâmın Alınması Hakkında
2696-)
Bize Muhammed b. Kesir rivâyet edip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman, Avf’tan, (O) Ebu Reca'dan, (O da) İmran b. Husayn'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip; "es-selâmu aleyküm!" dedi. O da selâmını aldı ve "On (sevap kazandı!)" buyurdu. Sonra başka bir adam gelip selâm verdi ve "es-selâmu aleyküm ve rahmetullah!" dedi. Onun da selâmını aldı ve "Yirmi (sevap kazandı!)" buyurdu. Ardından başka bir adam gelip selâm verdi ve "es-selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh!" dedi. O, bunun da selâmını aldı ve "Otuz (sevap kazandı!)" buyurdu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Selâm Vermenin Ve Selâm Almanın Fazileti Hakkında
2697-)
Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Muaz b. Hişam rivâyet edip (dedi ki), bana babam, Katâde'den, (O) el-Hasan'dan, (O) el-Husayn'dan, (O da) el-Muhacir b. Kunfuz'dan (naklen) rivâyet etti ki; O Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), işiyorken selâm vermiş de, (Hazret-i Peygamber) abdest alıncaya kadar selâmını almamış, abdest aldıktan sonra selâmını almış.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Bîr Adama, İşiyorken Selâm Verildiğinde
2698-)
Bize Yahya b. Bîstam haber verip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd, Yezid b. Ebi Habib'den, (O) Ebu’l-Hayr'dan, (O da) Ukbe b. Amir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Tek başlarına iken nâmahrem) kadınların yanlarına girmeyin!" Denildi ki, "yâ Resûlüllah, kocanın erkek yakınları hariç olsun!" Bunun üzerine O; "Kocanın erkek yakınları ölüm (ve helak sebebinin) ta kendisidir!" buyurdu. Yahya dedi ki; (hadiste geçen) "el-hamu" kelimesi, "kocanın yakınları" demektir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Nâmahrem Kadınların Yanlarına Girmenin Yasaklanması Hakkında
2699-)
Bize Muhamed b. Yusuf ile Ebu Nuaym, Süfyan'dan, (O) Amr b. Saîd'den, (O) Ebu Zur'a b. Amr b. Cerir'den, (O da) Cerir'den (naklen) rivâyet ettiler ki, O şöyle demiş: Ben Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), (nâmahrem bir kadına) ansızın bakışın (hükmünü) sormuştum da O; "Gözünü başka tarafa çevir!" buyurmuştu.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Ansızın Bakış Hakkında
2700-)
Bize Ahmed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Muhammed -ki O, İbn İshak’tır-, Nafi'den, (O) Safiyye bint Ebi Ubeyd'den, (O da) Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımı Hazret-i Ummü Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) kadının eteğini (inciğin yarısından aşağıya ne kadar uzatacağı) soruldu da O; "Bir karış!" buyurdu. Ben; "yâ Resûlüllah, o halde ayakları görünür!" dedim; "Öyleyse bir arşın (uzatsınlar). Bundan fazla yapmasınlar!" buyurdu. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki; bazı insanlar (bu hadisin senedinde); "..Nafi'den, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O da Hazret-i Ümmü Seleme'den naklen...)" derler.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Kadınların Etekleri Hakkında
2701-)
Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Mansur'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Rib'iyy b. Hıraş, bir kadından, (O da) Huzeyfe'nin bir kızkardeşinden (naklen) rivâyet etti ki, O şöye demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: "Ey kadınlar topluluğu! Sizin, süs olarak takınacağınız gümüş şeyleriniz yok mu? Şunu iyi bilin, durum şu ki, sizden altın süs takınıp da onu (nâmahrem erkeklere) gösteren hiçbir kadın yoktur ki, bu (altın süs) sebebiyle azab edilecek olmasın!"
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Kadının, Süsünü Göstermesinin Mekruhluğu Hakkında
2702-)
Bize Ebu Asım, Sabit b. Umare’den, (O) Ğuneym b. Kays'tan, (O da) Ebu Mûsa'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Hangi kadın güzel koku sürünür, sonra dışarıya çıkar da kokusu hissedilirse, o zina etmiş olur. (Ona şehvetle bakan) her göz de zina etmiş olur." Ebu Asım; "bazı arkadaşlarımız bu (hadisi) merfu (yani Hazret-i Peygamber'in sözü) olarak rivâyet ediyor" da demiştir.
Kaynak: Sünen-i Dârimî, Görgü Kuralları Kitabı
Konu: Kadının, Dışarıya Çıkacağı Zaman Güzel Koku Sürünmesinin Yasaklanması Hakkında